-i
, i
—
Türk kitapçılığının yazılmamış
IV . Melımet » m a m İstan- btılda iki yıl kalarak gördüklerini gündelik notlar halinde bırakmış olan (Binilir gece) mütercimi -v__l iftUaad’m geçen giiıı de bir
. !, itiğim hu not-fılıdan yazılmış eserlerin âmiri ve Fransız Büyük Elçisi Marki cenaplarına şu kadar ve bıı ka dar kuruştan satıldığı, veya sa tılmasına teşebbüs edildiği hak kında kayıtlarla doludur. Ve bu kayıtlar, bizdeki kitapçılığın ve tâ biliği«* matbaam** kurulmasından önceki durumunu göstermekte, ve bu ilk şekilde de, eseı* muhar ririnin hie kâr etmiyerek kitabı o zamanki şartlar içinde yapanın istifade ettiği anlaşılmaktadır. Halbuki, bugünün sırf semıaye- - ~y ş dayanan ve onun sayesinde iş _ gÖTen tabiine nisbetk*, o eski şe
kildeki tâbi yine bir hattat, yan» başka bir sanatkârdır ve kârın hiç değilse pek büyiik bir emek mukabilinde elde etmektedir. Ilâ-
Z ve edeyim ki, bu fıkra ile söyle mek istediğim şey, geçen giin Mıı- rad Sertoğlu arkadaşımızın bu sütunlarda tahlil ettiği (Fakir ka lan müellif - zengin elan tâbi) bahsini ele almak değil, fakat medeniyet tarihimizin ¡»ek çok safhası gibi - onuıı şüphesiz hi bir faslını teşkil eden - Türk kitapçı lığı tarihinin de iıemiz bâkir bir aıevzıı olarak durduğuna
İşaret
hattattara-etmektir. Babıâli caddesindeki iki biijük tabiden birinin anî ve tez ölümü, bir diğerinin de elli yıllık meslek bayatını bitirmiş buhm- ması münasebet ile günün konulu- ğu mevkiine bir iki gün - aşk ve para cinayetlerinin müsaadesi nis betinde - geçen bu Türk kitapçı lığının menşelerinden ve gelişme sinden, ziyadece habersiz değil: miyiz? Garp memleketlerinde ix'r kaç asırlık mazileri bulunan tâbi lik teşkilâtı bizde ne zaman ku ruldu, bugünkü tabilerin ilk ced- leri kimler ve onların bastıkları eserler nelerdir? Tabiler ilk ola rak neler bastılar ve müelliflere - şayet verdilerse! - 11e verdiler?
A » evvel dediğimiz gibi, bu husustaki malûmatın azlığı mede-i niyet tarihimizin hiç de ehemnıı-j yetsiz sayılması caiz olmayan biri kısmını meçhuller içinde bırakı-1 yor. Ölüme erkenden kaptırdığı- f mız Selim N üz he t, lıöyle bir eser için İdeal bir müellif olurdu. A y ni işi şimdi veya Mustafa Nihat Özoıı de salâhiyet h' başarabilecekleri gibi, devlet, merkezinde ve şehrimizdeki Ede- ! biyat Fakültelerinde mezuniyet ve doktora tezleri lıazırhyacak bazı gençlerimizi de bu iş için ge rekli malzemeyi hazırlamakla ö- devB 1, ¡bırak pek isaiıetli bir ha reket ulur. t î ‘t i
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi