• Sonuç bulunamadı

Muhammed Kerim Yusuf-i Cemali, Zindegâni-i Şah İsmail-i Evvel (Bâ nigâreş ber hususiyat-ı cismi, ruhi, zovki, ahlaki, mezhebi ve revabıt-ı cı bâ düvel-i harici), (I. Şah Ismail'in Hayatı (Beden, Ruh, Zevk, Ahlak, Din Bakımından Özelliklerinin Tasviri ve Y

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Muhammed Kerim Yusuf-i Cemali, Zindegâni-i Şah İsmail-i Evvel (Bâ nigâreş ber hususiyat-ı cismi, ruhi, zovki, ahlaki, mezhebi ve revabıt-ı cı bâ düvel-i harici), (I. Şah Ismail'in Hayatı (Beden, Ruh, Zevk, Ahlak, Din Bakımından Özelliklerinin Tasviri ve Y"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Kitap Tan~tmalar:

Muhammed Kerim Yusuf-i Cemali, Zindegâni-i ~ah ~smail-i Evvel (Bâ

nigâre~~ ber hususiyat-~~ cismi, ruhi, zovki, ahlaki, mezhebi ve revab~t-~~ c~~ bâ

düvel-i harici), (I. ~ah Ismail'in Hayat~~ (Beden, Ruh, Zevk, Ahlak, Din

Ba-k~m~ndan Özelliklerinin Tasviri ve Yabanc~~ Devletler ~le ili~kileri),

~nti-~arat-~~ Muhte~em, Ka~an 1376 (1997), ISBN 964-91244-2-1.

Merhum Prof. Dr. Faruk Sümer, 1976 y~l~nda bas~lan Safevi devletinin kurulu~una dair yazd~-~~~ eserine "Safevi Devleti'nin kurulu~u ~slam ve Türkiye tarihinde mühim bir hadisedir. Bu hadise-nin en mühim neticesi, ~slam alemihadise-nin merkezinde yeni bir âlemin meydana gelmi~~ olmas~d~r. Ba~l~ca vasfi ~filik olan ve Iran'~~ içine alan bu âlem, varl~~~n~, bilindi~i gibi, zaman~m~za kadar devam ettirmi~tir. Anadolulu Türklerin Safevi devletini kurmalar~~ ve bu unsurun zor kullanarak ~iili~i ~ran'~n rakipsiz bir mezhebi haline getirmesi bugüne kadar ilim âlemince lây~luyle anla~~lmam~~~ bir konudur" ifadesi ile ba~lamakta, "Safevi devletinin milli bir ~ran devleti oldu~u görü~ünün art~k ciddi ilim adamlar~~ aras~nda pek taraftar~~ kalmad~~~n~" belirterek, "Safevi devleti tarihinin bizim için ta~~d~~~~ ehemmiyet, bilhassa devleti kuran ve geli~tiren unsurun Anadolulu olmas~~ ve bunlarla ilgili olarak kalabal~k say~da göçebe ve köylü Türk toplululdar~n~n bu ülkeden ~ran'a göç etmeleridir" diyerek "devletin kurulduktan sonra da uzun zaman, bilhassa insan gücü bak~m~ndan Anadolu'dan beslendi~i sonucuna" varmaktad~r.

Kaynaklardaki ifadelerden de anla~~laca~~~ üzere, Safevi devleti kurulmadan önce, Erdebil aha-lisi de dahil olmak üzere, iran halk~n~n büyük ço~unlu~u Sünni oldu~u gibi, XV. yüzy~l ortalar~na kadar tarikat da Sünni inançlara sahip idi. ~ah ~smail bask~~ ve ~iddete ba~vurarak, ~fili~i ~ran'daki Sünni ahaliye zorla kabul ettirmi~tir ki, eserde de buna s~k s~k vurgu yap~lmaktad~r.

17 bölümden meydana gelen eserin Önsöz'ünde, yazar Tebriz Üniversitesi'nde ö~rencili~inin son y~llar~nda merhum Nasrullah Felsefi'nin "Zindegâni-i ~ah Abbas-~~ Evvel" (I. ~ah Abbas'~n Haya-t~) adl~~ kitab~n~~ okuyup, bunun tesisi ile ileride ayn~~ tarzda bir eser kaleme almay~~ dü~ündü~ünü ve bunu bugün gerçekle~tirdi~ini dile getirmektedir.

Yazar, kaynaklar~n genel olarak tan~t~m~~ ile ba~lamakta (s. 23-46), Safvetu's-Saf, Kitab-~~ Di-yarbekriyye, Alem ârâ-yi Emini, Habibü's-Siyer, Selimnâme-i Bidlisi, Lubbu't-Tevârih, Cihangu~â-yi Hakan, Cihanârâ, Mir'âtu'l-Edvâr, Tarih-i ~lçi-i Nizam~ah, Ahsenü't-Tevârih, Rayzatu's-Safeviye, Alemârâ-yi ~ah ~smail, Alemârâ-yi Abbâsi, Târih-i ink~lâb-~~ ~slâm, Tarih-i Sultâni, Zubdetu't- Tevârih, Râk~m, Fevaid-i Safeviye, Mearic el-TevIdd gibi, tamam~~ Farsça 20 kaynak eser hakk~nda bilgi vermektedir.

Bölüm (s. 47-59) ~ah ~smail'in hayat~n~~ konu edinmi~~ olup, do~umu, ailesi, Erdebil ve Lâhi-can'daki hayat~~ (s. 50), ~erur sava~~~ ve tahta oturmas~, fiziki ve ruhi özellikleri (s. 52) anlaulmaktad~r. Kaynaklar ve kendisini gören Venedikli tüccarlar~n verdi~i bilgilerden anla~~ld~~~na göre o, orta boylu, k~z~l saçl~, koyun gözü gibi gözlere sahipti. B~y~kl~, fakat sakal~~ yoktu. Sol elini kullan~yordu (s. 53). At üstünde vuru~may~, kaba~a ok atmay~~ ve içkiyi sever, kan dökmekten ho~lan~rd~. ~iir ve edebiyata, musikiye merakl~~ idi (s. 55-56). K~l~ç ve m~zrak kullanmakta mahir, ata binmekte e~sizdi (s.139).

Bölüm (s. 61-94), ~ah Ismail'in bilgi durumu ve ilmi konusuna tahsis edilmi~~ olup, faziletle-ri, ~airli~i (s. 62), ~airlere alâkas~, Haufi, Fuzuli, Ümidi-i Razi, Baba Figani-i ~irazi, Lisani-i ~irazi, Muhammed-i Ni~aburi, Kad~~ Nurullah, Kad~~ Muhammed (Visali) gibi ça~da~' veya saray~nda bulu-nan ~airler hakk~nda bilgi verilir. Burada onun küçüldü~ünde dini ilimler tahsil edip, Arapça ve Farsça ö~rendi~i, ana dili olan Türkçe'nin saray~n resmi dili olup, Türk dilini te~vik etti~i, Hatâi mahlas~~ ile ~iirler yazd~~~, bunlar~n tahminen 10 bin beyt oldu~u, destan ~airi Firdevsi'ye kar~~~ özel bir ilgisi olup, çocuklar~n~n adlar~n~~ da (Tahmasb, Sam ve Behram) ~ehname'cleki kahramanlardan Belleten, C. LXXV, 39

(2)

610

KITAP TANI'TMA

seçti~i, Çald~ran sava~~~ s~ras~nda askerlerini co~turmak için Iran-Turan sava~lar~~ ile ilgili k~s~mlar~~ seçti~i, bunun d~~mda Köro~lu destanlan okudu~u (s. 68) kaydedilir.

Bölüm (s. 95-105), ~ah Ismail'in latifeler ve hicivlere kar~~~ tutumuna ayr~lm~~~ olup, onun bu gibi kimselere bazen maa~~ ba~lad~~~, bazen ise saraydan kovdu~u, zaman zaman edebl de~eri olma-yan basit ~iirler ve medhiyeleri ödüllendirdi~i (s. 97), mezheb taassubu ile Horasanh ~air Muzaffer'in önce diri diri derisinin ytizillmesini buyurdu~u, fakat sonra onu bahlapp, hirat ku~and~rd~~~~ (s. 98), saray ~airlerinden olan Melik Hanrnin gözden dü~mesi sonucu Tebriz'de baca~~ndan minareye as~larak öldürüldü~ü (s. 99) belirtilir.

Bölüm (s. 103-105) devrin ~air vezirlerine ayr~lmqur. Bunlar 3 ki~i olup, Muhammed Han Deylend, Mirza ~ah Hüseyin-i Isfahant ve daha sonra ~ah Tahmasb taraf~ndan diri diri yak~lan Hace Celaleddin Muhammed-i Tebrizi idiler.

Bölüm (s. 107-111), ~ah Ismail'in ça~da~~~ ve saray~nda bulunan sanatkarlar, ulema ve bilim adamlar~~ ba~l~~~n, ta~~maktad~r. Burada Mevlana Hüseyin Vaiz, Mevlana Nizam-~~ Esterabacli, Emir Cemaleddin Muhammed-i Esterabadt, ~eyh Ali-i Müctehid, Emir G~yaseddin Mansur, ~eyh Zeyned-din Cebel-i Amili, Mevlana Ebül-Hasan-~~ Baverl ve Ilahi-i Erdebilt gibi 8 tane ~ii Zeyned-din adam~~ hakk~n-da bilgi verilir.

Bölüm (s. 113-120), inançlanndan dolay~~ ~ah Ismail veya beglerinin gazab~na u~ramalarm-dan ötürü ~ran'u~ramalarm-dan göç etmek zorunda kalan ulema ve ~airlere aittir. Burada 3 ki~iden, Ibrahim-i GüL~ent, Fazh~llah b. Ruzbehan ve Muslihiddin-i Larrnin durumlar~ndan söz edilir.

Bölüm (s. 121-123), ~ah Ismail'in sanat ve hattath~a ilgisine dair olup, ~ah Mahmud-i Ni~a-bur?, Mevlana Mir Ali ve Mevlana Sultan Ali'den k~saca bahsedifir.

Bölüm (s. 125-136), ~ah Ismail ve hanedan mensuplar~n~n nakka~hk, nakka~lar, hattadar ile musild ve musiki~inaslara kar~~~ olan alakas~~ ile ilgili olup, bu bölümde "~kinci Mani" olarak adland~-r~lan üstad Kemaleddin Bihzad ve Mani-i ~irazrden bahsedildikten sonra, ba~lar~nda börk, s~rtlar~n-da kaplan postu, sakallan ura~h, belleri luhçh, boyunlar~ns~rtlar~n-da çö~ürleri ile "ozanlann" orduyu co~-tunnak için çal~p, varsa~~~ okuduklan kaydediliyor (s. 132).

Bölüm (s. 137-175), ~ah Ismail'in ahlaki özellikleri, huy ve karakteri ile ilgilidir. Bu bölüm-de onun birbirine z~t davran~~lar~, cömertli~i, aamasnli~~, mütevaz~~ tav~rlar~~ (s. 144), yi~itli~i, cesare-ti, iyilikseverli~i, devlet adand~~~~ (s. 150), din ve devlete ihanet edenlere kar~~~ davran~~~~ (s. 152), ayaklananlara kar~~~ tavr~, yol kesenler, lursular, vurguncular ve ticaret erbab~na kar~~~ tutumu (s. 157) uzun uzun anlat~l~r ve bu konularda kaynaklardan çe~itli örnekler naldedilin De~i~ik i~kence, cezaland~rma ve öldürme ~ekilleri verilir ve nihayet ~al~'m insan eti yiyen "çiy yiyen"lerinin dahi varl~~~~ (s. 165) kaydedilir.

Bölüm (s. 177-188), ~ah Ismail'in Safevl hanedanma ba~l~l~k gösterenlere kar~~~ sergiledi~i farkl~~ davram~lara dair olup, burada Isfahanb verir Mirza ~ah Hüseyin, Necm-i Said lakab~~ ile tan~-nan Isfahanb Emir Yar Ahmed-i Hoyzani ve ~amlu Durmu~~ Han ile ilgili olaylar anlat~hr.

Bölüm (s. 189-223), ~ahl~k ve akrabal~k ba~li~uu ta~~r. Burada ~al~'m anne taraf~ndan ak-rabalar~na ve hatta kendi annesine kar~~~ olumsuz tutumu, Ak Koyunlu hanedan~~ mensuplann~~ çoluk-çocuk demeden öldürtmesi, asi karde~i Süleyman Mirza ve di~erleri ile ili~kisi anlat~l~r. Bu vesile ile onun anne taraf~ndan akrabalar~na kar~~~ kötü davran~~~~ ile ilgili olarak, Venedildi tüccar'', bir ifadesini de aktar~r: "Neron'dan bu zamana ondan daha kan dökücü hükümdar gelmemi~ti" (s. 190). Bu bölümde bundan sonra o~ullar~~ Tahmasb Mirza, Elkas Mirza, Sam Mirza, Rüstem Mirza, Behram Mirza, Sultan Hüseyin Mirza ile say~lar~~ 15'i ve fakat adlar~~ bilinen k~zlar~~ Perihan Han~m, Mihin Banu Han~m, Sultan~m, Hane~~ Han~m, Hayrünnisa Bigim hakk~nda bilgi verilir ve nihayet Italyan tüccarlar~na dayanarak sava~a kat~lan, ok at~p, k~l~ç kullanan kad~nlar~n varl~~~ndan (s. 214) söz edilir.

(3)

K~TAP TANITMA

611

Bölüm (s. 225-236), ~ah Ismail'in han~mlar~na aynlm~~t~r. Burada onun 3 hammn~m, Beh-ruze Han~m, Tadu (bu onun LIkab~~ olmal~) Bigim ve Mehd-i Ulya (bu da lakab~~ olmal~, ~irvan~ahlar ailesine mensup olan bu han~m ile ~ah ~smail ölümünden 1 y~l önce evlenmi~~ idi)'mn adlar~~ sarlip, onlar hakk~nda bilgi verilir. Bunlardan Behruze Han~m'~n Çald~ran'da Osmanblara tutsak dü~erek, bundan sonra evlendirilip Osmanl~~ ülkesinde kald~~~, Tad~~ Bigim'in ise tutsak dü~tükten sonra küpelerini vermek suretiyle kurtuldu~u, ~ah Ismail'in ölümünün ard~ndan uzun müddet, 15 y~l kadar ~ah Tahmasb'~n yan~nda kald~ktan sonra, nihayet Fars'taki me~hur ~stahr kalesine sürülüp, orada öldü~ü (s. 229) belirtilir.

Bölüm (s. 237-250), ~ah ~smail'in dini siyaseti ve 12 ~mam ~ifli~i mezhebini Iran'da yegâne resmi mezheb haline getirme hususundaki ha~inli~i ba~li~nu ta~~r. Bu bölümde ~ah ~smail'in mezheb ile ilgisi, Iran'da taziye okuma yerlerinin yeniden faaliyete geçmesi, Pak imamlara kar~~~ olan ilgi ve saygn~~ (s. 243), kendisinin dedi~ine göre, Hz. Ali'nin yard~m~~ ile defalarca ölümden kurtuldu-~u, kendisinin gelece~i vaad edilen zaman~n imam~~ Mehdi oldu~una inand~~~~ (s. 247), Iran'da 12 ~mam ~illi~ini kabul ettirme hususundaki gayreti (s. 249), Ba~dad'da ~mam Ebu Hanife'nin türbesi-ne kar~~~ davran~~~, kabrini tahrip etnrmesi (s. 253), ~air Cami ve ~mam Fahr-i RazFnin kabirlerinin tahribi ve kemiklerinin yak~lmas~~ hususunda ferman~~ (s. 255), Allâme Devvâni ile ili~kisi (s. 256), din ve devlet muhaliflerinin ortadan kald~r~lmas~~ hususunda ihmal göstermeyip, onlar~n katillerini ödüllendirdi~i (s. 258), ~eriat~n yasaklad~~~~ ~eylere kar~~~ uygunsuz tutumu ve ald~rmazli~~~ (s. 260), siyasi emellerine eri~ebilmek için insanlar~n safl~~~~ ve ahmald~~mdan istifade etti~i ve pek çok gaybi ilham ve kerametinin mevcut oldu~una inand~~~~ konulan ele al~n~r ve kaynaklardan nakillerde bulunulur.

Burada yazar, ~ah ~smail ve yamndakilerin tutum ve davran~~lar~na bakarak, onlar~n Allah ve peygamberine pek fazla itikadan olmay~p, ~eriata uymad~klar~~ (s. 238), K~z~lba.~larm ~ah'~n keramet-lerine haddinden fazla inanm~~~ olup, Çald~ran yenilgisinden sonra Safevi devri müverrihlerinin, böyle bir yenilgiden dolay~~ Allah'a ~ükrettilderini, zira böylelikle K~z~lba~lann ~ah'm da bir insan oldu~unu, hata yapabilece~ini anlad~klar~n~~ ve kabullendilderini (s. 239) kaydeder. Safevi devri müverrihlerinin birço~u ve hattâ ~ah'~~ görmü~~ olan Venedikli tüccarlar~n ifadesine göre, halk~n ~ah'a olan inançlar~~ o dereceyi bulmu~~ idi ki, durum imamlara niyabeti geçmi~, onu yeryüzünde "Zillullah" ve hatta "Allah" olarak görmeye ba~lay~p, ~ran'da "Allah" sözü unutulup, yerini "~smail" sözü alm~~t~~ (s. 247). Burada kaynaklarda bununla ilgili naldller yap~l~r.

Eserde Sünnilere kar~~~ uygulanan bask~, ~iddet ve katliamlar ile ilgili çe~itli örnekler verilir. Bunlardan, devrim tan~nm~~~ ulemas~ndan DevvanFnin sonunda ~iili~i kabulü ile ilgili anlat~lanlar oldukça ilgi çekicidir (s. 258). ~ah'~n ~eriaun yasaklad~~~~ ~eylere kar~~~ tutumu ve ya~ay~~~~ ile ilgili verilen örnekler ise oldukça olumsuzdur (s. 260 v.dv.).

Asl~nda devrin kaynaklar~ndan anla~~laca~~~ üzere, ~ah'~n z~t karakterli, çeli~ki dolu bir ~ahsiyet oldu~u belirtilerek (s. 263), onun daha erken ya~larda nücum ilmi, &k~l~k ve sihir ile me~gul oldu~u, saf halk~~ cezp etmek için bunlar~~ kulland~~~~ belirtilir ve bu arada onun keramederi ve mucizeleri de say~l~r (s. 276 v.dv.).

Bölüm (s. 281-301), ~ah'~n zevk ve e~lencelerine dâirdir. Bu bölümde onun ~ehirlerin süs-lenmesi ve düzenlenen e~lencelere kat~lmaktan ho~land~~~~ (s. 280), çevgan oynamak ve kaba~a ok atma müsabakalarma kat~ld~~~~ (s. 282), sürek aylar~~ düzenledi~i (s. 283), 8 çe~it ava gitti~i (sürek av~, bal~k av~, domuz av~, kaplan av~, arslan av~, panzehirli hayvan av~, b~ld~rcm av~, yabani at av~) (s. 284-294), Çald~ran'dan sonra kendini içki ve e~lenceye verdi~i (s. 294) ve nihayet yemeden içmeden kesilip, devaml~~ gece-gündüz içki içip, alkolik olmas~~ ve karaci~erinin iflas~~ sonucu hastalamp, 19 Recep 930 (23 May~s 1524) Pazartesi günü Erdebirden Ucan yayla~ma giderken, Say~n Gedi~i denilen yerde ölüp, ay~n 21'inde Çar~amba günü kendi ad~n~~ ta~~yan kümbedde gömüldü~ü (s. 296 v.dv.) ar~lauhr ve ölümü dolay~s~~ ile dü~ülen tarihler verilir.

(4)

612

K~TAP TANITMA

Esasen Çald~ran yenilgisi devamh zaferden zafere ko~mu~~ olan Safevi ~ah'~nda derin bir ruhi çöküntü yaratm~~t~. Hoca Sadeddin'in naldetti~ine göre, onun, u~rad~~~~ yenilginin üzüntüsüne, dedesi Ak Koyunlu Uzun Hasan Beg'den daha uzun bir zaman dayanmas~~ Kanuni Süleyman, Vezir ~brahim Pa~a ve tarihçi Hoca Sadeddin'in babas~~ Hasan Can aras~nda yap~lan bir sohbet toplant~s~n-da toplant~s~n-da dile getirilmi~, bu husus, onun kendisini tamamen içkiye vermi~~ olmas~~ ile izah edilmi~ti. Onun yenilgisinden sonra, dedesine luyasla daha fazla ya~amas~~ muhakkak ki genç olmas~~ ile ilgili-dir. Zira Hasan Beg (öl. 1478) Odukbeli'nde yenildi~inde 50, ~ah ~smail (öl. 1524) Çald~ran'da yenildi~inde 27 ya~~nda bulunuyordu.

Bölüm (s. 303-307), ~ah Ismail'in yabanc~~ devletler ile münasebetleri ba~h~um ta~~malda birlikte, burada daha önceki, özellikle Mo~ollar devrindeki ili~kilerden özet olarak söz edilir.

Bölüm (s. 309-315), ~ran'~n Safevi devletinin kurulmas~ndan önce Avrupa devletleri ile ili~kilerinin ba~lamas~~ ile ilgili olup, Kara Koyunlu ve Ak Koyunlular devrinde ~ran (s. 303), Kara Koyunlu ve Ak Koyunlular~n Avrupa ile münasebetleri (s. 310), Despina Hatun ile Hasan Beg'in evlili~inin Venedikliler aç~s~ndan önemi (s. 311), Hasan Beg ile Despina Hatun'un siyasi evlilikleri (s. 312) gibi konulara temas edilir ve bu devirde ~ran'~n Osmanl~lar d~~~nda di~er devletler ile iyi ili~ki-ler içinde oldu~u vurgulamr.

Bölüm (s. 317-343), ~ah Ismail'in yabanc~~ devletler ile siyasi ve iktisadi münasebetlerine ayr~lm~~ur. Bu bölümde ~ran'~n Venedik, Portekiz ve ~spanya ile münasebetleri (s. 317), Albukerk'in Hürmüz adas~na sald~rmas~~ (s. 318), Özbekler ile münasebet ve ~eybek Han'~n ortadan kald~r~lmas~~ (s. 321), ~ah Ismail'in, Sultan Hüseyin Baykara ve Timurlu Babür ile münasebeti (s. 323), ~ah Is-mail'in II. Bayezid ile münasebeti (s. 327), ~ran ile Osmanl~~ devleti aras~nda ihtilafin ba~lamas~n~n sebepleri (s. 330), Sultan Selim'in tahta oturmas~, ~ran ve Osmanl~~ devletleri aras~nda ihtilafin bü-yümesi (s. 331), sava~~ ve yenilgi (s. 335), sava~tan sonras~, M~s~r Memlülderi ve di~er Avrupa devlet-lerini Osmanl~~ devleti aleyhine lu~lurtma te~ebbüsleri (s. 336) gibi konular ele al~nm~~t~r. Ancak bu son olaylar oldukça k~sa geçilmi~tir.

Burada ~u hususa da dikkat çekmek gerekir: Osmanh Sultan~~ Selim'in Iran seferine ç~kmadan önce tehlikeli görüp, tespit ettirdi~i 40 bin Ka~lba~tan bir k~sm~n~~ öldürüp, bir k~sm~n~~ da hapsettir-di~ine dair Osmanl~~ tarihçilerinin kay~tlar~n~n abart~l~~ oldu~u muhaldcakur. O y~llardaki nüfus durumu göz önüne al~nd~~~nda, bu kadar çok say~da insamn öldürülmesi ve hapsedilmesinin müm-kün olmayaca~~~ aç~kt~r. Resmi ar~iv belgelerinden de görülece~i gibi, Safevikr ile münasebeti sabit olanlar çe~itli suçlamalar ile öldürülüyor, hapsediliyor veya sürgüne gönderiliyorlar&

Eserin sonunda bibliyografya verilmi~~ olup (s. 345-354), yazma ve bas~l~~ birinci elden kaynak-lar, ikinci dereceden Farsça eserler ile ~ngilizce, Frans~zca, ~stanbul Türkçesi ve Azerbaycan Türkçesi ile yaz~lm~~~ eserler ayr~~ ayr~~ gösterilmi~tir. Ancak bibliyografyan~n çok eksik oldu~unu söylemeliyiz. Türkiye'de bas~lm~~~ eser olarak sadece Feridun Beg Mün~eau ile Fuzüll'nin Farsça Divan~~ (H. Maz~-o~lu, Ankara 1962) göze çarpmaktad~r. Di~er ara~t~rmalar ve Osmanl~~ kaynaklar~na hiç yer verilme-di~i gibi, Farsça'ya çevlilen Faruk Sümer (Safevi Devleti'nin Kurulu~u ve Geli~mesinde Anadolu Türklerinin Rolü) ile ~. H. Uzunçar~~l~~ (Osmanl~~ Tarihi)'n~n eserleri dahi kullan~lmam~~t~r. Osmanh kaynaklar~~ ve Türkiye'de yap~lan ara~t~rmalar~n kullamlmamas~~ büyük bir eksildiktir.

Buna ra~men kaynaklardaki bilgileri toplay~p, çe~itli yönleri ile ~ah ~smail'i tarafs~z bir gözle ele alan eser, yararl~~ ve de~erli bir ara~urmad~r.

Referanslar

Benzer Belgeler

Mehmet Hocanın tavırları kadar babacan Fethi Hocanın bakışları kadar keskin Ali Hocanın esprileri kadar soğuk Meliha Hocanın güzelliği kadar göz alıcı Nakşi

Bu sorunların temelinde yatan etkenler ise AB üye ülkelerinin yapısal reformları uygulama yönünde eksiklikleri, AB Tek Pazarı’nın tam olarak ve etkin şekilde işleyişine

Testler aracılığıyla bireyin psikolojik özellikleri nesnel olarak ölçülebilir.. Psikolojik testler; bireylerin her hangi bir niteliğini ölçmek amacıyla, nitelikler

Sonuçlar şam piyonada ilk 4 sırayı paylaşan takım lar arasında m üsabaka bitiş süresi teknik puan ve pasitive kriterleri açısından fa rklılığ ın olm adığını

Okul birincileri, genel kontenjan (öncelikle) ve okul birincisi kontenjanı göz önünde tutularak merkezî yerleştirme ile yerleştirme puanlarının yeterli olduğu en üst

* İTAAT: Öğretmenin öğrencisine belli bir davranışta bulunması ya da bulunmamasını gerekirse zorla sağlama anlayışına dayalı, bireyin nesne olarak

lamalar düzeyinde istatistiksel düzenlilikler gösterir, istatistik, bir ekonomik birimin pazar içerisindeki yaşantısını düzenlemesinde olduğu gibi, daha büyük ölçekte,

Mustafa Yüceer (Hadis) Abdullah Karaca (Tefsir) Abdullah Yıldız (Kelam) Ayşe Kutlu (Arap Dili ve Belagatı) Burhan Başarslan (Din Bilimleri) Furkan Çakır (Hadis) Mehmet