• Sonuç bulunamadı

Zafer Doğan'dan bir Mehmet Ali Aybar kitabı:Türkiyeli sosyalist

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Zafer Doğan'dan bir Mehmet Ali Aybar kitabı:Türkiyeli sosyalist"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

’L t>

Zafer Doğan'dan bir Mehmet Ali Aybar kitabı

>:-kİ

V

S ? «apar-, yı»vf^eß:

?i

v.;-

% l |

— ¡— - S. . A T

Türkiyeli sosyalist

flr'Vur

t

S,,

i ^

\

-Zafer Doğan da önce

yüksek lisans tezi

olarak hazırladığı

çalışmasında "SSCB'deki

büyük çöküşün

ardından kapsamlı

çalışmalar yapılması

gerektiğini ve bunun

için her zamankinden

daha sağlıklı bir siyasi

ortamın" olduğunu

vurgulayıp Aybar’ın bu

çerçevede oynadığı

"buzkıran" rolünün

altını çiziyor.

O MevOTEŞ

Z

afer Doğan "Türkiyeli Bir Sos­yalist : Mehmet Ali Aybar" baş­ lığını koyduğu çalışmasının bir yerinde Aybar’m "hürriyetçi sosyalizm" söylemine karşı getirilen eleş­ tirilerin seviyesinin bazen sağlıklı bir tar­ tışma ortamının çok dışına taştığmı be­ lirtiyor ve kısa bir örnek de veriyor buna:

"Aybar sosyalist davaya sırt çevirmiş bir insandır. Kişiliği hiçbir bakımdan sosya­ list bir davaya liderlik edecek yapıda de­ ğildir... ‘insan için sosyalizm’. Elbet insan için sosyalizm. ‘Hayvan için sosyalizm diyen mi var ? Boş laf bu..(vs.vs...) " .

1990’larda yaşananlardan, duvarların çöküşünden, ‘karşıdevrimlerin- kesin za­ ferler kazanmasmdan sonra, ‘tarihin te­ kerleğinin’ tersine de dönebileceğinin anlaşılmasıyla birlikte kimileri sağa sav- rulurken, kimileri de daha da sağa savru­ lup ‘görün işte demokrasi ve sosyalizm yan yana iç içe olmuyor, yaşasm Stalin ve yöntemleri’ diyerek duvarlarına Stalin posterlerini asarken bir grup aklı başın­ da genç bilim insanının sorunun neden­ leri üzerindeki araştırmalarını arttırarak sürdürmesi ve tartışmaları Türkiye’de Aybar’m görüşleri üzerinden yapmanın tartışmaya önemli olanaklar sağladığını kanıdaması belki de bu sürecin en umut verici tarafı olarak çıkıyor karşımıza.

Zafer Doğan da önce yüksek lisans tezi olarak hazırladığı çalışmasında

"SSCB’deki büyük çöküşün ardından kapsandı çalışmalar yapılması gerektiğini ve bunun için her zamankinden daha sağlıklı bir siyasi ortamın" olduğunu vur­ gulayıp Aybar’m bu çerçevede oynadığı "buzkıran" rolünün altım çiziyor. Bu doğru bir saptama ancak bu saptamama yörüngesi yazarı zaman zaman, özellikle kendi öznelliği içinde Aybar’a eleştirel yaklaştığı noktalarda birtakım açmazlara düşürmüyor da değil. Örneğin Aybar’m "Marksist epistemolojiyi kavrayış" konu­ sunu irdelediği bölümlerde (s.64), gene parti ve "yatay örgüdenme" konusunda

örnek olarak verdiği Şili-Ailende deneyi­ mine yaklaşımında (s.71) ya da bir siyasi partinin üyelerinin niteliğinin o partinin niteliğini belirlemeyeceği gibi konular­ da. .. Aybar’m Kemalizm konusunda çe­ lişkiler içinde olduğunu söylemesi ya da ATÜT ( Z. Doğan AÜT ü yeğliyor) de­ ğerlendirmesi bence genç akademisye­ nin Aybar’a yönelttiği eleştirel bakışta nesnel eksiklikleri de beraberinde getiri­ yor.

Örneğin, Osmanlı bürokrasisinin "ar- tı-değeri paylaştırma" hakkının ona sınıf karakteri verip vermemesi tartışmasında Aybar yüzyıllara dayanan bu bürokratik yönetim alışkanlığının Türkiyeli sosya- lisdere de çok uygun gelebileceğine ve bu bürokrasinin fiilen "ilerici bir sınıf" olarak sosyalist harekete de damgasmı vurma isteğinin önlenemezliğine ısrarla dikkat çeker (SDP Programı). Ancak Zafer Doğan, Aybar’m "...verdiği cevap­ lardan çok; sorduğu soruların" önemli ve ufuk açıcı olduğunu açıkça belirtirken galiba bazı sorulara geçmişte verilen sığ yanıdarm açmazmdan henüz kurtulmuş değil. Örneğin "Marx’in sınıf bilmemin üretildiği ve sürdürüldüğü mekanizmala­ rı ortaya çok açık koymaması nedeniyle, Aybar’m Marx’a dönerek Lenin’e karşı çıkmasını çok anlamlı bulmamakta. (s.66)"

Pozitivizmin Marx’i ve ardılı olan dün­ ya sosyalistlerini büyük ölçüde etkilediği elbette bilinen ve anlaşılır bir şey. Ama Aybar’ı görüşlerinde ardıllarından ayı­ ran, bu etkinin sadece bir "üretim biçi­ mi ve ortaya çıkardığı ihşkinin" yansıma­ sının ötesinde, yazarm deyimiyle “diğer” ve “son derece karmaşık mekanizma- lar”mm da üzerine kafa yormasından kaynaklanır. Burada eski pozitivist anla­ yışın ötesinde sınıf mücadelesi içinde ye­ ni bir "nesne-özne" ilişkisinin ve yapıya etkisinin tartışılmasını istemesi yatmakta­ dır. Konu böyle ortaya konulunca, çöken sosyalist sistemde "hayli gelişmiş üretim

Zafer Doğan, kitabında Aybar’ın 1960 sonrası diğer akımlarla karşılıklı konumunu da incelemiş.

güçlerinin toplumsal ve siyasal düzeye olan denkliğinin bozulmasının" oynadığı rolü de çözebiliriz.

SOSYALİZMDE BAĞIMSIZLIK SORUNSALI

Aybar’m ve dönemin sosyalistlerinin özellikle üzerinde durdukları ve birbirle­ rinden koptukları konu, bağımsızlık kav­ ramının içeriği ve hatta biçimi ile çok ya­ landan ilişkilidir. Nitekim Zafer Doğan da kitabının hemen her bölümünde bu vazgeçilmez bağımsızlık kavramını yerli yerine koyuyor. Bence yapılan diğer araş­ tırmalardan farklı ve ilerde olarak Ay­ bar’m bu temel karakteristiğini en iyi çö­ zümlediği bölüm Aybar’m Avrupa ko­ münizmi ile olan ilişkisini ele aldığı bö­ lüm. Burada Avrupa komünizmini ithal

etmekle suçlanan Aybar’m oldukça göz­ den ırak tutulan bir tavrmı vurgulamış yazar. Avrupa komünizmini sadece "Tanzimat taklitçiliği yapmamak" için ya da taklitçiliğe karşı olduğu için değil ama aynı zamanda emperyalizme karşı adeta "tavırsız" olduğu için de benimseme- mektedir Aybar.

Nitekim, yazarm alıntılarından anlıyo­ ruz ki Aybar, örneğin ÎKP, İP, FKP’nin konumlarını belirlerken; "İtalya’daki, Fransa’daki, İspanya’daki gelişmeler, ko­ münist partilerin ideolojik mücadelede hegemonya mücadelesine ağırlık verdiği­ ni gösteriyor. İtalyan komünist partisi it­ tifaklar zincirini burjuvazi ile ‘tarihsel uzlaşma’ya kadar uzatıyor" eleştirisini getirmekte, (s.278). Yazar gene aynı say­ falarda örneğin Berlinguer’in NATO ve AET’den ayrılmak gibi niyetlerinin ol­ madığını tespit eden Aybar’m böylesi bir starateji ve politikayı benimsemesinin olanaksızlığını da ortaya koyuyor. Zira yazara göre zaten Aybar’m "Türkiye’nin üstyapısal ve tarihsel özelliklerini de göz önünde bulunduran bir sosyalizm dü­ şüncesi ile" oluşturduğu "Türkiye’ye öz­ gü sosyahzminin en önemli özelhği ide­ olojik ve politik bağımsızlığa dayanması­ dır." Bu sosyalizm anlayışı, "ülke top­ raklarının 35 bin metrekaresini işgal al­ tında tutan ABD emperyalizminin silah­ lı gücü olan NATO’dan hemen çıkılma- sını-ve AET’ye kesinlikle girilmemesini" vurgulamayı gerektirmektedir. Yazar Aybar’m Avrupa komünizmiyle bu pratik ayrılığının ötesinde teorik olarak da ay­ rıldığı noktaları anlatmak üzere Nail Sat- lıgan’m Aybar’m Avrupa sosyalizminin sol kanadı olarak değerlendirildiği bir çalışmasına atıfta bulunurken fs.282) öte yandan Aybar’ın "Sovyetizm, sosyalizmin gerçekleşen bir şeklidir; fakat gerçekleş­ tirilebilecek tek şekli değildir" diye yaz­ dığı 1946 yıllarına atıfta bulunarak bu tezlerin Avrupa komünizmi tezlerinden çok önce Aybar tarafmdan ortaya atıldı­ ğına dikkatleri çekiyor (s.283).

SON OLARAK

Kitabının sonuna birisi TİP-TKP, di­ ğeri TİP-SDP yapılanması içinden gelen iki sosyalistin görüşlerine de yer vermiş Zafer Doğan. GerekNabi Yağcının ge­ rekse Uğur Cankoçak’ın Aybar ve TİP için söyledikleri elbette çok ayrı değer­ lendirmelerin ürünü. Ama bu iki sosya­ listin ortak olarak altını çizdikleri bir özellik.-ki hemen hemen tüm sosyalisder bu konuda anlaşır- Aybar’m bir eylem adamı olduğudur. Ve tüm görüşlerini as­ lında N.Yağcı’nm deyimiyle bir "reel-po- litiker" olarak eylem içinde oluşturmuş­ tur. Buna bağh olarak kitapta değinilen ve bugünlerde tartışıldığını bildiğim bir diğer konu da Aybar’m TKP’li olup ol­ madığı tartışması. Bu ek konuşmalarda Doğan bunu da aralamaya çalışmış. An­ cak iş bir belgeye gelip dayandığından ve böyle bir belge ortada olmadığından söy­ lenenlerle yetinmek zorundayız. Bence, hep "bir şeyler" yapmak isteyen Aybar’m çok önemli kısmı TKP’li olan dostları ile "bir şeyler" yapmış olması olasılığı bü­ yüktür. Nitekim Nihat Sargm’m kitabın­ da da Aybar’m oldukça illegal sayılabile­ cek bazı şeylerin içinde olduğu anlaşılır gibi. Bir "partizan" değildi elbette ama onlarla bir şeyleri paylaşıp bir şeyler yap­ tığı açık. Zaten dönem başka türlüsüne yol verir miydi ?

Yazarının yargılarına katılıp katılma­ mak bir yana yaşadığı döneme damgasmı vuran birisi olarak Aybar’m "siyaset ku­ ramı açısından" değerlendirmesini yap­ mak için Zafer Doğan çok emek sarf et­ miş ve özellikle 1960 sonrası için Ay­ bar’m diğer akımlarla karşılıklı konumu­ nu da incelemeye çalışan Z. Doğan , dö­ nemi kendi siyaset kuramı anlayışı ile de­ ğerlendirmiş. ■

"Türkiyeli Bir Sosyalist: Mehmet Ali Aybar" / Zafer Doğan/ Belge Yy. ,Ocak

2005/359 s.

S A Y F A 8 C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 7 8 4

Referanslar

Benzer Belgeler

1919'dan beri birikmiş 2 bin koli kitap, risale, mektup, şifreli yazı ve hatıratın üniversitedeki sol tarih uzmanı Latiment Kütüphanesi'nde araştırmacıların

1919'dan beri birikmiş 2 bin koli kitap, risale, mektup, şifreli yazı ve hatıratın üniversitedeki sol tarih uzmanı Latiment Kütüphanesi'nde araştırmacıların

Türk musikisi repertua­ rının baş köşesinde yerini almış olan Hicazkâr saz semaisi ve LEYLÂ isimli fantezisi yanında, bir mu­ siki hocası olarak da ö-

düzenleme ile cemiyet kurmada serbestlik esasına geçilmiĢ, ancak daha serbestlik esasına geçilmeden 18 Temmuz 1945‟te Milli Kalkınma Partisi, 7 Ocak 1946‟da da DP

Çin’in köylü nüfusunun bir milyar insana yakın olduğu düşünülürse, kentlere doğru yaşanacak göç sonucunda çin’de dünyanın geri kalanına göre zaten düşük olan

Çelen, EGO Genel Müdürlü ğü’nün de 2004’te abonelerden mevzuata aykırı fazla bağlantı bedeli tahsil ettiğini ileri sürerek, Gökçek’in merkezi ısıtma sistemleri

TKP'nin tüm halk yığınlarıyla ve ulusal demokratik güçlerle ortak olarak ulaşmak istediği güncel amaç, Türkiye'yi bir nükleer savaştan korumak, ülkemizi ABD

Bi- limsel programda sualtı omurgasızları- nın örneklenmesi ve denizlerimizdeki yabancı türler, sualtı fotoğrafçılığının bilimsel amaçlı kullanımı, gözleme da-