LOZAN KONFERANSI'NDA ERMEN~~ MESELES~:
~T~LAF DEVLETLER~N~N D~PLOMAT~K MANEVRALARI
VE TÜRK~YE'N~N KAR~I S~YASET~~
MUSTAFA S~TK~~ B~LG~N.G~R~~~
Genelde az~nl~klar ve özelde Ermeni meselesi, son iki yüzy~ll~k döne-minde, Osmanl~~ Devleti'ni en çok u~ra~uran iç ve d~~~ sorunlardan biri olarak tarihte yerini alm~~t~. Zira, bu meseleyi bahane ederek Osmanl~~ Devleti'nin iç ve d~~i~lerine müdahale eden Avrupa devletleri az~nl~k halklar~n~~ k~~k~rt-mak suretiyle son Türk imparatorlu~unun da~~lmas~na sebep olmu~lard~. Yine ayn~~ konu Türk Heyetinin Lozan Konferans~~ görü~melerinde kar~~la~-t~~~~ en çetrefilli konulardan biri olmu~tu. Bu çerçevede Misak-~~ Milli s~n~rlar~~ içersinde Ermenilere bir yurt sa~lanmas~~ konusu ~ngiliz D~~i~leri Bakan~'n~n tabiriyle Konferans~n toplanmas~n~n ba~l~ca amaçlar~ndan birini te~kil et-mekteydi. Di~er ~tilaf Devletleri'nin de temel amaçlar~ndan biri yeni kurul-makta olan Türk devletinin do~usunda mümkünse Ermeniler için bir yurt kurmak ya da Ermeniler için özerk bir siyasi yap~~ elde etmeyi sa~lamaku. Zira, ~tilaf Devletleri I. Dünya Sava~~~ esnas~nda kendileriyle ittifak eden Er-menilere Do~u Anadolu'da yurt kurmay~~
`National home for the Armenians'
bir ~ükran vazifesi olarak addetmi~ler ve Lozan Konferans~'na Ermeni mese-lesini Sevr antla~mas~~ hükümleri çerçevesinde çözmek gayesiyle gelmi~lerdi.
Hakikatte ~tilaf Devletleri, özellikle de ~ngiltere henüz I. Cihan Harbi' - nin ba~~nda iken sava~~ sonras~~ Orta Do~u'nun yeni düzeni için projelerini haz~rlam~~lar& Bu yeni proje 'Do~u Meselesi'nin halli demek olan Osmanl~~ Devleti'nin parçalanmas~yla uygulamaya konacak ve bölgenin
divide and
n~-le',
böl ve yönet, prensipleri çerçevesinde ~ekillendirilmesiyle devam ede-cekti. ~tilaf Devletleri, Yahudiler ve Ermeniler gibi Orta Do~u'nun küçük topluluklar~n~~ sava~~ döneminde i~birli~i yapm~~~ olmalar~n~n bir mükafau olarak bu yeni projeden öncelikli olarak faydaland~rmay~~ planlanm~~lard~. Bu projenin bir aya~~~ Filistin'de Yahudiler için uyguland~ysa da Anadolu'da268 MUSTAFA SITKI B~LG~N
Ermeniler için planlanan di~er aya~~~ Türk Milleti'nin azim ve cesareti ve Türk Hükümeti'nin kararl~~ ve basiretli siyaseti sayesinde bozguna u~rat~lm~~~ ve tarihin karanl~klarma gömülmü~türl.
Konunun özellikle diplomasi yönünü derinli~ine incelemeyi hedefleyen çal~~mam~z iki bölüm halinde tertip edilmi~tir. Birinci bölümde Osmanl~~ döneminde Ermenilerin sahip oldu~u hukuki statü incelenirken ikinci bö-lümde ise Lozan Bar~~~ Konferans~nda Ermeni meselesinin çözümü konu-sunda Müttefik Devletlerle Türkiye aras~nda cereyan eden görü~meler ve ta-raflann takip ettikleri politikalar ele al~nacakt~r. Bundan ba~ka Lozan Konfe-rans~~ ile Türkiye'de ikamet eden az~nl~klara ve Ermenilere tan~nan yeni hu-kuki statü inceleme konusu olacakt~r. ~u ana kadar bu konuyu diplomatik aç~dan yabanc~~ ar~ivlere dayal~~ olarak inceleyen bir ara~t~rma yap~lamam~~ur. Dolay~s~yla ara~t~rmam~z bu noktada mühim bir bo~lu~u dolduracakur. ~nce-lememizde yabanc~~ ar~iv malzemesinin yan~~ s~ra yerli ve yabac~~ ikinci el kay-naklara da müracaat
I. Tarihsel Altyap~: Osmanl~~ Hakimiyeti Alt~nda Ermeniler ve Hukuki Durumlar~~
Genelde tarihte hüküm sürmü~~ Türk ve ~slam Devletlerini özelde de Osmanl~~ Devleti'ni di~er dünya devlet ve imparatorluklar~ ndan ay~ ran en önemli özellik, yönetimleri alt~ndaki di~er milletlere sa~lam~~~ olduklar~~ en-gin dini ve kültürel hak ve hürriyetlerdir. Uzun müddet Türk hakimiyeti al-t~nda ya~ayan topluluklardan biri de Ermeniler olmu~tur. Tarihin uzun dö-nemleri içinde önce Makedonyahlarm sonra da Roma ve Pers imparatorluk-lar~mn ve sonra da Bizans'~n yo~un bask~~ ve eziyetlerine maruz kalan Ermeni topluluklar~~ ancak Selçuklular~n Asya k~tas~nda hakimiyet kurduklar~~ dö-nemde huzur ve emniyete kavu~mu~lar&
1071 y~l~nda Sultan Alp Arslan'~n Bizansl~lar'~~ Malazgirt'te kesin bir ye-nilgiye u~rat~p Anadolu kap~lar~n~~ Türklere açmas~yla Ermeni topluluklar~~ 1 Geni~~ bilgi için bkz., Mustafa S~tk~~ Bilgin, 'Anglo-Turkish Relations in the Middle East:
British Perceptions, 1945-53' (Bas~lmam~~~ Doktora Tezi, The University of Birmingham, 2001); Macfie, The Eastern Question, 17744923 (London: Longman, 1989); Mustafa S~tk~~ Bilgin, 'Atatürk Döneminde Türkiye'nin Orta Do~u Politikas~~ (1923-1938)' içinde ~rak Dosyas~~ (der.) A. Ahmetbeyo~lu ve di~erleri, C.II, (~stanbul, 2003), ss.3-8.
LOZAN KONFERANSI'NDA ERMEN~~ MESELES~~ 269
Selçuklu hakimiyeti alt~na girdiler2. Selçuklular Bizans'~n ortadan kald~rmaya çal~~t~~~~ Ermeni Kilisesine geni~~ haklar sa~lam~~lard~. Bu konuda zaman~n Ermeni tarihçisi Urfal~~ Mateos Vekayiname adl~~ eserinde ~unlar~~ belirtmi~ti:
'Ayn~~ y~lda evrenin sahibi Sultan Melik ~ah Rumlar~n ülkelerine do~ru iler-ledi. Kalbi H~ristiyanlara kar~~~ ~efkat ve iyimserlilde doluydu. Fethetti~i ülke-lerin ahalisine bir baba sevgisiyle muamele etti... Ermeni halk~na refah ve mutluluk getirdi:3
Osmanl~~ Devleti 1299 y~l~nda kurulduktan sonra Osman Bey Ermenilere kendi bölgesinde yerle~me izni vermi~~ ve Ermeniler bölgede ilk kiliselerini bu dönemde Kütahya'da in~a etmi~lerdi. 1324 y~l~nda Osman Bey'in ba~kenti Bursa'ya ta~~mas~yla Ermeniler de bu ~ehre gelmi~lerdi. Ermeni toplulu~u bu tarihlerden sonra ~stanbul'un fethine kadar geçen süre içinde büyük oranda Osmanl~~ hakimiyetine girmi~ti. Istanbul'un fethinde Türkleri kendi-lerine yak~n gören Ermenilerin yard~m etmelerinin de etkisiyle Osmanl~-Er-meni ili~kileri fetihten sonra daha da yak~nla~m~~t~. Bu tarihten sonra Os-manl~~ yönetimi Ermenileri 'Millet-i Sad~ka' (güvenilir millet) olarak gör-mü~tü ve bu bak~~~ aç~s~~ 19. yüzy~l~n ortalar~na kadar devam edecekti. Fetih-ten sonra Sultan Fatih bir ferman ile 1461 y~l~nda Istanbul'da bir Ermeni Patrikhanesi kurdurmu~~ ve Ermeni Cemaatinin dini lideri Hovakim'i Bursa-'dar~~ Istanbul'a getirterek patrikhanenin ba~~na geçirmi~tir. Dolays~yla ~stan-bul Ermenileri patrikhanelerinin kurulmas~n~~ Sultan Muhammed Fatih'e borçludurlar 4.
Fatih Sultan Mehmet devrinde Osmanl~~ hakimiyeti alt~ndaki çe~itli top-luluklar etnik kökenlerine bak~lmaks~z~n sahip olduklar~~ dini özelliklere göre grupland~r~lm~~~ ve 'Millet Sistemi' denilen bir yap~~ olu~turulmu~tu. Ermeniler de bu sistem içinde kendilerine geni~~ dini ve kültürel haklar tan~~ - narak `Gregoryan Millet' olarak tan~nm~~t~. Her milletin ba~~nda cemaatlerin seçti~i ve Osmanl~~ otoritesinin bir beratla onaylad~~~~ `Millet-ba~~' bulunmu~-tur. Osmanl~~ hukuku Millet-ba~~na dokunulmazl~k derecesinde haklar vermi~~ ve çok a~~r bir suç i~lenmedikçe bunlara dokunulmam~~t~r. Millet ba~~na, ba-~~nda bulundu~u toplulu~un mallar~ n~~ idare etme, dini i~lerini yürütme, ve
2 Foreign Office Handbook, May~s 1919, FO 373/5, s.15.
3 Mustafa S~ tk~~ Bilgin, 'Türk ve ~ngiliz Belgelerine göre Osmanl~~ Devleti'nin I. Dünya
Sava~~~ S~ras~nda Ermenilere Kar~~~ Takip Etti~i Siyaset, (1914-1918)', Ermeni Ara~t~rmalar~, Sa.10, Yaz 2003, s.60.
4 Mustafa S~tk~~ Bilgin, 'Attitudes of the Great Powers towards the Otoman Armenians up
270 MUSTAFA SITK1 B~LG~N
cemaatinden vergi toplama gibi yetkiler verilmi~ti. Millet-ba~~na ayr~ca cema-atiyle ilgili evlenme, bo~anma ve miras konular~nda ortaya ç~kan meseleleri çözme yetkisi de tamnm~~t~ 5.
Sözünü etti~imiz cemaat liderleri, cemaatleriyle ilgili bütün i~lerden do-lay~~ devlete kar~~~ sorumlu olup devletle kendi gruplar~~ aras~nda arac~l~k gö-revi görmü~lerdi. Bununla beraber, herhangi bir cemaat mensubunun ba~l~~ oldu~u dini liderle ilgili ya da daha alt seviyedeki ruhanilerle ilgili ~ikayetle-rinin olmas~~ durumunda devlete ba~vurmas~~ mümkün olmaktayd~. Bundan ba~ka her cemaat ihtiyac~~ olan din, e~itim, güvenlik, ve sa~l~k gibi ihtiyaçla-r~n~~ gidermek için vak~f, hastane ve e~itim kurumlar~~ kurma ve idare etme hakk~na serbestçe sahip olmu~lar ve dini liderler bu kurumlar~n yönetiminde geni~~ yetkiler elde etmi~lerdi6.
Ancak, Frans~z ihtilalinden sonra yay~lmaya ba~layin milliyetçilik fikirleri Osmanl~~ imparatorlu~u gibi çok uluslu devletleri sarsamaya ba~lam~~t~. Os-manl~~ Devleti'ndeld mevcut millet sistemi yap~s~~ ortaya ç~kan bu yeni prob-leme cevap verememekteydi. Ba~~ms~zl~k pe~inde ko~maya ba~layan bu farkl~~ milletler ya yeni bir bütünleyici ve toparlay~n bir üst kimlikte kayna~unlacak ya da içinde bulunduklar~~ imparatorluklar~~ parçalayacaku. Osmanl~~ Devleti, bu yeni ihtiyaca cevap vermekte çok gecikmedi. 1839 tarihinde ilan edilen Tanzimat Ferman~~ ile devletin Müslüman olan ve olmayan tüm halklar~n~n can, mal, ~rz emniyetini koruyaca~~~ kabul edildi. Bu ferman ile ayr~ca gayri Müslimlere sancak ve eyalet meclislerinde Müslümanlarla birlikte üye olma hakk~~ sa~land~.
1856 y~l~nda ilan edilen Islahat Ferman~~ ile Osmanl~~ Devleti s~n~rlar~~ içersindeki Gayri Müslimlerin (Z~mmilerin) hak ve hukuku ~slah edilmekle kal~nmann~~ kendilerine sa~lanan haklar daha da geni~letilmi~ti. Buna göre bir mezhebe ba~l~~ gayri-Müslimlerin say~lar~na bak~lmaks~z~n ibadetlerini yapmalar~~ konusunda her türlü kolayl~k sa~lanacaku. Kimse ibadetlerini ye-rine getirirken engellenmeyecek ya da ibadet yapmak için zorlanamayacakt~. Patrik ömür boyu görevde kal~rken sadece kendisine ba~l~~ olan cemaatin dini otoritesi olarak kalacak ancak dünyevi i~lere ait vazifeleri karma üyeler- 6 Foreign Office Handbook, May 1919, FO 373/5, 5.16; Salahi Ramazan Sonyel, The Otoman Armenians: Victims of Great Power Diplomacy (London: Rüstem & Brother, 1987), ss. 10-11, 16-18.
6 ~brahim Kaya, 'Ermeni Sorununun Hukuksal Boyutlar~: Ulusal ve Uluslararas~' içinde Ermeni Sorunu El Kitab~~ (der.) Ömer E Lütem ve di~erleri, (Ankara, 2003), s.76.
LOZAN KONFERANSI'NDA ERMENI MESFI.F-SI 271
den olu~an meclisler üyelerine devredilecekti. Müslüman olan ve olmayan uyruldar aras~nda vergi e~itli~i sa~lanacak ve gayri Müslimler de askere ahna-caku. Bundan ba~ka z~mmiler (Müslüman ülke s~n~rlar~~ içersinde ya~ayan gayri-Müslimler) devlet memuriyederine ve askeri okullara girebilecelderdi. ilan edilen bu yeni ferman hükümleri çerçevesinde 1862 ile 1865 y~llar~~ ara-s~nda ç~kar~lan yeni nizannameler ile millet sistemi yeniden düzenleruni~tir7. 1860 y~l~nda ilan edilen Ermeni Gregoryan Milleti nizannamesinden iki y~l sonra ermeni Milli Meclisi kurulmu~~ ve 1863'te Osmanl~~ Hükümeti bunu onaylam~~t~r. Buna göre Ermeni Cemaatini 140 ki~iden olu~an bir genel medis yönetecekti. Bu genel meclis ~stanbul ve Kudüs Patrilderi ile 20 ki~i-den olu~acak laik meclis ile 14 ki~ilik ruhani meclis üyelerini seçecekti. Patrik meclis ba~kanl~~~~ görevini yin-iki:1p genel meclise kar~~~ sorumlu olurken ayn~~ zamanda hükümet ile cemaati aras~ndaki ileti~im görevini devam ettirecekti. Dini meclis dini e~itim ve dini i~lerden sorumlu iken laik meclis, e~itim, bütçe, adalet gibi dünyevi i~lerden sorumlu olacakt~8.
Fakat, bu yeni düzenlemeler hukukun üstünlü~ü noktas~nda Osmanl~~ toplumuna baz~~ yeni mühim de~erler kazand~rd~ysa da d~~~ güçlerin Osmanl~~ Devleti'nin içi~lerine müdahale etmelerine büyük bir zemin haz~rlam~~t~r. Zira, bu düzenlemelerden 15 sene sonra vaki olacak Osmanl~-Rus sava~~n~n sebebi olarak Moskova sözde zulme u~rayan H~ristiyanlar] kurtarmay~~ ba-hane olarak göstermi~ti. Bu düzenlemeler, gayri Müslim topluluklar ve özel-likle de Ermeniler için Osmanl~~ Devleti ile bütünle~tirme sa~lamaktan ziyade k~~k~rt~c~~ olmu~~ ve yabana etkilerin tesiriyle de Ermeniler aras~nda ba~~ms~z-l~k ve devlete isyan dü~ünceleri h~zla artmaya ba~lam~~t~r9.
Osmanh Devleti'nin birlik ve bütünlü~ünü sa~lama noktas~nda yukarda bahsi geçen fermanlarm yetersiz kald~~~n~~ gören Osmanl~~ yönetimi 1876 y~-l~nda ilan edilen Kanun-i Esasi ile siyasi birlik noktas~nda aç~lan gedi~i ka-pamaya çal~~m~~t~r. Bu da az~nl~klara yeni tavizlerin verilmesi demekti. Isla-hat Ferman~n~n sa~lad~~~~ hak ve hürriyetlerin yeterli olmad~~~n~~ dü~ünen ve I. Me~rutiyetin ilan~nda büyük rolleri olan Yeni Osmanl~lar, Müslim ve gayri Müslim uyruklan hürriyet, vatanseverlik, hak ve adalet kavramlan çerçeve-
Gül Aky~lmaz, 'Osmanl~~ Devletinde Gayrimüslimlerin Hukuki Statüsü', Ermeni Ara~t~rmalar~~ I. Türkiye Kongresi, C.2, (Ankara: ASAM Ermeni Ara~t~rmalar~~ Enst., 2033), ss.171-188; Kaya, 'Ermeni Sorununun Hukuksal Boyutlar~', s.77.
8 Foreign Office Handbook, May~s 1919, FO 373/5, s.16. 9 Bilgin, 'Attitudes of the Great Powers', ss.38-45.
272 MUSTAFA SITKI B~LG~N
sinde 'Osmanl~~ Milleti' çat~s~~ alt~nda birle~tirmek istemi~lerdi. 1876 Anayasa-s~n~n 8. maddesinde yer alan 'Osmanl~~ tabiiyetinde bulunan herkes hangi din ve mezhepten olursa olsun istisnas~z Osmanl~~ tabir olunur' metni teba-adan vatanda~l~~a geçi~i ifade etmekteydi. Bir ba~ka deyi~le önce Osmanl~~ va-tanda~l~~~~ ön plana geçecek ve vatanda~lar~n ~u ya da bu dinden olmalar~~ ikinci derecede önemli olacakt~. Yine ayn~~ Anayasan~n 17, 18 ve 19 uncu maddeleri kanun önünde e~itli~e büyük vurgu yapmaktayd~~
Ancak, Osmanl~~ ayd~nlar~n~n fark edemedikleri mühim bir husus getiri-len bu yeniliklerin Osmanl~~ toplumuna uygulanabilip uygulanamayaca~~~ ya da bunun zamanlamas~n~n do~ru olup olmad~~~~ hususu idi. Bir ba~ka deyi~le toplum bu de~i~im ve geli~melere haz~r m~~ idi ya da e~er haz~r ise ne kadar haz~rd~. Birçok yerli ve yabanc~~ d~~~ politika uzman~n~n tas‘dik etti~i üzere d~~~ siyasette büyük bir maharet sahibi olan Sultan II. Abdülhamit Kanun-i Esasi-'nin ilan~n~n Osmanl~~ için do~uraca~~~ tehlikeler konusunda ~unlar~~ ifade etmi~ti:"
Kanun-i Esasi, nüfusunun yar~s~~ a~iret halinde olan bir ülke için çok ileri bir modeldir. ~kinci sebep, Osmanl~~ Devleti'nin ekonomik olarak iflas etmesi sebebiyle parlamento ana fonksiyonu olan bütçe ile ilgili görevini yerine getiremeyecekti., Üçüncü sebep ise Kanun-i Esasi getirdi~i hükümler itibariyle etnik anla~mazl~klar~n tohumlar~n~~ eke-cek, etnik kavgalara sebep olacak belki de Osmanl~~ Devletinin y~ k~l~-~~ na sebep olacakt~r.
Bu çerçevede Alman imparatoru Eylül 1906 tarihinde ~ngiltere'nin Ber-lin Büyükelçisi ile yapt~~~~ görü~mede Abdülhamit yönetiminin az~nl~klar için yap~lacak reformlar konusunda s~k~~ur~lmarnas~~ gerekti~ini ~u ~ekilde beyan etmi~ti: 12
Hiç ~üphe yok ki Sultan ölürse Osmanl~~ Devleti'nin da~~lmas~~ büyük oranda ihtimal dahilindedir. Büyük devletlerin Makedonya'daki reform pa-
1° Alty~lmaz, 'Osmanl~~ Devletinde Gayrimüslimlerin', s.186.
11 Foreign Office Handbook, Kas~m 1918, FO 373/3/6, s. 50. ~ngiliz belgeleri ve D~~i~leri yetkililerinin sarahatle belirttikleri gibi II. Abdülhamit gayet ba~ar~l~~ bir d~~~ politika takip etmi~ti. Ayr~ca bkz., Sir Harry Luke, The Old Turkey & the New: From Byzantium to Ankara (London: Geoffrey Bles, 1955), ss.126-145.
12 Bkz., Sir F. Lascelles to Sir Edward Grey, 24 Eylül 1906, British Documents On the Origins of the War, 1898-1914: The Testing of the Entente, 1904-1906, C.3, G.P.Gooch and Harold Temperley (eds.), (Bundan böyle Gooch 8 Temperley olarak k~salulacakur), (Londra, 1928), s.391.
LOZAN KONFERANSUNDA ERMEN~~ MESELESI 273
ketini ileri sürerek Sultan~n otoritesini sarsmalar~~ bir hatad~r. Makedonya gibi siyasi olarak çok kar~~~k bir yerde tüm bölgenin sela~ neti bak~m~ndan Sultan~n otoritesinin artmas~na yard~mc~~ olmak do~ru bir hareket olacakt~r.
~kinci Me~rutiyetin 1908 y~ l~ nda ilan edilmesi ve Abdülhamit'in bir y~ l sonra tahttan indirilip Osmanl~~ devlet yönetimine ~ttihat ve Terakki Partisi'-nin hakim olmas~, ayd~nlarm arzu etti~i Osmanl~~ Birli~i'ni sa~lamaya yetme-di~inden ba~ka yeni yönetimin att~~~~ yeni ad~mlar II. Abdülhamit'in pek bü-yük bir vukufiyet ve basiretle 30 y~l öncesinden gördü~ü gibi elde kalan kü-çülmü~~ Osmanl~~ Devletinin da~~lmas~na neden olmu~tu. Ermenilere tan~nan bir sürü yeni haklara (bütün Ermeni mahkumlar~n sal~verilmesi ve Ermeni-lere silah ta~~ma serbestli~i verilmesi gibi) ra~men yönetimde bulunan itti-hat Ve Terakki Partisi ile Ermeniler'in uzla~malar~~ geçici olmu~~ ve çok geç-meden Ermeniler isyan hareket ve tertiplerine giri~mi~lerdi. Ermenileri daha sonra kendileri de Müslüman olan Arnavutlar takip etmi~~ ve bu da Osmanl~-c~l~k fikrine son ölümcül darbeyi vurmu~tu. Ermenilere verilen bunca hak-lara ra~men bundan ne Ermeni toplumu ne de d~~~ güçler tatmin olmu~lard~. ~ngiltere, Rusya ve Fransa May~s 1913 y~l~ nda uygulad~ klar~~ yo~un bask~ lar neticesinde Osmanl~~ Devleti'ne do~uda Ermenilere ~slahat yapma projesini tekrar kabul ettirmi~lerdi. Bu yeni proje Ermeniler için önce federasyon sonra da ba~~ms~zl~k kap~s~~ açacak hükümler içermekteydi. Ancak az bir za-man sonra patlak veren I. Dünya Sava~~~ bu feci projenin uygulanmaya kon-ma= engellemi~ti'''.
11. Lozar~'da Ermeni Meselesinin Hani ve Türkiye Ermenilerine Tan~nan Hukuki Statû
1918 y~l~nda Mondros Anda~masm~ n imzalanmas~yla Osmanl~~ Devleti fi-ilen sona ermi~ti. ~tilaf devletlerinin de te~vik ve destekleriyle Osmanl~~ Dev-leti içinde as~rlarca bar~~~ içinde ya~am~~~ ve onun her türlü nimetlerinden faydalanm~~~ olan Ermeni, Rum ve Yahudi gibi az~nl~k gruplar~~ son Türk ~m-paratorlu~u'nun içine dü~tü~ü bu en s~k~~~k durumdan faydalan~na dü~ün-cesi ile ihanederini ortaya koymakta gecikmemi~lerdi. Ermeniler de sava~~ öncesi ve sava~~ esnas~~ dönemlerinde oldu~u gibi sava~~ sonras~~ dönemde de Türk yurdunu parçalamak için harekete geçmi~lerdi.
13 Bilgin, 'Türk ve ~ngiliz Belgelerine Göre', ss.69-70.
274 MUSTAFA SITKI BILGIN
~tilaf devletleri 10 A~ustos 1920 tarihinde imzalanan Sevr Antla~mas~~ ile Ermenilere Osmanl~~ s~n~rlar~~ içersinde bir devlet kurma hakk~~ vermi~lerdi. Antla~man~n 88, 89, 90 ve 91'inci maddelerine göre Do~uda Van, Mu~, Bitlis ve Erzincan'dan ba~lay~p Trabzon'a kadar uzanan bölge Ermenilere tahsis edilmi~ti". Ancak, bu projenin uygulanabilir bir yan~~ yoktu. Bahsi geçen ~e-hirlerin hiçbirinde ço~unlu~u olu~turamayan Ermeniler bölgede nas~l devlet kuracaku. ~ngiliz belgelerinin de aç~kça ortaya koydu~u gibi Müslüman
nü-fusun yo~un oldu~u bu bölgelerde Ermenilerin d~~ardan yard~m almaks~z~n bir devlet kur~nalar~~ mümkün de~ildir.' 15
Ankara Hükümeti'nin Sevr Antla~masm~~ tan~mamas~~ sebebiyle Ermeni-lerin kendiErmeni-lerine tahsis edilen yukar~da bahsi geçen yerleri almak için taar-ruza geçmeleri üzerine Kaz~m Karabekir Pa~a kumandas~ndaki Türk güçleri ile Ermeni kuvvetleri aras~nda Çetin çat~~malar meydana geldi. Eylül ay~n~n sonunda kar~~~ sald~r~ya geçen `Do~u'nun Fatihi' Karabekir Pa~a, 1918 y~l~nda Erivan'da kurulmu~~ olan Ermenistan devletinin ordusunu a~~r yenilgiye u~-ratarak Sankam~~, Kars ve Gümrü ~ehirlerini kurtarm~~t~. 2 Aral~k 1920'de yap~lan Gümrü antla~mas~~ ile Ermenistan Misak-~~ Millinin do~u s~n~rlar~n~~ tan~d~ktan ba~ka Sevr Anda~masm~n da geçersiz oldu~unu ilan etmi~ti 16.
Bu dönemde Ermenilerin Türk Milli güçleri ile çat~~maya girdi~i bir di-~er cephe ise güney bölgesi idi. Güneyde, Frans~zlar~n destek ve lu~lurtmalan ile harekete geçen Ermeniler bölge halk~n~n kahramanca mücadelesi neti-cesinde Frans~z askerlerinin yenilmeleri üzerine bölgeyi terk etmi~ler ve so-nuçta imzalanana Ankara antla~mas~~ ile bölge Frans~z ve onlar~n i~birlikçileri olan Ermeni i~galinden kurtanlm~~ur. Ermenilerin son bir umut dura~~~ ise ~tilaf Devletleri ile yeni Türk devletinin son kozlarm~~ payla~aca~~~ Lozan Bar~~~ Konferans~~ olmu~tur. Çe~itli Ermeni temsilci ve partileri ~tilaf Devletleri'nin kendilerine söz vermelerine de güvenerek amaçlar~n~~ gerçekle~tirmek ümit ve emeliyle ~sviçre'nin Lozan ~ehrine ak~n etmi~lerdir'.
Aharonyan, Alexander Hadisyan, Deredunkyan ve Genel Sekreter Leon Pa~al~yan'dan olu~an bir delegasyon Ermeni davas~n~~ savunmak için Lozan'a
14 Reha paria, Belgelerle Türkiye Cumhuriyeti'nin Uluslar aras~~ Temelleri, Lozan, Montrü: Türkiye'nin Kom~ular~yla imzalad~~~~ Ba~l~ca Belgeler (Lefko~e, 1985), ss. 314-315.
15 Foreign Office Report on Armenia and the Caucasus, Eylül 1920, FO 371/4957; Report
by Horace Rumbold on Armenian National Home, 16 June 1923, FO 371/9110.
16 Hamza Ero~lu, Türk ink~lap Tarihi (~stanbul, 1982), ss.226-228.
17 Mustafa S~tk~~ Bilgin, 'Soviet-Armenian Collaboration Against Turkey in the Post-Second World War Period, (1945-47)', Review of Armenian Studies, C.II, No.5, 2003, ss.28-29.
LOZAN KONFERANSI'NDA ERMENI MESELESI 275
gitmi~ti. Bu Heyet Lozan görü~melerine kat~lmak ve Do~u Anadolu'da bir yurt kurmak için ~ngiliz ve Frans~z ve Amerikal~lar~n yard~mlar~n~~ beklemek-teydi. Aynca dünyadaki tüm Ermeni örgütleri büyük bir propaganda kam-panyas~~ ba~latm~~lard~. Ancak, her ne kadar ad~~ geçen devletlerin marifetle-riyle Konferans~n alt komisyonuna gayri resmi olarak kat~lmay~~ ba~arsalar ve halaf Devletleri'nin özellikle de ~ngiltere'nin yard~mlar~n~~ elde etiyseler de Türk Heyeti'nin kararl~~ ve taviz vermez tutumu kar~~s~nda Ermenilerin plan-lar~~ bozulmu~tur.
Lozan Konferans~nda az~nl~klar konusu ilk defa 12 Aral~k 1922 tarihinde ~ngiliz D~~i~leri Bakan~~ Lord Curzon'un ba~kanl~~~ n~~ yapt~~~~ bir görü~mede ele al~nm~~t~. ~ngiliz Hükümeti konferans esnas~nda konuyla ilgili Ermeni Delegelerinin de görü~lerini alarak Konferansta alaca~~~ siyasi tavr~~ belirle-mi~ti. Aneurin Williams ba~kanl~~~ndaki ~ngiliz-Ermeni Komitesi Lozan'daki ~ngiliz temsilcilerine gönderdikleri yaz~da Ermenilerin ~tilaf Devletleri için büyük hizmette bulunduklar~ndan ve büyük fedakarl~klar yapt~klar~ndan bahsettikten sonra bu devletlerin Ermenilere ba~~ms~z bir yurt sa~lamak için birçok vaaderde bulunduklanm belirtrni~tir. Ayn~~ yaz~da Erivan'daki Erme-nistan Cumhuriyetinde 1 milyon Ermeni nüfusundan ba~ka 400 bin kadar Türkiye'den göçen Ermeni mültecilerin bulundu~unu ve ~stanbul dahil mevcut TBMM Hükümeti s~n~rlar~~ içersinde 1 milyon gayri-Müslim az~nl~~~n bulundu~unu ve bunlar~n yok edilme tehlikesiyle ba~~ ba~a' kald~klar~n~~ ifade edilmekteydi18.
Ayn~~ yaz~da, yukarda bahsedilen sebep dolays~yla Konferansa kat~lan Av-rupa temsilcilerine az~nl~klar~n korunmas~~ konusunda büyük sorumlulukla-r~n dü~tü~ü belirtilmi~ti. Bu sebeple gerçek çözümün 'çe~itli etnik ve dini
gruplara uygun toprak parçalar~~ verilerek ve bunlara her türlü dini, kültürel ve milli haldarm~n verilerek ve de Ermenilere bir milli yurt sa~lanarak'
mümkün olaca~~~ belirtilmekteydi. Y~ne ayn~~ yaz~da Türkiye s~n~rlar~~
içersin-deki ~stanbul dahil di~er bölgeleriçersin-deki Müslüman olmayan az~nl~klar~n hak-lar~n~n kanunlarla garanti alt~na al~nmas~~ gerekti~i ve bunun da Milletler Cemiyeti denetiminde yap~lmas~~ gerekti~i' ifade edilmi~tilg.
18 British Armenian Committee to British Delegation at Lausanne, December 1922, FO 839/12.
276 MUSTAFA SITIU B~LG~N
Bu ~artlar alt~nda Lord Curzon 12 Aral~k 1922'de yapt~~~~ konu~mada Türkiye'de az~nl~k haklar~n~n bulunmad~~~na ve son dört ay içinde 600 bin ile 900 bin aras~nda bir H~ristiyan nüfusunun Türkiye'den s~n~r d~~~~ edildi-~ine vurgu yapm~~ t~. Curzon, bundan ba~ka, Anadolu'da Ermenilerden ba~ka Rumlar~n ve Nesturilerin ve Yahudi topluluklar~n~n da büyük s~k~ nt~ -lara maruz kald~ klar~n~~ ve bunlardan ço~unun Türkiye'den kap~~ d~~ar~~ edil-diklerini ifade etmi~ti. Konu~mas~n~n orta ve sonlar~na do~ru Ermeni mese-lesi üzerine yo~unla~an Curzon sonunda a~z~ ndaki baklay~~ ç~kararak bütün dünyadaki Ermeni kurulu~lar~n~ n kendisine müracaat etmelerine binaen kendisinin ve müttefik ülkelerin Anadolu'da bir Ermeni yurdu `National
Home for the Armenians' kurulmas~n~ n gere~ine inand~ klar~n~~ ifade
et-mi~ti20.
~smet Pa~a yakla~~ k iki saat süren cevabi konu~mas~ nda tarihte Fatih Sul-tan Mehmet devrinden bu yana Türklerin az~nl~klara ve özellikle de Ermeni-lere gösterdi~i hüsnü niyetlerini ve bunlara verilen geni~~ hak ve hürriyetleri detayl~ca anlatt~ktan sonra bu topluluklar~n son yüzy~lda özellikle de yabanc~~ güçlerin k~~k~rtmalanyla bu hak ve hürriyetleri kötüye kulland~klanndan ve Osmanl~~ ~mparatorlu~u'nu parçalanmaya kadar götürdüklerinden sitayi~le bahsederek konu~mas~na devam etmi~ti. ~smet Pa~a konu~mas~n~n sonunda ise az~nl~k sorunu konusunda Türkiye'nin çok hassas davranaca~~n~~ ve bu konuyu d~~~ güçlerin istismar etmesine asla f~rsat tan~mayaca~~n~~ belirttikten sonra az~nl~k sorununun mübadele yolu ile halledilmesi gerekti~ini aç~ kla-m~~t~. Bu ifadeleri Amerikan d~~i~lerine rapor eden ve ayn~~ zamanda da ~s-tanbul'daki Amerikan Yüksek Komiseri olan Amiral Bristol yapt~~~~ yorumda
'Tarihin ~smet Pa~a'n~n yapt~~~~ yorumlar~~ ~üpheye mahal vermeyecek bir
~ekilde do~rulad~~nn' beyan etmekten kaç~ nmam~~t~21.
~smet Pa~a'n~ n konu~mas~ndan sonra söz alan Curzon, Pa~a'n~ n sadece tarihi olaylara de~inerek mevcut durumla ilgili hiçbir ~eye de~inmedi~ini be-lirttikten sonra Türklere çok faydalar~~ dokunmu~~ olan Ermenilerin suçlan-malann~n mant~~~n~~ anlayamad~~~m ifade etmi~ti. Curzon, daha sonra, ~smet Pa~a'n~n ifadelerinden anla~~ld~~~~ üzere Türkiye'nin Milletler Cemiyeti' nin
20 Mark L Bristol to the Secretary of State to Washington, 22 Aral~ k 1922, Belge no. 867.00/1609; Seha L Meray, Lozan Bar~~~ Konferans~: Tutanaklar-Belgeler, (~stanbul: Yap~~ Kredi Yay., 1993), ss.181-185.
21 Mark L Bristol to the Secretary of State to Washington, 22 Aral~k 1922, Belge no.
LOZAN KONFERANS~ NDA ERMENI MESELES~~ 277
az~nl~k haklar~~ konusunda garantör olarak devreye girmesini istememesine ve bu kurulu~un önemini anlamamas~na hayret etti~ini ve az~nl~k haklar~yla ilgili konuda hiçbir ~eyden bahsedilmemesinin kendisini hayal k~r~ kl~~~ na u~ratt~~~ m ve e~er konferans~n mevcut tutanaklarm~n aç~klanmas~~ halinde konferans~~ dikkatle izleyen dünya kamuoyunda çok büyük tepkilere sebep olaca~~n~~ belirterek Türk Heyetine kar~~~ olan tavr~n~~ sertle~tirmeye ba~lam~~-t~r.
Ertesi günü tekrar ba~layan görü~melerde söz alan ~smet Pa~a az~nl~kla-r~n ve özellikle de Yunanl~laaz~nl~kla-r~n Bat~~ Anadolu'dan çekilirken bölgeyi feci bir ~ekilde yak~ p y~ karak Türkleri ma~dur etmelerine at~ fta bulunduktan sonra Anadolu'daki Rum az~nl~klar~n mübadele yolu ile halinin en do~ru yol ola-ca~~n~~ ifade etti. Ayr~ca, Ermenilerin isterlerse yerlerinde kalabileceklerin-den ancak d~~ardan gelecek Ermeni mültecilere izin verilmesi ya da Türkiye s~n~rlar~~ içersinde mevcut Ermenilere özel bir bölge tahsis edilmesi durumu-nun Türkiye'nin ba~~ms~zl~k ilkesiyle asla ba~da~mayaca~~n~~ ve dolay~s~yla da kabul edilemez oldu~unu belirtmi~tir. ~smet Pa~a, ayr~ca, az~nl~klara Avrupa tan~nm~~~ hak ve hukukun aynen tan~naca~~n~~ ancak bunun d~~~nda herhangi bir taviz verilemeyece~ini ve az~ nl~ klar~n askerlikten muaf tutulamayaca~~n~~ izah etmi~tir .
~smet Pa~a'n~ n konu~mas~ na kar~~ l~ k veren Curzon'un tavr~ n~~ Amiral Bristol ~u ~ekilde rapor etmekteydi:"
Lord Curzon, ~smet Pa~a'ya çok sert bir cevap vermeye niyetlen-mi~ti. ~üphesiz ki Curzon'un cevab~nda tehditler vard~~ ve i~i Konfe-rans~~ da~~tmaya kadar götürmeyi ima etmekteydi. Ancak, Curzon'dan ald~~~m izlenim ~u idi ki sanki kar~~s~ ndaki aksi bir çocu~a ceza verecek bir ö~retmen tavr~n~~ talunmakta idi. Ancak, bu arada ~smet Pa~a ve ya-n~ ndaki Türk Delegelerine bakt~m sanki Konferans~n da~~lmas~ya-n~~ hiç de umursamaz bir görünüm vermekte idiler. Ayr~ca Curzon'un bu ~e-kilde sert tavr~~ anlad~~~m kadar iç politikaya yönelik bir siyasetti. Bu ayn~~ zamanda diplomatik bir oyundu ve dünya kamuoyunu Türkiye'ye kar~~~ lu~k~ rtmay~~ hedeflemekteydi. Böylece e~er Türk heyeti di~er ko-nularda ~ngilizlere taviz vermezlerse ve bunun sonucunda konferans da~~l~ rsa dünya kamuoyunun çok hassas oldu~u az~ nl~ k haklar~~ konu- Meray, Lozan Bar~~~ Konferans~, ss.200-201.
23 Meray, Lozan Bar~~~ Konferans~, ss.210-213.
24 Mark L Bristol to the Secretary of State to Washington, (13 Aral~ k Tarusmalar~ n~n
278 MUSTAFA SITK1 BILGIN
sunda anla~ma sa~lanamad~~~~ için konferans da~~ld~~ propagandas~~ yap~lacakt~~ ve Curzon da bu diplomatik oyunun meyvelerini toplaya-cakt~.
Amiral Bristol, Curzon'un bu takti~ine kar~~~ ~smet Pa~a'ya ~l~ml~~ bir yol izleme ve konu~ma yapma takti~inin verildi~ini raporunda ifade etmektedir.
Az~nl~k haklar~~ ile ilgili olarak 14 Aral~k 1922'de yap~lan üçüncü otu-rumda ilk olarak söz alan ~smet Pa~a, Lord Curzon'un Ermeniler ile ilgili baz~~ hakikatleri yanl~~~ aksettirdi~ini ifade ederek o dönemki Avrupa kaynak-lar~ndan örnekler vererek tarihte Türk ülkesi s~n~rlar~~ içersinde en fazla 1,5 milyon Ermeni'nin bulundu~unu ve bu say~n~n hiçbir zaman 3 milyonu bulmad~~~n~~ belirtmi~ti. Ayr~ca, güneyden kaçan Ermenilerin Frans~z asker-leri çekildikten sonra Ermeni örgütasker-lerinin zorlamas~yla göç ettikasker-lerini ve Türklerin kalmalar~~ için yapt~~~~ te~ebbüslerin sonuçsuz kald~~~n~~ ifade et-mi~ti. Bununla beraber, ~smet Pa~a, Lord Curzon 'un diledi~i gibi ve onun
verdi~i örne~e uyarak geçmi~i bir yana b~rakmak istemektedir; çünkü ~smet Pa~a da ileriye yürümek ve bar~~a e~ti~mek arzusundad~r.' diyerek Curzon'a
~hml~~ sinyaller vermi~ti.
~smet Pa~a konu~mas~nda, tekrar Türkiye'nin Ermenilere verilecek bir topra~~~ olmad~~~n~~ belirttiyse de daha önce tak~nd~~~~ yumu~ak uslübu sür-dürmeyi tercih emi~ti. Amiral Bristol raporunda ~smet Pa~a'n~n gittikçe arta-rak devam eden ~l~ml~~ tavr~n~~ ~u ~ekilde aç~klamaktayd~: 26
~smet Pa~a'n~n en önemli aç~ klamas~~ bar~~~ sa~land~ktan sonra
Türkiye'nin Milletler Cemiyeti'ne kat~lma niyetinde oldu~unu aç~kla-mas~~ idi. ~smet Pa~a konu~mas~nda Lord Curzon'un ele ald~~~~ konulara temas etmi~~ ve bu konulara kar~~~ oldukça uzla~mac~~ bir tav~r sergi-lemi~ti. Ancak durum böyle olmas~na ra~men ~smet Pa~a ve Türk He-yeti az~nl~k haklar~~ konusunda daha önce takip ettikleri tutumda hiçbir de~i~iklik yapmarn~~lard~~ (ancak kulland~klar~~ uslüp yumu~am~~t~). Curzon ise cevabi konu~mas~nda Türk Heyetinin tavr~n~~ de~i~tirme- sinden ve özellikle de Türkiye'nin Milletler Cemiyeti'ne kat~lmay~~
dü-~ünmesinden dolay~~ ~smet Pa~a'y~~ tebrik etmi~ti.
25 Meray, Lozan Bar~~~ Konferans~, ss.220-221.
26 Mark L Bristol to the Secretary of State to Washington, (14 Aral~k Tart~~malar~n~n özeti), 22 Aral~k 1922, Belge no. 867.00/1609.
LOZAN KONFERANSI'NDA ERMENI MESE' .F-SI 279
Türk Heyeti'nin yukar~da bahsedildi~i üzere ~l~ml~~ bir tav~r göstermesini f~rsat bilen ~ngiliz Heyeti temsilcilerinden Sir Horace Rumbold 6 Ocak 1923'te görü~melerin devam etti~i bir alt komisyon toplant~s~nda aç~kça Türk devleti s~n~rlar~~ içinde Ermenilere toprak verilmesini talep etmekten çekinmemi~ti. Rumbold bu sorun, büyiik sava~~n sonuçlar~ndan biri olarak,
Ermeni soyundan halklar~n, diledikleri gibi, Küçük Asya'n~n bir kö~esinde yerle~ebilmelerinin sa~lanmas~~ olaca~~n~~ uzun süre ummu~~ olan ~ngiliz kamu oyunun büyük bir bölümünü ilgilendirmektedir... ' gibi ifadeler sarf
ederek bu konuda çok ciddi oldu~unu ortaya koymaya çal~~m~~t~. Rumbold ayr~ca Ermeniler için yapt~~~~ taleplerin benzerini Süryani-Keldaniler için de istemekten çekinmemi~ti".
Türk temsil heyetinden R~za Nur bu konu~malardan sonra ve baz~~ az~n-l~k temsilcilerinin komisyona i~tirak edeceklerini ö~rendikten sonra Frans~z temsilcisinin yerine söz isteyerek ~u cevab~~ vermi~ti: 'Müttefik devletlerin bu
çe~it konu~malar~~ ancak Ermenileri k~~k~rtmaya yarayacakt~r ve mevcut or-tada bulunan sorunlardan da bu devletler sorumludur' diyerek komisyonu
terk etmi~~ ve bat~l~~ diplomatlarm al~~~k olmad~~~~ bu durum onlar üzerinde bir ~ok etkisi yapm~~t~. ~smet Pa~a'n~n giderek yumu~ak bir tav~r almas~yla in-siyatifi kaybeden Türk Heyeti R~za Nur'un bu kesin ve kararl~~ tavr~yla tekrar a~~rl~kl~~ bir konuma gelmi~ti. Zira, bundan sonra gerek ~ngiliz ve gerekse de Amerikan, Frans~z ve di~er temsilciler Türk Heyeti'nin ciddiyetini ancak R~za Nur'un protestosuyla kavrayabilmi~ler ve bundan sonra bu konuda ~s-rarc~~ olmaktan vaz geçmi~lerdi28. Böylece, bu konu Lozan antla~masm~n ha-z~rl~k metr~ine bile almmadan Konferans~n gündeminden dü~ürülmü~~ oldu. 9 Ocak 1923'te yap~lan ve son kez Ermeni yurdu meselesinin tart~~~ld~~~~ üst Komisyon toplant~s~nda ~smet Pa~a, di~er devlet üyelerinin uzla~ma belir-tileri göstermelerine te~ekkür ettikten sonra Avrupa devletlerinin az~nl~klarla ilgili tatbik ettikleri hükümleri Türk Hükümetinin mahalli ihtiyaçlar~~ da göz önüne alarak kabul edece~ini belirtmi~tir. ~smet Pa~a, birçok nokta= çö-züldü~ilnü ifade ettikten sonra iki temel konunun anla~mazl~k konusu te~kil etti~ini söyledi. Bu iki konudan birisi Müslüman olmayan az~nl~klar~n asker- 27 American Mission, Lausanne to Secretary of State, Washington DC, 6 January 1923,
(Sixteenth meeting sub-commission on minorities) Belge no. 86700/1602; Meray, Lozan Bar~~~ Konferans~ , ss.278-279.
28 American Mission, Lausanne to Secretary of State, Washington DC, 6 January 1923,
280 MUSTAFA SITKI BILGIN
lik hizmetinden muaf tutulmas~~ iken bir di~eri de genel af konusu idi. ~smet Pa~a Horace Rumbold'un bahsetti~i konulara temas ederek Türk Hükümeti-'nin hiçbir az~nl~k için özel bir yurt ve statü uygulamayaca~~n~~ ve böyle bir durumun ancak Türkiye'nin parçalanmas~~ için kullan~laca~~n~~ ifade etmi~ti. Türk Hükümeti az~nl~klar konusunda a~a~~da belirtilen maddeleri kabul et-ti~ini beyan etmi~ti:2"
Türk Temsilci Heyeti Müslüman olmayan az~nl~ klar~n, Müslü-manlara tan~ nm~~~ yurtta~l~ k haklar~yla siyasal haklardan yaralanmala-r~ n~, Türkiye'de oturan herkesin kanun önünde, din ayyaralanmala-r~ m~~ gözetil-meksizin, e~it olmas~n~, bütün Türk yurtta~lar~~ için, özel ya da ticaret ili~kilerinde oldu~u gibi, din, bas~n konular~nda ve aç~ k toplant~ larda istedikleri dilleri serbestçe kullanmalar~n~~ garanti etme~i kabul etmek-tedir. Türkçeden ba~ka bir dil kullanan Türk uyruklar~~ mahkemeler önünde kendi dillerini sözlü olarak kullanabilmeleri bak~m~ndan, uy-gun dü~en kolayl~klardan yararlanacakur. Hay~ r i~leri ve din kurumla-r~yla sosyal kurumlar, okullar ve öteki e~itim ve ö~retim kurumlar~~ ba-k~m~ ndan, Müslüman olmayan az~nl~ klar, bütün Türk yurtta~lanyla ayn~~ haklara sahip olacaklar ....
Böylece Ermeni sorunu az~nl~ k haklar~~ konusu çerçevesi içinde, ayr~ca 'Ermeni Haklar~' diye bir özel az~ nl~ k ismi zikredilmeden Lozan Konferan-s~nda halledilmi~~ oldu.
~smet Pa~a'n~ n dile getirdi~i anla~mazl~ k konusu olan iki nokta daha sonra yap~lan görü~meler sonucunda çözüme ba~lanm~~u. Yap~lan görü~me-ler neticesinde, ~tilaf Devletgörü~me-leri temsilcigörü~me-leri az~nl~klar için istenen askerlik muallyeti ~art~ndan, genel aff~n geni~letilmesi kar~~l~~~nda vazgeçecekti. Fa-kat, yar~s~~ yurtd~~~nda bulunan 150 Türk bu af kapsam~n~n d~~~nda tutula-caku. Amerikan raporunun verdi~i bilgiye göre, alt komisyon ba~kan~~ olan ve ~talyan delegesi olan Montogna'ya göre, Curzon, Yak~n Do~u'da
Ingilizlere yard~m~~ olan tüm Müslim, gayri Müslim ~ah~slar~n genel aftan faydala~~ -mas~~~~~ istemekte ve bunda ~srar et~nekteydi'. Montagna Curzon'un bu
du-rumunu 'keyfi, bencil ve talihsizlik' olarak ifade etmi~ti30.
Lozan'da az~nl~klara sa~lanan haklar çerçevesinde yeni bir hukuki sta-tüye kavu~an Türk Ermenileri 1927 y~l~na kadar Patriklerini seçememi~lerdi.
29 Meray, Lozan Bar~~~ Konferans~, ss.300-301.
30 American Mission, Lausanne, to Secretary of State, Washington DC, (Strictly Confidential), 9 January 1923, belge no.86700/1602.
LOZAN KONFERANSI'NDA ERMEN~~ MESELES~~ 281
Mu~lu I. Mesrob 80'inci Patrik olarak Ermeni Kilisesinin ba~~ na geçti. Ancak yeni Patri~in Osmanl~ 'da oldu~u gibi geni~~ idari ve siyasi yetkileri yoktu. Lo-zan anda~mas~~ gere~ince sadece Türk Ermeni Cemaatinin dini i~lerinden sorumlu idi. 1926 y~l~nda yeni medeni kanun kabul edilince evlilik ve miras i~leriyle ilgili Lozan'da tespit edilmi~~ olan baz~~ az~ nl~k haklar~~ yeni kabul edilen hukukla de~i~tirilmi~~ oldu. Böylece, I. Cihan Harbi neticesinde bozu-lan Türk-Ermeni ili~kileri yeni düzenlemeler sonucunda normalle~me süre-cine girmi~~ oldu.
SONUÇ
Mevcut incelemeden de anla~~ld~~~~ gibi az~nl~ k haklar~~ konusu Türkiye'-nin Lozan'da kar~~la~t~~~~ en zor ve hayati konulardan bir olmu~tu. Zira, kon-feransa kat~lan her dört büyük devlet, az~nl~k haklar~~ çerçevesinde Türkiye'-nin do~u veya güney bölgesinde bir Ermeni yurdu kurulmas~~ amac~yla hare-ket etmekteydi. Hatta Curzon konferans~ n toplanmas~ n~n en temel amaçla-r~ndan birinin de bu sorunun halledilmesi oldu~unu konu~mas~nda aç~ kla-maktan çekinmemi~ti. Bu çerçevede özellikle, ~ngiltere, Fransa ve ABD kon-feransta bir talum ruhu içersinde birlikte hareket etmeye karar vermi~lerdim. Konferans süresince, özellikle ~ngiliz ve Frans~zlar ekonomik ve siyasi hak ve menfaat elde etmek pe~inde ko~arken Amerikal~lar ise, daha çok mül-teci sorunlar~, az~ nl~k haklar~~ gibi insani meselelerle ilgili olduklar~ n~~ ifade etmi~lerdi. Türkiye konferanstan önceki dönemde Amerikal~lar ile dirsek temas~ na geçip di~er devledere kar~~~ ikili i~birli~i yapmay~~ dü~ündüyse de konferans s~ras~nda Amerikal~ lar~n az~nl~ k haklar~~ üzerinde çok fazla durma-lar~, misyonerlerin ve Amerikan bas~ n~ n~n yapt~~~~ Türk aleyhtan propagan-dalar Türkler ile Amerikal~ lar aras~ nda olu~mu~~ olan güveni sarsmaya yet-mi~ti.
Genelde ~ngiltere, Amerika ve bunlar~ n müttefiki devletler aras~ nda Türkiye'ye kar~~~ izlenecek stratejide anla~maya var~lm~~~ ise de takip edilecek taktik konusunda farkl~l~klar mevcuttu. Tüm müttefiklerin ortak görü~ü bir-likte hareket edip Türkiye'ye az~ nl~ klar, kapitülasyonlar, bo~azlar ve di~er konular hakk~nda isteklerini kabul ettirmekti. Özellikle Lord Curzon, ~ngil- 31 Mark L Bristol to the Secretary of State to Washington, 22 Aral~ k 1922, Belge no.
282 MUSTAFA SITKI B~ LG~ N
tere'nin ~stanbul ve Çanakkale çevresinde Türkiye'ye kar~~~ manevra yapacak yeterli askeri gücü olmad~~~~ halde ve yeni askeri birliklerin gönderilmesine ~ ngiliz kamuoyunun ~iddetle kar~~~ ç~ kmas~ na ra~men, Türk heyetine kar~~~ blöf yapmak suretiyle kaba güce dayanan bir diplomasi takip etmeyi planla-maktayd~. Buna kar~~l~k Amiral Bristol ise, Türkler'e kar~~~ yumu~ak ve sab~ rl~~ bir yol takip edilmesinden yana idi ve kaba güce dayanan diplomasinin an-cak Türkleri daha çok uzla~mazl~~a itece~ini, zira, Türklerin haklar~n~~
al-mak için yeni bir sava~a haz~r olduklar~n~~ buna kar~~l~k ~ngiltere'nin böyle bir haz~rl~~~~ olmad~~~m' 32 belirtmekteydi.
Türk diplomasisini inceledi~imizde, yukarda bahsi geçen devletlere kar~~~ tek ba~~na diplomatik mücadele veren Türk Temsilci Heyeti ba~lang~çta kararl~~ bir tutum takmarak ~tilaf Devletleri temsilcilerinin hucüm ve bask~la-r~n~~ yava~latmak istemi~tir. Ancak, Lord Curzon'un sert kar~~l~k vermesi he-yet ba~kan~~ olan ~smet Pa~a'r yumu~atm~~~ ve bu uzla~mac~~ tav~r kar~~~ devlet-lerin tekrar toparlanmalarma sebep olarak insiyatifin has~m tarafa geçmesine sebep olmu~tur. Bunun üzerine Türk Heyetindeki ikinci isim olan Dr. R~za Nur'un ~tilaf Devletleri temsilcilerini çok sert biçimde suçlayarak toplant~y~~ protesto ederek terk etmesi bu temsilciler üzerinde ~ok etkisi yapm~~t~. R~za Nur'un bu hareketi az~nl~klar konusundaki tart~~malarda bir dönüm noktas~~ olmu~tur. Zira, bu sayede Türk Heyeti'nin ciddiyet ve kararl~l~~~n~~ anlayan has~m taraf~n temsilcileri bundan sonra tekrar konuyu gündeme getirmeye cesaret edememi~ler ve neticede bu mesele Türk diplomasisinin zaferiyle so-nuçlanm~~ur.
Mevcut mesele ile ilgili ~smet Pa~a'n~n Türk diplomasisine yapt~~~~ temel katk~, Milletler Cemiyeti'ni, Ingilizlerin bunca ~srar ve bask~s~na ra~men, az~nl~k haklar~~ konusunda denetleyici olarak Türkiye'nin içi~lerine kar~~t~r-mamas~~ olmu~tur. Ancak, ~smet Pa~a ayn~~ ba~ar~y~~ Musul-Kerkük meselesi konusunda sa~layamam~~ur. Bu durumdan iyi bir ders ç~karan Lord Curzon Musul meselesinin Milletler Cemiyetine havale edilmesini sa~layarak soru-nun ~ngiltere lehine çözülmesini sa~lam~~t~. ~ngiliz belgelerinin hiçbir ~üp-heye mahal b~rakmadan ortaya koydu~u, 'Müttefiklerin ~u anki durumda en
çok zorland~klar~~ konu Ermeni Yurdu konusunu Türklere kabul ettirmektir. Zira, Müttefiklerin Türkiye'yi buna zorlayacalc fiziki güçleri yoktur ve bu
32 Mark L Bristol to the Secretary of State to Washington, 22 Aral~ k 1922, Belge no. 867.00/1609.
LOZAN KONFERANSUNDA ERMENI MESELESI 283 amac~n ancak Milletler Cemiyeti vas~tas~yla gerçeklestirilme imkan~~ vard~r','"
gibi ~ngiltere'nin Türkiye'ye isteklerini empoze edece~i tek vas~ ta Milletler Cemiyeti idi. Zira, ~ngiltere, alternatif bir metot olan askeri çözüm imkan~ n-dan yoksundu. Bölgedeki mevcut ~ngiliz askeri gücü muhtemel bir sava~~ ye-terli de~ildi. ~ngiltere, her ne kadar zaman~n büyük devletlerinden biri idiyse de yeni bir sava~~~ göze almaya ne ~ngiliz kamuoyu ve ne de sivil ve askeri oto-riteleri istekli de~illerdi.
33 Minutes of the Fourth Meeting of Foreign Ministers at the Quai d'Orsay, (Confidential), 24 March 1922, FO 371/7858