• Sonuç bulunamadı

Yeni bir Kemal Tahir filmi:Halit Refiğ "Karılar Koğuşu" adlı filmin çekimine başladı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yeni bir Kemal Tahir filmi:Halit Refiğ "Karılar Koğuşu" adlı filmin çekimine başladı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İ Z.Í

Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Türk Anonim Şirketi İç Politika: O lal Başlangıç, Dış Haberler: *->gun Bakı, Ekonomi: C'cngkr ÎUrtuuı, İş Sendika: Şuknın Ketemi, Kültür; Çdal Üsler, Basan ve Yayan Cumhuriyet Matbaacılık ve Ga.

adir N*dl 0 Genel Yayın M üdürü: Ilasao Cemal, Müessese Eğitim: Gcacsy*Ş«yt»n, Haber Araştırma: İsme» Berkan, Yurt Haberleri: Necdet Ikoğan, Spor Danışmanı: Abdulkadir Yuodmım, 34334 İst. PK; 246-lsunbuJ. Tel 512 05 05 ( : Emine Uşaklıgil, Yazı İşleri M üdürü: Okay Gönensin, 0 Dua Yazılar: Ketem Çalışkan, Araştırma: Şahin Alpay, Düzeltme; Abdullah YuKL 0 Koordinatör: Ahmet Kofulsan, 0 Mali İşler: Bürolar Ankara: Zjya Gökalp Blv. İnkılap S. No

lerkezi M üdürü: Yalçın Bayrr, Sayfa Düzeni Yönetmeni: Ali Erol E/iut, 0 Muhasebe: Bülent Yetıcr 0 Bütçe-Planlama: Sevgi Osmanbeyeoğlu 0 Reklam: Ayşe Torun, 0 Ek Yayınlar: Hülya 05 65 0 İzmir H. Ziya Blv 1352 S.2/3, I

Temsilciler ANKARA: Ahmet Tan, İZMİR: Hikmet Çetinkaya. Akyol 0 İdare Hüseyin Gürcr, 0 işletme: Önder Çelik, 0 Bilgi-lşlem: Nail İnal. 0 Personel: Sevgi Hosutnaoglu. 0 Adanaı Inönü Cad. 119 S. No: l Kat I, Tel:

M: 23 KASIM 1989 İmsak: 5.23 Güneş: 6.53 öğle: 11.55 İkindi: 14.25 Akşam: 16.47 Yatsı: 18.12

H alitR efığ “Karılar Koğuşu” adlı film in çekim ine başladı

Yeni bir Kem al Tahir

filmi

Halit Refiğ, senaryonun

yazımında Kemal Tahir’in

Malatya Cezaevi’ndeki

gözlemlerine dayanan

"Karılar Koğuşu”,

"Namusçular”, "Dam

Ağası” adlı kitaplarının

yanı sıra, yeni yayımlanan

“Notlar”ından

yararlandığını söylüyor.

2 6 . Antalya Film

Festivali ’nde ‘ ‘Hanım ’ ’

adlı filmiyle “En İyi

Yönetmen” Ödülü’nü alan

Halit Refiğ, Halit Ziya

Uşak ligi I’in eserlerinden

uyarlanan filmlere ve TV

dizilerine imza atmıştı.

NİHAL ÜN

~

Yönetmen Halit Refiğ, “Kan­

lar Koğuşu” adlı yeni bir filmin

çekimine başladı. Yapımcılığını

Türker İnanoğlu’nun üstlendiği

film aralık ayında tamamlanacak. Filmin senaryosunu da kendi ya­ zan Refiğ, Kemal Tahir’in Malat­ ya Cezaevi’ndeki gözlemlerine da­ yanan kitaplarından yararlanmış. Bir edebiyat uyarlamasından çok, Kemal Tahir üzerine bir film ger­ çekleştirmeyi denemiş.

“Karılar Koğuşu” 1943 yılının

üç aylık döneminde geçiyor. Ke­ mal Tahir’i -gazeteci Murat- Ka­

dir İnanır oynuyor. Malatya

Umumhanesi’nin en namlı serma­ yelerinden Tözey’i Hülya Koçyiğit, çocuk yaştaki sevgilisiyle kocası­ nı zehirleyen idamlık Hanım’ı Pe­

rihan Savaş, cinayetten sanık an­

nesiyle birlikte cezaevinde kalan 5 yaşındaki Aduş’u Beste Çmarcı canlandırıyorlar. Kalabalık oyun­ cu kadrosunda Sami Hazinses ve

Erol Taş da'var. Filmin görüntü

yönetmeni Çiten Gürtop, sanat yönetmeni Sohban Koloğlu, birin­ ci asistanı ise Seçkin Yasar.

Filmin cezaevinde geçiyor ol­

MEVLANAKAPI’DA ÇEKİLİYOR — 1943 yılındaki Malatya Cezaevi’nde geçen film- ARALIKTA TAMAMLANACAK — Yönetmen de cezaevi önü ile cezaevi avlusu çekimleri için Mevlanakapı’daki eski bir mevlevihane Halit Refiğ, Karılar Koğuşu filminin çekimlerini ile Toptaşı’ndaki eski bir cezaevi kullanıldı. aralık ayı içinde tamamlamayı planlıyor.

ması nedeniyle planların büyük bir bölümü Ulusal Video’nun stüdyolarında çekiliyor. Cezaevi önü, avlusu gibi harici çekimler Toptaşı’nda eskiden cezaevi olan bina ile Mevlanakapı’daki eski bir Mevlevihane’de çekiliyor. Film ekibi genel planların çekimi için bir süre Malatya’da da çalışacak.

Mevlanakapı’daki çekim sıra­ sında görüştüğümüz Halit Refiğ,

“Kanlar Koğuşu”na ilişkin şunları

söyledi: “Filmde iki ayn bakış var.

İlki Kemal Tahir’in 1943’te, savaş koşullarındaki cezaevlerine, ada­ let mekanizmasına, mahkûmlara yönelik bakışı, İkincisi de benim, geleceğin büyük romancısının ki­

şiliğine bakışım” Kişiliğinin ve

dünya görüşünün Kemal Tahir’le

“yoğrulduğunu” belirten Refiğ,

yazarın cezaevi döneminden izler taşıyan belge niteliğindeki kitap­ larında -Namusçular, Karılar Ko­ ğuşu, Dam Ağası- ustalıklı kuru­ luşların, canlı karakterlerin, çarpı­ cı olayların, insanlara yaklaşımda­ ki duygusallığını ön plana çıkar­ dığım ve onun olağanüstü deha­ sını sergilediğini düşünüyor. Refiğ

“Kemal Tahir’in neden cezaevine girdiğini, cezaevi yöneticileri ve çevresiyle ilişkilerini, romancı ki­ şiliğini biçimlendiren duygu ve de­ ney birikimini, kısacası onu anlat­ maya çalıştım” diyor.

26. Antalya Film Festivali’nde

bu yıl “Hanım” adlı filmiyle En

İyi Yönetmen Ödülü’nü alan Ha­

lit Refiğ, Halit Ziya Uşaklıgil’in eserlerinden -TV dizisi Aşk-ı

Memnu ve Kırık Hayatlar- uyar­

lanan filmlere de imza atmıştı. Bilindiği gibi Halit Refiğ’in, Ke­ mal Tahir’in aym adlı romanından TV dizisi olarak sinemaya uyarla­ dığı “ Yorgun Savaşçı” filmi 1983’te gösterime gireceği sırada denetime takılmış ve yakıldığı açıklanmıştı.

H alit Refiğ’in TRT adına 1979’da çekimine başladığı “Yor­

gun Savaşçı” filminin bir kopya­

sının “bir yerlerde’ bulunduğu öne sürülüyor. “Yorgun Savaşçf’nın

Türk izleyicisine kazandırılması yönündeki mücadele “Kanlar Ko­ ğuşum un gösterime girmesiyle birlikte hızlanacağa benziyor. Türk sinemasının 75. yıl kutlama­ ları sırasında Yılmaz Güney’in filmleriyle birlikte Yorgun Savaş- çı’nın da özgürlüğünü elde etme­ si konusu gündeme getirilmişti.

Kemal Tahir’in “Göl tnsanlan” adlı kitabı da Erdoğan Tokatlı ta­ ra fın d a n 1986’da “ Güneşe Doğru” adıyla sinemaya uyarlan­

dı. Kemal Tahir 60’lı yılların or­ tasında Halit Refiğ’in “Haremde

Dört Kadın”, Atıf Yılmaz’ın “Battı Balık”, Memduh Ün’ün “Namu­ sum İçin” filmlerinin de senaryo­

larını yazmıştı.

ÖGRETMENEVl YAPILACAK — Edebiyat tarihine geçmiş, türkülere konu olmuş tarihi Malatya Ha- 1941 HATIRASI — Kemal Tahir’in Malatya Cezaevi’nde yattığı pishanesi’nin yıkımı sürüyor. Yıkılan hapishanenin arsası üzerine bir ögretmenevi inşa edilmesi planla- 1941’de çekilmiş bir fotoğraf: Soldan sağa Kemal Tahir, koğuş ar-

nıyor. (Fotoğraf: Uğur Günyüz) kadaşları MalatyalI Mazmanoğlu ile DiyarbakIrlI Süleyman Bey.

K em al Tahir’in hapishanesi yıkılıyor

NECATI GÜNGÖR

MALATYA — Dönem, tek

parti dönemi. Yıl 1938... A tatürk’­ ün ölüm döşeğinde bulunduğu sı­ ralarda Donanma Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nde bir oyan ahneleniyordu: Oyunu sahneye oyanlar, dönemin etkili ve yetkili evreleriydi. Konu ise “Nâzım

likmet ve arkadaşlarının askeri syana tahrik ve teşvik suçu” ola-

:ak kamuoyuna yansıtılıyordu. Sahnelenen bu oyunda mahkeme, sanıklara çeşitli ağır cezalar veri­ yor ve onları, cezalarını çekmek üzere yurdun dört bir yanındaki hapishanelere yolluyordu.

Her şey bir oyundu; ama hapis­ hane gerçekti kuşkusuz!

Nâzım Hikmet, Bursa Hapisha­ nesinin yolunu tutarken, A. Ka­

dir on ay hüküm giyiyor, Kerim Korcan on yılı geçiriyor sırtına, Kemal Tahir on iki koca yılı

omuzluyordu.

Ve Bursa Hapishanesi’nde Nâ­ zım Hikmet; Çankırı, Çorum, Kırşehir’i dolaşıp Malatya Hapis­ hanesini mesken tutan Kemal Ta- hir’e şöyle sesleniyordu:

-Malatya’nm-nesi meşhurdur, yemişlerinden ve böceklerinden hangisi, suyu mu, havası mı?

Düşün ki hapishanesi hakkında bile bir fikrim yok. Yalnız

bir oda bir tek penceresi var

çok yüksek olan tavana yakın. Bir oyunun sonunda, çeşitli ha­ pishanelerin koğuşlarına, hücrele­ rine tıkılan memleketin bu “yavuz

evlatları”, gittikleri yerlerde bir

maden ocağında çalışır gibi insan cevheriyle uğraşmayı iş edinecek­ lerdi kendilerine.

İşte, Kemal Tahir’in Malatya Hapishanesi de o maden ocakla­ rından biriydi. Yorganı sırtında, kalemi defteri cebinde bir süre

Çankırı, Çorum, Kırşehir hapis­ hanelerini dolaşmış olan Kemal Tahir, sonunda sırtındaki yükü Malatya Hapishanesi’ne yıkıyor­ du.

Kemal Tahir, Malatya Hapis­ hanesi’nde yattığı süre içerisinde yazdığı mektuplar ve tuttuğu not­ larla, 1940’lı yılların Malatyası’na ilişkin günümjlze birçok belge bı­ rakmıştır. Bu belgelerin en önem­ lileri, yazarın ölümünden sonra yayımlanan Namusçular ile Karı­

lar Koğuşu’dur.

1945’te tutulmuş notlara daya­ nan bu iki taslak-roman, dönemin Malatya Hapishanesindeki olay­ ları ve tipleri anlatmanın ötesin­ de, bu çevreye kaçınılmaz biçim­ de yansıyan sosyo-ekonomik

ko-İZMİR (Cumhuriyet Ege Büro­ su) — Yaşanan çevre sorunları

arasında “gürültü kirliliğinin” ön sıralarda yer aldığını belirten uz­ manlar, Türkiye’de büyük kentler­ deki gürültü düzeyinin insan sağ­ lığına zarar verebilecek boyutlara ulaştığını ve gürültüyle mücadele edilmesi gerektiğini belirtiyorlar.

İzmir Anakent Belediyesi tara­ fından kentte gürültüyle mücadele için başlatılan “İnsana Saygı, Gü­

rültüye Son” kampanyası çerçeve­

sinde düzenlenen panele katılan uzmanlar, İzmir’deki kent gürül­ tüsünün ulaştığı boyutları, gürül­ tünün insan sağlığına verdiği fi­ ziksel ve psikolojik zararları, gü­ rültünün önlenmesi için alınması gereken önlemleri dile getirdiler. Anakent Belediyesi ise kentin çe­ şitli yerlerine asılan afişlerle baş­ lattığı kampanyayı, panelin ardın­ dan Belediye Başkanı Yüksel Çak- mur çeşitli semtlerdeki evleri

şulların da altını çizmekte, daha sonra araştırma yapacak olanla­ ra değeri yadsınmaz ipuçları bı­ rakmaktadır. Her iki yapıtta da Malatya’da yaşayan ilginç tipler anlatılır. Bu tiplerin başında, Nâ- zım’ın mektuplarında sık sık adı geçen ve daha bir iki ay önce ara­ mızdan ayrılan Mazmanoğlu Hacı

Abdullah gelmektedir. Sonra Telg­

rafçı Abdülrahim, Şeyh Süleyman Efendi sayılabilir... Ötekiler, na­ mus uğruna hapse düşmüş köylü­ lerle, değişik suçlardan hüküm giymiş kadınlardır. Yazarın kendi­ si, gazeteci Murat adıyla yer alır hükümlüler arasında. Öteki tiple­ rin aksine gazeteci Murat, olum­ lu kişiliğiyle dikkati çeker. Kemal Tahir’in söz konusu notları, bir Malatya röportajı olarak da nite­ lenebilir. Olaylar, karşılıklı konuş­ malarla ve en yalın biçimiyle ser­ gilenir. Notların bir özelliği de Malatya’nın yerel dilinin özellik­ lerini korumuş olmasıdır. Deyim­ ler, kargışlar, atasözleri olanca canlılığıyla adeta ışıldar Kemal

Ta-ziyaret ederek, yurttaşlardan

“destek” istemesiyle sürdürüyor.

Belediyenin öncülüğüyle kurulan

“çevre dostlan” organizasyonu da

evlere telefonlar açarak, “kam­

panyaya destek” çağrısında bulu­

nacak. Bu arada tüm apartman yöneticilerine konuyla ilgili bir metin gönderildi.

Sanayileşme ve kentleşmeyle birlikte gürültünün 20. yüzyılın önemli sorunları arasına girmeye başladığını belirten Yüksel Çak- mur, dün düzenlenen “İnsana

Saygı, Gürültüye Son” panelinde

yaptığı konuşmada, gürültünün insanda yol açtığı psikolojik ve fi­ ziksel etkilerin bilimsel olarak saptandığını belirterek, Türkiye’­ de ilk kez İzmir’de bu boyutta bir kampanya gerçekleştirilerek gü­ rültü ile mücadele edildiğini dile getirdi.

Ege Üniversitesi’nden Prof. Dr. Erkan Dokumacı, “İzmir’de

hir’in notlarında. Giyim kuşam konusunda da yazarın betimleme­ leri, bir fotoğraf gerçekçiliğiyle, o yıllardaki durumu saptar: Sözge­ limi, Namusçular’daki Çullu’nun Hacı’nın üzerindekileri şöyle sa­ yar Kemal Tahir: “Halep işi, siyah

ve ağır çuha şalvar, lacivert yelek, sako denilen palto, suni ipek min­ tanlar, Buhara şalından kuşak, Dağıstan gümüşüyle işlemeli ağız­ lık ve tespih, Van işi savatlı gümüş tabaka, Fransız köselesi yemeni (ayakkabı)...”

Karılar Koğuşu’nda ise o dö­

nemde çeşitli suçlardan cezaevine düşmüş kadın tiplerini hikâye eder Kemal Tahir. Bunlar geneleve düş­ müş, kocasını öldürmüş, zinadan hüküm giymiş kadınlardır.

Kemal Tahir’in Malatya H a­ pishanesi’nde bir de nişanlanma olayı vardır. Oralı gardiyanlardan birinin kızıyla nişanlanır; bir sü­ re bu nişanlılık devam eder, ancak sonu gelmez. Çünkü Kemal Tahir, kendi serüvenine ortak etmek is­ temez bu saf taşra kızını;

yolları-trafik gürültüsü ve oturma bölge­ lerinde etkileri” konusunda yap­

tığı konuşmada, İzmir’deki sokak gürültüsünün en düşük olduğu­ nun caddede ortalama 55, en yük­ sek olduğu caddede de ortalama 75 desibel olduğunu açıkladı. An­ cak kimi saatlerde sokak gürültü­ lerinin insana zarar verebilecek olan 80 desibelin üzerine çıktığı­ nı vurguladı.

Prof. Orhan Cura, gürültünün verim düşüklüğü, stres gibi etki­ lerin yanı sıra, işitme kaybına da yol açtığını vurguladı. Bu yüzden gürültülü işlerde çalışacakların gürültüye karşı dayanıklılarının ölçüldüğünü belirten Cura, top­ lumda yaşayan insanların 8’de bi­ rinin gürültüye karşı oldukça da­ yanıklı, 8’de birinin çok hassas, kalanının ise orta derecede daya­ nıklı olduğunu vurguladı.

Prof. Doğan Karan, gürültünün çeşitli psikolojik etkilerinin oldu­ ğunu belirterek, gürültünün sade­ ce makineleşen uygarlığın bir yan ürünü değil, aynı zamanda bir kültür sorunu olduğuna dikkat çekti.

m ayırır...

Kemal Tahir, 1950’deki Genel A f Yasası’ndan yararlanarak öz­ gürlüğüne kavuşur.

Hapishanenin bundan sonraki önemli konuğu ise Ahmet Emin Yalman suikastına adı karışan Ne­ cip Fazıl Kısakürek olur. Yıl; 1952. Ahmet Emin Yalman, döneminin etkili gazetecilerinden biridir. An­ cak yazıları ve görüşleri kimi çev­ releri rahatsız etmektedir. Fanatik dincilerden bir grup Malatya’da bulunan Ahmet Emin Yalman’a bir suikast düzenler. Ancak sui­ kast başarıya ulaşamayacak ve dü­ zenleyicileri yakayı ele verecekler­ dir. Olaya adı karışan Necip Fa­ zıl Kısakürek ise yargılamalar sı­ rasında Malatya Hapishanesi’nde tutuklu olarak yatacaktır bir sü­ re.

Malatya Hapishanesi, Malatya­

lI Fahri’nin türkülerine de konu olmuştur bir dönemler. 1940’lı yıl­ larda Fahri Kayahan, henüz ses sa­ natçısı değilken, bir cinayet dava­ sından tutuklanmış, bir süre bu­ rada yatmıştır. Hapis yattığı yıl­ lar içinde tamburuyla hapishane duvarlarını inleten Kayahan, bir dönemler pek moda olan hapisha­ ne türkülerini, uzun havalarım bu­ rada bestelemiştir:

Akşam olur firengiler (1) vurulur Gardiyanlar üstümüze

kurulur (2). Anam beni ziyaretten yorulur... Mahpusane seni yapan

kör olsun! Kör olsun da ik’elleri

kırılsın... Evet, edebiyat tarihine geçmiş, yanık türkülere konu olmuş tari­ hi Malatya Hapishanesinin yıkı­ mı şu günlerde sürüyor. Malatya Belediye Başkanı Münir Erkal’ın verdiği bilgiye göre yapıldığı yıl­ larda kent dışında bulunan hapis­ hane, ilin büyümesiyle kentin için­ de kalmış ve yıkımı zorunlu hale gelmiştir. Yıkılan hapishanenin ar­ sası üzerine ise bir öğretmenevinin yapılması planlanmıştır.

Dansı öteki hapishanelerin ba­ şına.

(1) Firengi: Demir ya da ahşap ka­ pıların süngülü kilidi.

(2) Üstüne kurutmak: Çalım sata­ rak, üste çıkmak; hükmetmek, egemen olmak...

K e m a l Tahir, M alatya H apishanesi’nde ya ttığ ı

süre içerisinde yazdığı m ektuplar ve tuttuğu

notlarla, 1940’lı yılların M a la tya sı’na ilişkin

günümüze birçok belge bırakmıştır. Bunların en

önemlileri, yazarın ölüm ünden sonra

yayım lanan N am usçular ile Karılar Koğuşu ’dur.

‘Gürültüye son’ kampanyası

İ zm ir A n akent Belediyesi, kentin çeşitli

yerlerine konu ile ilgili afişler asarak

kam panyayı başlattı. Kam panya çerçevesinde

bir pa n el düzenlendi.

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

This study w as conducted among women with different socio-dem ographic ch a ra cte ristics in order to determine their knowledge about early detection methods,

I Gaatin ikiyi bulmasına rağmen sa- j bahtanberi Atatürkün kabrine koşan halkın ziyareti hiç aralıksız, tepenin dibinden müze kapısına, müzeden sonra tepe

Nâzım Hikmet’in ya­ pıtlarım sinemaya aktaran ilk ve tek Rus yö­ netmen Ejder tbrahimov'un filmleri çerçe­ vesinde bugün Moskova’da bir etkinlik dü­ zenleniyor.. Dünya ve

yük hâkiyecisi sayılan Halit Ziya Uşakhgil’in roman ve hikâyelerinden siyasî kanaat leri hakkında bir fikir edin­. meye imkân

Müziksel okumada ö rencilerin en çok kulland klar yöntemler, parçay çal madan önce çalg lar yla ba tan sona çalmalar (%31), okuma parças hem çal p hem de okumalar r (%25)..

Şekil 6’da Turizm endeksi ile CDS primleri değişkenlerine ait Etki-Tepki grafikleri sunulmuştur, Turizm endeksi, bulgularda CDS şokuna negatif tepki verdiği

(21), Şanlıurfa’da yaptıkları bir çalışmada tamamı kadın olan 2.586 hastadan alınan serum örne- ğinde T.gondii’ye karşı oluşmuş spesifik antikorları

Kader inancına sahip olan insanların kaderi tanımlamaları farklılık göstermektedir. Kadere inanan bazı insanlar kaderi, insanın yapmıĢ olduğu her Ģeyin Allah tarafından