• Sonuç bulunamadı

Muammer Karaca Tiyatrosu'nda Şeyhin Encamı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Muammer Karaca Tiyatrosu'nda Şeyhin Encamı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

/£ /sssss¿ sssssssssssssss/ssssssssss¿ /SS /ssss/¿ /S S SsS //Z ^ //W S//ñ 7 ///////////vS / fi/ / / j/¿ -jL¿ ,

X

j î

«

m

O

T

Ü R K nü k ted a n d ır ve k arakte ri itiba­ r i y l e neşelidir B ü tü n tarih b o y u n ­ ca, en k a rışık devirlerde bile ince zekâsının hiciv k u d re tin i gösterm iş, g ü ­ lü n çlükle ri, kaba lıkları ve hattâ zulü m le ri, d u ­ d a kla rın d a belki acı b ir gü lü m se m e ile, za rif bir n ü k te n in veya fık ra n ın fisk e sin i k o n d u ra ra k yer m eşini, y a ra lam asın ı bil­ m iştir. B ü tü n N asrettin Hoca, İn c ili Ç a v u ş ve

Bektaşi h ik â ye ve fık ra la rı b u n u n apaçık m isal­ leridir. B u ruh, tasavvu fun da bile ham sofuya is­ tihza ok la rın ı fırlatır. B u n u n için T ü rk ü n öz ka­ rakteri, bü tü n şa rk lıla rın im reneceği b ir a y d ın ­ lıktır. T e ve kk ü lü , hülyası, hattâ ıstırabı bile k e n ­ disine hâs b ir m izah şe v ki içinde, bakarsınız, b ir­ den bire p a rıld a r ve k a ra n lığ ın d a n sıyrılır. H alk e d e b iy a tın ız ın eğlenceli destanları, m eselâ Pire ve M ira sy e d i destanı, nice tekerlem eler ve nice tü rk ü ve m â nile rin zarif hâtıraları u n u tu lu r m u ? Fa kat h e r şeyin üstünde, T ü r k e sp lrisln ln şah la n ­ dığı, k an atla n d ığı b ir çerçeve v a r ki o da K a ­ ragöz o yu n la rıd ır. V e K aragö zden so n ra da o r­ taoyu nu ve nihayet Tanzim attan b u g ü n e kadar tuluat dediğim iz sah ne e sp iriie ri gelir.

Bende Fran sızca bir kitap var. İk i m u h a r­ rir hazırlam ış bu kitabı. İsm i « A n 'a n e tiyatrosu-. Y a n i bizim A b d ü rre z za k, H aşan, Şe v k i ve Orta- oyu nd a K a v u k lu H a m d i ve K ü ç ü k İsm ail E fe n ­ di g ib ile rin «tuluat» ism iyle anılan oyu nla rın a benzer h a lk oyu nları. B u ik i F ra n sız senelerce F ra n sa 'd a şe h ir şehir, kasaba kasaba dola şm ış­ lar, en eski ha lk o yu n la rın ı b ü tü n n ü kteleri iie k ü ç ü k sahnelerde, p a n a yır ve ça d ır tiya tro la rın ­ da se y re d ip not etm işler, sonra kütü p h an e le rd e a rşivle ri k a rıştırm ışla r, u n u tu lm u ş bazı ha lk o- y u n la rım a sırla rd a n sonra te k ra r bulup ortaya ç ık a rm ışla r ve bu koca kitabı böylece vücuda getirm işler. K ır k ş u kadar sayfa tutan çok m ü ­ him önsözünden sonra yüze y a k ın halk piyesi bu kitaba a lın m ış b ulun uyor. D e m e k k İ -tu lu a t- a bizim de an'ane tiyatrom uz dem em iz pek y e r in ­ de b ir h a k k ı teslim etm ek olurdu.

B u satırla rı neden ya zd ım ? K âb ın a v a r ıl­ maz halk sanatçım ız M u a m m e r K a ra ca 'n ın , bu sezonda ilk piyesi olan -Ş e y h in En c a m ı» nın p ro g ra m ı başında — gene şu eski tab iri k u lla ­ n a lım — m e rh u m tulûat ü stad ların d an yeni tarz­ da eserler o yn a d ığı için b ir nevi af dilem esidir. B u n la rın arasın da H âzım 'sn ru h u n a da hitap ediyor. Son ra, -Ş e y h in Encam ı» isim li kom edisi­ nin s o n perdesi kapanırken, m uhatabı olan a k ­ tö rü n ke n d isin e -S e n n e sin ? C u m h u riy e tç i mi, kra lcı mı, dik ta tör m ü ?» sualine san ki piyesin m etninden değil de kendi içinden cevap v e ri­ yor: «— Sadece tulûatçıyım !»

M u a m m e r bu replikle bü tü n züppe tiyatro tenkidçile riııe ve k e n d isin i anlam ak Istemiyenie- re en beliğ b ir hicivle n ü ktesin i b ir şam ar g iH yapıştırıyor.

«Şe yh in Encam ı» nasıl b ir p iye s? G id ip de gö rm e li ve M u a m m e re b ir kere daha h a yran ol-

m ' l ı .

E s e rin m evzuu, k o m şu m u z bir A r a p devle­ tinde v u k u a gelen ihtilâlden ilham a larak ya ­ zılm ış, fak at M u a m m e r b u n u eşsiz zekâslyle ö y ­ le işlem iş ve o yn a d ığ ı dik ta tör ro lün ü öyle ha rik u lâ d e g ü lü n ç b ir tip ola ra k ya ra tm ış ki, her jestinde, her b a kışınd a ve şıp diye yu v a rla d ığ ı h e r e sp iri d a m la sın d a gü le rk e n ş a şırıy o r ve şa­ şırd ık ça güKüyoruz.

Piyelsin h ik â ye sin i de kısaca şöyle a nkta

-TİYATRO

Muammer Karaca Tiyatrosunda

ŞEYHİN ENCAMI

Halid Fahri OZASSOY

l;m: H aşan (M u a m m e r <3 Karaca!, arkad a şı O sm a n i ile ista nbu ldan kalkm ış- J lar, bu Ş a rk m em leketi- y ne gelm işler, ik isi ıstan- £j b uiu n sayılı hırsızların - -i dan. V a rd ık la rı şehirde kj pencereden neresi oidu- ¡S) ğ u n u bilm eden saraya fei g iriyo rla r. H a lb u k i b i r i ihtilâi olm uş, t ü fe k ie rl patlıyor, kra l ve m aiyeti i ö ld ü rü lm ü ştü r ö ld ü rü le n k ra lın d uva rda b ir re s-i ... .... -— mi var. H aşan tıp k ı ona ; benziyor. B u suretle i H aşan ı ölm em iş diye ve eski krat zanniyle iş ba- 0 şına ge çiriyorla r. B u da lavereyi çe viren de Ebu- p b ekir (Zafer A n e n ) ve A b d ü lk e n m (T u rg u t B o - M rak) İsim li iki sa ra y adamı. Haşan, böylece ha- 0 vadan kral olunca, h ırsız lık arkadaşı O sm a nı po- y lis m ü dürü, E b u b e k ir ile A b d ü lk e rlm i de dev- jg let ve k ille ri ola ra k tâyin ediyor. B u n d a n sonra b irçok g ü lü n ç hâdisele r geçiyor. E s k i k ra lın ka- rısı A v ru p a d a n dehşetli borçlar b ıra k a ra k dönü- ft yor. H a şa n ı eski kocası sa n ıyo r ve onu gene dö- |j v e rc k a yak la rın a k ap a n d ıraca ğın ı u m uyor. Fa- m

kat Haşan, k ad ın ın g ö ğ sü n e v u ru p onu gizli oda- sına sü rü k le rk e n , «Bu nedir, b u ?» sualine he- ^ men şu cevabı y a p ıştırıyo r: «— ithal malı!» B u s *,u Pj espiri hiç şüph esiz M u a m m e rin o anda yarattı- jjS ğıdır. Daha böyle ne espirtler v a r kom edide! yi M eselâ ilk perdede, m asanın üstü n d e k i k ü re y i d ö n d ü re re k şe h irle ri ve m em leketleri a rıy o r B ir an d u ru y o r ve ya n ın d a k in e söylü yor: •— D u r hele, T a ria b a şın ı da bulaiım !»

B u sosyal ve siyasal kom ediye A liy e isimli, bir A m e rik a n gaz şirketi m ü m essili de a y rı bir neşe katıyor. M e ğer, eskiden öien k ra lın m etre­ si olm uşm uş. H a lb u k i H aşan, kendisine aşk ile, ,, şevk ile sald ıran k ad ın ı ilk defa görm ektedir! jii A liy e ise, d a lga n ın ve ya n lışlığın — öien k ra i iie i j H aşan ın o m ü th iş çehre benzeyişi yü zü n d e n — ' 1 asla fa rkın d a değildir. B ü tü n bu k o lp o la r mü- İ5f kem m el tuluat, yahut -gelenek tiyatrosu» kol- iy p a lan d ır.

Piyesin sonunda, m esuliyetleri da ğıtm a k ! için. Haşan, b ir k ah ve cinin m em edeki çoc u ğ u n u -j kral ve k e n d isin i naip ilân e,tiriyor. Ç o cu ğ u mu- i zıka iie ve üç dadı refakatinde sahneye g e tiri­ yorlar. B u ra sı çok eğlencelidir.

A y rıc a bir F ra n sız se firin in ziyareti ve buna ; benzer gü lü n ç başka sahneler var. F a k a i so n u n ­ da yeni b ir ihtilâl o lu r ve Ha-sanııı aptal arka- t daşı O sm an o n u n y e rin e geçer. H aşana da ida- , ma mı, zindana mı, belli değil, kös kös yürü- ¿1 mek düşeri

M u a m m e rin sahne ark ad a şları da o n u n o y u ­ nu n u değe rle n d irm e sin i biiiyorlar. Bilh assa b ir ; I uşak rolü o yn ıya n Sa lih Tozan harlkulâde. D a l­ k a v u k lu ğ u n p iri ve tam A ra p d iy a rın ın zam ane ' I adam:! Zafe r ö n e n ile T u rg u t Boralı, hile ve ta­ basbusta uşaktan ge ri kairnıyan b ir tem sil ile i j başarı gösteriyorlar. H a şa n ın karısı, A v ru p a d a n : dönen ü m m ü G ü lsü m 'd e U ğ u r Başaran, canlı h a - : ¡ roketleri, şu h lu ğ u , cazibesi ve ç ılg ın lık la rı İle

0 tam bir O rta şa rk kraliçesi! A ltye ro lün d e A d ile P3 Naşit, m u h a kk a k, çok h ü n e rli ve serbest b ir ar-tist. Fa k a t rolde gü tm e k v a r diye b u gü lm e le ri j o k a d a r israf etm ese daha iyi eder belki... B u fej h ü n e ri her piyeste canlı b ir m aske g ib i kullan- ki mak, zam an olur, hoşa gîtm iyebilir. M

Y azım ı bitirirken . M u a m m e r K a ra ca 'ya Istan- m

JUİİU h e m şeh rile rine ge çirttiği neşe sa a tle rin -; ’ den dolayı te şe k k ü r etm em ek h a k sızlık olur. B ü ­ tün kom ediye hâ kim olan o d u r ye b u se vim lilik ve sa n a tk â rlık v e rg isin i T a n rı h e rkese m üyes- j , ser etmez. M u a m m e r Karaca, h a lk ra hn em izde j ' böyle bir neşe kayn ağ ıd ır. K ıy m e tin i bilelim.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ör- neğin nonsteroidal antiinflamatuar ilaçlarla (NSA- İİ) kontrol altına alınabilinen ağrı, bir kemik metas- tazı kuşkusu uyandırırken, trisiklik antidepresanlar ya

Sonuç olarak, çalışmamızda diyabetes mellituslu hasta- larda santral kornea kalınlığı sağlıklı kontrol grubuna göre anlamlı derecede yüksek bulunmuştur..

Köylüler tarafından bulunarak an­ tikacılara satılan ve onların da Burdur Müzesine sat­ tıkları heykellerin bulunduğu bina meydana

Paris'te dokuz yıl kalmasına, oradaki formel eğitimin yanında gördüğü mimarlık ürünlerinden pek çok etkilenmesine rağmen Türkiye'de bunların som taklitlerini

To indicate that effectively, the author will try to ascertain the answers of the following critical questions: “Is marketing a distinct field in social sciences?” “Is marketing

Oysaki sunulan çalışmada, kan biyo- kimyasal parametreleri cinsiyete göre incelendiğin- de, genç erkeklerde genç dişilere göre plazma GGT aktivitesi ve albumin

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha

Hatır için gittiği maçlara ilişkin yazılarda sporun sınıf bilincini yok ettiğine dair satır aralannda ince eleştirileri dikkat çekiyor.. - Orhan Karaveli ise,