• Sonuç bulunamadı

TORASİK ÇIKIŞ OPERASYONU SONRASI ERKEN DÖNEMDE BAŞLANAN EGZERSİZ PROGRAMININ ETKİNLİĞİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "TORASİK ÇIKIŞ OPERASYONU SONRASI ERKEN DÖNEMDE BAŞLANAN EGZERSİZ PROGRAMININ ETKİNLİĞİ"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Orjinal Makale / Original Article FTR Bil Der J PMR Sci 2006;9(2):57-62

TORASÝK ÇIKIÞ OPERASYONU SONRASI ERKEN DÖNEMDE BAÞLANAN

EGZERSÝZ PROGRAMININ ETKÝNLÝÐÝ

THE EFFECTIVENESS OF EARLY ONSET EXERCISE PRORAM FOLLOWING

THORACIC OUTLET SURGERY

Dilek Keskin1, Serdar Han1, Hatice Bodur2, Ünal Sakýncý2

1 Güven Hastanesi Göðüs Cerrahisi Kliniði

2 Ankara Numune Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi Göðüs Cerrahisi Kliniði

ÖZET

Amaç: Bu çalýþmanýn amacý Torasik Çýkýþ Sendromu

(TÇS) tanýsýyla bir cerrahi kliniðinde opere edilen ve re-habilitasyon kliniði konsültasyonu ile izlenen 25 hasta-nýn rutin klinik seyir içinde bir kesitteki klinik durum-larýnýn saptanmasýdýr.

Hastalar ve yöntem: Göðüs Cerrahisi Bölümünde TÇS

tanýsýyla 1999-2005 yýllarý arasýnda opere edilip takiple-ri devam eden 25 hastanýn dosya kayýt sistemi retrospek-tif olarak incelendi. Hastalarýn son klinik durumlarý fi-zik muayene ile belirlendi. Omuz eklem hareket açýklý-ðý gonyometri ile ölçüldü. Adson, Roos Testleri ve üst ekstremite nörolojik muayenesi yapýldý. Hastanýn rasyon sonucunu subjektif olarak deðerlendirmesi ope-rasyon baþarýsý için temel sonuç paremetresi olarak ka-bul edildi. Semptomlarýn tam veya tama yakýn düzelme-si iyi, semptomlarýn kýsmen azalmasý orta, semptomla-rýn ayný kalmasý veya kötüleþmesi, kötü olarak deðerlen-dirildi.

Sonuç: Çalýþmaya yaþ ortalamalarý 30.53 ± 10.03 yýl

olan 17 kadýn, 8 erkek hasta alýndý. Operasyon sonrasý ortalama takip süresi ortalamasý 28.8 ± 7.7 ay, ortalama iþe dönüþ süresi 27.5 ± 4.5 gün idi. Hastalarýn 23'ünde (% 92) Adson ve Roos Testleri pozitifti. Yirmi iki (% 88) hastada C8-T1 dermatomlarýnda parestezi mevcuttu. Hastalarýn operasyon sonrasý durumlarýnýn subjektif deðerlendirmesinde 21 hastanýn (% 84) durumu iyi, 3 hastanýn (% 12) orta, 1 (% 4) hastanýn ise kötü idi.

Sonuç olarak; TÇS operasyonu öncesi ve sonrasýnda FTR kliniði ile konsülte edilerek izlenen bir hasta gru-bunda bir kesitteki hastalarýn subjektif yakýnmalarýnda dikkat çekici klinik iyilik gözlendi. Rehabilitasyon kli-niðinde konservatif destek ile takip edilen hastalar için-den seçilerek opere edilen vakalarda klinik iyileþmenin belirlenmesi için ileri çalýþmalar ve standart kayýtlý ante-rospektif araþtýrmalar yapýlmasýný öneriyoruz. Anahtar kelimeler: Torasik çýkýþ sendromu, egzersiz, kon-servatif tedavi

SUMMARY

Purpose: The aim of this study was to determine the

clinical status of 25 patients who were operated in a sur-gery clinic with the diagnosis of thoracic outlet syndro-me (TOS) and who were followed-up by rehabilitation clinic consultation, in a cross-section of routine clinical progress.

Patients and Method: The file recording system of 25

patients who were operated between 1999-2005 years in thoracic surgery department with the diagnosis of TOS and ,whose follow-up are still going on, was investigated retrospectively. The recent clinical status of the patients was determined by physical examination. The range of motion of shoulder was measured by goniometer. Ad-son and Roos Tests and neurological examination of the upper extremity were performed. The subjective as-sessment of surgical success by the patient was accepted as the principle outcome parameter in the assessment of surgical recovery. A total or almost total recovery of the symptoms was accepted as good, a partially recovery as moderate, and detoriated or unchnaged symptoms as bad.

Results: Seventeen women, 8 male, with a mean age of

30.53 ± 10.03 years were enrolled to the study. The me-an follow-up period after the operation was 28.8 ± 7.7 months, and the mean period of returning to work was 27.5 ± 4.5 days. Twenty-three (92 %) patients had posi-tive Adson and Roos Tests. Twenty-two (88 %) patients had paresthesia in C8-T1 dermatomes. After the subjec-tive assessment of surgical recovery 21 (84 %) patients were in good, 3 patients (12 %) were in moderate and 1 (4%) patient was in poor condition.

In conclusion, in a cross sectional group of patients, who were followed-up with PMR consultation before and after TOS operation, a remarkable recovery in sub-jective complaints were observed. We suggest, anteros-pective researches with standard records and further stu-dies to determine the clinical progress in patients ope-rated after being selected, among those who were follo-wed-up by rehabilitation clinic with conservative sup-port.

Key words: Thoracic outlet syndrome, exercise, conserva-tive treatment

Yazýþma Adresi / Correspondence Address:

Dilek Keskin; Güvenlik Caddesi 123/2 A Ayrancý Ankara 06690 Fax: 433 54 13 e- mail: drdilekkeskin@yahhoo.com

(2)

GÝRÝÞ

Torasik Çýkýþ Sendromu (TÇS) brakial pleksus, subk-lavian arter veya venin, torasik çýkýþ bölgesinden ve-ya kostaklaviküler aralýktan geçerken kompresyona veya irritasyona uðramasýna baðlý olarak geliþen bo-yun, omuz, kol ve eli etkileyen farklý semptomlar kompleksini tanýmlamak için kullanýlýr. Bu sendrom vasküler, nörojenik ve kombine olmak üzere 3 grup-ta sýnýflandýrýlýr (1,2).

Vasküler yapýlarýn basýya uðramasý halinde ödem, subklavyen arterin basýsý sonucunda distal radial na-býzda azalma, klaudikasyo, arterde trombozis veya to-tal obstruksiyon geliþebilir. Aðrý þikayetinin yaný sýra hastalarýn el ve kollarýnda renk, ýsý, trofik ve iskemik deðiþiklikler izlenebilir. Periferik sinirlerde basý, aðrý, parestezi ve motor güçsüzlüðe neden olur. Semptom-lar özellikle ulnar sinir veya C8-T1 sinir kökünün da-ðýldýðý alanlarda izlenir. Sempatik distrofi nedeniyle aðrý, renk ve ýsý deðiþiklikleri, Raynoud hastalýðýna benzer iskemik ve trofik bulgular geliþebilir (3,4).

Sendromun tedavisinde konservatif veya cerrahi yöntemler uygulanýr. Her iki tedavi yönteminin baþa-rýlý olmasý için multidisipliner yaklaþým gerekir. Kon-servatif yöntemde rehabilitasyon bakýþý esas alýnmalý-dýr, tedavide ilk adým hastanýn kendine bakým aktivi-teleri (KBA) ve günlük yaþam aktiviaktivi-teleri (GYA) sýra-sýnda semptomlarýnýn artmasýna neden olan pozis-yon ve aktiviteleri belirlemek bu konularda hastaya bilgi vermek ve brakial pleksusu rahatlatan pozisyon-larý öðretmektir. Egzersiz tedavisinde amaç kas denge-sizliðini düzeltmek, kýsa ve gergin durumda olan tra-pez kasýn üst bölümlerine, levator skapula, sternokla-viküler, pektoralis minör ve major, suboksipital kas-lara germe uygulamaktýr. Hastalarýn GYA'ni deðer-lendirirken iþ ve uðraþý çalýþmalarýna da yönelik prog-ram hazýrlanmalýdýr. Literatürde konservatif tedavide baþarý oranlarý % 63-100 arasýnda deðiþmektedir (2). Uygun egzersiz programý uygulamalarýna raðmen dü-zelmeyen komplike ve hýzla ilerleyen denervasyon bulgularý olan hastalarda cerrahi tedavi önerilmekte-dir. Operasyon sonrasý erken dönemde uygulanan eg-zersiz programlarýnýn TÇS'lu hastalarda adezyonlarý ve nüks oranýný azalttýðý bildirilmiþtir (5).

Cerrahi uygulanan hastalarda nüks olmasý halin-de sendromun baþlangýç dönemine benzer yakýnma-lar gözlenir, vasküler yapýyakýnma-lar veya sinirler veya her iki-si ayný anda basýya uðrayabilir (6).

Bu çalýþmada TÇS tanýsýyla göðüs cerrahisi kliniðin-de opere edilen ve fizik tedavi ve rehabilitasyon (FTR) kliniði ile konsülte edilerek izlenen 25 hasta-nýn klinik iyilik durumunun bir kesitte saptanmasý amaçlanmýþtýr.

HASTALAR VE YÖNTEM

1999-2005 yýllarý arasýnda Ankara Numune Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi Göðüs Cerrahisi Bölümünde TÇS tanýsýyla opere edilen 34 hastanýn dosya kayýt sistemi retrospektif olarak incelendi. Ýki hastanýn dosya bilgileri eksik olduðu için çalýþmaya dahil edil-medi. Telefonla ulaþýlan 32 hasta FTR polikliniðinde son klinik durumlarýnýn fizik muayene ile deðerlen-dirilmesi ve kayda geçirilmesi için çaðrýldý. Ýl dýþýnda ikametgah eden 7 kiþi çalýþmaya katýlamadý. Çalýþma-ya Çalýþma-yaþ ortalamasý 30.53 ± 10.03 yýl olan 17 kadýn, 8 erkek, toplam 25 dahil edildi. On beþ hasta (% 60) nörovasküler, 7 hasta (% 28) nörolojik, 3 hasta ise (%12) vasküler TÇS tanýsýyla opere edilmiþti. 11 has-tada dominant, 14' ün de ise dominant olmayan ta-raf etkilenmiþti. Tüm hastalar transaksiller giriþimle opere edilmiþti. Operasyon öncesinde 13 hastada ser-vikal kot tespit edilmiþti. Hastalarýn yakýnmalarýný KBA ve GYA içinde sorgulanmýþtý.

Tüm hastalara operasyon sonrasý 1. gün omuz ve boyun eklem hareket açýklýðý egzersizleri, 3. haftadan itibaren omuz kuþaðýný güçlendirme ve postür egzer-sizleri, 6. haftada germe egzersizlerine baþlandý (6). Hastalar egzersiz programýna taburculuktan sonra 2 ay boyunca devam etmeleri, aðýr cisimleri taþýmama-larý, kollar omuz hizasý üzerinde iken çalýþmamataþýmama-larý, uyurken kollarýný baþ hizasý üzeri pozisyonlarda tut-mamalarý konusunda uyarýlmýþlardý.

Deðerlendirmeye çaðrýlan hastalarýn demografik özellikleri kaydedildi, hastanede yatýþ süreleri, operas-yon öncesi ve sonrasý egzersiz ve fizik tedavi prog-ramlarý, ilaç kullanýmlarý, operasyon sonrasý iþe baþ-lama süreleri, iþ deðiþikliði ve travma öyküleri sorgu-landý.

Hastalarýn üst ekstremite omuz eklem hareket açýklýklarý gonyometri ile ölçüldü. Hastalara Adson, Roos testleri uygulandý.

Adson testi: Kol istirahat halindeyken radial na-býz palpe edilir, baþ semptomlarýn bulunduðu tarafa çevrilir ve kol abduksiyona getirilir. Hastadan derin nefes almasý istenir. Bu sýrada radial nabýzda azalma olursa test pozitiftir (7)

(3)

TOS’TA EGZERSÝZ, Keskin

Roos Testi: Omuz 90º abduksiyon ve dýþ rotasyon ve dirsekler 90º fleksiyon pozisyonunda iken hastalar-dan ardý ardýna ellerini yumruk yapmasý istendi. Üç dakika içinde hastanýn semptomlarýnýn ortaya çýkma-sý veya þiddetlenmesi halinde test pozitiftir (1,8).

Hastalarýn üst ekstremite kas gücü, derin tendon refleksleri ve duyu muayenesi yapýldý. Brakial pleksus hassasiyetini deðerlendirmek amacýyla supraklavikü-ler fossaya hafif parmak perküsyonu uygulandý. Bu sýrada semptomlarýn oluþup oluþmadýðý ve sinir daðý-lýmýna uyan elektriklenme veya parestezi sorgulandý (1). Hastalarýn fonksiyonel durumlarýný belirlemek amacýyla hastalara giyinme, kendine bakým, oturup kalkma, yeme içme, yürüme, hijyen, eriþme, uzanma, kavrama, alýþveriþ, arabaya binme ve ev iþleri gibi ak-tiviteleri yaparken zorlanýp zorlanmadýklarý soruldu. Operasyon sonucunun deðerlendirilmesinde te-mel sonuç paremetresi olarak hastanýn operasyon ba-þarýsýný subjektif deðerlendirmesi alýndý (1). Buna gö-re:

Ýyi: Semptomlarýn tam veya tama yakýn düzelme-si

Orta: Semptomlarýn kýsmen azalmasý

Kötü: Semptomlarýn ayný kalmasý veya kötüleþ-mesi olarak deðerlendirildi.

Hastalarýn yaþam kalitesini olumsuz etkileyen, ye-niden operasyon gerektirecek düzeyde þikayetlerinin olmasý nüks kabul edildi. Aðrý þikayeti VAS ile deðer-lendirildi (9).

Ýstatiksel analiz için SPSS bilgisayar programýnýn 11.5 versiyonu kullanýldý. Parametrik verilerin ortala-ma ve standart saportala-malarý, parametrik olortala-mayan verile-rin ise sýklýðý hesaplandý. Student t testi ve Fisher's

exact testi uygulandý. Parametreler arasý korelasyon için Pearson korelasyon testi kullanýldý. Ýstatistiksel olarak p<0.05 anlamlý kabul edildi

SONUÇLAR

Çalýþmaya yaþ ortalamalarý sýrasýyla 28.3 ± 9.9, 39.7 ± 2.1 yýl (16-43) olan 17 kadýn, 8 erkek hasta alýndý. Dosya kayýlarý incelendiðinde operasyon öncesi 21 (% 84) hasta için FTR polikliniðinden konsültasyon istenmiþti. Hastalara klinik durumalarý göz önüne alýnarak üst trapez, levator skapula, skalen, pektoral kaslara, sternoklaidomastoid kaslara germe ve postür egzersizlerinden oluþan ev programý verilmiþti. Has-talarýn FTR polikliniðinde ortalama takip süreleri 55.23 ± 27.38gün idi. Vasküler ve nörolojik þikayetle-ri çok yoðun olan 4 (%16) hasta konservatif yöntem-ler denenmeden opere edilmiþti.

Hastalarýn operasyon sonrasý deðerlendirilme sü-re ortalamasý 28.8 ± 7.7 ay idi. Tüm hastalarýn ope-rasyon sonrasý egzersiz programý uygulama süresi talama 37.2 ± 3.6 gün, iþe baþlama için geçen süre or-talama 27.5 ± 4.5 gün idi. Hastalarýn meslek daðýlýmý incelendiðinde 15'i ev hanýmý, 2'si öðrenci, 8'i iþçi idi. Bir (% 4) hasta operasyon sonrasý iþ deðiþikliði yapmak zorunda kalmýþtý. Hastalarýn demografik özellikleri Tablo I'de gösterilmiþtir. Operasyon önce-si 2 hastada travma öyküsü vardý.

Hastalarýn operasyon öncesi VAS ortalamalarý 9.7 ± 0.5, operasyon sonrasý ise 2.3 ± 1.3 (1-3) idi. Hiç-bir hastada istirahat anýnda aðrý þikayeti yoktu ancak hepsi soðuk hava ve yoðun iþ temposu sonucu aðrý ve uyuþukluktan yakýnmaktaydý. Hastalarýn 23'ünde (% 92) Adson ve Roos, testleri pozitifti. Hastalarýn kli-59

Tablo-I

Hastalarýn demografik özellikleri

Ortalama ± SD n (%)

Yaþ (yýl) 30.53 ± 10.03

Cins (kadýn/erkek) 17/8 (68/32)

Eðitim süresi (yýl) 8.2 ± 2.56

Operasyon sonrasý geçen süre (ay) 28.8 ± 7.7

Opere taraf

Dominant 11 (84)

Non dominant 14 (56)

(4)

germe, postür, diafragmatik solunum egzersizleri öð-retilebilir (2). Literatürde TÇS'lu hastalarda konserva-tif yöntemlerle baþarýlý sonuçlar elde edildiði bildiril-miþtir. Kenny ve arkadaþlarý þiddetli nörovasüler semptomlarý olan TÇS'lu hastalarda 3 haftalýk omuz elevatör kaslarýný güçlendirici egzersiz programý so-nucunda omuz ve boyun hareket açýklýklarýnda art-ma, klinik semptomlarýnda belirgin düzelme saðla-mýþlardýr (11). Ayrýca brakial pleksus mobilizasyon teknikleri, postürün düzelmesi ile günlük yaþam akti-viteleri daha kolay tolere edilir ve konservatif tedavi-nin baþarýsý artmaktadýr (12,13). TÇS'lu hastalarda cerrahi yöntemlerden önce mutlaka konservatif teda-vinin denenmiþ olmasý gereklidir (14). Bizim çalýþma-mýzda da deðerlendirdiðimiz hastalarýn % 84'ü cerra-hi öncesi FTR polikliniðinde deðerlendirilmiþ ve her hasta için özel egzersiz programý düzenlemiþti.

Servikal kot, þiddetli vasküler basý bulgularý olan, nörolojik bulgularda kötüleþme izlenen vakalar cerra-hiye yönlendirilmelidirler (15). Cerrahi tedavi olduk-ça risklidir. Cerrahi tedaviye karar vermeden önce gerçek nörolojik TOS vakalarýnýn oldukça nadir gö-rüldüðü, genel popülasyonda yaklaþýk milyonda bir oranýnda rastlandýðý göz önünde bulundurulmalýdýr (16). Bodur ve arkadaþlarý 5 yýl boyunca elektrofizyo-loji laboratuvarýnda 1900 hasta deðerlendirdiklerini ve ancak bir hastada gerçek nörolojik TOS teþhis et-tiklerini bildirmiþlerdir (17). Uygun hasta seçimi ve uygun teknik seçilmesi halinde TÇS'lu hastalarda cer-rahi tedavi ile % 80-90 oranýnda baþarýlý sonuçlar alýndýðý, hastalarýn çoðunluðunda aðrý þikayetinin be-lirgin olarak azaldýðý, normal uyku düzenine kavuþ-tuklarý bildirilmiþtir (18).

Operasyon sonrasýnda hastalara yeniden egzersiz programý düzenlenmesi gerekir. Birinci gün boyun ve omuz eklem hareket açýklýðý egzersizleri, 3 haftada güçlendirme ve postür egzersizleri, 6. haftadan itiba-ren germe egzersizleri baþlanmalýdýr (6). Egzersiz nik bulgularý ve omuz eklem hareket açýklýðý

ortala-malarý Tablo II'de verilmiþtir. Hastalarýn fonksiyonel deðerlendirmelerinde 1 (%4) hasta uzanma ve eriþme aktivitelerinde zorlandýðýný bildirdi. Hiçbir hastanýn yaþam kalitesini olumsuz etkileyen, yeniden operas-yon gerektirecek düzeyde þikayeti yoktu. Hastalarýn operasyon sonrasý durumlarýnýn subjektif deðerlen-dirmesinde, 21 hastanýn (% 84) durumu çok iyi, 3 hastanýn (% 12) iyi, 1 (% 4) hastanýn ise kötü idi.

Hastalarda yaþ, iþe baþlama, VAS, omuz eklem ha-reket açýklýklarý arasýnda korelasyon bulunamadý.

TARTIÞMA

Son elli yýlda TÇS'nin taný ve tedavisinde pek çok de-ðiþiklikler olmuþtur. Son yýllarda etiyopatogenezin daha iyi anlaþýlmasý ve altta yatan dinamik faktörle-rin daha iyi tanýmlanmasýyla konservatif tedavinin popülaritesi artmýþtýr. Konservatif tedavinin baþarýsý kronik damar ve sinir basýsý sonucu geliþen histopa-tolojik deðiþikliklerle yakýndan iliþkilidir. Hafif iske-mi, konnektif dokuda kalýnlaþma, segmental veya dif-füz demiyelinizasyon, ileri dönemde Wallerian deje-nerasyona baðlý sinir lifi hasarý gibi farklý patolojik durumlara göre hastalarýn klinik tablosu deðiþir. Er-ken dönemde hastalar yalnýz soðuk hava, aðýr iþ ko-þullarý gibi semptomlarýný provake eden durumlarda aðrý, uyuþukluk hissederlerken, ileri dönemlerde semptomlar kalýcý hale gelir. Hastalarda semptomla-rýnýn þiddetlenmesine neden olan pozisyonlar ve ak-tivitelerin belirlenmesi sayesinde brakial pleksususun basý altýnda kalmasý önlenir en önemlisi histopatolo-jik bulgularýn ilerlemesi durdurulabilir (10). Bu amaçla her hasta için klinik bulgular göz önüne alý-narak uygun egzersiz programý düzenlenmelidir. Hastalara servikal ve torakal fleksibilite, üst trapez ve pektoral kaslarý germe, servikal retraksiyon, omuz ele-vatörlerini güçlendirme, brakial pleksus kaydýrma ve

Tablo-II

Hastalarýn incelenen son kesitteki klinik bulgularý

Klinik bulgular

C8 - T1 parestezi n (%) 22 (% 88)

Adson testi n (%) 23 (% 92)

Roos testi n (%) 23 (% 92)

Omuz fleksiyonu (°) ortalama±sd 164.43 ± 3.24

Omuz abduksiyonu (°) ortalama±sd 163. 33 ± 5.56

Omuz eksternal rotasyonu (°) ortalama±sd 83.45 ± 8.48

(5)

programýna taburculuktan sonra en az 2 ay devam edilmelidir. Han ve arkadaþlarý TÇS'lu hastalarýnda cerrahi sonuçlarýnýn, %85 çok iyi, % 12 iyi oranýnda olmasýný erken dönemde baþlanan egzersiz programý-na baðlamýþlardýr (5). TÇS'lu hastalarda cerrahi yön-temlerle baþarý elde edilmesi için multidispliner yak-laþýmýn gerekliliðini vurgulayan Urschel ve Razzuk operasyon sonrasý þikayetlerinde düzelme olmayan 225 hastayý incelemiþler, cerrahi baþarýsýzlýðýn en önemli nedeninin hastalarýn operasyon öncesi fizik tedavi ve nöroloji uzmanlarý tarafýndan deðerlendiril-memeleri olduðunu bildirmiþlerdir. Egzersiz uygula-malarýndaki hatalar, uygun olmayan cerrahi tekniðin seçilmesi ve komplikasyonlar cerrahi baþarýsýzlýðýn diðer nedenleridir (6). Yapýlan çalýþmalarda hematom gibi komplikasyonlarýn ve yoðun fiziksel terapi uygu-lamalarýnýn bazý hastalarda fibrozise yol açabildiði ileri sürülmüþtür (5). Çalýþmamýzda hastalara operas-yon sonrasý birinci günden itibaren eklem hareket açýklýðý egzersizleri yaptýrýlmasý, erken dönemde ger-me egzersizlerinin yapýlmamasý, gerger-me egzersizlerine 6. haftada baþlanmasý komplikasyon ve fibrozis geli-þimini önlemiþ olabilir.

Operasyon sonrasý hastalarýn deðerlendirilmesin-de kullanýlan standart objektif yöntem olmamasý ne-deniyle hastalarýn subjektif deðerlendirilmeleri ön planda tutulmaktadýr. Bazý araþtýrmacýlar tarafýndan hazýrlanan özgün sorgulama formlarý olmasýna rað-men henüz yaygýn olarak kullanýlmamaktadýr (14). Literatürde TÇS sonrasý baþarý oranlarý % 65-85 ora-nýnda deðiþmektedir (5,9,19). Jamieson nörolojik TÇS'lu hastalarýn operasyon sonrasýnda % 75 (19), Axelrod ve arkadaþlarý ise ancak % 65'inin tam ola-rak rahatladýðýný, % 75'inin çalýþabildiðini, % 18'inin ise günlük yaþam aktivitelerinde yetersiz durumda ol-duðunu bildirmiþlerdir (8). Çalýþmamýzda deðerlen-dirdiðimiz hastalarda GYA olumsuz etkileyen þika-yetlerinin olmadýðýný gördük. Hastalarýn subjektif deðerlendirmeleri sonucunda, % 84'ünün þikayetleri-nin tamamen düzeldiðini, % 12'sinde ise kýsmi azal-ma olduðunu gördük. Baþarý oranýnýn yüksek olazal-masý operasyon sonrasý her hasta için uygun egzersiz prog-ramýnýn uygulanmýþ olmasýna baðlý olabilir.

Mesleði nedeniyle tekrarlayýcý travmaya uðrayan veya operasyon öncesi nörolojik kaybý olan hastalar ameliyat sonrasý iþe dönüþlerinde yakýndan izlenme-lidir (20). TÇS operasyonu sonrasýnda 4 ay-18 yýl ara-sýnda nüks geliþtiði bildirilmiþtir, klinik tabloda

nö-rolojik bulgular ön plandadýr. Bu hastalarýn takibin-de ayýrýcý taný çok önemlidir (21). Novak ve arkadaþ-larý operasyon sonrasý bazý hastaarkadaþ-larýn þikayetlerinin geçmemesini 'double-crash' hipotezi ile açýklamakta-dýrlar. Bu teoriye göre sinirin tek taraflý basýsýnýn kli-nik þikayete yol açmamasýna raðmen, iki noktadan basý altýnda kalmasý klinik bulgularýn þiddetlenmesi-ne yol açmaktadýr. Bu yüzden TÇS tanýsý konan tüm hastalarýn karpal veya kübital tünel sendromu gibi periferik tuzak nöropatisi yönünden de deðerlendiril-meleri gerekir (22). Çalýþmamýzda 1 hastaya (% 4) baþ üstü aðýr yük kaldýrmasý nedeniyle iþ deðiþikliði yapmasý önerildi. Bu durum cerrahi baþarýsýzlýk sayýl-masa da adaptif rehabilitasyon programlarýnýn yeri geldiðinde kullanýlmasýnýn önem kazandýðýný vurga-lamaktadýr.

Torasik Çýkýþ Sendromlu hastalarda operasyon öncesi sadece egzersiz uygulamalarý ile yetinmeyip, rehabilitasyon programý içinde konservatif destek al-dýktan sonra durumlarýnýn tekrar deðerlendirilip cer-rahiye yönlendirildiklerinde klinik iyileþmenin nasýl olacaðýna ileriki çalýþmalar yön verecektir. Sonuç ola-rak, TÇS operasyonu sonuçlarýný cerrahýn baþarýsý, cerrahi yöntemin iyi seçilmesi, hastalarýnýn rehabili-tasyon kliniði ile ortaklaþa takip edilmesi, dosya ka-yýtlarýnýn düzenli tutulmasý etkilemekte ve hastalarda klinik iyileþmeyi arttrýrmaktadýr.

KAYNAKLAR

1. Akalýn E, Þenocak Ö, Peker Ö ve ark. Torasik Çýkýþ sendromunda konservatif tedavi etkinliði: 4 yýllýk iz-lem sonuçlarý. Romatol Týb Rehab 1999; 10:140-4. 2. Yavuzer Þ. Torasik outlet sendromu. Ankara

Üniversi-tesi Týp FakülÜniversi-tesi ANTIP Yayýnlarý. Ankara: Antýp A.Þ,2004.

3. Huang J H, Zager EL. Thoracic outlet syndrome Ne-urosurgery 2004; 55:897-902.

4. Yavuzer S, Atinkaya C, Tokat O. Clinical predictors of surgical outcome in patients with thoracic outlet syndrome operated via transaxillary approach. Eur J Cardiothorac Surg 2002; 25:173-8.

5. Han S, Yýldýrým E, Dural K ve ark. Transaxillary appro-ach in thoracic outlet syndrome the importance of re-section of the first rib. Eur J Cardiothorac Surg 2003; 24:428-33.

6. Urschel HC, Razzuk MA. The failed operation for tho-racic outlet syndrome: The difficulty of diagnosis and management. Ann Thorac Surg 1986; 42:523-8. 7. Akarýrmak Ü. Tuzak nöropatileri. In: Beyazova M,

Gökçe-Kutsal Y. Fiziksel Týp ve Rehabilitasyon. Anka-ra: Güneþ Kitabevi 2000:2071-89.

(6)

8. Axelrod DA, Proctor MC, Geisser ME, Roth RS, Gre-enfield LJ. Outcomes after surgery for thoracic outlet syndrome. J Vasc Surg 2001; 33: 1220-5.

9. Huskisson EC. Measurements of pain. Lancet 1974;2:1127-31.

10. Novak CB, Mackinnon SE, Patterson A. Evaluation of patients with thoracic outlet syndrome. J Hand Surg 1993; 18:292-9.

11. Kenny RA, Traynor GB, Withington D et al. Thoracic outlet syndrome: a useful exercise treatment option. Am J Surg 1993; 165:282-4.

12. Berthe A. Considerations on rehabilitation of cervicob-rachial outlet syndrome. Chir Main 2000; 19:218-22. 13. Walsh MT. Therapist management of thoracic outlet

syndrome J Hand Ther 1994; 7:131-44.

14. Novak CB, Mackinnon SE. Thoracic outlet syndrome. Orthop Clin North Am 1996; 27:747-62.

15. Akal M, Cangir A. Three-dimensional CT of thoracic outlet syndrome; report of three cases. Ann Thorac Cardiovasc Surg 2002;8:45-6.

16. Wilbourn AJ. The thoracic outlet syndrome is over di-agnosed. Arch Neurol 1990; 47:328-30.

17. Bodur H, Uçan H, Gündüz OH, Kayalar G. Nörojenik torasik outlet sendromu. Fiziksel Týp 2000;3: 139-43. 18. Brantigan CO, Roos DB. Etiology of neurogenic

tho-racic outlet syndrome. Hand Clin 2004;20:17-22. 19. Jamieson WG, Chinnick B. Thoracic outlet syndrome:

fact or fact? A review of 409 consecutive patients who underwent operation. Can J Surg 1996; 39:321-6. 20. Franklin GM, Fulton-Kehoe D, Bradley C et al.

Outco-me of surgery for thoracic outlet syndroOutco-me in Was-hington state worker's compensation. Neurology 2000; 54:1252-7.

21. Urschel HC, Razzuk MA. Neurovascular compression in the thoracic outlet. Annals of Surgery 1998; 228:609-17.

22. Novak CB. Thoracic outlet syndrome. Clin Plastic Surg 2003; 30:175-88.

Referanslar

Benzer Belgeler

Rey İşitsel Sözel Bellek Testi, İşitsel Üçlü Sessiz Harf Sıralama Testi, Kelime Çağrışım (KAS) testi, Sayı Uzam Testi, İz Sürme A ve B testleri ve Stroop Testten

Bu çalışmada insan kistik ekinokokkozis'inin (CE) serodi agnozu amacıyla radyolojik ve klinik olarak kesin tanısı konulmuş CE'li 18, diğer helmintler ( Trichuris trichiura,

Hasta iki yýl önce lomber disk hernisi operasyonu (sað L4 hemilaminektomi, sað L4-5 diskektomi, sað L5 foraminotomi) geçirmiþti.. Lomber disk hernisi operasyonundan bir hafta

Bu olgu nedeni ile seromanýn nadiren de olsa hayatý tehdit edebileceðine ve özellikle þant operasyonu sonrasý tekrarlayan seröz drenajý olan hastalarýn seroma geliþimi

Başka bir çalışmada afroamerikan ırktan olmanın, ileri yaşta olmanın (sadece erkek cinsiyette), kronik böbrek yetmezliği etiyolojisi- nin, transplantasyon öncesi periton

Servislere göre hastaların konforu- nun alt boyutları incelendiğinde plastik ve estetik cerrahi, ortopedi ve travmatoloji ve göğüs cerra- hisi servislerinde psikospritüel

Agahta Christie, “ Murder In The Orient Express” romanını 1933 yılında yazdı ve konusu da Pera Palas O teli’nde değil Tokatlıyan Oteli’nde geçer....

Bizce de haklý gerekçelere dayanan bu itiraza göre internal larengosel tirohyoid membraný geçerek larenks dýþýna çýkar- sa eksternal veya mikst tip larengosel adýný alýr..