• Sonuç bulunamadı

Ritüellerin Sosyal Evrimi Teorisi Üzerine Notlar L. Peacock-Adem Koç

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ritüellerin Sosyal Evrimi Teorisi Üzerine Notlar L. Peacock-Adem Koç"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Emile Durkheim, Avustralya yerli-lerinin ‘dinsel hayatlar›n›n ilk formunu’ analiz ederken geliflmifl toplumun inan›-fl›yla totemizm ve H›ristiyan dininin tö-renleri aras›ndaki paralelli¤i tart›flm›fl-t›r.1Durkheim’in perspektifinde belirtil-di¤ine göre, sosyal antropologlar özellik-le benzer bir e¤ilim içindedirözellik-ler: ‹lkel ve modern aras›ndaki farkl›l›klardan ziya-de benzerlikleri vurgulamak. Bu iki te-orik ve i¤neleyici de¤erle, teknik Claude Lévi-Strauss’un Avustralya yerlileri ve Frans›z bürokratlar›2, Brezilya orman

telgraflar› ve Amerikan homoseksüelle-rinin3 önemsiz k›yaslamalar›ndaki gibi

yararl› sonuçlar verdi ve Desmond Mor-ris’in Avrupal›lar›n spor arabalar› ve Habefl maymununun penisinin4 grafik-sel karfl›laflt›rmas›na mant›k çerçevesin-de yaklafl›lmas› hayvanbilimciler tara-f›ndan benimsendi.

“‹lkel” ve “geliflmifl” aras›ndaki ben-zerli¤e ra¤men aç›kt›r ki her fley ayn› kald›¤› gibi de¤iflebilir ve bu de¤ifliklik-ler ayn› anda toplumlar aras›nda de¤i-fliklikler gösterebilir. Durkheim’in temel hipotezine göre, ritüellerin formundaki ve anlam›ndaki de¤iflim ve çeflitlilik top-lumlar›n yap›s›ndaki de¤iflim ve çeflitli-likle ilgilidir. Tarih ve tipoloji, geliflimin as›l evreleri ve hâlâ yaflayan modeller aras›ndaki as›l varyasyonlar›n tasla¤›n› çizmek gibi iki amac› olan teori hizmeti verir. Her iki örnekte amaç ritüel ve onun sosyal ba¤lam› aras›ndaki iliflkiyi formüle etmektir.

Bu tipin ilk ve kaba formülünü de-neyiflte, “Dinsel Evrim”5 teorisinde Ro-bert Bellah taraf›ndan ileri sürülen ka-tegorilerden faydalanaca¤›m, ancak be-nim analizim Bellah’›nkinden farkl› amaç içermektedir. Do¤u hipotezi, Gluckman’›n ad›n› verdi¤i ‘çok yönlü sosyal iliflkiler’e sahip olan Durkheim’in yerliler aras›nda araflt›rd›¤› sadece o toplumlarda görülen bu ritüel çeflidi Max Gluckman6 taraf›ndan önerilen aç›k seçik oland›r. Gluckman’in iddias›-n›n ayr›nt›lar›na inerek, iliflkilerin pefl pefle de¤iflimi, flekil ve ritüelin anlam› aras›ndaki ça¤r›fl›m› inceleyece¤im.

‹lkel Ritüel ve Toplum

Gluckman, “sosyal iliflkinin ritüeli” diye bir ritüel tipi belirler. Böyle bir ri-tüel, günlük hayatta, üyelerini bir araya getirerek çeflitli sosyal iliflkiler düzenler ve üyeleri taraf›ndan mistik ve duyuüs-tü ürünlerden sosyal, do¤al ve do¤aüsduyuüs-tü alanlara düzen getirdi¤ine inan›l›r, flek-linde tan›mlan›r. Durkheim’in sadece yerli üyelerine sosyal bar›fl getirmeyen ayn› zamanda büyülenmifl yiyecekleri de bereketlendirdi¤ine inan›lan “pozitif ayi-ni” örnek olabilir.

Gluckman’in görüflüne göre sosyal iliflkili ritüelinin netli¤i ve ortaya ç›k›fl›-na temel olan flart, kat›l›mc›lar aras›n-daki sosyal iliflkilerin ‘çok yönlülü¤ü’ nün varl›¤›d›r. ‘Çok yönlülük’ ün anlam›, iliflkiler, kat›l›mc›lar› çok çeflitli flekilde birbirine ba¤lar demektir; afliret üyeleri

ÜZER‹NE NOTLAR*

Yazan: James L. PEACOCK

Çeviren: Adem KOÇ*

* James L. Peacock, Handbook of American Folklore, Edited By Richard M. Dorson, Indiana Univer-sity Press, 1986, pp. 216-228.

(2)

veya köylüler toprak mülkiyeti paylafl›r-lar, komflupaylafl›r-lar, akrabapaylafl›r-lar, yerli politik kurulufl üyeleri, çocuklar›n› bir arada e¤itmek isteyenler vs. Çünkü çok yönlü iliflkiler çok yayg›nd›r, varl›¤›n›n çok yö-nünü etkiler, iliflkilerdeki kargafla yay-g›n etkilere sahiptir. ‹liflkilerdeki ritüel düzen benzer flekilde pozitif sonuçlar ya-yarken kargafla do¤a ve do¤aüstü düzeni zedeler, bela, k›tl›k ve ruhlar›n gazab›n› getirir.

Gluckman’in teorisi test edilmemifl olmas›na ra¤men, kendini kontrol ettire-bilecek derecede gerçektir. Bir negatif yarg› Clifford Geertz taraf›ndan incele-nen ve yar›da kalan Javal›lar›n cenaze törenidir.7 Geertz’in tespiti, Gluck-man’in teorisinin alan›n›n ötesine geçer-ken, cenaze töreninin fiyaskosunun te-mel sebebi, bir kentsel saptamada, cena-ze töreninin lay›k›yla yap›ld›¤› köylü toplumlarda iyi olan çok yönlü iliflkilerin azal›fl›d›r. Gluckman’in sosyal iliflki ritü-elinin hiçbir özelli¤ini tamamlamayan di¤er negatif yarg› da ‘modern dram’d›r. Çeflitli yönleriyle modern drama yapma-c›kl›ktan ziyade do¤ald›r, onlar günlük rollerini dramada oynamad›klar› için onlar›n günlük iliflkilerine hükmetmek-te güçsüzdür, sonuç olarak Brecht’in no-tundaki gibi drama dinleyiciyi karara sürükler, sadece fanatik inançlara göre drama mistik ve sihirli yollardan koz-mik, do¤al ve vahfli sosyal hayat› etkiler. Böyle dramlar çok yönlü iliflkilerin bu-lunmad›¤› alanlarda olur. Dinleyici ve aktör bir bilet almakla bir araya gelir ve onlar›n günlük hayatlar› inceliklerden meydana gelir. Modern drama, Gluck-man’in teorisini GluckGluck-man’in ilkel top-lumda birlikte bulundu¤unu kabul etti¤i ritüel formu ve sosyal iliflkilerin ortak azalmas›n› göstermekle kan›tlar.

Pozitife döndü¤ümüzde sosyal flart-lar ve ritüel Victor Turner’in Rodos Ndembular› aras›ndaki iyileflme çal›fl-mas›yla sa¤lanan örnek bir durumu su-nar.8Turner’in analizi gösteriyor ki, ‘çok

yönlü’ olan sosyal iliflkilerin ritüel düze-niyle dikkatlice etkili bir psikoterapi meydana gelebilir. Gluckman, ritüel tipi ve iliflkiler tiplerinin her ikisinin de ça¤-dafl kabilelerde ya da köylü gruplarda bulunabilece¤i gibi genellikle Homerik Yunan, Eski Roma, Judca, Çin, Anglo-Sakson ve Vikingler’de, putperest Avru-pa’da akraba kökenli topluluklarda gö-rülebilece¤ini ileri sürer. Etnolojik yaz›n elbette Gluckman’nin benzer gruplarda-ki ritüel örnekleriyle doludur. Bununla birlikte organizasyonun temel flekillerini oluflturan akrabal›k veya ayn› bölgeyi paylafl›m› bulundu¤u kabilesel veya köy-lü topluluklarla organizasyonun temel köklerini oluflturan hükümdar ve vatan-dafl aras›ndaki iliflkilerin bulundu¤u kraliyetleri birbirinden ay›rt etmeyi ter-cih ediyorum. Bu yap›lar, Gluckman ta-raf›ndan antik klasik toplumlarda bu-lunduklar› fleklinde söylenilse de ben onlar› ayr› bir kategori alt›nda inceleye-ce¤im.

‹lkelde ve akraba kökenli topluluk-larda, ayinler, sosyal düzene ba¤l› olan totemizm gibi sembolik bir flema ile ta-n›mlan›r. Totemizm’de her bir klan özel bir toteme ba¤lan›r ve Lévi Strauss’un vurgulad›¤› gibi9 bütün olarak totemik

sistem yap›sal olarak sosyal düzene ba¤-l›d›r. Bu paralellik tam olarak mant›kl› de¤ildir, paralellik toplumu tam olarak s›n›fland›rmadan ziyade entelektüel an-lam›ndad›r, (burada Levi Bruhl’un Levi-Strauss’a önemli bir ilave yapt›¤› görü-lür)10 fakat yerliler sosyal ve totemik düzen aras›ndaki böyle bir samimiyeti hissettiler, totem gibi konufltuklar›nda do¤a, do¤aüstü ve sosyal düzen aras›n-daki bu samimi iliflkiden dolay› do¤a/do-¤aüstü uyumu bozmak sosyal ba¤ için kolayd›r. Bu sonuç, analizin mant›¤›n-dan kaynaklan›r.

Max Weber’in belirtti¤i gibi 11 “il-kel”, inan›fl düzenini (totemizm) hareket düzeninden (ritüel) ay›raca¤› zaman ri-tüel’in azal›fl›n› hareket halinde belirtir.

(3)

‹nan›fl› hareketten ay›rman›n sebebi bi-rinin hareketi aç›klama gere¤i duymas›-d›r ve aç›klama, inanc› sistematize veya rasyonalize etmekten kaynaklan›r. Fa-kat inan›fl flemas› (reflective) ne kadar rasyonalize edilirse o kadar prati¤in kargaflas›ndan (hodge podge) ayr›l›r. Bundan dolay› kaç›n›lmaz flekilde, flekil-le daha tutarl› k›lmak için ritüelflekil-leri ›s-lah etme tutkusu geliflir. Weber’in dü-flüncesi ‘rasyonalizasyon’ (anlamlar ve ak›betler aras›nda daha çok ‘rasyonel’ iliflki veya rand›man meydana getirir e¤ilimi) teriminin di¤er kullan›m›na sa-hiptir, biri geleneksel düzen aç›s›ndan anlam› bulunan flekilden çok ritüelden uzak evrimdeki di¤er e¤ilim onun ne-densel faydas›n› vurgulama yan›nda, onun etkisi bir ak›beti baflarmay› amaç-lar diye bekleyebilir. Öncelikle ritüel teknik olarak dikkate al›n›r, ak›fla karfl› bu ritüeli oluflturur deme çabas› isabetli olur.

Arkaik (Modas› Geçmifl) Ritüel ve Toplum

Gluckman’in belirtti¤i gibi, arkaik toplum, kraliyetin, krall›¤›n, aristokrasi-nin sosyal düzearistokrasi-nin temel ö¤esi oldu¤u her bir yerde bulunur, ve Hindulaflm›fl Güneydo¤u Asya’da, Mezopotamya’da, antik M›s›r’da belki Orta Amerika’da ve Afrika krall›klar›nda bulundu¤u gibi. Böyle bir toplumda toplumsal (sosyal) iliflkiler çok yönlüdür; fakat ilkel top-lumlardaki ortak inançtan ziyade hiye-rarfliktir. Efendi-köle, lord-hizmetli, ku-ral koyan-uyan iliflkileri sosyal kökler-dir. Bu tür iliflkiler, s›k s›k baba-o¤ul pa-ralelli¤inde alg›lan›r, hizmetin her alan› için di¤erlerine güvenen her bir gruptan dolay› çok yönlüdür–bütün geçim yollar› amir mevkiinin ekonomik, politik, aske-rî ve duygusal deste¤i alt›nda yatmakta-d›r. ‹liflkinin yay›lmas› nedeniyle, onun kargaflas› gruplar›n›n ve toplumunun yaflant›s›nda derin ve genifl bir flekilde dallan›p budaklanacakt›r. Buna dayana-rak, dil, jest ve onurlu unvanlar›n özgün

flekillerini içeren eti¤in karmafl›k kural-lar›, uyumu sürdürmek için gelifltirilir.12

Arkaik toplumlarda, kozmik ya da ilahî derecesi yerli ve akraba gruplarda belirlenir ve sosyal düzen d›fl›ndaki yer-yüzündeki tanr›lara ya da kurallar›n üs-tündeki krallara ya da soylulara ba¤›fl-lan›r. Hindu Güneydo¤u Asya’da, antik M›s›r’da kral tanr›d›r ve antik Çin’de ve Mezopotamya’da kutsala özel e¤ilimi olan rahiptir. Her iki durumda da kutsal karizma temiz olmayan kitlelerden ta-mamen ayr› kozmik, sosyal bir kategori-de bulundu¤u düflünülen prenslere, soy-lulara ve lordlara verilir. Ortaklar, bu yüce fikirlerle duygusall›¤› imkans›zlar nas›l bir tutuluyorsa ayn› flekilde ilkel ile onun toteminin bir tutulabilece¤ini zor bulurlar.

Arkaik toplumlarda önemli olan iki bafll›ca ritüel tipi, kurban ayini ve kral-l›k ayinidir. Kurban sayesinde bir papaz, insan ile tanr› aras›nda oluflan bofllukta köprü kurmaya çal›fl›r. Lévi-Stra-uss’un13 gözlemledi¤i gibi, kurban pek çok yönden totemizmden ayr›l›r. Bir farkl›l›k, kurban kullan›ma aç›kt›r; kifli kurban›n› seçebilir (fakat biri totemini de¤il), sonu baflarmakla (ölümü) ifli yeri-ne getirir (oysa totem sembolik düzen anlam›ndad›r) ve iflin sonucu hakk›nda kesin bir fley söyleyemez (oysa totem sis-temi ebedî bir yap›d›r, sonuç hakk›nda bir soru yoktur). Bellah’›n belirtti¤ine göre kurban, dünyevî ve kutsal aras›n-daki iliflkideki özgürlük kadar sürpriz ve endifle getirmektedir. Hiyerarflik dü-zenlerinde yatan sosyo-kozmik düzenin temel gücünü do¤rularken, krall›k ritü-eli üstün ve afla¤› aras›nda bir boflluk kuruyor fleklinde görülebilir. Kurallar›n tersine dönmesi, yeninin nüfuzuna karfl› eskinin esprisini ileri sürmesi an›ndaki gibi, üstün kadar afla¤›n›n kozmoz üstü olmas›yla böyle ritüeller üstünün afla¤› taraf›ndan alay konusu olmas›na izin vermektedir. Afrika Swazi14 aras›ndaki

(4)

temasta bulundu¤u toplumlarda, kral olan kifli halktan kiflilerce ritüelsel ola-rak yerilebilir. Hindu Güneydo¤u Asya gibi çok karmafl›k ve bürokratik toplum-larda, ritüel aktörlerin kral, prens ve aristokratlar› temsil ettikleri dramd›r, oysa dansç›lar ve efsanevi semboller on-lar›n ritüel düzenlerinin kayna¤›n› do¤-rularken zekice çizgiyi aflan, taklit ya-pan ve hükümdar›n statüsünü azaltan soytar› taraf›ndan tasvir edilen insanla-r›n rolleri al›r. ‹ster Swazi ister Güney-do¤u Asya tipinde, böyle ritüel-dramla-r›n, onlar›n geleneksel formunda, efsa-nevi kanallar sayesinde kozmik-sosyal düzeni yenilediklerine inan›l›r. Bu ne-denle onlar sosyal iliflkilerin ritüeli diye nitelendirmektedirler.

Böyle özgün yap›ya sahip ritüel-dramlar modern drama benzerler. Çün-kü, nükteler, dans, kostüm, kukla figür-lerinin flekli ve di¤er sembolik unsurlar hikayede önemli olmayan hikayenin ko-nu çizgisinden, bozulmayan konsantras-yondan daha önemlidir. Bundan dolay› icra (performans) seyircilerin yemek, uyumak, sosyalleflmek ve ihtiyaç gider-mek için ara vermeleriyle saatlerce nor-mal olarak bütün bir gece sürebilir. Ka-t›l›mc›lara üstünlerle kendilerini bir tut-mama do¤ufltan ö¤retilir, fakat onlar›n tav›rlar›n› taklit ederler, bu nedenle icra (performans) birazc›k da asil kahraman-lar›n psikolojilerini araflt›r›r, ancak bu-nun yerine soytar›larca alayl› bir flekilde veya dansç›larca hayranl›kla taklit edi-len onlar›n tav›r ve edalar›na konsantre olur.15

Arkaik toplumlarda tav›rlara göre ayr›lan statülerin milleti cinsiyet alan›-na kadar uzan›r: Erkekler ve kad›nlar birbirlerinden tecrit edilirler ve kibarl›k kurallar›yla ba¤lant› kurarlar. Bu du-rum arkaik dramda çift cinsiyetlili¤in bulunuflunu aç›klayabilir. Birinci yerde bayanlar ayr› tutulursa onlara sahnede izin verilmez: erkekler o zaman bayanla-r›n yerini al›r. ‹kinci yerde kad›nlar

tezi noktas›nda idealize edilirse, bir fan-tezi kad›n – maskeli bir erkek- özel bir cazibe tafl›yabilir. Sonuç olarak, kozmik bölümde erkek/kad›n karfl›t›n›n geliflti¤i arkaik toplumlarda, çift cinsiyetlilikte bu ikisinin kozmik benzeri uyumu kesin bir flarj ve anlam sa¤lamaktad›r. Özel-likle Endonezya toplumlar›nda, çift cin-siyetlilik (transvestism) erkek ve kad›-n›n evlenmesi, dünyakad›-n›n alt› ve üstü, sa-¤› ve solu, di¤er kozmik z›tl›klar gibi kutsal bir özellik olarak zannedilmekte-dir. Soytar› ve travesti flöyle ayr›l›r; tra-vesti z›tl›¤a kat›l›rken diflinin rolünü üstlenmekte, soytar› yabanc› statü (asa-let) ile alay etmektedir.16

Tarihi Toplum ve Ritüel

Ortaça¤’da flekillenen ‹slamiyet, H›ristiyanl›k ve Budizm gibi tarihi top-lumlar üstün ve afla¤› s›n›flar aras›nda-ki hiyerarflik iliflaras›nda-kiyi kaybetmez, fakat iliflkinin ‘çok yönlülü¤ü’ üstün s›n›f›n kutsall›¤›n› kaybetmesiyle azal›r. Kut-sal, arkaik toplumdaki herhangi bir ka-tegoriden, dünyevî hayattan çok daha farkl›, öbür dünya – cennet veya Nirva-na- olarak sosyal alan›n d›fl›nda yer al-maktad›r. Güzel bir sonraki hayata ulafl-man›n muazzam önemi sayesinde, kut-sal fonksiyonlar›n› arkaik rahip-tanr›-kralca eskiden beri yap›lanlardan alan, politik düzenden ayr› yaflayan çilekefl, aziz, keflifl gibi kurtulufl uzmanlar› mey-dana gelir.

Tarihî ritüeller, Tanr› (God) veya Allah taraf›ndan emredilen kilise ve ca-mideki dua-namaz gibi öbür dünyaya has düzenlenir. Bu ritüller Gluckman’in ‘sosyal iliflkiler ritüeli’ tan›m›na uymaz; ki onlar, cemaat üyeleri (birbirlerine ya-banc› olabilirler) aras›ndaki iliflkiler a¤›ndan çok öbür dünya ile ilgili alanda düzenlenir. Yine ibadetler Gluckman’in tan›m›na uymaz, onlar›n duyuüstü ka-nallardan dolay› do¤a, do¤aüstü ve sos-yal düzenleri etkiledi¤ine inan›l›r. Gluckman’in teorisi, tarihi ritüeller H›-ristiyan kilisesi ve Müslüman camisi

(5)

gi-bi çok derin dinsel cemiyetler olarak su-nulan iliflkileri ayinsel olarak düzenli-yor, diye sürdürülebilir.

Gluckman’in tan›m›n›n, üslubunun üçüncü cephesi bu ritüeller içinde çok olumlu bir flekilde gelifltirilebilir. Onlar öbür dünyayla ilgili ritüeller ve yaflad›-¤›m›z dünyaya ait hayat aras›ndaki ay-r›m anlam›na gelen, halk taraf›ndan an-lafl›lmayan Latin, Arabic ve Pali gibi özel ve kutsal diller kullan›rlar. Gizil diller, flaflal› törenler, egzotik mistisizm farkl› dinsel bürokrasiyi, kilise (H›risti-yanl›k), Sangha ve Müslüman yar› pa-pazl›¤›n›n özel kutsall›¤›n› tasdikler.

Modernizasyon ve Ritüel Modernleflme sürecinde, ulusal ri-tüllerin temizlenmesinde do¤ufl hareket-lerinin (Melanezya’n›n Vilala delili¤i gi-bi)17ve milliyetçi veya komünist dönem-lerin çok önemli oldu¤unu Protestan, Müslüman ve Budist ›slahat hareketleri örnekler. Temizli¤in en aç›k sebebi, ritü-ellerin flimdi y›k›lm›fl olan kurulu düze-ni desteklemifl olmas›d›r. Bir hafif sebep de modernleflmenin sembolik düzene (ütopya, di¤er hayat, Nirvana) karfl› in-sanlar›n ritüel hareketten çok bu hayat› birtak›m rasyonellefltirme çabas› içinde olmas›n› akla getirmesidir. Tan›ma göre ritüel, daha önce, flimdi belki hiç olma-yacak ebedi, sosyal ve kozmik yap›y› kutlama do¤rultusunda düzenlenir. Dünyevî aktivitenin rasyonelleflmesi, de¤iflmeyeni kutlamak için ritüel sürdü-rülmeli kat›l›¤›na karfl› ç›kan talebi, ge-lecek sona karfl› aksiyonun sabit de¤i-flikli¤ini, böylece h›zl› bir flekilde kabul ettirir.

Modern hareketler geleneksel dinin ritüelini azalt›rken, dünyevî hareketle-rin büyümesini (bütün duyusal formlar k›nan›rken bafltaki püriten evreden son-ra) teflvik etmeyi amaçlar. Bunlar say›-s›z flekillerdedir, fakat önemli ikisinden biri kolektif modernizasyonu, di¤eri bi-reysel modernizasyonu efllik eder.

Performans›n (icra) kolektif flekli

Nazi Almanyas›, Komünist Rusya-Çin ve yeni Asya ve Afrika ülkelerinin film-leri ve dramlar›yla örneklenmektedir. En az›ndan dramlar›n baz›lar› böyle top-lumlarda yayg›nd›r, hikayenin plan› sü-rekli bireyselli¤i tasvir etmektedir, an-cak kolektif amac›n yan›nda tarihin zor-lamalar›yla kahramanl›k ve hareketlilik yok olmaktad›r (Sigfried Kracauer,18 ka-ranl›k dinsel kaderle oynand›¤› gibi kifli-leri betimleyen korku filmkifli-lerinin haber-cisi olan Nazi Almanyas›nda böyle hika-ye konular› görür). Bu hikahika-ye konular› devrimci idealleri ö¤retmek için ahlak-sal ve didaktiktir. Kahramanlar seyirci için karizmatik ve üstündür, fakat arka-ik prenslerin do¤aüstü gücüne ihtiyac› vard›r. Kolektif sald›r› amaçland›¤›n-dan, düflman günah keçileri önemlidir. Alman Brüderschaft veya Hitlerju-gend’indeki gibi arkaik hiyerarfli, genç-ler veya yoldafllar k›s›mlar› aras›ndaki egalitarian (sosyal ve siyasal eflitli¤e inanan, eflitlikçi) arkadafll›kla yenilenir. Tarihi öbür dünyan›n mistik ve hiyerar-flisinin kayb›yla, papaz, mistik ve çilekefl kadar soytar›, cüce ve travesti gibi böyle egzotik figürlerin popülaritesinin kayb› meydana gelir. Bu kozmik sembollerin öneminin azalmas›yla, hiyerarflik ya-flamda periyodik ara dönemler sa¤layan, hikaye konusu gerilir, düzen önemli olur ve hikaye Lukacs’›n terimlerindeki ‘colli-de19-çarp›flma’ hikayenin güçleri gibi zirve do¤rultusunda sürer.

Bireysel hareketin modern perfor-mans› (icras›) Hollywood’un alt›n ça¤›n-daki Amerikan filmleriyle örneklendiri-lir. Baflar›y› resmedifl aflkla kar›flt›r›lm›fl-t›r, böyle filmler sadakati özet olarak ko-lektif ideali yüceltmeden çok ifli yapma u¤runa resmederler. Konular hareketli-lik ve canl›l›kla h›zl› geçifltir. Homosek-süel arkadafll›ktan ziyade karfl› cinslerin aflk› ifllenmifltir. Arkadafll›k kolektivist çabaya yard›mc› olabilir; fakat bireysel baflar›n›n yükseliflini alt üst edebilir. Azimli bir adam cadde köflesinde,

(6)

k›flla-da veya bir Banka Elektrik Kumank›flla-da Odas›’nda bir çete taraf›ndan durduru-lur.20 Sosyal alanda yükselmek isteyen kifliye afl›k olmas›, evlenmesi, onunla be-raber yükselen gezgin çekirdek bir aile düzeni tavsiye edilir. K›smen bafllang›ç-taki büyük amaç ve finaldeki baflar› ara-s›ndaki ba¤lant›y› mümkün oldu¤u ka-dar aç›k ve yo¤un flekilde anlatmak için, k›smen iflten uzun zaman al›koymamak için, k›smen bilet giflesinde çok para ka-zanmak için; yenileflme, bireysellik film-leri k›sa olmay› amaçlar. Gençler, top-lumda politik sistemin parças› de¤ildir-ler, flu sebeple nerede onlar filme dahil edilirlerse (Amerikan delikanl› aflk hika-yelerindeki gibi) tema hedonistic (hazc›) bofl zaman genç kültürüyle yank›lan›r ve sanat saçma ve abes olur.

Özellikle yeni milletlerde veya geli-flen milletlerde dramlar kolektif ve bi-reysel flekillerle tarihi ve arkaik nesne-lere ait görüflleri de birlefltirmifltir. En-donezya’n›n ‘ludruk’ dram› örnektir, bafl-ka yerde ‘yenili¤in ayini’ olarak tahlil edilir.21 Ludruk, Do¤u Java’da çal›flan halk s›n›f› taraf›ndan hem icra edilen hem oynan bir dramd›r, üst s›n›ftan bir kahramanla evlenerek statüsünü yük-selten bir kad›n kahraman›n bulundu-¤u, (erkek taraf›ndan oynan›r) konusu içinde aflk/baflar› paketi bulunan, tabii dram için sadece soytar› ve travestiler içeren, çok özgünlefltirilmifl oyundan ev-rim nedeniyle çok güçlükler yaflad›. Bu konular baflar›l› olmayan bir evlilik ti-pinden gelifltirildi. Bu burjuva konular›, kolektivist fleklin devrimci konular›yla tamamlan›r ve yenileflme konular›n›n dramlar›n bu iki cephesinde ç›kar elde eden aktörler aras›nda aç›k ihtilaf ör-neklerinin var oldu¤unu baflarmas›yla ‘arkaik’ figürler önemlerini kaybettikleri halde Ludruk, soytar›lar› ve travestileri ön plana ç›karmaya devam etmifltir.

Modern Toplum ve Ritüel Modernleflmeyle, sosyal iliflkilerin çok yönlülü¤ü, ekonomik özelliklere,

teknolojik geliflmelere ve sosyal olmayan e¤ilimlere ba¤l› olarak düflüfle devam eder. Arkaik ve tarihi flekil olsa da, gele-neksel ritüelin azalmaya devam etme-siyle e¤ilimler iliflkilidir. So¤uma, hayal k›r›kl›¤›, gözü aç›kl›k, karfl› e¤ilim en-düstrileflen dünyayla birlikte ortaya ç›-kar.

Sosyolojik olarak en önemli karfl› e¤ilim (ters ak›m), köysel kurulufla, top-ra¤a dönüfle, komünlere karfl› olan hare-kettir. Yeni hareket yafll› kiflilerin sa¤-laml›k ve yeterliliklerine ihtiyaç duyan komünler, gençlik aras›nda asl›nda po-püler idi, Hutteritler ve Siyonistler gibi dinsel ve ideolojik gruplar aras›nda çok baflar›l›yd›.

Toplumsal harekete ba¤l› olarak, ri-tüeli yeniden keflfetme iste¤i oldu, çok meflhur bir Amerikan gazetesi makale-sinde manflet yapt›: ‘Ritüel: Sabit Yüzle-re ‹syan’.22 Deneme, modern hayat›n

bafl problemi olarak otantik ritüelin ek-si¤ini sa¤duyuyla teflhis eder. Fakat bi-linçsizce, ilkel toplumdaki kuvvetli ritü-elin bofl ve rutin, afl›r› kat› modern ayin-lerin ‘sabit yüzleri’ nedeniyle kaybedilen kendili¤inden olan afl›r› düflkünlük yü-zünden imkan buldu¤unu sanmaktad›r. Daha do¤ru olan antropolojik çal›flmala-r›n ›fl›¤›ndaki görüflün belirtti¤i gibi mo-dern ritüel bofltur; çünkü gelenekler, ri-tüel (ayinsel) kat›l›klar›n› anlaml› k›l-mak için çok dengesizdir. ‹lkel ritüelin kat› kurallar›, somut bir flekilde d›fla vurduklar› gibi evrenselli¤in ve sosyal yap›n›n sa¤laml›¤› (denge, istikrar) ne-deniyle anlaml›d›r. Anlam ve denge sa¤-layan derince kökleflmifl yap›dan yoksun yoga, uyuflturucu uçufllar›, transandan-tal meditasyon (duyuüstü düflüncelere dalma), rock festivalleri, Hari Krishna danslar›, flehir müzikleri ve gençlerin kökten dinci H›ristiyan toplant›lar› otantik (as›l) ritüel gibi gözükmüyor. Hatta tarihi ritüeller, kiflinin hayal ede-meyece¤i kadar çok alemler var olan –fakat bunlar kendi içinde vard›r- ve

(7)

‘oradan baflka’ dünyalar var olmayan mitoloji d›fl› varsay›m›n ç›k›fl›yla birço¤u için yok olan derince bir öbür dünya ina-n›fl›ndan, inanç yap›s›ndan meydana gelmektedir. Böyle bir dünya görüflü, bu dünya ve öbür dünya aras›ndaki zorlay›-c› bofllu¤u kald›rmakta ve ritüelin aç›k dünyas›n› püritan zorlaman›n flahsili-¤inden kurtarmak için sözsel duygulara hitap eden fleklin putperestlik sevgisini kald›r›r; fakat ayn› zamanda, onu den-genin (istikrar›n) ve yarat›c›l›¤›n kayna-¤› olan sembolik yap›dan mahrum b›ra-k›r.

Bitirifl Notu

Burada tan›t›lan fleklin herhangi bir formülasyonu önsöz ve geçici olarak dikkate al›nmal›d›r. Amaç dinler tari-hinde önemli olan iliflkiler, benzer çal›fl-malar›n ve yay›nlar›n birtak›m iskeleti-ni basitçe yapmakt›r. Önemli fenomen-ler tart›flmadan uzak tutuldu (örne¤in, Yunan dram› ve Judaic legalizm-yasal-laflma-, plana uygun olmayan yeni ufuk-lar açan ritüel formufuk-lar›n sadece ikisin-den temizce söz etmek için). Bu konfe-rans›n elefltiri, düzeltme ve zenginlefltir-meler sa¤lamas›n› ümit ederiz.

NOTLAR

1 Emile Durkheim, The Elementary Forms

of the Religious Life, Çev. Joseph Warn Swain, New York, 1965.

2 Claude Levi-Strauss, The Savage Mind,

Chicago, 1966.

3 Id., Tristes Tropiues, New York, 1964. 4 Desmond Morris, The Human Zoo, New

York, 1969.

5 Robert Bellah, Religious Evolition,

Ameri-can Sociological Review 29 (1969), pp. 358-374. Bel-lah’›n flemas› James Peacock ve Thomas Kirsch’in ayr›nt›lar›na inmektedir, The Human Direction, New York, 1973 (rev. ed.).

6 Max Gluckman, Les Rites de Passage,

Max Gluckman içinde, ed., Essays on the Ritual of Social Relations, Manchester, 1962.

7 Clifford Geertz, Ritual and Social

Chan-ge: A Javanese Example, American Antropologist 59 (1957), pp.32-59.

8 Victor Turner, A Ndembu Doctor in

Prac-tice, in Forest of Symbols: Aspects of Ndembu Ritu-al, Ithaca, New York, 1967; The Drums of Affliction: A Study of Religious Processes Among the

Ndembu of Zambia, London, 1968. Turner taraf›n-dan yap›lan çal›flmalar ve di¤erleri bu tebli¤de dik-kate de¤er bir detaydaki bir durum olarak analiz edilmedi, ayn› zamanda alt› çizilerek teorik nokta-lar onokta-larak önerildi.

9 Claude Lévi-Strauss, Totemism, Çev.

Rod-ney Needham, Boston, 1963.

10 Lucien Levy-Bruhl, Hero Natives Think,

Çev. Lilian A. Claire, New York, 1966. Detayl› bilgi için Christoper Croker ve David Sapir’in Metafor cil-dine bak›n›z.

11 Max Weber, Sociology of Religion, Çev.

Ephraim Fischer, Boston, 1964.

12 Bkz. Clifford Geertz, Religion of Java,

New York, 1960, Part III, Java’da bu tür dil, usul ve unvan karmaflas› örne¤i için.

13 Levi-Strauss, The Savage Mind. 14 Hilda Kuper, An African Aristocracy:

Rank Among the Swazi, London, 1965.

15 Buradaki tan›mlama çok klasik Güneydo¤u

Asya dram› hakk›nda fikir sunmaktad›r, fakat özel-likle Java’n›n wafang kulit ve wafang wong’u hak-k›nda. Bkz. James L. Brandon, Theater in Sout-heast Asia, Cambridge, Mass., 1967.

16 Endonezya’daki travesti ve soytar›yla ilgili

bu noktalar, James L. Peacock’un Symbolic Rever-sal and Social History: the Transvestite and Clown of Java da ayr›nt›l› olarak incelenmifltir, kopya edilen bildiri 1972 y›l›nda American Anthro-pological Association toplant›s›nda, sembolik ters dönme sempozyumunda sunulmufltur. Bu iki figür hakk›nda daha detayl› bilgi Th. Pigeaud, Javaanse Volksvertoningen: Bijdrage tot de Beschrij-ving van Land en Volk, Batavia, 1938.

17 Peter Worsley, The Trumpet Shall

So-und: A Study of Cargo Cults in Melanesia, New York, 1967.

18 Sigfried Kracauer, From Caligari to

Hit-ler: A Psychological History of the German Film, Princeton, 1966.

19 Georg Lukacs, The Historical Novel, Çev.

Hannah ve Stanley Mitchell, Boston, 1963; ve Zur Soziologie des Modernen Drama, Archiv für So-zialwissenschaft und Sozialpolitik XXXVIII (1914), ss. 303-45, 662-706.

20 Bahsedilen gruplar klasik sosyolojik

çal›fl-malar›n yap›s› olmufltur: William F. Whyte alt s›n›f-taki ‘sokak köflesi çetesi’ üzerinde, Edward Shils Al-man askeri grubunun dayan›flmas› üzerine, Roeth-lisberger ve Dickson de¤er yakalayan›n amac›n› en-gelleyen banka elektrik kumanda odas›nda çal›flan iflçilerin tarz› üzerine.

21 James L. Peacock, Rites of

Modernizati-on: Symbolic and Social Aspects of Indonesian Proletarian Drama, Chicago, 1968.

Referanslar

Benzer Belgeler

Özet olarak; sözlüklerde Farsça kaynaklı olarak kaydedilen tohum sözcüğünün Türkçedeki eski ve yaygın anlam ve kullanımları dikkate alındığında; hem

Larissa'ya giden yolun bllgisine(epis- tem e) sahip olmak olanaklıdır(M enon97B); bir sııçıın görgü şahidi olmanın sözkonusu suçun epistem esine sahip

Buz gibi bir hava vardı. c) Bu ikisinin dışında, yalnızca "görev" yönü ile dikkati çeken bir düzlem ise iyelik eki bulunduran sözcük veya sözcük

En alacalı karşıtlıklarla örgüsünü do- kuyan komedyanın, insan yaşamının çok geniş alanlarını yansıtabil- diğini, bundan dolayı da yol gösterici ve yaşamı

Vaskulitlerin tan›s›nda deneyim sahibi dahiliyeci, roma- tolog, nefrolog, immunolog, patologlardan oluflan Chappel Hill Konsensus Komitesi 1993 y›l›nda, Vasku- litlerin tutulan

Atriyoventriküler (AV) tam blok; akut miyokard infarktüsü (AM‹), kronik iskemik kalp hastal›¤›, mi- yokardit, tümörler, kollajen doku hastal›klar›, trav- ma,

Son zaman- larda yap›lan bir çal›flmada ise, akut M‹’nin 30 gün- lük ve bir y›ll›k mortalite oranlar›n›n erken veya geç dönemde VT/VF geliflen hastalarda

Klâsik fikir ve kanaatleri artık biline bili- ne eskimiş iğri büğrü hatlarla, mahzurları tat- bikatta bir kere tekrar ile anlaşılmış yıldızvari meydanlarla (bir