• Sonuç bulunamadı

Büyük halk şairimiz Yunus Emre

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Büyük halk şairimiz Yunus Emre"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Büyük halk şairimiz YUNUS

İSMAİL SADIK

B

üyük T ürk şairi Y u n u s Em- reyi çağım ıza ta n ıtm a k a- m acıyla yurdum uzda esaslı şekilde çalışm alara geçilm iştir. B u çalışm aların en dikkate değer yö­ nü, b ir kaç yıldır, şim di kendi adı­ n ı alan San köyd e tertip len en tö­ renlerdir. B u tören lerin, onun öl­ mez adına yakışır ilm i çalışm alara başlangıç olm ası bakım ından bü­ yük b ir önem ta şıd ığ ın ı belirtm ek gerekiyor. B un d an böyle h e r yıl M ayısın ilk Pazar günü yapılacak törenlerle, büyük h alk dehası anı­ lacak, eserleri tekrarlan acak ve sa­ n a tı karşısın da saygı duruşunda b u lu n u lacaktı.

Anadolunun pek sevdiği ve şiir­ lerini ilâh ileştird iği bu büyük şa­ irim izin m ezarı bilin d iğ i gibi, hâ­ lâ tartışm a konusu olm aktan çıka m am iştır. Yü zyıllard ır bu yana, süregelen özel hayatım ızın felsefe­ sini. en basit kelim elerle, en güzel şekilde ifade edebilen Y u n u su n fazla sevilm esi neticesinde, bugün Anadoluda bir çok vilâyetlerim iz onun m ezarına sahip oldukları id diasmdadıri Ö lm ezliğinin yanısıra, m ezarının dahi bölüşülem em esı Yu nus için ne büyük b ir m u tlu lu ktu r, H albuki uzun tetk ik ler neticesin ­ de. Y u nu sun m ezarının Esklşehlr- de olduğu te sb it ve kabul olunm uş bulunm aktadır. Hayatı hakkında pek bilgim iz olm am akla beraber Yunsun H icri 638 yılın d a doğduğu nu ve 720 de öldüğünü ta rih î ba­ zı kaynaklarım ız belirtm ekted ir­ ler. Türkm en asıllı bir T ü rk olan Yunus Em re bugün  nkarşm n Nallıhan kazasına bağlı bulunan Emre köyünde o tu rm ak ta olan T ap tu k Em reden feyiz alm ıştır. Belki şiirlerin in , çok tu tu lm asın ­ dan ve belki kendisine erişm ek is­ teyen n ice isim siz h alk şairlerin in çoğalm asından ve onun adım ta­ şıyanların m eydana getirdiği ben­ zeyişten, Y unusun adım adım Ana- doluyu gezdiği söylenir. B ir çok yerlerde m ezarlarının bulunm ası ve ona bazı yurt şeh irlerin in sahip çıkm ak istem elerin e belki biraz da bu sebep teşkil etm ektedir. Azer- baycana ve Şam d iyarlarına kadar gittiğ i, K onyada Mevlâna İle gö­ rüştüğünü de ta rih le r kaydediyor. H attâ. M evlânanın Y u nu s hakkın daki şu sözünü de, onun değerini , belirtm esi bakım ından sırası gel­ m işken h atırlatm ak yerinde olur

YUNUS EMRE ANILDI -

E S K İ Ş E H İ R . 3 d i ­ z e l ) — A n ad o lu '­ n u n a s ır la r d ır s ö n ­ m eye n ışığı, h a lk ı n biiyitk şâiri Y u n u s Emre, lıugüıı dogııp b ü y üdü ğü ve öldü ğü ye r o la ra k te s b it edilen Y u n u s E m r e « S a r ık ö y » kö y ün de t e r t i p l e n e n b ir lii- reııle a n ılm ış t ır . S a b a h ı n er keıı s a a t le r i m le civar il ve kö ylerden a n ıt m a h a l l i n e b in le rc e iıısaıı gelmiş b u lu n u y o r d u . Y ed id en y e t m i ş e kad ar kad ınlı e r k e k ­ li, ş e h ir li köylü lıu b ü y ü k h a lk d e h â s ın ın ve saıı a- tıııııı h u z u r u n d a saygı d u r u ş u n d a b u lu n d u la r . Çeş­ m esin d e n slfa n iy e t i n e s u la r İ ç t ile r ve kabri ö n ü n ­ de dtıâ e t i ll e r . H a c ık ır la r İçin de y a p ıla n bu s a n 'a t z iy a fe ti gö rü lm esi değe r b ir öııem ta ş ıd ı. T ö re n d e B a y ı n d ır l ık B a k a n ı T e v f l k İleri. E s k iş e h ir M illetve­

killeri, Vali ve Be led iye B a ş k a n ı İ b r a h i m T e v f lk K u t l a r ü a /.ır b u lu n d u la r . Y u ı ı u s E m r e D ern eği B a ş ­ kam İ l li m i Dogaıı E r l ü r k 'i iu a ç ış k o n u ş m a s ın d a n so n ra ün lü Y u ııu s E m r e A n ı t ı n ın b u lu n d u ğ u yeriıı m ill i bir p a rk lı ali ııe g e tir ile c e ğ in i söyledi. V a lin in k o n u ş m a s ı n d a n s o n r a Nih al S an ıl B a n a r l ı , B e k ir S i l k i Er do ğa n. H alim B a k i K i m l e r , K e m a l Edip lvıırkçüoglıı ve i l â b iy e t f a k ü l t e s in e ıııeıısııp b irç o k ö ğ r e n c ile r Y u n u s Kıııre'yl a n l a m l a r , o k u d u l a r ko­ n u ş l u l a r ve M elım ed eik orl.ı okııiıı ö ğ r e n c ile r in d e n m ü t e ş e k k il b ir k oro da Yuntın K m r r 'n in İ l â h i l e r in ! o k u d u . K e s ile n k u r b a n la r d a n ve y e n ile n p ilâ v la rd a n s o n r a b i r ıncvlld o k u t u l d u ve B o z k ı r l a r İçin d e k i b u s a n a t tören i son buldu.

M evlâna diyor ki: «Allaha yakınlık hususunda, şeyh in i geçm iştir. Öy le ki biz bile onun m ertebesine u- laşam adık. Mânevi m ertebelerin han gisine yardımsa, Türkm en ko­ cası Y u nu sun izini gördüm ...»

G erçekten de öyledir. Manevî â- lem im izin hangi cephesine bakar­ sanız, bakın ız, m uhakkak Yu nu su görürsünüz. Aşkı, hayatı, ahreti, dostluğu gurbeti, ve her şeyin Us tünde Allahı onun kadar, h alka i- nerek söyleyen, onun kadar bunla­ rı şiirleştiren , hangi deha vardır. B akın ız Y u nu s âşıklarınd an Abdül baki G ölpm arlı onun için ne diyor: «Özlü b ir bilgiyle genişleyen kuv­

vetli bir dünya görüşü, ve anlayış kabiliyeti, bu kabiliyetin verdiği tedai kudreti, tasavvu fla gelişen m üsam ahalı, insani ve ileri bir dünya görüşü, nih ayet sa n atın ı h alkın hizm etin e ve faydasına ver diği için h alk ifad esini benim seyiş vç en güç şeyleri bile rah atça ve halk diliyle anlatış. İş te Y unusun san atın d aki s ır ve işte onu ebedi­ leştiren kudretin s ırr ı... Ölüm ve hayat düşüncesinde, dünya ıfe ah ret görüşünde zam anını yerişinde, aşk ve gurbet duyuşunda, şeriat ve hak ik ati anlatışınd a, kısaca görgü de, duyguda ve ifadede hangi di­ van şairi bu kadar, ölüm ün, haya­

tın in an cın h a lk ın o lab ilm iştir? Y u nu s Em re, insana, ebedi ol­ m anın yolunu gösterm iştir. B u yol «H alktan ayrılm ayış» dı. «Haya tı yaşayış» dı. Şiirleri ca n lı birer h a k ik atti. «D ünyanın a k ıb etin i ha ıab eleraen okur. T an rıy a yönelir­ ken duygusunu duyduğu gibi nak­ lederdi. M eselâ Y u nu s yâdelleı-de sevgilisini h atırla rd ı «Y oluna top­ rak o lm u ştu r da o, yine aşırı gö­ zetm ededir, k arşısın a göğüs geren ta ş^b ağ ırlı dağlar gibi tıp kı.» Ba- zan «G u rb ette dağlar haram iler gi­ bi yolunu keserdi. Fak at, onlar, ne kadar yüksek olu rsa olsun, yine de yol. üstlerin den aşar» dı. Y

al-<ll!lllllllllllllllllll!llllllllllll!!llüllllllimmilllllll!lf!mi!ll!'ir ... M1111 m H111H1111 " 1-, 1; 1: m I î 111111' I ■ 1" ■ > >:: r < ı -; .' i ı ' m 11111 (: ¡ 11; ' 1111 m m r m 11 > m 1111111111111111 n 11 m «n 11 > r ı ■ 11 ■ 11111M ...I ... a

nız kuşlar değil. «K arlı dağların başın d aki bu lu t salk ım salk ım o- lu r da saçların ı çözüp Y u nu sa vaşın yaşın ağlar» dı. Y an a yana yürürdü. K âh eserdi yeller gibi k âh tozard ı yollar gibi. K âlı akar­ dı seller gibi K âh çağlardı su lar ] g ib i...

A nadolunun bu büyük aydınlı­ ğın ın asırlard ır b u yana sönm em e sin in seb ebi, işte, bu b a sit fakat büyük gerçekleri ifad e edişindeki sam im ilik ve sad elikti. H alkın dili­ ne sa rılıştı.

M oğolların Anadoluyu is tilâ e t­ tik le ri sırad a Selçu k ü er dağılm a­ ğa yüz tu tm u şlard ı.. Istırap lar, fe lâ k etler Anadoluyu perişan elm iş ti. B u seb ep ten dolayı, h alkta be­ liren m istik havayı. Y u n u s dağıttı. Ö ztürkçe şiirleriy le İlâh î aşkı teren nü m etm esi m illi b ir birlik y arat­ tı. O nun açtığı çığ ır bugün kay­ nak diye eğildiğim iz, kendim izi, şi irim izi bulm ağa çalıştığ ım ız halk ş'llri ed ebiyatını y arattı. Ş iirlerin ­ de. kendisini b ir şey bilm ez diye gösterm esi, yüksek, pek yüksek te- vazuundaııdı. G erçekten tah silli, ilim , irfan sahibiydi. Y u nan m ito­ lo jisin i. Şark efsan elerin i bilirdi. «K u ran d an Hadisten m anzum lar alır ve M evlânanın M esnevisini o- kurdu. Hazret! Âdemden Hazret! Mutiaııunede kadar geçen peygam­ berlerin. din ve tasavvuf u lu ların ı | halk efsan elerin e geçen adları m ti ııasebet geçtikçe anar» di. Cahil b ir halk şairi değildi. Resm i dili Farsça olan b ir devirde, o. öz T ürk çe hece vezniyle şiirler, yazarak, halkın. A nadolunun şairi olm uştu. B u to p ra k la n ıl sönm eyen b ir ışı­ ğı olm uştu. Hayat felsefem izi, her b ir insana nasip olm ayacak kudret te asırlardan bu yana alıp getirl- vem ıişti.

İşte, ed ebiyatım ızın b ir eşi bu­ lunm ayan bu u lu dehasını, gele­ cek nesillere daha iyi- tan ıtm ak i- çin girişilen teşeb bü slerin sonunda E sk işeh irliler kend ilerine düşen va zifeyi kavram ışlar ve «Y unus Em reyi Sevenler» adiyle bir dernek kurm uşlardır. D ernek sonradan İs m ini bugünkü adiyle «Y unus Em­ re» olarak değiştirm iştir. Derneğin kuruluşunda, büyük payı olan ve hâlen İstaııb u ld a öğretm enlik ya­ pan R ıza Ü m it’in adından da bah­ setm ek, / b u vesileyle yerinde ola­ caktır. Derneğin y u rt çapında yan kı yapan kuruluşund a ilk aıım a töreni tertip len m iştir. Fakat, Der­ nek bu nu nla yetinm em ektedir. Y unusun büyüklüğüne yakışır şe­ kilde burada, b ir m illî hava yarat m a yolundadır. Y u nu su n adına ya pil an m ütevazı anıt, d aha esaslı şekilde bü yütülm ek ve e tra fı tu ris tik b ir yer h a lin e getirilm ek su ­ retiyle, d eğerlendirilecektir. Yunus Em re adını alan Sarıköyün de m o­ dern ve örnek b ir köy haline ge­ tirilm esi için girişilen teşebbüsler yakın zam anda gerçekleşebilirse. Yu nu s, adına yakışır şekilde çağı­ m ızın kend isine verdiği önemi bu­ lab ilecek tir. Y u nu s Em rcyi anmak için yapılan tören lerin , onun adı­ na yakışır şekilde. Sarıköyü bir m illî park h alin e getirm e teşebbüs lerln ardındaki en önem li şey. bir Y unus Em re E n stitü sü n e doğru a- tılan adım lardır. Halk ed ebiyatına doğru yıllard ır yapılan çab aların , yeni b ir m erhaleye erm esini göster mesi bakım ından, üzerinde en çok durulm ası gereken no kta bence bu olm alıdır. Böylelikle, belki bir «Halk Akadem isi» n in de tem eli a- tılm ış olur. Y u nu sa giden gerçek yolu ancak o zam an bu labiliriz.

... ¡■HHBBHÜ

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

A n c a k Liman idaresi o gün için maçunayı veremediği ve bizim de beklemeğe vaktimiz müsait olmadığı için kesonun mesnet kazıklarını birbirlerine kablo bağlayarak ve

New York ve Michigan Üniversi- telerinden bir grup araştırmacının yayımladığı makaleye göre, yapay zekâ tarafından üretilen özel bir parmak izi âdeta dijital bir

İris, retina ve damar geometrisi, ses, kulak yapısı, parmak izi, yüz, avuç içi gibi fiziksel; klavye kullanımı, konuşma, el yazısı ve imza gibi davranışsal; DNA,

Araştırma, dahiliye servislerinde kanser tanısı dışında nedenlerle yatan hastalarda kanser risk faktörleri ve erken tanı belirtilerini saptanmak amacıyla

Bu derlemede, Actinomyces türlerinin vaginal epitel hücrelerine, nötrofil lökositlere, eritrositlere, di¤er mikroorganizmalara ve birbirlerine nas›l tutunduklar› ve

mersin’den gelen yeni bir öğrenci grubu da rasim bey’in odasında yer olmadığı için bizim bulundu- ğumuz yan odaya geçiyorlar. onlarla koyu bir

1970’li yıllarda Nuri Pakdil Usta’nın önderliğinde Edebiyat dergisi ile başlayan yürüyüşün bir kolu, bugünlerde şair Arif Ay’ın önderli- ğinde Edep

kendi topraklarımızda, kendi coğrafyamız- da çok hikâyelerimiz olduğunu, bunlara uzak kalmamamız gerektiğinin altını çizen mustafa kutlu, yerli hikâyemizin konusu