i
17 MART 1983T T - S’Vİ, Z“f<0
K Ü L T Ü R
— Y A
í>
mi vidünyasında
sanat/ecfebiyat
Sırp yazar
Cosic’in
Akbal acıların nedenlerini
,
yayımcısı
ama
gelecek
için
umudunu
ceza yedi
Vatan Mahzun Ben Mahzun, Oktay Akbal, 140 sayfa, Yazko Yay.
«Bir öykü yazarının iyi
lay değildir. Edebiyatçı
son halkası sayıldım.»
Konur ERTOP
Oktay Akbal köşe yazıla rında siyaset ve toplum olay larım işliyor. Kırklareli’nde, Mersin’de, Mardin'de hak
kı yenen öğretmenlere
o sahip çıkıyor. Ali
ağa’da, Zonguldak’ta, Ke çiborlu'da çalışanların so runlarıyla o ilgileniyor. Ya zılarında yurdumuzun nabzı atıyor. Bilgisi, gözlemleri,
sağduyusu dünya görüşü
nün ışığında birleşiyor. Ama bu işlevi yerine getirirken kendisini yetiştiren ana kay nağa, edebiyat ve sanata
hiçbir zaman uzak kalmı
yor.
bir köşe yazarı olması ko-
köşe yazarları dizisinin
Öykünün, romanın tanın mış adı, uzun yıllardır bir köşe yazan Köşesinde ken
dine özgü bir biçim de ge liştirdi. Örneğin «İstinye Su lan» adlı kitabında toplanan «öykücükler» birer köşe ya zısı olarak kaleme alınmış tı. «Ölümsüz Oyun», «Dün yaya Açılmak» kitaplarının ♦Kitaplarda. Yitiklerde», «O-
kumülarda. Kişilerde» bö
lümleri edebiyatı konu edi nen köşe yazılarıydı. Bu nite likte ürünleri «Konumuz E-
debiyat», «Yaşasın Edebi
yat», «Önce Şiir Vardı» gi bi kitaplarında da derlen mişti. Şimdi «Vatan Mahzun Ben Mahzun» kitabında da bu nitelikte yazılarından bir bölümü biraraya geldi.
Bu kitabında Akbal, «Bir öykü yazarının iyi bir köşe yazan olması kolay değil dir» diyor. Ve kendi yazı se ı-üvenirii özetliyor: «Edebiyat çı köşe yazarları dizisinin son halkalarından biri sayıl dım. Edebiyat yanı ağır ba san. ama içinde yaşadığımız siyasal, toplumsal olaylara da zaman zaman değinen
gündelik yazılar yazmaya
başladım.» Artık o. edebiyat çının, öykücünün rahatlıkla rından uzaktadır: «Yatakta, masada, sokakta, yemekte her an tetikte, her an konu avcılığında, her an makine sinin başında...»
«Konu avcısı», bir edebiyat adamı olunca konulan ara sında edebiyat geniş yer tu tacaktır: «Şiirler kurtancım- dır benim. Bir de müzik. Ki taplar. kitaplar, kitaplar...»
Günlük yaşamı gibi yazı ları da kitaplarla doludur: «Masanı şiir kitaplarıyla do lu yine.» Yeni, eski kitapla- n okur, onlarla ilgili değer lendirmelerini sunar: «Salah Birsel’in ‘Hacivat Günlüğü'- nü okuyorum... Prof. Dr. Ta nk Zafer Tunaya’uin ‘Dev rim Hareketleri içinde Ata türk ve Atatürkçülük' adlı kitabını okuyorum...» Oku duklarından yola çıkarak dü şünceler üretir, yargılama lara girişir: «Aldı beni dü şüncelere sürükledi Çetin Al tan'in yazısı... ‘Ölümsüz O- yun’ adlı denemeler kitabı mın yeni baskısını gözden geçirirken ‘Bir Arpa Boyu’ adlı yazıma dalıp gittim.»
Kitaplara dergiler, gazete ler eklenir. Zaman zaman o- laylara, anılara yönelen ya zar için fotoğraflar da dü şündürücü çıkış noktaları olun «Milliyet’in ‘İstiklâl Sa vaşı’ gazetesinde gördüğüm bir resim(...1 aldı götürdü yıllann ötesine... Eski albü mün yapraklarından düşen resimler ben) nerelere gö türdü...»
Böylece «Vatan Mahzun
Ben Mahzun» kitabının say faları bizden ve yabancılar dan türlü yazarların yaşam lanndan, yapıtlarından, dü şüncelerinden izler getiriyor, önümüze. Namık Kemal, Ab dülhak Hamit, Tevfik Fik ret, Ebubekir Hazıra, Orhan Veli, Sait Faik, Behçet Neca tfgil. Yaşar Nabi. Cahit Kü- lebi, Fahir Onger, Azra Er- hat, Tank Dursun K.. Ezop, Danton. Bacon, Hugo, D’ An- nunzio, Henry Miller, Wil liam Saroyan vd. Akbal’m tuttuğu bir aynada yansı yorlar.
Anılarına bağlı olan, anı lan günün ışığında değerlen dirmesini bilen yazar, edebi yat dünyasının yakın geçmi şinden canlı sayfalar açıyor, yüzler gösteriyor.
Bütün bunlar onun ülkesi ne ve dünyaya bakışıyla bir leşiyor.
«Hiç bir düşüncenin bağ nazlığına kendi fn) i kaptır madan, Atatürk devriminin temel amacını açıklamaya, benimsetmeye, çağdaş dünya da Türkiye’nin kendine özgü önemli yeri almasının baş koşul olduğunu, bunun için de kültüre, bilime, sanata, Atatürk'ün görüşlerine da yanması gerektiğini» yazı yor. Tarih olaylarını ele ala rak günümüz olaylarına bağ lıyor. öğrenceler çıkarıyor. Güncel sonralar irdeliyor:
«Anayasalar yaşama geçiri liyor mu, yaşamı değiştiriyor mu. yoksa yalnızca kâğıt üs tünde mi kalıyor.. Adaletsiz kıyımları başlatanlar, sür dürenler, çevrelerine, toplu ma şiddet tohumu ekenler, o fırtına içinde kendileri de er geç yitip giderler.»
Düşünce özgürlüğü, demok rasi, kültür, uygarlık, ahlak, erdem, insanı gerçek insan, toplumu gerçek toplum ya pacak değerler Akbal’m bü. tün yazıları, kitapları gibi «Vatan Mahzun Ben Mah zun» kitabının da dokusunu örüyor. Kitabin adı Namık Kemal’in bir dizesinden alın ma. Akbal, acıları bunların nedenlerini sıralıyor. Ama gelecek için umudunu, inan- çmı yitirmiyor. Kitabı dü şüncenin. sanatın bu sonucu sağlamaktaki işlevini, katkı sını bir kez daha gösteriyor.
Yayınevi yöneticilerine veri len cezaya karşın, kitap ya saklanmadı ve Cosiç hak kında kovuşturma açılmadı.
Kültür Servisi — Ünlü
Sırp yazarı Dobrica Cosiç’ in «Gerçek ve Olası» adlı ki tabım yayımladıkları için. Yugoslavya’nın en önemli yayınevlerinden Rijeka’da- ki Kersovani Yaymevi’nin yöneticileri parti tarafın dan cezalandırıldı.
Eski bir komünist olan, İkinci Dünya Savaşı başla rında İlk direnişçiler ara sında yer alan Cosiç, rejim tarafından, Sırp milliyetçi-, sİ, sosyalizm ve özyönetim karşıtı sayılıyor.
Birinci Dünya Savaşı’nı konu alan «ölüm Çağı» ad lı 2000 sayfalık romanıyla büyük üne eren Cosiç. son kitaplarında Sırpların, Yu goslav tarihi boyunca en bü yük özveride bulundukları halde şimdi arka plana itil diklerini savunuyor ve res
mi görüşe ters düşüyor.
Cosiç, ayrıca, insan hakları tan, sanatsal yaratıcılıkta özgürlüğün hararetli bir sa vunucusu. «Gerçek ve Ola sı» da Kosova’daki kaygı ve ricl durumu ve 1981 yılında ki karışıklıklardan sonra binlerce Sırbm buradan ay rılmak zorunda kalışlarım ortaya koyuyor ve bu konu da Parti Merkez Komitesi’ nl daha 1968 yılında uyar dığım belirtiyor.
Yayınevi yöneticilerine ve rllen cezaya karşın, kitabın yasaklanmadığı ve Cosiç hakkında herhangi bir ko
vuşturmaya girişilmediği
bildiriliyor. Ancak, birkaç günde tükenen kitabın ye niden basılıp basılmayaca ğı bilinmiyor.