Köşe penceren:
T7
>/ £
<
Darüşşafaka HİKâyesi
M id hat Cemal KUNT A t
M
aziyi topyekûn inkâretmek yanlıştır, çün kü inkâr edilen mazinin çok güzel tarafları yardır, ve bun ■ardan biri de «Darüşşafaka»
ismindeki kimsesiz ve Müslü man Türk çocuklarının yetiş tirildiği müessesedir.
Bu müessesenin, m azini» (Devamı Sayfa 7, Sü. 4 te)
S O N P O S T A
K öşe penceren/
Darüşşafaka hikâyesi
(Baştarafı 1 inci sayfada) (ö z e l köşelerinden biri olma sı birkaç noktadandır. Evve lâ, bizde azlıkların, meselâ bilhassa Yahudi vatandaşla rımızın Alians İzraelit gibi
mühim cemaat mektepleri
açmasına karşı, bizim de böy le cemaat müessesesi şeklin de bir mektep kurmamız, bü yük bir uyanıklık olmuştur.
Sonra da, memleketimizin
sahici bilgin örneği ve mille timizin gururu olan Salih Ze ki gibi adamları bu mektep yetiştirmiştir. Daha sonra da bu mektebi kuranların feda kârlığı gelir. Beyazıtta Sim-
keşhanede vaktiyle Çırak
mektebi adında bir halk mü essesesi vardı ki, işte Darüş şafaka bundan çıktı. Ye bu müessesede, edebiyat inkılâ bımızın bir dağ tepesi olan Namık Kemal imlâ hocası ol muştu, İkinci Sultan Hamit zamanında Maliye Nazırı o - lan Yusuf Ziya Paşa da hesap hocası!
Üstelik biliyoruz ki, otuz üç yaşında ölen şair İsmail Safa da, Darüşşafakadan ye tişti, ve bu mısraı güzel bir şükran sayhası olarak söyle di:
Ben sâye-i-sakfında yetiş tim bu binanın! İşte geçen gün Mezunlar Cemiyetinin kongresini yap
tığı Darüşşafaka böyle bir
müessesedir. Halbuki «Son
Posta» da istcmiye istemiye okudum ki, ayrılık denen yı lan, bu Cemiyetin üyeleri
araşma da kapkara bir çizgi olarak girmiş, ve, gençleri ha yat adamı olarak yetiştir mek için çahşan yönetim ku rulu tenkidlere uğramış, ve bunun üzerine bu kurulun kıymetli üyeleri Avni Baş man, Nihat Reşat Belger, Sadık Bigat, Sadun Galip Sav cı, ve, Nebahat Karaosman istifa etmişler; ve çekilen bu kurul üyelerinin başında da Kâzım Taşkent varmış.
Değerlerini, bir kısmının ya kından, bir kısmının niyet kuvvetinde rivayetlerle uzak tan tanıdığım yönetim kuru lunun başında yalnız Kâzım Taşkent yok. Bir de Kâzım
Taşkentin bir hikâyesi var,
«Son Posta» tarafından bu
konuda sorulan suale cevap olarak söylediği şu hikâye
(kısaca):
— Vaktiyle bir çocuğun hak kında iki kadın analık iddia etmişler. Hakem şu karan vermiş: Çocuğu ortasından ikiye bölerek ikinize yan ya rıya vereyim. İki kadından biri «Aman ben analık hak lımdan vazgeçtim. İstemem.» demiş.
Çok kısaltarak anlattığım bu kıssadan alınacak hisse şudur: Çocuğun yansını al mak İstemiyen kadın onun sahici annesidir. Bu hikâye ye göre, Darüşşafaka idaresi ni, iki parçaya bölünmekten korumak istiyenlerin istifala rı çok acıdır. Ve hâdiseye u- zaktan bakmama rağmen, bu acılık beni çok rahatsız etti.