Sultanahmet
meydan
T T
-'->$7
1
Bu meydan, Bizanshtar zamanında at meydanı,
yâni Hippodromm idt/stanbulu fathimizden sonra
s a h a , u z u n m ü d d e t ( A t m e y d a n ı ) , s o n r a
(Sultanahmet m eydanı) ismini taşımıya bağladı
¿marnım
Sultanahmet meydanı
Burası evvelce . . - , , zamanında, 1655
eski Yunan ve Ro
$erm8t! WUhtai* ALUS
yılındaki Vakaima şehirlerinde Vakvakive. (Yeni
olduğu gibi ( Hip- r^-r'J-',-"r,JV-n~"nr '~"rr rı rrr r podrome) yâni at ve arabaların ya
rıştığı oyun ve spor müsabakaları nın yapıldığı umumî mahalmiş.
Onu oraya 196 senesinde ilk ku
ran Roma İmparatoru Septimius
Severus, daha genişleten ve ziynet- liyen Büyiik Konstantin (306-387) olmuş.
Tarihî rivayetlere göre: 370 metre boyunda, 120 metre eninde, 100 bin den fazla seyirci alacak büyüklükte, yüksek duvarlarla çevrili, oturacak yerleri 40 kadar basamaklı, yukarı katı üstü kapalı fır dolabı yollu, her tarafı Atina, Roma, İskenderiye ve adalardan taşınmış nadir heykeller ve sanat eserlerde süslü, şimal cihe tindeki imparator locası ve dairesi doğrudan doğruya saraya bağlıymış. Yarışlar esnasında heyecan artıp arbede çıktı mı haşnıetlûlar sarayla rına sıvışıverirmiş.
Kavga ve boğaz boğaza gelişlerin sebebi (Mavi) ve (Yeşil) adlı iki fırka arasındaki rekabet. Ayrı ayrı teşkilâtları, azalan, taraftarları, at.
çeri ve Sipahi o- caklarmın kazan kaldırarak, burada toplanıp padişahtan 30 kadar kişinin başlarını istemeleri; boyun eğilmesi akabında kâffeshıin idam olunarak cesetlerinin oradaki büyük çınar a- ğacında sallandııılışı. Vakvak, koca karı efsanelerince insan meyva ve - ren bir ağaçmış.)
İkinci Mahmuduıı tahtta bulundu ğu demlerde, 1825 de, Avrupakârî talimli asker olarak Eşkinci kıtala rının ihdası üzerine yeniçeriler yine kazan kaldırıp bu meydana hürya e- diyorlar. Sadrazam Paşa ve Vükelâ Sultanahmet camiini karargâh ya pıp, Sancakı Şerif de çıkarılıp âsi lere gaza açılıyor; hepsi künfeyekûn ediliyor.
Meydanın biraz berisindeki son hercümerç te 1908 Meşrutiyetinin ilânından sonra (Şeriat isteriz!) di ye ayaklanan, Abdülhamit taraftan yobaz kafalıların 31 mart irticaidir.
Karşıda, geçenlerde yıktırılan u-1 muıııî hapishane Kanunî Süleymanuı ‘ ları, ahırlan, haraları var. İmpara- ] öııcc makbul, sonra maktul Sadraza- ■[ tor mutlaka bunlardan birine men- ml İbrahim Paşanın muhteşem sara-sup. Bütün yarışlar, oyunlar iki fır.
kanın inhisarı altında. Hipodromdu sağ taraf Mavilerin, sol taraf Ye şillerin.
Koşuların, müsabakaların hepsin de bir ihtilâf çıkar, ekseriya kanlar dökülür, ihtilâller kopar, ortalığı yangınlar sararmış.
532 de yine bu şekilde patlak ve ren ve dal budak salan ihtilâl impa rator Justinianos'u tahtından yuvar- lıyacağı sıralar, aklrisliktfcn yetiş me karısı meşhur Théodora’ nm me tanet tavsiyesi üzerine imdada yeti şen General Bélisarius dört tarafı kuşatıp, 40 bin kişiyi de kılıçtan ge çirip efendisini kurtarmış.
Gitgide Hipodroma rağbet tavsa mış; toplantılar büyük yortu günle
rine münhasır kalmış. Dördüncü
Haçlılar seferine çıkan, 1204 de Is- tanbulu zaptedeıı Latinler her ta rafı yakıp yıkıp yağma ettikleri gi bi burayı da harabe haline getirmiş- ler; meydan eski haline vedâ edip gitmiş.
Bu badirelerden yakayı kurtarabi len Dikili taş, Yılanlı sütun, Örme taş elyevm duruyor.
Hiyerogliflerine nazaran Dikili taşın Milâddan 1547 yıl evvel, Fira vun üçüncü Totmozis zamanında Mı sırın Helyopolis şehrine dikildiği an
laşılmaktadır. İmparator birinci
Thédosius tarafından 390 da getiı- tildiği için Avrupalılar onun isıuile anıyorlar. Deniz kenarından oraya kadar nakli için bilhassa yol yaptı rılmış, 32 günde yerine oturtulmuş. Yılanlı sütun Thémistoklis ile Pau- sanias’m Milâddan evvel 497 de İ - ranlılara karşı kazandıkları Sala- mine ve Platée muharebelerinde ele geçirdikleri tunçlardan dökülüp ha tıra olarak vaktile Delphes’deki A- pollon mabedine hediye edilmişmiş. Vaktile şimdikinden üç metre daha yüksek, nihayetinde üç yılan başı, onun üzerinde de mâbeddeyken altın bir vazo varmış.
Örme taşı yedinci Konstantin Por- phyrogenetos’a (911-959) atfediyor lar. Üstüne kaplı olan tunç levhalar, yukarıda dediğimiz gibi îstanbulu allak bullak eden Latinler devrinde sökülüp eritilerek paraya tahvil e- d ilmiş.
ymın bakiyesi, nihayetteki Yüksek Ticaret Mektebi istibdad devrinin Orman, Maden, Ziraat Nezaretiydi.
Sekiz köşeli, kubbesinin için mo- zayikli çeşme Almanya imparatoru ikinci \Vilhelm’ln 1898 de (muhibbi hası) Abdfilhamidi ikinci ziyareti - nin hatırası olarak kendi tarafından yaptırılmış, 1900 senesinin sonbaha rında tantanalı kıişad resmi icra kı lınmıştı.
Sultanahmet eanıiinin içine Ra mazanlarda şıklık yarışma çıkan ha nımlar dolar, dış avlusuna her çar şamba pazar kurulur, cadde boyun daki Millet bahçesinin salaş kahve sine ve ağaçlığın altına Adliyede işi gücü olanlar birikir, öbür kaldırım daki taş mektep te Enas Rüşdiyeliği ederdi.
Sernıed Malılar A LU S
îstanbulu fethimizden sonra, saha uzun müddet (A t meydanı), sonra (Sultanahmet meydanı) İsmini taşı- nııya başlamıştır.
Türk mimarisinin en yüksek âbi delerinden ve şaheserlerinden olan Sultanahmet camiinin bânisi Birin ci Ahmet, mimarı Rumelili Sadefkâr Mehmet Ağa, yapıldığı tarih 1617 dir. Altı minaresindeki şerefelerin sayısı Selâtin camilerin on altıncısı olduğuna işarettir. Kubbesi kutru - nun Ayasofyaninkindeu 2 metre 60 santim daha geniş, tepesinin de da ha yüksek olduğu söylenir.
Meydan bizim tarihimizce de hayli heyecanlı vakalara sahne olmuştur.
En meşhurları Dördüncü Mehmet
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi