• Sonuç bulunamadı

Fehmi Ege, Tükçe sözlü tangoların babasıydı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Fehmi Ege, Tükçe sözlü tangoların babasıydı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

8 EKİM 1978

Dokuz yaşında beste

yapmaya başlamıştı

Fehmi Ege, Türkçe sözlü

tangoların babasıydı...

ÖZER YELÇE

H

ER şeyde olduğu

gibi müzikle de çe- ş i t i i ş e k i l l e r ' vardır... Bizim zamanımız,

yani müziğe başladığımız

zam anlar ta n g on u n en

gözde olduğu dönemlerdi... özellikle A ıj an tin tangoları o günlerde bütün dünyada müzikhollerde âdeta bir çıl­ g ın lık haline g e lm iş t i...

Uzun etekli hanımların,

smoking giym iş beylerin nefis ha rek etlerle ta n g o yapmaları herkesi büyüle­

meye başlamıştı... İşte ben tangoya böyle bir ortam içinde başladım ...”

Bir radyo programında bu sözleri s ö y lü y o r d u

geçen lerde ölen Fehm i

Ege...

Türkiye’ de tangonun ba­ bası olarak bilinen ünlü müzisyenin sanat yaşantısı çok eski yıllarda dayanı­ y o r ... Ş eh z a d eb a ş ı’ nda

doğduğu için o devrin

eğlence çevresinin içinde

yetişen Ege, çok küçük

y a ş ta m ü ziğ e b a ş la d ı... Daha dokuz yaşındayken Celal Sahir için yapıtlar bestelemeye başladı...

Şehzadebaşı’ ndaki tiyat­ rolarda kemam ile birçok kişiye ses veren Fehmi Ege,

E ge Caz Orkestrası’ m

k u r d u . . . O r a d a n

A t a t ü r k ’ ün e m r i y l e A n k a r a ’ d a k i K ö ş k orkestrasına atandı ve bu arada radyo programlarının en aranan sanatçısı oldu... Daha sonra İstanbul rad­

y o su n a v e İsta n b u l

orkestrasına geçen Ege,

1967 yılında emekli oldu... Emekliliği sadece kâğıt

üzerindeydi.^ . Çünkü

sanatçının sanattan emekli

-

---olması düşünülemezdi... Ve ölümünden birkaç gün ön­ ceye kadar kemanı ile ses vermeyi sürdürdü...

m ü z i k d o l u

BİR YAŞAM

Fehmi Ege’ nin yaşantısı tümü ile müzik dolu g eçti... Operetler besteledi, tango­ lar yarattı... Eskiyi yeniye

uydurdu yıllar boyu...

Bu konuda şunları söylü­ yordu:

“ Bizim dönemimiz tango dön em iyd i.. O zaman daha erkek-kadın yeni yeni yan yana gelmeye başlamış­

tı... Tangonun bir asaleti, bir zarafeti vardı... Onun için çok tutuldu bu müzik türü... Şimdiki müzik tür­ leri için bir şey söyleyemem

ama, tangonun güzelliği,

t a n g o n u n i n c e l i ğ i hiçbirinde y o k sanırım ...”

M üzik d ü n y a sı için d e kendine özgü bir yeri vardı Ege'nin... Yıllarını verdiği radyo programlarında mü*

yonlara kemanı ile ses

vermenin mutluluğunu y a ­ şar (İl..

Atatürk. Fehmi E ge’yi

Ege Caz Orkestrası 'nda

dinlemişti... Pek beğenmiş

ve kendisini Köşk Or­

kestrası ’na çağırtm ıştı...

Bu orkestrada Fehmi Ege tam 14 yıl görev yaptı... işte A tatürk’e çaldığı za­ manlar, içinde başka bir heyecanın oluştuğunu, y a ­ şantısının en değerli anıla­ rının bunlar olduğunu söy­ lerdi...

Fehmi Ege ayrıca op e­ retler de verdi müzik dün­ yam ıza... Celal Sahir’in ya­

p ıtların d an esin len erek

bestelediği operetler uzun süre eğlence dünyamızın baş tacı olarak kaldı...

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

To solve this problem we developed a special method and to implement the method we created and checked in the physical experiment a

The influence of ^-radiation on dielectric and electric properties of TlInS2 crystals in the region of incommensurable-commensurable phase transition [8] had

Ercümend Ekrem Talû, 1888 de İstanbuİda doğmuş, Galatasaray Sultanisinde, İstanbul Hukuk mek­ tebinde ve sonra Paris Siyasî İlimler mektebinde okumuştur..

o MAVİ SÜTUNLU SALON — Sarayın İki cephesi arasında uzanan ve tam ortasında mermer bir huvuzu olduğu için Havuzlu Salon diye anılan kıs­ mın üstündeki

The sociodemographic and occupational characteristics questionnaire that was constructed in line with a literature review (2,10,12,15) comprised 16 questions regarding

In conclusion, we report a BRAFV600E gene mutation-positive PTC case with metastasis to cerebellum, lymph nodes, bone, lung, liver and adrenals.. The clinical management of this

Ama aynı kentin tarihi -olması gerektiği biçimde- tarihsel olgu­ ları, olayları sağlam bir tarih bi­ lincinin ürünü olan bir bağlama yerleştirerek yansıtırsa, o zaman

Abdülhamid’in muhaliflerinden Müşir Deli Fuat Paşa’nın da bu hamiler arasında yer al­ masının Asım Bey’e zararı dokundu ve bestekar, hükümet tarafından