• Sonuç bulunamadı

29. ölüm yıldönümünde:Unuttuğumuz şair Ziya Osman Saba

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "29. ölüm yıldönümünde:Unuttuğumuz şair Ziya Osman Saba"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

S İY A S E T 8 6

29. ölüm yıldönümünde

Unuttuğumuz şair Ziya Osman Saba

ı ı

BE H Z A T AY______________________

On yedi yıldır Kadıköylüyüm. Genellikle günlerim - gecelerim Kadıköy’de geçer. Ça- yevleri, içkievleri, oteller, caddeler, sokak­ lar, evler sürter dururum. Sokaklar dedim, burada biraz durayım.

Kadıköy’ün sokakları içinde beni en çok çeken, hem de bir içsızısıyla, Misakımilli Sokağı’dır. tik kez bu sokakta soyuldum. Sevgilimin birinden son kez bu sokakta ay­ rıldım, bir geceyarısı yağmur yağarken. Bu sokakta bir arkadaşıma içkievi açtırdım, birkaç yıl (kapanıncaya değin) burada iç­ tim. Bütün bunlar beni elbette etkiledi. Ama en çok beni bu sokağa bağlayan, “ Efendi Şair” Ziya Osman Saba’nın “Mi-

sakımilli Sokağı No. 37” şiiri olmuş ola­

bilir. Saba, bu şiirine şöyle başlar:

“Ah, şimdi hatıralar mahallesinde

Misakımilli Sokağı No. 37.

Orası bütün evler, bütün ömür içinde,

Mesut olduğumuz evdi. ”

Evet, 30 Mart 1910’da doğup, 29 Ocak 1957 günü ölen şairimizin 47 yıl 10 aylık ömrünün bir bölümü bu sokaktaki 37 nu­ maralı evde geçmiştir. Hem de en mutlu günleri. Çünkü adı geçen şiirin şu dizeleri bunun kanıtı:

“El ele döşediğimiz bir çift küçük

odası.

Ne diyeyim bilmem ki:

Gönül sarayı, aşk yuvası...”

Ziya Osman Saba’nm, yıllarca Cahit Sıt­ kı Tarancı’dan kendisine gelen mektupla­

rı saklayıp, Tarancı öldükten sonra, “ Zi-

ya’ya Mektuplar” adıyla yayımladığı kita­

bın ilk kırk sayfalık bölümünde, Tarancı ’- nın da bu sokakla ilgisini anlatır. Meğer O ’nun da bu sokakta günleri geçmiş, sevi serüvenleri olmuş. Ziya Osman bu konu­ yu şöyle anlatır, kitabın ilk kırk sayfalık

“ Cahit’le Günlerimiz” bölümünün bir ye­

rinde:

“ Herhalde bir pazar olacaktı ki, Kadı­ köy’de, Misakımilli Sokağı’nda, bir katı­ nın kiracısı olduğum evde, pencere önüne oturmuş sokağa bakıyordum. Başı dik, özleri ilerde, sert adımlarla, sevinçli, hızlı izli yürüyordu. Hemen kapıya koşmuş.. Bakmıştım ki Cahit geçip gidiyor, numa­ rada yanılmış olacağını düşünerek seslen­ miştim. Dönmüştü. ‘Numarayı unuttun galiba’ demiştim. Hayır, numara akimday­ dı. Meğer, ‘ilk sevgilisi’ bu sokakta otur­ muştu bir zamanlar. Şimdi Cahit de o gün­ lerin hayaline dalmış, herhalde bizimkin­ den yukarda olan o eve doğru -sanki o ev­ de o sevgiliyi yine bulacakmışçasına- iler­ liyordu.”

Şimdi, Ziya Osman Saba’nın 29. ölüm yıldönümünde (29 Ocak 1957’de öldü) bunları yazmamın nedeni, kendimce, O ’- nu anmak. Bu bir. İkincisi, sanat çevrele­ rine bir soru yöneltmek: Birçoklarının do­ ğum, ölüm günlerinde yazılar döktürüldü- ğü, hele de yaşayanların göklere çıkarıldı­ ğı, pompalarcasına şişirildiği günümüzde, neden Ziya Osman’dan hiç söz edilmez? Pek mi değersizdi? Değil! Bence olanca al­ çakgönüllü, aza katlanan (hukuk fakülte­ si çıkışlı, yargıç, sava, kaçakçıları savunan savunman olabilirdi), hele hele hiçbir ‘kliğin’ içine girmemiş olmasının payı bü­

yüktür. Değerlerimize sahip çıksak, klik­ lere girmemişleri de ansak, ne kadar güzel olur. Bırakın Ziya Osman’ın sanat değe­ rini bir yana, yıllarca Cahit Sıtkı’yı bırak­ maması bile büyüklük. Kendisi bir damla içmez, Cahit beş vakit sarhoş... Yine de ar­ kadaş. Bırakmamış. Kınamamış. Hoşgö­ rülüymüş. Bugünlerde, herkesin kendinde “ lider” , “ önder” , “ ciddi” nitelikler bu­ lunduğunu sandığı günümüzde, Ziya Os­ man’ın tutumu, davranışı bir örnek olma­ lıdır. Salt içki içiyor diye insanlar tefe kon­ mamalıdır sanıyorum.

Ziya Osman, C ahit’in mektuplarından oluşturduğu kitabın sözünü ettiğim “ Ca­

hit’le Günlerimiz” bölümünü şöyle bitirir: “ ... o ufacık vücudun kısacık ömrü bo­ yunca, büyüklükte birbiriyle boy ölçüşmüş insanlığı, şairliği ve arkadaşlığı önünde say­ gıyla eğiliyorum.”

Ziya Osman, “ Cahit’le Günlerimiz” i pek hoş, güzel anlatır. Zaten öykücüdür de. “ Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi” ,

“ Değişen İstanbul” adlı iki güzel öykü ki­

tabım biliyoruz. Yıllarca düzeltmenlik de yapmış. E elbette anlatımı güzel olacak. Bu konuda zaten bir şey söylemek ne “ had­ dim” , ne de yetkim... Benim demek iste­ diğim, bu bölümde Cahit’in bütün düş, düşlem, sorun ve tasarımlarını candan iş­ lemiş olması... Sözgelimi, bu bölümün bir yerinde şunları yazar:

“ Kendisini çok çabuk sevdiren Cahit, Nadir Nadi’yle Doğan Nadi’nin de sevgi­ lerini kısa zamanda kazanmıştı. Cumhu- riyet’te çıkmaya başlamış hikâyelere bu sevgi de katılınca, Cahit’e, hayatında ve sa­ natında büyük etkileri olacak bir yol, Pa­

ris yolu açıldı. Oradan Cumhuriyet’e hi- j kâye ve makaleler yetiştirecekti. Yazacağı ş edebiyat makalelerine umumi bir serlevha j bile bulmuştu: Edebiyattan Yana. Bu adı j beğenip beğenmediğimi soruyor, tasanla- ! nnı heyecan içinde anlatıyordu...”

Arkadaşım, belki arkadaşlarım da unut- j mayan Ziya Osman’ı biz ne çabuk unut­ tuk diye düşünüyorum...

Ziya Osman’a, “ Efendi Şair” gibi ni­ temler verenler olmuştu zamanıyla. H ak­ lıymışlar. Şiirlerini yeni baştan okuyunca inandım. Bakın, ölmeden on yedi yıl ön­ ce, 1940’ta yazdığı “ Yaşadım, Artık Bit-

ti” ye nasıl başlamış:

“ Yaşadım aranızda, artık bitti,

insanlar! \

Fenaları tanıdım ve sevdim iyileri. ”

Ziya Osman, kötüleri tanıdığından söz eder ama, sövmez. Yalnız tanımış olduğun­ dan söz eder. İyileri de sevdiğinden. “ Efen- di” lik nitemi... “ Ermiş” lik nitemine de ör­ nek, öldüğü yıl, belki birkaç ay önce, bel­ ki son şiiri -bilemem-, yazdığı “ Düşümde” adlı güzel şiir:

“Düşümde gördüm Cahit’i: -Banka

gibi bir yer, -Aynı servise verilmişiz,

- Yolumu gözler. - Baktım ki, topla­

mış memurlarını - Nutuk çekmede şe­

fim iz. - El edip geçecektim yerime -

Sessiz. - Cahit bu, dayanamadı, boy­

numa atıldı. - Gözyaşlarını duydum

yüzümde bir ara. - O, düşümde ağla­

dı, -Bense uyandıktan sonra. ”

Ziya Osman’ı saygıyla anıyorum... □

Referanslar

Benzer Belgeler

Sonuç olarak, çalışmada kullanılan koyunlara deri altı phlorizin enjeksiyonundan sonra, oksidatif stres indikatörlerinden TOS ve OSI değerlerinde görülen azalma

Bu çalışma sonucunda elde edilen bulgulara göre Kayseri ili ve çevre ilçelerinde satışa sunulan yo- ğurt numunelerinin tamamının AFM 1 içermesi ve incelenen

萬芳醫院皮膚科林昱廷醫師淺談「痣」(色素細胞母斑) 「痣」可生長在皮膚的任何部位,多為褐色斑點,且多數在 20

出院後需注意事項: 1.兩個月內勿提重物, 2.勿彎腰用力提重物, 3.若發現解血尿,立刻回醫院檢查。

[r]

Kazım Taşkent Sanat Galerisi

Terkostan şehre kadar yeni bir yol yapılmak istenmesi bir ihtiyacın eseridir. Yepyeni bir yol yapmak, sonra da eski yolu tam manasile yenileştirmek ile şehir

Çerkez peynir numunelerinin NPN oranlarının peynir çeşitleri arasındaki farklılıkları bulmak için yapılan çoklu karşılaştırma test sonuçları incelendiğinde; en