T ' ' - 5 i ■ |
suyu
ti yokmuş. İçişleri Bakanının sözlerinden öğreniyoruz ki ufku- i muzda görünen şey, serabdır. j Bir tablo resmedeceğim. Ora- j daki fecaatin derecesini aklı eren ! ler ölçsünler; Bir i§ yeri tasav vur ediniz. Orada bin kişi çalışı yor. Terkos muslukları var, ama, şehrin her tarafında olduğu gibi, ; daima akmaz. Fakat tuvalet ye- j tine lâğım sıiyu derecesinde pis bir denizden sü alınmıştır ve tu valet yerlerinin musluklarından daima bu su akar. ݧ yeri de bu ; SU ile yıkanır. İşçiler ihtiyaçla- j nadan sonra bu pis sü ile gûya Ş temizlenirler ve el yıkam a mus- j İlıklarında terkos suyu bulunma- : dığı zamanlarda bu pis suyun kirlerini temizlemeden İşlerine i devam ederler. Akşam üzeri ter- j
kes mtisluklarıttda su bulunmaz- | sa eller, yüzler yine bu tuvalet musluklarında yıkanır.
Masal söylemiyorum. Seneler- denberi raesüllerihe şikâyet edil diği halde mühimsenmiyen, uka lâca mazeret bulunan, hantal bir zihniyetle şikâyet edeni istihza ya lâyık gören mes’uller, buna çare aramak külfetine katlanmaz , ler. Bu mağrur cahiller belki de mazurdurlar. Ben bir hakikat söylemek iiçn bu örneği zikret tim, aranırsa daha neler bulunur bilmem.
İstanbul su ihtiyacının başarıl ması İçin lüzumlu olan 30 milyo nun önümüzdeki bütçe yılında bahis mevzuu olabileceği hakika tini öğrendikten sonra ilgililer - dem rica ediyoruz: İcap ederse her şey dursun, fakat suya kavu şalım.
13 sene evvel istanbulini suya olan ihtiyacı üzerinde konuştu - İrim mes’uî bir zattan şu cevabı almıştım: Su meselesi imar me selesi değildir.
Burnı evvelce de cevaplandır mıştım. Yapılan imar işleri de suya muhtaçtır. Yaranın kanadı ğını gören içişleri Bakanımızdan çare istiyoruz ve bekliyoruz.
Osman Şevki ULUDAĞ Terkos su tesisleri Belediyenin
eline geçtiği zaman artık ömrü nü tamamlamıştı. Terkos gölü yanındaki sevk makinelerinden tutunuz da ana borularına, gale rilerine, süzgeçlerine, şehir için deki tevzi şebekesine varıncaya kadar her taraf çürümüş Ve bo zulmuştu. Belediyenin zayıf büt çesi ve billurlaşmamış kanaatları j yüzünden bir taraf tamir olunu- ı yorken öte taraf patlak veriyor- | du. Makineleri kuvvetlendirerek ; çok su verilmek istendiği zaman ! 'ma borular bile baskıya taham
mül edemiyorlardı. Kâğıthane üstündeki kârgir su galerisi, ta - harhmülünden fazla su sevk edil diği için patlak veriyordu. Ve İstanbulun bazan bir u,ıfta gibi uzun müddetle dahi susuz kalması bu yüzdendi.
* * *
Terkostan şehre kadar yeni bir yol yapılmak istenmesi bir ihtiyacın eseridir. Yepyeni bir yol yapmak, sonra da eski yolu tam manasile yenileştirmek ile şehir susuzluktan kurtulurdu. Fa kat belediye yapılacak olan yeni yol için dünyanın edindiği tecrü belere aykırı yol tuttu, bir metre genişliğinde pik borulara kıymet verdi ve böyle boru aradı. Bun ların çoktan beri itibardan düş tüğünü, pik madeninin yüksek tazyıkiara tahammül edemediği İçin bunun ancak dar kuturlu o- İanlarına iltifat edildiğini hesaba katmamıştı. Meselâ Viyana gibi 60-80 santim genişliğindeki boru tarla daha ucuz ve maksada da ha uygrun neticeler alınabileceği tavsiyelerine kulak tıkamıştı.
Evvelce Parise su veren ana borular da bir metre kutrunda ve pikten yapılmıştı. Ancak bun lar, hele yokuşlu mahallerde sık
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi
|
Meseleler
istanbulun
İ
ÇİŞLERİ Bakanının B.M. M. de İstanbulun su ihti yacı hakkında beyanatım okuduktan sonra ayaklarımız su ya erdi. Ona göre i ) Mevcut te sislere ilâveler yapılarak sıkıntı giderilecektir, 2) Bunun için otuz milyon lira lâzımdır, 3) Önümüz deki yıl bütçesinde bu iş dikkate alınacaktır.İki seneden beri salahiyetli ma kamların teminatını yazan ga- eeteler bu senenin son aylarına doğru artık İstanbulda su mese lesi kalmayacağnıı tekrarladılar. Hakikati asıl mesul ağzından öğ rendikten sonra vuslatın yine başka bahara kaldığını görmek teyiz.
İçişleri Bakanının hülâsadan - dirliğim iz sözlerinden birincisi üzerinde durmak icabetmez. İhti yaç elbette eski tesisleri düzelt - mek veya yenilerle kuvvetlendir mek suretile sağlanır. Fakat o- tuz milyona ihtiyaç gösteren bir i iş için para sağlanmadan vaid- ' leıde bulunanlara ne diyeceği - i mizi şaşırdık, Sekiz ay sonra başlayacak olan yeni bütçe yılın da bu paranın bulunup buluna - ttıayaeağı da ayrı bir meseledir.
Senelerden beri bu sütunlarda İstanbul suları hakkında pek çok şeyler yazdık. B.M.M. nin 1938, 1939 senelerine ait bütçe müza - kereleri esnasında Dahiliye ve Sıhhiye işleri konuşulurken yine bu işi münakaşa konusu yaptı - ğımı bilenler de yok değildir. Ha tanın büyüğü bend sularını ih mal ederek su ticareti yapmak düşünoesile Tepkosa bel bağlan masıdır. Bend sularının ıslahı im kânsız değildi, ve nüfus başına günde ancak 44 litre su verebilen Terkosa güvenmek affolunmaz bir hata idi. Bu gün artık bend- lerin pek az kıymeti kalmıştır, bir kısmı çamurla dolmuş, diğer tarafları esaslı surette harap ol - muştur.
Terkosa gelince:' Belediyenin Terkos uğrunda yaptığı hataları sıralamak çok uzun sürer. Muay yen bir zaman için yapılmış olan
Yazan:
Dr. 0. §. ULUDAĞ
sık patlak verdikleri için kısa a- ralıklı çemberlerle takviye olun muştu. Daha sonra da bu kadar geniş pik boru kullanmanın hata olduğunu takdir eden Paris, çe lik borular kullanmağa başlamış tı. Bundan başka pik boruların pörtiiklü olması dolayısiyle bir tarafa ilişen rüsubların gittikçe büyüyerek yolu tıkaması yüzün den de iltifada lâyık olmadıkları na hükmolunmuştu. içi kalaylı Veya galvanizli pik boruların ica dina sebep budur.
Fakat dünyanın geıiiş pak bo ru aleyhindeki kanatlerine rağ men belediye bunları aradı. Po- lonyaya ve İtalyaya müracaat et ti, tabiî bulamadı. Fransaya baş vuruldu. Orada da yoktu, ama, müşteri çıkınca sipariş kaJbul edildi. Buna bakarak diğer mem leketler de yabancıların böyle si parişlerine uygun cevap verme
ğe başladılar. ,
Belediye 60 santim genişliğin de boru aramış olsaydı yapmak ta olduğu yeni mecra çoktan ta mamlanmış olurdu ve ihtiyaç esaslı surette bertaraf edilirdi. Daha sonra aynı genişlikte ikin ci ve icap ederse üçüncü yola sı ra gelirdi; böylece bütçeye yıkım olmadan nzun seneler sonunda pek bol suya kavuşulurdu. Avru- panın su bakımından en bahtiyar Şehirlerinden birisi olan Viyana sulan böylece sağlanmıştır.
Dünyada mevcut olmıyan ka- Hbrada boru aramalı, bulamayın ca yaptırmak ve bu suretle çok para harcamak yüzünden geci ken iş, iki senedir verilen temi nata aykırı olarak, demek ki, ta mam olmaktan çok uzaktır. Ga zeteler ara sıra birkaç geniş bo runun döşenmeğe başladığını kıymetli müjdeler şeklinde ilân ederler. Halbuki bunların