• Sonuç bulunamadı

Fikret Mualla sorununa aydınlık getiriyoruz

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Fikret Mualla sorununa aydınlık getiriyoruz"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

‘TT-

5gûsa3>

FİKRET

MUALLA

SORUNUNA

AYDINLIK

GETİRİYORUZ

zellikle İstanbul galerilerinde Fikret Mualla Sergilerinin sıksık açılır olması ve Fikret Mualla re­ simlerinin piyasada önemli bir satış performansına gelmesi, bu resimlerden bazılarının sahte olup ol­ madığı tartışmalarını da beraberinde getirmiştir.

Fikret Mualla’nın çok sayıda resminin ortaya çıkma­ sı, bir ressamın bu kadar çok resminin olamayacağı gibi kuşkularla da birleşince kamuoyundaki bula­ nık izlenimlere hakvermemek elde değil. Ancak Fi­ kret Mualla’nın elimizde olan bir albümüne baktığı­ mızda yirmi tane renkli deseni iki gün gibi kısa bir zamanda gerçekleştirmiş olduğunu tarihlerinden görmekteyiz. Bu sanatçının zaten uslup özellikleri­ nin de gösterdiği gibi, son derece süratli, temalarını resme aktarmakta çok çalak olduğu görülmektedir. Yani çok sayıda Fikret Mualla resmi olması sanatçı­ nın tanperamanınlan doğru orantılıdır. Fikret Mual- la’nın ruhsal yapısı itibariyle bunalımlı bir kişilkte ol­ masına rağmen resim yoluyla kendini dengede tut­ mayı başarabilen bir mizaca sahip olduğunu görü­ yoruz. Bu yaşantısının getirdiği zorunlulukları üret­ kenliğe dönüştürmüş olması da onun bir başarısı­ dır. Bu üretkenlik Fikret Mualla’nın maddi olanak­ sızlıkları istismar edilerek çok ucuza veya basit maddi takaslar yoluyla resimlerinin elinden çıkma­ sına neden olmuştur.

Fikret Mualla’nın resimlerinin çok sayıda olmasını anormal bir husus olarak göstermek yanlıştır. An­ cak Türkiye’de satılan resimlerin hangi kaynaklar­ dan sağlanmış olduğu piyasa disiplini yönünden son derece önemlidir. İşte biz, bu konuda bize dü­ şen sorumluluğu yerine getirerek son beş senedir yaptığımız Fikret Mualla sergilerindeki resimlerinin her birinin hem provenance belgesine, hem de ekspertiz raporuna sahip bulunuyoruz.

Fikret Mualla uzun seneler Fransa’da yaşamış ve tüm sanatsal etkinliğini bu ülkede gerçekleştirmiş olduğu için Fransa’nın sanat piyasası alanında

(2)

öngördüğü disipline uygun olarak Fransız uzman­ lar tarafından ekspertiz edilme zorunluluğu doğ­ muştur. Ortada böyle bir gerçek varken Türkiye’de­ ki ekspertiz iddialarının hiçbir geçerliliğinin olama­ yacağı kanısındayız. Üstelik ekspertiz iddialarının Fikret Mualla satışlarıyla birleşmesi sanat ortamı­ mızın hayretler içinde kalınmasına neden olmuş­ tur. Bu yaklaşımımız şüphesiz hiç kimseyi sahteci­ likle suçlamamız anlamına gelmez, ancak piyasa disiplini karşısındaki sorumsuzluğun bir örneğidir. Zaten Fikret Mualla resimlerinin sahte olup olmadı­ ğı hakkındaki spekilasyonlarda İstanbul'daki piya­ sanın disiplinsizliğinden kaynaklanmaktadır. Sa­ dece Fikret Mualla resimleri için değil diğer bazı sa­ natçılara ait tabloların da bu türden spekilasyonlara alet edilmesi dengesiz bir piyasa biçiminin varlığın- dandır. Tabiki böyle bulanık bir ortam suyunda sah­ te balık avlamaya kalkışanlara sık sık rastlanabilir. Özetle bizim ısrarla benimsediğimiz ve sanat çev­ relerine benimsetmek istediğimiz Paris gibi resim satışları sorununu çok bilinçli organize eden bir merkezde bütünleştiren sistemdir. Nedir bu sis­ tem? Fikret Mualla konusunda resimlerin alındığı kimselerin tüm isim ve adresleri bizde mevcut oldu­ ğu gibi tüm satışa sunulan Fikret Mualla tablolarının ekspertiz raporlarına (Fransa’daki resmi ekspertiz komiserliğince tasdik edilmiş) da sahibiz. Fran­ sa’daki satışa sunulan Fikret Mualla resimlerini de, Picasso’nun resimlerini de bu ekspertiz kurumları- nın onayladığı raporlar ile satışa çıkarıldığını gör­ mekteyiz. Bu ekspertiz birimleri hukuk bilgisi ile do­ natılmış sanat tarihçileri ile uluslararası sanatçı de­ ğerlerinin speküle edilmesine engel oluşturacak bir otoriteye sahip bulunmakta ve birimlerin verdiği raporlar en sıradan düzeylerden Firket Mualla gibi önemli sanatçılara, Picasso gibi sansasyonel isim­ lere kadar resmi etkinliklere kabul edilmiş olarak iş­ levlerini üstlenmektedir. Bu yazımıza ek olarak bir ekspertiz belgesini sunduğumuz gibi Fikret Mualla tablolarının hangi isim ve adreslerden geldiğini be­ lirtmek amacıyla provenance gereksinimini de kar­ şılamış oluyoruz.

Bu bağlamda şunu ifade edebiliriz ki, bu güne ka­ dar satmış bulunduğumuz tüm Fikret Mualla resim­ lerinin nihayi sorumluluğunu taşıyoruz. Sahte oldu­ ğu iddialarının yazılı olarak yapılması ve kamuoyu­ na duyurulması sahte iddialarının zihinleri bulan­ dırmak yerine bir sorumluluk getireceği kanısında­ yız. Bu yazılı iddiaların sanat ortamımıza saygın ve dürüst bir ortamın gelmesini sağlayacaktır. Türki­ ye’de Sanat dergisinin geçen sayısında herhangi bir sanat tarihçisi formasyonuna sahip olmayan ki­ şilerin Fikret Mualla resimleri konusundaki beyan­ ları yukarıda sözünü ettiğimiz disiplin çerçevesinde tümüyle havada kalmaktadır ve bu beyanların hiç­ biri hiçbir şey ifade etmemektedir. Periyodik olarak beş senedir Fikret Mualla sergileri düzenleyen ga­ lerimize hiç uğramayan ve resimleri hiçbir şekilde inceleme zahmetinde bulunmayan kişilerin bizce Fikret Mualla konusunda yoruma girmeleri yanlıştır. Fikret Mualla ile ilgili yorumlarda bulananların bu ressamı çok iyi bir şekilde incelemelerini ve sergile­ rine gitmelerini halisane bir öneri olarak dile getiri­ yoruz. Ayrıca şunu da ilave etmek isteriz ki (hiçbir il­ tibasa yer kalmaması için) Firket Mualla resmi alan

ıxr İS • t

Ja aouaaignl Jaon-Fiarra CAKAMI, Zapare pria la "our d'Appal da Parí», cartilla qua l'oauvra raprodulta au varao da çatta photographia ott Pian da FURET KODALLA, gouache tur poplar («1 eu K 43 a»), provaaant da la collection da JOHN DZVOLDY

faitafarts ut e maiiïm

J* uoucoigné, Ueîtro R2NARD J*ajn-Cl*uda, Couninoen«-Prio«ur, Bxpert pria 1« Cour ü'Appel d'urlée.ko et prie lou Tribunaux,

Certifie que 1'aquarelle reproduit* cur 1« photographie au recto "La réoeption, rvs/* nlgiiie en hao à droite, de SU X 43, eau une oeuvre originale et authentique de Fil.ret HOtUuuJt.

Fait A Cion, le 13 Août 1990

koleksiyonerlerin mutlaka Fransa’dan alınmış eks­ pertiz belgelerine sahip olmaları gerekmektedir. İs­ tanbul’daki ekspertiz iddialarına hiç rağbet edilme­ mesini Fikret Mualla’nın ekspertizinin ancak Pa­ ris’te olabileceği şartlarla karşı karşıya bulunma­ mız, dolayısıyla İstanbul’da verilmeye cüret edebi­ lecek bir ekspertiz belgesinin kuşkuyla karşılan­ ması gerektiğini de gene hulusu kalple ifade et­ mekte yarar görürüz.

Yani haksız rekabet ve pazar kavgalarından kay­ naklanan asılsız söylentilerden ve ekspertiz konu­ sunda hiçbir titri olmayan kimselerin beyan ettiği yorumlardan sakınalım.

Ek: Fransa’daki eksper adresleri Paule Caillac, 13, rue de Seine 75006 Paris.

Fransa’daki önemli kolesiyonerler: Mme. Angles, Mme. Bassano, Mme. L. Hermine

Paristeki çeşitli müzayedeler.

Arzu edilenlere adresler ve isimler detayıyla verile­ bilir.

Kile Sanat Galerisi

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

The dilatometer data of the dimensional change or shrinkage (dL/L0) and shrinkage rate (dL/dt) of the pellets in the first stage sintering zone is given in Figure 3 depending

Okmeydanı ile sim­ geleşmiş her biri birer sanat eseri olarak tasarlanmış bu dikilitaşlan bulabilmek bugün zorlu bir araştır­ mayı, hatta arkeolojik

Kültür endüstrisinin ideolojisi, panzehirini yine kendi içinde taşır (Dellaloğlu, 2001: 96). Endüstri’nin kendisiyle çelişir hale gelebilmesi için, belirli bir

Verilen bilgilere göre ayrıca darülkurra, Cumhuriyet döneminde önce sağlık müzesi, ardından müftülük binası, 1968’den sonra Kültür Bakanlığı’na bağlı

Aya Yorgi manastırı, denize i- nen sert bir yamacın üzerinde inşa edilmiş olduğundan burası halk ara­ sında «Krimnos» yâni «Uçurum» manastırı diye de

Numune Maks.. fazla tokluk kazanımı elde edilerek üstün bir tokluk değerine ulaşılmıştır. Saf epoksi Zn nanopartikül ilaveli numunelerin postkür uygulanmış ve

Kemal paşa zade Sait beyin mnhtumu babaaum- j el yazısile yazılmış bazı notlarını j görmem için bana

Dizide okuyucunun daha az tanıdı­ ğı sanatçılarla ilgili ciltler, özellikle de çağımıza daha yakın dönemlerle ilgili klasikleşmiş yazarlara ayrılacak