iyet
di
Genel Yayın Yönetmeni: Orhan Erinç • D'Ş Haberler Ergun Balcı # istihbarat: Cengiz G enel Y ayın K oordinatörü: H ikm et 'd d ır ım • nomı: Biileni IGzanlık C e t in k a v a • Y a z ıis le ri M ü d ü rleri • Kültür: Handan Senkokeıı « Spor: c e t ı n k a j a • Y azıış eri M u au rıcı ı. A bdü|kadir Yücelman «M akaleler: Sami nıralıım YıUiız (S orunlu), Hınç tayanı; K.lraöl.t.n • Düzeltme: Abdullah Yazıcı • Haber Merkezi Mudıını: Hakan Kara £ Fotoğraf: Erdoğan Küseoğlu « Bilgi-Belge: « Görsel Yönetmen: Fikret Eser Edibe Buğra • Yun Haberleri: Mehmet Faraç
Yayın Kumlu: İlhan Selçuk (Balkan), O rh a n E rinç, O k tay K urthiike, H ik m et (,'etinkava, Ş ü k ra n Soner, Ergun Balcı. Dinç Tayanç, İbrahim Y ıldız, O r h a n B u rsa lı, M u stafa Balbay, H ak an K ara.
A n k ara T e m silc isi: M u s ta f a B a lb a y # H ab er M üd ü rü : D o ğ an A k ın A tatürk B u lv an No: 125. Kat:4. Bakanlıklar- A n k a ra T el: 4 1 9 5 0 2 0 (7 h at). Faks: 4 1 9 5 0 2 7 # İzm ir T em silcisi: S e r d a r K ızık , H. Z iy a B lv. 1352 S. 2/3 Tel: 4 4 11220, Faks: 4 4 1 9 1 1 7 # Adana Temsilcisi: (,'etin Yiğenoğlu, İnönü Cd. 1 19 S. N o: I Kat: 1, Tel: 3522550. Faks: 3522570
M üessese M üdürü: E ro l E r k u t • M E D Y A C : # Yönetim M E D Y A G : # K oordinatör: A h m et K o ru ls a n • K urulu B a şk a m -ü c n e l Y önetim K urulu M uhasebe: B ü len t Y e n e r # idare: Müdür: G ülbin E rd u ra n Başkam - G enel H ü s e y in G ü r e r # iş le tm e : Ö n d e r • K oordinatör: R eh a M üdür: Ü stü n Ç e lik • Bilgi-İşleın: Nail İn al • I ş ıtm a n • Genel M üdür Akifien # Murahhas
B ilgisayar Sistem : M ü rü v e t Ç ile r Yardımcısı: M ine Akdağ üye: B ora G önenç insi. Basın ve Yayıncılık A.Ş.
>K:246 İstanbul Tel: (0/212) 512 05 05 (20 hal) Faks: (0/212) 513 85 95 8 NİSAN 1996 İmsak: 5.00 Güneş: 6.29 Öğle: 13.13 İkindi: 16.50 Akşam 19.43 Yatsı: 21.06 M ED Y A C Tel: 514 07 53 - 513 95 80 - 513 84 60-61. Faks: 5 118466
Dünya mimarlık ve sanat tarihine uygarlığımızın imzasını atan Mimar Sinan’ı ölümünün 408. yılında anıyoruz:
Hem Koca Usta hem de mimarbaşıydı
OKTAY EKİNCİ____________________
Dünya mimarlık ve sanat tarihine uygar lığımızın imzasını atan Mimar Sinan, ölü münün 408. yılında yine “hayranlıkduygu
larıyla” anılıyor.
Koca Usta, 1588yılının 9 Nisan günü 98 yaşındaki bir “bilge” olarak yaşama veda ettiğinde, 80’i aşkın camiyi, 5Ö’ye yakın hamamı, bir o kadar mescidi, 60 medrese yi, 7 su kemerini, 12 köprüyü, 8 imareti, 7 darülkurayı, 20 kadar türbeyi, 3 darüşşifa binasını ve sayısiz çeşmeyi ülkesine ve dün yaya armağan etmişti.
Bu armağanlar hâlâ hem Türkiye kentle rini hem de Balkanlar’dan Basra’ya kadar geniş bir coğrafyadaki tarihsel yerleşme merkezlerini süslüyor. 1988’deki ölümü nün 400 yılı nedeniyle Prof. Dr. Metin Sö
zen’in danışmanlığında hazırlanan belgese
lin adında da vurgulandığı gibi, Sinan’ın tüm bu yapıtları “dünya durdukça” insanoğlu nun gurur kaynağı olarak yeryüzüne anlam katacak...
Her yıl olduğu gibi bu yıl da hem Mimar
Sinan Üniversitcsl’nin hem de Mimarlar Odası’nın düzenlediği etkinliklerle anılan
Koca Ustamız, mimarlığının yanı sıra aynı anda “mimarbaşı” idi.
Yani Osmanlı devletinin ülkede ve özel likle İstanbul’daki “genel imar ve yapılaş
ma düzeninin” baş sorumlusu ve denetle
yicisi deyine Mimar Sinan'dı. O dönemde ki unvanıyla “Ser Mimaran-ı Hassa” ola rak, neredeyse yarım yüzyıl Osmanlı mimar lığına ve şehirciliğine de yön vermişti.
Bugün “kaçak ve mimarsızyapılaşmanın” başta İstanbul olmak üzere kentlerimize her yönüyle egemen kılındığı bir dönemde, Si nan’ın yüzlerce yıl önce yaşama geçirdiği
“İmar disiplininin” yine bugüne göre ne
denli uygarca olduğunu ve çok daha çağ daş, hatta “bilimsel duyarlılıkla”
sürdürül-► Mimar Sinan’ı bir ölüm
yıldönümünde daha
anarken, onun sadece
görkemli ve etkileyici
yapılarından değil, yaşadığı
dönemdeki imar düzeninin
“kente ve mimarlığa
saygılı” uygar kurallarından
da kendimize ders
çıkarmalıyız...
düğünü bir kez daha anımsamamız gereki yor. Bunun için de “Ada/Kentliyim” dergi sinin yeni çıkan 5. sayısında Teoman Ak-
türe tarafından kaleme alınan “Osmanlı Döneminde Yapı Denetimi” başlıklı yazısı
çarpıcı bilgileri bizlere aktarıyor.
Aktüre’nin derlemesine göre, Osmanlı devletinde yapı denetimi, devletin doğrudan yerine getirdiği bir “kamu görevi” ve hiz metiydi. Devlet, bu amaçla yeterli bilgi ile donatılmış teknisyenlerden oluşan birörgüt kurmuş, Mimar Sinan da uzun yıllar bu ör gütün başında görev yapmıştı.
Geniş y e tk ile r _______ ________
Hassa mimarbaşı ve örgütünün geniş yet kileri de vardı. Örneğin kamu binalarının ya pımı ve denetlenmesinin dışında, özel şa hısların inşa ettireceği dükkân, ev, han ve diğer binaların projelerini inceleyip sakın calı bölümler varsa düzeltilmesini sağlama görevi de yine bu mimarlar örgütünce ye rine getirilirdi.
Kentlerin “imardüzeninisağlamak”, ör neğin “nizama uygun olmayan binaları yık
mak” yetkisini de yine aynı örgüt, bu kez “Kadılık teşkilatı” ile işbirliği içinde kul
lanırdı. Teoman Aktüre, derlemesinde, Has sa örgütü dışındaki mimar, kalfa ve ustala rın bir bina yapabilmeleri için mimarbaşın- dan “yeterlik belgesi” almaları gerektiğini de anımsatıyor. Örneğin, bu kurala bağlı olarak Kanuni Sultan Süleyman’ın Mimar Sinan’a ilettiği 1572 tarihli ünlü buyruğun daki “uyarılar” da sanki yine bugün için çok daha yüksek bir değer ve geçerlilik taşıyor.
Kanuni, buyruğunda; “neccariye(maran- gozluk) ve benna (bina) ilminden haberle
ri olmayan" ve “ellerine arşun alıp mimar lık eyleyen” kişilere engel olunmasını iste
yerek Sinan’a şu hükümde bulunuyor: “Se
nin marifetin (bilgin. iznin (olmadan ol veç hile naehile(o gibi ehliyetsiz) kimselere mi marlık ettirmeyesin...”
Yine aynı derlemede Osman N uri’nin
“Mecelle-i Umuı-u Belediye” adlı yapıtın
dan aktarılan bilgilere göre. Hassa Mimar ları kente gelen her cins inşaat malzemesi ni ve bunları satan dükkânları, tuğla ocak larını, mermer ve çini atölyelerini de denet lerler ve malların “iyi cinste” olmalarını sağlarlardı. Böyleceyapı kalitesi, hem mal zeme düzeyinde hem de mimarlık ve usta lık açısından “bir Initün” olarak ele alınır
ve kentin sağlıksız, çürük, uygunsuz bina larla dolmasına karşı da önlem alınmış olur du...
Şimdi, yine şu son günlerde İstanbul’a gö çü önlemek için önerdikleri “vize” uygula masına Osmanlı döneminden örnekler ve ren yöneticilere, aslında işte bu “imar dü
zeni” konusundaki Osmanlı uygarlığını ön
celikle anımsatmak gerekiyor.
Çünkü, İstanbul’a gelenler için artık “en
çekici” olanağı “kaçak yapılaşma ve yağma özgürlüğü” oluşturuyor. Üstelik bu olanak*
sıradan bir barınma gereksinmesini karşı lamasının ötesinde, akıl almaz yükseklikte bir rant ve kazanç kaynağını da yine kaçak yapılaşma sektörüne armağan ediyor.
Göçü özendirici neden_________
Bu nedenle eğer göç durdurmak isteni yorsa, öncelikle yine bu göçün artık en güç lü “özendirici” nedenleri arasında yer alan
“kaçak yapılaşmaya tanınan hoşgörüden"
vazgeçmek temel koşul olsa gerek. Bir yandan ruhsatsız binalara “bağış kar
şılığında” göz yummak, öbür yandan da “bu yağmaya koşup gelenlere” vize uygu
lamaktan söz etmek, benzer aymazlık içe risindeki kimi medya organlarında “man
şete çıkmaktan” başka hiçbir işe zaten ya
ramıyor...
Evet. Ölümünün 408. yılında sadece ün lü bir mimarımızı değil, aynı anda “mimar-
başımızı” ve onun yönetimindeki “uygar imardüzenini” de anıyoruz. Mimarlar Öda-
sı'm yapı denetimi sürecinden ısrarla uzak tutarak kaçak kentleşmeyi “siyasal ve eko
nomik beklentilerinin güvencesi” olarak gö
renler ise, Sinan’ın camilerinde namaz kı larak ona bağlılıklarını göstermeye çalışı yorlar.
Sinan, Süleymaniye’deki alçakgönüllü ve zarif türbesinde olanı biteni izlerken, bütün bunlara kanacak mı dersiniz?
Sinan'ın imzasını taşıyan mimarlık yapıtları, dünya dur dukça insanoğlunun yaratıcı gücünü simgeleyen uygar lık değerleri olarak kalacak...