• Sonuç bulunamadı

Osman Cemal'in mizahi şiirleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Osman Cemal'in mizahi şiirleri"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Masal olan hayatlar _= =

Osman

Cemalin

Mizahî

Şiirleri

Y a z a n :

M. S. Çapanoğlu

EÇEN yazımda da dediğim gibi, Osman Cem ıJ mizahımızın nazım kısmında da çığır açtı, o, mizahın da ön plânda gelen bir şairiydi. Nüktedan, is- piritüel, şakrak ruhlu bir şairdi: Devrinin biricik mi­ zah şairi. t

Koyunların boynunda toz penbemsi buhurdan, Bir köylü kız oturmuş kaval çalar mahurdan. Sarı kulaktı merkeb yeni çıkmış ah urdan! Üstünde bir ihtiyar var kî mavi sakallı!

\

Osman Cemal, mizahi manzumeler yazmaya baş­ layıncaya kadar, mizahi şiirlerimiz, mahdııd bir sınır içinde bocalayıp duruyordu. Monoton şeylerdi. O, miza­ hımıza nasıl yepyeni bir çeşni getirdiyse, mizahi man­ zumelerimize de yepyeni bir hava getirdi, monotonluk­ tan kurtardı; tenevvüler yaptı.

Onun mizahi şiirlerimize koyduğu ses. getirdiği yenilik muhakkak ki orijinaldir. Ve bunu canü gönül­ den duymuştur. Bu duyuşta görüş, kavrayış ve lehçe taklidi esaslı unsurlardandır:

Kıı k ış yeldi uğursu/:,

Vün yeçmedi yağmursuz, Aman yelin bir bakın, Balat yine çamıırsuz!

Feryadı dil:

Tam yeddi yıl aşmıştı hecranın üzerinden, Tam yeddi yıl geçmedim, yârin rehgfteel-inden, Nağmeler gıelfli ginem senin zülfü serinden, Mest eyledi bu gohbıı ez seri nev bendeni. Bu gohhunu» pişinden gel şad gıl efendini!

Sen bir yâr-ı dil aşub, men bir aşih-ı mariz. Men bir beste« hicran, sen bir yâr-ı hnnderiz. Kâh şeççersiz gahve, çay. kâbi kalyan içeriz. Sen orada neş’edar, men burada dilşikest, Ete Seferi sorarsan çavcılıhlan meşgulest.

■ • .

” ' 1 ' *■ Nakarat

Oh yaşasın hamursuz!

Buyun mart tanı on yedi Renin d ak., bonbon yedi.

Hamursuzun çoğunu.

Asil Salamon yedi!

Nakarat

Hem işaitah son yidi

■âğaçlar filizlendi, Sokaklar temizlendi, Bezin kedi büyüce,

Nakarat Amma da semizlendi (1)

a * #

I

Hey nıaşşallah büyüdü domafciz fideler! Domatizçe, turkçesi, Arnavud pideleri Vaznüş idi bir kerefc Debre cerideleri: Domatizin faydası vardır romatizmaya. Doktorların hakki yok Arnavtıda kızmaya!

* HiİlâsatüJçelâni. bahçemizin şanı var, Bende babadan kalma bahçıvan nişanı var, Semizol var, marul var, bostan patlıcani var. Hem de haşa nün huzur, daha büyük bsfşimdan, Alınlştım tohumunu Kosvab Hâşâmdan!

Bir taraftan encinar, bir yandan, taze hakla, Bizim yanaşma Çazim, hakmiş sana ne hakla, Na, şu cemremdeki, ciimüş saplı biçakla, Söyle vallayi, onun soyarım derisini. Doldururum samanla, sonra içerisini! ('!)

Hesiın sergisi şarkısı:

Teni bir tablo yapıınş. o meşhur ressam Çallı, Borseniz yaşarsınız yeşilli, morlu, allı

Hele bir ağacı var, beş bin yedi yüz dallı, Aman ne güzel bir şey, aman ne de cimdaHı!

a»«;#

" -*• • •*-

Ağaçlar turuncumsu, dereler cam göbeği, Başı siyah, kuyruğu mor, bir çoban köpeği, Çoban giyiniş sırtına kül kurusu, kebeyi. Derede bir köylü kız, lâhurdan şallı!

Talıir Nadi her gecce ele Seferde misafir. Sadıft Zade Necrnedilin, selâmlar eyler vafir Meni yahdın odlar« en nihayet sen kâfir! İşbu şiikkâmm ç&bbuh cevabını eyle tisyar, Yohsam daş vaâdırıram senin başına hesyar. (S)

* * *

>

Osman Cemal, mizaht yazılannı ve manzume­ lerini yazmıya başladığı zaman, münevver sınıf, onu klasse bir sanatkâr saymamıştı. Hele lehçe taklidi ile yazdığı parçaları beğenmiyenler, ons birtakım âmiya- neliklerîe halkı tutan bir tulûatçıya benzetenler oldu. “Orta oyunu tekerlemelerini, tulûat nüktelerini gazete sütunlarına nakletti” diyerek, mizahda yaptığı yeniliği küçümsediler. Fakat, memleketimizde folklora verilen kıymet yavaş yavaş artmıya başlayınca, Osman Cem 1 Üzerine de dikkat çevriidi, yazıları alâka çekti, zevkle okunmağa başladı, sanatkâr itibar ve saygı kazandı.

Muhakkak M bu saygı ve itibarı kazanmağa Os­ man Cemalin yerden göğe kadar hakkı vardır.

Edmond Rostand (Aiglon) nun başında şöyle der: “Ne bir davâ müdafaa ediyorum, ne de bir davâya hü­ cum. Bu, zavallı bir çocuğun hikâyesinden başka bir şey değildir." < »

Ben de bu yazıları ne edebi ve mizahi bir tetkik iddiası güderek, ne de Osman Cemali pek çabuk unu. tanlara tariz etmek maksadile yazmadım. Sadece bir gerçeği ortaya koymak, Osman Cemalin mizahçılık hü­ viyeti içinde belirtilmiyen bir tarafını, mizahî şiir cep­ hesini tebarüz ettirmek istedim. Eğer bunu yapabildim- se ne mutlu bana!.. ** “■ v i

-MÜNİR SÜLEYMAN ÇAPANOĞLU

- . v ' - y -r - • s r

-(1.) Bu manzumenin başında şöyle bir komanter ra r: “Musevi şairlerinden lsak Ferera Efendi tarafın­ dan gazetemize hediye edilmiştir.’’ lsak Ferera, Avu. kattı. Eski ve yeni tarzda manzumeleri ve şiirleri mııh telif mecmualarda çıkmıştır. (Ebri bahar) ve (Aşina

sesler) adlı şiir kitapları vardır.

■ vı ' - •• (2) Şiirin başında şunları okuyoruz: “Ziraat müte­ hassısı Cevad Rüşdıi Beyin talebelerinden Elbesanlr Ta hir Ağa tarafından kaleme alınan şu manzumeyi Ce­ vad Rüştü Bey bizzat gazetemize hediye buyurmuşlar­ dır.” Bu manzumede Osman Cemalin müslear adların­ dan biri olan (Hemrab) ismiyle çıkmıştır.

..em.? .nsn ı v *

-İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Toplumun bir kesimi inşaata dayalı bu ekonomik büyümeyi sağın özgün kodlarından olan kalkınma fetişizimiyle sembiyotik bir ilişki içerisinde coşkuyla

Türkiye Türkçesindeki deyimlerde genellikle benzetme, istiare, abartma, alay, argo, tezat, kinaye, alışılmamış bağdaştırma gibi dil oyunları ve ses, ek, kelime

Bütün engelleme çabalarına rağmen, Arius’un teslis inancı ile alakalı başlattığı bu tartışmalar, Hristiyanlık üzerinde çok bariz bir iz

Merhum sayın Işcan Cumhuriyet Devrinde görev almış, en başarılı Vali ve Belediye Reislerinden biridir.. Bilhassa imar ve ihya yönünden yaptığı, yaptıklarile

BrainBAND, beyin sarsıntısı belirtilerinin tespit edilmesinin hayli zor olduğu günümüz spor dünyasında özellikle sporcuların birbirleriyle temas ettiği sporlarda

Çünkü Si­ nan, doğduğu, büyüdüğü şehirden çıktıktan sonra, ülkeler dolaşarak, pek çok ve çeşitli devrelerin mi­ marî eserlerini görme, inceleme

Örgütsel Stres ölçeğinin tamamına verilen yanıtlar neticesinde örgütsel stres düzeyleri yönetim görevi olan ve olmayan akademisyenlerin aralarında 0.05

Halen mevcut sur üzerindeki kapı­ ların isimlendirilmesinde çekilen zor­ luk, bugün pek azı kalmış olan ve bulunanların da bir kısmı inşa edil­ miş