ÖMITH
14
C U M H U R İY E T
KÜLTÜR
k u ltu r@ c u m h u riy e t.c o m .tr~TT-SAHNEDEN
AYŞEGÜL Y Ü K SEL
Nâzım’m ‘M anzaralar’ı
Ankara Sanat Tiyatrosu 41. yılını sürüyor. Nâzım’m 100., A ST’ın 40. yaşı için tasarlanan ‘Memleketimden
insan Manzaraları’ topluluğun yer
leşik sahnesinde Ankaralı seyirciyle buluşturdu. Cahit Berkay’ın ilk tiyat ro müziği çalışmasını içeren bu des- tan-oyunu Rutkay Aziz kurgulamış ve sahnelemiş. Yönetmen yardımcı sı Füsun Oruç Akay, dekor ve afiş Ba
rış Dinçel’in, giysiler Zühal Soy’un.
On oyuncunun yaklaşık otuz oyun ki şisini canlandırdığı yapıma, kıdemli sanatçılar yanında AST’ın gençleri de omuz vermiş.
Yapımın sürprizi, Rutkay Aziz’in AST sahnesine uzun yıllar sonra yeniden
‘oyuncu’ olarak çıkması. Sanatçının top
luluğa verdiği emek neredeyse 35 yıl- ı bulacak. Rutkay Aziz’i AST sahnesin de ilk kez 1970-71 döneminde sahne lenen ‘SaitHopsait’te izlemiştim. ‘Buka-
rizmatik genç yeni mi katılmış toplulu ğa?’ Arkasından ‘Evler Evler’deki ya
man komedi oyunculuğu; hemen ardın dan ‘403. Kilometre’deki oylumlu baş rol... ‘403. Kilometre’ aynı zamanda Aziz’in AST’taki ilk rejisi. Bu aşama dan sonra AST’m genel sanat yönet menliğini yıllarca sırtlanacak. Rejisör ve oyuncu olarak nice yapımlara imza ata cak.
Rutkay Aziz’in sahnelediği -çoğu çok başanlı olan- bir dolu oyun izle dik bugüne dek. Benim gözümün önün den gitmeyenler, ‘Ana’ (1974), ‘1871
Komün Günleri’ (1976), ‘Zengin Mut fağı’ (1977), ‘Sakıncalı Piyade’ (1978), ‘YazMisafırleri’ (1982), ‘Gaüle’ (1983), ‘Bir Ceza Avukatının Anılan’ (1985)...
Aziz’den AST sahnesinde oyuncu ola rak son izlediğim, 1987’de trlandah yazar Sean O’Casey’in ‘Silahşorün
Gölgesi’ oyununun ünlü karşı-kahra-
manı Donal Devoran yorumuydu. O günden bu güne sinemada önemli başrollerde ve diziler de izledik Aziz’i. Ancak, AST’ta oyun sahne lemeyi zaman zaman sürdürdü. ‘Memleketim
den insan Manzaraları’ çalışmasıyla oyuncu
olarak AST’a hoş ve ‘nostaljik’ bir dönüş ya pıyor.
Hızlı bir giriş
Nâzım’m 1939 yılında ‘İstanbul’da Pira- ye’ye adadığı ‘Manzaralar’ 1941 baharında, Haydarpaşa G an’nın merdivenlerinde düşün meye duran pulanyacı -şimdi işsiz- Galip Us- ta’yla başlıyor. Banş Dinçel’in çok amaçlı ola rak kullanılabilen, akışkan görünümlü, çeşit li düzlemlere kıvrılan bir tren rayından oluşan
lanırken, ölenin ‘işsiz’ olma olasılığı nı vurguluyor yönetmen, işsiz Galip Usta ile başlayan ilk perde böylece so na ererken yönetmen Rutkay Aziz 1941 baharındaki savaş dönemi Tür- kiyesi ile 2004 kışındaki ‘kriz’ kur banı Türkiye’yi buluşturuyor.
Dramatik
yoğunlukta artış
Destanın ikinci bölümünde tren yol culuğu bitmiştir. Mahkûm Halil’in, yerleştirildiği bozkır hapishanesinde ve hastanesinde gördüğü insan man zaraları üstünde daha yoğun biçimde odaklandığı görülür.
Yönetmen Rutkay Aziz’in elinde, sahnede yer alan manzaralara, şip şak çekilmiş fotoğraflar değil, doğal hızda çekilmiş video görüntüleri ni teliği kazandırılmıştır. Tartım düşü rülmeden, sahnelerin dramatik yo ğunluğu ve duygusal vurgusu artırıl mıştır. Araya ‘Bugün Pazar/Bugün
beni ilk defa güneşe çıkardılar’ şiiri
girer. Hapishaneden hastaneye geçi lir. Dramatik yoğunluk artar. Art ar da yaşanan ilk müthiş acı ve bir müt hiş sevinç... Ardından da Nâzım’ın
‘Güzel günler göreceğiz çocuklar...’
dizeleri. Hızlı bir ses ve görüntü tra fiğiyle başlayan oyun, düşüncenin ve duygunun koyultulduğu bir çizgide bi ter böylece. Saat gibi işleyen eneıjik bir reji, baştan sona çok düzgün bir oyunculuk, Cahit Berkay’ın yapımı baştan sona sarıp sarmalayan müzi ği, ilginç bir dekor, başarılı giysiler. AST’m ağır topu, Ankara'nın özel ti yatrolarının ‘her derde deva’ oyun cusu Erol Demiröz’den, sahne yaşa mına AST ile başlayıp Devlet Tiyat roları’nda sürdüren Mehmet Akay’a (Kartal Kazım), Hakan Salınmış, Cengiz Sez
gin, Ekin Öner, Aylin Saraç, Ebru Saçar, Me lih Yetkin, Nesimi Kaygusuz’dan, sesiyle/gö-
rüntüsüyle, onu özleyen Ankara seyircisine bir kez daha ‘merhaba’ diyen Rutkay Aziz’e dek, tüm sanatçılar Nâzım’ın metnini sahne ye taşımakta kusursuz bir disiplin ve enerji sergiliyorlar.
Yapımı değerli yapan, oyunun dayandırıldı ğı şiir başyapıtının sunduğu 1941 Türkiye’sin den insan manzaralarını, sahne anlatımı yo luyla görsel-işitsel düzeyde de ‘sahici’ kılma sı. Dahası, benzersiz bir Türkçeyle oluşturul muş o güzelim metnin içerdiği ‘sahici’liği hem ‘eski’de tutup hem bugüne taşıması. Bitme miş bir eski serüvenin yeni tekniklerle ona rılmış fotoğrafı gibi...
R
utkay Aziz, AST için kurgulayıp sahnelediği ve rol aldığı ‘Memleketimden
insan Manzaraları’ ile 35 yıla yakın bir süredir emek verdiği topluluğa hoş ve
nostaljik bir dönüş yapıyor.
dekor tasarımı AST sahnesine biraz büyük gelmiş. Ancak, oyunun hafta içinde ülkenin çe şitli kentlerinde sahnelendiği düşünülünce, her salona uyacak ortalama bir boyut tasarlan dığı anlaşılıyor.
Galip Usta merdivenlerde düşünedursun, çevresindeki merdivenlerden tren yolcuları inip çıkıyor. Baş döndürücü bir kalabalık. Ay nı zamanda Galip Usta’nın düşüncelerini yan kılayan ve koro işlevi gören oyuncular. Bu yo ğun görüntü ve ses trafiği içinde Nâzım’ın 1941 baharında gözlemlediği memleket in sanları, ‘şipşak çekilmiş fotoğraflar’ düzeyin de bir görünüp bir yitiyorlar.
Nâzım’m metni ezberinizde değilse pek ço ğunun derdini tam algılayamadan, genel bir iz lenimle yetiniyorsunuz. Yönetmen Rutkay
Aziz, her birinin dramını ağdalandırmaktan- sa ‘manzara’yı bir tren garının koşullarına denk düşen hızlı bir devinim içinde -iç içe bir anlatımla- vermeyi yeğlemiş. Tıpkı gerçek ya şamda olduğu gibi.
Merdivenlerden bekleme odasına, oradan da trene geçiliyor aynı tartım içinde. Oyuncu ların giysileri ve kişilikleri değişiyor, insanlar, dertler ve öyküler çoğalıyor yol boyunca. Mah kûm Halil (Nâzım/Rutkay Aziz) bir görünüp bir yitiyor, ama hep orada olduğunu biliyor sunuz. Yarımca, İzmit yoluyla ilerlerken tren, konuşan yolcuların dilinden, Anadolu’nun tüm yörelerinden bir dolu başka insanın öyküsü dolduruyor katarları. Ankara’ya varmadan bi ri kendini atıyor trenden. Neden ölmek iste miş? Türlü çeşitli nedenlerin geçerliliği sıfır
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi