Bir insan haklan savaşçısı: N âzım H ikm et
KONUR ERTOP_____________________________Vâlâ Nurettin, genç Nâzım Hikmet’in Mustafa Ke mal’le karşılaşmasını anlatıyor. O görüşmede, savaş sı rasında Anadolu’ya geçen iki gence. Kurtuluş hareketi nin öncüsü, izlenmesi gereken sanat yolunu işaret edi yor:
" - Bazı gençler modern olsun diye mevzusuz şiir yaz
mak yoluna sapıyorlar. Size tavsiye ederim, gayeli şiirler yazınız."
Nâzım Hikmet sonuna kadar bu yolu izlemiştir. Ko nusu, amacı insanı anlatmak, insanın haklarını savun mak olmuştur.
İnsan Hakları Bildirgesi tüm insanlan “özgür, onur ve haklar bakımından eşit” saymıyor mu? Nâzım da kendi yurttaşlarının ve bütün dünya insanlarının özgürlük, eşitlik sorunlarıyla ilgilenmiştir. İlk yapıtlarından “Jo- kond ile Siyau” Çin’de, “Benerci Kendini Niçin Öldür dü?” Hindistan’da, “Taranta Babu'ya Mektuplar” Ha beşistan’da yaşayanların haklarını savunur, emperya lizmin baskısına direnişlerini konu edinir.
1920’lerin Ankarası’nda ozana “gayeli şiirler yazınız” diyen Mustafa Kemal Paşa, ezilen halklarla ilgili olarak şunlan söylemiş ve dünya insanlannı göreve çağırmıştı: “Müstemlekecilik ve emperyalizm yeryüzünden yok ola cak ve yerine milletler arasında hiçbir renk, din ve ırk farkı gözetmeyen bir ahenk ve işbirliği çağı hakim ola caktır... Dünyanın filan yerinde bir rahatsızlık varsa, ‘Bana ne!’ dememeliyiz. Böyle bir rahatsızlık varsa tıpkı kendi aramızda olmuş gibi onunla alakadar olmalıyız.”
Nâzım Hikmet’in yapıtında yüzyılımızın tarihini kale me alan Somadeva, “Bu tarihin sonu inanılmayacak ka dar güzel olacak” diye konuşur. Ozanımız da acılan, sa- vaşlan, haksızlıklan, kıyınılan sergilerken bize bütün bunlara direnme umudunu ve bilincini aşılar.
“Memleketimden İnsan Manzaraları”nda Kurtuluş Savaşı, daha sonra da 2. Dünya Savaşı cephelerinde, iş gal edilmiş kentlerde savaşanlar ve savaşın acısını çe kenlerle birlikte adım adım dolaşınz. Antepli Karayılan gibi halk savaşçılarıyla, Gabriel Peri gibi aydın direniş çilerle ya da Münihli Hans gibi bilinçsiz kuklalarla karşılaşırız.
İki dünya savaşından sonra dünyanın bütün ülkele rinde insanoğluna uygulanan zorbalıklar, baskılar, zu lümler onun şiirine konu olur. ABD’dc bir soygun ve cinayet olayından yargılanarak haksız hüküm giyen İtalyan Sakko ve Vanzetti bu şiirde yerlerini alan dünya insanlanndandır. İnsan Hakları Bildirgesi, “Irk, renk, cins, dil, din, siyasal ya da diğer herhangi bir inanç, ulusal ya da toplumsal köken, doğuş ya da herhangi bir durum dan dolayı” ayrıma karşı çıkmaz mı? Bu hakların ve öz gürlüklerin zedelendiği bütün durumlar onun şiirine yansımıştır. ABD’li zenci şarkıcı Paul Robson için yazdığı “Korku” şiirinde ırk ayrımcılarının karşısına di kilir:
"Ümitten korkuyorlar Robson, ümitten
• korkuyorlar, ümitten.
Korkuyorlar kartal kanatlı kanaryam türkülerimizden korkuyorlar."
Bildirgeye göre, “Yaşam, özgürlük ve şahsın güvenliği her insanın hakkıdır.” Oysa Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan bombalar 200 bin sivilin ölümüne, radyasyon za rarının yıllar bovu sürmesine yol açtı. “Japon Balıkçısı, Bulutlar Adam Öldürmesin, Kız Çocuğu...” gibi şiirleri bu insanlık suçuyla ilgilidir.
Bildirge şöyle der: “Hiç kimsenin özel yaşamına, aile sine, konutuna ya da yazışmalarına keyfi olarak karışıla- maz, onur ve ününe I '•şı tecavüzde bulunulamaz.” Nazım şiirleriyle bütün , ı baskıları, saldırıları sürekli olarak kınamıştır.
Taşkent’teki Asya-Afrik t Yazarları toplantısında
edebiyatın “hürriyetçi, halkçı, insancı, araştırıcı, devrim ci, eğitici”, bunların sonucu olarak da “barışçı” olması gerektiğini vurgulayan ozan, meslektaşlarını esirlikten, savaştan, sömürgecilikten, gerilikten nefrete; özgürlük, ulusal bağımsızlık, ilericilik, halkçılık, mutlu ve adaletli yaşamı sevmeye çağırmıştı. O toplantının esiniyle yazdığı dizelerde şiirin ereğini şöyle dile getirmiştir:
"Sıska öküzün yanına koşulup şiirlerimiz
toprağı sürebilmeli Pirinç tarlalarında bataklığa girebilmeli
dizlerine kadar Bütün sorulan sorabilmeli
Bütün ışıkları derebilmek Yol başlarında durabilmeli
kilometre taşlan gibi şiirlerimiz Yaklaşyan düşmanı herkesten önce görebilmeli Cengelde tamtamlara vurabilmeli
Ve yeryüzünde tek esir yurt, tek esir insan Gökyüzünde atomlu tek bulut kalmayıncaya
kadar Malı mülkü, aklı fikri, canı neyi varsa
verebilmeli
büyük hürriyet şiirlerimiz."
Dünyanın ve insanlığın sorunlan içinde ozanımız el bette kendi halkının sorunlarını da dünü ve bugünüyle konu edinmiştir. Toplumlunuzu temelleriyle birlikte kavramaya girişmiştir. İnsanımızı tarihsel ve toplumsal birikimin bir özeti olarak açıklar:
"Memleketim
Bedrettin, Sinan, Yunus Emre ve 30 Ağustos, Kurşun kubbeler, fabrika bacaları
Benim o kendinden bile gizleyerek Sarkık bıyıkları altından gülen halkımın
eseridir."
Nâzım Hikmet, ülkesinin insanlarını tarih boyunca bağımsızlık ve insanca yaşama yolunda verdikleri sa vaşlar içinde konu edinir. İnsanlarının bölünmez bir parçası olarak kadının çileli yaşamını ve haklarını konu edinir. Kendisinin de acı biçimde yaşadığı insanlık dışı, onur kırıcı cezalara, işkenceye karşı çıkar. Bütün in sanlığın ve ülkesinin gelecekteki güzel günlerine inancını dile getirir:
"Benim oğlan
benim yaşıma bastığı zaman, ben bu dünyada olmayacağım,
ama harikulade bir beşik olacak dünya, siyah,
beyaz sarı bütün çocukları
sallayan mavi atlas döşeli bir beşik. ”
Burada anılan bebek, artık 40’ını aştı. Ozanı 31. ölüm yıldönümünde anarken insanlığın şiirde sözü edilen “ha rikulade” geleceğinin, daha fazla gecikmeden gerçekleş mesini diliyorum.
MŞiseı «rşıvıerue ibtarıuuı Deneyi T ah a Toros Arşivi