Basın yılı m ü nasebetiyle ilk
fikir gazetemiz ve sahibi
Y A Z A N
İ S K İ Tilk {¡kir ga zetem iz «Tercümanı A h val» in 9 ekim 1860 da yayınlanan ilk sayılının b aslığı...
0
SMANLI İmparatorluğunun gerileyip çökmeğe doğru yol alışı on yedinci asır sonları na doğru başlar. Bu çöküşün sebep leri bellidir. Halk, tarihindeki muaz zam şereflerin gururu içinde batının her İleri hareketini küçük görmekte ve devletle beraber onlara karşı kapı larını kapamaktadır. Taassup kal kınmalara karşı koymakta ve milleti doğunun tevekkül felsefesiyle uyuş turmaktadır.Çorak muhitten mahsul alınamıya- cağı için bu zihniyetin kuvvetleriyle çarpışmak mecburiyetinde kalan bü tün ıslahat hareketleri muvaffak olamamış, batının ilim ve tekniğin den istifade mecburiyeti, ancak inat çı olmıyan kafalara sokulabilmiştir. 1839 da devlet; Tanzimatı Hayriye ile idari, içtimai ve diğer sahalarda batı sistemini resmen kabul ettiği vakit zemin bu idi. Şu kadar ki, bü tün mânialara rağmen fikir yürü yordu.
Matbaa ve gazete, batının uyanıp kemale ermesinde baş rolü oynamış tı. Tanzimatm ilânı sırasında da, bütün uğraşmalardan devletin elin de kalan bir matbaa ile bir gazete vardı. Fakat, batıdakinden iki yüz seksen sene sonra, müşkülâtla ve fet valar alınarak 1726 da ku
rulabilen bu matbaa mü him bir kitap yekûnu ka zandıramamıştı. Yine ba- tıdakinden iki asır sonra 1831 de çıkarılabilen «Tak vimi Vekayi» ise devletin resmi organı idi. 1840 da bir Ingilizin neşrine baş ladığı «Ceridei Havadis» de yine devletin yan res mî gazetesi vasfını taşı yordu. Bu haftalık gazete ler millete bir şey öğret miyorlardı. Halbuki öğre tilecek şey çoktu.
Zaman geçiyordu. Niha yet, batının gelişmesinde gazetenin rolünü bilen iki
aydın Türk vatandaşı çıktı ve el ele vererek «Tercümanı Ahval» gaze- zetesinl kurdular. Müstakil fikirli bu gazetenin imtiyaz sahibi Agâh Efen di ve yardımcısı da büyük üstat Şi- nasi idi.
Gazete, 9 ekim 1277 (1860) tarihli ilk nüshasında Şinasi imzalı bentle programını izah ediyor ve kısaca; madem ki halk kanunla vazifeler yüklenmiştir, buna mukabil memle ket menfaatleri hakkında söz ve ya zı İle fikrini beyan etmesi de kendisi için bir haktır, diyerek, «Maarif kuv vetiyle zihni açılmış olan medeni milletlerin politika gazeteleri» ni m i sal gösteriyordu.
İşte böylece, kendisini açık ifade ile tanıtan müstakil (Indépendant) karakterli fikir (opinion) gazetemiz doğuyordu.
Agâh Efendinin kendi eliyle yazıl mış hal tercümesi vardı. Bu notlara nazaran 1832 de İstanbulda doğmuş tur. YozgatlI Çapanoğullarından Hu lûs! Efendinin oğludur. On bir ya şında iken Tıbbiye Mektebinin ha zırlık kısmına girerek yedi sene son ra ayrılmıştır. Orada tedrisat Fran sızca yapıldığından bu dili öğren miştir. Babıâll Tercüme Odasına alı narak 1853 te murahhas elçi Rifat Veliyüddin Paşa ile maiyet kâtibi olarak Parise gitmiş, hattâ sefaret heyetiyle Üçüncü Napolyona da tak dim edilmiş ve aynı sene dönmüştür. Sonra sırasiyle karantina müdür mu avinliği, ordu başmütercimliğinde bulunmuş. Hersek Muvakkat Meclisi Reisliği yapmış, 1860 da gazetesini çıkarmıştır.
Şinasi «Tercümanı Ahval» de altı ay kadar bulunmuş ve yirmi dördün cü nüshada ayrılarak 1862 hazira nında «Tasviri Efkâr» ı çıkarmağa başlamıştır. Haftalık olan «Tercü manı Ahval» de yirmi beşinci nüs hadan itibaren gün aşın çıkmağa başlıyarak 1866 senesine kadar de vam etmiştir.
Gazetecilik tarihimizde ilk tartış malar «Tercümanı Ahval» de başla
ŞİNASİ — Retim, Agâh Efendi'nin kurduğu ilk g a ze te d e kendiliyle il birliği yapan Şinati Beye aittir.
mış, hükümetçe ilk kapatılış bu ga zetenin başına gelmiş, hattâ gazete satışına ilk mâni olma hareketi dahi yine onun başına gelerek elleri so palı softalarla bir hayli uğraşmak zorunda kalmıştır.
Gazetesi devamda iken üstat 1861
de Posta Nâzırı olmuş ve İlk posta pullarımızı da çıkartmıştır. 1864 te Vapurlar ve Ereğli Kömür Maden leri Nazırlığı kendisine verilmiş, 1865 te Divanı Muhasebat âzalığına getirilmiştir.
1867 mayısında. Namık Kemal ve Ziya (Paşa) Beyler, Ali Paşa hükü meti aleyhinde çalışmak üzere Pari se kaçtıkları vakit Agâh Efendi de Ali Suavi ile onları takibetmiştlr. Bu dört zat, bir müddet evvel Istan- bulda gizlice teşkil edilen «Yeni Os manlIlar Cemiyeti» nin asli erkânın dan olup o zamanlar «Hürriyetin dört rüknü» diye anılırlardı.
Fransa, Belçika ve İngilterede «Hürriyet» gazetesini çıkartıp Âli Paşa aleyhine bir hayli uğraştıktan sonra bir kısmı evvelce. Agâh Efendi de Paşa ölünce 1871 de memlekete dönmüş, evvelâ İzm it mutasarrıfı olmuş. Sultan Beşinci Murat tahta çıkınca Şûrayı Devlet âzası yapılmış. Sultan İkinci Abdülhamlt Padişah olunca da 1877 de Ankaraya sürül müştür.
Yedi seneye yakın Ankarada kalan üstat, orada boş durmamak için bir çiftlik kiralıyarak ziraatle meşgul
olmuştur. 1884 te Sultan Hamlt ça ğırarak kendisiyle konuşmuş; evvelâ Rodos, sonra Midilli mutasarrıflığı na ve 1885 te de Atina Elçiliğine tâ yin edilerek aynı sene içinde vefat etmiştir. Kemikleri sonra getirilerek Sultan Mahmut Türbesi kabristanı na gömülmüştür. İlk sefir gazeteci miz de odur.
Üstattan bahseden mehazlar onun hakkında; çalışkan, sağlam muhake men, sakin görünüşlü, fakat asabi bir zat olduğunu yazmakta ve bü yüklere dahi boyun eğmiyen bir ka rakteri bulunduğunu ilâve etmekte dirler. Avrupada bulunduğu sıralarda iktisat ilmi üzerinde tetkikler yap mış, Gedikpaşa Tiyatrosunun meş hur edebi heyeti arasında da vazife görmüştür.
Gazetesi 9 ekim 1860 ta çıkmıştı. Yüzüncü yıldönümü, tarih çevirme farkiyle 21 ekim 1960 a raslar.
Agâh ve Şinasi Efendilerin açtık ları fikir gazeteciliği çığın «Tasviri Efkâr» da yine Şinasi ve sonra Na mık Kemalin himmetiyle istikame tini bularak yılmadan devam etmiş, memleket kültürünün gelişmesinde ve hürriyet şuuriyle demokratik fi kirlerin teşekkülünde başlıca âmil olmuştur.
İşte, fikir gazeteciliğimizin yüzün cü yıldönümü bundan dolayı kut lanmaktadır.
O rfa schifelerim izde Agâh Efendinin bir tablosunu sunuyoruz.
Fotoğraflar Sorver İskit'in arşivinden alınmıştır.
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi