• Sonuç bulunamadı

Solunum Sistemi Konusunun İlköğretimde Dramatizasyon Tekniği İle Öğretiminin Öğrenci Başarısına Etkisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Solunum Sistemi Konusunun İlköğretimde Dramatizasyon Tekniği İle Öğretiminin Öğrenci Başarısına Etkisi"

Copied!
96
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

İLKÖĞRETİM ANABİLİM DALI

FEN BİLGİSİ ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI

SOLUNUM SİSTEMİ KONUSUNUN İLKÖĞRETİMDE

DRAMATİZASYON TEKNİĞİ İLE ÖĞRETİMİNİN ÖĞRENCİ

BAŞARISINA ETKİSİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan

Gamze DİKMENLİ VARDAR Ankara-2015

(2)
(3)
(4)

SOLUNUM SİSTEMİ KONUSUNUN İLKÖĞRETİMDE

DRAMATİZASYON TEKNİĞİ İLE ÖĞRETİMİNİN ÖĞRENCİ

BAŞARISINA ETKİSİ

GAMZE DİKMENLİ VARDAR

YÜKSEK LİSANS TEZİ İLKÖĞRETİM ANA BİLİM DALI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

(5)

i

TELİF HAKKI ve TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU

Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren ...(….) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN

Adı : GAMZE

Soyadı : DİKMENLİ VARDAR

Bölümü : FEN BİLGİSİ ÖĞRETMENLİĞİ İmza :

Teslim tarihi :

TEZİN

Türkçe Adı :

SOLUNUM SİSTEMİ KONUSUNUN İLKÖĞRETİMDE

DRAMATİZASYON TEKNİĞİ İLE ÖĞRETİMİNİN

ÖĞRENCİ BAŞARISINA ETKİSİ

İngilizce Adı :

THE EFFECT OF TEACHING THE RESPIRATORY

SYSTEM BY DRAMATIZATION TECHNIQUE TO THE

STUDENTS’ ACHIEVEMENTS IN PRIMARY SCHOOL

(6)

ii

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim.

Yazar Adı Soyadı: Gamze DİKMENLİ VARDAR İmza :

(7)

iii

Jüri onay sayfası

Gamze DİKMENLİ VARDAR tarafından hazırlanan “Solunum Sistemi Konusunun İlköğretimde Dramatizasyon Tekniği İle Öğretiminin Öğrenci Başarısına Etkisi” adlı tez çalışması aşağıdaki jüri tarafından oy birliği / oy çokluğu ile Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü İlköğretim Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

Danışman: Prof. Dr. Mahmut SELVİ

(Anabilim Dalı, Üniversite Adı) ………

Başkan: (Unvanı Adı Soyadı)

(Anabilim Dalı, Üniversite Adı) ………

Üye: (Unvanı Adı Soyadı)

(Anabilim Dalı, Üniversite Adı) ………

Üye: (Unvanı Adı Soyadı)

(Anabilim Dalı, Üniversite Adı) ………

Üye: (Unvanı Adı Soyadı)

(Anabilim Dalı, Üniversite Adı) ………

Tez Savunma Tarihi: …../…../……….

Bu tezin İlköğretim Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans tezi olması için şartları yerine getirdiğini onaylıyorum.

Unvan Ad Soyad

Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürü

(8)

iv

TEŞEKKÜR

Çalışmam boyunca her türlü desteği esirgemeyen danışmanım Sayın Prof. Dr. Mahmut SELVİ’ye ve araştırmalarımda tecrübelerinden yararlandığım Sayın Öğr. Gör. Dr. Nesibe KÖKLÜKAYA’ya teşekkürlerimi borç bilirim.

Tez çalışmam boyunca bana olan inancını kaybetmeyen ve desteğini eksik etmeyen anneme, babama ve eşime sonsuz teşekkür ederim.

(9)

v

SOLUNUM SİSTEMİ KONUSUNUN İLKÖĞRETİMDE

DRAMATİZASYON TEKNİĞİ İLE ÖĞRETİMİNİN ÖĞRENCİ

BAŞARISINA ETKİSİ

(Yüksek Lisans Tezi)

Gamze DİKMENLİ VARDAR

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Mayıs 2015

ÖZ

Bu çalışmanın amacı, ilköğretim altıncı sınıf Fen ve Teknoloji dersi “Vücudumuzda Sistemler” ünitesinde yer alan “Solunum Sistemi” konusunun öğretiminde dramatizasyon tekniğinin kullanılmasının öğrencilerin akademik başarısı üzerindeki etkisini incelemektir. Bu bağlamda bağımsız değişkenlerin (dramatizasyon tekniğinin kullanılması, öğretmen merkezli geleneksel öğretimin kullanılması) bağımlı değişkenler (akademik başarı) üzerine etkisinin sınanması amaçlanmıştır. Bu nedenle araştırma yarı deneysel modeldir. Araştırmanın çalışma grubunu 2012-2013 eğitim-öğretim yılının bahar döneminde İstanbul ilinin Arnavutköy ilçesinde yer alan bir devlet ilköğretim okulunda öğrenim gören 56, 6.sınıf öğrencisi oluşturmaktadır. Deney ve kontrol gruplarının her birinde 28’er öğrenci bulunmaktadır. Deney ve kontrol grubundaki dersler ve uygulamalar araştırmacı tarafından eşit sürelerde gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın uygulaması Vücudumuzda Sistemler ünitesinde yer alan “Solunum Sistemi” konusunda yapılmıştır. Araştırma, haftada 4 saat olmak üzere 4 hafta süreyle uygulanmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak başarı testi kullanılmıştır. Araştırmada ölçme araçlarından elde edilen verilerin çözümlenmesi SPSS paket programı ile yapılmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre dramatizasyon tekniğinin uygulandığı deney grubu ile öğretmen merkezli geleneksel yöntemin uygulandığı kontrol grubu arasında başarı ve cinsiyet bakımından anlamlı bir farklılık olmadığı görülmüştür.

Bilim Kodu :

Anahtar kelimeler: Dramatizasyon Tekniği, Solunum Sistemi Sayfa adedi :

(10)

vi

THE EFFECT OF TEACHING THE RESPIRATORY SYSTEM BY

DRAMATIZATION

TECHNIQUE

TO THE STUDENTS’

ACHIEVEMENTS IN PRIMARY SCHOOL

(M. S THESIS)

Gamze DİKMENLİ VARDAR

GAZİ UNIVERSITY

GRADUATE SCHOOL OF EDUCATIONAL SCIENCES

May 2015

ABSTRACT

The aim of this study is to examine the effects of teaching dramatization technique on the sixth grade students’ academic achievement in Respiratory System. In this context, the independent variables (the use of dramatization technique, the use of traditional teaching, teacher-centered) effect on dependent variables (academic achievement) is aimed. Therefore, the research is quasi-experimental models. This study was achieved with 56 constitute 6th grade students in spring of the 2012-2013 academic year in the district of İstanbul Arnavutköy studying in a primary school. Experimental and control group in each of the 28 students are available. Courses in experimental and control groups and practices were carried out by the researcher in equal time. Research of the application is made on “In Our Body System” units located in the respiratory system. Research for 4 hours a week for 4 weeks was administered. Achievement test was used as a data collection tool. In the study, the analysis of the data obtained from measuring instruments were made with the SPSS package program. At the result of statistical analysis, positive and meaningful result were not found between experimental and control groups.

Science Code :

Key words : Dramatization Technique, Respiratory System Page Number :

(11)

vii

İÇİNDEKİLER

TELİF HAKKI ve TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU………..…..….………….….…….i

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI………...………..……ii

JÜRİ ONAY SAYFASI………...……….……….….iii TEŞEKKÜR…...……….………..………..iv ÖZ……….………...………..……….…...v ABSTRACT…....…………....…………...……….……….……vi İÇİNDEKİLER……….…...……...………..……….……vii TABLOLAR LİSTESİ………..……….……….…….x

SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ…...……….……….…....xi

BÖLÜM 1-GİRİŞ………..……….…..1 Problem Durumu…..….……….………...1 Problem Cümlesi…..……….…………...4 Alt Problemler………..………...4 Araştırma Amacı………..………...4 Araştırmanın Önemi………..………..5 Varsayımlar………..………....8 Sınırlılıklar………...………8 Tanımlar………..……….8 BÖLÜM 2-İLGİLİ ARAŞTIRMALAR………..………..9 Eğitim-Öğretim………...…………...17

Bilim ve Fen Eğitimi……….………..…...18

Drama………..….………..….………..22

(12)

viii

Dramatizasyon……….………..………24

Dramatizasyon yönteminde kullanılan teknikler……….….………...25

Pandomim.….………...25 Doğaçlama………...26 Rolleri değiştirme………....26 Katılımcı Liderlik(Öğretmen)………....26 Paralel Çalışma……….………..27 Müzikle Drama……….………..27 Resim Yapma………..27 Öykü/Olay Canlandırma………...27 Kenardan Yönlendirme……….28 Dramatizasyonun Uygulanışı……….………28 Hazırlık………28 Oyuncuların Seçilmesi………....28 Oyunun Oynanması………...29 Sonuç ve Değerlendirme………....29

Dramatizasyon Yönteminin Yararları……….29

Dramatizasyon Yönteminin Sınırlılıkları……….30

Dramatizasyon Tekniği ile Yaratıcı Drama Yönteminin Karşılştırılması…..31

Dramatizasyon Tekniğinin Fen Eğitimindeki Rolü……….33

BÖLÜM 3-YÖNTEM……….………..35

Araştırmanın Modeli………..………...35

Evren ve Örneklem………...……….36

Uygulama………37

Veri Toplama Teknikleri………...………..……….39

Başarı Testi………..39

Verilerin Analizi………...………39

BÖLÜM 4-BULGULAR VE YORUM………...41

Birinci Alt Probleme İlişkin Bulgular…….……….…………...……...41

İkinci Alt Probleme İlişkin Bulgular………..……...……….42

Üçüncü Alt Probleme İlişkin Bulgular……….………...………...43

Dördüncü Alt Probleme İlişkin Bulgular………..…………44

(13)

ix

BÖLÜM 5-TARTIŞMA, SONUÇ, ÖNERİLER………46

Tartışma ve Sonuç………...……….46

Öneriler………..….………...50

KAYNAKLAR……….52

EKLER………..………...60

EK-1.”Solunum Sistemi” Konusu Kazanımları……..…….…….…………..60

EK-2.”Solunum Sistemi” Konusu Ders Planları……...………..61

EK-3.”Solunum Sistemi” Konusunun Dramatizasyon Tekniğiyle Öğretimini Uygulama Aşamasına Ait Fotoğraflar……….………71

(14)

x

TABLOLAR

LİSTESİ

Tablo 1. Yarı Deneysel Modelin Simgesel Görünümü…………..………..39 Tablo2 Kolmogorov-Smirnov Testi Sonuçları……….42 Tablo 3 Solunum Sistemi Başarı Testi Deney-Kontrol Grubu U Testi Sonucu……...43 Tablo 4 Deney Grubu Öğrencilerinin Uygulama Öncesi Ve Sonrası Başarı Testi Puanlarının Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi Sonuçları………...43 Tablo 5 Kontrol Grubu Öğrencilerinin Uygulama Öncesi Ve Sonrası Başarı Testi Puanlarının Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi Sonuçları………..……….44 Tablo 6 Solunum Sistemi Başarı Testi Deney-Kontrol Grubu U Testi Sonucu……...45 Tablo 7 Deney Grubu Öğrencilerinin Son Test Puanlarının Cinsiyete Göre U Testi Sonuçları………..46 Tablo 8 Kontrol Grubu Öğrencilerinin Son Test Puanlarının Cinsiyete Göre U Testi Sonuçları………..…46

(15)

xi

SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ

G1: Dramatizasyon tekniğinin uygulanacağı deney grubu

G2: Öğretmen merkezli geleneksel öğretimin uygulanacağı kontrol grubu

X1: Dramatizasyon tekniği

X2: Geleneksel uygulama

O1.1 ve O2.1 : Ön test puanları

O1.2 ve O2.2 : Son test puanları

SPSS: Statistical Package for the Social Sciences

U: Mann-Whitney U- testi değeri

n: Veri sayısı

p: Anlamlılık düzeyi

(16)

xii TDK: Türk Dil Kurumu

MEB: Milli Eğitim Bakanlığı

TTKB: Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı

EARGED: Eğitim Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığı

(17)

1

BÖLÜM 1

GİRİŞ

Bu bölümde, problem durumu, problem cümlesi, alt problemler, araştırmanın amacı, araştırmanın önemi, varsayımlar, sınırlılıklar ve tanımlara yer verilmiştir.

1.1. Problem Durumu

Durdurak bilmeden akan zaman, kendisiyle birlikte değişimi de getirir. Yeni teknolojiler, buluşlar hep bu değişimin ve daha iyisini gerçekleştirmenin eseridir. Bu duruma ise gözlerimizi kapatmamız mümkün değildir. Gelişmeleri geriden takip etmemek için bize düşen görev öncelikle değişmelere uyum sağlamaktır. Onun ardından ise çağın gerektirdiği teknolojiyi yakalamak, anlamak ve arkasından da yeni teknolojiler üretmek gerekmektedir.

Dünyada meydana gelen hızlı değişime toplumun ayak uydurabilmesinde en önemli etken eğitimdir. Çünkü eğitim, insanların toplum yaşayışında yerlerini almaları için gerekli bilgi, beceri ve anlayışları elde etmelerine, kişiliklerini geliştirmelerine okul içinde veya dışında doğrudan veya dolaylı yardım eder (TDK, 2004). İnsanlara hayatı tanıtır, onların hayata uyumunu kolaylaştırır.

2000’li yıllara kadar benimsenmiş olan geleneksel eğitim sisteminde öğrenci merkezde yer almıyor, bu nedenle eğitim sürecinde etkin olamıyordu. Bireylere belli kalıplar öğretiliyor, ezberletiliyor ve yeni durumlara bu şekilde uyum göstermesi isteniyordu. Bu da yaratıcılığın, özgürce düşünmenin ve hareket etmenin, araştırmanın, irdeleyip yorum yapmanın önüne geçiyordu.

(18)

2

Yetiştirilen bireye ezber bilgiler aktarmak yerine öğrenmeyi öğretecek, temel kavramları anlama, yorumlama ve uygulayabilme olanağı verecek, problem çözme yetenek ve davranışlarını kazandıracak, bilimsel düşünme alışkanlığını yerleştirecek, araştırma yapmayı, birlikte çalışmayı, konuşma, tartışma ve yazışma yoluyla iletişim kurmayı benimsetecek, onu yaratıcılığa ve estetik bir bakış açısı kazandırmaya yönlendirecek süreçlere ihtiyaç vardır (Üstündağ, 1998, s. 30). 2000’li yıllardan itibaren kabul edilen çağdaş eğitim sistemimiz de tam olarak bunun üzerine kurulmuştur. Artık merkeze öğrenci alınmış, hayatlarına kendilerinin anlam katması için ortamlar düzenlenmiştir.

Günümüzde eğitimden beklenen, bireylerin ezbere dayalı bilgilerle donatılmaları değil, edindikleri bilgileri kendi yaşamlarına yararlı olacak şekilde uygulayabilmelerinin sağlanması, kendi davranışlarının sorumluluğunu üstlenebilen, diğer insanlara karşı da sorumlu olduğunu hisseden bireyler yetiştirilmesidir (Önder, 1999, s. 85-86). Bireylerin çevresine karşı daha duyarlı olması, hayatı anlaması ve anlamlandırması, kendisine yön verebilmesi temel noktadır. İşte bu nedenle eğitimin asıl amacı bireyi hayata hazırlamaktır.

Geleneksel eğitim sistemi daha çok bilişsel alanda gelişimi gerçekleştirirken, çağdaş eğitim anlayışı sayesinde öğrencilerin çok yönlü gelişimi desteklenmiş; bilişsel alanın yanında duyuşsal, psikomotor ve sosyal alanlarda da gelişim göstermeleri sağlanmıştır. Çağdaş eğitim sistemiyle birlikte artık merkezde birey bulunduğu için kullanılan öğretim yöntem ve tekniklerinde de değişim meydana gelmiştir. Uygulanan bu tekniklerden bir tanesi de dramatizasyon tekniğidir. Dramatizasyon, bir öykü yardımıyla sunulan durum ve olayların oynanması ve canlandırılmasıdır (Dirim, 1998, s. 67)

Dramatizasyon tekniğinin Fen ve Teknoloji derslerinde kullanılması, dersin amacının gerçekleştirilmesinde hayli önemlidir. Fen eğitiminin amacı, çocukların ve gençlerin her zaman doğaya ilişkin sordukları soruları etkili bir şekilde cevaplamak, devamlı olarak değişen ve gelişen çevreye uymalarını sağlamaktır (Kaptan, 1999).

(19)

3

Öğrencilerin fen derslerinde çevrelerinde olan biten olayları incelemeleri, neden sonuç ilişkileri kurabilmeleri, bilimsel araştırma yöntemlerini kullanarak objektif düşünebilmeleri ve doğru kararlar alabilmeleri hem kendilerine hem de çevrelerine büyük fayda sağlayacaktır.

Fen, insanın doğal çevresindeki işleyiş ve düzenlilikleri planlı bir çalışmayla keşfetme, test etme, onları yeni bağlantıları içinde ayırma, bütünleştirme süreci ve bu yolla elde edilmiş güvenilir bilgiler bütünüdür (MEB ve UNICEF’ den aktaran Korkmaz, 2004, s. 36). Tüm derslerde olduğu gibi Fen ve Teknoloji dersinde de bilgiyi olduğu gibi vermek dersin eğlenceli geçmemesine, kavramların tam olarak anlaşılmamasına sebep olur. Bu dersin ilköğretim 4. sınıftan liseye kadar öğrencilere verildiği düşünüldüğünde bu yaş aralığının aslında ne kadar kritik olduğunu görülür. Yaklaşık 10 ile 15 yaşlarına denk düşen bu dönemde gençler geleceğe dönük, ileride alışkanlık olarak nitelendirecekleri özellikler kazanırlar. Onlara sürekli hazır bilgi sunulduğunda buna alışacak ve ilerleyen zamanlarda bir şeyler üretmekten kendilerini yoksun hissedecek ya da hep hazırı tüketmeye yöneleceklerdir. Halbuki bu dönemde hayatı sorgulamayı, bilimsel metotları kullanmayı öğrenen, başkalarının yerine kendini koyarak dünyanın sadece kendi istek ve heveslerinden ibaret olmadığını fark eden bireyler yetiştirmek, hem çocuğun hem de toplumun yararına olacaktır. Bunun yanı sıra dersin içeriğinde yer alan soyut kavramları somutlaştırmanın, anlamlandırmanın ve yorumlamanın kolaylaştırılmasında da dramatizasyon tekniğinin etkisi büyüktür. İşte bu sebeplerden dolayı çağdaş eğitim sistemine geçerek öğrencileri yaşama hazırlamak amaçlanmıştır. Onların derse etkin katılması, yaratıcı olmaları, denemekten ve düşünmekten kaçınmamaları, koşulsuz itaatten uzaklaşmaları için yeni yöntemler geliştirilmiştir. Dersin eğlenceli geçmesine de yardımcı olacak bu yöntemler sayesinde öğrencilerin derslere, derslerin içeriğine soğuk bakmaması, öğrenmeleri gerekenleri öğrenmek için heves duymaları da amaçlanmaktadır. Çağdaş eğitim sisteminin içeriğinde yer alan dramatizasyon tekniği de, beklenen etkilerin görülebileceği bu yöntemlerden biridir.

Bu araştırmanın sözü edilen kuram ile ilgili, ortaokul seviyesinde yapılan araştırmaların eksikliğine ve dramatizasyon tekniğinin kullanımının etkililiğine katkıda bulunmak üzere; öğrenci başarıları ve öğretim teknikleri değişken alınarak gerçekleştirilmesi planlanmıştır.

(20)

4

1.2. Problem Cümlesi

Araştırmanın problem cümlesi “İlköğretim altıncı sınıfta, öğretmen merkezli geleneksel yöntemle öğrenim gören öğrencilerin Vücudumuzdaki Sistemler ünitesinde yer alan Solunum Sistemi konusunu dramatizasyon tekniğiyle gördüklerinde akademik başarılarında anlamlı bir farklılık meydana gelir mi?” şeklinde ifade edilebilir.

1.3. Alt Problemler

1- Dramatizasyon tekniğinin uygulandığı deney grubu ile öğretmen merkezli geleneksel

yöntemin uygulandığı kontrol grubunun ön test başarı puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark var mıdır?

2- Dramatizasyon tekniğinin uygulandığı deney grubunun ön test ve son test başarı

puanları arasında anlamlı bir fark var mıdır?

3- Öğretmen merkezli geleneksel yöntemin uygulandığı kontrol grubunun ön test ve son

test başarı puanları arasında anlamlı bir fark var mıdır?

4- Deney ve kontrol gruplarının başarı son test puanları arasında istatistiksel olarak

anlamlı bir fark var mıdır?

5- Deney ve kontrol grubu öğrencilerinin başarı son test puanları arasında cinsiyet

açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark var mıdır?

1.4. Araştırmanın Amacı

Bu araştırma, ilköğretim altıncı sınıf Fen ve Teknoloji dersi “Vücudumuzda Sistemler” ünitesinde yer alan Solunum Sistemi konusunun öğretiminde, dramatizasyon tekniğinin kullanılmasının öğrencilerin akademik başarılarındaki etkisini belirlemek amacıyla gerçekleştirilmiştir.

(21)

5

1.5. Araştırmanın Önemi

Hayatın hemen hemen her alanında hiç durmadan devam eden bir değişim söz konusudur. Bu değişimlerin önde gelenlerinden biri de hiç kuşkusuz bilim ve teknoloji alanında gerçekleşenlerdir. Bu değişim, toplumumuzun ihtiyaç ve beklentilerine karşılık verebildiği takdirde faydalıdır. Ancak bahsettiğimiz bu karşılık her zaman kişilere hazır olarak sunulmaz. Bu nedenle insanların daha çok yaratıcı, irdeleyici, araştırıcı olması gerekir.

San (1990) çalışmasında, hem okul ortamlarında hem de ailede çocuklar ve ergenlere gerekli olanakların pek sağlanmadığını, çocuğun çevresiyle ve dünyasıyla kurduğu iletişimde arada hep bir araç bulunduğunu ki bu araçların kimi zaman bir ders kitabı kimi zaman bir öğretmen ya da kitle iletişim araçları olduğunu, bunun sonucunda da çocuğun duyuşsal, düşünsel ve bilişsel alanlarının birbirine karıştığını, çoğu zaman da öğrenmenin bilişsel yollarla gerçekleştirildiğini belirtmiş, sonuç olarak öğrenmenin yaşantısal olmasının engellendiğini ifade etmiştir. San’ın bahsetmiş olduğu kitaba, araca, öğretmene bağlı kalınarak yapılan eğitim anlayışı 2000’li yıllardan evvel kabul edilen eğitim sistemimizin içeriğidir. Birey kaynak olarak benimsediği aracılardan bilgiyi alır ve sadece kısa süreli olarak (ders içi aktivite, ders notu vb. için) kullanır, daha sonra da öğrendiğini sandığı bilgiler aklında kalmaz, kalamaz, unuturdu. Adıgüzel (2000) de çalışmasında aynı San gibi, eğitimcilerin, bireylerin gelişimi, kendilerini ve çevrelerini rahat tanımaları ve kendilerini geliştirebilmeleri için fazlaca etkileşime ve iletişime geçecekleri ortamların sağlanması gerekliliğini savunmuştur. Belli bir zaman geçtikten sonra bu şekilde gerçekleştirilen eğitimlerin öğrencileri ezberciliğe ittiği ve bireylere kalıcı yararlar sağlamadığı anlaşılmış ve yeni anlayışlar benimsenmiştir. Eğitimdeki değişimlerle birey merkeze alınarak önemsenmiş ve çağdaş eğitim sistemi benimsenmeye başlanmıştır. Bu değişimden itibaren artık ezberci, kaynaklardan bilgiyi olduğu gibi alan, öğrenilenlerin hayata aktarılmadan durağan kaldığı, okulda ders ziliyle öğrenimin sona erdiği eğitim düzeneği yerine; bireyin bilgiyi anlamlandırması, kullanması, yorumlaması için ortam yaratan, bu sebeple de sadece okulda değil hayatın kendi akışında eğitim ve öğretimin gerçekleştiği eğitim sistemi kabul edilmiştir.

(22)

6

Fen, deneysel ölçütleri, mantıksal düşünmeyi ve sürekli sorgulamayı temel alan bir araştırma ve düşünme yoludur (MEB TTKB, 2004). Fen okuryazarlığı ise, bireylerin araştırma-soruşturma, eleştirel düşünme, problem çözme ve karar verme becerilerini geliştirmeleri, yaşam boyu öğrenen bireyler olmaları, etraflarındaki dünya hakkında merak duygusunu sürdürmeleri için gerekli olan fenle ilgili beceri, tutum, değer, anlayış ve bilgilerin bir kombinasyonu olarak tanımlanabilir (MEB TTKB, 2004). İşte bu nedenle, sürekli gelişen ve değişen dünya düzenine ayak uydurabilmek için fen eğitimi ve fen okuryazarı olabilmek çok önemlidir.

Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Eğitim Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığı (EARGED)’in 2002 yılında hazırladığı bir araştırma raporunda ilköğretimin 4., 5., 6., 7. ve 8. sınıf düzeyindeki öğrencilerin Fen Bilgisi başarısının Türkiye genelinde % 50’nin altında kaldığı belirtilmiştir. 2005 Yılı Orta Öğretim Kurumları Seçme Sınavı istatistik verilerine göre, öğrenciler Fen ve Teknoloji Dersinde toplam 24 sorudan ortalama 4,79 net çıkarmışlardır (MEB İstatistik, 2005). Sonucun bu kadar düşük olması, derse ayrılan sürenin azlığına bağlanabilir. Haliyle kısa sürede müfredatta yer alan konuların işlenmesi için öğretmenler sunuş yoluyla öğretim yönteminden yararlanmayı daha çok tercih edeceklerdir.

Eğitim alanlarında uluslararası değerlendirme yapan bir kuruluş olan IEA (International Assocation For The Evaluation of Educational Achievement), dört yılda bir gerçekleştirdiği sınavlarla katılımcı ülkelere Fen ve Matematik alanlarında veriler sunmaktadır. Türkiye, 1999 yılında üçüncüsü düzenlenen bu sınavlara katılmış ve katılımcı ülkeler içinde son sıralarda yer almıştır (Kılıç, 2002). Bu olumsuz sonuçta birçok faktörün payı vardır. Bunlardan en önemlisi ise Türkiye’deki öğretmenlerin ders süresinin yaklaşık % 41’ini sunuş yoluyla öğretime ayırmakta olduğu gerçeğidir (Kılıç, 2002). Sunuş yoluyla öğretim yoğun olarak geleneksel eğitim sisteminin benimsediği bir yöntemdir. Sunuş yoluyla öğretimin yaygın olarak kullanılması az zaman aldığı, dersin yapılandırılmasında ve dersin sunulmasında kolaylık sağladığı içindir (Sevindik, 2010). Ancak asıl üzerinde durulması gereken, öğrencilerde anlamlı ve kalıcı öğrenmeler sağlamaktır.

(23)

7

İlköğretim Fen ve Teknoloji dersinin amacı, çocukların yaşadıkları çevreyi daha iyi tanımaları, anlamaları, bu çevre ile uyumlu bir şekilde ve etkili yaşayabilmeleri için gerekli bilgi, beceri ve alışkanlıkları kazandırmaya yardım etmektir (Ünal, 1993, s. 157). Haliyle bu ders, düşünmeyi, analiz etmeyi, sorgulamayı, yorum yapmayı gerektirir. Yani kavramları, konu bilgisini olduğu gibi bireye aktarmak doğru değildir. Böyle olduğu taktirde kişide ezbere yönelme, dersi sadece not almak için dinleme gibi istenmeyen durumlar gerçekleşir. Sağırlı ve Gürdal (2002) ‘ın da çalışmasında belirttiği gibi Fen ve Teknoloji dersi, hayattaki olayları ele alıp incelediği için öğrenciler özellikle aktif olarak katılabilecekleri aktivitelere ihtiyaç duyarlar.

Biz her ne kadar Fen ve Teknoloji derslerinin önemini vurgulasak da öğrencilerin karşılaştıkları belli başlı bazı sorunlar vardır. Bunlardan en önemlisi öğrencilerin dersi zor ve anlaşılmaz bulması, Fen ve Teknoloji dersine karşı olumsuz tutum sergilemeleridir. Öğrencilerin fen dersine karşı negatif tutum beslemelerinin nedenleri derse karşı ilgi ve motivasyon eksikliğinden, öğrencilerin pasif konumda olmasından, notlarla rekabetin üzerinde durulmasından ve kavramların anlaşılması yerine, ezbere dayalı problem çözmenin üzerinde durulmasından kaynaklanıyor olabilir (Tobias’tan aktaran Bilgin ve Karaduman, 2005). Fen ve Teknoloji dersi hayat demektir. Bu ders sayesinde çevrede karşılaştığınız fiziksel, kimyasal, biyolojik pek çok olayın sebebi ve sonucunu açıklayabilir, hayatı daha anlamlı kılabilirsiniz. Örneğin, sonbaharda çoğu ağacın yapraklarını dökmesi, tencerede sürekli kaynayan yemeğin yoğunluğunun artacağı fen ile hayatın ne kadar iç içe olduğunun göstergesidir. Kavramların anlaşılması, ezberden uzaklaşılması ve konuların anlaşılması için Fen ve Teknoloji dersinde kullanılabilecek en uygun yöntemlerden biri dramatizasyondur.

Günümüz eğitim yaklaşımının amacına hizmet eden dramatizasyon tekniğindeki çalışmalarla çocuk; öğrenme sürecinde etkin durumdadır. Kendi yaptığıyla öğrenirken bir yandan da duyu organlarını harekete geçirerek olay ya da durumları yaşamaktadır. Bu nedenle dramatizasyon tekniğinin uygulamasının Fen ve Teknoloji dersinin amacına uygunluğu görmezden gelinecek bir durum değildir. Dramatizasyon tekniği sayesinde öğrenciler özgürce düşünür, çevrelerine karşı duyarlılıkları artar, empati kurarlar yani fen dersini somutlaştırırlar.

(24)

8

1.6. Varsayımlar

1.Uygulama sırasında deney ve kontrol grupları arasında herhangi bir etkileşimin

olmadığı, araştırmacının deney ve kontrol gruplarına tarafsız davrandığı varsayılmıştır.

1.7. Sınırlılıklar

Bu araştırma;

1. Çalışma grubundaki öğrenciler ile,

2. 2012-2013 eğitim öğretim yılı bahar döneminde,

3. İstanbul ili Arnavutköy ilçesindeki bir devlet ortaokulunda,

4. Altıncı sınıf “Vücudumuzdaki Sistemler” ünitesindeki “Solunum Sistemi” konusu ile, 5. Dört hafta süreyle sınırlandırılmıştır.

1.8. Tanımlar

Öğretmen Merkezli Geleneksel Öğretim: Sınıf içi yaşantılarda ve bu yaşantıların aktarıldığı

etkinliklerde öğretmenin aktif olduğu, öğrencinin genellikle dinlemede olduğu, zaman zaman soru-cevap ile de desteklenen bir öğretimdir (Kayhan, 2009).

Dramatizasyon: Bir duygu veya düşüncenin hareket, mimik, jest veya sözle anlatılmasıdır

(Kavcar, 2002, s. 40).

Yaratıcı Drama: Bir kavramın, bir ders konusunun, bir metnin daha iyi anlaşılır kılınması, bireyce ve grupça özümsenip içsel yaşantıya dönüşmesi, gözden geçirilerek, üzerinde düşünülerek dışa vurulmasıdır (San, 2002, s. 85).

(25)

9

BÖLÜM

2

İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

Bu bölümde, alanyazın taraması sonucunda ulaşılan, araştırmanın konusuyla ilgili olan araştırmalara yer verilmiştir.

Bilek (2009), “İlköğretim Üçüncü Sınıf Hayat Bilgisi Dersinde Dramatizasyon Yönteminin Öğrencilerin Sosyal-Duygusal Uyumlarına ve Akademik Başarılarına Etkisi” konulu yüksek lisans tezinde ilköğretim üçüncü sınıf hayat bilgisi dersinde dramatizasyon yönteminin öğrencilerin sosyal-duygusal uyumlarına ve akademik başarılarına etkisini belirlemeyi amaçlamıştır. Araştırmada ön test-son test kontrol gruplu deney deseni uygulanmıştır. Araştırma 50 üçüncü sınıf öğrencisiyle gerçekleştirilmiştir. Verilerin toplanmasında Kişisel Bilgi Formu, Sosyal Duygusal Uyum Ölçeği ve Başarı Testi kullanılmıştır. Sosyal Duygusal Uyum Ölçeği ve Başarı Testi ön test ve son test olarak deney ve kontrol gruplarına uygulanmıştır. Yapılan araştırma sonuncunda dramatizasyon yönteminin Hayat Bilgisi dersinde kullanılmasının öğrencilerin sosyal duygusal uyumlarına ve akademik başarılarına olumlu yönde etkilediği ortaya çıkmıştır.

Koç (2009), “İlköğretim 7. Sınıf Türkçe Dersinde Dramatizasyonla Yaratıcı Dramanın Karşılaştırılması” konulu yüksek lisans tezinde ilköğretim yedinci sınıf Türkçe dersinde, okuduğunu anlama ve anladığını yazıyla anlatma becerilerinin gelişiminde, dramatizasyonu bir yöntem olarak kullanmakla yaratıcı dramayı bir yöntem olarak kullanma arasında bir fark olup olmadığını ortaya koymak amaçlanmıştır. Bu çalışmada ön-test son-test kontrol gruplu deney deseni kullanılmıştır. Deney grubunda yaratıcı drama yöntemi, kontrol grubunda ise dramatizasyon yöntemi kullanılmıştır.

(26)

10

Bu araştırmada elde edilen bulgular, ilköğretim yedinci sınıf Türkçe dersinde, okuduğunu anlama ve anladığını yazıyla anlatma becerilerinin gelişiminde yaratıcı drama yönteminin dramatizasyon yöntemine göre daha etkili olduğunu ortaya koymuştur.

Yazkan (2000) ‘İlköğretim Okulları’nın I. Kademesinde Dinlediğini Anlama Davranışının Kazandırılmasına Dramatizasyonun Etkisi” konulu yüksek lisans tezinde ilköğretim okullarının I. kademesinde dinlediğini anlama davranışının kazandırılmasına dramatizasyonun etkisini araştırmayı amaçlamıştır. Deneklerini üçüncü ve dördüncü sınıflarda okuyan toplam 428 öğrencinin oluşturduğu araştırmanın modeli deneme modelidir. Araştırmada elde edilen bulgulara dayanarak dramatizasyonun, anlamayı ve hatırlamayı kolaylaştırdığı, dinlediğini anlama davranışının kazandırılmasında okuma yöntemine göre daha etkili olduğu, kız öğrencilerin korkma, heyecanlanma ve sevinç gibi duygusal yaşantıların olduğu metinleri erkek öğrencilere göre daha iyi anladığı sonuçlarına varılmıştır.

Yağmur (2010), yüksek lisans tezinde kuvvet ve hareket ünitesinde uygulanan yaratıcı drama yönteminin eleştirel düşünmeye ve başarıya etkisini araştırmıştır. Veriler 7. sınıfta okuyan 24’ü deney 23 ‘ü kontrol olmak üzere toplam 47 öğrenciden toplanmıştır. Öğrencilere kuvvet ve hareket başarı testi ile Cornell Eleştirel Düşünme testi uygulanmıştır. Bu testlerin sonunda; yaratıcı drama yönteminin öğrencilerin test çözme becerilerini ve başarılarını olumlu ya da olumsuz yönde etki etmediği, buna karşın yaratıcı drama yönteminin öğrencilerin eleştirel düşünme becerisini olumlu yönde etkilediği ortaya çıkmıştır. Araştırmacının gözlemlerine dayanan bir sonuç ise yaratıcı drama yöntemine maruz kalan öğrencilerin derse karşı tutumlarının olumlu yönde değiştiği, fen dersinin de eğlenceli olabileceği düşüncesini edindikleri görülmüştür.

Ediger (2001), “Student Journal Writing In Science” adlı yazısında, öğrencilerin bilimsel günlük yazmasının onların yeni şeyler üretmesinde, farklı düşünceler elde etmesinde ve bazı alışkanlıklarını değiştirmesinde etkili olabileceğini vurgulamıştır. Günlük yazımında, öğrencilerin motivasyonlarının sürekli yüksek tutulmasının onların yazısına olumlu yönde etki edeceğine değinmiştir.

(27)

11

Ediger, uygulanacak dramatizasyon tekniğinin öğrencilerin motivasyonunu yüksek tutacağını, motive olmuş öğrencilerin yazdıkları günlüklerin farklı farklı fikirler türetmelerine hatta basit düzeyde senaryo yazmalarına katkı sağlayacağını, bunun yanı sıra öğrencilerin bilimi anlamlandırması kadar yazma becerilerine de katkıda bulunacağını belirtmiştir.

Siddall (1999), “Fifth Graders’ Story Dramatizations During Literature Study” adlı doktora çalışmasında dramatizasyon tekniğinin öğrencilerin sözlü ve sözsüz kendilerini ifade etmelerinde etkili olup olmadığını araştırmıştır. Bunun için “The Slave Dancer” adlı romanı 5. sınıf öğrencilerinin nasıl yorumlayabildiğini görmek için hikaye damatizasyonu tekniğini kullanmıştır. Çalışmasında romanın nasıl yorumlandığını ve etkinlikle araştırma yorumlarının arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Kitabın okuma, yazma ve tartışma kısımlarında öğrencilerden romanla ilgili iki drama projesi oluşturmalarını istemiştir. Dramatizasyon gösterisinden elde edilen verilerle romanın öğrenciler tarafından çok iyi anlaşıldığı sonucuna ulaşılmıştır.

Yalım (2003), yüksek lisans tezinde ilköğretim dördüncü sınıf fen bilgisi dersinin yaratıcı drama yöntemi ile öğretiminin öğrencilerin akademik başarılarına etkisini ortaya koymayı amaçlamıştır. Veriler dördüncü sınıfta öğrenim görmekte olan 60 öğrenciden toplanmıştır. Verilerin toplanmasında, araştırmacı tarafından geliştirilen kişisel bilgiler anketi ve "Çevremizi Tanıyalım" ünitesine ait başarı testi kullanılmıştır. Yaratıcı drama yöntemiyle öğretim yapılan deney kümesinde bulunan öğrencilerin akademik başarıları ile yaratıcı drama yöntemiyle öğretim yapılmayan kontrol kümesinde bulunan öğrencilerin akademik başarıları arasında anlamlı bir fark bulunmuştur. Bu fark yaratıcı drama yöntemiyle öğretim yapılan küme lehinedir. Yani, ilköğretim dördüncü sınıf fen bilgisi dersinde akademik başarı bakımından öğrencilere yaratıcı drama yöntemiyle yapılan öğretimin geleneksel öğretimden daha etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Güllü (2009), ‘Dramatizasyon Yönteminin Yabancı Dil Öğretimi Üzerindeki Etkisi’ konulu yüksek lisans tezinde dramatizasyon yönteminin yabancı dil öğretimi üzerindeki etkisini incelemeyi amaçlamıştır. Ön-test son-test yarı deneysel modelin kullanıldığı araştırma, ilköğretim 60 kişilik 5.sınıf öğrenci grubu üzerinde gerçekleştirilmiştir.

(28)

12

Araştırma sonunda elde edilen bulgulara göre, dramatizasyon tekniği ağırlıklı yöntemin uygulandığı deney grubunda, geleneksel yöntemin uygulandığı gruba göre yabancı dil öğrenme başarısı anlamlı düzeyde daha çok gelişmiştir.

Biegler (1998), ‘Implementing Dramatization as an Effective Storytelling Method To Increase Comprehension’ adlı yüksek lisans çalışmasında okunan hikayelerin anlaşılmasında kullanılan farklı metotların etkisini incelemiştir. İki anasınıfına farklı teknikler uygulayarak çalışmasını gerçekleştirmiştir. Birinde, öğrencilere okunan bir hikaye yarıda kesilmiş ve devamının dramatizasyon tekniğiyle tamamlanması istenmiştir. Diğerinde ise hikaye öğrencilere okunmuş, arkasından öğretmen talimatları ve sanatsal aktivitelerle hikayeyle bağlantı kurulmuştur. Bu aşamalardan sonra iki gruba da hikayenin ana temasını içeren fotokopiler dağıtılmış ve fotokopide karışık olarak verilmiş olayların hikayede geçen sırasına konulması istenmiştir. Verilere göre de dramatizasyon tekniğiyle ders işleyen öğrencilerin konuyu daha iyi kavradıkları sonucuna ulaşılmıştır.

Tuncel (2009), yüksek lisans tezinde ilköğretim fen ve teknoloji dersinde yaratıcı drama yöntemi ile yapılan öğretimin öğrenci başarısı üzerine etkisini incelemiştir. Karaman ilinde bulunan iki devlet okulunu seçerek bu okullarda bulunan 92, 6. Sınıf öğrencisiyle çalışmasını gerçekleştirmiştir. Her iki okuldan ikişer şube seçilerek, iki deney ve iki kontrol grubu oluşturulmuştur. Çalışma toplamda yedi hafta sürmüştür. Oluşturulan gruplardan deney grupları konularını yaratıcı drama yöntemi ile işlemiş, kontrol grupları ise Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onaylı ders kitabının talimatlarına göre yapılan öğretim ile ders işlemiştir. Uygulama öncesi gruplara ön test olarak başarı testi uygulanmıştır. Uygulama sonrasında ise grupların başarı düzeylerini karşılaştırmak için başta yapılan ön test, son test olarak uygulanmıştır. Ayrıca öğrencilerin, yaratıcı drama yönteminden ne kadar faydalandıklarını tespit etmek ve onların görüşlerini yansıtmak için yarı yapılandırılmış sorulardan oluşan bir anket uygulanmıştır. Kullanılan anketin yanı sıra öğrenciler ile birebir mülakatlar yapılmıştır. Yapılan istatistiksel analizler sonucunda deney grupları lehine anlamlı sonuçlar bulunmuştur. Yani, ele alınan konuların yaratıcı drama yöntemi ile yapılan öğretiminin, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onaylı ders kitabının talimatlarına göre yapılan öğretime göre öğrenci başarısı üzerine etkisi daha fazla olmuştur.

(29)

13

Şengül ve Örnek Tükenmez (2009), ‘The Effects Of Dramatizastion Method On Elementary School Students’ Level Of Maths Attitudes And Achievements’ konulu çalışmada ilköğretim öğrencilerinin matematik tutum ve başarı düzeylerine dramatizasyonun etkilerini araştırmıştır. Bu çalışma 8. sınıfta okuyan toplam 69 öğrenci üzerinde trigonometri konusu işlenerek gerçekleştirilmiştir. Çalışmada ön test- son-test kontrol gruplu deney deseni kullanılmıştır. Dersler kontrol grubunda geleneksel, deney grubunda dramatizasyon yoluyla gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın bulguları dramatizasyon yönteminin, öğrencilerin hem matematik başarısı hem de tutum düzeyi üzerinde etkili olduğunu ortaya koymuştur.

Ünüvar (2007), yüksek lisans tez çalışmasında ilköğretim 6. sınıf Fen Bilgisi dersi programında yer alan “Canlının İç Yapısına Yolculuk” ünitesinin öğretiminde, yaratıcı drama ile öğretimin öğrenmeye etkisini araştırmıştır. Aynı öğretmenin dersine girdiği 6. sınıflar arasından rasgele seçilen iki sınıfın öğrencileri araştırmanın örneklemini oluşturmuştur. Araştırma, deney grubunda 25 ve kontrol grubunda 25 öğrenci olmak üzere toplam 50 denek üzerinde yürütülmüştür. Ünüvar, deney ve kontrol grubunda bulunan öğrencilerin aynı çevrede yaşamaları sebebiyle sosyo-ekonomik düzey, bilgi ve beceri bakımından denk olduklarını varsaymıştır. Veriler öğrencilerden, bilişsel alanın bilgi basamağını ölçen Fen Erişi Testi (FET) ile toplanmıştır. Deney ve kontrol gruplarına uygulanan fen erişi testi sonuçlarına göre, grupların erişi puanları arasında deney grubu lehine anlamlı bir fark görülmüştür. Fen Bilgisi dersi “Canlının İç Yapısına Yolculuk” ünitesinin öğretiminde, yaratıcı drama ile öğretimin, geleneksel öğretime göre daha etkili olduğu kararına varılmıştır.

Bertiz (2005), yüksek lisans tezinde Fen Bilgisi öğretmen adaylarıyla çalışmasını gerçekleştirmiştir. Adaylar 4. sınıfta okuyan 34’ü kız ve 32’si erkek olmak üzere toplam 66 kişiden oluşmaktadır ve 14 hafta sürmüştür. Bertiz çalışmasını, Fen Bilgisi öğretmen adaylarının yaratıcı drama yöntemine yönelik tutumlarını belirlemek, bu tutumların cinsiyete göre değişip değişmediğini tespit etmek ve yaratıcı dramada alt bir teknik olan öyküleme çalışmalarının fen öğretiminde kullanımına ilişkin görüşlerini almak amacıyla gerçekleştirmiştir. Çalışma iki aşamadan oluşmaktadır. Birinci adımda yaratıcı drama tutum ölçeği, daha önce hiç bir şekilde drama ile ilgili bir kurs almamış olan fen bilgisi öğretmen adaylarının dramaya yönelik tutumlarını belirlemek amacı ile uygulanmıştır. İkinci adımda yaratıcı drama da bir teknik olan öyküleme çalışması tekniği ile Fen Bilimlerinde Özel Konular II dersi işlenmiştir.

(30)

14

Ders 5 hafta sürmüştür. Kursun sonunda altı öğrenci ile yapılandırılmış sorulardan oluşan bir görüşme protokolü ile öğrencilerin fende öyküleme çalışmalarının kullanıma yönelik görüşleri ile ilgili bir görüşme yapılmıştır. Bu altı öğrenci yaratıcı drama tutum ölçeğindeki puan aralıkları dikkate alınarak belirlenmiştir. Araştırma sonucunda; yaratıcı drama tutum ölçeği ön test-son test puan farklarının istatistiksel olarak anlamlı olduğuna ve ön test sonuçlarında eşey farkın bulunduğuna fakat bunun son test sonuçlarında ortadan kalktığına ulaşılmıştır. Ayrıca, görüşmelerden elde edilen verilerden yola çıkarak; yaratıcı drama ve özel olarak öyküleme çalışması yapılmasının, öğrenmeyi anlamlı ve daha zevkli hale getirebildiğine; yaratıcılığı geliştirmek, yaparak ve düşünerek öğrenme etkinlikleri için daha fazla imkan oluşturulabileceğine; fen bilgisindeki soyut kavramların anlaşılmasında daha etkili olabileceğine; sadece sınıfta değil üniversite sonrası hayatta da kullanılabilecek faydalı teknikler olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

San (1990), Eğitimde Yaratıcı Drama adlı makalesinde drama yöntemi ile öğrenilen bilgilerin ezber bilgiler olmadığından ve bu yöntemle disiplinlerarası geçişin kolaylıkla gerçekleştirilebileceğinden bahsetmiştir. Drama yöntemiyle bireylerin sadece ders kavramlarını öğrenmeyeceğini, disiplinlerarası geçişle öğrenilen bilgilerin birbiriyle anlamlı hale getirilebileceğini savunmuştur. Aynı zamanda drama çalışmaları sayesinde kişilerin demokratik bir ortamda çeşitli ve değişik ilişkiler kurarak tecrübe kazanabileceğini öne sürmüştür.

Debre (2008)‟in ‘İlköğretim Sosyal Bilgiler Dersi Coğrafya Konularının Öğretiminde Ders Anlatım Stratejisi Olarak Dramatizasyonun Kullanılmasının Öğrencinin Başarı Düzeyine Etkisi’ konulu yüksek lisans tezinde sosyal bilgiler dersi coğrafya konularının öğretiminde ders anlatım stratejisi olarak dramatizasyonun kullanımının öğrencilerin başarılarının arttırılmasına etkisinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Deneme modeline uygunluk gösteren araştırma 6.sınıfta okuyan 38 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Yapılan araştırma kapsamında seçilen konu araştırma sürecinde kontrol grubunu oluşturan 19 öğrenciyle düz anlatım yöntemi, deney grubunu oluşturan 19 öğrenciyle ise drama tekniği kullanılarak işlenmiştir. Öğrencilerin araştırma süreci sonunda ne gibi bir farklılaşma gösterdikleri araştırmacı tarafından geliştirilmiş olan bilgi testi aracılığıyla test edilmiştir. Hazırlanan bu bilgi testi her iki gruba konunun işlenmesinden sonra ön test, öğrenmede kalıcılığın ve başarı düzeyinin belirlenmesi amacı ile üç hafta sonra son test olarak uygulanmıştır.

(31)

15

Ayrıca araştırmaya katılan bütün öğrencilere 18 sorudan oluşan anket uygulanmıştır. Ön test sonuçları karşılaştırıldığında, drama tekniği kullanılarak ders işlenen grupta ve düz anlatım yöntemi kullanılarak ders işlenen grupta belli bir öğrenme meydana gelmiştir. Bu durumu öğrenmenin doğası gereğidir. Çünkü öğrenciler öğrenme ünitesi ile karşı karşıya kaldıklarında mutlaka öğrenme gerçekleşmektedir. Ancak drama tekniği kullanılarak ders işlenen grupta öğrenmenin ve öğrenilenlerin kalıcılığının daha fazla olduğu görülmüştür.

Soytürk (2012), 9-11 yaş grubu çocukların temel hareket becerilerinin örüntüleşmesi üzerindeki etkilerini ve bu tekniğin çocukların hatırlamaya ve uygulanan etkinliklerle ilgili duygularını ifade edebilmeleri üzerinde kaygıları olup olmadığını araştırmıştır. Çalışmaya ilköğretimin birinci kademesinin üçüncü sınıfında okuyan toplam 30 öğrenci katılmıştır. Elde edilen veriler ışığında; uygulamalarda kullanılan araç, öğrencilerin öğrendikleri hareket, uygulanan etkinliklerle ilgili duygularını ifade bakımından deney grubunda kontrol grubuna göre daha yüksek oranlar elde edilmiştir. Bunun yanı sıra; deney grubu cinsiyet açısından farklılık göstermezken, kontrol grubundaki kızların erkeklere göre örüntüleşmiş hareket becerileri puanları daha yüksek ve istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur.

Kahyaoğlu, Yavuzer ve Aydede (2010), İlköğretim 5. Sınıf Fen Bilgisi Dersinde Isı ve Isının Maddedeki Yolculuğu ünitesinin öğretiminde, yaratıcı drama yönteminin etkisi üzerine bir çalışma gerçekleştirmiştir. Verileri 36’sı deney, 36’sı kontrol grubunda olmak üzere 72 öğrenciden toplamışlardır. Elde edilen verilerden yola çıkarak, yaratıcı drama yöntemiyle gerçekleştirilen İlköğretim 5. sınıf Fen Bilgisi dersi Isı ve Isının Maddedeki Yolculuğu ünitesi öğretiminin geleneksel öğretim yöntemine göre daha etkili olduğu sonucuna varılmıştır.

Çam, Özkan ve Avinç (2009), drama yönteminin Fen ve Teknoloji dersi Kan, Kanın Yapısı ve Kan Grupları konusundaki etkinliğini, akademik başarı ve derse karsı ilgi açısından, merkez ve köy ilköğretim okulu karşılaştırmasıyla ortaya koymayı hedeflemiştir. Veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından geliştirilen “Kan, Kanın Yapısı ve Kan Grupları Başarı Testi”, araştırmacı gözlemleri ve öğrencilerin yöntem ve öğrenme süreciyle ilgili görüşlerinin alındığı yazılı belgeler kullanılmıştır.

(32)

16

Sonuç olarak, akademik başarı açısından köy okulları lehine anlamlı bir farkın olduğu belirlenmiştir. Ayrıca alınan öğrenci görüşleri ve araştırmacı gözlem verileri içerik analizine tabi tutulmuş, her iki okulda da derse ilginin artmış olmasına rağmen köy okulundaki öğrencilerin drama yöntemini ve uygulama sürecini daha çok benimsedikleri ve daha ilgili oldukları sonucuna ulaşılmıştır.

Çalışkan ve Üstündağ (2010) çalışmalarında, Ölçme-Değerlendirme dersinin yaratıcı drama yöntemiyle somut yaşantılar oluşturulmaya çalışılarak işlenmesi, bu sürecin katılımcıların başarı durumu üzerindeki etkisinin belirlenmesi ve katılımcı görüşlerinin ortaya konulmasını amaçlamışlardır. Araştırmanın sonucunda drama yönteminin kullanılmasıyla katılımcıların bilişsel ve duyuşsal boyuttaki başarı, değişim ve gelişimlerinin farklılaştığının söylenebileceği ifade edilmiştir.

Dorion (2009), akademik olmayan ve informal yolla yapılan uygulamalarla elde edilmiş bilgilerle, araştırma ve sınıfta uygulanan etkinliklerle elde edilmiş bilgiler arasında boşluk olabileceğini vurgulamaktadır. Bu nedenle de yaptığı çalışmasında fen derslerinde öğretmenlerin uyguladıkları drama etkinliklerine ağırlık vermiştir. Yaşları 12 ile 16 arasında olan bireylere farklı üç şehirde bulunan okullarda kimya, biyoloji, fizik dersleri verilmiştir. Araştırmada öğretim hedefleri ve kişisel özelliklere dikkat edilerek nasıl bir drama uygulaması yapılması gerektiğine karar verilmiştir. Elde edilen veriler, soyut kavramların öğretiminde pandomim ve rol oynama yöntemlerinin kullanılabileceğini ortaya çıkarmıştır. Böylelikle bu etkinliklerin öğrencilerin gözlem yeteneklerini geliştireceği, soyut kavramları zorlanmadan, somutlaştırma yaparak anlamlandırabileceği ifade edilmiştir.

Bertiz (2011), drama yönteminin yaygınlaşması ve uygulama sürecinde ne tür aksaklıklarla karşılaşıldığının ilköğretim müfettişlerinin gözüyle değerlendirmesi amacıyla çalışmasını gerçekleştirmiştir. Buna bağlı olarak, yöntemin neden yeterince yaygınlaşmadığı ve yöntemden istenilen düzeyde neden bir verim alınamadığı ile ilgili sorulara cevap aranmaya çalışılmıştır. Araştırmanın neticesinde, dramanın öneminin okullarda yeterince kavranamadığı, drama ve sürecine yönelik okulun bazı bileşenlerinin yeterli bilgi ve donanıma sahip olmadıkları ortaya koyulmuştur.

(33)

17

Tekerek (2007), makalesinde yükseköğretim kurumlarında Yaratıcı Drama veya Tiyatro ve Canlandırma dersleri adıyla yer alan etkinliklerde karşılaşılan sorunları bir uygulama örneği vererek ortaya koymuştur. Yaratıcı Drama etkinliklerinin, amacı doğrultusunda daha verimli bir etkinliğe dönüşebilmesi için bu etkinliklerin; bireyi-öğrenciyi engelleyen klasik kalıpların dışında, kişinin enerjisini ve yaratıcılığını açığa çıkartacak yeni bir anlayışla, uzman, yaratıcı ve donanımlı liderler eşliğinde, uygun mekanlarda, karşılıklı güven, içtenlik ve işbirliği içinde gerçekleştirilmesinde yarar olduğu ifade edilmiştir.

Köksal Akyol (2003), çalışmasında dramanın önemine ve uygulanış sırasındaki aşamalara değinmiştir. Köksal Akyol, drama etkinliklerine katılan bireylerin iletişim becerilerinin geliştiğini, kendilerini ve çevrelerini tanımada zorlanmadıklarını ifade etmiştir.

Oğur ve Bağcı Kılıç (2005), ‘Fen Bilgisi Derslerine Drama Entegre Edilmesinin Öğrencilerin Fen Başarılarına Etkisi’ adlı çalışmalarında deneyler yoluyla yaparak fen öğrenmenin öğrencilerin başarılarını arttırdığını ifade etmişlerdir. Bununla birlikte, yaparak öğrenme yöntemine yeri geldikçe drama yönteminin entegrasyonun öğrencilerin fen başarısını yine istatistiksel anlamlı farkla ve daha fazla artırdığı bulunmuştur. Cinsiyetin öğrencilerin fen öğrenmesine etkisi de araştırılmış ve fen öğretiminde cinsiyet farklılıkları bulunmamıştır.

2.1. Eğitim-Öğretim

Eğitim, bireylerin davranışlarında, kendi yaşantısı yolu ile ve kasıtlı olarak istendik değişimi meydana getirme sürecidir. Eğitim disiplinler arası bir kavramdır ve bu kavramın bazı ortak noktaları vardır. Bunlar:

• Eğitim bir süreçtir.

• Eğitim sonunda bireyde istendik yönde bir değişme olmalıdır. • Eğitim yoluyla kültürel miras aktarılır.

• Eğitim bireyin toplumsallaşmasını sağlar. • Eğitim kalıcı olmalıdır (Ertürk, 1972, s. 12).

(34)

18

Birey ilgi alanına girmeyen, dikkatini çekmeyen, ilginç bulmadığı nesnelerle ya da işlerle pek ilgilenmez. Bu durum yaş, cinsiyet, yaşam standardı ya da yaşam alanı, yetiştirilme şekli, aile ve sosyal çevre gibi etkenlere göre değişiklik gösterir. Eğitim, bu değişiklikleri harmanlayarak, her kişide ayrı bir iz bırakma yöntemi bırakarak kalıcı olmayı hedefler. Öğretim ise, öğrenmenin gerçekleşmesi ve bireyde istenen davranışların gelişmesi için uygulanan süreçlerin tümüdür (Varış, 1988, s.16).

Eğitim ve öğretim kavramları temelde ayrı şeylerdir. Öğretim, eğitimin okulda planlı ve programlı yürütülen kısmıyken, eğitim, zaman ve mekan yönünden öğretime göre daha kapsamlı, uzun süreli ve çok boyutludur. Öğretim kavramı için en önemli nokta öğrenmedir. Öğrenme, bireyin çevresiyle etkileşimi sonucunda bilgi ve davranışlarında meydana gelen kalıcı izli değişmedir (Ertürk, 1972).

2.2. Bilim ve Fen Eğitimi

Bilim, bir alandaki varlıkları ve olayları inceleme, açıklama, onlara ilişkin genelleme ve ilkeler bulma, bu ilkeler yardımıyla gelecekteki olayları kestirme gayretleridir (Kaptan, 1999, s.2). Fen Bilimlerinde de doğadaki varlıklar ve olaylar aynı amaçla incelenir. Fen Bilimleri; doğayı ve doğal olayları sistemli bir şekilde inceleme, henüz gözlenmemiş olayları kestirme gayretleri olarak tanımlanabilir (Kaptan ve Korkmaz, 2001, s. 2).

Bilgi çağının yaşandığı günümüzde eğitim sistemimizde temel amaç, öğrencilerimize mevcut bilgileri aktarmaktan çok bilgiye ulaşma becerilerini kazandırmak olmalıdır. Bu ise, üst düzey zihinsel süreç becerileriyle olur. Yani, bilgileri ezberlemek yerine, bilgileri kavramak, karşılaşılan yeni durumlarla ilgili problemleri çözmek ve bilimsel yöntem süreç becerilerini kazanmak gerekir. Bu özelliklerin kazandırıldığı derslerin başında fen dersleri gelir. Bu derslerde bireylerin içinde yaşadıkları çevreyi ve evreni bilimsel yönden ele alıp incelemeleri amaçlanır. Onların hayata kolay uyum sağlamaları, içinde bulundukları çevreyi çok iyi gözlemlemelerine ve mümkün olduğunca olaylar arasında neden–sonuç ilişkilerini kurarak sonuç elde etme yollarını öğrenmelerine bağlıdır. Bu bakımdan öğrenciler fen derslerinde çevrelerini bilimsel metotlarla inceleyerek olay ve durumlar karşısında objektif düşünme ve doğru kararlar verme alışkanlığını kazanmalıdırlar. Bu da onların çevresine, ailesine ve kendilerine yararlı olmalarını sağlar (Kaptan, 1999, s.5).

(35)

19

Çocuklar, değişen ve gelişen dünyayı sürekli sorgulama halindedirler. Meraklıdırlar. Bize düşen görev, çocukların sorularına bu meraklarını giderecek etkili cevaplar vermektir. Bu sayede onların araştırma ve tatmin olma duyularını aktif halde tutabiliriz.

Çocuklar en iyi yaparak yaşayarak öğrenirler. Meraklarını giderme yolunda da çoğunlukla aktif halde bulunurlar. Onlara, sorulara aradıkları cevapları bulma konusunda yapacağımız her yardım hayatı tanıma adına büyük bir gelişme olacaktır. Fen derslerinde de bu olayla sıklıkla karşılaşılması mümkündür. Çünkü fen, sorulara, araştırmaya, incelemeye çok açık bir derstir. Çocuklara bu konuda destek çıkmak, günlük hayatta karşılaşacakları sorunlara, olaylara soğukkanlılıkla yaklaşmalarını sağlayacaktır. Elde edecekleri başarılar da onlara daha çok güven verecektir.

Öğrencilere fen dersleriyle kazandırılan özellikler;

1. Bilimsel Bilgileri Bilme ve Anlama

 Bir alana özgü bilgileri bilme, (olgular, kavramlar, ilkeler, kuramlar, yasalar).

 Fen bilimlerinin tarihini bilme ve felsefesini anlama.

2. Araştırma ve Keşfetme

 Gerçek bilim adamlarının düşünüş yollarını ve çalışmalarını öğrenmek için bilimsel süreçleri kullanma (gözlemleme ve betimleme, sınıflama ve düzenleme, ölçme ve tablolama süreçlerini kullanma, iletişim kurma, kestirme ve yordama, hipotez kurma, hipotezleri yoklama, değişkenleri belirleme ve kontrol etme, verileri yorumlama basit araçlar ve fiziksel modeller yaratma).

 Psikomotor becerileri kullanma.

 Bilişsel becerileri kullanma.

3. Tasarlama ve Yaratma

 Zihinsel olarak projeler yaratma.

 Zihinsel olarak tasarlanan şeyleri görebilme.

 Eşyaları ve fikirleri yeni düzenlere koyma.

 Eşyaları alışılmadık amaçlarla kullanma.

(36)

20

 Bir şey yapar gibi davranma.

 Alışılmadık düşünceler üretme.

 Araç ve makine desenleme.

4. Duygulanma ve Değer Verme

 Fen bilimlerine, okula, öğretmenlerine ve kendine olumlu tutumlar geliştirme.

 Çevresindeki insanların duygu ve düşüncelerine karşı duyarlı ve saygılı olma.

 Kişisel duygularını yapıcı biçimde ifade etme.

 Kişisel değerlere toplumsal sorunlara ve çevre sorunlarına ilişkin kararlar verme.

5. Kullanma ve Uygulama

 Bilimsel kavramların günlük yaşantıdaki kullanılışlarını görme.

 Öğrenilen bilimsel kavramları ve becerileri gerçek teknoloji problemlerine uygulama.

 Ev araçlarında uygulanan bilimsel ve teknolojik ilkeleri anlama.

 Günlük yaşantıda karşılaşılan sorunların çözümünde bilimsel süreçleri kullanma.

 Bilişsel gelişmeleri veren basın ve yayın raporlarını anlama ve değerlendirme.

 Kişisel sağlık, beslenme ve yaşam biçimi konularında söylenti ve heyecanlardan çok bilimsel bilgilerle karar verme.

 Fen bilimlerini diğer bilimlerle bütünleştirme (Kaptan, 1999, s.7).

Bilim ve teknolojide meydana gelen gelişmeler karşısında ülkeler yaşam koşullarına uyum sağlayabilmek için bir yarış içine girmektedir. Bu yarışta galip gelebilmeleri için ülkelerin teknolojiyi takip etmeleri ve geliştirmeleri gerekmektedir. Bu şekilde teknolojiden mahrum kalan, ayak uyduramayan toplumlar diğer ülkelerin gerisinde kalacak ve devamlı yenilen taraf olacaktır.

Bilim ve teknoloji kavramları eğitimle bir bütün halindedir. Okullarda verilen fen eğitiminin yeterli olmaması, gelişen bilim ve teknoloji dünyasını takip edememeye, gerekli bilgi ve becerileri kazanamamaya sebep olmaktadır.

(37)

21

Halbuki, bilimde ve teknolojideki gelişmelerin ardı arkasının kesilmemesi ve bunun büyük bir hızla gerçekleşmesi bilginin, bilgiyi kullanmanın ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Bu nedenle çocuklara küçük yaşlarından itibaren bu durumun öneminin kavratılması ve teknolojinin gelişmesine yardımcı olan bireyler yetiştirilmesi son derece önemlidir.

Fen bilimleri insanın, canlı olarak kendisini ve doğal çevresini keşfetmeye yönelik çabaları sonucu ortaya çıkmıştır. İlköğretimde fen bilgisi eğitimiyle, öğrencilerin içinde yaşadıkları yakın ve uzak çevreyi yaşam, fizik ve yer bilimleri açısından tanımaları amaçlanır. Öğrenciler bilimsel yöntemi kullanarak soru sormayı, araştırma yapmayı, gözlem yapmayı, incelemeyi, hipotez kurmayı, deney yapmayı, veriler toplayıp bunları analiz etmeyi ve sonuçlarla genellemelere varmayı öğrenirler. Bugünkü fen eğitiminin amaçlarından biri, çocukların her zaman sordukları doğaya ilişkin sorularını en etkili biçimde cevaplandırmaktır. İkinci amaç, çocukların devamlı olarak değişen çevreye uyumlarını sağlamaktır. Bu bakımdan, bilim ve teknoloji, hem bireysel olarak bizim ve hem de toplumumuzun refahı için çok önemlidir. Fen eğitiminin öneminin bilincinde olan ülkeler yoğun bir şekilde çalışarak fen programında reform hareketlerine başlamışlardır. Ülkemizde uygulanan 2004 fen programı ile toplumdaki her bireyin fen ve teknoloji okuryazarı olarak yetiştirilmesi amaçlanmaktadır (TTKB, 2005). Çünkü fen ve teknoloji okuryazarı olan bir kişi, temel kavramları anlar ve bunları uygun şekilde kullanır; fen ve teknolojinin hayatla kurduğu bağlantıyı kavrar; problem çözme becerisini kazanarak karşılaşacağı sorunların üstesinden gelmeyi bilir.

Fen ve Teknoloji Programı’nın genel amaçları aşağıda sunulmuştur: Öğrencilerin;

• Doğal dünyayı öğrenmeleri ve anlamaları, bunun düşünsel zenginliği ile heyecanını yaşamalarını sağlamak,

• Her sınıf düzeyinde bilimsel ve teknolojik gelişme ile olaylara merak duygusu geliştirmelerini teşvik etmek,

• Fen ve teknolojinin doğasını; fen, teknoloji, toplum ve çevre arasındaki karşılıklı etkileşimleri anlamalarını sağlamak,

• Araştırma, okuma ve tartışma aracılığıyla yeni bilgileri yapılandırma becerilerini kazanmalarını sağlamak,

(38)

22

• Yaşamlarının sonraki dönemlerinde eğitim ile meslek seçimi gibi konularda, fen ve teknolojiye dayalı meslekler hakkında bilgi, deneyim, ilgi geliştirmelerini sağlayabilecek alt yapıyı oluşturmak,

• Öğrenmeyi öğrenmelerini ve bu sayede mesleklerin değişen mahiyetine ayak uydurabilecek kapasiteyi geliştirmelerini sağlamak,

• Karşılaşabileceği alışılmadık durumlarda yeni bilgi elde etme ile problem çözmede fen ve teknolojiyi kullanmalarını sağlamak,

• Kişisel kararlar verirken uygun bilimsel süreç ve ilkeleri kullanmalarını sağlamak,

• Fen ve teknolojiyle ilgili sosyal, ekonomik, etik, kişisel sağlık, çevre sorunlarını fark etmelerini, bunlarla ilgili sorumluluk taşımalarını ve bilinçli kararlar vermelerini sağlamak, • Bilmeye ve anlamaya istekli olma, sorgulama, doğal çevrelere değer verme, mantığa değer verme, eylemlerin sonuçlarını düşünme gibi bilimsel değerlere sahip olmalarını, toplum ve çevreyle etkileşirken bu değerlere uygun bir şekilde hareket etmelerini sağlamak,

• Meslek yaşamlarında bilgi, anlayış ve becerilerini kullanarak ekonomik verimliliklerini artırmalarını sağlamaktır.

Yalım (2003) ‘ın çalışmalarına göre düşünen, şüpheci, bilime inanan, araştıran, bulan, yaratıcı bireyler yetiştirilmesinde fen derslerinin önemi büyüktür. Bu özelliklere sahip bireylerin yetiştirilmesinde şüphesiz, seçilen yöntemler büyük önem taşır. Yaparak yaşayarak öğrenmeleri için çocukların yönlendirilmesi ve onlara ortam oluşturulması gerekmektedir. Bununla birlikte yöntem seçilirken de öğrencilerin gelişim özelliklerini ve gereksinimlerinin de bilinmesinde büyük yarar vardır.

2.3. Drama

Drama, sözcük olarak Yunanca “dran” dan türetilmiştir. Dran: yapmak, etmek, eylemek anlamı taşımaktadır. Drama ise eylem anlamı taşıyan, gene Yunanca Dromenon’un, seyirlik olarak benzetmecisi biçimindeki kullanımıdır.

(39)

23

Özellikle tiyatro bilimi çerçevesi içinde drama kavramı, özetlenmiş, soyutlanmış eylem durumları anlamını almıştır. Türkçede kullanılan “dram” kavramı ise Fransızcadaki sonu ‘e’ ile biten “drame” sözcüğünden gelmektedir; o dilde burjuva tiyatrosu anlamına geldiği halde Türkçede ve özellikle halk dilinde acıklı oyun anlamında kullanıla gelmiştir (And’dan aktaran San, 1990).

Heatcote ve Herbert’e göre drama; sahneye çıkmadan ve bir oyunda rol yapmadan yaşam deneyimini genişletmek, O’Neill’e göre düş gücünün alabildiğine genişletilebildiği bir alan, Nixon’a göre bir öğrene yolu ve McCaslin’e göre her insan için gerekli olan tümel bir sanattır (Heatcote ve Herbert 1985; O’Neill ve Lambert 1989; Nixon 1988; McCaslin 1990).

Drama, eylem gerektiren faaliyetler içerir. Bu nedenle yaparak yaşayarak öğrenme kavramıyla fazlaca ilişkilidir. Yapılandırmacı eğitim sisteminde öğrencilerin derslerde aktif rol almaları istendiğinden ötürü dramanın eğitimdeki önemi biraz daha artmıştır. Drama, öğrencinin bilgiyi yaşayarak elde etmesine yardımcı olur. Yaşayarak, yaparak, emek harcayarak bir şeyler öğrenen öğrenci yaptığı işten haz alacaktır, kendine güveni gelecektir. O andan itibaren de uyguladığı yöntemleri hayatındaki başka noktalara uyarlayacaktır. Bu şekilde hayatı, dış dünyayı tanıyacak, karşılaştığı sorunlarla nasıl baş etmesi gerektiğini çözümleyecektir.

Dramada bir lider, yani dramayı bilen bir başkan bulunmalıdır. Başkan, bazen etkinliklere de katılır. Eğitim ortamında dramayı yöneten kişi çoğu zaman öğretmen olur. Bu durum aynı zamanda öğretmen ile öğrenci arasındaki ilişkinin gelişmesine etki eder. Aynı zamanda Yeşilyurt (2011)’un da çalışmasında belirttiği gibi drama sayesinde öğrenci ezberci eğitimden kurtulur.

2.3.1. Dramanın Yararları

Öğrenci derste uyguladığı drama yöntemi sayesinde kalıcı öğrenmeler gerçekleştirir. Bunun yanı sıra kendine güven duygusu artar ve kendisini ifade etmeyi öğrenir. Demirel (2006, s.42), drama tekniğinin yararlarını şu şekilde sıralamaktadır:

(40)

24

1. Etkili ve dikkatli dinleme yeteneğini geliştirir. 2. Kişinin kendine olan güvenini arttırır.

3. Anlatma yeteneğini ve yaratıcılığı arttırır. 4. Akıcı konuşmayı geliştirir.

5. Dile hâkimiyeti ve doğru ifade yeteneğini geliştirir. 6. Bilgilerin etkin kullanımını sağlayarak onları pekiştirir.

Dramanın eğitimdeki yararlarını Aral ve ark. (2000, s. 43) şu şekilde sıralamıştır: 1. Özgüven duygusunun gelişmesini

2. Bireyin bilişsel, dil, meslek ve sosyal açıdan gelişmesini

3. Kendini başkasının yerine koyarak (empati) çok yönlü düşünmesini 4. İşbirliği, danışma ve paylaşma duygusunun gelişmesini

5. Kendini ifade edebilmeyi 6. Öğrenilen şeylerin kalıcılığı

7. Bireyin değişik yaşantıları tanımasını 8. Eğitim ve öğretimde aktif rol almayı

9. Rahatlamayı (Oyunun değişik ihtiyaçlarını gidermeyi) 10. Sorumluluk duygusunun gelişmesini

11. Bireyin farklı görüş açılarına sahip olmasını, eleştirmeyi, tartışmayı öğrenmesini sağlar.

2.4. Dramatizasyon

Günümüzde oyuna koyma, oyunlaştırma veya bir durumu gerçekte olduğundan daha heyecan verici ya da kötü göstermek olarak açıklanabilecek olan dramatizasyon, daha çok yazılı bir metne dayalı olarak bir konunun, öykünün, masalın ya da bir durumun canlandırılmasıdır (Adıgüzel’den aktaran Çakır, 2012). Drama yaşama sanatı olarak açıklanırken, dramatizasyon oyunlaştırma, yaşanır hâle getirme olarak belirtilebilir. (Kavcar’dan aktaran Kazıcı, 2008, s. 33).

Şekil

Tablo 3. Solunum sistemi başarı testi deney-kontrol grubu U testi sonucu
Tablo 5. Kontrol grubu öğrencilerinin uygulama öncesi ve sonrası başarı testi puanlarının  Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi Sonuçları
Tablo 6. Solunum sistemi başarı testi deney-kontrol grubu U testi sonucu
Tablo 7. Deney Grubu Öğrencilerinin Son Test Puanlarının Cinsiyete Göre U Testi Sonuçları  Grup  n  Sıra Ortalaması  Sıra Toplamı  U  p

Referanslar

Benzer Belgeler

The maximum saturated fatty acids percentage as determined at Yenimahalle (6.3%) and at Ikizce (5.7%) locations for cultivar A20 was higher in comparison to brown

Öğretim programında, eleĢtirel düĢünme, yaratıcı düĢünme, iletiĢim, araĢtırma ve sorgulama, problem çözme, bilgi teknolojilerini kullanma, giriĢimcilik ve

Düğümler arasındaki bağlantı ağrı kesici ilaçlar köprü olarak kullanıldığı için onlar üzerinden sağlandı. Çünkü bir hastalığın ilacı diğerine

Amacımız Yoğun Bakım Ünitesinde Acinetobacter baumannii enfeksiyonu nedeniyle kolistin tedavisi alan geriatrik (≥65 yaş) ve nongeriatrik (<65yaş) hastalar arasında akut

6 mm olarak belirlenmiş olan diş boyu bizim çalışmamızda 4-6 mm olarak tespit edilmiş olup, Florada belirtilmemiş olan diş sayısının bizim çalışmamızda

Türkiye’deki eşitlik çalışmalarına Birleşmiş Milletler, Uluslararası Çalışma Örgütü, Avrupa Birliği gibi mekanizmaların taraf olunan sözleşmeleri ve

Mayıs, Eylül ve 2011 yılı Şubat aylarında uygulanmıştır. Đki boyutlu elektrik ut ısıtılması amacı ile aktif olarak kullanılan Balçova jeotermal alanında

Çağdaş İslam bankacılığının, gelişimi, klasik ticari bankacılığa yakınlaşma ve benzeşme süreci olmuştur. İslami sermaye, bankalar gibi çeşitli finans