• Sonuç bulunamadı

KOBİ'lerde yönetim ve organizasyon sorunlarının yaşanma düzeyi: Ankara KOBİ örneği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "KOBİ'lerde yönetim ve organizasyon sorunlarının yaşanma düzeyi: Ankara KOBİ örneği"

Copied!
111
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

İŞLETME EĞİTİMİ ANABİLİM DALI

KOBİ’LERDE YÖNETİM VE ORGANİZASYON

SORUNLARININ YAŞANMA DÜZEYİ :ANKARA KOBİ ÖRNEĞİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan Derya KULAKOĞLU

Ankara Nisan, 2013

(2)

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

İŞLETME EĞİTİMİ ANABİLİM DALI

KOBİ’LERDE YÖNETİM VE ORGANİZASYON

SORUNLARININ YAŞANMA DÜZEYİ :ANKARA KOBİ ÖRNEĞİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Derya KULAKOĞLU

Danışman: Yrd.Doç.Dr. Kadir ÖZER

Ankara Nisan, 2013

(3)
(4)

ii

Hem dünya genelinde hem de Türkiye’de mevcut işletmelerin %99’unu oluşturan küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ), yapılan akademik araştırmalara göre ülkemizdeki reel sektörün en önemli istihdam ve ekonomik faaliyet kaynağını oluşturmaktadır. Bu denli yüksek potansiyele sahip olan KOBİ’lerin, yaşanan ekonomik koşullar, artan rekabet ve belirsizlikler ortamında ortak ve en önemli sorunlarından birisi de yönetim ve organizasyon sorunudur. KOBİ’lerin ayakta kalabilmeleri, ülke ve dünya ekonomisinde yer edinebilmeleri, varlıklarını sürdürebilmeleri için yönetim ve organizasyon becerilerinin önemi giderek artmaktadır. Bu yüzden KOBİ’lerin gelişen teknolojiyi takip edebilmek, yeni pazarlara açılabilmek, nitelikli eleman istihdam edebilmek, etkin kalite ve rekabet yönetimi stratejilerini belirleyebilmek için bu değişime ayak uydurması zorunlu hale gelmekte, örgütsel ve yönetsel becerilerin yenilenmesi, şartlara uygun hale getirilmesi gerekmektedir.

Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İşletme Eğitimi Anabilim Dalı yüksek lisans tezi olarak seçmiş olduğum bu çalışmada, KOBİ’lerin yönetim ve organizasyon sorunlarına değinilmiş, Ankara Ostim Organize Sanayi Bölgesinde iş makinaları yedek parça imalatı yapan işletmelerin yaşadıkları yönetim ve organizasyon sorunlarının düzeyi tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu amaç doğrultusunda çalışmamızda hem literatür taraması, hem de anket çalışması ile alan araştırması yapılmıştır.

Bu çalışmamın hazırlanmasında değerli görüş ve önerileriyle katkıda bulunan tez danışmanım Yrd.Doç.Dr.Kadir ÖZER’e, ingilizce çevirilerde yardımlarını esirgemeyen arkadaşım Gülşah GÜREŞ’e, her zaman yanımda olan ve desteğini esirgemeyen eşim Turan KULAKOĞLU’na teşekkürü borç bilirim.

(5)

iii

KOBİ’LERDE YÖNETİM VE ORGANİZASYON SORUNLARININ YAŞANMA DÜZEYİ:ANKARA KOBİ ÖRNEĞİ

KULAKOĞLU, Derya

Yüksek Lisans, İşletme Eğitimi Anabilim Dalı Tez Danışmanı: Yrd.Doç.Dr.Kadir ÖZER

Nisan-2013, 109 Sayfa

Bu araştırmanın amacı, Ankara Ostim Organize Sanayinde iş makinaları yedek parça imalatı yapan işletmelerde yönetsel ve örgütsel problemlerin ne düzeyde yaşandığının bilimsel bir araştırma ile ortaya konulmasıdır. Bu araştırma beş bölümden oluşmaktadır.

Birinci bölümde, araştırmanın problemi açıklanarak, amacı, önemi, varsayımları, sınırlılıkları ve konu ile ilgili tanımlar hakkında bilgiler verilmiştir.

İkinci bölümde KOBİ’lerin, Türkiye, Avrupa Birliği (AB), AB üyeleri ve bazı ülkelerdeki tanımları, KOBİ’lerin tanımlanmasında kullanılan nicel ve nitel ölçütler, avantajları ve dezavantajları ile ülkemiz ekonomisi içerisindeki yeri ve önemi üzerinde durulmuş, dünya ekonomileri içindeki payları ve önemleri belirtilmiştir. İşletmelerin planlama, örgütleme, yöneltme, koordinasyon, denetim ve karar alma konusunda karşılaştıkları yönetim ve organizasyon sorunları ile pazarlama, insan kaynakları, Ar-ge, muhasebe, üretim, tedarik, finansman, ihracat, teknoloji, kurumsallaşma konularındaki sorunlarına değinilmiştir.

Üçüncü bölümde, araştırma ile ilgili genel bilgiler yanında araştırmanın yöntemi, örneklemi ve ölçüm araçları verilmiştir. Araştırmada, alan araştırması yöntemi kullanılmıştır. Betimsel araştırma da denilen alan araştırmaları insanların herhangi bir konudaki görüşlerini ve değerlendirmelerini içermektedir.

Dördüncü bölümde ise, Ankara ili Ostim Organize Sanayi Bölgesinde İş Makinaları Yedek Parça İmalatı yapan 106 işletme sahip/yöneticisi üzerinde gerçekleştirilen ve iki bölümden oluşan bir anket formu ile araştırma yapılmıştır. Konuyla ilgili olarak benzer amaçlarla yapılan araştırmalardan hareketle hazırlanan anket formunun birinci bölümünde, araştırmaya katılan işletme ve işletme yöneticilerinin temel özelliklerini

(6)

iv

konuları dikkate alınarak oluşturulan 30 soru ifadesine katılım düzeyleri belirlenmeye çalışılmıştır. Anketlerden elde edilen bulgular yüzde(%) ve frekans(f) üzerinden değerlendirilmiştir. Yapılan faktör analizi neticesinde, personel-personel eğitimi- uyumluluk, organizasyon yapısı, profesyonel yöneticiye güvensizlik, tecrübe ve sezgilerle hareket etme, nitelikli eleman istihdamı, yetki ve sorumluluk devri, karar alma, uzmanlaşma, insan kaynakları bölümünün işleyişi olmak üzere adlandırılan dokuz faktöre ait ortalama, standart sapma ve varyans değerleri hesaplanmıştır. Hipotezlerin analizi ise Ki-Kare bağımsızlık testi ile test edilmiş ve sonuçlar yorumlanmıştır. Oluşturulan hipotezlerin analizleri sonucunda; yaş, eğitim durumu, deneyim süresi ve çalışan sayısı değişkenleri ile yönetim ve organizasyon sorunları arasında anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Ancak, profesyonel yöneticilere yetki devrinde deneyim süresi değişkeninin etkili olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Bulgular, anket kapsamındaki işletmelerin genel bir KOBİ niteliği sergilediğini, işletme sahiplerinin yönetimdeki paylarının çok yüksek olduğunu, profesyonel yöneticiye yetki devrinden kaçındıklarını ve nitelikli eleman istihdamı sorununu açıkça ortaya koymaktadır.

Beşinci olan son bölümde ise, araştırma sonucunda elde edilen bulgular ışığında KOBİ’lerin yönetim ve organizasyon becerilerini nasıl daha etkin ve verimli bir hale getirebileceği ile ilgili öneriler sunulmuştur.

(7)

v

THE LEVEL OF MANAGEMENT AND ORGANİZATİON PROBLEMS AT SMEs (SMALL AND MEDIUM SIZED ENTERPRISES): ANKARA SMEs SAMPLE

KULAKOĞLU, Derya Master of Business Administration Supervisor: Yrd.Doç.Dr.Kadir ÖZER

April-2013, 109 pages

The aim of this study is to state/reveal the level of management and organization problems at the enterprises producing replacament parts in Ankara Ostim Industrial District. This thesis is composed of five chapters.

In the first part/chapter, the research subject matter will be explained and further information with regard to its purpose, importance, assumptions, limits together with relevant definitions will be given.

In the second part/chapter, the following issues will be underlined: definitions of SMEs in Turkey, EU and in some other countries together with qualitative and quantitative measures used in defining the SMEs, the advantaged and disadvantages of the SMEs, the place and importance of the SMEs in Turkey and the world economy. The problems faced by the enterprises in the planning, organization, management, coordination, supervision and decision-making phases together with the problems in the marketing, human resources, research and development, accounting, production, procurement, finance, export, technology and institutionalization.

In the third part/chapter, beside of general information on the research matter, its methodology, sampling and measuring tools are submitted. In the research, field research is used as a method. Field researches which are also known as descriptive researches include the views and evaluations of people on an issue.

In the fourth part/chapter, a detailed information on the research which has been made through interviews, as based on survey sheets composed of two parts, held with 106 owners/managers of enterprises producing replacament parts in Ankara Ostim Industrial District as based on a survey sheet composed of two parts is given. In the first part of the

(8)

vi

pf the survey sheet, 30 questions are asked to the SMEs owners/managers on the issue of planning, organization, management, coordination, supervision and decision-making processes. The findings of the surveys are evaluated with percentages (%) and frequency (f). As a result of factor analysis, average, standard deviation and variance values are calculated on the following nine factors personel-personnel education-compatibility, organization structure, distrust to the professional managers, acting in accordance with experience and intuition, procurement of qualified personel, transfer of authority and responsibility, decision-making, specialization and the performance of human resources departments. The anaylsis of the hypothesis is tested with Ki-Kare independence test and the results are evaluated. According to the results of the analysis of hypothesis, there are significant differences between the independent variables such as age, education level, experience and the number of workers and management and organization problems. However, during the transfer of authority to the professional managers, experience period/duration is cited as ineffective.

The findings prove that the enterprises in the survey are carrying the general features of SMEs, the owners of these enterprises have very high stakes at the management levels and also they are refrained from transfer of this power to professional managers, and also there is a problem of finding qualified personel in these enterprises.

The fifth and the final part gives suggestions/recommendations on the issue of how the SMEs can use their management and organization talents/skills in a more efficient and fruitful way in accordance with the findings of the research.

(9)

vii ÖNSÖZ………....………... ...ii ÖZET………...……….…. .………….…..iii ABSTRACT………...…………. ...…………...v İÇİNDEKİLER………..……..…… ………….…vii TABLOLAR LİSTESİ……….….……… ……….…x

SİMGELER LİSTESİ……….………... ...xii

KISALTMALAR LİSTESİ……….………... ...xiii

1. GİRİŞ………..…….……… …..…...1 1.1. Problem Durumu………...………...……… ….…2 1.2. Araştırmanın Amacı……….……… .…3 1.3. Araştırmanın Önemi………..………. …...4 1.4. Varsayımlar……….. …..5 1.5. Araştırmanın Sınırlılıkları ………... ....5 1.6. Tanımlar……….……….…………. ..6

2. KOBİ’LERDE TANIM, KAPSAM, TEMEL ÖZELLİKLER VE GENEL SORUNLAR……… ...7

2.1.TÜRKİYE, AVRUPA BİRLİĞİ (AB) VE DÜNYADA KOBİ TANIMLARI 2.1.1. Türkiye’de ve AB’de KOBİ Tanımları………..…… …...7

2.1.2. Türkiye’de Farklı Kurum ve Kuruluşlar Tarafından Yapılan KOBİ Tanımları….……… ……8

2.1.3. AB Üyesi Bazı Ülkelerde KOBİ Tanımları... ...10

2.1.3.1. Almanya’da KOBİ Tanımı……… ……..10

2.1.3.2. Fransa’da KOBİ Tanımı…..……… ………10

2.1.3.3. İtalya’da KOBİ Tanımı…... ...11

2.1.4. Diğer Ülkelerde KOBİ Tanımları... ...11

2.1.4.1. Amerika Birleşik Devletleri’nde KOBİ Tanımı…... ...11

2.1.4.2. Japonya’da KOBİ Tanımı... ...12

2.1.5. KOBİ’lerin Tanımlanmasında Kullanılan Ölçütler………. …...12

2.1.5.1. KOBİ’lerin Nicel Özellikleri...………..… ….12

2.1.5.2. KOBİ’lerin Nitel Özellikleri………...………. …...13

(10)

viii

2.1.6.1. KOBİ’lerin Avantajları………..………...…. .17

2.1.6.2. KOBİ’lerin Dezavantajları………. .19

2.1.7. KOBİ’lerin Türkiye Ekonomisindeki Yeri ve Önemi..……… ..21

2.2. KOBİ’LERİN GENEL SORUNLARI………...……… …24

2.2.1. KOBİ’lerin Yönetim ve Organizasyon Sorunları………….……….. …24

2.2.2. Pazarlama Sorunları………..………..……...………… . .25

2.2.3. İnsan Kaynakları Sorunları………... . ..26

2.2.4. Araştırma Geliştirme (AR-GE) Sorunları……….…………..….… …..27

2.2.5. Muhasebe Sorunları………...…... ... ...28

2.2.6. Üretim Sorunları……… …..28

2.2.7. Finansman Sorunları………..…… …..29

2.2.8. Tedarik Sorunları……….………... .... ...30

2.2.9. İhracat İle İlgili Sorunlar………...…... .... ....31

2.2.10.Teknolojik Yapıya İlişkin Sorunlar ……….… …..32

2.2.11. Kurumsallaşma İle İlgili Sorunlar... .... 33

2.3. KOBİ’LERİN YÖNETİM VE ORGANİZASYON SORUNLARI…....….. .34

2.3.1. KOBİ’lerde Planlama Sorunları... ... .35

2.3.2. KOBİ’lerde Örgütleme Sorunları………..… …37

2.3.3. KOBİ’lerde Yürütme (Yöneltme) Sorunları.………..… …..41

2.3.4. KOBİ’lerde Eşgüdümleme (Koordinasyon) Sorunları…… ….…43

2.3.5. KOBİ’lerde Kontrol (Denetim) Sorunları……….… …...46

2.3.6. KOBİ’lerde Karar Alma Sorunları...……… ….48

2.4.İLGİLİ ARAŞTIRMALAR……… ….50

3. YÖNTEM……….. ….52

3.1. Araştırmanın Modeli………...…..…. …52

3.2. Evren ve Örneklem ………..………..…….. . …52

3.3. Verilerin Toplanması ve Analizi………...……… ....53

3.4. Araştırmanın Güvenilirlik Analizi………..…………. ..…54

4. BULGULAR ve YORUM………..………….… …55

(11)

ix

4.4. Personel, Personel Eğitimi ve Uyumluluğa İlişkin Görüşlerin Dağılımı… ...66

4.5. Organizasyon Yapısına İlişkin Görüşlerin Dağılımı…………..……… ..69

4.6. Profesyonel Yöneticiye Güvenmemeye İlişkin Görüşlerin Dağılımı……… ..71

4.7. Tecrübe ve Sezgilerle Hareket Etmeye İlişkin Görüşlerin Dağılımı…….… ..72

4.8. Nitelikli Eleman İstihdamına İlişkin Görüşlerin Dağılımı……….… ..73

4.9. Yetki ve Sorumluluk Devrine İlişkin Görüşlerin Dağılımı………..… 73

4.10. Karar Almaya İlişkin Görüşlerin Dağılımı………..……... 74

4.11. Uzmanlaşmayaİlişkin Görüşlerin Dağılımı……….. .75

4.12. İnsan Kaynakları Bölümünün İşleyişine İlişkin Görüşlerin Dağılımı……. ..75

4.13. Araştırma Hipotezlerine İlişkin Sonuçlar ve Değerlendirmeler……....…… 76

5. SONUÇ ve ÖNERİLER……….… . …85

KAYNAKÇA……….…………. .. ..89

(12)

x

Tablo 1: Almanya KOBİ Araştırma Enstitüsünün KOBİ Tanımı………....…10 Tablo 2: Türkiye’de İmalat Sanayinde İşletmelerin Ölçeksel Dağılımı…….………..22 Tablo 3: KOBİ’lerin Bazı Ülke Ekonomilerindeki Etkinliği………...….23 Tablo 4: Ankete Katılan Yöneticilerin Cinsiyete Göre Dağılımı……….……..55 Tablo 5: Ankete Katılan Yöneticilerin İşletmedeki Pozisyonlarına Göre Dağılımı...55

Tablo 6: Ankete Katılan Yöneticilerin Yaşa Göre Dağılımı……….……56 Tablo 7: Ankete Katılan Yöneticilerin Eğitim Düzeylerine Göre Dağılımı…….…....56

Tablo 8: Ankete Katılan Yöneticilerin Yöneticilik Deneyim Süresine Göre Dağılımı…57 Tablo 9: İşletmelerde Hukuki Yapıya İlişkin Dağılım………..………57 Tablo 10: İşletmenin Türüne İlişkin Dağılım……….…..58 Tablo 11: İşletmelerde Çalışan Kişi Sayılarına İlişkin Dağılım…...……….………….58 Tablo 12: İşletmelerde Danışmanlık Hizmeti Alma Durumuna İlişkin Dağılım……...58 Tablo 13: İşletmelerde Ne Tür Planlama Yapıldığına İlişkin Dağılım………..……….59 Tablo 14: İşletmelerde Uzun Vadeli Planlama Yapılmama Nedenlerine İlişkin

Dağılım………..59

Tablo 15: İşletmelerde Planlamanın Hangi Alanlarda Yapıldığına İlişkin Dağılım…...60 Tablo 16: İşletmelerin Kurumsallaşmaya Başlama Sebebine İlişkin Dağılım…….…..60 Tablo 17: İşletmelerde Karşılaşılan Teknoloji Kaynaklı Sorunlara İlişkin Dağılım…..61 Tablo 18: KMO ve Bartlett'in Test Sonuçları ………...….….62 Tablo 19: Faktör Analizi Sonuçları………...63 Tablo 20: Personel, Personel Eğitimi ve Uyumluluğa İlişkin Görüşlerin Dağılımı……..66 Tablo 21: Organizasyon Yapısına İlişkin Görüşlerin Dağılımı………..…………..69 Tablo 22: Profesyonel Yöneticiye Güvenmemeye İlişkin Görüşlerin Dağılımı..………71 Tablo 23: Tecrübe ve Sezgilerle Hareket Etmeye İlişkin Görüşlerin Dağılımı……..…….72

(13)

xi

Tablo 25: Yetki ve Sorumluluk Devrine İlişkin Görüşlerin Dağılımı.………....73 Tablo 26: Karar Almaya İlişkin Görüşlerin Dağılımı………...74 Tablo 27: Uzmanlaşmaya İlişkin Görüşlerin Dağılımı………75 Tablo 28: İnsan Kaynakları Bölümünün İşleyişine İlişkin Görüşlerin Dağılımı….…...75

Tablo 29: Planlama Konusunda Yeterli Bilgi Sahibi Olma İle Eğitim Durumu

Arasındaki İlişki………76

Tablo 30: Uzun Vadeli Planlama Yapma İle Planlama Uzmanı İstihdam Arasındaki

İlişki………..77

Tablo 31: Yönetimin, Profesyonel Yöneticilere Devredilmesi İle Yönetici Yaşı

Arasındaki İlişki………78

Tablo 32: Yönetimin, Profesyonel Yöneticilere Devredilmesi İle Yöneticilik Deneyim Süresi Arasında İlişki………79 Tablo 33: Profesyonel Yöneticilerden Pratik Bilgilerinin Fazla Olması İle Yöneticilik Deneyim Süresi Arasında İlişki………...………....80 Tablo 34: İşe Uygun Personel Seçilmesi İle Çalışan Sayısı Arasındaki

İlişki………..……...81

Tablo 35: İşletme Sahip – Yöneticisinin Kimin Ne Yapacağını Belirlemesi İle Çalışan Sayısı Arasında İlişki………..……….…..82 Tablo 36: Emirlerin Yazılı Olarak ve Yönergelere Başvurularak Verilmesi İle Eğitim

Durumu Arasında İlişki………..….83 Tablo 37: Kararların Sadece Üst Yönetim Tarafından Alınması İle Yöneticilik

Deneyim Süresi Arasında İlişki………...………..……84

(14)

xii

f Frekans

n Gözenekteki Eleman Sayısı ort Ortalama p Manidarlık, Anlamlılık Sd Serbestlik Derecesi sig. Anlamlılık Ss Standart Sapma % Yüzde

(15)

xiii AB : Avrupa Birliği

AR-GE : Araştırma Geliştirme A.Ş. : Anonim Şirket

DİE : Devlet İstatistik Enstitüsü DPT : Devlet Planlama Teşkilatı DTM : Dış Ticaret Müsteşarlığı EXİMBANK : Türkiye İhracat Kredi Bankası FA : Faktör Analizi

KMO : Kaiser-Meyer-Olkin (örneklem yeterliliği indeksi) KOBİ : Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler

KOSGEB : Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı

KSEP : Kamu Strateji ve Eylem Planı

SMEs : Small and Medium Sized Interprises(Küçük ve Orta Ölçekli İşletme) OECD : Organization for Economic Cooperation and Development

(Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü)

TOSYÖV : Türkiye Küçük ve orta Ölçekli İşletmeler Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticileri Vakfı

TOBB : Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği TÜİK : Türkiye İstatistik Kurumu

TTK : Türk Ticaret Kanunu V.b. : Ve Benzeri

V.d. : Ve Diğerleri

(16)

BÖLÜM I 1. GİRİŞ

1970’li yıllarda yaşanan petrol krizinin etkisiyle dünyada büyük işletmelere olan ilgi, küçük ve orta ölçekli işletmelere (KOBİ) doğru kaymıştır. 1990 yılından bu yana ülkemiz sanayileşmesine büyük katkıları olan makina imalatçılarının büyük çoğunluğu da küçük ve orta ölçekli işletme niteliğindedir.

Rekabetin ve değişikliğin çok yoğun yaşandığı günümüzde yeniliklere kolayca uyum sağlayabilen küçük ve orta büyüklükteki işletmeler, daha az yatırımla daha çok üretim ve ürün çeşidi sağlama, talep değişikliklerine çabuk cevap verebilme, istihdam olanakları sağlama, bölgeler arası dengeli kalkınmayı sağlama, büyük sanayi işletmelerini tamamlama gibi özellikleri sayesinde ekonomik ve sosyal hayatın vazgeçilmez bir unsuru haline gelmişlerdir.

Yapılan çeşitli araştırmalar ülkemizdeki reel sektörün en önemli istihdam ve ekonomik faaliyet kaynaklarını KOBİ’lerin oluşturduğunu gösterse de, yaşadıkları ortak ve en önemli sorun, yönetim ve organizasyon sorunudur. KOBİ’ler çoğunlukla emek- yoğun işletmeler olmasından dolayı bir kişinin üzerine görevi haricinde çok fazla iş yüklenmektedir. Ayrıca, kendisini her konuda yeterli düzeyde gören işletme sahibi, yönetimin temel işlevleri olan planlama, organizasyon, yöneltme, koordinasyon, denetim işleriyle bizzat kendisi uğraşmaktadır. Yani bir KOBİ işletmecisi aynı anda hem karar veren, verdiği kararları uygulatan ve kimi durumlarda uygulayan kişi olmak durumunda kalmaktadır. Bu durum KOBİ’lerde nitelikli personel istihdamı eksikliği, profesyonel yöneticilere yetki devri yapılmaması gibi sorunları beraberinde getirirken, yanlış kararların alınmasına sebep olmaktadır. Bu tür sorunlar ise KOBİ’lerde yönetim konusunda yaşanan sıkıntıların temel nedenini oluşturmaktadır. Bu sebeple artan rekabet ortamında KOBİ’lerin ayakta kalabilmesi ve alınan bir takım önlemlerin etkin ve uygulanabilir olması için yönetim ve organizasyon becerilerinin önemi her geçen gün artmaktadır.

(17)

KOBİ yöneticilerinin organizasyonlarını günümüz şartlarına uygun hale getirmeleri, çalışma ortamının ve takım ruhunun gelişmesine daha fazla katkı sağlayacağından, işletmelerin verimli ve etkili olabilmeleri için yöneticilerin çağdaş yönetim uygulamalarını dikkatle takip etmeleri, zamana ve koşullara uygun yönetim bakış açılarına sahip olmaları gerekmektedir. (Altay ve İlban, 2007:112).

1.1. Problem Durumu

KOBİ’lerde hiyerarşik yapıdaki karar ve icra organlarının önemli bir kısmı aile bireylerinden oluşmaktadır. Küreselleşme, bilgi ekonomisi, hızlı değişen bilgi ve iletişim teknolojileri, yeni pazar fırsatları ve ekonomik krizlerin yaşandığı bir ortamda giderek karmaşık hale gelen işletme faaliyetleri ve büyüyen işletme ölçeği karşısında, işletme sahibinin ve aile bireylerinin bilgi ve becerilerinin yetersiz kalması, değişime uyum sağlamayı güçleştirmektedir. Ayrıca, yeni uzmanlık alanlarının ortaya çıkması, bilginin önemli bir değer haline gelmesi, işletme-çevre ilişkilerinin önem kazanması ve organizasyon yapılarının karmaşık hale gelmesi nedeniyle zaman ve bilgi düzeyi açısından girişimci yetersiz kaldığından işletmelerde başka yöneticilere de ihtiyaç duyulmaktadır. Değişimi kavrayacak ve değişime yaratıcı tepkide bulunabilecek uzman kişiler arasından seçilen ve işletmelerde karar organı işlevini üstlenen bu yöneticiler, “profesyonel yönetici” olarak adlandırılmaktadır. Girişimcilerin profesyonel yöneticilere yer açamamaları durumunda, büyüme sürecinde pek çok fırsat kaçırılabilir veya ele geçen fırsatlar uygun şekilde değerlendirilmeyebilir (Özgener, 2003:139).

İşletmedeki yetki ve sorumlulukların dağılımının dengeli ve açık olmaması, işbölümü ve uzmanlaşmanın yetersiz oluşu, işletmelerin temel politikalarının belirlenmesi ve organizasyon şeması oluşturulmasında işletme yöneticilerinin yetersiz oluşu organizasyonda karşılaşılan sorunlardandır (Özgener, 2003:143-144). Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemiz KOBİ’lerine de hak ettikleri değer ve önem verilmeli, başarısızlıklarına sebep veren etmenler iyileştirilmeli, özellikle yönetim ve organizasyon konusunda hata yapmamaları için gerekli çalışmalar yapılmalı ve rehberlik sağlanmalıdır.

Ayrıca bu işletmelerin sadece sahip-yönetici tarafından yürütülen bir KOBİ niteliğinde olması ve her zaman yönetim ve organizasyon sorunlarıyla karşılaşmasının

(18)

yanı sıra gelecekte ortaya çıkacak olası sorunlara da her zaman hazırlıklı olması yönüyle, yönetim ve organizasyon sorunları üzerinde durmayı önemli hale getirmektedir (Serinkan ve Cabar, 2008:3).

Bu sebeple, “KOBİ’lerde yönetim ve organizasyon sorunlarının ne düzeyde yaşandığı” konusu araştırma problemini oluşturmaktadır.

1.2. Araştırmanın Amacı

Türkiye’de ve dünyada ülke ekonomisinde çok büyük katkıları olan Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler ekonomik canlanma, yapısal değişim, istihdam yaratma ve teknolojik gelişmelere uyum konusundaki rolleri nedeniyle ülke ekonomileri için vazgeçilemez unsurlardır. Gelişen ve sürekli değişen dünya ekonomilerinde, bütün işletmeler için bir rekabet ortamı oluşmuştur. Artan rekabet ortamında KOBİ’lerin ayakta kalabilmesi ve alınan bir takım önlemlerin etkin ve uygulanabilir olması için yönetim ve organizasyon becerilerinin önemi her geçen gün artmaktadır. İşletmeler hızlı teknolojik gelişmeleri takip edebilmek, rekabet yönetimi stratejilerini belirleyebilmek, örgütsel ve yönetsel becerilerini iyileştirebilmek, yeni pazarlara açılabilmek, nitelikli personel istihdam etmek için yeniden yapılanma gereksinimi duymaktadırlar. Bu nedenle, KOBİ’lerin yönetsel ve örgütsel alandaki sorunlarının bilinmesi ve çözüm önerilerinin geliştirilmesi büyük önem arz etmektedir.

Bu çalışmada, Ankara Ostim Organize Sanayi Bölgesindeki iş makineleri yedek parça imalatı yapan işletmelerde yönetsel ve örgütsel problemlerin ne düzeyde yaşandığının bilimsel bir araştırma ile ortaya konulması ve araştırma bulgularından hareket edilerek bu sorunların çözümüne öneriler sunulması amaçlanmıştır.

Araştırmanın hipotezleri aşağıdaki gibi geliştirilmiştir:

1. İşletme sahibi/yöneticisinin kendisini planlama konusunda yeterli bilgi sahibi olarak görmesi ile eğitim durumu arasında anlamlı bir ilişki vardır.

2.Uzun vadeli planlama yapma ile planlama uzmanı istihdamı arasında anlamlı bir ilişki vardır.

3.İşletme yönetiminin, profesyonel yöneticilere devredilmesi ile yönetici yaşı ve yöneticilik deneyim süresi arasında anlamlı bir ilişki vardır.

4.İşletme sahibi-yöneticisinin, profesyonel yöneticilerden pratik bilgilerinin fazla olması ile yöneticilik deneyim süresi arasında anlamlı bir ilişki vardır.

(19)

5.İşletmelerin terfilerde ve yeni personel alımlarında, aileden olan veya olmayan ayrımı yapılmaksızın işe uygun personel seçmesi ile çalışan sayısı arasında anlamlı bir ilişki vardır.

6.İşletme sahip-yöneticisi kimin ne yapacağını kendisinin belirmesi ile işletmede çalışan sayısı arasında anlamlı bir ilişki vardır.

7.İşletmede emirlerin yazılı olarak ve yönergelere başvurularak verilmesi ile yöneticinin eğitim düzeyi arasında anlamlı bir ilişki vardır.

8.İşletmede kararların sadece üst yönetim tarafından alınması ile yöneticilik deneyim süresi arasında anlamlı bir ilişki vardır.

1.3. Araştırmanın Önemi

İş ve inşaat makineleri bir ülkenin alt ve üst yapısının imarında kullanılarak o ülkenin ekonomik ve sosyal gelişmesine çok önemli katkılar sağlayan araçlardır. Dolayısıyla bir ülkenin ekonomik ve sosyal yönden kalkınmışlığını ve kalkınma hızını, yıl içerisinde satılan iş ve inşaat makineleri sayısı ve niteliği ile ölçmek mümkün olabilmektedir (http://www.sanayi.gov.tr/Files/Documents/is_ve_insaat_mak_sektoru_-160820101429 08.pdf adresinden 11.07.2011’de alınmıştır).

Tamamen yatırımlara yönelik faaliyet gösteren iş ve inşaat makineleri sektörü, Türkiye ekonomisinin yaklaşık %1,2’sini oluşturmaktadır. Yani 1990 yılından bu yana yıllık % 20 oranında büyüme gösteren Türk makina imalat sanayi, ülkemizde sanayileşmenin gelişiminin temel taşı niteliğindedir. Birçok ülkede olduğu gibi, Türkiye’de de makina imalatçılarının büyük çoğunluğu küçük ve orta ölçekli işletme niteliğinde olup, bu yapı değişen ekonomik koşullara ve teknolojik gelişmelere karşı daha esnek ve hızlı cevap verme imkânı sağlamaktadır (Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, 2011:3)

KOBİ’lerin ülkemizdeki reel sektörün en önemli istihdam ve ekonomik faaliyet kaynağını oluşturduğu yapılan çeşitli araştırmalarla tespit edilmiştir. Fakat bu kadar yüksek potansiyele sahip olsalar da KOBİ’lerin ortak ve en önemli sorunu yönetim ve organizasyon sorunudur. Genel problemlerin başında doğru insanın doğru yerde kullanılamaması veya bir kişinin üzerine görevi haricinde çok fazla iş yüklenmesi ve dolayısıyla verimliliğin düşmesi gibi problemleri sayabiliriz

(20)

(http://www.kocaeligazetesi.com.tr/root.vol?title=kobilerde-yonetim sorunlari &exec = page &nid =73854 adresinden 11.07.2011’de alınmıştır).

Bir işletmenin başarısında para durumu ve fiziki imkanlar kadar önemli bir faktör de yöneticilerin sahip oldukları yetenekleridir. Üstün nitelikli yöneticilerin objektif, yerinde kararlar veren, astlarının ihtiyaçlarını görebilen, sorumluluk almaya hazır ve en önemlisi de kendilerine güveni olan bireyler olmaları gerektiği kabul edilmektedir.

Araştırmanın, İş makinaları yedek parça imalatı yapan işletmelere yönelik bir çalışma olması, bu alanda gelişen teknolojiyle sürekli değişen sorunların çözümüne katkıda bulunacağından önemli görülmektedir. Ayrıca bundan sonraki araştırmalara kaynak oluşturması açısından da önemlidir.

1.4. Varsayımlar

1. Araştırmaya konu olan yöneticilerin, sorulara verdikleri cevaplar, yöneticilerin gerçek algı ve değerlendirmelerini yansıttığı varsayılmaktadır.

2. Seçilen örneklemin evreni temsil ettiği varsayılmaktadır.

3. Ankette yer alan soruların, araştırmanın problemlerini test etme açısından yeterli ve geçerli olduğu varsayılmıştır.

1.5. Araştırmanın Sınırlılıkları

Türkiye’de çok sayıda KOBİ bulunması, çalışmanın ülke kapsamında yapılmasının maliyet, zaman ve örneklemin tamamına ulaşılmasının zor olması nedeniyle, Ankara Ostim Organize Sanayi Bölgesinde iş makinaları sektörünün bir alt dalı olan yedek parça imalatı yapan KOBİ’lerle sınırlandırılmıştır.

Orta Asya Cumhuriyetlerinde petrol fiyatlarının artması, yatırımların ve iş makinasına yönelik talebin artması ve bu talebin önemli bir kısmının Türkiye'deki distribütörler tarafından karşılanıyor olması (http://www.ismakinalari.org.tr/tr/news.asp?id=9 adresinden 17.07.2011’de alınmıştır), bu tür şirketlerin ülkemizde hızlı bir şekilde gelişme göstermesi ve Ankara’da KOBİ’lerin yönetim ve organizasyon sorunları ile ilgili herhangi bir çalışmaya rastlanmamış olması araştırma kapsamına alınma nedeni olmuştur. Araştırma amaçlı

(21)

örnekleme yöntemine göre yapılacağından, kapsama alınan örneklemin bütünün (ana kütlenin) özelliklerini yansıtacağı varsayılmıştır.

1.6. Tanımlar

Şahıs Şirketi: Kurumlar vergisine tabi olmayan, şirket borçlarından dolayı tüm ortakları

eşit derecede yükümlülük altına girdiği, kollektif ve komandit olmak üzere ikiye ayrılan şirketlerdir.

Kollektif Şirket: Ticari bir işletmeyi, bir ticaret ünvanı altında işletme maksadıyla hakiki

şahıslar arasında kurulan ve ortaklarından hiçbirisinin mesuliyeti, şirket alacaklılarına karşı tahdit edilmemiş olan şirkettir (TTK md.153 akt. Mucuk, 2008:58).

Komandit Şirket: Ticari bir işletmeyi bir ticaret ünvanı altında işletmek amacıyla kurulan,

şirket alacaklılarına karşı ortaklardan bir veya birkaçının sorumluluğu sınırlandırılmamış, diğer ortak veya ortakların sorumluluğu belirli bir sermaye ile sınırlandırılmış olan şirkettir(TTK md.143 akt. Mucuk, 2008:59).

Şahıs İşletmesi: Tek girişimci tarafından oluşturulmuş işletmelere şahıs işletmesi adı

verilir. Şahıs işletmeleri; esnaf, sanatkar, tacir, serbest meslek erbabı yada sanayici olabilir.

Limited Şirket: En az iki, en fazla ise elli gerçek veya tüzel kişinin belli bir iktisadi maksat

ve konu ile uğraşmak üzere bir ticaret ünvanı altında bir akitle kurdukları, esas sermayesi saptanmış, borçlarından dolayı yalnız sorumlu ve ortaklarının sorumluluğu sınırlı bulunan, hak ehliyeti işletme konusu ile sınırlı, tüzel kişiliğe sahip bir ticaret şirketidir(Mucuk, 2008:62).

Anonim Şirket: En az 5 gerçek ya da tüzel kişi tarafından şirket sözleşmesinde yazılı

konularda faaliyette bulunmak üzere kurulmuş, esas sermayesi belli ve paylara bölünmüş olan sermaye şirketleridir. Anonim şirketlerde ortakların sorumlulukları taahhüt etmiş bulundukları sermaye payları ile sınırlıdır (Mucuk, 2008:59).

İş makineleri, yol inşaatı ile, tarım, sanayi, bayındırlık, milli savunma hizmetlerinde

kullanılan; iş amacına göre üzerine çeşitli ekipmanlar monte edilmiş; karayolunda insan, hayvan, yük taşımasında kullanılamayan motorlu araçlardır.

(22)

BÖLÜM II

2. KOBİ’LERDE TANIM, TEMEL ÖZELLİKLER VE GENEL SORUNLAR 2.1. TÜRKİYE, AVRUPA BİRLİĞİ (AB) VE DÜNYADA KOBİ TANIMLARI

2.1.1. TÜRKİYE’DE VE AB’DE KOBİ TANIMLARI

KOBİ’ler, farklı kriterler dikkate alınarak tanımlanmaktadır. Yapılan tanımlarda en çok kullanılan kriter, çalışan işçi sayısıdır. Çalışan sayısının dışında; sermaye miktarı, yıllık satış geliri, makine parkı gibi unsurlar göz önünde bulundurulmaktadır (Mucuk, 2008:110). Bunun yanı sıra devlet açısından ve ilgili danışmanlık niteliğindeki kurumlardan her türlü işletmenin geliştirilmesi ve desteklenmesine ilişkin politikaların belirlenmesinde de KOBİ tanımı rol oynamaktadır (Koçel,1993: 9).

Buradan hareketle Avrupa Birliğinde ortak KOBİ tanımına geçilmesi ve üye aday ülkelere tavsiye niteliğinde yayınlanması sonrasında ülkemizde de tüm kurumlar için geçerli olacak ortak bir KOBİ tanımı belirlenmiştir (DPT, 2011:24).

19.10.2005 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla çıkarılan, 25997 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 18.11.2005 tarih ve 5331 sayılı Kanun ve 2005/9617 Karar sayılı, “Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması Hakkındaki” Yönetmelik ile KOBİ’lerin sınıflandırılmasında AB’de olduğu gibi çalışan sayısı, bilânço ve satış büyüklüklerini esas alan tanım uygulanmaya başlanmıştır (DPT, 2011:24, Taş, 2010:44).

Yönetmelik KOBİ’leri, işletmelerin mali büyüklükleri ve istihdam edilen personel sayısını dikkate alarak, “mikro”, “küçük” ve “orta” büyüklükte işletmeler olarak üç gruba ayırarak tanımlamaktadır. Daha önceleri bazı tanımlarda kullanılan “sabit yatırım miktarı” yerine, yönetmelikte “işletmenin yıllık net satış hâsılatı veya mali bilançosu”

(23)

büyüklüğün belirlenmesi kriteri kabul edilmektedir. KOBİ’lerin sınıflandırıldığı beşinci maddede yapılan tanıma göre;

Mikro işletme: 10 kişiden az (1-9 arası) yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış

hâsılatı (ya da mali bilançosu) 1 milyon TL’yi aşmayan çok küçük ölçekli işletmelerdir. Küçük işletme: 50 kişiden az (10-49 arası) yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hâsılatı veya mali bilançosu 5 milyon TL’yi aşmayan işletmelerdir.

Orta büyüklükteki işletme: 250 kişiden az (50-249 arası) yıllık çalışan istihdam eden ve

yıllık net satış hâsılatı veya mali bilançosu 25 milyon TL’yi aşmayan işletmelerdir (Taş, 2010: 44-45). Sermayesinin veya oy haklarının %25’inden fazlası kamu kurum veya kuruluşunun kontrolünde olan işletmeler, bu limitlerin içinde olsalar bile KOBİ sayılmamaktadır (DPT, 2011:24).

AB Komisyonu tarafından,

- 10 kişiden az işçi çalıştıran, yıllık satış cirosu veya bilanço toplamı 2 milyon Euro’yu aşmayan, bağımsız işletme kriterine uygun işletmeler mikro işletme,

- 10-49 işçi çalıştıran, yıllık satış cirosu veya bilanço toplamı 10 milyon Euro’yu geçmeyen, bağımsız işletme kriterine uygun işletmeleri küçük işletme,

- 50-250 işçi çalıştıran, yıllık satış cirosu 50 milyon Euro’yu veya bilanço toplamı 43 milyon Euro’yu aşmayan, bağımsız işletme kriterine uygun işletmeler orta büyüklükte işletme olarak tanımlanmaktadır (Bayülken ve Kütükoğlu, 2010:5).

05.2003 tarih ve L 124/36 sayılı AB Resmi Gazete’sinde yayımlanan 2003/361/EC

2.1.2. TÜRKİYE’DE FARKLI KURUM VE KURULUŞLAR TARAFINDAN YAPILAN KOBİ TANIMLARI

KOBİ’lere yönelik çalışan kurum ve kuruluşlar tarafından yapılan tanımlamalar genellikle ülke ekonomisinin ve sektörel hacimlerin büyüklüğüne bağlı olarak değişebilmektedir (TOBB).

Türkiye’de KOBİ’lere hizmet veren farklı kurum ve kredi kuruluşları tarafından yapılan tanımlar aşağıdaki gibidir (Bayülken ve Kütükoğlu, 2010:3-6; Türkan, 2010): KOSGEB Tanımı: Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB), 1990 yılında yürürlüğe giren 3624 sayılı KOSGEB kuruluş

(24)

yasasına göre; 1-50 işçi çalıştıran imalat sanayi işletmeleri “küçük ölçekli”, 51-250 işçi çalıştıran imalat sanayi işletmeleri “orta ölçekli” olarak tanımlanmaktadır.

Halk Bankası Tanımı: Halk Bankası, 250 kişiden az çalışan istihdam eden, yıllık net satış hasılatı ya da mali bilançosu 25.000.000 TL’yi aşmayan ve bağımsız nitelikteki veya sermayesinin en fazla %25’i KOBİ niteliği taşımayan firmaya ait olan üretim ya da bakım onarım faaliyetinde bulunan işletmeler KOBİ tanımına girmektedir (http://www.halkbank.com.tr adresinden 04 Kasım 2011 tarihinde alınmıştır).

Eximbank Tanımı: Türkiye İhracat Kredi Bankası (Eximbank), 1-200 arasında işçi çalıştıran, arsa ve bina hariç, mevcut sabit sermaye tutarı, son takvim yılı bilanço net değeri itibariyle 2 milyon $ karşılığı TL’yi aşmayan, net imalat sanayi işletmelerini KOBİ olarak tanımlamaktadır (http://www.eximbank.gov.tr/html_files/KobiTLKr.htm, 04 Kasım 2011 tarihinde alınmıştır).

Sanayi Bakanlığı Tanımı: Sanayi Bakanlığı’na göre, imalat sanayinde faaliyette bulunan; 1-9 işçi çalıştıran, yıllık satış geliri 1 milyon TL altında olan işletmeler “çok küçük ölçekli”, 10-49 işçi çalıştıran, yıllık satış geliri 5 milyon TL altında olan işletmeler “küçük ölçekli”, 50-250 işçi çalıştıran, yıllık satış geliri 25 milyon TL altında olan işletmeler “orta ölçekli” olarak tanımlanmaktadır.

Hazine Müsteşarlığı Tanımı: Hazine Müsteşarlığı’na göre, imalat sanayinde faaliyette bulunan ve yasal defter kayıtlarında arsa ve bina hariç net sabit yatırım tutarı 950.000 TL’yi aşmayan; 1-9 işçi çalıştıran işletmeler “çok küçük ölçekli”, 10-49 işçi çalıştıran işletmeler “küçük ölçekli”, 50-250 işçi çalıştıran işletmeler “orta ölçekli” olarak tanımlanmıştır.

Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) Tanımı: Dış Ticaret Müsteşarlığı, imalat sanayinde faaliyette bulunan ve 1-200 işçi çalıştıran, gerçek usulde defter tutan, arsa ve bina hariç sabit sermaye tutarı bilanço değeri itibariyle 2 milyon USD karşılığı TL’yi aşmayan işletmeler KOBİ olarak tanımlanmaktadır.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve DPT (Devlet Planlama Teşkilatı) Tanımı: TÜİK ve DPT’na göre, 1-9 işçi çalıştıran işletmeler “çok küçük ölçekli”, 10-49 işçi

(25)

çalıştıran işletmeler “küçük ölçekli”, 50-200 işçi çalıştıran işletmeler “orta ölçekli” olarak tanımlanmıştır.

Türkiye Küçük ve orta Ölçekli İşletmeler Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticileri Vakfı Tanımı: TOSYÖV’e göre, 1-5 işçi çalıştıran işletmeler “çok küçük ölçekli”, 6-100 işçi çalıştıran işletmeler “küçük ölçekli”, 101-200 işçi çalıştıran işletmeler “orta ölçekli” olarak tanımlanmıştır.

2.1.3. AB ÜYESİ BAZI ÜLKELERDE KOBİ TANIMLARI 2.1.3.1. Almanya’da KOBİ Tanımı

Almanya’da KOBİ tanımı daha çok yıllık ciro ve çalışan sayılarına göre yapılmaktadır. KOBİ tanımlanmasında nicel ölçütler yanında; işletme ve işletme sahibi arasındaki özdeşleşme, sermaye piyasasındaki finansman problemleri, işletme sahibinin, işletmenin her yönünden sorumlusu konumunda bulunması, işletmenin bağımsız oluşu gibi nitel ölçütler de dikkate alınmaktadır. Nicel ölçüt olarak, istihdam edilen işçi sayısı esas alınmakla birlikte, yatırılan sermaye ve yıllık satış tutarı da dikkate alınmaktadır (Pakyürek, 2008; Akgemci, 2001:25).

Tablo 1. Almanya KOBİ Araştırma Enstitüsünün(Institut für Mittelstandforschung) KOBİ Tanımı

SEKTÖR KATEGORİSİ İŞLETME ÇALIŞAN SAYISI YILLIK SATIŞ TUTARI İmalat

Küçük 1-49 2 Milyon Marka Kadar Orta 50-499 2 Milyon-25 Milyon Mark Toptan Ticaret Küçük Orta 10-99 1-9 1 Milyon-50 Milyon Mark 1 Milyon Marka Kadar Perakende Ticaret

Küçük 1-2 500 Bin Marka Kadar Orta 3-99 500 Bin-10 Milyon Mark Ulaştırma, Haberleşme ve

Hizmet

Küçük 1-2 100 Bin Marka Kadar Orta 3-49 100 Bin-2 Milyon Mark

2.1.3.2. Fransa’da KOBİ Tanımı

Fransa’da resmi bir KOBİ tanımı bulunmamakla (Taş,2010:37) birlikte bu ülkede, OECD kaynaklarına göre genellikle çalışan sayısı 10’dan (sanayide 20’den) fazla,

(26)

500’den az çalışanı olan işletmeler KOBİ olarak kabul edilmektedir. Sanayide 10-20 arası kişiye iş sağlayan işletmeler “çok küçük işletmeler” kategorisinde kabul edilmektedir (Akgemci, 2001:26).

2.1.3.3. İtalya’da KOBİ Tanımı

İtalya’da küçük işletmeler ile ilgili yasada KOBİ’ler şu şekilde tanımlanmıştır: İşletme sahibi işletme faaliyetleri ile doğrudan ilgili, seri imalat yapılmayanlarda 18, yapılanlarda 9 çalışanı olan (geleneksel el sanatları ve konfeksiyon atölyeleri için 32, ulaşım sektöründe 8, inşaat sektöründe 10 kişidir), hukuki statüsü anonim ya da limited şirket olmayan işletmelerdir.

İtalya örneğinde kullanılan bu tanımın yanında farklı tanımlarda ise, 1-9 çalışanı olan işletmeler mikro ya da çok küçük, 10-99 kişi arası çalışanı olanlar küçük, 100-499 kişi arası çalışanı olanlar ise orta boy işletme olarak kabul edilmektedir(Yurttadur, 2011:13).

Sonuç olarak, hem ülkemizde, hem de diğer ülkelerde yapılan KOBİ tanımlarını karşılaştırdığımızda ülkemizdeki tanımlamalarda daha çok istihdam edilen personel sayısı, diğer ülkelerin tanımlarında ise personel sayısı yanında sermaye ve satış tutarının da ölçüt olarak alındığı görülmektedir. Küçük ve orta boy işletme kavramlarını belirleyen özelliklerin işletmenin bulunduğu yer, zaman ve ortama göre değişmesi, KOBİ tanımları için ülkeler arasında ve hatta aynı ülkedeki kurumlar arasında bile KOBİ tanımı konusunda bir fikir birliği sağlamanın mümkün olmadığını göstermektedir.

2.1.4. DİĞER ÜLKELERDE KOBİ TANIMLARI 2.1.4.1. Amerika Birleşik Devletleri’nde KOBİ Tanımı

Toplam işletmeler içinde % 97’lik kısmını KOBİ’lerin oluşturduğu ABD’de resmi bir tanım mevcut değildir. Yapılan tanımlarda da çalışan sayısı dikkate alınmakla birlikte bazılarında satış tutarı da dahil edilmiştir ( Pakyürek, 2008).

ABD’de toptancı olarak faaliyette bulunan KOBİ’ler için çalışan sayısını en fazla 500 olarak belirlerken(Ibata-Arens and Obayashı, 2006: 130), yıllık satış gelirini ise

(27)

25 milyon dolar, Perakendeci KOBİ’ler için de yıllık satış geliri 3-13 milyon dolar arasında belirlenmektedir. Ülke ekonomisinin büyüklüğüne bağlı olarak da 500 işçiye kadar istihdamı sağlayanlar küçük, 500-1000 arası orta büyüklükte işletme olarak kabul edilmektedir (Taş, 2010:38).

2.1.4.2. Japonya’da KOBİ Tanımı

Japonya’da KOBİ tanımları, çalışan sayısı, sermaye ve sektör esasına göre yapılmaktadır.

Çalışan sayısına ve sermaye miktarına göre yapılan tanıma göre, Japonya’da imalat sanayinde sermaye tutarı 100 milyon Yenden az, çalışan sayısı 5-20 arasında olan işletmeler çok küçük işletme, 20-300 arasında olanlar ise orta büyüklükteki işletme (Pakyürek, 2008), sermaye tutarı 100 milyon yen ve üzerinde, çalışan sayısı 300 ve daha fazla olanlar ise büyük işletme olarak kabul edilmektedir (Ibata-Arens and Obayashı, 2006: 130).

Diğer yandan ticaret sektöründe ise; 1-100 kişi arasında işçi çalıştıran ve sermaye tutarı 130 milyon Japon Yeni’nden az olan işletmeler, hizmetler sektöründe ise 1-50 kişi arasında işçi çalıştıran ve sermaye tutarı 10 milyon Japon Yeni’nden az olan işletmeler KOBİ kabul edilmektedir (Taş, 2010:39).

2.1.5. KOBİ’LERİN TANIMLANMASINDA KULLANILAN ÖLÇÜTLER KOBİ tanımı yapılmasında hemen hemen tüm ülkelerde kullanılan kriterler nicelik ve nitelik yönünden ayrılmaktadır.

2.1.5.1. KOBİ’lerin Nicel Özellikleri

KOBİ’lerin tanımında, sağlıklı bir ölçüt olması, objektif ifade gücü ve uygulanabilirliği yönleriyle en çok başvurulan yol nicel ölçütlerdir. KOBİ’lerin nicel tanımı, devlet tarafından bu işletmelere yönelik çeşitli teşvik politikalarının uygulanmasında idari veya bürokratik bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır. Nicel ölçütlerle KOBİ’lerin kesin çizgiler ile sınırlandırması mümkün olmaktadır. Böylece hangi işletmelerin devletin desteklerinden yararlanabileceği ve hangi işletmelerin bu

(28)

uygulamanın kapsamı dışında bırakılacağı objektif bir esasa dayandırabilmektedir. Bunun devlet politikalarının uygulanabilirliği açısından taşıdığı önem ve dolayısıyla nicel bir tanıma duyulan gereksinim açıktır. Çeşitli uygulama ve çalışmalarda kullanılan, literatürlerde önerilen ve alternatif olarak belirtilen nicel ölçütlerin bazıları aşağıdaki şekilde belirlenebilir (Müftüoğlu, 1991:77):

• İşletmede istihdam edilen personel sayısı, • Belirli bir süre içinde sipariş sayısı ve değeri,

• Belirli bir süre içinde kullanılan enerji ve malzeme miktarı, • Ücret toplamı veya işgücü maliyeti toplamı,

• Sabit varlıkların değeri ( makine sayısı ve değeri, kullanma süresi), • Yıllık amortisman tutarı,

• Arsa büyüklüğü,

• Kullanılan malzeme miktarı ve maliyeti, • Toplam sermaye miktarı,

• İşletme kapasitesi, • Kar miktarı, • Katma değer, • Ödenen vergi tutarı,

• İhracatın satış miktarındaki payı, • Piyasa payı, satış hacmi vb.

KOBİ’lerin belirlenmesine esas alınan nicel ölçütler fiziki ve parasal değerlere dayandırılmaktadır. Nicel ölçütler, işletme büyüklüğünü rakamsal olarak en iyi ifade edebilen ve ölçmeye esas alınacak verileri kolayca sağlayabilen ölçütler olmalıdır. Birden fazla kriter kullanarak yapılacak bir tanımlamalarda çeşitli karışıklıklara yol açmamak için, uygulanabilirlik açısından işletme büyüklüğünü belirlemede nicel ölçüt sayısını asgari seviyede tutmak gerekir.

2.1.5.2. KOBİ’lerin Nitel Özellikleri

Ölçütler, aynı ülkede, aynı anda, örgütsel yapılarca amaçlarına göre değişiklik gösterebilirken, zamanla değişikliğe uğrayabilmektedir. Bu sebeple nicel ölçütler küçük işletme tanımının yapılmasını olanaksız hale getirir. Bu sıkıntının giderilebilmesi için

(29)

(Yurttadur, 2011:9) KOBİ’lerin tanımlanmasında sadece nicel ölçütler değil bunun yanı sıra sayısal olarak ifade edilmeyen nitel ölçütlerde kullanılmaktadır.

Nitel tanımlamadaki ölçütler şöyledir (Bilici, 2007: 385) -Yönetim şekli,

-Pazar durumu, -Kuruluş alanı,

-İşletme sahibinin sermaye payı, -İşbölümü ve uzmanlaşma derecesi, -Yönetim teknikler,

-Mali bağımsızlık, -Pazarlık gücü,

-İşveren ve işçi ilişkisi olarak sıralanabilir.

2.1.5.3. KOBİ’lerde İşletme Sahibine İlişkin Nitel Özellikler

İşletme sahipliği ile girişimcinin aynı kişide bütünleşmesi, küçük ve orta ölçekli işletmelerin başarısı yanında, ülkenin sanayi yapısının performansı açısından da büyük önem taşımaktadır. KOBİ sahiplerinin başlıca özellikleri şu şekildedir(Müftüoğlu, 1998:45-50):

- Küçük ve orta ölçekli işletmelerde işletme sahipleri aynı zamanda girişimci ve yönetici statüsüne de sahiptir. İşletme sahipliği, işletmenin mülkiyetine sahip olunmasından dolayı hukuki bir nitelik taşırken, girişimcilik ve yöneticilik açısından ise ekonomik, yönetsel, finansal, sosyal ve politik özellikler taşımaktadır. Bu özelliklere sahip olunması için işletme sahiplerinin girişimcilik ve yöneticilik konularında eğitilmesi gerekmektedir.

- Küçük ve orta ölçekli işletmelerde işletme sahipleri, sahip-yönetici olarak işletmeyi yönetirken belirli bir risk almaktadır ki, bu risk faktörü ise işletme sahibini profesyonel yöneticiden ayıran en önemli özelliktir. Profesyonel yönetici risk almaktan kaçınır, ücretli olarak çalıştığı için işletmeyi yönetirken işletmenin başarısızlığı halinde kaybedeceği tek şey işyeri olmaktadır, yöneticilik sıfatı ise aynen kalmaktadır. Oysa işletme yöneticiliğini üstlenen işletme sahibi hem maddi, hem de manevi olarak o işletmenin yükünü kaldırmaktadır. Bu yüzden profesyonel yönetici çalıştırmak yerine bu görevi kendileri yürütmektedir.

(30)

- Küçük ve orta ölçekli işletmeler genellikle aileden kalma veya aile bireylerince kurulan işletmeler olduğundan, işletmenin başarısı ve başarısızlığı sadece işletme sahibini değil aynı zamanda işletme sahibinin bütün aile fertlerini de etkilemektedir. Profesyonel yöneticinin sadece kendisinin işletmeyle ilgisi olması nedeniyle işletmenin başarısızlığı ailesini etkilememektedir. Sahip-yönetici öncelikle işletmesinin mikro ölçekli olması halinde, çalışanlarıyla beraber tezgâh başına geçebilmekte, satın alma, pazarlama, vergi borcunu ödeme gibi işlerinin yanında aynı zamanda işletmeyi yönetmektedir. İşletme ölçeği büyüdükçe işletme sahibi sorumluluklarını ayrı birimlere devretmekte ve bunları yönetmekle sınırlı kalmaktadır. İşletme sahibi tarafından kurulup yönetilen işletmeler, işletme sahibinin vefatından sonra aile bireylerinin ilgisizliği ve sorumsuzluğu yüzünden zor duruma düşebilmektedir.

- Küçük ve orta boy işletmelerde işletme sahibi ile işletmede çalışan personel arasında sıkı bir ilişki vardır. İşletmenin ölçeği büyüdükçe işletme sahibi ile personel arasındaki birebir ilişki arasına orta yönetim kademe girmekte, ilişkinin boyutları ve yoğunluğu azalmaktadır.

2.1.5.4. KOBİ’lerde Yönetim İşlevine İlişkin Nitel Özellikler

Küçük ve orta ölçekli işletmelerin yönetim işlevine ilişkin büyük işletmelerden ayıran nitel ölçütlerine bakılacak olursa (Müftüoğlu ve Durukan, 2004:59-63; Müftüoğlu,1998: 54-55),

-Küçük ve orta ölçekli işletmelerde işletme sahibi tarafından bağımsız olarak yürütülen işletme yönetimi, başkalarına kısmen veya belirli bir süre için devredilirken, büyük işletmelerde sermaye sahipleri veya başka kurul ve organların denetimi altında profesyonel yöneticiler tarafından yürütülmektedir.

-Küçük ve orta ölçekli işletmelerde göze alınan risk işletme sahibi, büyük işletmelerde ise profesyonel yöneticilerce başkaları adınadır. KOBİ’lerde işletme sahibi, sahip/yönetici olarak risk üstlenmesi onu profesyonel yöneticiden kesinlikle ayırır. Çünkü profesyonel yöneticinin başarısızlığı halinde kaybedeceği tek şey ücretidir ve kendisinin yöneticiliğini başka bir işletmede devam ettirebilir. Fakat KOBİ’lerin tepe

(31)

yönetiminde bulunan kişiler işletmeye ilişkin tüm riskleri üzerine aldığından bu risk sadece maddi değil, işletmeye hisleri ile de bağlı olduğundan manevi nitelikte taşımaktadır.

-Küçük ve orta ölçekli işletmelerde işletme sahibi ile yönetici arasında ilişki doğrudan ve kişisel boyutta iken, büyük işletmelerde ast-üst ilişkileri kurumsallaşmış, yetki ve sorumluluklar belirlidir. Bugün Türkiye’de işletme sahibi, diğer özelliklerine bakılmaksızın, aynı zamanda girişimci ve işletme yöneticisi durumundadır ve işletme kurabilmek için önemli olan unsur, önce girişimcilik boyutunda, sonra yöneticilik ve en son da işletme sahipliği boyutundadır.

-Küçük ve orta ölçekli işletmelerde ast-üst ilişkileri birinci nitelikli olduğundan esnek bir yapıya sahiptir. Büyük işletmeler ise hiyerarşik bir yapıya sahip olması esnekliğini azaltmaktadır. KOBİ’lerde işletme sahibi ile işletmede çalışan personel arasındaki dolaysız ve kişisel bir ilişkinin yoğunluğu işletmenin büyümesi, tepe yönetimi ile işçiler arasına bir orta yönetim kademesinin girmesi ile azalır.

-Küçük ve orta ölçekli işletmelerde, işletme yönetiminde tüm yetkilere sahip işletme sahibi her konuda bilgi sahibi olması sebebiyle ortaya çıkacak herhangi bir aksamaya hemen müdahale ederken, büyük işletmelerde ise yönetimde işbirliğine gidildiğinden yönetici sadece kendi konusunda uzman olur. Dolayısıyla sorunlara gecikmeli olarak müdahale edilir.

-Küçük ve orta ölçekli işletmelerde işletme sahibi başkalarının denetimi altında bulunmadığından karar almada daha hızlı ve esnek davranabilir. Oysaki büyük işletmeler yönetim başkalarının denetiminde olduğundan karar alma, uzlaşma ve oylama gerektirdiğinden daha yavaş olmakta, esnekliği azaltmaktadır.

-Küçük ve orta ölçekli işletmelerde işletme amacının işletme sahibi tarafından belirlenmesi, işletmeye egemen olması çıkar çatışmaları, politik oyunlar ve koordinasyon problemleri ortaya çıkmaz. Büyük işletmelerde ise işletme amacı bir uzlaşma sonucu oluşur, dolayısıyla koordinasyon sorunları, politik oyunlar ve çatışmaların olması kaçınılmazdır.

(32)

-Küçük ve orta ölçekli işletmelerde çoğunlukla kısa ve orta vadeli planlar yani taktik planlar yapılırken, büyük işletmeler uzun vadeli planlara yani stratejik planlara göre yönetilir.

2.1.6. KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİN TEMEL ÖZELLİKLERİ

Sanayi yapısı içerisinde KOBİ’ler önemli bir paya sahiptir. KOSGEB, TOSYÖV ve MMO tarafından 2006, 2008 ve 2009 yılında yapılan araştırmalara göre;

- KOBİ’ler imalat sanayinde faaliyet gösteren işletmelerin %99,4’ünü oluşturmaktadır. -İmalat sanayindeki istihdamın %61,0’ini sağlamaktadır.

-İmalat sanayi katma değerindeki payı ise %26,2’dir.

1. KOBİ'lerin daha az yatırımla daha çok üretim ve ürün çeşitliliği sağlama, 2. Daha düşük yatırım maliyetleriyle istihdam imkanı yaratma,

3. Talep değişikliklerine ve çeşitliliklerine daha kolay uyum sağlama, 4. Teknolojik yeniliklere yatkınlık,

5. Bölgeler arası dengeli kalkınmayı sağlama,

6. Gelir dağılımındaki dengesizliği asgariye indirme,

7. Bireysel tasarrufları teşvik etme yönlendirme ve hareketlendirme, 8. Büyük sanayi işletmelerinin destekleyicisi ve tamamlayıcısı olma, 9. Ekonominin ve toplumsal yapının denge ve istikrar unsuru olma,

10. Demokratik ve liberal ekonominin ana sigortalarından biri olma, gibi temel özellikleri vardır (Bayülken ve Kütükoğlu, 2010:31-34).

2.1.6.1. KOBİ’lerin Avantajları

Ulusal ekonominin önemli bir bölümüne sahip KOBİ’ler, birçok durumda büyük firmalardan daha fazla avantajlara sahiptirler. Avantajlarını şu şekilde sıralayabiliriz:

Yeni İş Oluşturma ve Bu Yolla İstihdam Artışına Katkı: KOBİ’lerde sermaye küçük

paylar halinde de olsa tabana yayılmaktadır. Bu durum, KOBİ’lerin sayılarının artırılmaları ve desteklenmeleri ile geniş bir bölge içerisinde daha çok sayıda işletmenin üretim sürecine katılmasına, dolayısıyla yeni iş imkanları yaratarak daha çok sayıda

(33)

insanın istihdam edilmesini sağlamaktadır (İrmiş, 2006:429; Sarıaslan, 1996:19-21). Ayrıca, emek-yoğun teknolojilere sahip KOBİ’ler, büyük işletmelere göre daha az yatırım yaparak ve daha düşük nitelikte işçi çalıştırarak işsizliği bir nebze olsun aşağı çekmektedir (Bayülken ve Kütükoğlu, 2010:31).

Tüketici Tercihlerine Duyarlılık: KOBİ’ler müşteri odaklı üretim yaptıklarından

dolayı, müşteri tercihlerini hemen değerlendirip, esnek yapıları sayesinde üretimlerinde ve üretim sürecinde gerekli değişiklikleri kısa zamanda gerçekleştirmektedirler (Taş, 2010:55; Ekinci, 2003:19; Sarıaslan, 1996:20).

Sabit Maliyet Faktörlerinin Düşük Oluşu: Kapasitelerin küçüklüğü nedeniyle sabit

giderleri az olan KOBİ’lerde, üretim ve talep miktarlarının dengede tutulması, üretim maliyetlerinde bir düşüş sağladığı gibi depolama sorunlarını da azaltmaktadır (Ekinci, 2003:19).

İşletme Bürokrasisinin En Düşük Seviyelerde Olması: KOBİ’lerde personel sayısının

az olması ve ilişkileri birinci nitelikte olduğundan yakınlık ve işbirliği duygusu fazla olmaktadır (Ekinci, 2003:19-20).Ayrıca çalışan sayısının azlığı ve yöneticinin genellikle işletmenin sahibi olması yönetimi kolaylaştırmaktadır. Ayrıca alınan kararlara çalışanların katılımının sağlanması da başarı oranını artırmaktadır.

Büyük İşletmelere Rakip Değil, Tamamlayıcı Nitelikte İşletme Olması: KOBİ’ler,

çeşitli faaliyetleri, farklı üretim tekniklerini kullanma sıklıkları ile (Bayülken ve Kütükoğlu, 2010:34) yan sanayiden faydalanarak üretimlerini gerçekleştiren büyük işletmelerin tamamlayıcısı niteliğindedirler.

Gelir Dağılımını Düzeltmesi: Büyük işletmelerin Doğu, Güneydoğu, ve Karadeniz

Bölgeleri ile İç Anadolu’nun doğu kesimlerinde yatırım yapmaktan kaçınması, ülkemizde bölgeler arası kalkınma ve refah düzeyinde önemli dengesizlikleri de beraberinde getirmektedir. Küçük ve orta ölçekli işletmelerin organize sanayi bölgeleri veya küçük sanayi siteleri içinde yer alması, gelişmemiş bölgeler için önemli bir kalkınma ve istihdam kaynağı olmakta, gelir dağılımının dengesizliğini de bir ölçüde azaltmaktadır (Bayülken ve Kütükoğlu, 2010:33).

(34)

Ekonomik Krizlere Karşı Uyumluluk: 1990 yılından bu yana Türkiye ekonomisinin

yaşadığı kriz ve bunalımlara yönelik yapılan araştırmalar, KOBİ’lerin küçülme ve üretim alanı değiştirmede hızlı davranması, değişen taleplere uyum sağlaması özelliklerinden dolayı daha az etkilendiklerini ortaya koymaktadır (Taş, 2010:56).

2.1.6.2. KOBİ’lerin Dezavantajları

KOBİ’lerin dezavantajlarını da aşağıdaki gibi sıralayabiliriz (Göktaş, 2001):

Sermaye Yapılarının Zayıf Olması: KOBİ’lerin mali açıdan yetersiz sermaye ile

çalışmak zorunda kalmaları ve finansman kaynak ve yöntemleri konusunda yeterli bilgiye sahip olmamaları, bu tür işletmeler için önemli sorunlar yaratmaktadır.

Örgütsel Yönetimdeki Yetersizlikler: KOBİ’lerin sahip veya yöneticilerinin çoğunlukla

piyasa verilerinin temini ve değerlendirilmesinde mesleki ve teknik bilgilerinin yetersiz kalması, sorunların çözümü için uzman eleman istihdam imkanlarının sınırlı olması, çoğu kez kendilerinden başka yönetici bulunmasına tahammül edememe eğilimine sahip olmaları, yetki devretmede çekingen hareket etmeleri, bu tür işletmelerin yanlış kararlarla esnekliklerini ve başarı şanslarını zamanla kaybetmektedirler.

Nitelikli İşgücüne Erişimde Engeller: KOBİ’lerin çoğunluğu emek-yoğun işletmeler

olması Türkiye’de mesleki-teknik eğitimin giderek zayıflaması ve KOBİ’lerin personel eğitimi konusunda yatırım yapmaması nitelikli eleman tedariki sorununu getirmektedir. Ayrıca KOBİ’lerin işinde uzmanlaşmış kişileri istihdam edecek mali güce sahip olmamaları gelişmelerinin önündeki bir başka engeldir (Taş, 2010:60).

Dışa Açılmada Karşılaşılan Güçlükler: Toplam işletmeler içinde sahip oldukları büyük

hacme, istihdam ettikleri çalışan sayısına, yatırımlar ve katma değer içindeki paylarına karşın birçok ülke ile karşılaştırıldığında ihracata olan katkıları çok düşüktür. Bu işletmelerin toplam ihracat içindeki payı sadece %10’dur (Taş, 2010:60).

Yönetim ve Organizasyondaki Zafiyet: İşletme yönetiminin işletme sahibinde

bulunması, yönetim sorunları dışında diğer sorunlarla da ilgilenmesini gerektirdiğinden (Sarıaslan, 1996:78) işletme sahibi karar almada zorlanmakta, sektördeki ve pazardaki değişimleri izleyememektedir.

(35)

Ayrıca mali yapının denetlenmemesi, sermaye yetersizliği, malzeme tedarikinde geleneksel ilişkilerin sürdürülmesi (Bayülken ve Kütükoğlu, 2010:36), özellikle küçük işletmelerde organizasyon şemasının olmaması, iş tanımlarının yapılmaması, yetki devrinin gerçekleştirilmemesi de yönetimde zafiyetler oluşturmaktadır.

Yüksek vergiler ve Primler: Daha çok emek yoğun olarak çalışan KOBİ’ler ücretlerden

alınan vergiler, SSK prim oranları ve diğer vergilerin ağırlığı dolayısıyla büyük maliyetlerle karşı karşıya kalmaktadır.

Pazarlama Sorunlarının Yaşanması: Dış pazarları yeterince tanımayan KOBİ’ler dış

talepleri ve talep değişimlerini takip edememekte, rakiplerini tanımamaktadırlar. Büyük işletmelere oranla iç pazarlarda da KOBİ’lerin Pazar araştırma, pazarlama kanallarını ve araçlarını kullanma konusunda dezavantajları oldukları söylenebilir. Ürettikleri ürünlerden hak ettikleri katma değeri alamadıkları gibi, doğrudan pazarlamaya zorlanarak pazar payları sınırlı kalmakta, daha çok mahalli pazarlara mal üretmek zorunda kalmaktadırlar (Taş, 2010:61).

Kuruluş Yerinin Yanlış Seçilmesi: Küçük işletmelerin kuruluş yeri seçiminin çoğu kez

iyi bir pazar araştırmasına dayanmaması ve bu nedenle kuruluş yerinin yanlış seçilmesi, bu tür işletmelerin satış ve karlılığını olumsuz derecede etkilemektedir.

Yatırımlarını Gerçekleştirmede Zorlanması: KOBİ’ler için sermaye piyasalarından fon

sağlamak, büyük işletmelere göre oldukça güçtür.

Gerek yatırım yapmak, gerekse işletme sermayesi sağlamak için en önemli kaynak özsermaye olmakta, ancak yetersiz olduğundan bir finansman kaynağı olarak kullanılmamaktadır. Bu durum, kredi alabilmek için pek çok şartı yerine getirmeye, bürokratik engelleri aşmaya çalışan KOBİ’ler için malzeme tedarikinde, işçi ücretlerinin karşılanmasında, stok maliyetinde ve diğer maliyetlerde sorun olmaktadır(Bayülken ve Kütükoğlu, 2010:38).

(36)

2.1.7. KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİN TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ

1970’li yıllara kadar yardıma ve desteğe muhtaç birimler olarak görülen KOBİ’lerin, 1973 Petrol Krizi sonrası iş yaratma ve krizli ortamlarda dahi iş muhafaza etme potansiyeli sayesinde, istihdam yaratma araçları olarak hükümetlerden destek ve yardım gördüler. 1980’li yılların başlarına kadar istihdam kaynağı olarak dikkatleri üstünde toplayan KOBİ’ler, bu tarihten sonra teknolojik gelişmelerin de etkisiyle ekonomide rekabetin tesis edilmesinde, yaratıcılığın ve girişimciliğin motive edilmesinde en önemli ekonomik faaliyet kaynağı olarak kabul edildiler (Sarıaslan, 1996:55). Ekonomik ve sosyal yapıda oldukça önemli bir yere sahip olmasına karşın küçük ve orta ölçekli işletmeler, Türk ekonomisinin gündemine 1980’li yılların ortalarında girebilmiştir. Dünya Bankası ve uluslararası kalkınma örgütlerinin bu konudaki çalışmaları, sanayileşmiş ülke örnekleri ile KOBİ’leri temsil eden meslek kuruluşlarının bu tür işletmelerin sistemin sağlıklı işleyişine katkısını artıracağını kavramış olmaları konuyu gündeme taşımıştır (Alpugan, 1998:28-29). Ancak gerçek anlamda Gümrük Birliği sürecine girilmesi ve 1996 yılının “KOBİ Yılı” ilan edilmesi ile KOBİ’ler gereken ilgi ve önemi görmeye başlamıştır.

Nitekim, KOBİ’lerin öneminin anlaşılması da, değişen piyasa koşullarına kolay uyum sağlayan, tüketicilerin taleplerine hemen cevap verebilecek, istihdam ve girişimciliğin üstün tutulduğu, ürün farklılaştırma yeteneğine sahip olan esnek üretim sistemlerine ağırlık verilmesi ile gerçekleşmiştir.

KOBİ’ler istihdam ettikleri işgücünden, gerçekleştirdikleri yatırımlara, yarattıkları katma değere ve ödedikleri vergilere kadar pek çok yönleri ile dünya üzerindeki her ekonomide ve ülkemizde önemli bir yere sahiptir (Alptürk, 2008:63).

Gelişmiş ülke ekonomilerinde büyük bir pay sahibi olan KOBİ’ler, yerine getirdikleri işlevler nedeniyle ekonomik sistemin önemli ve vazgeçilmez bir bölümünü meydana getirmektedir. Değişme ve yenilikleri hemen uygulamaya koyma esnekliğine sahip olan, toplumun tüm kesimlerini kapsayan, irili ufaklı tüm yerleşim noktalarına kadar yayılan (Sarıaslan, 1996:54), hem gelişmiş ve hem de gelişmekte olan ülkelerdeki, tüm dünyadaki işletmelerin yüzde 90'ından fazlasını temsil eden küçük ve

(37)

orta ölçekli işletmeler, sosyo-ekonomik gelişmenin önemli bir unsurudur (Al-Mahrouq, 2010:4).

KOBİ’lerin yeni istihdam imkânları yaratması, sanayiye vasıflı eleman yetiştirmeleri, rekabetçi bir ortamın oluşması için çaba sarf etmeleri, bölgelerarası dengesizliğin giderilmesinde önemli rol oynamaları ve özellikle gelir dağılımı sorununa çözüm getirmeye çalışan kurumlar olmasından dolayı, Türkiye ekonomisine önemli yararları vardır.

KOBİ’lerin tüm işletmeler içindeki payı, ABD’de %97,2, Almanya’da %99, İngiltere’de %96, Japonya’da ise %99,4’tür. Avrupa Birliğinde ise KOBİ’ler, bütün işletmelerin %99,8’ini; toplam istihdamın %66’sını ve toplam iş cirosunun %55’ini oluşturmaktadır (Başaran ve Acılar, 2008:82). KOBİ’lerin Türk ekonomik yapısı içerisindeki yerini ve önemini sayısal anlamda ifade etmek gerekirse; “1992 Genel Sanayi ve İşyerleri Sayımı” sonucuna göre Türkiye’de 1.070.990 adet işyeri, bu işyerlerinde ise 3.539.744 kişi istihdam edilmektedir. Yani toplam istihdamın %76’sını oluşturan KOBİ’ler Türkiye ekonomisi için “orta”dan ziyade “küçük işletme” ağırlıklı bir ekonomidir (Yurttadur, 2011:28).

Tablo 2. ve Tablo 3. deki rakamlar incelendiğinde, Türkiye’de KOBİ’lerin gelişim süreci içinde olduklarını ve ekonomik yapı içerisindeki etkinliklerinin gelişmiş ülkelerden çokta geride olmadığını söylemek mümkündür.

Tablo 2. Türkiye’de İmalat Sanayinde İşletmelerin Ölçeksel Dağılımı

Çalışan Sayısına Göre Ölçek

Kategorisi

İşletme Sayısı Çalışan Sayısı (000) Katma Değer ABD Doları 1992 2001 1992 2001 1992 2001 1 ile 9 186 900 199 737 523 117 500 738 2 874 1 632 10 ile 49 7 970 7 260 175 646 183 694 2 506 1 947 50 ile 249 2 434 3 127 225 650 343 023 6 678 6 187 250 ve üzeri 795 912 553 626 570 083 26 952 18 988 Toplam 198 097 211 046 1 478 039 1 597 538 39 011 28 754 1992 senesinde 1 ABD Dolarının döviz kuru 6842 TL ve 2001 senesinde ise 228268 TL olarak gerçekleşmiştir (Kaynak: DİE(Devlet İstatistik Enstitüsü) akt. Yurttadur, Mustafa;2011:28)

(38)

Tablo 3. KOBİ’lerin Bazı Ülke Ekonomilerindeki Etkinliği ÜLKE ETKİNLİK (%) Fransa 5,91 Almanya 7,45 Romanya 4,50 İtalya 6,63 Çin 4,42 Yunanistan 4,44 İsrail 6,06 Japonya 4,68 ABD 8,10 Türkiye 5,35 Kaynak: IMF World Competitiveness Yearbook 2005, aktaran Yurttadur, Mustafa;2011:29)

KOBİ’ler yalnızca bağımsız, ekonomik birimler olarak mal ve hizmet üreten işletmeler değil; aynı zamanda büyük işletmelerin kullandıkları mamul ya da yarı mamül girdileri üreterek büyük işletmelerin gelişimini de sağlamaktadır. Dolayısıyla, işgücünden yatırımlara, katma değerden ödenen vergilere kadar ekonomiye katkısı olan KOBİ’ler büyük işletmeleri yan sanayi olarak destekleyerek onların üretkenliğinin ve ekonomiye katkılarının artmasına yardımcı olmaktadır. (Sarıaslan, 1996:9; Ekinci, 2003:26)

KOBİ’lerin gelip geçici dönemsel veya mevsimsel krizlerden en az etkilenme özellikleri, toplumsal barışın korunmasına ve bunalımların aşılmasına da katkıları söz konusudur(Yurttadur, 2011:31). Gerek Türkiye’de gerekse dünya ekonomilerinde KOBİ’lerin toplum ihtiyaçlarını hızlı ve kaliteli bir şekilde yerine getirmeleri, sıcak müşteri ilişkileri, istihdam olanağı, esnek yapıları, arzu edilen ürünlerde yenilikleri hemen yapabilme ve değişikliklere uyum sağlama özellikleri sosyal ve ekonomik hayattaki önemini ortaya koymaktadır.

Yukarıda bahsedilen açıklamalardan hareketle KOBİ’lerin Türkiye ekonomisine katkıları şu şekilde sıralanabiliriz (Oktay ve Güney, 2002:2):

-İstihdamın yaratılması,

-Esneklikleri sayesinde yeniliklere hızlı uyum, -Girişimciliği teşvik,

-Butik üretim sayesinde ürün farklılaşması, -Büyük işletmelere ara mal temini.

Şekil

Tablo 1. Almanya KOBİ Araştırma Enstitüsünün(Institut für Mittelstandforschung)     KOBİ Tanımı
Tablo 2. ve Tablo 3. deki rakamlar incelendiğinde, Türkiye’de KOBİ’lerin gelişim  süreci içinde olduklarını ve ekonomik yapı içerisindeki etkinliklerinin gelişmiş  ülkelerden çokta geride olmadığını söylemek mümkündür
Tablo 3. KOBİ’lerin Bazı Ülke Ekonomilerindeki Etkinliği   ÜLKE ETKİNLİK (%)  Fransa 5,91  Almanya 7,45  Romanya 4,50  İtalya 6,63  Çin   4,42  Yunanistan 4,44  İsrail 6,06  Japonya 4,68  ABD 8,10  Türkiye 5,35  Kaynak: IMF World Competitiveness Yearbook 2
Tablo 5. Ankete katılan yöneticilerin işletmedeki pozisyonlarına göre dağılımı
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

• Müşteri İlişkileri Yönetimi(CRM) temelde şirketlerin müşterileri ile uzun dönemli ve sürdürülebilir ilişkiler kurmasına ve bu ilişkilerden hem şirketin hem

46) Bir ham veri kümesi verildiğinde, merkezi eğilim, değişkenlik ve biçime ilişkin ölçüleri hesaplayıp yorumlayabilmelidir.. 47) Bir ham veri kümesi verildiğinde, bir

Küçük ve orta ölçekli işletmelerde üretim stratejisinin genel özelliklerini ve üretim stratejisi uygulamaları sürecinde stratejik karar almada etkili olan faktörleri belirlemeye

Aralık 1997 ile Ekim 2002 tarih- leri arasında 60 yaş ve üzerinde olan (ortalama 64,8) 50 kadın, 42 erkek- te toplam 97 renal üniteye uygulanan PNL ile ilgili veriler aynı dönemde

Sonuç: Araştırmada, sağlık personelinin büyük çoğunluğunun şiddete uğradığı, en fazla fiziksel ve sözel şiddetin yaşandığı, şiddet uygulayan kişinin çoğunlukla

MESLEK KURULUŞU PROJE DESTEK PROGRAMI KAPSAMINDA DESTEKLENECEK PROJE GİDERLERİ Bina inşaat yapımı, tadilatı, gayrimenkul alımı, makine-teçhizat, tefrişat, taşıt aracı,

İyi kurgulanmış bir toplam kalite yönetim felsefesi ve ona en ideal koşullarda entegre edilmiş insan kaynakları yönetim sistemi şirketleri başarıya taşıyan önemli

Bu ifade ve bunun gibi "Ruslardan silahların alınmaması ve bu yü:ıden Erzurum'daki katliamların olduğu" şeklindeki ifade ve söylentiler. başta Ccmiyet·i