y»
Türklyede devlet İdaresindeki
ulahat teşebbüsleri muhtelif
tekâmül safhalarından geçtik ten sonra 1876 yılında münev ver bir zümreye meşruti bir in kılâp yapmak cesaretini vermiş bulunuyordu.
Böyle ' cesur ve şümullü bir hareketin başında Mithat paşa nın olması muvaffakiyet ihti mallerini çoğaltıyor, dahilde ve hariçte İtimat hislerini fazla laştırıyordu.
Abdülâzlzin tahttan indiril mesiyle başlayan bu inkılâp ha reketi birinci Meşrutiyetin ilâ nına kadar birbi arkasından beklenilmeyen fevkalâde hâdi selere sebebiyet vermişti.
XX. Abdiilhamit, Abdülâziz va kasından üç ay sonra tahta çıktığı vakit intiharlann, katil lerin, cinnetlerin ve bilhassa harların vehmini ve korkusunu arttıran şiddetli tesiri altında idi.
Kısa zamandaki bu esaslı de ğişikliklerden sonra 1876 yılı a- ğustosunda siyasi tarihimizin çok mühim iki şahsiyeti karşı karşıya gelmiş bulunuyordu.
Bunlardan biri müsamahasız, ivazsız bir şekilde istibdat İda reye taraftardı. Diğeri ise İm paratorluğun kalkınmasını meş ruti idarede, hattâ belki daha İleri bir sistemde görüyordu.
II. Abdülhamit tahta çıkabil mek için kendisini Mithat pa şaya hür fikirli ve * Meşrutiyet muhibbi olarak tanıtmıştı. İdea list vezir, V.Muradın .hastalanma siyle ilânı geçiken kanunu esa siyi ne pahasına olursa olsun bir an evvel neşretmek istiyor du. Veliahdln sözleri kendisine cazip göründü, hasta Padişahın tedavisi ile geçirilecek zaman ları yoktu. Maslak kasrındaki görüşmeleri sonunda mutabık kaldıklarım zannetiler ve böy- lece II. Abdülhamit OsmanlI tahtını ihtirasla işgal etmiş bu lundu.
rz
Şehi
YazanHalûk Y.
Şehsuvaroğia
dır. Hem de vicdanımdan kor karım, vatanımın saadet ve se lâmetini temin için vicdanımla müteahhidim. Fakat korkarım ki bu efkâr ve ef’aldan ileride devlet beni mesul tutsun...)
Mithat paşa bu arizesiyle, di ğer tenkidkâr halleriyle Padi şahın kendi hakkında harekete geçmesini süratlendirmiş bu lundu ve II. Abdülhamit 113. maddeye istinaden bir takım sahte Jurnalleri bahane edere*, i paşayı memleket hudutları dı şına çıkarttı.
93 harbinin fena neticeleri bu sırada Mithat paşanın Avrupa- da memleketi için sarfettlği müstesna gayretler ve İsmi et
rafında yabancı devlet adam-! larmın ve matbuatın alâkası H. Abdülhamidl Mithat paşa mevzuu İle lstemiyerek de olsa tekrar meşgul ediyordu.
Mithat paşanın şahsiyeti
memleket hudutları dışında da milleti alâkalandırıyor ve felâ ketli günlerde onun İdaresin den uzak kalmanın kötülükleri hissolunuyordu.
II. Abdülhamit aleyhinde bir biri arkasından bazı hareketler oldu. Olzll polis, eski devlet a- 1 damları arasındaki münasebet
lerden ve İdare aleyhindeki j söylentilerden Padişahı haber
dar ediyordu. Eski hükümdar
jv.
Muradı tekrar tahta çıkarmak için hazırlanmış komplolar 1 keşfolundu.
j
Böyle bir zamanda n .Ab-i
U M I I I I I I I I U M I I I I I H I I I I I I I M I I I I I I I I I I I I I I M U I H I I I I I H U I
Fakat kısa bir zaman sonra müstebit hükümdarla, liberal vezirin çetin mücadeleleri uzla şılmaz bir zihniyet ayrılığı ile başgösterdi. II. Abdülhamit ilk hamlede Mithat paşayı vurma nın tehlikeli olacağını anlamış ve fevkalâde büyük bir maha retle paşayı kendisine hazırlat tığı kanunu esasi ile bertaraf etmeyi uygun bulmuştu. Ana yasada meşhur 113. madde şüp hesiz ki böyle bir düşünce ile yer almıştı.
Kanunu esasinin ilânından sonra Padişah devlet işlerinde keyfi idarede vaz geçemiyeceği- ni, bir çok hareketleriyle açığa vuruyor, bilhassa Babıâllnin iş lerine müdahaleden geri kalmı yordu.
dülhamit en büyük muarızı saydığı Mithat paşayı kendi hükmünden uzakta ve memle ket dışında tutmakta fayda de ğil, belki mazarrat görüyordu. (Affı Şahane) ye uğrayan Mit hat paşa Suriye valiliği ile tal tif olundu. Gerek Suriye vali liği, gerkse onu takip eden Aydın valiliği sırasında Mithat paşanın hareketleri şüphe ile takip ediliyordu. II. Abdülhamit başta Mithat paşa olmak üzere hal’ ricalinin tamamen bertaraf edilmelerini menfaatlerine uy gun buluyordu.
1881 senesinde Nafia Nazırı
Mahmut Celâleddin paşanın
ettiği bir ariza ile Sul tan Azizin İntihar ettiği değil, katlolunduğu iddiası ortaya a- tıldı.
O günlerde II. Abdülhamit de Yıldızda bazı vezirlere Sultan Alzizln kanlı ve göğsü delinmiş elbiselerini gösteriyor ve onları açılacak mahkemeye hazırlı yordu.
Yıldız mahkemesi birbirini tutmayan acayip delillerle, İd dialar ve rivayetlerle garip bir şekilde cereyan etti. Ve çok a- cemlyce tertip olunmuş bu oyu nun sonunda Mithat paşa ile hal’ ricali İdama mahkûm edil diler. Fakat Padişah üzerinde yapılan harici tazyik ile cezalar müebbed küreğe çevrildi.
Mahkûlar Taife sürüldüler, fakat arkalarından Hicaz valisi Osman paşaya Padişah bir şifre gönderdi. Bunda deniliyordu kİ: (Şişko Mahmut ile Mithat ka tillerine Ingilizlerin fikrine bir şevk peyda dur da onlar dahi kemali cesaretle firara cür’et ederlerse o sırada benim na muslu ve Hanedanı Osmaniye sadıkı olan askerlerim görerek o firarı olan iki kaatlll) öldü rürler... (Arasıra zihni işgal eden ve ileride bir fesada sebep olması İhtimali bulunan şu mel’ unların bu vechlyle küreiarzdan vücutları kaldırılırsa familyala rının dahi İstirahatını mucip) olacaktır. [1]
Böyle bir firar teşebbüsü ol mayınca Mithat paşa İle, Mah mut paşa bir gece mahpeslerin- de muhafızlarına korkunç bir şekilde boğduruldular. Kaatiller rütbeler ve ihsanlarla taltif o-
lundular. Bazılarına hazinei
hassadan maaşlar bağlandı. [2] 1876 yılında n . Abdülhamitle, Mithat paşa arasında başlayan büyük siyasî mücadele Taifte böyle bir suikastla nihayete er miş bulundu.
İdealist Sadrazam, OsmanlI tahtının en müstebit hüküm darlarından birisine bu hareket lerini tenkid maksadiyle şöyle bir ariza gönderiyordu. (Meşru tiyeti vaz ve ilândan muradı mız,- istibdadı ref, zatı şahane nizi vezaifinizde ikaz ve vüke lâyı devletin vezaifini tâyin) et mektir. (... Benim zatı mülûkâ-
nelerine fevkalâde riayetim
vardır. Ancak milletin menafi- ine muzır olan en ufak hususta bile size itaat etmekte mazu rum. Çünkü mesuliyetim