• Sonuç bulunamadı

Galatasaray Lisesi II

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Galatasaray Lisesi II"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

'

yj.

G A L A T A S A R A Y

T T

-II

Mektep mes’elesi o kadar mü­ himdir ki önünde bütün safsata­ lar, eğer susmazsa, âciz k a l ı r . Burada kat’î bir samimiyet ve ciddiyetin hükmü başlar. Hayvan­ larda bile görülünce rikkate do­ kunan, tabiatın o kadar müessir

manzaralarından biri, yavrusunu korumak istiyen bir ana baba manzarası karşısında bulunuruz.

Bir baba, bir ana oğullarını mektebe verecekler. D ü ş ü n ü n , onlar için bu ne mühim bir ha­ disedir! Biliyorlar ki intihap ede­ cekleri mektep çocuklarının silı- hatirie, ahlâkına, terbiyesine, tah­ siline, hulâsa bütün hayatına tesir edecek. Mektebi çocukları için besledikleri ümit ve arzularına kapı açan ve yol gösteren bir kabiliyette intihap etmek ister­ ler. Bu kolay kolay verilecek bir karar değildir. Akrabalar, dostlar ve komşular gelip herkes fikrini ve bildiğini söyler.

Şimdi içimizde bir lise tahsili esnasında, çocuklarına beynelmi­ lel olmuş bir ecnebi dili yani Fransızca, İngilizce ve Almanca- dan birini öğretmak lüzumtıhu anlamış olan ana, babalar ham- dolsun çoğalmıştır. Bunlar iyi bir tahsili ancak böyle bir ecnebi lisanını öğrenmekle kabil görü­ yorlar. Şehirlerimiz halkının bu

lüzumu kabul etmiş olmasını le­ himize bir kazanç olarak kay­ detmeli ve Garp medeniyetini alı­ şımızda bir adım olarak alkışla- malıyız.

Bütün faydalı bilgilerin anah­ tarı olan beynelmilel bir Avrupa lisanını öğrenmek o kadar mü­ himdir ki memleketimizdeki ec­ nebi mekteplerinden hâlâ büsbü­ tün müstağni kalamayışımız bun­ dan dolayıdır. Bütün matbuatın, efkârı umumiyenin en mühim bir kısmının bu kadar aleyhlerinde olmalarına rağmen ecnebi mek­ teplerine memleketimizin bugün iş başında bulunan bazı âmirle­ rinin ve bazı milliyetperverlik reislerinin çocuklarının bile de­ vam etmesindeki hikmet budur. Bu yabancı mekteplerden şikâ­ yet pek kolaydır. Fakat bize lü­ zumu olan beynelmilel bir ecrebî lisanını, diğer derslerle birlikte, hakkiyle öğreten iyi bir mektep açıp yaşatmak pek zordur.

O yabancı mekteplerle bizde muvaffakiyetle rekabet ettiğini artık izah ve ispata lüzum kalma­ mış bir tek lise mevcuttur ki o da Galatasaraydır. Türk münevver­ leri, pek hakiı olarak, Galatasa- raya emniyet ve muhabbetlerini esirgemiyorlar. Mi l l e t i n â m i r m e v k i l e r i n d e çalışan bir çok

Abdülhak Şinasi

münevverlerinin oğulları da Ga- latasarayda okumaktadır. Mektep gittikçe daha ziyade rağbet gö­ rüyor. Bunun maddî bir delili kendi binasına sığamıyaralc Or- taköyde 300 kişilik bir şube aç­ mağa mecbur olmasıdır. Bu iti­ madı sarsacak şeylerden sakın­ makta, bilâkis onu kuvvetleştire- cek kararları almakta millî bir çok menfaatlerimiz vardır.

Koyulduğumuz millî terakki yolunu sağlamlaştırmak ve ge­ nişletmekte menfaatimiz vardır. Innıkâp dediğimiz millî hareket: yabancılara karşı vatanı müda­ faa ve dahilde teceddüt hamlesi öyle bir mucize yarattı ki zaman­ larında ihtilâlci görünmüş olan eski milliyetperver ve hüriyet- perverlerin programları bugün artık geçilmiştir. Dün tatbik edil­ miş plânı evvelinden tam olarak kurmuş ve bugün varılan noktayı evvelinden tam olarak düşünmüş hiç bir müessese bulunamaz.

Ancak bazı muhitler vardır- ki, evvelki zaman içinde bile, bu programa taraîdarlık etmiş, bu yola önayak olmuş ve bu mes’ut tahavvülü önceden anlamağa, hazmetmeğe hazırlanmış, hazır­ lamış ve denilebilir ki, doğan yeni ruh için, manevî beşikler hizme­ tini görmüştür. Galatasaray bu millî ocaklardan biridir. Belki hiç bir mektep hüriyete, garpçı­ lığa, lâikliğe ve milliyetçiliğe, tam manasiyle münevver milli­ yetçiliğe bu kadar taraîdarlık ve yararlık etmiş bir muhit olama­ mıştır. Binaenaleyh inkılâp ida­ resi Galatasarayı beğenip sev­ mekte haklı olur. Galatasaray rejimin muhabbet ve hürmetle koruyacağı milli bir müessesedir. Nasıl bimiyelim ve söylemeye­ lim ki inkılâp, garplılaşma ve daha muasır bir hayat taraftarlığı bir bütündür, bir zihniyet mese­ lesidir. İşte Galatasaray kafası ta evvelindenberi buna yatmıştı, buna uygundu. Binaenaleyh bun­ dan sonra da bu yolda en çok istifadeyi yine ondan beklemekte haklı oluruz.

(2)

Fransızcayı yani beynelmilel bir Avrupa lisanım ö ğ r e n m e k Garp âlemine girmek için bize tilsımlı bir anahtar hizmetini gör­ dü. “ Sésame, ouvre - toi ! „ .( Bin bir gece masallarında g e ç e n " açıl, Susam ! „ gibi bir söz ) ve Garp âleminin muhteşem kapıları bizim için aralandı.

Memleketimizin etrafına bir nevi Çin şeddi çekerek kendimi­ zi Garp medeniyeti âleminden ayırmak istemiyoruz. Bilâkis bu âleme girmek istediğimizden her cephede aradığımız ilimlerin ve selâhiyetlerin ve istediğimiz îen- lerin, ihtisasların, mesleklerin ve sanatların ve hattâ daha şuurlu bir milliyetperverliğin kapılarını hep beynelmilel bir Avrupa lisa­ nı sayesinde açacağız. Bunu id­ rak edememek bir kültürsüzlük­ tür ki zaten bu mektebin tedavi etmeğe çalıştığı işte bu idraksiz­ lik ve ıslah etmeğe uğraştığı da işte bu kültürsüzlüktür.

Üniversitenin bize açtığı bü­ yük ve yüksek ümit kapıları Türklerin atisine hür, geniş ve güzel yollar gösteriyor. Fakat dü­ şünelim ki bu kapılardan içeri hangi zihniyet girecektir? Uğru­ na bu kadar masraf ihtiyar edil­ miş olan Üniversiteye acaba han­ gi muhitlerden talebe geliyor? Bugün bu meseleye lâyik oldu­ ğu ehemmiyet verilmektedir. Üni­ versitemize girmek için gençler­ den beynelmilel bir Avrupa lisa­ nını bilmeleri isteniliyor. Hattâ, bugünkm ihtiyaç karşısında, Üni­ versite içinde bir de lisan mekte­ bi açılması lüzumu duyulmuş ve bu mektep açılmıştır. Burada Garp lisanları öğretilmeğe çalışılıyor.

Demek ki Galatasaray böyle beynelmilel bir Avrupa lisanını öğretmeğe bu kadar itina etmek­ le hiç hata etmemiş, sevap etmiş­ tir. Senelerdenberi, 65 seneden- beri bu yaptığında isabet vardır. Bu mektebin böyle bir lisan öğ­ retebilmek vasfı memleketimize öyle büyük bir hizmet olmuştur ki bunun neticelerini her zaman ve her sahada toplamaktayız ve bundan da anlaşılıyor ki mektebe yapılacak hayır onun Fransızca kısmını zayıflaştırma değil, bilâkis imkânı olduğu kadar kuvvetleş- tirmektir.

Galatasaray bilhassa Ünivesi- teye lâzım olan talebeyi hazırla­ mak ve yetiştirmekle faydalı

ol-mustur. Eski Darülfünun emini Muammer Raşit bey Darülfünuna en faydalı unsurların Galatasa- raydan geldiğini söylemişti. Mek­ tebin büyük bir meziyeti umumî seviyyesinin yüksekliğidir. Gala­ tasaraylIların ekseriyeti, umumî kültür iytibarile, faikiyetlerini âdeta gözle görülür bir şekle yükseltmişlerdir.

Hatta, her nedense tatil ettiri­ len ve sırf bir talebe mecmuası olan „ Galatasaray » mecmuası bile hariçte bu yolda çıkan bir çok mecmualardan, zevk ve se­ viye itibarile, üstün bir mecmu­ aydı.

Uğruna bu kadar masraf ih­ tiyar olunan Üniversite muhitini yükseltmek ancak böyle liselerin seviyesini yekseltmekle kabil olur. Ve bu da bugün ancak bey­ nelmilel bir Avrupa lisanını öğ­ retmekle mümkün olabilir. Ve bu ihtiyaç yarın hatta daha şiddetle duyulacaktır. Zira, eski harfleri bilmiyen nesiller yetiştikçe,

bun-n r.rv * ı . u i » 7 i i ¿îs* 11 r f T Y f f

lara lâzım olan kitaplar ve kü' tüphanelerin lüzumu daha çok meydana çıkacak, yani bugün duyulan bu ihtiyaç yarın ve bir müddet için, artacaktır. Zira her sahada ihtiyacımız olan ve ara­ dığımız kitapları ve kütüphaneleri vücude getirmek hiç kolay değil, âdeta mümkün değildir. Hiç bir millet kitaplarını bu kadar az za­ man içinde yeniden yazıp kütüp­ hanelerini dolduramaz. Binaen­ aleyh lâtin harflerini kabulümüz­ den dolayı bir Garp lisanını öğ­ renmek bizim için daha güç de­ ğil, daha kolay olmuş, fakat, şim­ dilik, daha az lâzm değil, daha çok lüzumlu olmuştur. Avrupadan her sahada geri kalmamak için beynelmilel bir Garp lisanına ih­ tiyacımız olduğu meydandadır. Ve böyle bir lisan öğrenmiş gençle­ rimizin her sahadaki tefevvukları da meydandadır.

Bunlar milliyet sahasında da daha az faydalı değil bilâkis da­

(3)

olmuş-lardır. Zira şunu bilmeli ve itiraf etmeli ki milliyetçiliği de bize Garp ve garpçılık öğretmiştir. Şark medeniyetinin milliyetçilik­ ten ziyade din esasına dayandığı malumdur. Milliyetçilik bize Gar­ bin talim etmiş olduğu bir dindir. Ve hattâ bizde milliyetçilik cere­ yanının başlangıçlarında memle­ ketin haricinden, Rusyadan gel­ miş Türklerin hayli yardımı do­ kunmuştu. Bunlar Garba gitmiş ve bize Garptan avdet etmiş Türklerdi. Muhitleri gözlerini da­ ha evvel açmıştı.

1 19 uncu asır, milliyet esası üzerine doğan devletler. Avrupa- nın haritasını değiştirmiş, her ta­ rafta milliyetçilik cereyanlarını çoğaltmış ve kuvvetlendirmişti. Koca imparatorluktan yeni yeni devletler türe m ekte iken, onun içinde hâlâ kendilerini emniyette sandıkları için, en geç uyanan millet Türk milleti ve en geç canlanan milliyetçilik Türk milli­ yetçiliği oldu. İlk milliyetçiler arasında gözleri hariçte açılmış Türkler, Garbı bilen Türkler ol­ duğu gibi, bunlara en evvel Garbı öğrenmiş Türkler, Galatasaraym yetiştirmesi Türkler iltihak ettiler.

Böyle iken yine b u n l a r a : “ Kozmopolitler! „ diyenlerimiz bulundu. Galatasaray için “ Koz­ mopolit yetiştiriyor! „ d e n i 1 d i. Bazı sözler vardırki hakikatin tam aksini-söyler. Bundan haksız ve manasız bir itiraz olamaz. Bunu söyliy enler acaba kozmopolit ne­ dir, kimdir, bilmiyorlar mı ? Zira “ kozmopolitlik şudur ve kozmo­ polit olanlarda işte şunlardır!,, diyebilmelidirler. Lâkin bunu yapmıyorlar.

Kozmopolitizm zaten her tür­ lü tefsire gelen, eskimiş, müp­ hem, cılız ve acemi bir tabirdir. Bu günkü büyük, his ve fikir cere­ yanlarını beyan için kifayetsiz­ dir. Muarızların fikirlerini ifade için kullandıkları bu sathî keli­ menin iyi ifade ettiği bir şey var­ sa oda ancak kendi fikirlerinde­ ki sathiliktir.

' Kozmopolit kelimesi ile kas- dedilön GalatasaraylIların çoğu­ nun Garp medeniyetine üstün­ körü değil fakat samimî ve cid­ dî tar.aîtarlığı ise bu tuttuğumuz garplılaşma ve inkılâp yolu için bir kusur, bir nakise değil, ayrı bir meziyettir.

Eğer GalatasaraylIların millî bir terbiye ile yetişmedikleri ve

milliyetçi olmadıkları iddia edi­ liyorsa bu tamamen y a n l ı ş t ı r . Mektep kozmopolit yetiştirmiş değil, Garp kültürü sayesinde milliyet cereyanını anlamış ve ona yardım etmiş gençler yetiş­ tirmiştir. Geçen nesiller pek mil­ liyetçiydi. Ve şimdi yetişen genç talebelerin hemen hepsinin pek şuurlu bir surette milliyetçi ol­ duklarını da, bilenlerden, duyu­ yoruz.

GalatasaraylIların e k s e r i s i kozmopolit, yani vatana karşı lâkayt değil, bilâkis vatan sevgi­ sini en ince, en ülkülü ve en yük­ sek duymuş, vatana pek hayırlı olmuş adamlar oluyorlar. Galata­ saray ta vatan kelimesinin he­ men tehlikeli ve yasak bir keli­ me olduğu ve memlekete muhab­ betin saraya sadakat manalarına alındığı zamanlar bile kudsî vatan mefhumunu duymuştu.

Galatasaray böylece, tarihi bir surette, ismini ve ruhunu va­ tan ve milliyet mefhumu ve sev­ gisi ile karıştırmış ve birleştir­ mişken Galatasaray ve kozmopo­ lit kelimelerini yanyana, getir­ mek ve karıştırmak istemek, eğer güç tahammül edilir bir cehalet değilse, hiç tahammül edilmez bir iftiradır.

Bilâkis vatanın dört tarafın­ dan gelen çocuklar burada mü­ kemmel bir milliyetçilik ocağın­ da kaynaşarak, eğer ruhlarında bir az millî gurur mayası ve yük­ seklik ve istiklâl sevgisi getirmiş­ lerse, buradan ruhlarını dolduran hür bir vatan mefhumu ve kay- gusiyle çıkıyorlar. Bütün bu genç başlan yüksek ve hür bir vatan sevgisi aydınlatıyor. Burası mille­ timizin en güzel ve asil hisleri­ nin inkişaf ettiği bir muhittir. Bir ruhun kabiliyetlerinin inkişafını temin etm ek! Medreselerin kar­ şısında açılmış ilk büyük mektep, ilk hür fikir mabedi olan Galata- sarayın bence en büyük fazileti budur. Herkes mensup olduğu ce­ miyete şahsının imkânı olan bü­ tün, tam randmanmı verebilmelidir.

Askerî cesareti beslemiş ve inkişaf ettirmiş Harbiye vesair bü­ yük mekteplerimiz gibi Galatasa­ ray sivil cesareti, fikir hüriyeti- ni, ruh istiklâlini, millet ve vatana ülkü yolunda hizmet hissini adam akıllı tenmiye etmiştir. Ruh kuv­ vetlerini her muhitten ziyade beslemiş, gençlerin zihinlerini mefkûre yüzlü hakikatlere,

ülkü-ü3Q vc J L * - \ . . . ..w — -- ‘ .... — i ’ü 230

-lü düşüncelere her muhitten ziya­ de yükseltmiştir. Hiçbir mektep, hiçbir muhit bundan ziyade milli­ yetçi, müevver milliyetçi yetiştir­ miş olmakla öğünemez.

Birçok GalatasaraylIların mil­ liyetçilik yolundaki hizmetleri ve bilhassa fikir ve neşriyat sahala­ rında ne kadar faydalı, ileri ve milliyetçi olduklarını yalnız say­ mak kabilinden hatırlatmak için hiç olmazsa bu makalenin hacmi kadar bir yer ister. Bunun için bu itiraza bu yolda biraz tafsilât ile cevap vermeği başka bir ya­ zıya bırakıyorum.

Analar ve babaların çocukla­ rını mektebe verirlerken çok dü­ şünmekte pek çok hakları vardır. Filhakika mektep herkeste öyle hatıralar bırakıyor ki hayatların üstünden her hissi yıkarak geçen belâ silindirlerine, insan hafıza­ sında her maziyi bir harp meyda­ nına çeviren belâ kasırgalarına rağmen, bu hatıraların izleri bir türlü silinmiyor ve insan gözleri­ ni kapayıp çocukluğunun ilk gençliğe erdiği o tatlı, o yumuşak hayal ve ümit senelerine daldığı zaman böyle muhabbetli, anlayışlı ve yüksek seviyeli bir muhit ha­ tırlayabilmekle kendisini bir ne­ vi hatıra zengini duyuyor. Olduk­ ça müteselli, ve bunu temin ettiği için, hayata adeta müteşek­

kir oluyor.

Mektep talebesine öyle dost­ luklar temin ediyorki kalbin ve fikrin inkişaf zamanlarında tees­ süs etmiş olan bn dostluklar, son­ ra bir refakat zevki ve mütekabil itimat hisleriyle, bir hayatın icraat, menfaat ve teselli saha­ larını genişletiyor.

Gençlerin aralarında konu­ şup yetiştikleri bir lise bahçesi yarınki vatanı en iyi gösteren yüksek, manalı, metafizik bir yerdir. İnsan Türk gençliğinin cesaretli, hamiyetli, muhabbetli, aklını açıp ve gülüp koşarak hayata atılmağa neş’eyle hazır­ landığı bu bahçeyi kalbini daima uyandıran, ümidini daima tazele­ yen bir feyiz ve bereket menbaı olarak hatırlıyor. Bahçede güle­ rek koşuşan çocukların biri bi­ rine karışan sesleri neş’eyle ge­ len müstakbel zamanların uğul­ tusuna benzeyerek - hafıza için­ den - vatanın yüksek bir çağla­ yanının billûrî sesleri ve temiz rüzgârları gibi bütün ruhu kaplı­ yor!.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Masum kanı akıtmak için sizler, için için kay­ narken, biz o engin, o ge­ niş, o uysal hoşgörümüz­ le aldırmıyorduk bile si­ ze.... Daha yazımızın

Bir zamanlar padişah ve saray erkanına hizmet veren Çadır Köşkü, şimdi herkese açık.. Sessizliğe ve yeşile hasret İstanbullu için mükemmel bir

Aradan on yıl gibi bir süre geçtikten sonra Alman tezgâhlarında yaptırılan “ Ülev” ve “ Suvat” vapurları gerçekten güzel, dayanıklı ve rahat gemiler olarak

Geliştirilen çift taraflı bant dokulara tıbbi implant- ların tutturulması için de kullanılabiliyor, ayrıca doku yapıştırıcı malzemelerden daha hızlı bir şekilde bağlan-

PREMIUM Yüksek standartları ile sürüş konforu ve zevkinizi en üst seviyede yaşatacak olan Premium donanım, görsel destekli arka park sensörü, Suedia - Kumaş koltuk

Terlik sistemlerine yönelik tüm ihtiyaç ve proseslere özel onlarca farklı çözüm sunan Kimpur, Ar-Ge çalışmaları ile sert ve yumuşak terlik sistemleri için yeni

-B atarya Eokak

Üstün sertlik ve tokluğu bir araya getiren Hardox ® aşınma plakası, en zorlu ortamlarda her türlü ekipman, parça ve yapının servis ömrünü uzatmak için tercih