• Sonuç bulunamadı

Başlık: TÜRKİYE’DE KÂRLILIK YÖNELİMİ: İMALAT SANAYİİ 1980-2000Yazar(lar):ERES, Benan;BAHÇE, Seçil KayaCilt: 64 Sayı: 2 Sayfa: 097-118 DOI: 10.1501/SBFder_0000002131 Yayın Tarihi: 2009 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: TÜRKİYE’DE KÂRLILIK YÖNELİMİ: İMALAT SANAYİİ 1980-2000Yazar(lar):ERES, Benan;BAHÇE, Seçil KayaCilt: 64 Sayı: 2 Sayfa: 097-118 DOI: 10.1501/SBFder_0000002131 Yayın Tarihi: 2009 PDF"

Copied!
22
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

MALAT SANAY 1980-2000

Dr. Benan Eres Yrd. Doç. Dr. Seçil Kaya Bahçe

Ankara Üniversitesi Ankara Üniversitesi

Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyasal Bilgiler Fakültesi

Özet

Kapitalist ekonomilerin geli imlerinin gözlenmesinde, i leyi ve örgütleni biçimleri göz önüne al nd nda, uzun ve orta vadede en uygun tan mlay gösterge kâr oran r. Birikim sürecinin seyrini anlatan bu göstergenin hesaplanmas nda özellikle veriyle ilgili sorunlar bulunmaktad r. Özellikle sa kl ve sürekli sermaye stoku verilerinin birçok ülke için bulunmamas , alternatif kârl k göstergelerinin belli varsay mlarla kullan lmas na yol açm r. Kârl n teknolojik bile enini d layarak bölü ümsel yönünü anlatan kârl k yönelimi göstergesi de bunlardan biridir. Bu çal mada 1980-2000 y llar aras nda Türkiye kârl k yönelimi göstergesi tüm ekonomi ve imalat sanayi 3 basamakl sektörleri için hesaplanm r. Elde edilen sonuçlar daha önce hesaplanm kâr oranlar yla kar la larak teknolojik boyutun görece önemi anla lmaya çal lm r. Ayr ca söz konusu sektörler d ticarete konu olup olmama anlam nda ve piyasa yap lar na göre fland larak sonuçlar bölü ümsel düzenlemelerin kârl k üzerine etkileri üzerinden kar la rmal olarak de erlendirilmi tir.

Anahtar Kelimeler: Kâr oran , kârl k yönelimi, imalat sanayi, yo unluk-d a aç kl k, bölü üm.

Profitability Trends in Turkish Manufacturing Sector: 1980-2000 Abstract

In assessing and evaluating the medium and long term development of capitalist economies, due to the very nature of its processes and mode of organization, most prominent indicator is the rate of profit. There are serious problems in calculating the rate of profit due to data problems. Especially the lack of healthy and continuous capital stock data for many countries has led to the development of different proxy indicators. One of them is the profitibility trend, which ignores the technological component of profitability while focusing on the distributional aspects. In this study, we calculated the profitability trends of the total capitalist industries as well as the 3-digit level manufacturing sectors for the years between 1980 and 2000. The results are compared with the previously estimated rate of profit figures for the purpose of capturing the relative significance of the technological component of profitability. The manufacturing sectors are classified as tradable and non-tradable sectors as well as according to the market structure (concentration levels). The results are further elaborated within and between these classifications.

(2)

Türkiye’de Kârl k Yönelimi:

malat Sanayi 1980-2000

Kapitalist bir ekonominin canl n biricik göstergesi, t pk bir nab z gibi, o ekonominin parasal döngüsünün içine b rak lmak üzere sahibinin do rudan tüketiminden feragat etti i varl n, bu ‘erdem’inin kar olarak kendisine geri getirece i fazladan miktar n göreli büyüklü üdür. Klasik iktisat kuram n, temel meselesi olan art n kökeniyle do rudan ili kili olarak, el üstünde tuttu u bu gösterge kâr oran r. Kavramsal temeli ve ölçülmesi konusunda birden fazla yakla m ve yöntem ileri sürülmü olsa da, ekonominin devam ederli i, daha belirgin anlat yla birikimin yap konusunda klasik iktisatç lar için merkezi önemini her zaman korumu tur. Bu gösterge iktisat kuram ndaki merkezi yerini, temel sorusunu art n kökeninden uzakla ran ve uygulan rl kendi kendine evrensel ilan eden neo-klasik iktisad n hakimiyetiyle yitirmi se de, ilk liberal ça sonland ran Büyük Sava ’la ba layan uygunsuz felaketler zinciriyle birlikte tekrar ara lan ve ölçülen göstergelerden biri halini alm r. Ancak unu da belirtmek gerekir ki, iktisat kuram ndaki bu yeniden ortaya ç sadece belli ekollerin ak lc tercihiyle rl kal rken, üphesiz, sahip oldu u ya da borç ald varl sermayeye dönü türerek dola n riskli ve karanl k dünyas na b rakan her

Makalenin yaz lma sürecindeki de erli katk lar ndan dolay Serdal Bahçe ve Ahmet Ha im Köse’ye; bu çal man n ilk halinin sunuldu u 10. Sosyal Bilimler Kongresi’ndeki oturumun kat mc ve dinleyicilerine; öneri ve katk lar ndan dolay

SBF Dergisi hakemine; ve bu çal may da içeren ara rma projesini destekleyen

(3)

sermayeci/giri imci/rantiye için ta vazgeçilmez önem hiçbir zaman kaybolmam r (Shaikh, 2004). Toplumun üretici kapasitesinin nicel ve nitel geli imiyle ilgili en önemli kararlar bu ki ilerin bireysel ç karlar do rultusunda verdi i kapitalist ekonomileri anlatmak ve anlamak isteyen bir iktisadi kuram n kâr oran ara rmas n merkezinde bir yerlerde bulundurmamas , bu nedenden dolay ya basiretsizlik, öngörüsüzlük ya da bilinçli bir vurdumduymazl k olmal r.

Kâr oran tek ba na böyle önemli bir yer kaplarken, ayn zamanda bize kârl n ne yollardan sa land ve sürdürüldü üne dair bilgi de verir. Teknolojik de imin yukar da belirtilen bireylerin bireysel rasyonel kararlar n sonucu oldu unu söylemek gereklidir. Hele günümüzde bilimsel bilginin sermayenin birikiminden ba ms z bir biçimde yarat lmayaca na olan naif ve aldat inanc n kabul görü ündeki inan lmaz yayg nl k bile kârl n üretimin teknolojik örgütlenmesindeki rolünü ortaya koyar niteliktedir. Bunun yan nda üretimin bölü ümsel örgütlenmesi de birikimin sa kl n bir di er, belki de daha sevimsiz taraf olu turur. Toplam ürünün üretime katk da bulunan ba ca faktörler aras nda bölü türülü biçimi neo-klasik iktisad n tüm kalabal k ve azametli çabalar na ra men asl nda taraflar n tarihsel ve mekansal olarak farkl la an görece güçlerinin bir sonucu olarak ortaya ç kar ve bir irketin personel müdürünün yukar dan ald maliyet k tlar n çerçevesinde karar verirken ya da bir çal an n mukaveleyi imzalarken ak llar nda bulunan hesaplar kadar basit ve aç kt r.

Bu çal mada, Türkiye’de imalat sanayiinde, önemli bir dönü üm sonras na i aret eden 1980 y ndan sonraki süreçte kârl n ne yönde hareket etti i ve bu hareketin teknolojik ve bölü ümsel yönleri ele al nacakt r. Bunun için kâr oran yerine a da aç klanacak olan nedenlerden dolay tercih etti imiz ve yine a da ayr nt yla tan mlad z ‘kârl k yönelimi’ göstergesini kullanaca z. Takip eden ilk bölümde Türkiye için kârl k üzerine yap lm çal malar n bir özeti verilecektir. Daha sonraki bölümde kârl k yönelimi göstergesi tan mlanacak ve neden bu göstergenin tercih edildi i gerekçelendirilecektir. Son olarak, hesaplamalar n sonuçlar verilecek ve yorumlanacakt r.

TÜRK YE’DE KÂRLILIK HESAPLAMALARI

Kârl k özellikle azgeli mi kapitalist ekonomilerde hesaplanmas görece zor bir kavramd r. Ancak bundan daha zor olan kâr oran n hesaplanmas r. Her iki kavram aç ndan da zorlu un en temel nedeni en ba ta verilerin yeterli düzeyde olmamas veya güvenilir olmamas r. Bu durum özellikle azgeli mi

(4)

kapitalist ekonomiler için Marxgil kategorilerin ampirik hesaplanmas oldukça güçle tirmektedir.

Türkiye için Marxgil kategorilerin ampirik hesaplanmalar n milad çok eski de ildir. Bir öncü çal may zikretmek gerekirse, Tonak (1980) yapt çal mada ABD ve Türkiye için art -de er oran hesaplam r. Daha sonra Alt ok (1998), imalat sanayi için 1963-1994 verilerini kullanarak hem kâr hem de art -de er oranlar hesaplam r. Bu çal mada imalat sanayii toplam, kamu ve özel olarak alt sektörlere bölünerek bahsedilen kategoriler hesaplanm r. Ayr ca çal ma ayn dönem için sabit sermaye stoku ve sermayenin organik kompozisyonunun da geli imini vermektedir. Bu anlamda Alt ok’un çal mas önemli bir geli me a amas olarak de erlendirilebilir. Bu noktada di er bir çal ma Eres’in (2005) Türkiye’de kâr oranlar n geli imini hesaplayan çal mas r. Bu çal mada Eres hem tüm ekonomi, hem de imalat sanayi için 1968 ile 2000 y llar aras nda kâr oranlar hesaplam r. Memi (2007a) ise 1970 ile 2000 aras nda imalat sanayinin alt sektörleri için, sermaye stoku tahminleri yaparak kâr oranlar hesaplam r.1

KÂRLILIK YÖNEL

: KAVRAM VE HESAPLAMA

Kâr oran en basit tan yla belli bir dönem içerisinde toplam yarat lan katma de erin çal anlara ödenenden geri kalan k sm n bu toplam katma de eri yaratmak amac yla kullan lmak üzere tahsis edilmi toplam sermaye stokunun de erine oran olarak hesaplanmaktad r. Kâr oran çarpanlar na ay rd zda kâr pay ( /Y) ile ç kt sermaye oran n (Y/K) çarp olarak yazabiliriz2. Bu iki terim s ras yla bölü ümsel ve teknolojik unsurlar olarak

ayr labilir:

1 Ayr ca imalat sanayi ve tüm ekonomi için kâr oran Marxgil olmayan metodlarla

hesaplayan pek çok çal ma vard r. Bu çal malar n pek ço u mark-up hesaplamay hedeflemi tir. Örnek olarak Metin-Özcan vd. (2000) ve Onaran-Yentürk (2002)

say labilirler. Kârl ba ka geli melerle ili kilendiren bu cenahtan say labilecek pek

çok çal ma mevcuttur: (Alkan, 2002; Özmucur, 1992; Yurto lu, 2004; Günay vd., 2005).

2 Marglin ve Bhaduri (1990) kâr oran ve kâr pay aras ndaki ili kiyi Keynesgil

kuramsal çerçevede ele alm lar ve bu de kenlerin yat m talebi üzerine etkilerini

incelemi lerdir. Di er taraftan, Glyn (1997) OECD ülkeleri baz nda kârl kâr

pay n geli imini gözlemleyerek analiz etmi tir.

K

Y

Y

W

K

Y

Y

K

W

Y

1

(5)

: Toplam kâr, Y: Toplam katma de er,

W: Çal anlara yap lan toplam ödemeler (toplam ücret ödemeleri), : Kâr oran ,

K: Sermaye stoku.3

Yukar daki oranlar n ampirik olarak hesaplanmas nda sermaye stoku de erleri kaç lmaz olarak gereklidir. Çe itli ülkeler için yap lan hesaplamalarda en çok kar la lan sorun sermaye stoku verisinin varl ya da güvenilirli i sorunudur (Eres, 2007, Memi , 2007a). Birkaç istisna d nda ülkelerin istatistik kurumlar bu veriyi tam ve sa kl ekilde düzenlememektedirler.

Kâr oran n bölü ümsel ve teknolojik bile enlerini birbirinden ay rarak ele ald zda sermaye stoku verisi sorunu içermeyen bölümü kâr pay olarak görülmektedir ( /Y). Ayn göstergenin emek taraf ndaki yans mas do rudan ücret pay içermektedir ( /Y = 1 – W/Y). Bu ili kinin dinamik kar do al olarak, kâr pay n büyüme (küçülme) oran n ayn zamanda ücret pay n küçülme (büyüme) oran veriyor olmas r. Kârl n sermaye stoku sorununun etraf ndan dola larak geli tirilen ve de im boyutu kat larak dinamik hale getirilen yakla k göstergelerinden biri de ücret pay n küçülme oran ndan ba ka bir ey de ildir (Ortiz, 2005). Ortiz bu yakla Meksika ekonomisi için benzer sorunlar kar nda do rudan kâr oran na alternatif bir gösterge olarak önerirken, kârl k yönelimi olarak adland rd bu göstergenin kârl n teknolojik birle enini ihmal etti ini özellikle vurgulamaktad r. Kârl k yönelimi aç klay bir gösterge olarak kâr oran yerine ikâme edilirken, teknolojik unsur ihmal edilerek, ekonomideki yap sal dönü ümler ve kârl k aras ndaki kar kl ili kide bölü ümsel unsurun aç klay analiz edilmi tir. Türkiye için yap lan birçok çal mada özellikle 1980 y ndaki büyük yap sal politika sapmas da içeren orta ve uzun vadeli de erlendirmelerde bölü ümsel düzenlemelerin a rl n oldukça belirleyici oldu u ortaya konmu tur (Eres, 2007; Memi , 2007b). Bu nedenle kârl k yönelimi göstergesinin aç klay n Türkiye ekonomisi aç ndan yüksek olaca dü ünülebilir. Geli mi kapitalist ekonomiler için yap lan çal malarda uzun dönemde ücret pay istikrarl bir seviye gösterirken, sermaye verimlili inin

3 Buradaki e itli in sa taraf ndaki (1-W/Y) bölü ümsel unsuru gösterirken, (Y/K)

(6)

(Y/K – ç kt sermaye oran ) az da olsa bir dü me e iliminde oldu u gözlenmektedir (Foley/Michl, 1999; Taylor, 2004). Yukar daki k sa aritmetikle bu durumun kâr oranlar nda uzun dönemde bir dü me e ilimini i aret etti i kolayca görülebilir. Bu gözlem, teknolojik de imin geli mi ülkelerle geli mekte olan ülkeler aras nda kârl k anlam nda yaratt etkilerin rl ndaki farkl akla getirecektir. Benzer dü me e ilimleri Türkiye ve benzeri ekonomiler için de gözlemlense de ekonomilerin geli mi lik düzeyleri, birikim biçimleri ve dünya ekonomisine eklemlenmede lider ya da takipçi olma ko ullar göz önüne al nd nda, bu olgunun arkas ndaki mekanizmalar n oldukça farkl olaca tahmin edilebilir.

Kârl k yönelimi göstergesinin k sa ve biçimsel tan , ücret pay n ) ücret oran (w=W/L) ve ortalama emek üretkenli ine (b=Y/L) ba ifadesi üzerinden yapmak mümkündür.

b

w

L

Y

L

W

Y

W

Do al olarak ücret pay n tersi (1/ ) ortalama üretkenli in ücret oran na oran (b/w) olacakt r. Bu denklemi log-de im biçiminde yazacak olursak:

g

g

g

1 b w

*

Yukar daki denklem kârl k yönelimini ( *) ücret pay n küçülme oran olarak tan mlamaktad r. Ayr ca bu gösterge ortalama üretkenli in art h yla reel ücretin art h aras ndaki farka e ittir.4

TÜM EKONOM : DE ERLEND RMELER

Bu bölümde tüm ekonomi için 1969-2000 y llar aras nda kârl k yöneliminin seyri incelenecektir. Genel olarak bakt zda kârl k yönelimi 1969-1980 y llar aras nda de ken bir seyir gösterirken, 1980’li y llarda gözle görülür bir ekilde dü mektedir. Ücret pay n küçülme oran olarak tan mlad z kârl k yönelimi 1980’lerin ba nda 0.15’ten fazla iken 1991 na gelindi inde –0.20’ye yakla r. Bununla beraber, 1990’lar n ilk yar nda artarak bütün dönem boyunca en yüksek seviyesine ula , 1995 ndan itibaren yine dü meye ba lam r ( ekil 1). Kârl k yöneliminin seyrini daha iyi anlamak için, yukar daki tan m gere i, üretkenli in ve ücret

4 Yukar da da belirtildi i gibi kârl k yönelimi Japonya ve Amerika Birle ik Devletleri

gibi geli mi kapitalist ekonomilere uyguland nda uzun vadede ortalama olarak

(7)

oran n büyüme oranlar incelemek yerinde olur. Söz konusu dönem boyunca, kriz y llar d nda, üretkenli in büyüme oran -0.05 ile 0.10 aras nda de erek görece sabit kalm r. Ücretlerin büyüme oran ise 1969-1979 y llar aras nda önemli bir de iklik göstermemi , 1980’li y llar boyunca artarken, 1990’l y llar n ilk yar nda dü mü , 1995 sonras nda ise artmaya ba lam r ekil 2). ekil 1 ve ekil 2’ye bakt zda kârl k yönelimini ve ücret oran n büyüme oran gösteren e rilerin ters yönde genellikle simetrik olarak hareket etti ini gözlemleyebiliriz. Buradan yola ç karak, kârl k yönelimindeki de meyi ücretlerin seyri belirlemi tir diyebiliriz.

ekil 1: Kârl k yönelimi, tüm ekonomi 1969-2000

-0,25 -0,20 -0,15 -0,10 -0,05 0,00 0,05 0,10 0,15 0,20 19 69 1 9 71 1 9 73 197 5 197 7 197 9 198 1 1 9 83 1 9 85 198 7 198 9 199 1 19 93 1 9 95 199 7 199 9

ekil 2: Üretkenlik ve ücret büyüme oranlar , tüm ekonomi 1969-2000 -0,30 -0,25 -0,20 -0,15 -0,10 -0,05 0,00 0,05 0,10 0,15 0,20 19 69 19 71 19 73 19 75 1 9 77 19 79 19 81 19 83 19 85 19 87 19 89 19 91 19 93 1 9 95 19 97 19 99

(8)

Bütün dönem boyunca, genellikle üretkenlikteki büyüme oran ücret oran n büyüme oran ndan daha fazla oldu u halde, bu durumun geçerli olmad iki alt dönem vard r: 1986-1992 dönemi ve 1996-2000 dönemi. Bunlardan ilki sendikal hareketin ve i çi eylemlili inin yo un oldu u bir dönemdir ve bu dönemde reel ücretler önemli ölçüde artarak, bütün dönem için en yüksek büyüme oran na ula r. Üretkenlik art n ayn oranda gerçekle memesi, kârl k yöneliminin negatif olmas na yol açm r. 1996-2000 döneminde Rusya ve Asya krizlerinin etkisiyle daralan d talep sonucunda üretkenli in art h yava lam ve ücret oranlar ndaki büyümenin alt nda kalm r. Ayr ca, üretkenlik ve ücretlerin büyüme oranlar bütün dönem boyunca beraber hareket ederken, bu durum 1997 y nda de mi , bu y ldan itibaren üretkenli in büyüme oran dü erken, ücretlerin büyüme oran artm ve kârl k yönelimi bütün dönem boyunca en dü ük seviyesine ula r.

Sonuç olarak, çe itli alt dönemler itibariyle ekonominin genelinde kârl k yöneliminin seyrini öyle özetleyebiliriz: 1970’lerin ilk yar nda üretkenlik istikrarl ama dü ük h zda artm , kârl k yönelimini ücretlerin seyri belirlemi tir. 1970’lerin ikinci yar nda ise petrol krizinin de etkisiyle üretkenlik azalm , ücretlerdeki dalgalanma sonucu kârl k yönelimi de dalgal bir seyir göstermi tir. 1980 y nda kârl k yönelimindeki ani ve büyük art ta hem üretkenli in hem de ücretlerin büyüme oranlar ndaki dü etkilidir ancak ücret oran üretkenli e göre daha h zl küçülmü tür. 1980’ler boyunca üretkenlik istikrarl bir biçimde artarken, özellikle 1980’lerin sonunda reel ücretlerdeki h zl art ile kârl k yönelimindeki dü ivmelenmi tir. 1990’lar n 1994 krizini de içeren ilk yar nda ücretlerin üretkenlikten daha zl küçülmesine ba olarak kârl k yöneliminde önemli oranda art gözlenmektedir. Son olarak, 1990’lar n ikinci yar nda, üretkenlik de im h dü erken, kârl k yönelimini yine ücretlerdeki de im belirlemi tir.

MALAT SANAY

Yukar da tüm ekonomi için yapt z analizi toplam imalat sanayii için tekrarlarsak, göze çarpan sonuçlar öyledir: ilk olarak 1970’lerdeki petrol krizlerinin etkisiyle kârl k yöneliminde önemli dü ler olmu tur. 1988-1991 llar aras nda reel ücret art lar n üretkenlikteki art h ndan daha fazla olmas na ba olarak kârl k yönelimi –0.20 seviyesine kadar gerilemi tir. 1990’lar n ba nda artma e iliminde olan kârl k yönelimi, 1994 krizi ile birlikte ani bir dü göstererek bütün dönem için en dü ük seviyesine ula r. 1997-2000 y llar aras nda kârl k yönelimindeki dalgalanmalarda krizlerin etkisi oldu u söylenebilir, zira bu dönemde üretkenlikte dü me gözlenmektedir ( ekil 3). malat sanayiinde kârl k yönelimiyle ilgili en çarp

(9)

gözlem, tüm ekonomi ve imalat d sektörlere k yasla kârl k yöneliminin, reel ücret oran n ve üretkenli in büyüme h zlar n daha geni bir aral kta dalgalanmalar r. Yine imalat sanayii için de üretkenlik ve ücret oran n büyüme h zlar ayn yönde hareket etmi , bu durum sadece 1996 y sonras nda tersine dönmü tür ( ekil 4). malat sanayii d ndaki sektörlere bakt zda, kârl k yönelimi, üretkenlik ve ücret art oranlar n genel olarak tüm ekonomi verileri ile benzer biçimde hareket etti ini görebiliriz ( ekil EK1.a ve ekil EK1.b).

ekil 3: Kârl k yönelimi, malat Sanayii 1969-2000

-0,25 -0,15 -0,05 0,05 0,15 0,25 0,35 1 969 19 71 197 3 1975 1977 1979 1 981 19 83 198 5 1987 1989 1 991 19 93 199 5 199 7 1999

e kil 4: Üretkenlik ve ücret büy üme o ranlar : malat sanayi i 1969-2 000

-0 ,3 -0 ,2 -0 ,1 0 0 ,1 0 ,2 0 ,3 19 69 19 71 1 9 73 1 975 1977 1979 1981 1983 1985 8719 1989 1991 9319 1995 1997 1999

üretkenli in büyüm e oran ücret oran n büy üm e oran

(10)

1968 y temel y l al narak olu turulmu kârl k yönelimi endeksine bakt zda tüm ekonomi, imalat sanayii ve imalat sanayii d sektörler için söz konusu endeksin 1970’lerde birbirine yak n hareket etti ini, 1980’lerin ba ndan itibaren imalat sanayii için kârl k yönelimi endeksinin, tüm ekonomi ve imalat sanayii d sektörlere göre önemli ölçüde artt görmekteyiz. Ancak bu e ilim 1990’lar n sonuna do ru ortadan kalkm , kârl k yönelimi endeksleri bu üç toplula lm sektör için tekrar yak nsam r.

KÂR ORANI VE KÂRLILIK YÖNEL

ENDEKS

Kârl k yönelimi endeksini ba lang ç y 1968 de erini 100 kabul ederek di er y llar için hesaplad zda asl nda teknolojik unsurlar yok sayan bir kâr oran seviyesi elde etmi say z. Bu endeksin daha önce di er ortak bile enleri ayn verilerden ve tahmin edilmi bir sermaye stoku verisi

kullan larak hesaplanm kâr oran endeksiyle (Eres, 2005) kar la rma yoluyla ihmal edilmi olan teknolojik etkinin boyutlar aç ndan s namam z

ekil 5:Kâr oran ve kârl k yönelimi endeksleri,tüm ekonomi (1968=100) 50 150 250 350 450 550 650 1 968 1970 1972 1974 1976 1978 1980 1982 9841 1986 1988 1990 9921 1994 1996 1998 2000

(11)

do ru olacakt r. Bu yolla kârl k yönelimi göstergesinin kârl n ne derecede kapsay bir göstergesi oldu unu bulmu oluruz. Ayn zamanda kârl n ne boyutta genellikle iddia edildi i gibi bölü ümsel faktörlerle belirlendi i de

mni olarak ortaya koyulabilir.

ekil 5 tüm ekonomi için kârl k yönelimi endeksi ve kâr oran göstermektedir. Teknolojik faktörün tüm dönem boyunca kârl a olumlu etkisi oldu u kâr oran e risinin kârl k yönelimi e risinin üzerinde yer almas ndan görülmektedir. Kârl n genel yönü anlam ndaysa bölü ümsel ve teknolojik etkenlerin ayn yönde hareket etti ini söylemek yanl olmaz. 1970’li y llar n ortalar ndan itibaren teknolojik unsurun etkisini art rd da bu iki e rinin birbirinden uzakla mas ndan gözlemlenebilmektedir. Ancak bu etkinin 1990’lar n ba ndan itibaren gücünü yitirmi oldu u ve daha önce teknolojik etkinin yaratt fark n devam etmesinin d nda kârl k üzerinde belirgin bir katk yaratmad söylenebilir.

ekil 6: Kâr oran ve kârl k yönelimi endeksleri, malat Sanayii (1968=100) 50 150 250 350 450 550 650 19 68 1 9 70 19 72 19 74 19 76 19 78 19 80 19 82 19 84 19 86 19 88 19 90 19 92 19 94 19 96 19 98 20 00

(12)

malat sektöründe ise ekil 6’dan izlenebilece i gibi teknolojik unsurun kârl k üzerindeki etkisi çok daha belirgin görülmektedir.5 1970’li y llar boyunca ithal ikameci üretimin döviz darbo az k yla kar kar ya kalarak kapasite kullan nda büyük dalgalanmalara sebebiyet verdi i s kl kla belirtilmektedir. Bu durum kâr oran ndaki geli melerde gözlemlenebilir. Özellikle bölü üm unsurundan ibaret kâr yönelimi endeksinin görece istikrarl hareketi kar nda kâr oran endeksinin dalgalan yor olmas bu durumun bir kan olarak gösterilebilir. 1970’lerin sonundan itibaren ve özellikle 1980 sonras nda teknolojik unsurun etkisi bu iki endeks e risi aras ndaki makas n aç lmas ndan izlenebilir. Ancak bu etki 1980’lerin ortalar ndan itibaren yava layarak durmu görünmektedir; iki endeks hemen hemen sabit aç kl kla ayn yönde hareket etmektedir. rt olarak, 1996 y yla ba layan kâr oran ndaki keskin dü te teknolojik unsurun a rl görülmektedir. Bölü ümsel anlamda da kârl k yönelimi endeksinin dü hareketinden anla laca gibi bir kârl k azalmas söz konusuyken, kâr oran endeksindeki daha h zl ve belirgin gerileme teknolojik etkinin boyutlar göstermektedir.6

Sonuç olarak özellikle imalat sanayiinde kârl n teknolojik yönünün tamamen ihmal edilmesi belirli bir oranda eksiklik olarak görülmelidir. Ancak teknolojik unsurun kârl a olan etkisinin bölü ümsel unsur kadar a rl kl oldu u iki alt dönem vard r. 1980-1988 aras dönem ve 1995-2000 aras dönem. Sermaye verimlili inde belirleyici art ve dü ün ya and bu dönemlerin her ikisi de kapasite kullan m oranlar nda meydana geldi i tahmin edilen keskin de imlere i aret etmektedir. thal ikameci dönemin sonland ld ve ihraç öncelikli büyüme stratejisinin benimsendi i 1980 sonras dönem, 1970’lerin döviz darbo az ndan kaynaklanan ithal k alt nda kapasite kullan mlar n içine dü tü ü bask lar n hafifledi i bir dönemken, 1994 krizi ve sonras ndaki

5 ekil 5 ile ekil 6’da dikey ölçe in ayn tutulmas n nedeni, imalat sanayi ile di er

sektörler için kâr oran ve kârl k yönelimi endeksleri aras ndaki fark n kar la rmal

olarak gözlemlenmesine olanak sa lamakt r.

6 Ancak bu, kâr oran n sermaye verimlili i ve kâr pay olarak ayr larak yap lan

incelemesindeki gözlemle tam olarak uyu mamaktad r (Eres, 2005). 1995 y ndan

sonra sermaye verimlili inde çok büyük bir dü gözlemlenmezken, kâr pay ndaki

büyük gerileme kâr oran ndaki dü ün ba ca nedeni olarak öne ç kmaktad r. Bu

nedenle kâr oran endeksi ve kâr pay endeksleri aras ndaki aç n bu daralmas

1980 sonras sermaye verimlili indeki istikrarl yükselmenin 1994 krizi ve sonras nda gerilemesi ve kâr pay ndaki 1995 sonras gerilemeyi, daha önceki bölü ümsel

de imlerde oldu u gibi kar layarak kârl k seviyesini koruyamamas olarak

yorumlamak daha do ru olacakt r. 1994 krizinin yan ra 1998’de dünya

piyasalar ndaki daralman n ihracata yönelik sektörlerde kapasite kullan ve

(13)

piyasalar n daralma gösterdi i dönem de, imalat sanayiinde belirgin bir paya sahip ihracata yönelik sektörlerde kapasite kullan n dü tü ü bir dönemdir.7

Bunun d nda temkinli olarak uzun vadede bölü ümsel unsurun belirleyicili inden bahsetmek temkinli olarak da olsa mümkün görünmektedir. Bir ba ka deyi le, kâr oran yerine kârl k yönelimi göstergesini temel alan bir analiz büyük oranda sa kl ve do ru olacakt r.

MALAT SANAY ALT SEKTÖRLER

malat sanayii için kârl k yöneliminin seyrini alt sektörler baz nda da gözlemlemek için ISIC.Rev2 üç haneli sektörleri ihracat e ilimli olup olmad klar na ve yo unla ma oranlar na göre üç dönem için s fland rd k.8

Bunlardan ilki olan 1982-1988 dönemi ülke ekonomisinin d a aç ld , imalat sanayiinin ihracata yöneldi i, reel ücret oranlar ndaki art n ise dü ük h zda fakat istikrarl seyretti i bir dönem olarak ele al nabilir. 1989-1994 döneminde ülke ekonomisi a r bir iç kriz ya am , dönemin ba nda tarihsel en yüksek seviyesine ula an reel ücret oranlar dönemin sonunda tam tersine tarihsel en dü ük seviyesine inmi ve ücretlerdeki bu dalgalanmalar kârl k yöneliminin seyrini önemli ölçüde etkilemi tir. Son olarak, 1995-2000 dönemi Do u Asya ve Rusya krizlerinden dolay daralan d talebin yans malar n hissedildi i bir dönemdir.9Öncelikle, sektörlerin toplam ihracat sat lara bölerek, üç haneli

sektörler baz nda ihracat oran tan mlad k. Daha sonra, dönemler itibariyle sektörlerin ortalama ihracat oran hesaplayarak, ortalama ihracat oran ndan daha yüksek bir ihracat oran na sahip olan sektörleri ihracat e ilimli, ortalama ihracat oran ndan daha dü ük bir ihracat oran na sahip olan sektörleri ise ihracat ilimli olmayan sektörler olarak adland rd k. Bu sektörler aras nda ihracat ilimi en yüksek sektörler, tekstil (321), giyim e yas (322) ve deri ürünleri (323) sektörleridir. S nai kimyasallar (351) ve plastik ürünler (355) 1982–1988

7 malat sanayiinde kapasite kullan m oran 1993’te 84.5 iken 1999’da 75.5 seviyesine

kadar dalgal bir dü trendine girmi tir (ekutup.dpt.gov.tr/ekonomi/gosterge/

tr/1950-06/esg.htm).

8 Benzer bir s fland rma için bkz. Boratav ve Yeldan (2005) ve Boratav vd. (2000).

Ancak Boratav ve Yeldan (2005) yo unla ma endeksi (CR4) 0.3’ten büyük olan sektörleri eksik rekabetçi/oligopolistik, 0.3’ten küçük olan sektörleri ise tam rekabetçi

sektörler olarak s fland rm lard r. Di er taraftan, Boratav vd. (2000) eksik

rekabetçi/oligopolistik sektörleri ikiye bölerek yo unla ma endeksi (CR4) 0.3 ile 0.49 aras nda olanlar tekelci rekabetçi, 0.49’dan büyük olanlar ise oligopolistik olarak tan mlam lard r.

9 Ba ka çal malarda da 1980 sonras Türkiye ekonomisinin geli imi benzer dönemlere ayr larak incelenmi tir. Bkz. Yeldan (2001: 85).

(14)

dönemi itibariyle ihracat e ilimli olmad klar halde, daha sonraki dönemlerde ihracat e ilimli sektörler olarak gözlemlenmi lerdir. Sektörleri yo unla ma oranlar na göre s fland rmak için sektördeki en büyük dört firman n pazar paylarn n toplam olarak tan mlanan yo unla ma oranlar (CR4) kulland k.

Tablo 1: Kârl k Yönelimi

ihracat e ilimli ve görece yo un

-0 ,4 -0 ,3 -0 ,2 -0 ,1 0 0 ,1 0 ,2 0 ,3 19 83 19 84 1 9 85 198 6 19 87 19 88 1 9 89 19 90 19 91 19 92 19 93 19 94 19 95 19 96 19 97 19 98 199 9 20 00

ihracat e ilimli olmayan ve görece yo un - 0,3 - 0,2 - 0,1 0 0,1 0,2 0,3 0,4 0,5 19 83 19 84 19 85 19 86 19 87 19 88 198 9 19 90 19 91 1 9 92 199 3 19 94 19 95 1 9 96 199 7 1 9 98 19 99 2 0 00

ihracat e ilimli ve görece yo un olmayan -0,3 -0,2 -0,1 0 0,1 0,2 0,3 0,4 1 983 1984 1985 198 6 19 87 1988 1 989 1990 199 1 19 92 1 993 1994 1995 199 6 19 97 1998 1 999 2000

ihracat e ilimli olmayan ve görece yo un olmayan -0,3 -0,2 -0,1 0 0,1 0,2 0,3 1 9 83 1 984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 9219 1993 1994 1995 9961 1997 1998 1999 2000

Sektörlerin dönemler itibariyle ortalama yo unla ma oran hesaplayarak, ortalamadan daha yo un sektörleri görece yo unla , ortalamadan daha az yo un sektörleri ise görece yo unla mam sektörler olarak tan mlad k. Her dönem için ortalama yo unla ma oran yakla k % 50

(15)

oldu undan, k saca, sektördeki en büyük dört firma pazar pay n yar ndan fazlas na sahip ise bu sektörleri görece yo unla olarak ele ald k. Üç haneli sektörler aras nda bütün dönemler itibariyle yo unla ma oranlar en yüksek olan sektörler petrol rafineriler (353) ve çe itli petrol ve kömür ürünleri (354) sektörleridir. Bu sektörleri ta t (384) ve profesyonel bilimsel ölçme ve kontrol cihazlar (385) izlemektedir. Sektörlerin dönemler itibari ile s fland rmalar Ek.3’te görülebilir.

Tablo 2: Ücret Oran n ve Üretkenli in Büyüme Oranlar

hracat e ilimli ve görece yo un

-0 ,2 -0 ,1 0 0 ,1 0 ,2 0 ,3 0 ,4 0 ,5 1 9 83 1 9 84 1 9 85 1 986 19 87 1 9 88 1 9 89 1 990 19 91 1 9 92 1 9 93 1 994 19 95 1 9 96 1 9 97 1 998 19 99 2 0 00

hracat e ilimli olmayan ve görece yo un -0 ,3 -0 ,2 -0 ,1 0 0 ,1 0 ,2 0 ,3 0 ,4 1 9 83 1 9 84 1 9 85 1 9 86 1 9 87 1 9 88 1 9 89 1 990 1991 19 92 1 9 93 1 9 94 1 9 95 1 9 96 1 9 97 1 9 98 1 999 2000

hracat e ilimli ve görece yo un olmayan -0 ,3 -0 ,2 -0 ,1 0 0 ,1 0 ,2 0 ,3 0 ,4 1 9 83 198 4 1 9 85 1 9 86 1 9 87 198 8 1 9 89 1 9 90 199 1 1 9 92 1 9 93 1 9 94 1 9 95 1 9 96 1 9 97 199 8 1 9 99 2 0 00

ür etkenli in büyüme oran ücret oran n b üyüme oran

hracat e ilimli olma yan ve görece yo un olmayan -0,3 -0,2 -0,1 0 0,1 0,2 0,3 0,4 1 9 83 1 984 1985 1986 1987 19 88 1989 19 90 1 991 19 92 1 993 1994 1995 1996 1997 1998 19 99 2 000

(16)

lk olarak, 1982-2000 dönemi için, ihracat e ilimli ve görece yo un sektörlerin kârl k yönelimini inceleyecek olursak, bu sektörlerde kârl k yöneliminde 1985 ile 1990 y llar aras nda sürekli bir dü oldu unu söyleyebiliriz. Kârl k yönelimi 1990 y nda bütün dönem için en dü ük seviyesine ula arak bu tarihten sonra artma trendine girmi ve 1995 y nda bütün dönem için en yüksek de erini alm r. Bu sal n en büyük nedeni reel ücretlerin büyüme oran n 1989 y nda oldukça yükselerek bütün dönem için en yüksek seviyesine ula mas r. 1980’lerin sonundaki en büyük reel ücret art ihracata e ilimli ve görece yo un sektörlerde gözlenmektedir ve bu durum üretkenlik ile reel ücret oran n büyüme oranlar aras ndaki makas n oldukça aç lmas na neden olmu tur.

ekil 7: Kârl k Yönelimi -0,35 -0,25 -0,15 -0,05 0,05 0,15 0,25 0,35 0,45 19 83 19 84 1 9 85 19 86 1 9 87 19 88 19 89 1 9 90 1 9 91 1 9 92 1 9 93 1 9 94 19 95 19 96 1 9 97 19 98 1 9 99 20 00

ihracat e ilimli-yo un ihracat e ilimli olmayan-yo un ihracat e ilimli-yo un olmayan ihracat e ilimli olmayan-yo un olmayan

hracat e ilimli olmayan ve görece yo un sektörlerin kârl k yöneliminin seyrini inceledi imizde, 1986 y nda kârl k yöneliminde, üretkenli in büyüme oran ndaki ani art tan kaynaklanan bir yükselme oldu unu gözlemlemekteyiz. Kârl k yönelimi genel olarak ihracat e ilimli ve görece yo un sektörlerle ayn seyri göstermekte ve üretkenli in ve reel ücretlerin büyüme oranlar ndaki ihracat e ilimli ve görece yo un sektörlere paralel de imlerle belirlenmektedir. Ayn ekilde, ihracat e ilimli ve görece yo un olmayan sektörlerdeki ve ihracat e ilimli olmayan ve görece yo un olmayan sektörlerdeki kârl k yöneliminin seyri genellikle birbirine benzemektedir. Bu durumun ekil 7’de bu dört grup için k yaslamal bir biçimde görebiliriz. Burada dikkati çeken nokta, kârl k yönelimi endeksine bakt zda, ihracat ilimli ve görece yo un sektörlerde kârl k yöneliminin zaman içinde dü tü ü ve di er sektörler ile aras ndaki makas n aç ld r ( ekil 8).

(17)

ekil 8: Kârl k Yönelimi Endeksi (1982=100) 0 25 50 75 100 125 150 175 200 1982 1983 198 4 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 19 93 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 ihracat e ilimli-yo un ihracat e ilimli olmayan-yo un ihracat e ilimli-yo un olmayan ihracat e ilimli olmayan-yo un olmayan

SONUÇ

Kapitalist ekonomilerde kâr oran n iki belirleyeni vard r: Teknolojik faktör (Ç kt /Sermaye oran ) ve bölü ümsel faktör (Kâr/Ç kt oran ). Sermayenin büyüklü ünün hesaplanmas ile ilgili kuramsal ve ampirik sorunlar nedeniyle bu alandaki çal malar daha çok bölü ümsel faktörün hesaplanmas üzerine yo unla r. Bu çal mada da, 1980 ile 2000 y llar aras nda Türkiye ekonomisinde kârl k yönelimi olarak tan mlanan bölü ümsel faktörün büyümesi ele al nm r. Bu faktörün geli imi Türkiye’de birincil bölü üm ili kilerinin geli mini göstermesi aç ndan önemlidir.

Kârl k yöneliminin seyrine bak larak belirli e ilimler belirlemek mümkündür. Birinci olarak, bütün dönem boyunca ücretlerdeki de im oran üretkenlikteki de im oran ndan daha dalgal bir seyir göstermi tir. Tüm ekonomi için kârl k yönelimini ve ücret oran n büyüme oran gösteren rilerin ters yönde genellikle simetrik olarak hareket etti ini gözlemleyebiliriz. Buradan yola ç karak kârl k yönelimindeki de meyi ücretlerin seyri belirlemi tir diyebiliriz. Di er taraftan, kârl k yönelimi tüm ekonomi ve imalat

(18)

sanayi için dönem boyunca en dü ük seviyesine 1990’lar n ba nda reel ücretlerin yükselmesiyle ula rken en yüksek seviyesine 1994 y nda ya anan ekonomik krizin etkisiyle ücretlerin önemli ölçüde a nmas sonucu ç km r. Burada unu da belirtmek gerekir: Bir e ilim olarak iç krizler, emek piyasas n yap gere i, reel ücretlerin bask lanmas na ve dolay yla kârl k yöneliminin yükselmesine yol açmaktad r. Bununla beraber d krizler daha çok kapasite kullan m oran n dü ü arac yla üretkenli in azalmas na neden olmaktad r. Bu durumda, reel ücretlerde ayn oranda bir dü olmamas sebebiyle kârl k yöneliminde dü me gözlenmektedir. Di er taraftan, 1990’lar n ikinci yar na kadar imalat sanayiindeki kârl k yönelimi tüm ekonomi için kârl k yöneliminden ve imalat d sanayii için kârl k yöneliminden yüksek seyretmi tir.

hmal edilen teknolojik faktörün etkisini de gözlemlemek için kâr oran endeksi ile kârl k yönelimi endeksini kar la rd zda, teknolojik faktörün tüm dönem boyunca kârl a olumlu etkisi oldu unu kâr oran e risinin kârl k yönelimi e risinin üzerinde yer almas ndan anlayabiliriz. Kârl n genel yönü anlam ndaysa bölü ümsel ve teknolojik etkenlerin ayn yönde hareket etti ini söylemek yanl olmaz. malat sektöründe ise teknolojik unsurun kârl k üzerindeki etkisi çok daha belirgin görülmektedir. 1970’lerin sonundan itibaren ve özellikle 1980 sonras nda teknolojik unsurun etkisi bu iki endeks aras ndaki aç lmadan izlenebilir. Ancak bu etki 1980’lerin ortalar ndan itibaren yava layarak durmu görünmektedir; iki endeks hemen hemen sabit aç kl kla ayn yönde hareket etmektedir.

Son olarak, imalat sanayi için kârl k yöneliminin seyrini ihracat e ilimli olup olmad klar na ve yo unla ma oranlar na göre s nfland rd z alt sektörler baz nda inceledi imizde bu dört grup (ihracat e ilimli-yo un, ihracat ilimli olmayan-yo un, ihracat e ilimli-yo un olmayan, ihracat e ilimli olmayan-yo un olmayan) için kârl k yöneliminin benzer bir seyir gösterdi ini söyleyebiliriz. Kârl k yönelimi endeksine bakt zda, ihracat e ilimli ve görece yo un sektörlerde kârl k yöneliminin zaman içinde dü tü ünü ve di er sektörlerle aras ndaki makas n aç ld gözlemleyebiliriz.

Kaynakça

ALKAN, Yusuf (2002), “Yo unla ma ve Kârl k li kileri: Türkiye malat Sanayiinde Bir Uygulama,”

Atatürk Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi Dergisi, 16/1-2: 193-200.

ALTIOK, Metin (1998), “1980 Sonras Türkiye’de Sermaye Birikimi ve Kriz,” ODTÜ Geli me Dergisi, 25/2: 245-274.

BORATAV, Korkut/YELDAN, Erinç (2005), ‘‘Financial Liberalization, Macroeconomic (In)-Stability and Patterns of Distribution,’’ TAYLOR, Lance (ed.), External Liberalization in Asia,

(19)

BORATAV, Korkut/YELDAN, Erinç/KÖSE, A. Ha im (2000), ‘‘Globalization, Distribution and Social Policy: Turkey, 1980-1998,’’ CEPA, Working Paper Series (New York: New School University).

ERES, Benan (2005), The Profit Rate in the Turkish Economy (Ph.D. Dissertation Thesis, University of Utah, UMI Proquest).

ERES, Benan (2007), “Economic Policy Regimes and the Profitability: The Turkish Economy 1968– 2000,” KÖSE, A. Ha im/ ENSES, Fikret/YELDAN, Erinç (eds.) Neoliberal Globalization

as New Imperialism (Hauppauge, NY: Nova Science Publishers).

FOLEY, Duncan K./MICHL, Thomas R. (1999), Growth and Distribution (Cambridge, MA: Harvard University Press).

GLYN, Andrew (1997), ‘‘Does Aggregate Profitability Really Matter?,” Cambridge Journal of

Economics, 21: 593-619.

GÜNAY, Asl /MET N-ÖZCAN, K lc m/YELDAN, Erinç (2005), “Real Wages, Profit Margins and Inflation in Turkish Manufacturing under Post-liberalization,” Applied Economics, 37/16: 1899–1905.

MARGLIN, Stephen/BHADURI, Amit (1990), ‘‘Profit Squeeze and Keynesian Theory,’’ MARGLIN, Stephen/SCHOR, Juliette (eds.), The Golden Age of Capitalism (Oxford: Oxford University Press).

MEM , Emel (2007a), “A Disaggregate Analysis of Profit Rates in Turkish Manufacturing,” Review

of Radical Political Economy, 39: 398-406.

MEM , Emel (2007b), “Artan ‘Rekabet’ Alt nda hracata Yönelik Sektörlerde Ücret Yap ,” AÜ

SBF Dergisi, 62/4: 179-201.

MET N-ÖZCAN, K lc m/VOYVODA, Ebru/YELDAN, Erinç (2000), “On the Patterns of Trade Liberalization, Oligopolistic Concentration and Profitability: Reflections from Post– 1980 Turkish Manufacturing,” Bilkent Üniversitesi ktisat Bölümü Tart ma Metni 00-12 (http//www.bilkent.edu.tr/~yeldane/ERF_mvy00-2.PDF).

ONARAN, Özlem/YENTÜRK, Nurhan (2002), “The Mark-up Rates in Turkish Manufacturing Industry during Trade Liberalization,” Journal of Income Distribution, 11/3-4: 21-41.

ORTIZ, C. Etelberto (2005), ‘‘Profitability Trends and Cycles: Structural Change in the Mexican Economy,’’ Review of Radical Political Economics, 37/2: 215–232.

ÖZMUCUR, Süleyman (1992), Productivity and Profitability: The Turkish Case ( stanbul: Bo aziçi Üniversitesi Yay nlar ).

SHAIKH, Anwar (2004), “The Power of Profit,” Social Research, 71/2: 1-12.

TAYLOR, Lance (2004), Reconstructing Macroeconomics. Structuralist Proposals and Critiques of

the Mainstream (Cambridge, MA: Harvard University Press).

TONAK, E. Ahmet (1980), “Art -De er Oran n Ölçümü: ABD ve Türkiye,” Toplum ve Bilim, 11: 12-48.

YELDAN, Erinç (2001), Küreselle me Sürecinde Türkiye Ekonomisi: Bölü üm, Birikim ve Büyüme stanbul: leti im).

YURTO LU, Burçin (2004), “Persistence of Firm-Level Profitability in Turkey,” Applied

(20)

EK1. EK EK LLER

ekil EK1.a: Kârl k yönelimi, malat Sanayii D ndakiler 1969-2000 -0,25 -0,2 -0,15 -0,1 -0,05 0 0,05 0,1 0,15 0,2 196 9 197 1 197 3 197 5 1 9 77 197 9 198 1 198 3 198 5 198 7 198 9 199 1 1 9 93 199 5 199 7 199 9

ekil EK1.b: Üretkenlik ve ücret büyüme oranlar , malat Sanayii 1969-2000 -0,2 -0,1 0 0,1 0,2 0,3

(21)

EK2. VER

b

w

L

Y

L

W

Y

W

g

g

g

1 b w *

De kena Tan m Veri Kayna

Wb Ücret Ödemeleri. malat Sanayii Anketleri (TÜ K)

Yb Katma De er. malat Sanayii Anketleri (TÜ K)

Lc Toplam Çal an Say . malat Sanayii Anketleri (TÜ K), gücü

statistikleri Veri Taban (TÜ K) hracat e ilimli olan ve olmayan sektörlerin belirlenmesi için kullan lan

de kenler: hracat Oran = X/S

X Toplam hracat malat Sanayii Anketleri (TÜ K)

S Toplam Sat lar. malat Sanayii Anketleri (TÜ K)

Yo unla ve yo unla mam sektörlerin belirlenmesi için kullan lan

de kenler:

CR4 Konsantrasyon Oran :

En büyük 4 firman n piyasa pay .

malat Sanayii Anketleri (TÜ K)

a Toplam sektörler, toplam imalat sanayii ve imalat d toplam sektörler için veri

kaynaklar için bkz. Eres ( 2007).

b Katma de er ve ücret ödemeleri de erleri yine malat Sanayii Anketleri’ndeki fiyat

serileri kullan larak reel hale getirilmi tir.

c Toplam sektörler, toplam imalat sanayii ve imalat d toplam sektörler için istihdam

verisi gücü statistikleri Veri Taban (TÜ K, www.tuik.gov.tr) kullan lm r.

1988-2000 y llar aras için 15 ya üzeri ktisadi faaliyet koluna (9 grup) ve i teki duruma göre istihdam edilenler tablolar ndan veren ve Ücretsiz Aile çileri ç kart larak elde edilmi tir. 1968-1987 aras için sadece 1970, 1975, 1980 y llar için var olan bu tablodan verili y llar için hesaplanan oranlar aras nda do rusal interpolasyon ve extrapolasyon yoluyla di er y llar için oranlar tahmin edilerek toplam istihdamla çarp larak gerekli istihdam verileri elde edilmi tir.

(22)

EK3. malat Sanayii ISIC.Rev2 3-haneli sektörlerin dönemlere göre fland lmas 1982-1988 hracat ilimi hracat ilimli olmayan 1989-1994 hracat ilimli hracat ilimli olmayan 1995-2000 hracat ilimli hracat ilimli olmayan Görece yo un-la 314, 323, 362, 385, 390 313, 351, 353, 354, 355, 361, 382, 384 Görece yo un-la mam 314, 323, 351, 355, 390 313,331, 353, 354, 361, 382, 384, 385 Görece yo un-la 314, 351, 355, 390 313, 342, 353, 354, 361, ,82, 384, 385 Görece yo un-la ma-311, 312, 321, 322, 324, 331, 332, 371 341, 342, 352, 356, 369, 372, 381, 383 Görece yo un-la mam 311, 312, 321, 322, 324, 362, 371 322, 341, 342, 352, 356, 369, 372, 381, 383 Görece yo un-la ma-312, 321, 322, 323, 324, 362, 371, 372, 383 311, 331, 332, 341, 352, 356, 369, 381 311: G da 312: Yem ve di er g da 313: çecek 314: Tütün ürünleri 321: Tekstil 322: Giyim e yas 323: Deri ürünleri 324: Ayakkab 331: Ah ap ürünleri 332: Mobilya 341: Kâ t ve kâ t ürünleri 342: Matbaac k ve ilgili sanayiler 351: S nai kimyasallar

352: Di er kimyasal ürünler 353: Petrol rafinerileri

354: Çe itli petrol ve kömür ürünleri 355: Plastik ürünler

356: S fland lmam plastik ürünler 361: Seramik ve porselen

362: Cam ve cam ürünleri

369: Metal d mineral ürünler 371: Temel demir çelik 372: Demir d metaller 381: Makine ve ekipman d metal ürünler

382: Elektrikli olmayan makine 383: Elektrikli cihazlar 384: Ta t

385: Profesyonel bilimsel ölçme ve kontrol cihazlar

Şekil

Tablo 1: Kârl k Yönelimi
Tablo 2: Ücret Oran n ve Üretkenli in Büyüme Oranlar

Referanslar

Benzer Belgeler

Resim, bizans sanat yaratıcılığının en kuvvetli ifadesi olarak kabul edile­ bilir. Yakından incelendiği zaman, kendisine genellikle atfedilen hareketsizlik ve

E ğ er hakikaten böyle olmu ş sa, yeni elde edilen delillerden anla şı l ı yor ki, bu buharlar tekâsüf ederek yeni bir toz tabakas ı mey- dana getirirler ve böylece geze ğ

Bunun tavsiye ettiğine göre devletin h-erbir daire­ sine yeitştirilmiş personel memuru tayin edilecek ve personel idaresinin bir çok vazifeleri Birleşik Devletler Kamusal

Osman Taştan (Ankara Üniversitesi) Ömer Özsoy (Goethe-Universität Frankfurt) Mustafa Öztürk (Çukurova Üniversitesi) Andrew Rippin (University of Victoria) İsmail Hakkı

Ancak kaynakların konuyla ilgili aktarmış olduğu ve yazarın dikkate almadığı diğer rivayetlere bakıldığında bizzat bu sahabilerin yazılan mektupları tekzip ettikleri

Çeşitli bakış açılarından yapılan tanımlamalar ve yaşam için tespit edilen özellikler, üzerinde anlaşılmış kesinlik arz etmemektedir. Bununla

8 Necdet Tosun, “Orta Asya ve Kırgızistan Tarihinde Yaygın Bir Din Eğitimi Faaliyeti Olarak Tasavvuf,” Uluslararası Globalleşme Sürecinde Kırgızistan’da Din Bilimleri

Fakat şunu dikkate almıyor: Eğer mesele eleştirilme meselesiyse, hemen hemen hiçbir rāvī bundan tamamen korunmuş ol(a)mayacağından, bütün rāvīlerin öyle ya