• Sonuç bulunamadı

Başlık: Milletler Arası İdari ilimler kongresi, Berne 1947 Birleşik Devletlerde Kamu idaresiYazar(lar):EMMERİCH, Herbert ;çev. SEMİZOĞLU, EmelCilt: 5 Sayı: 1 DOI: 10.1501/Hukfak_0000000126 Yayın Tarihi: 1948 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: Milletler Arası İdari ilimler kongresi, Berne 1947 Birleşik Devletlerde Kamu idaresiYazar(lar):EMMERİCH, Herbert ;çev. SEMİZOĞLU, EmelCilt: 5 Sayı: 1 DOI: 10.1501/Hukfak_0000000126 Yayın Tarihi: 1948 PDF"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1

Milletler Arası İdari ilimler kongresi, Berne 1947

Birleşik Devletlerde Kamu idaresi (*)

Herbert Emmerich Tercüme eden .- Eme! Semizoğlu

Director, Public Administiration Asistan Clearing House

Hülâsa

_Ame_rjkg_Birleşik Devletlerinde İçrg.g.t.sahasında kamusal,idare, son yıllar-d ^ J l t L J S l O l ^ ^ i l e r l e m e kaydetmiştir. En parlak devri ikinci dünya harbi sırasında belirmiş bütün iş sahalarında emsalsiz bir istihsalle tam bir seferberlik başarılmış ve dünyanın her tarafında muharebe cepheleri olan iki büyük harpte çarpışmak üzere oniki milyon insan istihsal sahalarından uzaklaştırılmıştır.

Çiftçiler, işçiler, tücarlar ve ilim adamlarının harbin kazanılması uğrun­ da gösterdikleri fedakârlık ve gayrete verilmesi lâzımgelen değer verildik­ ten sonra, şurasıda belirtilmelidirki muazzam harp gayretlerinin liderliği ve koordinasyonu merkezi hükümetin üzerinde idi. Kamusal idarenin vazifele­ rini bu şekilde yapmağ muvaffak olması hakikati bir tesadüf eseri değildir. Çünkü sadece düşünülebilen her türlü dış kabiliyetler hükümet emrine ver­ ilmekle kalmadı, devlet içinde idarî işlerde mütehassıs ve bunların incelik­ lerini bilen gerek sivil, gerek askeri, meslekten yetişmiş bir gurup vardı. Teş­ kilatlanma ve idarî problemler hususunda bir ilmî metod ruhu federal dev­ lete nüfuz etmişti,

Birleşik Devletler Federal Hükümetindeki son idari inkişaflar personel, bütçe7~î3arî pîanlaşma siyasi plânlaşma, diğer idarî hizmetler, koordinas­ yon ve ödemi merkeziyet başlığı altında izah edilebilir.

(2)

Amerika Devletinin felsefesi prakmatiktir. Devlet hususî teşebbüslerle rekabetten ziyade onlara geniş mikyasta yardımcı olmağa devam ediyor. " H a r p teşkilâtının ve hükümet kontrolünün süratle zayıflamasına, kuvvetin

Federal devletlere ve mahalli idarelere intikaline rağmen federal hükümetin büyük bir programının tatbiki hem harici hem dahili işlerde devam edecek­ tir. Hükümetin kontrolü harbin ağırlığına rağmen esaslı demokratik garanti­ lerimizi ihlâl etmeksizin tamamlandı. Birleşik Devletierdeki kamusal idare gösterirki demokrasi müsmir olabilir ve aynı zamanda demokratik kalabilir.

Birleşik Devletlerde Kamusal idare

Birleşik Devletlerde, biz umumiyetle faaliyetlerimizde mütevazı değiliz. Basında r a d y o d a ve beyaz perdede Amerikan Müesseselerini, sanayi ilim ve teknolojisini, Amerikan yardımı ve keşiflerini, Amerikan kaynaklarını, ve devletimizin esas teşkilâtını tebcile mütemayiliz. Yalnız tuhaf bir aşağılık duygusu taşıdîğımız bir saha vardır ki oda kamusal idare sahasıdır. Yalnız Devlet şekilleriyle değil Devlet idaresindeki başarılarından dolayı da Ame­ rikalıları manrur kılacak pek çok sebepler vardır. Memleket genç olmasına rağmen Amerika Devlet şeklinde bir kıdemlilek göstermiştir. Dünya memle­ ketleri arasında bir Anayasa altında en eski ve devamlı tecrübeye sahiptir. Bu Anayasa tatbik edildiğinden beri memleket g a r p sahili boyunca temer­ küz etmiş ufak zirai bir milletten, vâsi sinai, zirai ve ticari bir memleket ola­ rak gelişti. Hükümetin vazifeleri hızla fazlalaştı. Blhassa son otuz sene zar­ fında bütçe ve personel noktasında Birleşik Devletler Hükümeti şimdi dünya­ nın en vâsi Devleti haline gelmşitir. Son yıllarda böyle inkişaflar devletin idari işleri sahasında da vuku buldu. Bu muazzam Devlet makinesinin halka karşı olan vazifelerini hakkiyle yapabilmesi için, eski idari usuller t a d i l edil­ di ve yenileri ikame edildi. Bu yazı federal devletin idari sahadaki faaliyet­ lerinden bazılarına ve kamilen federal hükümetin bu icraat sahasına has-redilecektir. Şurasıda unutulmamalıdaki Birleşik Devletierdeki bu çeşit te­ lâkiler Devletlerin hükümeterinde ve vilâyetlerin idarelerinde de yapılmış­ taki bu hükümet ve vilâyetler geniş mikyasta muhtariyete malik olmakta d e ­ vam ediyorlar.

Birleşik Devletler Kamusal İdaresi en p a r l a k sayfalarını ikinci dünya harbi esnasında yazmıştır. Harbin takibinde hissemize düşen yardımlarla harbin bitirilmesi için bütün kaynaklarımıza şamil emsalsiz bir seferberlik başarıldı. Ayni zamanda bütün dünyaya yayılmış muharebe sahaları o l a n iki harbi idare ederken oniki milyon insanı istihsal sahalarından alıp silâhlı hizmedere naklettik. Buna rağmen plân y a p m a k l a mesul olan bir çok

(3)

in-sanın, mümkün olacağına inandıklarından, ziraat fazla gıda, sanayi fazla ma! istihsal etti, münakalât fazla yük ve yolcu nakletti, posta idaresi daha önce hiç yapmamış olduğu şekilde haber irsal etti ve nihayet alimler yeni bir kıymet keşfettilerki buda bizi birden yirmi ikinci asra fırlamış gösterdi.

Bu muazzam seferberliğin başarılmasının büyük bir kısmını Amerikan çiftçilerinin, tüccarlarının, işçilerinin ve ilim adamlarının kabiliyet ve fedakâr­ lıklarına borçluyuz. Şöyle söylenilebifirki hakikaten Pearl Harbour dan son­ ra herkes millet için çalışıyordu. Sulh zamanında resmi ve hususi teşebbüs­ leri birbirinden ayıran farkların bir çoğunun harp zamanında önemleri azal­ dı. Bu büyük millî eforun liderliği ve icap ettirdiği muazzam mudil faaliyet­ lerin koordinasyonu şüphesizki hükümetin vazifesi idi. Hayatın her cephe­ sinde hükümetin teşebbüs kabiliyeti, idaresi, kontrolü ve müdahelesi tarihi­ mizde şimdiye kadar olduğundan çok daha mükemmeldi ve harp zamanın­ da ekseriya olduğu gibi hükümet kudretinin çoğu tabiatiyle icra mevkiinde olanın üzerinde toplanmıştı. Bundan başka Devletler ve mahalli idarejer ta­ rafından kullanılan kuvvetin büyük bir kısmı merkezî hükümette toplandı böylelikle federal icra organı birdenbire muazzam yeni vazifelere, mes'u-liyetlere ve kamusal hizmetlere varis oldu. Netice olarak kamusal idare işi çetin bir mahiyet aldı. Kamusal idarenin vazifelerinin artışı bir tesadüf eseri değildir. Şüphesiz siyasi dekor buna müsaitti. Millet Pearl Harbour zama­ nında sulhte ve harpte hiç bir zaman görülmemiş bir şekilde birleşmişti. Cü­ retli ve kabiliyeti] siyasi bîr liderliği vardı, ve hükümetin emrine milletin en iyi işleyen kafaları amade kılınmıştı. Devlet hizmetine gönüllü olarak giren binlerce kabiliyetli amatörlere ekli olarak, kabiliyetleri daha ziyade idarî sahada olan gerek sivil gerek askerî bir devlet hizmetkârları gurubuna sa­ hiptik, onlarsız harp davasının bütün makinesi parçalanırdı. Dahasıda var federal devlete teşkilât problemleri hususunda ilmî bir metod zihniyeti nü­ fuz etmiş ve devlet idaresi sahasında yeni bir ihtisas ve bilgi teesüs etmişti.

Son altmış bilhassa son yirmi sene zarfında Amerikan Devleti şüphe­ siz olarak varlığının sebebi olan pek çok yeni vazifeleri deruhte etmiştir. Pek çoklarının büyük bir ihtisas istediği bu yeni vazifelerin ilâve edilişi, bizi Bryce in ondokuzuncu asırda işaret ettiği ve daha sonraları Myrdal m tesir­ lerini farkettjği antika olmuş idarî icraatı yenileştirmeğe mecbur ediyordu. Birleşik Federal Devletin idarî sahadaki son bazı telâkkileri personel, bütçe, idarî plânlaşma siyasî plânlaşma ve diğer idarî hizmetler, koordinasyon, ademî merkeziyet başlığı altında izah edilebilir.

(4)

Personel

Memleketimiz tarihinin ilk devirlerinde mevcut olup halâ bazı kısımlar­ da yaşamakta olan kuvvetli bri inanca göre demokrasi sadece iktidarda olan parti düştüğü vakit Devlet personelinin değiştirilmesiyle muhafaza edi­ lebilir. 1883 de kabul edilen ilk amme hizmeti kanunu daha çok liyakate da­ yanan bir yeni sistem kurmak ve siyasi patronajın kötülüklerinden kaçınmak için kabul edilmişti. Mamafi bundan seneler sonradır ki daimi devlet memur­ larının tekaütlüğü sistemi ortaya atıldığı ve tasnif kanunu meclisten geçtiği vakit, müsavi miktarda iş için müsavi ücretin alındığı bir pozitif personel meselesi hakkında şartlar ihdas ediliyor, mevkiler için evsaf dikkatli bir su­ rette ortaya konuyor ve tekaütlük için bir usul kabul, ediliyordu. Fakat bu reformların kabulünden sonra dahi büyük miktardaki mevkiler, amme hiz­ metleri için istenilen bu şartlardan ari idi ve amme hizmetleri kanunlarının tatbiki aşırı dercede merkeziyetçi ve menfi olmağa mütemayildi, önem ve­

rilen nokta mevkilere en uygun kimselerin tayininden ziyade siyasi müdaha­ leden kaçınmaktı.

1937 de başkanlık komitesi tarafından yapılan tetkiklerden biriside ka­ musal idare hakkında idi. Bunun tavsiye ettiğine göre devletin h-erbir daire­ sine yeitştirilmiş personel memuru tayin edilecek ve personel idaresinin bir çok vazifeleri Birleşik Devletler Kamusal İdare Komisyonundan ademi mer-kezileştirilerek dairelere verilecekti ayni zamanda bir personel idare kurulu kurulmasını da tavsiye ediyorduki buna muhtelif dairelerin memurlarının ol­ duğu gibi amme hizmetleri komisyonunun temsilcileride bağlı bulunacaktı. Bu iki reform 1939 da ba$arıldı ve bunun neticesinde tecrübeli bir personel memurları gurubunun inkişafı oldu bunlar kendi dairelerinin ihtiyaçları ile aşina idiler ve imtihanla seçme yolu ile amme hizmetleri komisyonundan da­ irelere gönderilmiş muvafık selâhiyetli delegelerdi.

Son yıllarda birleşik devletlerde büyük mikyasta kollej ve üniversiteler kamusal idare sahasında kurslar tesis ettiler ve bu kursların mezunları Dev­ let hizmetlerinde vazife almağa istekii idiler. Bu memeketimizde yeni bir terakki idi. Mazide hukukçulardan başka gayet az Üniversite mezunu Dev­

let hizmetleri sahasında vazife almağı düşünüyordu ve hükümet servislerine giren üniversiteliler geniş mikyasta teknik faaliyetlerle bağlı bulunuyorlardı. Fakat şimdi büyük mikyasta istidatlı kmiseler hususi ve umumi faaliyetleriyle amme hizmetlerine intisap etmeği cazip buluyorlar ve bunlara ferdi inkişaf, terfileri için amme hizmetlerine intisaplarında hususi tecrübeler ve gittikçe artan fırsatlar sağlanıyor. Meslek servislerinin başlangıçları böylece

(5)

landı. Buna rağmen fertlere amme hizmetlerine cezb için yapılacak daha pek çok şey vardır. Onları bu hizmetlerde tutabilmek için daha geniş terfi yolları aranmalıdır. Birleşik Devletlerde biz muntazam amme hizmetlerine ilâveten diğer iki meslekî servise malikiz hariciye servisi ve askerî servis -Son yıllarda bu iki serviste ilmî personel metodlarının ihtisas ve terfi için münkeşif programların kullanılışı, şayani dikkat terakkilere sebep oldu. Ka­ biliyetlerinde ve kendilerinin amme hizmetlerine kuvvetle verişlerinden dola­ yı, askerî mükellefleri sivil işleri ifaya davette devam ediyoruz. Onlarda si­ vil sahalar intibak bakımından büyük kabiliyet gösteriyorlar. Bu bizim siste­ mimizin bir kusurudurki biz halâ yüksek idarî merciler için memurlara malik değiliz.

Bütçe

Birleşik Devletlerde en son olarak, bütçenin tatbikinde icrai mes'uliyet prensibi bütçe ve hesap kanununun (Budget and açcounting act) 1929 da kongreden geçişi ile tesis edilmiştir. Bu kanun mucibince başkan her yeni sene başında, Devletin bütün daire ve makamlarını ihtiva eden bir gelir ve gider bütçesini kongreye sunmaya mecburdur. Bîr kaç sene için bu kanunun tatbikinde mes'ul makam olarak, bütçe bürosu hazine dairesinde yer aidi. Fakat başkanlık icra makamını tesis eden 1939 tarihli yeni teşkilât (Reorga-nization act) kanunu ile bu makamın bir kısmı haline geldi. Hazine dairesin­ de yer aldığı müddetçe bütçe bürosu, bütçe usulü bilhassa bütçenin teknik manzarasında esası inkişaflar yaptı. Başkanlık İcra Makamına nakli ile tarihimizde ilk defa olarak Başkan, bütün idarî müesseseleri kontrol edebi­ lecek bir hizmet şubesine malik oldu ve bu nakille faal personel genişledi. Ayni zamanda bütçenin tatbiki malil program ve plânlara daha bağlı bir

şekil aldı. Böylece bütçe bürosu mütehassıs bir memur gurubu ile mücehhez olup ayni zamamanda koordinasyon ve teknik programında Başkana yar­ dım eden, Devletin bütün daire ve makamlarının, faaliyetleri hususunda tam bir malûmata sahip olmuş oldu. Federal bütçeye hız vermek içinde devletin her dairesinde bir bütçe memuru bulunuyordu.

Bu inkişafların esası yirmibeş sene evvel Birleşik Devletlerde bulunma­ yan bir mütehassıslar zümresinin mevcudiyeti ile izah edilebilir. Bu zümrenin bulunuşu harbin başlangıcında hükümetin faaliyeti gelirleri ve onların har­ canması hususunda başkanın çabuk ve tesirli plânlar hazırlamasını mümkün kıldı.

(6)

İdarî piânlaşma

İlmî idare bize göstermişrirki kanunlar ve siyaset kendi kendilerini ida­ re etmezler, iyi statüler ve iyi prensipler altmda iş gören ehil kimseler ekse­ riya teşkilat kusurlarından ve kifayetsiz metodlar yüzünden gayelerinde mu­ vaffak olmıyorlar. Sanayide umumiyetle kabul edilmiştirki, gerek teşkilatın gerek metodlarm devri gözden geçirilmesine ihtiyaç vardır. Sunuda söyle­ yebilmekten memnunum, teşkilât statü ve usullerinin gözden geçirilmesi hu­ susu birleşik devletler hükümeti tarafından kabul edilmiştir ki işte buna plân­ laşma deniliyor. İdari plân yapma federal icra müessesesinin tamamiayıcı bir vazifesi olmuştur. Federal devîeHn vâsi dairelerinden bir çoğu bir me­ murun idaresi altında idarî plân yapma birliklerine maliktir. Bu memur de­ vamlı surette teşkilâtı ve usulleri tetkikle mükeîiefiiı*. Lherr.m.yeiıi bürolardan bir kısmınında böyle birlikleri vardır. Fakat bütün bunların üzerinde büyük alâka verici hakikat şudurki bu gaye uğrunda bütün devlete şâmil bir servis vordır o d a bütçe bürosunda idarî uygulama kısmıdır. Onun için bütçe reisi sadece bütçe siyaseti hakkında tahminlerde bulunmaktan başka Başkana, bütün hükümet içinde idari uygulama hususunda müşavirlik etmektedir. H a r p esnasında büronun idari plan hazırlama sahasındaki hususi işi, man­ zarası mütemadiyen değişen mülki harp makamlarını tanzimle iligili idi. -Bu muvakkat makamlar Başkanın harp selahiyetleri sahasında teşkil edilmiş ve tekrar organize edilmiştir. Birleşik Devletler kongresi 1946 tıda yeni teşkilât kanunu ile başkana sadece fevkalâde zamanlara münhasır olmak üzere d e ğ i l , daimi vasıflı yeni teşkilât planları hazırlama selâhiyetini verdi. Kongrenin her iki meclisinde de bu çeşit plânlar sunulduklarından atmış gün zarfında tasdik edilmemezSik edilmedikçe, hüküm ifade ederler. Başkan yeni teşkilat planları yapmak hususunda bütçe bürosunu mümessili olarak tayin etmiştir. 1946 tıda böyle üç plan hazırlanmış ve kongreye sonulmuşiur. Bun­ ların ikisi yürüiüğe girmiş üçüncü kongre tarafından kabul edilmemiştir.

1942 den beri federal istatistik hizmetlerini birleştirme vazifesi de Baş­ kanlık İcra makamındaki bütçe bürosuna devredilmiştir. Federal hükümette birçok istatistik toplayan makamlar vardır. Bunlardan en iyi tanınmışları sa­ yım bürosu, zirai ekonomi bürosu, ve iş istatistikleri bürosudur. Muhtelif fe­ deral istatistik programlarını birleştirmek ve vatandaşı bir çok malûmata muhtevi sual cetvelleri doldurmak külfetinden kurtarmak için bütçe bürosun­ da fedara! hükümetin bütün istatistik faaliyetleri ile yakından münasebette bulunmak ve mes'u! makamların iş programlar.nsn günügününe tanz:mî hu­

susunda tesirleri görülmek üzere istatistik örnekler teşkil edimiştir. İdari uy­ gulamanın istatistik standartlar bölümünün manası şu hakikatte

(7)

ki umum müdürün kendi ofisinden hükümetin icraariyse ilgili büroların ve da­ irelerin hususiyetçi programlarına muhalif bir mütehassıs gurubu vardır, ida­ ri uygulama ilmi ilerledikçe federal hükümette yeni fikirlerin sere sahasına müteallik müesseselerde yayılnioss hususunda federal bir temerküz noktası vardır.

Siyasî plânlaşma ve diğer idari hizmetler

Bu gün herhangi bir teşkiloâtın baş çevirgeni, geniş bir surette dış mü­ nasebetlerle meşguldür. A.merikan iş aleminde genel heyetin bir reisi ve şir­ ketin bir başkanı olması adettir. Birincisi, mali sahada müterakki faaliyetler­ de ve başlıca amme akitlerinde ihtisas sahibidir. İkinci ise müesseseyi işlet­ me işini deruhte eder. Hükümette dahi gittikçe artan dış münasebetler ve iç münasebetlerin idaresinde başa yardımcı olarak verilecek, icra asistanlarına ve idari yardımcılara ihtiyaç vardır. Çünkü problemlerin ön görülerinin ya­ pılmasının emniyet altına a l ı n m T , İhtilafların haNediimesi, kararların yayımı ve tefsiri, programların muvazenede tutuşması hususunda başkan kendisi­ ninkinden başka gözlere, kollara, bacaklara ve beyinlere sahip olmalıdır. Çabuk değişmekte olan teknolojik bir assıda geniş hükümet müesseseleri olsun, sanayi müesseseleri olsun idari yardımcılara lüzum göstermekte de­ vam edeceklerdir. Taki baştaki idarecinin yükü taşınamıyacak bir yük ol­ masın. Bütçe ve idari plânlaşma yardımcılarına ilâveten Amerikan Hükü­ metinde icraat sahasındaki başlan yükten kurtarmak için idare yardımcıla­ rına daha çok ihtiyaç hasıl olmuştur. Bazı sahalarda bu idari yardımcılar otoriteye sahip muvakkat siyasî memurlardır ki under-secretaries ve yardım­ cı sekreterler gibi. Bu mevkilerdeki geniş mikyasta nakillerden dolayı gjttikçe tekamül eden bir kanaat vardır ki hiç.değişe bir dairenin bir asistan sekre­ teri daimi, mesleki bir memur olmalıdır. Hazine dairesi amme hizmetlerinde maliye asistan sekreterliği diye bilinen bir makam kurmuştur bile. İdarî yar­ dımcıların diğer çeşitleri program mütehassıslarıdır. Bunların vazifesi teş-kiâtlandırma ve metod sahasından ziyade plânlaşma sahasındadır. Bir çok dairelerin böyle plan müîehasısları vardır. Son kanunlara göre başkanın icra ofisinde ekonomik şeraiti tetkik etmek ve azami miktarda hizmet saha­ sı yolunu açan, millî programlar hususunda tavsiyelerde bulunmak ve iş çevresinin had dagalanmalarmı düzenlemek üzere bir ekonomik müşavirler kurulu ihdas edilmiştir. Diğer çeşit idari yardımcılar şunlardır. Hukuk müşa­ virleri, istihbarat ve kamusal münasebetler müşavirleri.

(8)

Koordinasyon

Son senelere gelinceye kadar Birleşik Devletlerde meselâ İngilterede gerek mahalli ve gerek milli bir inkişafa mazhar olmuş olan komite sisteminin kullanılması hususunda biz çok az muvaffak oluyorduk.

Bu muvaffakiyetsizliğin mühim bir sebebi bu komitelerde hizmet etmek üzere kâfi bir sekreterliğin lüzumunu takdir etmekteki hatamızdır. Bu sekre­ terlik toplantılar için bir ruzname hazırlamak kararları zaptetmek, ve bütün dairelerle lâzımgelen hesaplaşmalar yapıldıktan sonra kararların yayınlan­ masına nezaret etmekle mükelleftir.

İkinci dünya harbi sırasında federal devlette sekreterliğin kullanılması tamamiyle yerleşti ve bunun neticesi o l a r a k tanzim edici komitelerin kulla­ nılması ilk defa olarak mümkün kılındı. Birbiriyle çatışan devlet p r o g r a m l a -larının o kadar çok olduğu harp devresinde bu bilhassa önemli idi. Bizim genel kurmay başkan mülhakları heyetimiz de böylece muktedir bir sekre­ terlik tarafından hizmet gören k a r a , deniz, hava kuvvetleri tanzim edici ko­ mitesi idi. H a r p istihsal kuruluda böylece daireler arası bir komite idiki b u ­ nun yüksek üyeleri orduyu, donanmayı ve muhtelif mülki makamları temsil ediyorlardı. Ayni zamanda bunun muhtelif ikinci derecede komiteleri ayni şekilde mümesildiler. W . P. B. ( W a r production Board) H a r p istihsal kurulu da böyle bir sekreterliği müessir bir şekilde kullanıyordu. H a r p makinesinin mutad işletilmesinde biz sadece muhtelif millî makamlar arasında çok yük­ sek bir koordinasyon derecesiniki bu muvafakiyetli askeri amiliyeler için el­ zemdi, kurmakla kalmadık ayni zamanda bu gibi vasıtaları kullanarak müt­ tefiklerimizle ne gbii iş birliği yapacağımızı da öğrendik. Şüphe etmiyorum-ki mütehassıs sekreterler tarafından hizmet edilen birleştirici komitelerin kul­ lanılması bizim devlet işletmemizin daimi bir vasfı olacaktır.

Ademi merkeziyet

H a r b i muvaffakiyelii bir şekilde takip edebilmek için ikinci dünya har­ binde cephede bulunan makamlara, şimdiye kadar verildiğinden daha ge­ niş mikyasta otorite kullanmalarına selâhiyet vermeğe mecbur olmuştuk. Zaruret halinde federal hükümetin esaslı kaza hakkîyle mücehhez olduğu doğrudur. Ve bilfiil her faaliyetin Vaşington'dan yayınlanan siyasetle müte­ essir olduğu doğru olmakla beraber, siyasetin ve programların şimdiki ic­ rası maddi o l a r a k oradan ikmal edilemezdi. Zaten yer meselesi o kadar fe­ na bir hal almıştıki hükümet m a k a m olan Kolonbiya mahallesinde bulunan

(9)

eski bürolardan bazılarını dış sahalara nakletmek zarureti hasıl oldu. Böy­ lelikle fazlasiyle kalabalık olan harp makamları yerleştirilmiş ve tanzim e d i l ­ miş o l d u . Bu makamlarda bütün birleşik devletlerde teşkilât kurmak zorun­ d a kaldılar. H a r p makamlarının zaruri oluşu yalnızca Vaşingtondaki yer yokluğundan değil ayni zamanda programların işlerin temerküz ettiği ma­ halde daha nafiz ve daha hızla tatbik edilebildiğinin anlaşılmasındandır. A -demi merkeziyetçilik neticesinde ayrı makamların muhtelif mertebeleri arasın­ da ufki muhabere hatları aşmak suretiyle koordinasyona izin verecek kadar ileri gittik. Mertebeler silsjjesi kullanılması hususunda bütün iç teşkilât işleri­ nin tek bir şubenin üssün emrine amede etmek, üstün kumandadan diğer bir üst komutaya ve amudi olarak muhtelif mertebelere inmek hususunda cesa­ reti kırdık. En alt basamaklar arasında muhabereye mertebeler silsilesinin kullanılmasının geleneklere göre menşei olan silâhlı kuvvetlerde bile izin verdik. Evvelce her nevi tasarruflarının Vaşington vasıtası ile y a p m a ğ a mec­

bur olan levazım subaylarına geniş mikyasta malzeme ısmarlamak selâhiyeti verildi. Sivil müdafaa idare edilirken programı Vaşingtonda formüle edili­ y o r d u . Fakat hali hazırdaki tatbikat devletlere ve mahalli otoritelere devre­ dilmiştir, ikinci dünya harbi sırasında ademi merkeziyetçiliğin kullanılma­ sındaki meharet unutulmamıştır. Bütün federal hizmette mahalli makamların k a z a hakkını ölçülü olarak artırmak temayülü vardır. O n l a r a d a h a f a z l a mesuliyet tanınması karşılığı olarak kabiliyet sahibi adamları federal devlet hizmetinde kalmıya teşvik ediliyor.

Birinci mülahaza

Yer azlığından dolayı birleşik Amerika'daki son idari inkişaflardan bahsetmemeğe mecbur kaldım. Diğer memleketlerdeki insanları alakalandıra-bileceğine inandığım bahsi kapatmadan evvel hususi alâka cezbedebilecek üç kanun parçasına müracaat edeceğim ve bir genelleme yapacağım.

Bu üç kanun parçasından biri 1945 tarihli hükümet mürakabası kanu­ nudur. (Goverment Control act). Devlet korporosyonlarını nmürakabe ve hesaplarını teftiş ile mücehhez oian bu kanun diğer memleketler için çok a l â ­ ka vericidir, ikinci 1946 tarihli idari tasarruflar kanunudurki (Administ-rative procedure act). Bunun tesirlerini şimdiden göremeyiz. Bu kanun husu­ si menfaatlerin devlet nizamlarına ve kaidelerine karşı daha fazla koruyor, mahkemelere müracaat hususunda daha geniş selâhiyetler veriyor. Bu ka­ nunun hakikaten şahsi menfaatleri koruyup korumayacağı ve avukatlara sadece yeni müteriler mi kazandıracağı sonra belli olacaktır, üçüncüsü

(10)

teş-rii yeni teşkilât kanunu (Legislative Reorganization act) komisyonların mik­ tarını azaltarak teşrii problemlerde onlara yardım edecek olan bu sahada mütehasıs eksperler ihdas edilerek parlementoyu geçmişte pek çok zaman yutan teferruat işlerinde kurtararak kongrenin yeniden teşkilâtlanmasına müessir olmuştur.

Amerikan Devlet felsefesi nazari veya ideolojik değildir. Devletimiz ih­ tiyaç esası üzerine pragmatik olarak yeni hizmetler deruhte eder ve şahsi teşebbüse rakip oimaktan ziyade yardımcıdır. Muvakkat harp teşkilâtının süratle tebdil edilmesine vatandaşların ve hususi sinai teşebbüsler üzerin­ deki kayidelerin şümulünü süratle azaltılmasına ve zaruret halinde devlet­ lerden, mahalli idarelerden alınan yetkilerin kendilerine iade edilmekte ol­ malarına rağmen, birleşik Devletler hükümetinin harpten evvelki haline iblâğ düşünülmemektedir. 270 milyar dolarlık millî bir borç ve senelik 35 milyarı aşan bir bütçe bizim devam etmekte olan devlet emanetlerimizin mudilliğini ve şümulünü gösterir. Harp emeklilerimizin refahı için senelik yedi milyar do­ larlık masrafı içine alan muazzam bir faaliyet programı tesis ettik. Bu mik­ tar 1930 larda hemen bütün federal bütçenin sulh zamanındaki masraflarının en çok olduğu vakitki kadar çoktur. Harp zamanının sıkı nizamlarının bıra­ kılmış olmasına rağmen vatandaşlarımıza muhtelif amme hizmetleri yapma­ ğa devam ediyoruz.

Atom enerjisi gibi harbin büyük keşiflerini insanlığın sulh zamanındaki terakkisini sağlamak ümidiyle askeri makamlardan mülki makamlara naklet­ meğe daha henüz başladık. İlmi araştırmalarda devlet yardımı bizimle ka­ lacaktır. Sosyal emniyet iskan ziraata devlet yardımı ve borç vermesi ban­ kacılık ve amme işleri gibi sahalarda programların ehemmiyet verdikleri şeyin zamandan zamana değişmesine rağmen süratli bir faaliyet olacaktır. beynelmilel yeni inkişaflara intizar edebilir. Hususi ve ticaret birliklerinin nizamlanması ve küçük .iktisadi cüzlerin muhafazası, onların kortelere, in­ hisarlara karşı korunması gayretleri ile devlet nizamlarının bu sahasına ait tetkikler halen tamamlanmak üzeredir. Harp esnasında hususi faaliyetler üzerinde devlet kontrolü ve müdahalesi tarihimizde şimdiye kadar hiç gö­ rülmemiş olduğu şekilde her sahada var olmasına rağmen bizim esas de­ mokratik garantilerimizi bertarf etmeden başarılmıştır. Devletin rizai işbirliği ile müşterek sanayi ziraat emsalsiz bir seviyeye yükseldi. Otoriter devletleri mağlup etmek için bizimde otoriter olmamızı ileriye sürenler kötü birer kahin olduklarını ispat etiler. Harpte ve harpten sonra yapılan bütün hatalarlaki bunlar çoktu, birleşik devetlerde kamusal idare göstermiştiki demokrasi müs­ mir olabilir ve ayni zamanda demokratik kalabilir.

(11)

İlâve

1923 tarihli tasnif kanunu (Gassification act) devlet hizmetine bir iş tas­ nifi tekniği getirmiştir. Bu teknik sanayide meslek inkişafı diye anılan şeye kıymetçe müsavidir. Bu kanunun kongreden geçişinden evvel federal dev­ lette makamların tasnifi için ne umumi standartlar vardı, ne de muhtelif mer­ tebelerde tekaüdiye örnekleri dolayısiyle müsavi işlere mütekabil ödenen ücretlerde ve dairelerde, bürolarda, ödenen aylık maaşlar hususunda geniş b;r ihtilaf vardı. Ve bu ihtilaf siyasi bir mesele olmağa yüz tutmuş, kongre­ nin komisyonarının bir çok zamanını yutmuştu. 1923 tarihli tasnif kanunu hü­ kümeti servislere ve ve derecelere taksim etti. Kanunlaştırmanın gayesi bütün daireler ve ofislerde aynı işi yapanlara ayni ücretin ödenmesini sağlamak­ tı. Kanunun kendisi ihdas edilecek bir çok dereceler için umumî standartları tarif eder ve sonra bu derecelere göre ücretler tesbit eder.

Her derecede asgari bir hadden veya başlayıcı ücretten azami ücrete doğ ru bir ücret sırası vardır. Her sınıf veya derece içindeki terfiler tekrar tetkike hacet olmadan kıdem karşılığı olarak veya memnun edici bir hizmet muka­ bili bulunarak daire müdürü tarafından asgari veya azami ücret hudutları dahilinde yapılır. Daha yüksek bir dereceye terfi yalnız sivil hizmet komis­ yonu tarafından yapılabilir. Mamafi şurasıda işaret edilmelidirki muayyen bir sınıfa veya dereceye bir ücret tayin etmiş ve böylece muayyen bir öde­ nek sırasına geçiş o mevkie namzet olanların imtihan edilmesinden tama­ men ayrı bir ameliyedir.

Bir mevki için tasnif cetveli, o mevki işgal edecek şahsın gerek tahsil gerek tecrübesine dair asgari evsafı muhtevidir. Birleşik Devletler hizmet ko­ misyonu tasnif sistemini idare eden merkezi makamdır. Sınıflara veya dere­ celere payedilen mesuliyet ve vazifeleri taraf eden bir sınıf tasnifi işini idare eder. Mevkiilerin tasnifi tekniğnde, devlet cinde bir inkişaf meydana gelmiş ve bu umumi personel idaresinde yeni bir teknik doğurmuştur.

Referanslar

Benzer Belgeler

Öğretiye ve içtihatlara yer verilen bu başlık altında, doktrindeki baskın görüş ile Yargıtay uygulamasının çakıştığı ortaya konulacaktır. Hukuk Muhakemeleri

6458 Sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununa Göre Yabancıların Vize Alma Zorunluluğu / Visa Requirement for Foreigners According The Law Numbered 6458

Avrupa Đnsan Hakları Sözleşmesi Işığında Đfade Özgürlüğü Kısıtlamaları / Limitations on the Freedom of Expression under the Light of European

Geçerlilik denetimi, işverene tek taraflı değişiklik hakkı tanıyan sözleşme hükmünün geçerliliğini, dolayısıyla işverenin bu yönde bir hakka sahip olup

Bu çalışmada engellilerin fiziksel, sosyal, ekonomik ve kültürel çevreye, hizmetlere, bilgiye ve iletişime erişebilirlikleri ile temel hak ve özgürlüklerini tam

Böyle olunca, bir suç isnadından ötürü hakkında soruşturma veya kovuşturma bulunan vatandaş, suçluluğu hükmen sabit olmadıkça, seçme ve seçilme hakkını

Kamu Sağlık Çalışanları Yasası ile Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Tıp Meslek Ahlak Tüzüğü’nün birlikte ele alınmasından KKTC Hukuku’nda hastalara, hastanın

Acentelik sözleşmesinin rekabeti sınırlama amacı taşıdığı veya böyle bir amaç taşımasa bile rekabeti sınırlayıcı bir etki göstermesi (örneğin, beş