• Sonuç bulunamadı

Başlık: Kitap eleştirisi: İktidarların gölgesinde bir tarihe bakmakYazar(lar):ÖZER, Esra İnceCilt: 13 Sayı: 2 Sayfa: 081-086 DOI: 10.1501/Iltaras_0000000165 Yayın Tarihi: 2015 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: Kitap eleştirisi: İktidarların gölgesinde bir tarihe bakmakYazar(lar):ÖZER, Esra İnceCilt: 13 Sayı: 2 Sayfa: 081-086 DOI: 10.1501/Iltaras_0000000165 Yayın Tarihi: 2015 PDF"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Kitap Eleştirisi

iletişim : araştırmaları • © 2015 • 13(2): 81-85

Esra İnce Özer

İktidarların Gölgesinde Bir Tarihe Bakmak Geçmişi Susturmak: Tarihin Üretilmesi ve İktidar Michel-Rolp Trouillot

Çev. Sezai Ozan Zeybek,

2015, İthaki Yayınları, İstanbul, 224 syf.

Tarih, iktidar, suskunluklar, anlatılar ve dahası hepimizin az çok tartışmalarımıza konu olmuş kavramlardır. Trouillot tarafından yazı-lan bu eser tüm bu kavramları ve onların birbiri ile ilişkilerini oldukça farklı pencerelerden bize sunuyor. Temel olarak tarihin iktidarla ilişki-sini ele almakla birlikte onları ne pozitivist yaklaşımın ele aldığı gibi bir ilişki içinde ne de postmodernistlerin varsaydığı gibi bir konumda görür. Tarih ve iktidar arasındaki ilişkiyi çok yönlü, katmanlı ve farklı değişkenlerinde devreye girdiği bir çerçeveden sunar. Ana tezi bu çer-çeve içinden açığa çıkar ve Trouillot’un temel tezi; hikâyeler ile örnek-lendirdiği tarih yazımının tarihçinin arşive girmesinden sonra başla-madığı; aksine arşivlerden çok önce defalarca ve birbirinden farklı hikâyeler olarak yazıldığıdır. Bunun nasıl olduğunun cevabını da tarihsel anlatıların üretilme sürecinde birbiriyle rekabet eden pek çok grubun ve kişinin olduğu; tarih yazımı için gereken araçların ise bu gruplar arasında eşit dağılmadığı üzerinden verir. Kitabın ana tezi etrafındaki tüm tartışmalar tarih çalışmaları beraberinde, bellek ve siyaset disiplinlerinin yanı sıra sosyal bilimler alanındaki birçok disip-lin için fayda sağlayabilecek konumdadır.

(2)

Tarih ve iktidar konusunu temel alan bu kitap ikisi arasındaki ilişkiyi zaman zaman temkinli zaman zaman da sert şekilde gözler önüne serer. Tarihsel anlatıların üretilmesinde devreye giren güç ilişki-lerini, eşitsizlikleri ve siyasi ilişkileri anlatmayı amaçlayan yazar aynı zamanda bir meydan okumanın nasıl olacağının yöntemlerini de oku-yuculara sunmaktadır. Bu amaçla kitabı kuramsal altyapıyı çizdikten sonra somut örnekler üzerinden anlatacak şekilde kurgulamıştır. Kuramsal bölümlerde çizdiği çerçeve ve temel savlar adeta verilen örneklerle sınanmaktadır. Bu anlatım toplumsal bellek literatürünün başlıca isimlerinin tezleri ile zenginleştirilmiş ve bellek çalışmalarının yöntemleri kullanılarak çerçeveye alınmıştır.

Geçmişi Susturmak kitabı, tarih anlatılarının üretilmesinden ser-vis edilmesine; insan ve toplum hafızasında oluşturduğu şekillerden toplumsal geleceğe etkisine geniş bir yelpaze sunarken klasik tarih tezleri hakkında yazılmış kitapların aksine toplumsal bellek disiplinini de içine alan eleştirel bir anlatının ürünüdür. Bu nedenle eserde sıklık-la temel bellek çalışmasıklık-larına ve önemli bellek düşünürlerine rastsıklık-lan- rastlan-maktadır. Paul Ricouer’un hafıza ve unutuş tartışmalarına, H. Ebbinghaus’un bellek ve biliş ilişkisine; tarih çalışmaları içinde farklı bir bakış açısına ev sahipliği yapan Dacid Carr’ın tarihin fenomenolo-jisinden, tarihi fail olmadan açıklayamayacağımız düşüncesiyle yapı fail ilişkisine; Foucault’un iktidar anlayışından, modern demokrasiler-de ki ayrımcılıklara geniş bir yelpazedemokrasiler-de kaynaklara yer verilmiştir. Zengin ve yazarın temel savları ile ilişkili kaynakların titizlikle taran-dığı ve birincil kaynaklara erişilmeye çalışıltaran-dığı açıkça fark edilmekte-dir. Kitap kurgusu, önce kuramsal tartışmaları ardından buradaki tartışmalar ile savları destekleyen örnek olayları ele alacak şekilde olduğundan kaynak dağılımı da bu doğrultuda olmuştur. Örnek olay-ların tarihi anlatılar içermesi nedeniyle temel tarih metinlerine ulaşıl-maya çalışılmıştır. Bu olay örgüleri ile ilgili çeşitli anlatılara ulaşmak ve bunların “gerçeği” nasıl manipüle ettiğini gösterebilmek nedeniyle aynı konuda birçok kaynak değerlendirmeye alınmıştır. Yazar, kitabın kurgusu, savları ve örnekleri ile uyumlu geniş ve zengin bir literatür taraması ve kaynak kullanımı yapmış olmakla birlikte okuyucuları alanın önemli eserleri ve yazarlarıyla buluşturmuştur.

(3)

Okuyucuların kendine sorular sormasını, yeni tartışma alanları açmasını ve kimi zaman bildiklerini sorgulamasını sağlayan tartışma-lar ve örnekler içeren eser beş temel bölümden oluşmaktadır. Buntartışma-ların ilki “Hikâyedeki İktidar” başlıklı bölümdür ve bu bölüm temel olarak, yaşanan bir olay ile ilgili her tarih anlatısının ya da her hikâyenin bir iktidarının olduğunu savunmaktadır. Bu bölümde yazar öncelikle tarih teorilerine değinmekte olup pozitivist ve inşacı dediğimiz iki temel tarih teorisini tezlerinin ötesine geçmeyi amaçlamaktadır. Çünkü pozitivist teoriye göre, dünya tarihi ile bizim bu tarih hakkında yazıp çizdiklerimiz arasında çelişki bulunmaktadır. Yani gerçek tarih olayı ile insanların yazdıkları, söyledikleri arasında net bir ayrım bulun-maktadır. İnşacı tarih teorisine göre, tarihsel süreçler ile bu süreçlerin anlatımı arasında bir geçiş vardır. Yazarın bunların dışında bakılması-nı önerdiği yeni boyut ise neden birçok anlatı içinden bazıları sıyırılıp kabul ediliyor. Bunun cevabı arşivler bize bu anlatıdaki delilleri sunu-yor şeklinde olamaz. Çünkü yazara göre arşivlerde eksiltilebilisunu-yor, anlatıya göre elenip biriktirilebiliyor ve yok edilebiliyor. Eğer cevap olaylarda kazananlar var ve bu kazananların anlatısı ise bu kazanma-nın kriteri, hiyerarşisi ve onu diğer kazananlardan ayıran özellikler neler? Bu sorgulamanın sonrasında “gerçek” ile “kurgu” arasındaki ilişkiyi ve farkı anlatmaya koyuluyor yazar. Batılı tarih anlayışı için bu ikisini ayıran temel kural “güvenilirliktir”. Yazara göre güvenilirlik kriteri hem bir ihtiyaç hem de keyfiliktir. İhtiyaçtır çünkü topluluklar bir noktada anlatıların doğru olup olmadığını test etmeye ihtiyaç duyarlar. Keyfiliktir çünkü topluluklar geçişteki bir olay bir noktada doğru da yanlışta olsa “önemli-çıkarları ile paralel” olduğu için doğru kabul edilmesi tatmin edicidir. O halde hangi olaylar bu hikâyeye dâhil edilir hangi olaylar dışarıda bırakılır? Yazar bu soruyla devam eder ve cevabı şu temelde verir: Tarih, o olay yaşandığında tarihsel olarak neyin önemli sayıldığı; olayın o dönemdeki etkisi; hafızalara nasıl kayıt düşüldüğü, kayıtların nasıl tutulduğu gibi sadece tarihçile-rin ürettiği değil bizletarihçile-rin de ürettiğimiz bir şeydir. Bizler suskunluklar, geçmişe yönelik yeniden anlamlandırmalar ile bu katkıyı yaparız. Tarih anlatısının tarihçiler tarafından kaynaklara erişilip, kaynakların toplanıp arşivlenmesi sürecinde farklı suskunluk aşamaları olabileceği

(4)

vurgulanır. Bu suskunlukların birikmesi farklı farklı tarih anlatılarını ortaya çıkartır. Kitap sonraki bölümlerde suskunlukları anlatma çaba-sındadır.

“Sans Souci’nin Üç Yüzü” adlı ikinci bölümde bir suskunluklar hikâyesi ele alınmaktadır. Bu bölümde Haiti Devrimi'nin önemli bir figürü olan ve kölelikten albaylığa geçen Souci’nin unutulmuş hikâyesini yeniden üretilmeye çalışlıyor. Hatta yazar alternatif bir anlatı üretiyor ve bunu kanıtları tekrar konumlandırarak ve suskun kalmışları bularak yapmaya çalışıyor.

“Tasavvur Edilemez Bir Tarih” başlıklı bölümde Haiti Devrimi'nin Batı Tarih yazımında nasıl susturulmuş olduğuna bakıyor. Burada başından beri sunduğu temel savlardan biri olan arşivin ve kaynakla-rın eşitsiz güç ilişkileri içinde organize edildiği ve dağıtıldığı sonucu-na ulaşıyor. Trouıllot, bu çerçeve ve örneğini daha sonraki bölümde daha güncel ve bilindiğini varsaydığı bir örnek olay-tarih anlatısı- üze-rinden şekillendiriyor: Kolomb. “İyi Günler Kolomb” başlıklı dördün-cü bölümde, Amerika’nın keşfinde başka bileşenler olduğunu göster-meye çalışmaktadır. Yazara göre, tarihsel olarak Amerika’nın keşfi ve Kolomb, kutlamalar, özel günler ile güçlendirilip anlatılmaktadır.

“Geçmişteki Bugün” başlıklı son bölümde ise yazar baştan beri kurmaya çalıştığı kuramsal çerçeve ve örnekler üzerinden tarih anlatı-ları ile ilgili savanlatı-larını tekrar ve toparlayarak ortaya koymaya çalışıyor. Suskunlukların tek başına tarih anlatısı üretiminde inceleme konusu olamayacağının altını çizen Trouillot, önemli olanın iktidarın ne zaman ve nerde hikayeye dahil olduğunun açığa çıkartılması olduğu-nu iddia etmektedir. Burada kastedilen farklı anlardan yola çıkıp hikâyenin izini sürmek ve bu izi sürerken hikâyeyi kuran iktidarın da tarihle beraber yürüdüğünü görmek. Tarihin ne olduğundan ziyade nasıl işlediğine bakılması gerektiğini savunan yazar iktidarın hikâyeye tek seferde değil farklı zamanlarda, farklı açılardan dâhil olduğunu söylemektedir. İktidarın anlatının yaratılmasında ve yorumlanmasın-da payı vardır.

(5)

Alternatif anlatı üretilmesi sırasındaki iktidar oyunu, olgu ve kay-nakların bir arada oluşturulması sürecinde başlar. Bırakılan her iz geride bir sessizliktir. Kimi olgular daha en baştan fark edilir; kimi ise es geçilir. Bazı olayların izleri son derece somuttur (cesetler, nüfus sayımları, binalar, sınırlar ve benzeri). Bu sosyal ve tarihsel sürecin maddiliğidir. Bazı anlatılar bu maddilik olmadığı iddiasıyla kurgudan öte görülmezler. Yani o anlatılar için bir sahne kurulmadığı için tarih olma özelliği bahşedilmemiştir. Bu maddiliklerin ebatları büyüdükçe, tuzağı da büyür. Devasa mezarlıklar, anıtlar bizi tarihe yaklaşmış; ger-çeğe yaklaşmış hissettirir. Yazarın temel uyarısı, bunun yanılgı ve eşit dağılmayan güç odaklarının tarih anlatısı oluşturma aracı olduğunu unutmamız yönündedir.

Yazar kitabın başından sona yaptığı tartışmalar ve oluşturduğu örnekler ile farklı tarih anlatılarının ve olay kurgularının mümkünlü-ğünü gösterme çabasındadır. Hatta Trouliot bazen olay olmadan tarih anlatısının ortaya çıktığını söyler. Ayrıca farklı anlatıların üretilmesin-de üretilmesin-devreye giren saiklerüretilmesin-den; görmezüretilmesin-den gelinenlerüretilmesin-den; aüretilmesin-deta bir yap-boz oluştururcasına parçaların kurguya göre seçilip nasıl birleştirildi-ğini örneklerinde gösterir. Trouillot, suskunlukların, susturulanların ve tarihte bahsi geçenlerin iktidar ile birlikte birçok değişkenin seçimi olduğunu ve bu seçimin bir gün değişim gösterebileceğini iddia eder. Tarih ve belleklerin çatışabildiği; farklı tarih anlatılarının neden ve nasıl oluşturulduğu çerçevesinde okurunu sorgulamalara iten kitap; kurgusu ve akışı itibariyle de anlaşılır ve akıcıdır. Çevirisini Sezai Ozan Zeybek’in yaptığı Geçmişi Susturmak eseri dili ve çevirisi itiba-riyle anlaşılır ve sadedir. Etkileyici sorgulamaların bulunduğu kitapta yazarın son sözlerinden birinin paylaşarak bitirecek olursak: “Kimilerimiz tarihin geçmişte ya da şu anda ne olduğunu tartışaduralım,

(6)

Referanslar

Benzer Belgeler

In the present study, dexosomes (dExO) from JAWSII (ATCC ® CRL-11904™) immature dendritic cells (IDc) were isolated and their synthetic antineoplastic drug DOX

Oyuncuların MVP puanı bakımından başarılı ve başarısız gruplarının, envanterden aldıkları Yıkıcı saldırganlık, Atılganlık, Edilgen saldırganlık, Genel

IV no'lu i~Jetmede ise, i ya~ından küçük sığırlarda aylara göre benzer seropozitillik oranlarınm tespiti (Tablo 3), keza söz konusu işletmede hir ya~ından büyük ve

(clove) plants, which were added at different doses to the drinking water of broilers under temperature stress, (EOM) on the serum uric acid level. Materials and methods: In

Hybrid-electric drive systems on transit buses are being aggressively investigated as a means o f improving fuel economy, reducing emissions, and lowering

The company with lower than required goodwill at the beginning should increase the expenditures in both goodwill and the technical capacity at an increasing rate if

As a result of the probit regressions, strong evidence emerges that the significant variables are political instability, foreign exchange reserves, domestic credit/GDP, lending

In the post-2001 period, when the export "revenues were not able to meet even the demand for imports", the high rate of increase in import volume increased the