• Sonuç bulunamadı

An Overwiew of Atypical Antipsychotics

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "An Overwiew of Atypical Antipsychotics"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ÖZET

Klasik antipsikotikler þizofreni hastalarýnda belirgin yararlarý gösterilmiþ ilaçlar olmalarýna raðmen bu ilaçlarýn kullanýmlarý ciddi yan etkiler ve bazý hastalarda özellikle negatif semptomlar olmak üzere bazý psikotik semptomlarýný tedavi etmede yetersiz kalmalarý nedeniyle sýnýrlýdýr. Klozapin, risperidon, olanzapin, quetiapin, sertindol ve ziprasidon dahil olmak üzere, yeni atipik antipsikotikler ise, klasik antipsikotiklerle karþýlaþtýrýldýðýnda, reseptör baðlanma profilleri, klinik etkinlik ve yan etki profilleri yönünden önemli farklýlýklar göstermektedirler. Bu yeni ilaçlar tardif diskinezi ve hiperprolaktinemi gibi yan etkiler de dahil olmak üzere daha az ekstrapiramidal yan etki oluþtururken, pozitif semptomlarda eþdeðer ve negatif semptomlarýn tedavisinde klasik antipsikotiklerden daha etkili olmaktadýrlar. Bu makalede, atipik antipsikotiklerin, özellikle reseptör baðlan-ma özelliklerinden yola çýkarak olasý etki mekanizbaðlan-malarý, klinik etkiler ve yan etkileri gözden geçirilmiþtir. Atipik antipsikotiklere geçiþ stratejileri ve iþlevsellik düzeyine olan etkileri de tartýþýlmýþtýr.

Anahtar Sözcükler: Atipik antipsikotikler, klozapin, risperidon,

olanzapin, quetiapin, sertindol, ziprasidon.

KLÝNÝK PSÝKÝYATRÝ 2000;Ek 1:13-21

SUMMARY

An Overwiew of Atypical Antipsychotics

The traditional antipsychotics provided substantial benefit for patients suffering from schizophrenia but their use were limited due to significant side effects and inadequacy in treating

psyc-hotic symptoms, especially negative symptoms, in some patients. The new atypical antipsychotics, including clozapine, risperi-done, olanzapine, quetiapine, sertindole and ziprasirisperi-done, how-ever, exhibit major differences in terms of receptor binding pro-file, clinical efficacy and side effect profile in comparison to tra-ditional antipsychotics. These new drugs cause much less extrapyramidal side effects including tardive dyskinesia, hyper-prolactinemia but equally effective in treating positive symptoms and more effective in treating negative symptoms. In this article possible mechanisms of action, especially in regard with the receptor binding properties, clinical effects and side effects of atypical antipsycotics are reviewed. Switching strategies and effects on the level of functioning are also considered.

Key Words: Atypical antipsychotics, clozapine, risperidone,

olan-zapine, quetiapine, sertindole, ziprasidone.

GÝRÝÞ

Þizofreni tarih öncesi çaðlardan beri bilinmesine karþýn etkin tedavi yöntemleri ancak 20. yüzyýlda ortaya konabilmiþ bir hastalýktýr. Ýlk etkin tedavi yön-temi 1920'li yýllarda kullanýlan insülin koma tedavi-sidir. Bu tedavi yöntemi, kýsa bir süre sonra yerini, göreceli olarak daha az invaziv olan elektrokonvulzif tedaviye býrakmýþtýr. 1950'li yýllarda ise klorpromazin ve benzeri etkili antipsikotik ilaçlarýn bulunmasý ile þizofreni tedavisinde bir çýðýr açýlmýþtýr. Uzun yýllar klorpromazin ve benzeri klasik antipsikotiklerin ortak özellikleri olan dopamin (D) reseptör antagonizmasý, þizofreni ve diðer psikozlarda ortaya çýkan etkiden sorumlu tutulmuþtur (Glazer ve Johnstane 1997, Atilla SOYKAN*

* Doç. Dr., Ankara Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, ANKARA

(2)

Soykan ve ark. 1994). Ayrýca, dopamin agonisti mad-delerin halüsinasyon, hezeyan ve düþünce bozukluk-larý oluþturduðunun saptanmasý da bu görüþü destek-lemiþtir. Dopamin reseptör tiplerine yönelik özgün çalýþmalarda ise antipsikotiklerin D2 blokaj potan-siyeli ile klinik antipsikotik etkinin gücü arasýnda baðlantýlar saptanmýþtýr (Heinz ve ark. 1996). Öte yandan, %30-50 olgunun klasik antipsikotiklere yete-rince yanýt vermemesi, bazý olgularda pozitif semp-tomlar hafiflerken negatif sempsemp-tomlarýn düzelmemesi (Soykan ve Þarman 1994) ve hatta aðýrlaþabilmesi, ortaya çýkabilen ekstrapiramidal sendromlar (EPS) ve tardif diskinezi (TD) riski bu ilaçlardan daha farklý özellikler gösteren antipsikotiklerin araþtýrýlmasýna neden olmuþtur. Bu araþtýrmalar daha önce sentezlen-miþ fakat ciddi yan etkiler nedeniyle kullanýmdan kaldýrýlmýþ klozapin üzerinde yoðunlaþmýþtýr. Atipik antipsikotiklerin prototipik örneði sayýlan klozapin gerçekten de diðer antipsikotiklerden belirgin fark-lýlýklar göstermektedir. Klozapin insanlarda minimal EPS ve TD riski oluþturmakta, farelerde antipsikotik etkinin bir bulgusu sayýlan katalepsi oluþturmamakta ve göreceli olarak zayýf D2blokajý yapmaktadýr. Bu ve diðer bazý özellikleri nedeniyle klozapin dopamin hipotezinde ve antipsikotik tedavi anlayýþýnda deðiþiklikler yapýlmasý gerektiðini ortaya koymuþtur (Kinon ve Lieberman 1996, Soykan ve Þarman 1993). ATÝPÝK ANTÝPSÝKOTÝKLERÝN ÖZELLÝKLERÝ

Atipik antipsikotikleri betimleyen ideal klinik özellik-ler þunlardýr (Breier ve Buchanan 1998):

1) Þizofrenide görülen psikotik semptomlara etkili olmalýdýrlar,

2) Klasik antipsikotiklere yanýt vermeyen, pozitif

semptomlara, primer ya da sekonder negatif semp-tomlara ve þizofreni hastalarýnda iþlevselliði azaltan nörokognitif semptomlara etkili olmalýdýrlar,

3) Parkinsonizm, akut distonik reaksiyonlar, akatizi gibi EPS veya TD semptomlarýna ya hiç yol açmamalý ya da bu risk çok daha düþük olmalýdýr,

4) Oligomenore ya da galaktore semptomlarýna yol açan prolaktin seviyesinde yükselmeye neden olma-malýdýrlar.

Klozapin dahil yeni atipik antipsikotikler bu özellikleri ancak kýsmen karþýlamaktadýrlar. Örneðin, klozapin tedaviye dirençli þizofreni olgularýnýn ancak %30-60'ýnda etkindir; negatif ve nörokognitif semptomlara etkisi ise sýnýrlýdýr. Öte yandan 1, 3 ve 4. maddelerde belirtilen ölçütleri karþýlamaktadýr (Breier ve Buchanan 1998).

ATÝPÝK ANTÝPSÝKOTÝKLERÝN NÖROTRANSMÝTTER DÜZEYÝNDE ETKÝLERÝ

Atipik antipsikotikler göreceli olarak klasik anti-psikotiklere göre daha az D2blokajý yaparken, diðer D reseptörlerine, serotonin (5-HT) reseptörlerine ve çeþitli nörotransmitterlere de etki etmektedirler (Tablo 1). Bu ilaçlarýn antipsikotik etkilerinin D sistemi ile baðlantýlý olduðu kabul edilmekle birlikte, baþta sero-tonin olmak üzere diðer nörotransmitterlere olan etki-lerinin de antipsikotik etki ve yan etki profillerinde önemli olduðu düþünülmektedir (Kinon ve Lieberman 1996, Baymaster ve ark. 1996, Schotte ve ark. 1996). Genetik çalýþmalar en az 5 farklý D reseptörü olduðunu ortaya koymaktadýr. Bu reseptörler farklý beyin yörelerinde daha yoðun olarak bulunmakta, bu da özgün etkileri olabileceðini düþündürmektedir. D2 Tablo 1. Atipik antipsikotiklerin klinik uygulama dozlarýnda reseptör baðlanma profilleri1

Atipik Reseptör Baðlanmasý, Ki (nM)2 Klinik

Antipsikotik D1 D2 5-HT2A M1 αα1 H1 Doz (mg/gün) Risperidon 75 3 0.6 - 2 155 4-8 Olanzapin 31 11 4 1.9 19 7 10-20 Sertindol 210 7.4 0.8 - 1.8 570 12-24 Klozapin 85 125 12 1.9 7 6 200-400 Quetiapin 455 160 220 120 7 11 50-750 Ziprasidon 330 9.7 0.3 - 12 5.3 60 üstü

1Baymaster ve ark. (1996) ve Schotte ve ark.'dan (1996) hazýrlanmýþtýr, 2Ki deðeri azaldýkça ilgili reseptörlere afinite artmaktadýr.

(3)

reseptörleri çoðunlukla bazal gangliyonlarda; dopamin afinitesi D2 reseptörlerine göre 10-100 kez daha fazla olan D3reseptörleri mezolimbik yolaklarda ve strial sistem dýþý lokalizasyonlarda; D4 reseptörü frontal korteks ve limbik alanlarda; D2reseptörlerine benzer daðýlým gösteren ancak cAMP aktivasyonuna neden olan D1reseptörü frontal bölgede daha yoðun bulunmaktadýr. Diðer D reseptörlerinden çok daha az yoðunluk gösteren ve cAMP baðlantýlý D5reseptörleri ise hipotalamus ve hipokampal bölgede en yüksek konsantrasyonda olmak üzere korteks ve strial sis-temde de bulunur. Ayrýca D2 reseptörleri hem presinaptik yerleþimlidir ve D salýnýmýný inhibe eder, hem de postsinaptik yerleþimlidir (Kinon ve Lieberman 1996, Breier ve Buchanan 1998, Seeman ve Von Tol 1993).

Atipik antipsikotiklerde D reseptörlerine afinite klasik antipsikotiklerden farklýlýk göstermektedir. Hemen hepsinde göreceli olarak D1ve D2afinitesi düþük, D3 ve D4afinitesi yüksektir. D3ve D4afinitesinin yüksek-liði ve seçiciyüksek-liði ile EPS geliþtirme riskinin azaldýðý kabul edilmektedir (Roth ve ark. 1995). Öte yandan, remoksipirid gibi seçici D2antagonistlerinin daha az EPS göstermelerine raðmen, klozapin benzeri atipik antipsikotik etki göstermemeleri nedeniyle, yanlýzca D reseptörleri üzerine olan etkinin atipik özellikleri açýk-layamayacaðý düþünülmektedir (Duinkerke ve ark. 1993).

Atipik antipsikotiklerin ortak özelliklerinden biri de güçlü 5-HT2 reseptör blokajý yapmalarýdýr. Bununla baðlantýlý olarak günümüzde atipik antipsikotikleri "serotonin dopamin antagonistleri" olarak adlandýrma eðilimi yaygýnlaþmaktadýr. 5-HT çeþitli beyin yörelerinde farklý etkiler ortaya çýkararak D nöronlarý üzerinde düzenleyici bir etki göstermektedir. Bu etki teorik olarak bir taraftan EPS ve TD riskinin azal-masýna yol açarken, diðer taraftan atipik antipsikotik-lerin negatif semptomlara etkisini açýklama potan-siyeli de taþýmaktadýr (Kerwin ve Taylor 1996, Davis ve Janicak 1996, Stahl 1996, Soykan ve Þarman 1993).

Serotoninin mezokortikal D nöronlarýnda ketleyici et-kisi vardýr. 5-HT2blokajý sonucunda bu ketlenme ter-sine çevirilebilmekte ve frontal loblarda D iþlevlerinde artma olabilmektedir. D iþlevlerinin frontal loblarda azalmasý negatif belirtilerin geliþimi ile ilgili gözük-mektedir ve 5-HT2 blokajý ya da baþka bir yolla saðlanan D artýþý ise negatif semptomlarda azalmaya

yol açabilir (Soykan ve Þarman 1993, Breier ve Buchanan 1998). Bu olasýlýðý destekleyen klozapin ile ilgili bulgulardan aþaðýda bahsedilmiþtir. Ritanserin özgün olarak 5-HT2 blokajý yapar ve negatif semp-tomlara etkili olduðu bildirilmiþtir (Duinkerke ve ark. 1993). Ayrýca, 5-HT2blokajý bazal gangliyonlarda ve nigrostrial sistemde D salýnýmýný arttýrýcý etki gösterir. Sözkonusu etki, D nöronlarýnda presinaptik yerleþim-li 5-HT2 reseptörlerinin bulunmasý, bu reseptörlerin serotonin ile uyarýlmasý ile tonik inhibitör etkinin ortaya çýkmasý ve D salýnýnmýnýn azalmasý, öte yan-dan atipik antipsikotiklerde de gözlenen 5-HT2 blojý ile, tersine, bu etkinin D artmasý ile sonuçlanmasý ile açýklanmaktadýr. Bu etkileþim klinik uygulamaya EPS semptomlarýnýn azalmasý þeklinde yansýmaktadýr (Stahl 1996, Breier ve Buchanan 1998, Kinon ve Lieberman 1996).

Atipik antipsikotikleri klasik antipsikotiklerden ayýran temel özellik 5-HT2ve D2reseptörlerini farklý oranlar-da bloke etmeleridir ve ortaya çýkan farklý etkiler bu iki reseptörün birbirleriyle etkileþimi ile açýklanmaya çalýþýlmaktadýr. Eþzamanlý olarak 5-HT reseptörleri bloke edildiðinde, antipsikotik etki için daha az D2 blokajý yeterli olmaktadýr. Tek baþýna 5-HT2blokajýnýn yeterli antipsikotik etki saðlamadýðý ritanserin ile yapýlan çalýþmalarda gösterilmiþtir (Breier ve Buchanan 1998). Atipik antipsikotikler mezolimbik D2 reseptörlerini bloke ederek antipsikotik etki gösterirler. Ayrýca, eþ zamanlý olarak bir taraftan nigrostrial sis-temde D2 reseptörlerini bloke ederek dopamin iþlev-lerini azaltýrken, diðer taraftan 5-HT2reseptörlerini de bloke ederek dopamin salýnýmýný arttýrmakta ve özel-likle D2 blokajýnýn göreceli olarak daha az olduðu klinik dozlarda EPS riskini azaltmaktadýrlar. Güçlü bir 5-HT2 blokeri olan tiyoridazin etkin dozlarda 5-HT2 reseptörlerinin çoðunluðunu bloke etmesine ve göre-celi olarak az EPS ortaya çýkartmasýna raðmen ayný dozlarda, atipik antipsikotiklerin aksine, güçlü bir þekilde D2 reseptörlerini de bloke etmekte ve bu nedenle klozapin benzeri atipik etki göstermemekte-dir. Ayrýca, tartýþmalý olmakla birlikte, bazý yazarlar adrenerjik blokajýn antipsikotik ajanlarýn etkilerine katkýda bulunduðunu düþünmektedirler (Stahl 1996, Moore 1995).

Klasik antipsikotikler, klinik etkin dozlarda puta-mende yer alan D2 reseptörlerinin %65-90'ýný iþgal ederken, klozapinde bu oran %40-50 düzeyinde kalmaktadýr. Tersine limbik alanlarda bu oran %80-90 düzeyine çýkmaktadýr. Öte yandan, klozapin, 5-HT2

(4)

reseptörlerini, D2 reseptörleriyle karþýlaþtýrýldýðýnda 10 kez daha güçlü olarak bloke eder (Farde ve ark. 1992). Diðer atipik antipsikotiklerde de deðiþen oran-larda fakat klasik antipsikotiklerden farklý düzeylerde D2/5-HT2 blokajý saptanmaktadýr. Pozitron emisyon tomografi (PET) çalýþmalarý ile ne düzeyde 5-HT2ve D2 blokajýnýn optimal etki saðladýðý araþtýrýlmaktadýr (Stahl 1996).

Atipik antipsikotikler ayrýca, muskarinik, histaminik, α adrenerjik reseptörlere de etki etmekle birlikte, bunun antipsikotik etkiden çok yan etkiler ile baðlan-týlý olduðu düþünülmektedir (Stahl 1996, Casey 1996). Bu ilaçlarla görülebilen yan etkilerin genel bir dökümü ve görülme sýklýðý Tablo 2'de özetlenmiþtir. KLOZAPÝN (LEPONEX)

Klozapinin aktivitesinden yola çýkarak atipik anti-psikotiklerin ya farklý dopamin reseptörleri üzerine ya da serotonin gibi diðer nörotransmitterlere etkisi ile antipsikotik etki ortaya çýkardýðý ileri sürülmektedir. Öncelikle klozapinin mezolimbik dopamin sistemine özgün olarak etki ettiði ve bu nedenle EPS ve TD ortaya çýkarmadýðý düþünülmektedir. Ventral Tegmental alandan kaynaklanan D nöronlarý, diðer adýyla A10 hücre grubu, nükleus akkümbens, amigdala ve neokortekse projekte olarak mezolim-bokortikal D sistemini oluþturmaktadýr. Bu

projeksi-yon þizofrenide görülen semptomlarla ve D blokajýnýn antipsikotik etkilerinden baþlýca sorumlu tutulmak-tadýr. Buna karþýn, substansiya nigradan köken alan A9 hücre grubu kaudat nükleus ve putamene projekte olarak nigrostrial D yolaklarýný oluþturmaktadýr. Bu yolak bir taraftan antipsikotiklerin EPS ve TD yan et-kilerini açýklarken, diðer taraftan þizofrenide görülen bazý davranýþsal semptomlarla da ilgili gözükmekte-dir. Tablo 3'ten görülebileceði gibi bazý atipik anti-psikotikler yanlýzca A10 üzerine etki gösterirken, bazýlarý her iki sisteme etki etmektedir (Breier ve Buchanan 1998, Stahl 1996, Skarsfeld 1995, Stockton ve Rasmussen 1996).

Haloperidolün akut etkisi olarak hem A9 hem de A10 nöronlarýnda ateþleme hýzý artmakta, oysa klozapin ile bu etki A10 nöronlarýyla sýnýrlý kalmaktadýr. Bu etki muhtemelen D2 reseptör blokajý sonucunda negatif geribildirim düzeneðinin inaktive olmasý ile ilgilidir. Kronik uygulamada ise hem A9 hem de A10 yolaklarýnda haloperidol kullanýmý ile D nöronlarýnýn spontan aktiviteleri azalmakta, bu nöronlar "depola-rizasyonla indüklenmiþ blok" (DB) adý verilen bir mekanizma ile inaktive olmakta ve dopeminerjik iþlevlerde azalma ortaya çýkmaktadýr. Klozapin ise ayný etkiyi yanlýzca A10 yolaklarýnda göstermektedir (Soykan ve Þarman 1993, Stahl 1996, Breier ve Buchanan 1998, Kinon ve Lieberman 1996, Meltzer Tablo 2. Antipsikotik ilaçlar ve yan etkileri1,2

Klasik

Nöroleptikler Klozapin Risperidon Olanzapin Sertindol

EPS + / +++ 0 0 / ++ 0 0

TD +++ 0 ? ? ?

Konvulziyon 0 / + +++ 0 0 0

Sedasyon + / +++ +++ + + 0

Nöroleptik malign sendrom + + + ? ?

Ortostatik hipotansiyon + / +++ 0 / +++ + + +

QT uzamasý 0 / ++ 0 0 / + 0 / + ++

Karaciðer enzimlerinde artma 0 / ++ 0 / + 0 / + 0 / + 0

Antikolinerjik etki + / +++ +++ 0 + 0

Agranülositoz 0 +++ 0 0 0

Prolaktin yükselmesi ++ / +++ 0 0 / ++ 0 0

Ejekülat hacmi azalmasý 0 / + 0 0 0 ++

Kilo alma 0 / ++ +++ ++ ++ ++

Nasal konjesyon 0 / + 0 / + 0 / + 0 / + ++

1Semboller; 0= yok ya da plasebo ile eþdeðer düzeyde, + = hafif, ++ = orta derecede, +++ = belirgin, ? = eldeki bilgiler yetersiz, 2Casey'den (1996) yararlanýlarak hazýrlanmýþtýr.

(5)

1991). Depolarizasyon bloðunun geç ortaya çýkmasý, antipsikotik etkinin gözlenme süresi ile paralellik göstermektedir. Klozapinle A9 yolaklarýnda etki ortaya çýkmayýþý ile bu ilacýn kullanýmý ile EPS ve TD oluþmamasý baðlantýlýdýr. Lokal katekolamin salýnýmýný ölçen teknikler de klozapinin A10 veya mezolimbokortikal D salýnýmýný, A9 veya nigrostrial D salýnýmýna göre tercihli olarak engellediðine iþaret etmektedir (Meltzer 1991). Öte yandan, klozapin dahil antipsikotik etkili ilaçlar DB oluþturmalarýna raðmen sinir son ucundan D salýnýmýnýn deðiþmediðini destekler veriler de saptanmaktadýr (Ickhiawa ve Meltzer 1990). Dahasý, klozapinin prefrontal D aktivitesini arttýrdýðý, buna karþýn D2blokajý etkisinin zayýf olmasý nedeniyle göreceli olarak bu alanda D aktivitesini arttýrabileceði de bildirilmiþtir (Moghad-dam ve Bunney 1990). Bu bulgulardan yola çýkarak, klozapinin prefrontal D iþlevlerini arttýrarak negatif semptomlara, nükleus akkumbens D iþlevlerini azal-tarak pozitif semptomlara etkili olabileceði, nigrostri-al yolaklarý etkilememesi nedeniyle de EPS veya TD oluþturmadýðý ileri sürülmektedir (Soykan ve Þarman 1993).

RÝSPERÝDON (RÝSPERDAL)

Risperidon 5-HT2A, 5-HT2C, D2 ve H2 reseptörlerine yüksek afinite ile baðlanýrken, düþük D1 afinitesine sahiptir. Düþük dozlarda katalepsi oluþturmaz, EPS riski azdýr. Yüksek dozlarda ise haloperidole benzer düzeyde EPS riski vardýr (Kerwin ve Taylor 1996). Günde 6 mg ve 4 hafta risperidon kullanýmý ile D2 reseptörlerine %80, 5-HT2 reseptörlerine ise %85

oranýnda baðlandýðý saptanmýþtýr (Farde ve ark. 1995) Tablo 4'de risperidonun farmakolojik özellikleri olan-zapinle karþýlaþtýrmalý olarak verilmiþtir.

Plasebo kontrollü-kör yöntemli, haloperidol ile 8 hafta süreyle karþýlaþtýrmalý ve toplam 523 hastanýn katýldýðý çok merkezli çalýþmanýn sonuçlarý 6 ila 16 mg dozlar arasýnda risperidonun 20 mg haloperidole en az eþdeðer düzeyde etki gösterdiðine iþaret etmek-tedir. Risperidon sosyal ve duygusal içe çekilme gibi negatif semptomlara, anksiyete, depresyon ve hostili-te üzerine haloperidolden daha etkili bulunmuþtur (Bendler 1997). Ortalama bir þizofreni hastasýnda optimal doz 4-8 mg/gün düzeyindedir ve bu dozlarda EPS geliþtirme riski düþüktür; daha yüksek dozlarda antipsikotik etki belirgin olarak artmamakta, buna karþýn yan etkilerin görülme sýklýðý artmaktadýr. Tedavi ile beklenen etkiler çoðunlukla ilk iki haftada gözlenmeye baþlamaktadýr; bu süre içinde etki gözlen-meyenlerde doz yükseltilmelidir (Davis ve Janicak 1996). Bir yýl süre ile ortalama 8.2 mg/gün dozda risperidon kullanan þizofreni olgularýnda kýsa psiki-yatrik derecelendirme ölçeði (BPRS) ile %37 oranýnda düzelme saptanmýþ, olgularýn %62'sinde düzelme %50 ya da daha fazla olmuþtur (Davis ve Janicak 1996). DeWilde ve Dierick (1991) ise 57 hafta sonunda olgu-larýn %80'inde BPRS ile "çok iyi" ya da "iyi" düzeyde yanýt aldýklarýný bidirmiþlerdir. Tedaviye dirençli þizofreni olgularýndaki etkinliði ise klozapinle karþýlaþtýrýlabilecek düzeydedir (Bondolfi ve ark. 1995). Postural hipotansiyon, sedasyon, EPS, prolak-tin seviyelerinde yükselme en sýk gözlenen yan etki-lerdir (Casey 1996).

Tablo 3. Kronik tedavi ile antipsikotiklerin nigrostrial (A9) ve mezolimbik (A10) dopaminerjik hücrelerde ateþlemeyi engellemesi1,2

Nigrostrial Mezolimbik

Antipsikotikler (A9) (A10)

Risperidon (+)? (+) Olanzapin (-) (+) Haloperidol (+) (+) Sertindol (-) (+) Klozapin (-) (+) Quetiapin (+)? (+) Ziprasidon (+)? (+) Klorpromazin (+) (+)

1Skarsfeld (1995), Stockton ve Rasmussen'den (1996) hazýrlanmýþtýr.

(6)

OLANZAPÝN (ZYPREXA)

Olanzapin preklinik çalýþmalarda klozapine hem kimyasal yapý olarak hem de etkinlik açýsýndan ben-zerliði ile dikkati çekmiþtir. Reseptör afinite profili geniþtir ve D1, D2, D4, 5-HT2A, 5-HT2C, 5-HT3, H1, α1ve M reseptörlerine baðlanýr. Klozapine göre D2afinitesi yüksektir ve nikotinik reseptörlere baðlanmaz; bu fark daha düþük dozlarda antipsikotik etkinin görülmesi ve nikotinik reseptörlerle ilgili yan etkilerin ortaya çýk-mamasýný açýklayabilir (Tamminga ve Lahti 1996). Bu ek sayýda olanzapin ile ilgili özellikler diðer yazarlar tarafýndan geniþ bir biçimde ele alýnmýþtýr.

SERTÝNDOL

Sertindol 5-HT2, D2, D4, α1reseptörlerine baðlanýr, çok düþük EPS ve antikolinerjik etkileri vardýr. Hayvanlarda D aktivitesi ile düzenlenen motor iþlevlerde zayýf etkilidir. Aðýzdan kronik kullanýmda, diðer antipsikotikler gibi, mezolimbik A10 D nöron-larýnýn spontan ateþlemelerini inhibe ederken, klasik antipsikotiklerin tersine nigrostrial A9 D nöronlarýnýn spontan ateþlemelerine inhibitör etkisi 100 kez daha azdýr. Yarýlanma ömrü 3 gündür (Fleischhacker ve Hummer 1997, Skarsfeldt ve Perregaard 1990). Klinik olarak plasebo kontrollü çalýþmalarda anti-psikotik etkisi teyid edilmiþtir. Haloperidol (16 mg),

plasebo, sertindolün (20 ve 24 mg) karþýlaþtýrýldýðý ve her grupta 110-120 þizofreni hastasý bulunan bir çalýþmada pozitif semptomlarda haloperidole eþdeðer etki saptanmýþken, negatif semptomlarda haloperi-dolün iki katý güçlü etki ortaya çýkmýþtýr (Martin ve ark. 1994). Benzer desenli bir diðer çalýþmada ise yal-nýzca sertindol 20 mg/gün alan grupta negatif semp-tomlarda düzelme saptanmýþken, haloperidol ve placebo ile belirgin bir etki ortaya çýkmamýþtýr (Tamminga ve Lahti 1996). Tüm çalýþmalarda sertin-dolün EPS ortaya çýkarýcý etkisi plasebo ile eþdeðer düzeyde kalmýþtýr.

Sertindol en dikkat çekici yan etkiler olarak nazal kon-jesyon, ejekülat miktarýnda azalma, EKG'de Q-T aralýðýnda uzama ortaya çýkarmýþtýr.

QUETÝAPÝN (SEROQUEL)

Kimyasal olarak dibenzotiyazepin grubunda yer alan quetiapin 5-HT2, D1, D2, α1reseptörlerine düþük afi-nite ile baðlanýrken muskarinik ya da benzodiazepin reseptörlerine önemli düzeyde afinite göstermemekte-dir. Hayvan deneylerinde hem dopaminerjik hem de serotonerjik aktiviteyi inhibe etmektedir. A10 D nöron-larýna selektif etkili olup olmadýðý tartýþmalýdýr. Yarý ömrü 3 saat olmasýna ve aktif metaboliti bulunma-masýna raðmen, günde iki kez verilmesi yeterlidir. Bir PET çalýþmasýnda günde 3 kez 150 mg doz ile D2 Tablo 4. Olanzapin ve risperidonun farmakolojik özelliklerinin karþýlaþtýrmasý1

Olanzapin Risperidon

Emilim Yiyeceklerden etkilenmez Yiyeceklerden etkilenmez

Proteine baðlanma %93 %92-95

Metabolizma Karaciðer Karaciðer

Ana yol Glukronidasyon Hidroksilasyon (CYP-450 2D6)

Diðer Demetilasyon (CYP-450 1A2)

Hidroksilasyon (CYP-450 2D6)

Aktif metabolit Yok Var (9-Hidroksirisperidon)

(CYP-450 2D6 ile yýkýlmakta)

Yarý ömür 31 saat 3-23 saat

CYP-450 etkileþimi CYP-450 enzimleriye ve diðer CYP-450 2D6 inhibitörü ilaç kullananlarda ilaçlarla önemli bir etkileþimi yok ve metabolizma sorunu olan bireylerde

yarý ömrü uzar; EPS artabilir Doz ve uygulama Tavsiye edilen günlük baþlangýç ve Baþlangýç dozu, günde iki kez 1 mg;

idame doz günde bir kez 10 mg Üç günde bir titre ederek iki kez 3 mg'a çýkýlýr

(7)

reseptör baðlanmasý %27 iken, 5-HT2reseptörlerinin %58'ine baðlandýðý saptanmýþtýr (Fleischhacker ve Hummer 1997).

Altý hafta süreli bir çalýþmada haloperidol (12 mg), plasebo ve çeþitli dozlarda quetiapin karþýlaþtýrýlmýþ ve pozitif semptomlarda 150-700 mg/gün dozlarda haloperidole eþdeðer etki saptanýrken, negatif semp-tomlarda 300 mg/gün doz etkili bulunmuþtur. Bir baþka çalýþmada ise 50 ve 450 mg/gün dozlar arasýn-da etkinlik açýsýnarasýn-dan önemli bir fark saptanmamýþtýr. Ajitasyon, sedasyon, baþaðrýsý, postural hipotansiyon ve kilo alma en dikkati çeken yan etkileridir (Tamminga ve Lahti 1996). Ayrýca geçici nötropeni ve karaciðer enzimlerinde yükselme ve serbest T4 seviyelerinde azalma da bildirilmiþtir (Fleischhacker ve Hummer 1997).

ZÝPRASÝDON

Ziprasidon benzisotiyazol-piperazin-indol grubunda yer alýr. Zayýf a1 etki gösterirken, 5-HT2A, 5-HT2C, 5-HT1A, 5-HT1Dve D2reseptör blokajý yapar. Ziprasidon, risperidona göre daha yüksek 5-HT2/D2oraný gösterir. Muhtemelen A10 D nöronlarýna selektif etki etmemek-tedir (Skarsfeld 1995). Ýlginç olarak ziprasidon, anti-depresanlara benzer þekilde noradrenalin ve serotonin geri alýnýmýný da inhibe etmektedir ve bu etkinin klinik önemi bilinmemektedir. Hayvan deneylerinde nörolep-tik etkiyi araþtýran davranýþsal parametrelerde etkili bulunmuþtur. Faz II çalýþmalarýnda etkin doz ile

haloperidole eþdeðer etkinlik bildirilirken, EPS ve diðer yan etkilere pek rastlanmamaktadýr. Bu ilaçla ilgili faz III çalýþmalarý gerek yan etki, gerekse anti-psikotik etkilerini daha iyi anlamamýzý saðlayacaktýr. ATÝPÝK ANTÝPSÝKOTÝKLERLE GÜNLÜK YAÞAM AKTÝVÝTELERÝNE DÖNÜÞ

Atipik antipsikotikler yaþam kalitesini arttýrmakta, belirgin semptom kontrolü ve tedaviye uyum saðla-makta, pek az yan etki göstermekte ve pek çok olum-lu özellikleri nedeniyle þizofreni hastalarýnýn hastalýk öncesi günlük yaþamlarýna dönme olasýlýklarýný ve iþlevsellik düzeylerini arttýrmaktadýrlar (Glazer ve Johnstone 1997, Littrell 1996). Bir anlamda þizofreni hastasýnýn topluma yeniden kazandýrýlmasý anlamýna gelen bu geliþmeler, atipik antipsikotiklerin en önemli üstünlüklerindendir. Tablo 5'de 12 haftalýk tedavi ile klozapin, risperidon ve olanzapin kullanan olgularda, çeþitli parametreler açýsýndan iþlevsellik düzeyinin deðiþimi ile ilgili bilgiler verilmiþtir.

KLASÝK ANTÝPSÝKOTÝKLERDEN ATÝPÝK ANTÝ-PSÝKOTÝKLERE GEÇÝÞ

Bugün ülkemizde atipik antipsikotiklerden klozapin, risperidon ve olanzapin piyasaya sürülmüþtür. Ýlk psikotik ataktan itibaren, hastalarý klasik anti-psikotiklerle görülebilen ve ciddi sorunlar doðurabilen yan etkilere maruz býrakmamak amacýyla, yeni anti-psikotiklerin kullanýlmasý gerektiði görüþü yaygýnlýk kazanmaktadýr (Lieberman 1997). Ayrýca, bu ilaçlarýn Tablo 5. Klozapin, risperidon ve olanzapin kullanan olgularda 12 aylýk tedavi sonunda çeþitli parametreler açýsýndan iþleveselliðin deðerlendirilmesi 1,2

Ýþlev türü Klozapin Risperidon Olanzapin

% % %

Olaðan týbbi tedaviye katýlým 100 100 100

Eðitimle ilgili iþlevler

Okula dönme 54 ? ?

Lise sonrasý eðitim alma ? 14 33

Meslek eðitimi alma ? 7 ?

Baðýmsýz yaþama 18 40 50

Ýþ hayatý

Part-time çalýþma 45 20 17

Full-time çalýþma 12 ? ?

Gönüllü çalýþma 49 54 67

Sosyal aktivitelere katýlma 62 74 67

1Deðerlendirmeye alýnan denek sayýsý Klozapin için 65, Risperidon için 15 ve Olanzapin için 6'dýr. 2Littrell'in (1996) çalýþmasýndan hazýrlanmýþtýr.

(8)

Breier A, Buchanan RW (1998) Klozapin: güncel durumu ve klinik uygulamalar. Þizofrenide Yeni ilaç Tedavileri, A Breier (Ed), (Çev. Ö. Aydemir), Ankara, Medico Graphics Ajans ve Matbaasý, s.1-15.

Baymaster FP, Calligaro DO, Falcone JF ve ark. (1996) Radioreceptor binding profile of the atypical antipsychotic olanzapine. Neuropsychopharmacology, 14:87-96.

Bendler K (1997) Atypical antipsychotics assessed at ACNP. Advances in Psychiatric Medicine, 2:1-4.

Bondolfi G, Baumann P, Patris M ve ark. (1995) A randomized double-blind trial of risperidone versus clozapine for treat-ment-resistant chronic schizophrenia. 148th Annual Meeting of the American Psychiatric Association. Miami, Florida, May 20-25, Abstract.

klasik antipsikotiklere göre üstünlüklerinin olmasý, kronik psikoz olgularýnda da kullanýmýný gündeme getirmektedir. Öte yandan, göreceli olarak stabil, önemli yan etkiler göstermeyen, tedaviye iyi yanýt veren olgularda hastanýn kullandýðý antipsikotiði deðiþtirmek akýllýca bir yaklaþým deðildir. Benzer þe-kilde, bir antipsikotik ilaca geçmiþte belirgin yanýt verdiði bilinen ve nüks gösteren olgularda da ayný antipsikotik denenmelidir. Bazý olgularda ise atipik antipsikotiklere geçme endikasyonu vardýr. Bu endikasyonlar Tablo 6'da özetlenmiþtir.

Atipik antipsikotiklere geçiþ konusunda deðer-lendirme olgunun özelliklerine ve ihtiyaçlarýna göre belirlenen bir hýzda yapýlmalýdýr. Bu geçiþ, genel olarak, yatarak ve ayaktan tedavi gören hastalarda farklý þekillerde yapýlmalýdýr. Yatan hastalarda genel-likle bir nüks sözkonusudur; atipik antipsikotiklere kýsa sürede baþlanabilir ve çoðunlukla hastalar etki ve yan etkileri gözleyebilecek kadar uzun süre yatarlar. Ayaktan tedavi gören hastalarda ise durum kýsmen farklýdýr. Hastalar, eski ilacý býrakma sonrasýnda ilk birkaç günde ortaya çýkabilecek antikolinerjik çekilme belirtileri (yorgunluk, bulantý, kusma ve diyare), psikoz alevlenmesi ya da anksiyete gibi gözükebilen

rebound akatizi, rebound distoni ve ilk ay içinde ortaya çýkabilen rebound parkinsonizm ve TD benzeri hareketlerle karakterize çekilme diskinezisi konularýn-da bilgilendirilmelidir. Ayrýca yeni ilaç hakkýnkonularýn-da bilgi verilmeli, mucize beklenmeyeceði anlatýlmalýdýr (Weiden ve ark. 1997). Bu aþamada Nasrallah tarafýn-dan önerilen, 1 ay süreyle eski antipsikotiði ayný doz kullanýrken yeni antipsikotiðin yavaþ yavaþ etkin doza yükseltilmesi ve 2. ay eski antipsikotiði haftada %25 azaltarak kesmek geçerli bir genel yaklaþým gibi gözükmektedir (Kiþisel görüþme). Olgunun ihtiyacýna göre bu geçiþ hýzý daha da yavaþlatýlabilir.

SONUÇ

Günümüzde antipsikotik tedavi seçeneklerinde heye-can verici geliþmeler yaþanmaktadýr. Genç yaþta baþlayan, bireyin ve çevresindekilerin yaþam kalitesi-ni belirgin olarak düþürebilen þizofrekalitesi-ni hastalýðýnda kullanýma giren atipik antipsikotikler bu bireylerde görülen iþlevsellikle ilgili belirtilere de etkili ola-bilmektedir. Atipik antipsikotiklerin yan etki oluþtur-ma oranlarýnýn düþük olduðu göz önüne alýndýðýnda ilk epizod þizofreni olgularý dahil olmak üzere, teda-vide tercih edilmeleri mantýklý gözükmektedir. Tablo 6. Klinisyen, hasta ve aile açýsýndan atipik antipsikotiklere geçme endikasyonlarý1

Klinisyen bakýþ açýsýyla Hasta bakýþ açýsýyla Aile bakýþ açýsýyla

Ýlaç tedavisine dirençli pozitif semptomlar Pozitif semptomlarýn yarattýðý Ajitasyon ve rahatsýz edici sýkýntýlar; bunlara baðlý depresyon, davranýþlar

anksiyete

Ýlaç tedavisine dirençli negatif semptomlar Yaþamdaki amaçlarýna ulaþamama Bakýcý rolünün yarattýðý emosyonel ve maddi sýkýntýlar

Ýlaç tedavisine devam edilmesine Toplum içinde baðýmsýz yaþama "Kriz" niteliðinde pekçok olayla

raðmen nüks becerisinin azalmasý uðraþma, gerileme

Ýlaç tedavisine dirençli EPS ve/veya TD EPS veya TD'ye baðlý disfori, sýkýntý; Yakýnýnda TD veya EPS'ye baðlý Önlem olarak verilen yeni ilaçlarýn semptomlarý ve sonuçlarýný yarattýðý sýkýntýlar görmenin yarattýðý sýkýntýlar Hiperprolaktinemi (kadýnda Benlik saygýsý ve benlik imajýnýn Cinsel partnerde hayal kýrýklýðý ve

amenore-galaktore, erkekte bozulmasý engellenme

jinekomasti-empotans)

1Weiden ve ark.’dan (1997) hazýrlanmýþtýr.

(9)

Casey DE (1996) Side effect profile of new antipsychotic agents. J Clin Psychiatry, 57 (Suppl 11):40-45.

Davis JM, Janicak PG (1996) Risperidone; a new, novel (and better?) antipsychotic. Psychiatric Annals, 26: 78-87. DeWilde J, Dierick M (1991) Long term treatment of schizo-phrenic patients with risperidone. Biol Psychiatry, 19:675. Duinkerke SJ, Botter PA, Jansen AI ve ark. (1993) Ritanserin, a selective 5HT2/1c antagonist, and negative symptoms in schizophrenia: a placebo-controlled double blind trial. Br J Psychiatry, 163:451-455.

Farde L, Nordstrom AL, Wiesel FA ve ark. (1992) Positron emission tomograpic analysis of central D1 and D2 receptor occupancy in patients treated with classical neuroleptics and clozapine. Arch Gen Psychiatry, 49:538-544.

Farde L, Nyberg S, Oxenstrierna G ve ark. (1995) Positron emission tomography studies on D2 and 5-HT2 receptor bind-ing in risperidone-treated schizophrenic patients. J clin Psychopharmacol, 15 (Suppl 1): 19-23.

Fleischhacker WW, Hummer M (1997) Drug treatment of schiz-ophrenia in 1990s. Drug, 53:915-929.

Glazer WM, Johnstone BM (1997) Pharmacoeconomic evalua-tion of antipsychotic therapy for schizophrenia. J Clin Psychiatry, 58 (Suppl 10): 50-54.

Heinz A, Knable MB, Weinberger DR (1996) Dopamine D2 receptor imaging and neuroleptic drug response. J Clin Psychiatry, 57 (Suppl 11):84-88.

Ickhiawa J, Meltzer HY (1990) The effects of chronic clozapine and haloperidol on basal dopamine release and metabolism in rat striatum and nucleus accumbens studied by in vivo micro-dialysis. Eur J Pharmacol, 176: 371-374.

Kerwin R, Taylor D (1996) New antipsychotics: a review of their current status and clinical potential. CNS Drugs, 6:71-82 Kinon BJ, Lieberman JA (1996) Mechanisms of action of atyp-ical antipsychotic drugs: a critatyp-ical analysis. Psychopharma-cology, 124:2-34.

Lieberman JA (1997) Factors that influence the out-come of first episode schizophrenia. J Clin Psychiatry, 15:2-6. Littrell KH (1996) Reintegration studies: maximixing out-comes. J Clin Psychiatry, 57:320-321.

Martin PT, Grebb JA, Schmitz PJ ve ark. (1994) Efficacy and safety of sertindole in double-blind placebo-controlled trials of schizophrenic patients. Schizophr Res, 11:107.

Meltzer HY (1991) The mechanism of action of novel antipsy-chotic drugs. Schizophr Bull, 17:263-287.

Moghaddam B, Bunney BS (1990) Acute effect of typical and atypical antipsychotic drugs on the release of dopamine from prefrontal cortex, nucleus accumbens, and striatum of the rat: an in vivo microdialysis study. J Neurochem, 54:1755-1760. Moore NA (1995) Is the "A" in atypical really due to α2 adreno-ceptor antagonism. J Psychopharmacol, 9:155.

Moore NA, Calligaro DO, Wong DT ve ark. (1993) The pharma-cology of olanzapine and other new antipsychotic agents. Curr Opin Invest Drugs, 2:281-293.

Roth BL, Tandra S, Burgess LH ve ark. (1995) D4 dopamine receptor binding affinity does not distinguish between typical and atypical antipsychotic drugs. Psychopharmacology, 120:365-368.

Schotte A, Janssen PF, Gommeren W ve ark. (1996) Risperidone compared with new and reference antipsychotic drugs: in vitro and in vivo receptor binding. Psychopharmacology, 124:57-73.

Seeman P, Von Tol HM (1993) Dopamine receptor pharmacolo-gy. Curr Opin Neurol Psychiat, 6:602-608.

Skarsfeld T (1995) Differential effects of repeated administra-tion of novel antipsychotic drugs on the activity of midbrain neurons in the rat. Eur J Pharmacol, 281:289-294.

Skarsfeldt T, Perregaard J (1990) Sertindole, a new neuroleptic with extreme selectivity on A10 versus A9 dopamine neurons in rat. Eur J Pharmacol, 182:613-614.

Soykan A, Atbaþoðlu C, Þarman C (1994) Nöroleptik tedaviye yanýt; bir izleme çalýþmasý. Psikiyatri, Psikoloji ve Psikofarmakoloji Dergisi, 3:241-252.

Soykan A, Þarman C (1993) Þizofrenide heterojenite problemi üzerine. Türk Psikiyatri Dergisi, 1:47-54.

Soykan A, Þarman C (1994) Negatif ve pozitif semptomlarda nöroleptik tedaviye yanýt; bir izleme çalýþmasý. Psikiyatri, Psikoloji ve Psikofarmakoloji Dergisi, 4:305-316.

Stahl MS (1996) Essential Psychopharmacology. United Kingdom, Cambridge University Press, s.222-289.

Stockton ME, Rasmussen K (1996) Electrophysiological effects of olanzapine, a novel atypical antipsychotic, on A9 and A10 dopamine neurons. Neuropsychopharmacology, 14:97-104. Tamminga CA, Lahti AC (1996) The new generation of antipsy-chotics. Int Clin Psychopharmacol, 11 (Suppl 2):73-76. Weiden PJ, Aquila R, Dalheim L ve ark. (1997) Switching antipsychotic medication. J Clin Psychiatry, 58 (Suppl 10):63-72.

Referanslar

Benzer Belgeler

ocuk ve ergen yaş grubunda antipsikotik ilaç kullanımı dünya genelinde belirgin biçimde artmaktadır.[1] Bipolar bozukluk ve çocukluk çağı şizofrenisinin çocukluk

Klinisyenin hasta kilo aldığı zaman, kilo artışını engellemek ve azaltmak için tedavi seçeneklerini gözden geçirmesi önerilmek- tedir.[5] Psikotrop ilâçlara bağlı

Cowan ve arkadașları [44] klozapin tedavisi sırasında lökopeni ve nötro- peni geliștirme öyküsü olan tedaviye dirençli șizofreni tanısı almıș 36 yașında bir

Hastane kökenli pnömonilerde ve ventilatörle ilikili pnömonilerde geçmite geleneksel olarak önerilen 14-21 günlük tedavi süreleri yerine, Pseudomonas aeruginosa gibi

The papule was exci- sed with the nail piece above it in the out-patient clinic and pathological examination revealed a su- bungual granuloma [ Figure1 ].. Granuloma gravidarum

Bu, ister istemez Hanbelîlik adı altında toparlanan ehl-i hadisin, hali hazırda oluşumunu tamamla-mış olan diğer üç mezhebe yöntem olarak yaklaşmasını ve onların

Evlerini Millî Korunma Kanununa göre kiralayanlar, bunların arasında geçimlerini sadece bir iki parça gayrı menkulün gelirine bağlamış olan eski aileler, yetimler,

[7] Olgumuzda sol atriyumda interatriyal septumun superior kısmında, pulmoner ven ağzına yakın bir bölgeye ince bir sapla tutunan ileri derecede hareketli fragmente dev