• Sonuç bulunamadı

1958 darbesi olmasaydı, Bağdat'ta şimdi Prenses Fazile hüküm sürecekti

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "1958 darbesi olmasaydı, Bağdat'ta şimdi Prenses Fazile hüküm sürecekti"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Bağdat'ta, 1958'in 14 Temmuz'unda kanlı

bir darbe yaşandı ve bunu pekçok darbe iz­

ledi. 14 Temmuz ihtilali yapılmamış olsaydı,

bugün çok büyük bir ihtimalle ne Saddam'

dan, ne Körfez Savaşı'ndan, ne de Ameri­

kan birliklerinin Bağdat'ın

kapılarına dayanmasın­

dan bahsedecektik.

1 Irak’ta meşruti bir krallık

bulunacak ve Bağdat'ta

“kraliçe” olarak bir Türk

prensesi, Prenses Fazile

hüküm sürecekti. ■ 32'de

MURAT M k BARDAKÇI

W

\ y

r

/

a S

(2)

32

PAZAR, 6 Nisan 2003

• »

O

tekí

dünya

1958 darbesi olmasaydı, Bağdat'ta

şimdi Prenses Fazile hüküm sürecekti

A N N E A N N E N İ N G Ü N L Ü Ğ Ü

Fazile'yi kuzu

gibi kurban ettiler!

Irak'ın genç kralı Faysal’ın nişanlısı Prenses Fazile'nln anneannesi, son Osmanlı padişahı Sultan Vahideddin'in kızı Sabiha Sultan'dı. Sabiha Sultan, Kral Faysal ile Prenses Fazile'nin evlilik hazırlıkları sırasında gittiği Bağdat'ta ve kral ile hemen bütün ailesinin hayatını kaybettikleri 1958 darbesinden sonra düzenli şekilde günlük

tutmuştu. İşte, Sabiha Sultan'ın günlüğüne yazdığı önce ümid, daha sonra da hüzün dolu satırlar...

SON Osmanlı padişahı Sultan Vahideddin'in

kızı Sabiha Sultan, Prenses Fazile'nin anneannesiydi.

Sabiha Sultan, kızı Hanzade Sultan, damadı Prens Mehmed Ali İbrahim ve torunu Prenses Fazile ile beraber 1958 Nisan'mda evlilik

öncesindeki son hazırlıkları tamamlamak için Bağdat'a gitmiş, orada kaldığı iki hafta boyunca günlük tutmuştu.

İşte, Sabiha Sultan'ın şimdi bende bulunan Bağdat hatıralarından bir bölüm:

■ 20 NİSAN: Bir saat Frankfurt'ta kaldıktan

sonra İstanbul'a hareket. Geceyarısı İstanbul'dan Bağdat'a doğru. Pazartesi sabahı dört buçukta Bağdat'a vasıl oluş.

Kral ve bütün aile efradıyla buluşup Kasri'l- Zohr'a geliş.

Bir müddet birlikte kaldıktan sonra onlar döndüler, biz de istirahat ettik, öğle yemeğinden sonra Fazile ve Diko (Prenses Fazile'nin babası

Prens Mehmed Ali) ile beraber biraz şehirde

dolaşıp çaya Kral'ın oturduğu saraya gittik. Akşam yemeğini hep birlikte yedik. Güzel vakit geçirdik. Ben, Abdülillâh (Kral Faysalın amcası ve Irak kral naibi) ve Tahsin Paşa (Irak saray

nazırlarından) ile epeyce konuştum. İzdivaçtan sonra hayatlarının intizama gireceğini ümid ettiğimi, yemek saatlerinin muayyen vakitlerde olması icab ettiğini ve bunun hem sıhhat, hem de resmi işlerindeki intizam için lâzım olduğunu söyledim.

Kral, Fazile ile pek muhab- betli ve meşguldü. Gece yarısın­ dan sonra saat ikide döndük.

■ 22 NİSAN: Bu sabah Kral

gelip Fazile ile birlikte gezmeye gitti. Ben, Tahsin Paşa ile görüştüm. Aym 30'unda bütün buradaki eşrafın haremlerini (eşlerini) çaya davet etmek için üste yaptık. Y arın sabah saat 10’da Kral'ın dağdaki köşküne gidiyoruz.

Am a bütün bu hazırlıklar ve hayaller boşa çıktı. Prenses Fazile ve ailesinin Bağdat'tan

ayrılmalarından sadece iki buçuk ay sonra gelen kanlı ihtilâl, genç Kral Faysal ile yakınlarının neredeyse tamamım canından edecekti. Daha önce Bağdat'taki evlilik hazırlıklarını kâğıda döken anneanne Sabiha Sultan, bu defa ihtilâl gününden itibaren sonraki hüzün dolu günlerini yazacak ve

'Bu nasıl bir gaflettir?' diyecekti:

■ 14 TEMMUZ 1958: Bu sabah saat 10’a

doğru sinirli bir hakle gelen Prenses Vicdan, Bağdat'ta bir karışıldık olduğu için Kral'ın gelmesini tehir ettiğine dair haber duyduğunu söyledi. Deriıal ev sahibinin telefonuyla Bağdat sefirini (Ankara'daki Irak Büyükelçisi'ni) aradım ve faciayı öğrendim. Bütün gazeteler birbirini nakzeden birçok tafsilâtla dolu idi. Vaziyeti tam olarak anlamak ihtimali yoktu. Hemen,

Sabiha

Sultan

Hanzade'nin nerede bulunduğunu dostlardan

telgrafla sordum. Aym zamanda Cannes'a telefon ettim. Oradan hareket ettiklerini söylediler.

Dürrüşehvar'a (Son Halife Abdülmecid Efendi’nin Londra'da yaşayan kızı Dürrüşehvar Sultan) da bir telgraf çekerek Fazile'nin

durumunu bildirmesini rica ettim. H âlâ radyo haberlerinden ve gazetelerin yazdıklarından maada (başka) birşey bilmiyoruz.

■ 15 TEMMUZ: Bugün Fazile'den telgraf

aldım. Selâmette olduğunu ve ebeveyninin Elbe Adası'na gittiklerini bildiriyor. Yavrucuğumun

çektiği acıları içim yanarak paylaşıyorum. Sefirin haremine

(büyükelçinin karısına) gittim, o da benden fazla birşey bilmiyor.

■ 16 TEMMUZ: Hanzade'den

telgraf aldım. Londra'ya geldikleri­ ni yazıyor ve sefiri telefonla ara­

mamı istiyor ve malumat bekledi­ ğini söylüyor. Ankara'ya hemen

telefon ettim. Sefir, kendisiyle konuşacağını vaadetti.

■ 17 TEMMUZ: Dün sefir

Londra ile konuşamamış, bu akşam İstanbul'a dönecek ve buradan tekrar arayacakmış.

■ 18 TEMMUZ: Sefir, Hanzade ile görüşmüş.

Ben de dün kendisine bir mektup yolladım ve maalesef fazla ümide kapılmamalarını ima ettim. Şimdiye kadar Kral'ın hayatı hakkında ümid verici bir haber yok. Ben, faciayı bütün acısıyla kabul etmiş bulunuyorum. Bu masum, tertemiz genç için yüreğim yanıyor ve Abdülillâh ile son

görüşmemizin bütün safahatını hatırladıkça isyan ediyorum. Nasıl bir gaflet içinde yaşadıklarını aldım almıyor.

Bu gece Kral Hüseyin'in matbuat konferansı (basın toplantısı) bütün açıklığıyla faciayı teyid etmiş oldu. Zavallı masum Fazilecik! Sen bu akıbete bir kuzu gibi kurban gittin! Bu kadar gaflete yazıklar olsun! A rtık senden başka içlerinde günahsızını görmüyorum.

-.İm^rnLim à Ê Ê

m b a r d a k c l f ÿ h i i i r r i y e t . c o m . t r |

Bağdat'ta, 1958‘in 14 Tem m uz'unda kanlı bir darbe yaşandı ve bunu pekçok darbe izledi.

14 Temmuz ihtilâli yapılmamış olsaydı, bugün çok büyük bir ihtimalle ne Saddam 'dan, ne Körfez Savaşı'ndan, ne de Am erikan birliklerinin Bağ dat'ın kapılarına dayanmasından bahsedecektik. Irak'ta bambaşka bir rejim, meşruti bir krallık bulunacak ve Bağ d at'ta "k ra liçe " olarak bir Türk prensesi, Prenses Fazile hüküm sürecekti. İşte, kraliçeliği 14 Temmuz

darbesiyle bir anda hayal olan Prenses Fazile'nin hüzünlü hikâyesi...

A M E R İK A N birliklerini Bağdat'ın kapılarına kadar getiren olaylar, aslında Bağdat'ta bundan 45 sene önce, 1958'in 14 Tem m uz’unda yaşanan kanlı bir darbeyle başladı. Irak'ta krallık o gün tarihe karıştı, ihtilâlciler 32 yaşındaki genç kralı ve ailesini parça parça ettiler, sonraki senelerde darbeler birbirini takip etti ve Irak, A m erikan birliklerini Bağdat'a kadar getiren acı ve kanlı olayların içinde kaldı.

Bağdat'ta, 1958'in 14 Tem m uz'undaki o kanlı darbe yaşanmasaydı bugün ne Saddam olacaktı, ne de Körfez Savaşı'ndan bahsedecektik. Irak'ta bambaşka bir rejim, meşruti bir krallık bulunacak ve bir Türk prensesi, Prenses Fazile, Bağdat'ta kraliçelik edecekti.

İşte, hem Irak'm, hem de genç prensesin kaderinin baştanbaşa değişmesinin

hüzünlü öyküsü...

Macera, Türkiye ile Irak'ın arasında su sızmadığı günlerde, 1957 yazında, Irak Başbakanı Nuri Said Paşa'm n bir gün, son padişah Sultan Vahideddin ile son Halife Abdülmecid Efendi'nin o sırada İstanbul'da bulunan torunu Neslişah

Sultan'ı ziyaretiyle başladı.

Paşa, söze Irak'tan halkın çoğunluğunun Şii ama kraliyet ailesinin Sünni olduğunu anlatarak başladı. Sünni bir hanedanın Şiiler üzerinde otorite sağlamasının güçlüklerinden bahsetti. Bekâr olan kralın önde gelen M üslüman bir aileye mensup bir kızla evlenmesi, meselâ bir halife torunuyla dünya evine girmesi halinde gücünün daha da artacağını söyledi. Sonra, gelin adayı olarak

Kral ile prensesin nişan hatırası: (Arka sıra soldan) Prenses Fazile'nin babası Prens Mehm ed Ali İbrahim, prensesin kardeşi Prens Ahm et İbrahim, Kral'ın kuzeni ve ressam

Fahrünnisa Zeyd'in oğlu Prens Raad, Irak Kral Naibi Prens Abdülillâh, (ön sıra) Prenses Fazile, Kral İkinci Faysal ve prensesin annesi Hanzade Sultan.

Neslişah Sultan'ın kızkardeşi Hanzade Sultan'ın kızı Prenses Fazile'yi

düşündüklerini nakletti ve Sultan'dan bu talebi Prenses Fazile'nin annesiyle babasına iletmesini rica etti.

D

o ğ r u

BİR SEÇİM

i— r

Hanzade Sultan ile Kavalalı Mehmed Ali Paşa'mn soyundan gelen Prens Mehmed Ali İbrahim'in kızı olan Prenses Fazile, o

sırada 16 yaşındaydı. Anne tarafından Osmanlı, baba tarafından da Mısır hanedanına mensuptu, büyük dedesi son Halife Abdülmecid Efendi idi ve dolayısıyla İraklılar müstakbel kraliçeleri konusunda siyasi bakım dan son derece uygun bir seçim yapmışlardı.

Prens Mehmed Ali İbrahim ile eşi Hanzade Sultan, teklifi kabul ettiler.

Kararlarından Bağdat'ı haberdar

etmelerinden sonra hazırlıklara başlandı ve genç kral ile küçük prensesin nişanları, 1957 Eylülünde resmen ilân edildi. Kral,

maiyetiyle arada bir İstanbul'a geliyor, çiftin beraberce çekilmiş resimleri hem Türk hem de Avrupa gazeteleriyle dergilerinin birinci sayfalarından eksik olmuyordu.

Prenses, ailesiyle beraber birkaç

haftalığına Bağdat'a gitti, sonra Londra'daki okuluna döndü, nikâh zamanını beklemeye başladı ve inanılmayacak kadar acı olan haberi, 14 Temmuz günü okulunun

müdiresinden işitti: Irak'ta darbe olmuştu ve genç Kral'ın akıbeti bilinmiyordu.

O günün sabahı, Yeşilköy Havaalanı'nda da hummalı bir protokol hazırlığı vardı. Irak'ın genç kralı Faysal İstanbul'a gelecekti ve zam anın Başbakanı Adnan Menderes ile mülki erkân, kralı karşılamak için

havaalanındaydılar.

O sırada alınan bir haber, herkesi şaşkına çevirdi. Bağdat'da askeri bir darbe olmuştu... Karşılamaya gelenler şehre dönerlerken alana serilen kırmızı halılar çoktan kaldırılmıştı.

Hanzade Sultan ve kızı Prenses Fazile, Irak'taki kanlı 1958 darbesinden

birkaç ay önce, İstanbul'da. B ağdat'ta olup bitenlerin ayrıntıları ancak birkaç gün sonra öğrenilebildi... Darbeciler kralın amcası ve Irak'ın güçlü adam ı Prens

Abdülillâh'ı, Başbakan Nuri Said Paşa'yı ve

kraliyet ailesinin neredeyse tam am ını yataklarında parçalamış, hatta bazılarının cesedini köpeklere yedirmişlerdi. 23 yaşındaki genç Kral nasıl olduysa ölmemiş, ağır yaralı halde hastahaneye götürülmüş am a darbeciler Eğer kurtulursa hepimizi

keser' diyerek doktorların müdahalesini

engellemiş ve genç kral kan kaybından can vermişti.

Kraliçeliği 14 Tem m uz darbesiyle bir anda hayal olan Prenses Fazile'nin hüzünlü hikâyesi, işte böyle. Prenses daha sonra eski başbakanlardan birinin, Suad Hayri Ü rgüplü'nün oğluyla evlendi, iki oğlu oldu, daha sonra ayrıldı ve yeniden Paris'e yerleşti. Şu anda orada yaşıyor...

'Bağdat'ta 14 Temmuz darbesi olmasaydı Irak halkı bu acılan çekmezdi'

demekte acaba haksız mıyım?

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

1974'te tekrar olaylar başlayınca bizim bölgede olan diğer bir Türk köyü Bedürfan (Esendağ) Rumlar tarafından basıldı. Bizim köyümüz komuşu köyün Rumları tarafından

Sunulan çalışmada tespit edilen % 44.2 ve % 58.5 gebelik oranları ile karşılaştırılmasında; P4 uygulanan çalışma grubundaki ineklerde elde edi- len gebelik oranının

Car Cansever Turgut iver 1 ut. Düşünce

Bunları lıemen takip eden Mehmet Ziyaettin Efen­ di, yani Mehmet Reşadın büyük şehzadesi daha cazip, emniyetli ve kendisi için bir takım tehlikeleri göze

Ama Günefl enerjisiyle çal›flan oto- mobillerin yavafllamak için normal otomobillere göre daha az güce ihtiyac› oldu¤u için frenler daha küçük. Bunlardan baflka bisiklet

Aksaray’daki Vefa Bozacısı’mn duvarındaki çini pano, ilk kurucu Hacı İbrahim ve Sadık Vefa kardeşleri boza satarken gösteriyor (yanda).. Ha­ cı İbrahim Vefa

Tanınmış musikişinas ve virtüozlarımızdarHistat Mesut Cemil Tel, tedavi edilmekte olduğu Haseki Hastanesinde dün akşam saat 18.50 de kan kanserinden vefat

Bu çalışmada farklı özelliklere sahip AA5182 ve AA7075 alüminyum alaşım çiftlerinin SKK metoduyla birleştirilmesinde karıştırıcı ucun dönme devrinin, kaynak