N
• • • • • • » • •
FESHANE NAZIRI MUHİTTİN PAŞA
Kızının gönill macerası Üzerine yapılan (Aman Adanalı) türkUsUnll, yasak layan hfcıhlttln Paşa, ne var kİ bu aşkın alevlenmesini önleyemedi. Paşa, Adanalı Sadi beyi, Erenköy'deki köşkünde, Uç gün Uç gece süren bir dü - İlinle, İç güveylsl olarak damad edindi. O gün davet edilen Mehter takımı, türküyü İlk defa çaldı.
RUHİYE HANIM 20. yüzyıl b a ş larında Çukuro- valı esmer, ya kışıklı Sadi'ye aşık olan tvhıhit- tin -’aşa'nın kızı Ruhiye Hanım, (Aman Adanalı) türküsünün nota ya alınıp, yay gın hale gelme - sine sebep oldu. Fakat talihsiz kadın, sevgilisi nin aşırı çapkın lığına dayana - mayarak kendi sinden ayrıldı; kanser ameliya tı sonucu,35 ya şında öldü.
ASIRLIK BİR TÜRKÜNÜN ÖYKÜSÜ
A d a n a l ı Yeğenağazade
Sadi Bey ile Feshane N a
zırı Muhittin Patanın kızı
Ruhiye arasındaki dillere
destan
g ö n ü l macerası
üzerine yakılan ünlü türkü..
20. yüzyıl başlarında İstan
bul'un Balıkpazarı meyha
nelerinden Çamlıca tepe
sindeki sayfiyelere ve Şişli
sosyetesinin lüks konakları
na kadar her yeri çınlatan
"AMAN ADANALI.
TÜBKÜSÜ
75 YAŞINA BASTI.
Taha
T
ÜRKÜ ve ovun folklorumuzun ünlü eserlerin den b iri, şüphesiz "Aman Adanalı" d ır. Bu türkünün ötedenberi İki tür söylenişi va rd ır. En meşhuru, 2(1 yüzyılın başlarında, bir aşk m acerası ü- zerin e notaya alınm ış olan ıdır. Yalnız Ç » kurova’ da d e ğ il, İstanbul'da, Türkiye'nin her semtinde iki türlüsü söylen ir. H are ketli b ir türküdür. B ir oyun türküsü - dür d e .. . İnsana coşku v e r ir . Ritm i it i b ariyle , alafranga müziğe yakınlığı ne deniyle , dansetmeye de pek e lv eriş lid ir. Bu öyle bir türki kİ, eski d e virle rd e , ö z ellik le ilk söylendiği yılla rd a , dağdaki çobanından İstanbul'un kibar sosyete - sine kadar d ille re destan olm uştur. T ü r külerin çoğu, saltanat devrinde, yüksek sosyeteye girem ezken "Am an Adanalı, Yandım A dan alı", taşıdığı coşturucu ve sih irli havasiyle İstanbul'un, balık paza r ı meyhanelerinden, Çamlıca tepelerin - deki s a y fiy elere ve Şişli'deki zengin ko naklara kadar yaygın şekilde Un yapm ış tır .Bu öyle bir türkü k i, dinleyenin içini aça r, söyleyene başka bir şevk verir.Gu- bette. bu şarkı Ç u kurova'yı.
herCukur-ovalı da bu şarkıyı h a tırla tır. . . Bu şa r k ıyı yurdumuzda bilm eyen, duymayan yek g ibid ir. Her düğünde söy len ir, her y o l culukta te k ra rla n ır, her toplantıda hatır lanır.
Bu türküde n eşeleri arttıran, yorgun luğu dindiren, Çukurovayı sevdiren bir tıls ım va rd ır.
Eski d evirlerin bu eğlence şarkısı,vu- karıda da değindiğim iz g ib i, cazların a - hengine uyan bir nitel.k ta ş ır, Öyle bir şarkı k i, alaturkanın koyu devrinde yara tılm ış olm akla berabe” , alafranganın a - hengine aykırılık gösterm em iştir. Her iki zevki b irleştiren bir başka türkümü - ze az rastlanır.
T e m iz güney kokusunu, ılık mem le - ket havasını her satırında ve söy len işin de ik sir gibi gönüllerinüze dolduran bu şarkının, İstanbul'da m aceralı bir tarihi va rd ır. Bunun hikâyesi çok uzun.. . Bir roman mevzuu kadar sürükleyici. Özeti şöyle :
İstanbul'da Erenköy'de, aşağı yukarı 75 y ıl öncesinde bu türkü, Çukurova' - mn yakışıklı bir delfkam ısına. gönlünü
Devam ı 10. Sayfada
YEĞENAĞAZADE SADİ BEY İstanbul'a tahsile gelen Yeğenağazade Sadi bey esmer güzeli bir Çukurovalıydı. Devrin Fesha ne Nazırı Muhittin Paşa'nın güzel kızıRuhiye1- nin ruhuna girmesini bildi! Maceraları, (Aman Adanalı) türküsünü yaygın hale koydu.
14 Aralık 1975 Pazar
"AMAN ADANALI,,
B a s ta r a fila . sayfada
kaptıran, bir paşa kızının ağzından -ç e v resi tarafından- yakılm ıştır.
Aslında bu türkünün iki çeşidi var - dır. B iri bir asır yaşı olan halk türkü sünden g e lir . İkincisi ki notaya alınmış tır , İstanbul'da uzun süren ve akisle
ri Yıldız Sarayı’na kadar uzanan U r aşk
macerasının ilhamı İle doğmuştur. Bu türkünün yayılmasına, İstanbul'da yankılar uyandırmasına, sebep olan Sadi bey (ki merhum kaymakam Sadi bey ola rak tanınır) o devirde Adana'nın tanın mış ailelerinden Yeğenağa'nın oğludur. Tahsil için İstanbul'a gönderilen Sadi bey, esm er güzeli bir delikanlıdır. İstan bul'a ayak bastığı günden itibaren, ken dine özgü Çukurova şivesiyle, biraz da yakışıklılığının verdiği çapkmlığiyle b ir likte göz alıcı bir görüntüsü vardır. Bir çok dilberlerin gönlünü yakmış, sonun - da devrin meşhur simalarından F esh i ne N azırı Muhittin Paşa'mn büyük kızı Ruhiye ile karşılaşm ıştır.
Güzel Ruhiye, 13-14 yaşlarmdadır.İs- tanbul'un yüksek bir ailesine mensup ol - duğu İçin devrin geleneklerine göre mü - rebbiyelerle eğitilm ektedir. Hususi öğ retmenlerden lisan dersleri almakta ve müzik öğretilmektedir.
Ruhiye'nin annesi ile babası da, ma ceralı bir evlenme yapmışlardır. Annesi aslen Ç erkez'dir. Güzelliği yüzünden, 8 yaşındayken Sultan Abdülhamid'in kızkar- deşl tarafından ailesinden alınmış ve ö- zel olarak büyütülmüştür. Bu güzel kız günün birinde, kahve ikram ederken, Ab- dülhamld'in bakışlarım üzerine toplamış, sonunda küçük bir cariye olarak Yıldız Sarayı'na alınm ıştır, Nuriye olan adı, Yıldız Sarayı'nın gözdesi olunca, (Şeh- tab) a çevrilm iştir. Ne var ki, çocuk de necek yaştayken padişahın gözdeleri ara sına giren Şehtab, Sultan Hamid'in diğer ikballeri, hanımları tarafından kıskanı - Ur. Üstlerine gelen bu güzel k ızı, Padl şahın gözünden düşürebilmek için Saray kadınları söz ve işb irliği yaparlar. GU - nün birinde , Saray bacalarının birin - de çıkan küçük bir yangın, fırsat olarak kullanılır, bu yangının Şehtab tarafından yapıldığı söz birliğiyle Padişaha duyuru
-lur. Vehimli Sultan Hamit bu iftiraya t - nanır ve çok sevdiği gözdesini Saray - dan uzaklaştırır. Halbuki çerkez güzeli Şehtab, Sultan Hamit'ten gebe kalm ıştır. Çaresini bulurlar ve çocuğu düşürtürler. Abdülhamit gözdesini, Serasker Rıza Pa şa'mn evine gönderir ve ona münasip ay lık bağlar. Bir müddet seraskerin evin - de muhafaza edilen Şehtab, yine Padişa - hm serasker Rıza Paşaya verdiği em ir le, evlen dirilir. Rıza Paşa, Şehtab için dürüst, terbiyeli bir koca arar. İlk hatı rına gelen süt kardeşi Levazım Yüzbaşı sı Muhittin efendidir. Muhittin, e v v e l ce evlenm iş, karısı veremden ölmüş,ço cuğu olmayan bir kişidir. Abdülhamit'in gözdesi ile evlen dirilir. Cihaz masrafla r ı padişah tarafından ödenir.
Günün birinde Muhittin, paşalığa ka dar yükselir. O zamanki Hereke fabrika sına , daha sonra, devrin askeri fabrika lar genel müdürlüğü demek olan, Fesha- ne Nazırlığına tayin ediUr.
Feshane N a zırı Muhittin Paşanın Uç kızının büyüğü Ruhiye hammdır.
Bu Ruhiye hanım, günün birinde Eren köy'deki köşklerinin civarında, Adanalı Yeğenağazade Sadi beye rastlar. Sadi bey o sıralarda Harbiyeyi bitirm iş ve Kuleli Askeri Okuluna öğretmen olmuştur. Yaş ça Ruhiye'den hayli büyüktür. Fakat ya kışıklı yağız renkli bir delikanlıdır.Giyi- mine kuşamına titizdir. Genç kızların kal bini titretecek kadar alım lıdır d a ...
Ruhiye hanımın Sadi beyle olan gönül iliş k ile ri gün geçtikçe ile r le r ve çaldığı piyanonun tu şiarında notalaşmayş baş lar! Çukurovalı Sadi bey , her geceköş- kün çevresinden geçerek pencereden bah çeye yayılan bu ünlü türküyü sevgilisin - den dinler. Bu türkü çevrenin ilgisi ve yayması yüzünden Yıldız Sarayı'ndakile - rin kulağına kadar ulaşır.
Gelgelellm Ruhiye'nin babası Fesha ne N azırı Muhittin Paşa, evinde bu tür - küyü yasaklar, kızını gerek yaş fa rkı,g e rek taşralı olması' nedeniyle, Sadi beve vermek istem ez. Fakat bu türkü öylesine İstanbul'u sarar ki, balık pazarı meyha nelerinde bile dillere destan olur ve Mu hittin Paşa'mn adı sık sık eğlence y erle rinde ve içki sofralarında söylenir du
rur!
En sonunda -riva yetlere göre Saray dan gelen bir telkin üzerine- Muhittin Pa şa, k ızı Ruhiye'yi sevgilisi ile evlendi - r ir . Bu suretle her tarafta yarı g izli söy lenilen (Aman Adanalı, Yandım Adana lı) türküsü, aşikar olarak her köşeye ya y ılır . Hatta Erenköy'deki konağın bahçe sinde yapılan büyük düğünde, muzıka,her saat başı (Aman Adanalı!);yı ç a la r .. .
Leylâ-Mecnun aşkı kadar ateşli baş layan bu sevginin ilhamıdır ki, (Adana - l ı ! ) şarkısı o devrin udlarında musikile - şir. Y ıllarca İstanbul'un büyük konakla - rmın pencerelerinden sızan ud sesleri, Aman Adanalı'yı yılın türküsü haline ko - yar. Mazisi 75 seneye yaklaşan bu türkü, belki yaşantısı 75 asır devam edebilecek m illi bir şarkı haline g elir.
G elgeldim Adanalı Sadi bey, küçük- lüğündenberi alıştığı çapkınlığa, iç güve- yisi olarak girdiği köşkte de devam eder. Baldızlarının rivayetlerine göre, evle - rinde kadın hizmetçi barınamaz! B a ba kız bu üzüntülü hayata fazla dayana - m azlar. Ruhiye haramı, ra zı ederek,Sa di beyden a y ırırla r.
Sadi bey Ruhiye hanımdan sonra iki kezdaha evlen ir.tk in clsi Viyana Ti bir kadındır, üçüncü eşi Saraylı Hayriye ha nımdır.
Feshane Nazırının kızı Ruhiye ha - ram, Sadi beyden ayrıldığından mı, yok sa başka bir kederden mi, kurtuluşu o l mayan amansız hastalığa yakalanır. İlk Türk kadını olarak, kanserden Viyana'da ameliyat olur. Sonunda 35 yaşındayken ö- lür.
Ruhiye hanımın Adanalı şarkısı yü - zünden evlendiği Sadi beyle geçen mesut yıllarında tek çocukları dünyaya gelir. Bunun adı, Ekrem Muhittin Yeğen'dir.
Ekrem Muhittin Yeğen, Türk mutfa - ğımn ünlü bir üstadıdır. 9-10 sene evvel hayata gözlerini kapayan Ekrem Muhittin Yeğen'in Türk yemekleri ve Türk tatlıla r ı üzerine yazılm ış değerli eserleri va r- dır.
---— Y A R I N : ---ÇUKUROVA'DA İLK TİYATRO
A R A L I K
1975
gHBMHHHHHM KHHHaHnSHHHHHHM SHflHİ
Taha Toros Çukurova
Bayram için yazdı
T A H A
TOROS
KİMDİR
Kültür Tarihi A r a ş tırıcıs ı Taha Toros
0 Önlü kültür tarihi araftıncısı Toros'un Çukurova'da ‘ İlk tiyatro. ve ’ İlk labrıka, ko- nulu yazılarını da yarın ve öbürgün zevkle okuyacaksı nız..
Halen İstanbul'da ika - met etm ekte olan ünlü kül tür tarih i a r a ş tır ıc ıs ı ve y a z a r ı h em şeh rim iz Taha T o - ro s da, Çukurova B ayram 'm y a z a r la r ı arasında, arzu la - nan y erin i ald ı. Ramazan Bayramında ilk olarak yayın lad ığım ız Çukurova B ayram için sitayişkâ r ve teşvik edi c i intihalarını ifade etmek nezaketini gösteren T o r o s , is te k le r im iz i olumlu k a rşı - layarak, zengin arşivin de yeralan Çukurova ile ilg ili belgelerden s iz le r için g er - çekten nefis y a z ıla r h a z ırla dı.
Çukurova G a zeteciler Çfe m iyeti'nin bundan böyle y a yınlayacağı tüm g a ze te le
r-Deuam ı 10. Sayfada
Taha Toros İ9İ2 yı lında -o zatının Adana vi lâyetine bağlı ve bir say fiye yeri olan- (Cüİrk Xı_y
lası) nda doğdu. Babası I- le dedesi, Tarsus'un la - mnmış din bilginlerin - dendi,
Toros, ilk ve ortao - kulu Tarsus'ta okudu. İd se tahsilini Adana Ua yaptı. 1933 yılında İstan bul Hukuk Pakü İtesi 'nden mezun oldu. HUkd metçe gönderildiği P aris'te, 2 y ıl, araştırma ve incele melerde bulundu, İlmi tetkiklerini daha Bonraki yıllarda Fransa'da, İn giltere'de, İsviçre'de ve İtalya'da sUrdUrdü,
Memuriyet hayatı - na İstanbul'da Dil ve Ede biyat öğretmenliği . ile ba şlayan T o ro s, Maliye Tahsil Müfettişliği,.Ada na Ticaret ve Sanayi Oda sı Umumi Kâtipliği, Eko nomi ve Ticaret Vekâle ti Müfettişliği, İktisadi Tetkik ve Kontrol Heyeti Reisliği ve uzun yıllar Ticaret Bakanlığı Baş müfettişliği ile MUşa - vir Müfettişliği görevle rinde bulundu. 40 yılı a- şan bu hizmet devresin - den sonra -tüm çalışma larım, küçük yaştanberi sürdürdüğü ilmi tetkikle re vermek amacıvla-kcn di isteğiyle emekli oldu . Türkiye Turing ve Oto - mobil Kurumu Başkanve- killiği yaptı.
14 yaşında, ortaokul çağlarında, Çukurova ba sınında şiirleriyle lanı - nnnToros, ilk eseri olan fToros Demetleri)ııi y a yınladığı sıralarda Ada na Uiseslndc öğrenciydi. Bu küçük eser, yeni Türk harflerinin kabulün - den sonra, Çukurova'da ilk yayınlanan kitaptır.
İ930'dan 1955 yılma kadar Taha Toros'un va vınlanan la kitabı araştır
D eva m ı 10. Sayfada
"Am an Adanalı" türküsünde aşkları dile g etirilen Adana'lı Yeğenağazade Sadi bey ve sev g ilis i Feshane Nazırının k ızı Rukiye Hanım.. .
İLK
YAZI
3 .SAYFADA
“ AMAN ADANALI
YANDIM ADANALI,,
m h h m rAMAN ADANALI
Bas tarafı 1. sayfada
de seve se ve ve zevk duya - rak yazacağın ı b elirten Taha T o r o s , "Bu bana, halen uza ğında bulunduğum ve a rzu la d ığ ın d a içinde olam adığım , hayatım ın en mutlu ve an - la m lı günlerini yaşadığım Çu kurova ile tek ra r iç iç e o l
mak, kaynaşmak ve özlem giderm ek olanağını v e re c e k t i r . " dem ektedir.
Ü stad -Y azar Taha T o - ros'u n , Çukurova Bayram* - ın Kurban B ayram ı sayıla - r ı İçin h a zırla d ığ ı Uç y a z ı , Bayram günlerinizde zevk le okuyacağınız ve çok ilginç b ilg ile r edinm enize v e de pek çok düşüncelere varm anıza neden olacak konuları kapsar m aktadır.
tik y a z ı bugün 3. sayfa - m ız d a .. Çukurova 'nın ünlü türküsü : Aman A d a n a lı..
Y a rın : Çukurova'da ilk tiyatroyu kuran Şair V ali Z i ya Paşa ve ik i ünlü a k tö r..
3. Gün : ÇukurovaBa ilk fabrikayı k u ra n la r.. Ünlü
Fran sız Y a za rı Alphons Do - de'nln Çukurova'ya yerleşen a k ra b a la rı..
10
Taha TOROS
Baştarafı 1. sayfada
da (Tiirk Kadın Ş a irle r i), (Çu kurova Halk Ş a irle r i), (Şair Z iya Paşa'nm Adana V a liliğ i) (Tahtacı O ym ak ları), (Dadal- oğlu ), (Türk H a tip le ri), (Ada na R eh beri), (Atatürk'ün Ada na Seyahatleri) gibi b iyogra - fik An toloji, F o lk lo r ve " A n f niteliğinde bulunanlardan gay r i (Seyhan E fsanesi),(öO cak ) ve (Kaçkaç) gibi Çukurova M illi Mücadelesini konu alan k ita p la riy le , radyo'da ve H alkevlerinde oynanan e s er - le r i de v a r d ır . Ö ze llik le ünlü halk ozanı (Dadaloğlu) 'nu İlk tanıtanlardan olduğu g ib i, bu konuda ilk kitabı da T o r o s ya y ın la m ıştır.
Siyasi ve kültür tarih im iz le ilg ili konularda da darinça lış m a la rı bulunan Taha To- roshın h a zırla d ığ ı (G eçm işte T U rk-F ran sız İ liş k ile r i), (To- roslarda T ü rk lere e s ir dü şen F ran sız Komutanının anı la r ı) ile P a r is 'te ölen -v e T o - roshın yakın dostu olan - ünlü res s a m (F İK R E T M U A L L A ) adlı e s e r le r i F ra n sızca 'ya , (G eçm işte Tü rk-Ç in İlişld le - r i ) adlı e s e r i ile İn giltere K raliçesin in ülkem izi ziy a re ti sırasında yayınlanan (TUrk- İn giliz İlişk ilerin d e İlk T e m aslar) adlı in celem esi de İn g ilizc e'y e ç e vrilm ek ted ir.
4000'i aşkın b e lg e le rle do lu zengin dökümanlı b ir kü tüphaneye malik bulunan T o - r o s , Avusturya Hükümeti'nin daveti üzerine Viyana'da da in celem eler yapm ış, iki kez M ille tlera ra s ı kongreye ka tılm ış tır.
Toros'u n önümüzdeki yıl-r larda yayma h a zırla dığı ve 40 yıldanberi üzerinde ç a lış tığ ı e s e r le r arasında: (6 C lldlik Son A s ır Türk M eşhurları ) , (10 C ildlik Adana R ehberi), ( 3 C iltlik Çukurova A lim ve Şa - ir l e r i ) , (3 C iltlik Türk A ş i - r e t le r i), (2 C iltlik Çukurova - da M illi Mücadele), (Avrupa Müzelerinde Türk E s e r le r i), (Tanıdığım Ü stadlar), (Büyük Türk Dostu P ie r r e L o t i),(B lr Müfettişin Not D efteri), (Geç m işte Ermeni O la y la r ı), (Geç m işte TUrk-Balkan İliş k ile r i) (Sultan Ham id'in Oğlu Abit E- fencü'den D inlediklerim ), p u r bet Şehidi Prens Sabahattin ) ve (Jöntürklerin Avrupa'mdaki Y aşan tıları) gibi konular y er alm aktadır.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi