• Sonuç bulunamadı

"Hanedan" Alman basınında:Kanuni Sultan Turgut, Hürrem Sultan Semra

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share ""Hanedan" Alman basınında:Kanuni Sultan Turgut, Hürrem Sultan Semra"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

S

İS

“Hanedan” Alman basınında...

"Kanuni Sultan

Turgut, Hurrem

Sultan Semra"

Ahmet VURAL,

FRANKFURT, (Hürriyet)

“HALK FAKİRLEŞİRKEN ONLAR GÜÇLENDİ” K ü -Î

haberinde. Özal Ailesi ni toplu olarak gösteren büyük bir fotoğrafa da yer verdi. Fotoğrafla ilgili de, Cumhurbaşkanı Özal'ın çocukları Ahmet ve Efe nin borsa faaliyetlerini ve TV sahibi olarak genç yaşta servetlerine ser­ vet kattıklarını, kızı Zeynep'in de aynı dönemde zenginleşip, ANAP delegesi olduğunu yazdı. Özallar'ın tüm yaşamlarının hikaye edildiği yazıda, “Özallar döneminde Türk halkı fakirleşirken, Hanedan gittikçe güçlendi” denildi.

A

LMAN basını, genel seçimler sonucu AN AP'ın ikitardan in­ mesi üzerine "Hanedan" konu­ sunu, "Artık..geride kaldı" diye belirttikleri, "Turgut Ö zal döneminin ef­ sanesi" şeklinde ele alm aya başladı. Günlük gazeteler Ö zallar'la ilgili "Ma­ gazin ekleri" yayınlarken, ciddi Alman dergilerinde de "Hanedan'ın efsanesi­ ne" geniş yer verildi.

Frankfurt'ta çıkan Frankfurter Allge­ meine gazetesinin (FAZ) magazin ilave­ sinde ise özellikle Semra Özal'a ağırlık verilen yazıda "Hanedan efsanesi" oku­ yuculara anlatıldı. Gazetenin "8 sayfası­ nı ayırdığı" Semra Ö zal ve hanedanla ilgili ekinde, "Semra Özal-Madem ki bir sultanla yaşıyorum, öyleyse dediği­ mi yapacak" başlığını kullandı. Semra Özal'ın 20 yaşlarında

evleneceği bir erkek de bulabilmek umu­ duyla geldiği Anka­ ra'da daktilo olarak çalışırken, Elektrik İdaresi'nde görevli

Turgut Ö zal ile tanı­ şıp daha sonra evlen­ diği belirtilen yazıda,

Turgut Özal'ın 1980 yılında askeri yönetim döneminde "yüksel­ meye başjaması ile" Semra Özal'ın da

"zenginleşmenin ve sözü geçen kişi olma­ nın" zevkine varmaya başladığı ifade edileli. Gazete bütün çabala­ rına rağmen muhabiri

Erwin Koch'a röportaj için randevu verme- _ mekte direnen Semra Hanım'ın giderek kendisine

G

cumhurbaşkanı

Özal ailesine

' ‘H anedan Efsanesi"

başlığı ile m agazin

ekinde 8 sayfa

ayıran Frankfurter

A llgem ein e gazetesi,

Sem ra Özal'ın

kendine Kanuni

Sultan Süleyman'ın

eşi Hürrem Sultan'ı

örnek aldığını yazdı.

oğul Efe Özal'ın zenginliğinin, İstanbul Boğazı'na bakan evine "Türkiye'de as­ gari ücretin 30 katı tutarında" 7 bin Mark kira ödeyecek seviyeye vardığı da belirtildi. Semra Özal'ın oğlunu çok zengin bir işadamının kızı ile evlendirişi ve muhteşem düğün de anlatıldı.

Semra Özal'ın halk için çalışıyor gö­ rünerek, "Papatyalarının başında" çeşit­ li etkinlikler yaparken, fakir çocukları için düzenlediği sünnetlere bile önem vermediği kaydedildi. Hürrem Sultan'a

özenen Semra Özal'ın İnönü Stadyu- mu'nda düzenlenen binlerce çocuğun sünnet edileceği şenliğe ise Yıld ız Sara- yı'nda düzenlenen "ANAP milletvekili Şadan Tuzcu'nun oğlunun sünnetine katıldığı için" gitmediği, binlerce çocuk ve ailelerini saatlerce beklettikten sonra polis zoruyla evlerine yollattığı belirtildi.

FAZ de Semra Özal'ın eşine politik kararları konusunda baskı uyguladığını ye kendisinin AN AP İs­ tanbul Teşkilatı Başka­ nı seçilmesini sağladı­ ğını bildirdi. Turgut Özal'ın "Hamfendıye hoş görünmeyenleri cezalandırmasını" da sağladığını yazdı. "J.R. TU RG U T-M ISS ELLİE SEMRA" "Kanuni Sultan Süleyman'ın karısı Hürrem Sul- tan'ı" örnek alm aya başladığını, sultan gibi gördüğü Turgut Özal'a her istediği­ ni yaptırma eğilim ine girdiğini belirtti. 1980 yılından Turgut Özal'ın 1989 yı­ lında Cumhurbaşkanı oluşuna kadar

"Özal'lann servetinin önemli oranda artarak en azından 1 milyar liraya yük­ seldiği" de kaydedilen yazıda, Türki­ ye'de üç dil bilen bir tercümanın yıllık kazancı 8 bin Mark civarındayken,

Ö zal ailesinin yılda 440 bin Mark ka­ zandığı da yer aldı. Semra Özal'ın "Ü s­ tünlük hissinin, İngilizce bilmediği hal­ de Londra'da açılan Muhteşem Süley­ man Sergisi'nde İngilizce metin okuya­ cak kadar" ileri gittiği, bunun sonucun­ da yanlış telafuz ettiği "Yasa yapıcı" an­ lamına gelen Inrgilizce sözün "Aşk yapı­ cı" olarak anlaşılm asına neden oldauğu ve gülüşmelere yol açtığı da vurgulandı.

Turgut Özal'ın politik kariyeri ile birlikte

Ö zal ailesi ve yakınlarının servetinin bü­ yük bir hızla arttığı, bu arada küçük

Ünlü Alman dergi­ si Stern de, son sayı­ sında Hanedan'a 6 sayfasını ayırdığı ha­ berinde, Turgut Ö zal'a "Dallas'ın J.R.'ı", Semra Ö zal'a da "Miss Ellie"

benzetmesini yaptı. Cumhurbaşkanı

Turgut Özal'ı özet bölümüne kapak ya­ pan Stern, "Turgut Özal'ın sonu geldi mi", "Bir hanedan oyun oynadı (Ü ç ka­ ğıt yaptı)" başlıklarını kullandı.

. Fransa'dan 1 milyon mark ödenerek getirtilen, "Propaganda dahisi Jacques Seguela'nın" gayretlerine rağmen AN AP'ın seçimi kaybetmesi ile Hane- dan'ın artık "arpalık ve mevki endişesi­ ne" düştüğü belirtilen yazıda, seçmenin

"Türkiye'yi ailesinin malı olan bir sü­ permarket gibi yöneten" Turgut Özal'a "dersini verdiği" vurgulandı.

Turgut Özal'ın ülkeyi yönetirken, Dallas serisinin J.R'ına benzer oyunlara başvurduğu, Semra Özal'ın ise Miss El­ lie rolünü üstlendiği kaydedildi.

Stern yazısını, "Turgut Ö zal şimdi ar­ tık ya çocuk yuvası gibi tesislerin açılışı­ nı yaparak sürdürecek ya da bahçesine daha yeni elektrik direkleri diktirdiği Çankaya Köşkü'nü terk etmek zorunda kalacak" sözleriyle noktaladı.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Çar, sarayda kendini Çar sanırken dünyanın yü­ zünü değiştirecek bir devrimin eli kulağmdaydı, onun haberi bile yoktu.. Sadece Çar’m mı haberi yok­ tu,

Ama kuru yaprakların arasına sıkışmış, iki buğulu göz gibi si­ hirli iki üzüm tanesi onu bekliyordu sanki.. Kavi inancı dolayısiyle içine, sıcaklarda

1950’- lcrin sonunda Almanca dil kurslarını başlatan, daha ileri yıllarda da Tiirk- Alman kültür işbirliği ko­ nusunda yoğun çalışmalar başlattı. Anhegger,

Kâmil Paşaya karşı besle­ diğim derin hayranlığın en büyük hikmeti ise 10 Tem­ muz inkılâbından sonra —ev­ velce de olduğu gibi— evi­ mizde İkdam

L.um huriyet hükümetinin seçtiği son Halife Abdülmecid Efendi, yağlıboya tablolarına kızını ve saray kadınlarını son derece modern ve başları açık

Almanya'da büyük muharrir, büyük sanatkâr, bü­ yük alim yetişmemesi fikir hürriyetinin yokluğun- dandır. Fakat kimbilir, belki de bunun böyle ol­ ması

Amiral Don llugo de Moneada,, Hızır Bey bu teklif karşısında hiç tereddüt göstermiyor ve nıa:- yetile birlikte kaleyi son neferi, ne kadar müdafaa

Vergi psikolojisiyle ilgili yapılan araştırmaların birçoğunda mükelleflerin vergiye karşı gösterdikleri tepkilerin nedenleri incenmiş ve bu tepkilerin temel nedenleri