• Sonuç bulunamadı

Operanın genç kadrosu sahnede

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Operanın genç kadrosu sahnede"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

17 Ş U B A T 1988

KÜLTÜR

MÜZİK

FİLİZ ALİ

D o n izetti’den “R ita ” Wolf-Ferrari’den “Susatm a’nın Sırrı”

Operanın genç kadrosu sahnede

"SU SAN N A’ NIN SIRRI” — Önder Gökseven’in sahneye koyduğu, Ermanno Wolf-Ferrari'nin "Susanna'nın Sırrı” operasında Bariton Sedat Ûztoprak, Kont Gil'i oynuyor. Öztoprak'ın nitelikli bir opera sesi var. Sahnesi de daha esnekleşmiş ve rahatlamış. Sevil Yarar da "Susanna’ nın Sırrı” nın sanatçıları arasında.

Atatürk Kültür Merkezi Konser Salonu’nda pek keyifli iki kısa opera oynanıyor. Donizetti ve Wolf- Ferrari’nin birer perdelik komik operaları, “ RİU” ve “ Susanna’nın S im ” , opera repertuarının ön­ de gelen, yankılar uyandıracak eserleri değil elbet­ te, fakat opera ile yeni tanışan müzikseverler için hoş bir başlangıç sayılmalı. Her iki eserde de ope­ ranın genç kadrolarına sahneye çıkma olanağı ta­ nınmış. 12 şubat cuma akşamı Donizetti’nin komik operacığı “ Rita” da Rita rolünü üstlenen Çağnur Gürsan ilk kez profesyonel olarak sahneye çıkıyordu. Beppe’de Timur Doğanay da genç kad­ rolardan, Gasparo’yu ise deneyimli opera ve ope­ ret oyuncusu Ferdi Atuner canlandırıyordu.

“ Rita” mn konusu sabun köpüğü aslında. “ De­ niz kazasında öldü sanılan ilk kocası Gasparo’- dan çok çeken otelci kadın Rita’nın, hıncım ikinci kocası Beppe’den alması ve öldü sanılan birinci kocanın aniden dönüp işleri karıştırması..” diye

özetlenebilir bütün opera. Sevimli, hafif müziğiyle dinleyeni yormayan bir müzikli-tiyatro örneği.

Eseri sahneye koyan Sümeray A nm an, tiyatro öğesine, oyuna önem vermiş, iyi de etmiş. Konu­ yu günümüze aktarması da hiç garip kaçmıyor. Abartıya meydan vermeden ön plana çıkarılan

“ fars” ya da “ buffa” öğeleri, mizansenin hızlı

temposu, müzikle oyun arasında hiçbir boşluğa meydan vermeden operanın akıp gitmesini sağlı­ yor. Eserin yorumunun tümünde acemilikler yok değil. Kaçırılan replikler, bir türlü vazoya yerleş- tirilemeyen çiçekler, oyunun sevimliliğine zarar vermese de profesyonel bir temsilden daha çok amatör bir çalışma izlenimi uyanmasına yol açı­ yor. Çağnur Gürsan temiz entonasyonu ile öğren­ cilik yıllarından bu yana epey aşama göstermiş. Bundan böyle sahne üzerinde deneyim kazanma­

sı gerek. Timur Doğanay ve Ferdi Atuner, Rita’-

dan kurtulmak için topu birbirlerine atan iki kocanın komiğini tam dozunda ortaya çıkararak oyunun zevkle izlenmesine katkıda bulunuyorlar.

“ Susanna’nın S ım ” da tek perdelik bir opera

b u ffa . Bestecisi E rm anno W o lf-F errari (1876-1948), babası Alman, annesi İtalyan oldu­ ğundan ilk gelişme yıllarında iki cami arasında bî- namaz kalmış. Müzik öğrenmek için gittiği Münih’te Wagner’in “ Siegfried” operasını din­ leyip beyninden vurulm uşa dönen W olf- Ferrari’nin Wagner hayranlığı, yaşı ilerledikçe Wagner nefretine dönüşmüş. “ Meraldi Kadınlar” ,

“ Madonna’u n Mücevherleri” , “ Susanna’nın Sim ” gibi buffa, yani komik operalarla tam bir

Wagner karşıtı kesilip kendine Un yapan Wolf- Ferrari’nin ltalyanlığı Almanlığına baskın çıkmış böylece.

Wolf-Ferrari’nin müziği Donizetti’ye oranla çok daha karmaşık; yer yer deneyci, cesur, eklektik

ve esprili. Operanın konusu “ Sigaranın zararları

kampanyası” na ters düşecek korkarım; “ Evin­ de tütün kokusu keşfeden kıskanç koca Kont GU, eşinin kendisini aldattığından kuşkulanır. Oysa eşi­ nin sim çok masumdur. Kocasından gizli gizli si­ gara içmektedir, o kadar. Kont eşini affeder, birlikte sigaralarını tüttürerek odalarına çekilir­ ler.”

Susanna’yı İstanbul Devlet Operası’mn genç ele­ manlarından Süzan Kızıklıoğlu, kocası Kont Gil’i ise bariton Sedat Öztoprak canlandırıyordu 12 şu­ bat temsilinde. Sessiz bir rol olan uşak Sante’de

Tank Çakar başarılıydı. Operayı sahneye koyan Önder Gökseven yer yer çok hareketli, hatta te­

laşlı, yer yer de durgun rejisiyle müziğin akışını dengeliyordu.

Süzan Kızıklıoğlu’nu öğrenciliğinden bu yana ilk kez dinliyorum. Epey ilerlemiş, daha bilinçli müzik öğrenmiş, sesinin özellikle orta tonları dol­ gunlaşmış, koyu bir renk kazanmış. Tek eksiği, nefesini yeterince ayarlayamaması. Nefes doğru olmayınca sesin de yerini bulamaması, cılızlaşması

doğal. Yine de böyle bir partinin üstesinden gele­ rek, geleceğe ışık yakıyor Süzan. Sedat öztoprak’- ın nitelikli bir opera sesi var. Sahnesi de daha esnekleşmiş ve rahatlamış. Sanırım, bu rahatla­ mada rejinin de etkisi olsa gerek.

Her iki kısa operada rol alan sanatçıların göz ardı etmemeleri gereken ortak kusurları, sözleri­ nin yeterince anlaşılmaması. Aslında Türkçe, şarkı dili olarak çetrefil bir dil, ama sessiz harfleri ağ­ zın içinde yuvarlamak yerine dudaktan, yani ön­ de söyleme temrinleri ile sesin de öne gelmesi pekala sağlanabilir ve sözler daha iyi anlaşılır böy­ lece.

Operaların müziği ufak bir üfleme çalgılar gru­ bu için yeniden düzenlenmiş. Bu küçük toplulu­ ğu piyanodan şef Selman Ada yönetiyor. Elverişsiz koşullarda herkes elinden geleni yapıyor kuşku­ suz.

“ Rita” ve “ Susanna’nın Sim ” temsillerini bi­

rer ‘opera stüdyosu’ çalışması olarak ele alıyor ve değerlendiriyoruz. Daha çok prova ve temsille de­ neyim kazanacaklarından kuşkumuz yok, şimdi­ lik çabalarını candan kutluyoruz.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Günlük yaflam›m›zda genellikle an› foto¤ra- f› çekmek için kulland›¤›m›z makineler poz (›fl›klama) süresi, diyafram ayar›, beyaz denge- si ve odak ayar›

Ahmet Vefik paşadan önce bizim memlekette yer elması diye bir sebze bilinmiyordu. Okumaktan, yazmaktan başka ken- .isinin en büyük merak) bahçe ve öte beri

Fakat bir kaç gün evvel, şimdi saçları ağar­ mağa başlıyan bu eski misafir bizde kaldığı zamanlara ait bir resmini ba­ na gösterdi, ve hayretle gördüm

Hayır, maalesef apartımanda değil efendim ...(Kuvvetle) Gelecek, gelecek efendim. beyefendimiz, masayı kaç kişilik ferman buyu­ rursunuz?... Evet, biz, karımla ben,

Dolayısıyla yukarıda zikrettiğimiz dönemin önemli menzillerinin kaynaklarda adlarının geçmemesinden dolayı söz konusu kalenin Eumeneia'da (Işıklı) aranması

Usually acetazolamide is well tolerated, and sometimes this treatment may be associated with anorgasmia and this effect is thought to be dose related.. Organic impotence has

Çalışma evreni olarak; Yüksek Öğretim Kurulu, Yayın ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı’nın “Ulusal Tez Merkezi” bölümünde yer alan ve yazarların yayınlanmasına

Şu an elimde Taha Toros tarafından ka- vali ve nazır olan Ali Münif Bey, mütareke- leme alınan Ali Münif Bey'in Hatıraları isimli..