• Sonuç bulunamadı

Tütengil'i anarken

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tütengil'i anarken"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ARADA BİRİ

BURHAN ŞENATALAR

Tütengil'i Ananken

' ^

1966-67 ders yılında, demek ki tam ötuZyîl ön­ ce, İÜ İktisat Fakültesi’nin ikinci sınıf öğrencileri, sosyoloji dersinde Doç. Dr. Cavit Orhan Tüten-

gil’le tanıştılar. Kısa boylu, sakin, ciddi, mesafeli ve

saygı uyandıran bu hoca, önce zaman konusunda­ ki titizliğiyle dikkati çekti. Zil çalmadan sınıfın kapı­ sına geliyor, zille birlikte sınıfa giriyor, zincirli saati­ ni kürsüye koyuyor, dersini düzgün ve özenli bir Türkçe ile anlatıyor. Konusu, azgelişmişliğin sosyo­ lojisi idi. Doğal olarak Türkiye’nin sorunları üzerin­ de duruyor, öğrencileri düşünmeye özendiriyor, il­ gililere ödev yaptırıyordu. Bir raslantıyla lise öğren- cisiyken Tütengil’in Prens Sabahattin adlı çalışma­ sını okumuştum. Hemen ödev yapmaya talip ol­ dum ve sanırım odasına ilk kez gidişim ödev konu­ su saptamakamacıylaydı. Daha sonra Cavit Bey’in rahmetli Oğuz Arı ile yürüttüğü “İstanbul’a Göç ve

Çalışma hayatına intibak” araştırmasında anketçi

olarak çalışmıştım. Asistanlık yıllarımda ise Cavit Bey’le daha sık görüşme olanağı buldum. Kendi­ sini biraz daha tanıdıkça, mesafeli dış görünüşü­ nün ardından çok sıcak ve esprili bir yanının oldu­ ğu ortaya çıkıyordu.

Cavit Bey her zaman nesnel (objektif), ilkeli ve tu­ tarlı olmaya büyük bir özen gösteriyordu. Göste­ rişten uzak ve son derece alçakgönüllüydü. Ken­ disini son görüşüm, rahmetli Ümit Doğanay’ın vu­ ruluşunun ertesi günüydü. Saygıdeğer Nuri Kara-

can’ın odasında bir grup öğretim elemanı toplan­

mış, bir basın bildirisi kaleme almaya çalışıyordu. Oda kalabalıktı. Metnin bir yerinde kapı tarafından gelen bir ses bir düzeltme yaptı. Bu, Cavit Bey’di. Hepimizden büyük olmasına karşın kenarda dur­ mayı ve her zaman yaptığı gibi gereken yerde, ge­ rektiği kadar konuşmayı seçmişti. Birkaç hafta geç­ meden Doğanay’la aynı yazgıyı paylaşacağını o anda herhalde kimse düşünmemişti.

Cavit Bey çalışkanlığına ve başarılı yapıtlarına karşın, solculuğu nedeniyle ilk başvurusunda pro­ fesör yapılmamıştı. O gün Profesörler Kurulu’nun kararını bir odada birlikte beklemiştik. Olumsuz ha­ beri soğukkanlı ve olgun bir tavırla karşıladı. Ancak bu tavrın arkasında azimli, kararlı, savaşımcı bir ki­ şilik yatmaktaydı. Toplumsal değişimin ağır bir sü­ reç olduğunu ve savaşım gerektirdiğini en iyi bilen­ lerdendi. Bu bilinçle yorulmadan, usanmadan ya­ zıyor, konferans ve panellerde konuşuyordu.

1979 yılının sonunda Tütengil ve Doğanay neden hedef seçilmişti? Kararı kim vermişti? Cana kıyıcı­ lar (katiller) kimlerdi? Bu soruların kesin yanıtlarını bugün de bilmiyoruz. Ülkü ocaklarına üye kişiler­ den olabileceği gibi devlet içindeki bazı odaklarda olabilir. Doğanay ve Tütengil’in ortak yanları ilerici, demokrat kişilikleri ve oldukça geniş kesimlerde tanınmaları ve sevilmeleri idi. Dolayısıyla vurulma­ ları büyük bir etki yarattı, aynı zamanda kimi çev­ relerde tedirginlik ve yılgınlığa yol açtı. Türkiye ve İstanbul Üniversitesi iki dürüst ve değerli evladını yitirmiş, karanlık çeteler ise hedeflerine bir adım daha yaklaşmıştı.

Tütengil’in 17 Ocak 1921’de Tarsus'ta başlayıp 7 Aralık 1979’da (yarın 17. öldürülüş yıldönümü) Le­ vent’te sona eren yaşamı bir onur öyküsüdür. Son yılların rüzgârları ve "yükselen değerleri” karşısın­ da, dostlarının ve öğrencilerinin Tütengil’i bugün daha çok aramaları ve özlemeleri doğal değil mi?

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

• Laktoz; Birbirine bağlanmış bir glikoz ve bir galaktoz molekülünden oluşur.Süt şekeri olarak bilinen laktoz; süt, yoğurt, dondurma ve peynir gibi süt ürünlerinde

Buf- fington (bu husus tartışmalıdır, zira New-York Tribüne gazetesinin gökdeleni 1872-1875 yılları arasında mimar Richard Moris H-unt, tarafından yapılmıştır), bu

Erdal İnönü ile çok sayıda siyasetçi, gazeteci, yazar ve kalabalık bir topluluk katıldı.. Tantan ve İnönü, cenaze namazı sırasında en ön sırada yan yana

Zar, üzerinde küçük delikler ve deliklerin içinde de sıvı kristaller ve boya olan sert bir plastik malzemeden oluşuyor.. Mor ışık yüzeyi aydınlattığında boya

yüzyıldan itibaren Sabar/Sibir, Avrupa Hun, Hazar ve Oğuz gibi Türk toplulukları tarafından akınlara maruz kalmış bir bölgedir. Türkistan’dan Anadolu’ya

Tanı koyma yöntemlerinde sıklık sırasına 17 olgu (%38,6) ile mediastinoskopi olurken, di- ğer tanı yöntemlerini bronkoskopik transbronşial biopsi 11 olguda, klinik ve

1) Yalvaç Ural’ın “Sincap” Adlı Eserinde Hayvan Sevgisi Değeri Yazar “Sincap” adlı şiiriyle hayvan sevgisi evrensel değerini dolaylı olarak ak- tarmaktadır (s.1):..

Billboard, Bireysel ve Kurumsal Web Tasarımı, Tasarım İçeriği Danışmanlığı, Online Katalog, Ürün Fotografçılığı, Stratejik iletişim Çözümleri Marka