XBir üzülüş
V
iyana d an ayrılm ak üzere olduğum a üzülüyorum. B ütün g ö z ve g ö n ü l ra h a tım kaybedeceğim. Bu koskoca şehirde geldiğim günden beri bir tek hoparlör ve klakson sesi duymadım.İsta n b u l’u n b ü tü n bahçeleri, kazinoları, kahveleri, dolm uşları, plâk d ü k k ân ları hoparlör çığlığı içinde.
Caddeleri, a rk a sokakları dolaştım . Yerlerde bir çöp parçası görmedim. P a rk la r ve bahçelerle dolu şehirde ağ açlar y ap rak ların ı dökm üştü. Gezinti yolları üstünde bir tek yaprak görm edim .
İsta n b u l’da h e r evin önünde kediler ta ra fın d a n soka ğa devrilen çöp tenekeleri. K okan süprüntüler.
Bir tek kişinin yere tükü rd ü ğ ü n ü görmedim.
İstan b u l’da Beyoğlu Caddesinde bile tükürenler, süm - kürenler, gece ayrıca kusanlar.
İşp o rta nedir, un u ttu m .
İsta n b u l’un yaya kaldırım ları değil, S ultanham am ı ark asın d a otomobil yolu bile işportacılarla dolu. Beyoğ- lu ’n d a yaya kaldırım ı üstünde balık satışı.
Yaya kaldırım ları geniş. Birçoklarının ken arları b ah çe ve oturm a sıraları.
Bizim M oda’n ın y an sokaklarında ve caddelerinde bi le yaya k aldırım larını a ra b a la r veya yapı malzemesi k ap lam ıştır. Hiç bîr caddede ra h a tç a yürüyemezsiniz.
S aatin i açm ıyan, pazarlıkla kalkan hiç bir taksi gör medim .
İsta n b u l’da sa a tin i açan, pazarlıksız yola çıkan tek tak si yok.
Hiç bir kahvede bir m asad an öbür m asaya konuşm a sesi geldiğini işitm edim .
Bizim to p lan tı yerleri, kulüpler bile birer havra! Bizim kaldırım gençliğinden hiç bir m isale ra stla m a dım. G österileri de «efendice!»
İstan b u l’da kolkola girerek otomobil yolu kesmeler. İkisi üçü bir aray a geldi mi, bağrışm alar, sövüşmeler.
Yeni eski a p a rtm a n la rd a hiç bir yeraltı katı, dam ü stü k a tı görmedim. Her a p a rtm a n ın a lt k a tı hizm et kıs m ına ve a p a rtm a n la r için eşya odalarına ayrılm ıştır.
Bizim, yaya kaldırım larını yararak ay d ın lan an m ezar k a tla n hatırım a geldi.
M ahallemizde bir kilise var. Kapısı önünde özel a r a balar. Gelen giden kıravatlı, giyimli hanını ve efendiler. Çünkü kilise kendi şa rtla rın ı m edenî h ay at ş a rtla rın a uy d u rm u ştu r.
Bir de bizim cami kalabalığını düşünün. Bir başkası nın ayağını koyduğu yere bu hijiyen asrın d a başkasının yü zünü koymaması için yapılan secdelikler bile son yobazlık furyasında kaldırılm ıştır.
• * •
E
vliya Çelebi’nin Viyana yolculuğunu okuyunuz. Aynı özlemli kıyaslam aları göreceksiniz. V iyana ile İs tanbul asırlard an beri birbirinden m edeniyetçe bu k ad ar farklı idi.SON
FALİH RIFK I ATAY