-r r
? 3 > CH â m id in ö lü m ü m e m le k e tte m illî bir y a s o ld u En büyük şairimiz Abdülhak Hâmit,
Edebiyat tarihimizde doldurulamıyacak kadar büyük bir boşluk bırakara’k ebedi yete göçüp gitti..
Dâhi şair, 12 Nisan gecesi saat birde gözlerini hayata yummuş ve Türk milleti onun şahsında Türk edebiyatının en bü yük simasını kaybetmiştir. Ölümü ile en küçüğümüzden en büyüğümüze, Atatürke kadar bütün milleti ağlatan Abdülhak Hâmit, 1851 yılında Boğaziçinde Bebekte doğdu; Kollejde İngilizce ve Fransızca okudu; Şark ve Garbin Arapça, Farsça, İngilizce ve Fransızca gibi önemli kültür dillerini öğrendi.. Babası tarihçi Hayrul- lah Efendi Tahranda ölünce Istanbula döndü ve ilk eserlerini vermeğe başladı. Abdülhak Hâmit Tahrandan dönüşünde Istanbulda Nam ık Kemalle, Şinasi ile tanıştı ve bir müddet kaldıktan sonra he nüz 25 yaşında iken Paris sefaretine kâ tip oldu. Daha sonraları terfi ederek Londra sefareti başkâtipliğine tayin edi len Hâmit, Bombay, Golos, Poti şehben derliklerinde bulundu; M adrit, Brüksel ve Viyanada uzun müddet kaldı. Büyük Şairin en son memuriyeti Brüksel sefir liğidir. Avrupadan A yan âzalığile
Istan-bula döndü ve bir müddet sonra da T ü r kiye Büyük M illet M eclisi azalığına se çildi.
Avrupada bulunduğu yıllar içinde kültürü kendi içinde yuğuran ve Garp edebiyatından aldığı ilhamla Türk ede biyatına eşsiz eserler veren bu büyük baş, yaşadığı yıllardan çok fazla fayda landığını bu ölmez eserlerde ispat et miştir.
Hâmit, en büyük eserlerini en derin ıztırapları yaşadığı zamanlurda yazmıştır. Meselâ ilk eşi Fatma hanımı Bombaydan dönerken kaybettiği zaman Türk edebi yatının şaheseri olan “ M akber „ doğdu ve bu eserle Fatma Hanımın ruhu Hâ-
mitle birlikte ebediyete yükseldi. Bir
kütüphane teşkil eden eserlerinden Eşber, Tezer, Tarık, Finten, Nesteren, A b d u l lah Şagir, T a y fla r Geçidi, Duhteri H in du, içli kız., en meşhurlarıdır.
Şairin, temsil edilmekten ziyade okun mak için yazılmış eserleri dramatiktir. M evzularını tarihten alan bu eserler, memleketimizde modern Garp edebiyatı nın örneklerini vermiştir. V e bizi eserle rde bugün mensup olduğumuz Garp me deniyetine yaklaştıran Hâmit, dünya
öl-21
çüsünde birinci plânda gelen yaratıcı bir beşeriyet şairi tipini temsil eder. Ölümü memlekette millî bir matem olan büyük dahî; son gününe kadar hayata yeni bir değer katmak enernejisile tükenmiyen il hamlarını Türk nesillerine vermek için çırpınmıştır. Son bir eseri için çalışıyor ve okuyordu...
Hayatı, eserleri ve son günlen insan lık için bir ders olan büyük şairin ölüm şayiası memlekette acı bir şaşkınlık ha linde yayıldı. Büyük bir acı duyan A ta türk, bu kara günün matemine iştirak
etmek maksadile yaverini göndermiş;
kara törene on binlerce genç, ihtiyar, asker, üniversiteli., ve halk iştirak etmiş; sokaklar geçilmez, tramvaylar insan al maz, arabalar yürümez olmuş; ve dâhî şairimizin, cenazesinin kalabalık olması nı isteyen vasiyeti istediğinden fazlasile yapılarak ruhu şadedilmiştir...
H Â M İ D Î B Ü T Ü N M E M L E K E T
S A Y G I İ L E A N D I
Nisanın 21 inci günü Abdülhak Hâ- mit için memleketin her tarafında tören ler yapılmış ve bu törenlerde derin saygı hislerile anılan dâlıi şanımızın hayatı ve eserleri hakkında konferanslar verilmiştir.
21 Nisan Çarşamba günü akşamı
Edirne Halkevinde de büyük bir tören
yapılmıştır . Törende Başmüşavirimiz
Sabri ö n e y , vali Osman Şahinbaş, M ü fettişlik ve vilâyet erkânı, memurlar, öğ retmenler ve halkevinin salonlarını hın cahınç dolduran ve taşıran çok kalaba lık bir halk kütlesi hazır bulunmuştur.
Törene İstiklâl marşilc başlanmıştır. Marştan sonra K ız Öğretmen okulu ede biyat öğretmeni Cahide Boran; şairin ha yatını çok canlı bir surette anlatıyor ve Hâmidi tanıyan ve tanımayanları heye canlarla sarsarak büyük ölünün büyük hatıralarını kafalara ve gönüllere işliyor.
Cahide Borandan sonra kürsüde fel sefe öğretmeni Z iy a Somarı görüyoruz. Z iy a Somar, daha söze başlarken dinle yicileri kuvvetli bir edebiyatçı ile karşı karşıya bulunduklarına inandırıyor ve herkesin dikkatini üzerine çekiyor.
Hâmidi ve eserlerini Z iy a Somarın ağzından bü3^ük bir zevkle dinledikten sonra lise, kız ve erkek öğretmen
okul-22
larile şan’at ve orta okullarımızın öğren cileri Hâmidin eserlerinden bazı parçala rı kusursuz denecek kadar büyük bir muvaffakiyetle okuyor, temsil ediyor ve dinleyenlere hakikî bir Hâmit gecesi y a şatmağa muvaffak oluyorlar.
Cahide Boranın bir tablo seyrettirir gibi dinleyicilere büyük bir muvaffaki yetle dinlettiği Hâmidin hayatı halikın
daki konferansının baş tarafından bir
parça ile Z iy a Somarın başından sonuna kadar bir çağlayan gibi akarak gönülleri tutuştnran “ Hâmid ve eserler „ konulu konferansının zabtedebildiğimiz bir par çasını aynen aşağıya koyuyoruz;
Cahide Boranın konferansından bir parça:
“ Bu gece bizi bu çatının altında top layan bir gönül acısının müşterek bağları ve müşterek elemleridir. Biz bu gece bu rada büyük bir san’at kudretinin çökü şünden duyduğumuz acıyı taziz etmek, büyük Hâmidin çok büyük hatırasını hep birlikte anmak için toplandık. O Hamit ki altmış beş yıl müddetle Türk edebi yatının en büyük siması olarak tanınmış ve bu hüküm bir an olsun aksamamıştı. Altm ış beş vıl o. eserlerde gönüllerimizi hisli birer saz gibi inletti, kafalarımızı işletti, düşündürdü. Y an i Hâmit, bir fi kir dünyasını ne kadar kendine bağlamak lâzımgelırse öyle bağladı. Tam altmış beş y ıl isyankâr ruhlar onun mısralarında sükûnet buldu, yine onun mısralarında kaç mütevekkil gönül dalgalandı, kabar dı ve köpürdü.
Bir asra yakın bir zaman Türk ben liğine tâ kökünden böjdece hâkim olan Hâmidin, bugün her fani gibi bir avuç toprağa kalbolmakta olduğunu düşünür ken gözlerimde yaş yok; hattâ gönlümde bile büyümüş, katılaşmış bir ıztırap d u y muyorum..,,
Z iy a Somarın konferansından bir
parça .
“ Hâmit; san’at yuvasını şurada deh şetli bir yarıkla ayrdıp çatlamış, şurada bir uçurumun baş döndürücü ağzının ke narını kıvrıla kıvrıla çevirip kaplayan, şurada tarif edilmez bir güzelliğin derin, ezici sihiri içine işlenmiş bir y a y la y ı ku caklarken, beride sert, diş diş ve keskin sıçrayışlar içinden sivrilmiş bir kayalığın üstüne yaptı. Ona kanatlarının o geniş
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi