• Sonuç bulunamadı

Fen ve sosyal bilimler alanında yapılan okunabilirlik çalışmalarının karşılaştırmalı olarak incelenmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Fen ve sosyal bilimler alanında yapılan okunabilirlik çalışmalarının karşılaştırmalı olarak incelenmesi"

Copied!
19
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

103

FEN VE SOSYAL BİLİMLER ALANINDA YAPILAN OKUNABİLİRLİK ÇALIŞMALARININ KARŞILAŞTIRMALI OLARAK İNCELENMESİ*

Turan TEMUR 1

Müfrettin Murat SARI 2 Buket Dedeoğlu ORHON3

ÖZ

Bu çalışmanın amacı fen ve sosyal bilimler alanlarında yapılmış okunabilirlik kavramı ile ilgili araştırma sonuçlarının etkinliklerinin karşılaştırmalı olarak incelenmesidir. Araştırmada öncelikle Türkiye’de yapılmış okunabilirlik çalışmaları incelenmiştir. Bu inceleme sonucunda akademik çalışmalar okunabilirlik formüllerini uygulama ve formül geliştirme şeklinde sınıflandırılmıştır. Doküman incelemesine dayalı olarak yapılan bu araştırmada fen ve sosyal bilimler alanlarından dörder olmak üzere toplam sekiz çalışma incelenmiştir. Elde edilen bulgulara göre hem Türkçe için geliştirilen okunabilirlik formülleri hem de yabancı bir dilden Türkçeye uyarlanan formüller okunabilirlik düzeyi açısından tutarlı sonuçlar vermemektedir.

Anahtar Kelimeler: okunabilirlik, okunabilirlik formülleri, ders kitapları

THE EVALUATION OF READABILITY STUDIES IN SCIENCE AND SOCIAL SCIENCES

ABSTRACT

The aim of this study is the evaluation of the investigation results about readability studies performed on the pure science and social science. In the first step of the study, the readability studies in Turkey were focused on. Secondly, these studies were classified as application studies and formula development studies of readability. Four pure science and four social science studies were investigated using document analysis. Finally, readability formulas developed for Turkish were compared with other readability formulas modified from foreign languages to Turkish.

Keywords: Readability, readability formula, textbooks

Makale Geliş Tarihi: 18.04.2011 Makale Kabul Tarihi: 20.05.2011

1. GİRİŞ

Okunabilirlik kavramı fen bilimlerinden sosyal bilimlere geniş bir çalışma alanında ele alınır olmuştur. Farklı disiplinlerde (Türkçe, sosyal bilgiler, kimya, fen bilgisi vb.) okunabilirlik çalışmalarının artışı, gerçekte alan yazınının okurları tarafından anlaşılabilir olması hedefine dayandırılabilir. Bu durumda anlaşılır

* Bu makaledeki görüşler yazarlara aittir, TSK’nin görüşlerini yansıtmaz. 1 Dr.,Dumlupınar Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Türkçe Eğitimi Bölümü, Kütahya. 2 Dr.,Dumlupınar Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Türkçe Eğitimi Bölümü, Kütahya. 3 Kara Harp Okulu Dekanlığı, Ankara.

(2)

104

olmak ya da okunabilir metinler üretmek hemen her disiplinin sorumluluğu olmuştur. Ancak bu sorumluluğu yerine getirmek hiç de kolay görünmemektedir. Çünkü okunabilirlik çalışmaları bir metin içerisindeki dil unsurlarını (hece, kelime, cümle) kullanarak o metnin hangi yaşa veya sınıfa uygun olduğu konusunda kestirimde bulunmaktadır. Dolayısıyla ele alınan dilsel değişkenler metin hakkında bir fikir ortaya koysa da kesin bir yargıya varması olası görünmemektedir. Fakat bütün bunlar bu alanda yapılacak çalışmaların durdurulması anlamını taşamamaktadır. Tam aksine çalışmalar ilerledikçe farklı değişkenler, örneğin kelime listeleri eklendikçe bir metnin okunabilirliği üzerinde daha güçlü kestirimlerde bulunmak olası olacaktır.

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

Okunabilirlik daha çok kurumlar arası yazışmalarda, askerî teşkilatlarda, sağlık şirketlerinde kullanılmış olsa da şimdilerde araştırmacı dilcilerin ve bilim insanlarının kullandığı, üzerinde çalışmalar yaptığı bir kavram haline gelmiştir (Goldbord, 2001). Okunabilirlik formülü ilk olarak Lively ve Pressey (1923) tarafından kullanılmıştır. Ancak metinlerin özellikle de felsefi metinlerin seviyelerinin belirlenmesi uzun bir tarihi geçmişe sahiptir. Örneğin 1836’da McGuffy kitapları zorluk derecesine göre bir sınıflamaya tabi tutmuştur. Bu sınıflamanın objektif ilkeleri olmasa da Amerika Birleşik Devletlerinde uzun yıllar kullanılmıştır (Edward, 2002).

Okunabilirlik çalışmalarının temel amacı dilin daha anlaşılır olmasını sağlamaktır. Bir metnin anlaşılabilirliğini sağlayan unsurlardan biri de sözcüktür. Dolayısıyla metinde birey için bilinmeyen sözcük sayısının çok olması metnin okuyucu tarafından zor anlaşılması anlamına gelmektedir (Chall, 1988).

Alan yazınında okunabilirliğin anlamına ilişkin pek çok farklı tanım bulunsa da genel olarak tanım içerikleri benzerdir. DuBay’a (2004) göre okunabilirlik bir metnin kolay anlaşılır olup olmamasıdır. Bezirci & Yılmaz’a (2010) göre ise “okunabilirlik herhangi bir dildeki metnin okuyucu tarafından kolay takip edilebilir olup olmadığı bilgisidir. Bu bilgi, söz konusu dilde hece, kelime ve cümle sayılarının birbirleri arasındaki ilişkileri temel alan bir takım karakteristik özelliklerin göz önünde bulundurulması ile elde edilmektedir.”

(3)

105

Yazıcı ve Temur’a (2007) göre okunabilirlik kavramına ilişkin alan yazınında bazı eleştiriler yapılmaktadır. Söz konusu araştırmacılar okunabilirlik fomüllerinin uygulanmasına ilişkin yapılan eleştirilerin yeni formüller veya okunabilirliğin değerlendirilmesinde yeni kriterler oluşturulmasında ön ayak olacağı görüşündedirler. Formüllere yapılan eleştiriler aşağıdaki gibidir:

1. Nicel verilere dayalı olması,

2. Okuyucudan kaynaklanan faktörlerin dikkate alınmaması, 3. Okunabilirlik seviyesi konusunda ihtilaflı görüşlerin olması, 4. Her metin türüne uygulanamaması,

5. Görsel öğeleri formül dışında tutması,

6. Bir formülün aynı kitapta farklı sonuçlar vermesi, 7. Farklı formüllerin aynı kitapta farklı sonuçlar vermesi, 8. Metnin genel ahenginin bozulmasına sebep olması, 9. Evrensel olmamaları.

Her ne kadar okunabilirlikle ilgili çalışmalar ülkemizde kısa bir geçmişe sahip olsa da formüller metinlerin veya kitapların sınıf seviyesine uygunluğu noktasında başvuru kaynağı olarak görülmektedir. Formüllere yapılan eleştirileri dikkate alarak yapılacak yeni araştırmalarla bu başvuru kaynağı objektif veriler sunmaya başlayacaktır.

a. Türkiye’de Okunabilirlik Çalışmaları

Türkçe alan yazını incelendiğinde okunabilirlik kavramına ilişkin alınan yolun çok da uzun olmadığını söylemek mümkündür. Alan yazınında yapılan ulusal çalışmalar iki farklı kategoride incelenebilir. Birinci kategori (a) formül geliştirme çalışmaları ikincisi ise (b) metinlerin okunabilirliğinin belirlenmesi şeklindedir. Metinlerin okunabilirliğinin belirlenmesi kategorisi de kendi içinde alt kategorilerine ayrılabilir. Bu alt aşamalar ise yabancı bir dil için geliştirilmiş formüllerin uygulanması ikincisi ise Türkçe için geliştirilmiş bir formülün uygulanmasıdır. Okunabilirlikle ilgili okunabilirlik çalışmaları özetle aşağıdaki gibi şekillendirilebilir.

(4)

106

Şekil 1: Ulusal çalışmalar

b. Formül Geliştirme Çalışmaları

Ulusal çalışmalar arasında Türkçe için yeni bir formül geliştirme çalışmaları arasında (Ateşman, 1997) ilk çalışma olarak kabul edilebilir. Bir metnin herhangi bir yerinden seçilen 100 kelimelik bir bölümündeki kelime, hece ve cümle değişkenlerini kullanarak okunabilirlik değeri elde edilmektedir. Elde edilen bu değer üzerinden metnin kolay ya da zor anlaşılır olduğu kestiriminde bulunulmaktadır. Ancak kolay veya zor anlaşılabilirlik hangi yaş ve sınıf düzeyine göre olduğu belli değildir.

O.S: okunabilirlik sayısı

: hece olarak sözcük uzunluğu : sözcük olarak cümle uzunluğu

Ateşman’ın bu formülüyle bir metnin okunabilirliği 1-100 arası derecelendirilmektedir. Değer 100’e yaklaştıkça kolay, 0’a yaklaştıkça zor bir metin olduğu ortaya çıkmaktadır (Temur, 2003).

Sönmez (2003) tarafından geliştirilen formül ise üç aşamalı olarak düzenlenmiştir. Öncelikle metindeki sözcük oranı hesaplanmaktadır. Daha sonra

(5)

107

metnin güçlük oranı, bilinmeyen kelime sayısının sözcük sayısına bölünmesiyle elde edilmektedir. Son aşamada da metnin anlam oranı hesaplanmaktadır.

Bir diğer formül geliştirme çalışması Çetinkaya (2010) tarafından yapılmıştır. Okunabilirlik değeri, ortalama sözcük uzunluğu ve ortalama cümle uzunluğu değişkenlerine dayalı olarak oluşturulan bir regresyon denklemi ile hesaplanmaktadır. Formülün geliştirilmesi sürecinde metin içindeki ortalama cümle uzunluğu, tekrarlanan sözcük gövde oranı, ortalama sözcük uzunluğu, dört ve üzeri heceli sözcük oranı değişkenleri dikkate alınmıştır. Formül şu şekildedir:

OP= 118,823 – 25,987 x OSU – 0,971x OTU OP= Okunabilirlik Puanı

OTU= Ortalama Tümce Uzunluğu OSU= Ortalama Sözcük Uzunluğu

Bezirci ve Yılmaz (2010) ise okunabilirlik üzerine bir yazılım kütüphanesi geliştirmişlerdir. Okunabilirlik değeri hesaplanırken ilk aşamada metin, nicel analizlerin yapılabilmesi amacıyla yapısal bazı düzenlemelere tabi tutulmaktadır. Daha sonra aşağıda şekli verilen üç farklı analiz süreci işe koşulmaktadır.

Şekil 2: Okunabilirlik Analiz Süreci (Bezirci ve Yılmaz,2010)

(6)

108

Yapılan analizler sonucunda Bezirci ve Yılmaz (2010) aşağıdaki okunabilirlik formülünü elde etmişlerdir.

Bir formül geliştirme çalışması olmasa da okunabilirlik alanında Türkiye’de ilk kez bilgisayar ortamında okunabilirlik hesaplamaları yapan bir program geliştirilmiştir. Güyer, Temur ve Solmaz (2009) tarafından geliştirilen programın iki temel analiz birimi bulunmaktadır. Bunlardan ilki metinlerin hece, kelime ve cümle uzunluklarını dikkate alarak okunabilirlik değerinin hesaplanmasıdır. İkincisi ise program içerisinde bulunan kelime listeleri ile metindeki kelimelerin

(7)

109

eşleşmesidir. Programın en temel sınırlılığı bu kelime listelerinin 4 ve 5. Sınıf düzeyinde olmasıdır.

c. Metinlerin Okunabilirliğini Belirleme

Ulusal çalışmalar arasında bir ders kitabından seçilmiş metinlerin okunabilirliğini belirlemeye yönelik araştırmalar çoğunluktadır (Güven, 2010; Temur, 2002; Günhan, 2004; Hızarcı, 2009; Köse, 2009; Çiftçi, Çeçen ve Melanlıoğlu, 2007; Tekbıyık, 2006; Zorbaz, 2007, Tosunoğlu ve Özlük, 2011; Geçit, 2010). Bu çalışmaları da kendi içerisinde Türkçe için geliştirilen bir formülü uygulayan çalışmalar ve yabancı diller için geliştirilen formülleri uygulayan araştırmalar şeklinde ikiye ayırmak mümkündür. Türkçe için geliştirilmiş formüller metinlerin okunabilirlik düzeylerini belirlemek amacıyla kullanılabilir. Çünkü formül kendi içerisinde eksiklikler barındırsa da Türkçenin yapısal özelliklerini dikkate aldığından kullanılmasında bir engel görünmemektedir. Ancak belli bir dil için geliştirilmiş okunabilirlik formülü başka bir dile uygulanması hatalı sonuçlar ortaya koyabilir (Temur, 2003; Dubay, 2004, Köse, 2009, Çetinkaya, 2010). Bu durum dillerin kendine özgü kurallarından kaynaklanmaktadır. Örneğin İngilizce ve Türkçede heceleme farklı şekillerde yapılmaktadır. Bu durumda heceyi okunabilirlik formülünde bir değişken olarak alan ve yabancı bir dil için geliştirilen formül Türkçe yazılmış bir metne uygulandığında kelime sayısı, cümle sayısı aynı olsa da farklı bir sonuç verecektir.

d. Okunabilirlik formülleri

Dale-Chall Formülü: Bu formül ilköğretim 2. sınıftan itibaren okuma metinlerinin okunabilirliğinin ölçülmesinde kullanılmaktadır. Ele alınacak metnin ilk 100 kelimesi örneklem olarak belirlenerek cümlelerin ve zor kelimelerin sayısı dikkate alınmaktadır. Daha sonra bu verilerden hareketle “cümlelerin uzunluğu” ve “zor kelimeler oranı” şu formüller aracılığıyla hesaplanmaktadır:

(8)

110

“Bu formüller doğrultusunda sonuçlar 1’e yaklaştıkça metin kolay, 100’e yaklaştıkça güç olarak değerlendirilmektedir.” (Temur, 2002)

Flesch Formülü: Bu formül ilköğretim seviyesinden üst seviyedeki bireylerin karşılaşacağı metinlerin okunabilirliğini ölçmede kullanılmaktadır. Bu formül kelimelerin uzunluğu ve cümlelerin uzunluğu ögelerinden oluşmaktadır. Ele alınacak metnin ilk 100 kelimesi örneklem olarak alınmaktadır. Kelime başına düşen ortalama hece sayısı ve cümle başına düşen ortalama kelime sayısı şu formüllerle hesaplanmaktadır (Güneş, 1997):

Bu formülde de metnin zorluğu; kelime başına düşen ortalama hece sayısı ve cümle başına düşen ortalama kelime sayısının hesaplanan değeriyle 1’den 10’a doğru artarak belirlenmektedir (Temur, 2002).

Gunning Formülü: Güneş (1997), bu formülde sis yoğunluğu anlamına gelen “fog index” adıyla belirtilern güçlük düzeyinin yükselmesiyle metnin okunabilirliğinin düştüğünü ifade etmiştir. Bu formülde metnin ilk 100 kelimesi örneklem olarak ele alınarak; “metinde geçen üç heceli kelimelerin yüzdesi” ve “cümlenin kullanılan ortalama kelime sayısı” değişkenleri kullanılmaktadır:

(9)

111

Yapılan işlemler sonrasında elde edilen fog index değerinin 11 ve daha yüksek çıkması metnin güç olarak değerlendirilmesini, 8-10 arasında çıkması ise kolay olarak değerlendirilmesini gerektirmektedir (Güneş, 1997). Yukarıda sözü geçen formüller okunabilirlik alanında en çok kullanılan formüllerdir. Bu formüllerden yola çıkılarak birçok formül geliştirilmiş ve okunabilirliğin ölçülmesi çalışmalarına yoğunlaşılmıştır.

Fry Okunabilirlik Grafiği: Bu grafiğin kullanılması için; okunabilirlik seviyesi belirlenecek metnin başından, ortasından ve sonundan 100’er kelimeden oluşan bölümler belirlenir. Her bölüm için cümle ve hece sayısı ortalamaları belirlenerek üç bölümün hece ve cümle ortalamaları hesaplanır. Hesaplanan değerlerin grafik üzerinden ortak noktası incelenen metnin kaç yaş seviyesine uygun olduğu ortaya çıkar (Temur, 2003).

(10)

112

Bahsedilen İngilizce kaynaklı okunabilirlik formüllerinin dışında dünyada yaygın olan diğer dillerin okunabilirlik konusundaki çalışmaları dikkat çekicidir. Fransızca, Almanca, Rusça ve İspanyolcada yürütülen okunabilirlik çalışmaları Tablo 1’de gösterilmektedir (Rabin, 1988).

Tablo 1: Farklı Dillerde Okunabilirlik Çalışmaları

F R AN S IZ CA 1939 Tharp İSP ANYO L CA 1951- 1956 Spaulding

1958 Kandel ve Moles 1959 Fernández Huerta 1963 De Landsheere 1972 Gutiérrez 1966 De Landsheere 1972 Patterson 1973 Henry 1976 Thonis 1973 Richaudeau 1977 Garcia A L M AN CA

1955 Fucks 1980 Gilliam, Peña ve

Mountain

1966 Walters 1981 Vari-Cartier

1970 De Landsheere 1981

1982 López Rodríguez

1974 Briest 1983 Rodríguez Diéguez

1975 Schwartz 1984 Crawford 1977 Nestler R U S ÇA 1970 Rock 1977 Dickes ve Steiwer 1982 1984 Bamberger ve Vanecek

Tablo 1’de ele alınan diller arasında, okunabilirlik çalışmaları en erken başlayan dil Fransızca olmuştur. Fransızca için ilk çalışmalar 1939 yılında başlamış ve diğer dillerde olduğu gibi gelişerek devam etmiştir. Ancak yine de okunabilirlik çalışmalarının tarihinin çok eski olmadığını, yeni ve gelişmekte olan bir alan olduğunu söylemek yerinde olur.

(11)

113

Bütün diller için düşünüldüğünde başlangıçta birkaç araştırma ile sınırlı kalan okunabilirlik çalışmaları 2000’li yıllara gelindiğinde birkaç bin ile ifade edilebilecek bir rakama ulaşmıştır (Fry, 2002). Ancak bu durum daha çok uluslararası alan yazını için geçerli bir durumdur. Ülkemizde okunabilirlik çalışmaları araştırmacıların yeni yeni dikkatini çeker olmuştur.

3. YÖNTEM

Fen ve sosyal bilimler alanında yapılmış okunabilirlik çalışmalarını değerlendirmeyi amaçlayan bu araştırmada doküman incelemesine dayalı olarak yapılmıştır. Söz konusu alanlarda yapılan araştırmalar öncelikle belirlenmiş ve okunabilirlik kavramını ele alış biçimi değerlendirilmiştir. Bu değerlendirme sonucunda bir metne veya kitaba ait okunabilirlik ortalamaları verilen çalışmalar bu araştırmada ele alınmıştır. Bazı araştırmalarda da okunabilirlik değerli hesaplandığı halde belli bir ortalama yerine aralık verildiğinden veya bir ders materyali yerine bilgisayar ortamındaki metinleri inceleyen çalışmalar araştırmanın dışında tutulmuştur. Bu işlemin nedeni ise okunabilirlik formülleri kullanılarak elde edilen değerlerin benzer materyaller üzerinden karşılaştırmalarını sağlamaktır. Bu araştırmada ele alınan sekiz araştırmanın tamamının ortak yanı bir ders kitabının (farklı disiplinlerde) veya ders kitabında bulunan metinleri incelemiş olmalarıdır. Sekiz araştırmanın dördü fen bilimlerinde dördü ise sosyal bilimlerde yapılmıştır. Söz konusu araştırmalar Tablo 2’de gösterilmektedir.

Tablo 2: Fen ve Sosyal Bilimlerden Seçilmiş Araştırmalar

Fen bilimleri Sosyal bilimler

Günhan, 2004 Geçit, 2010

Köse, 2009 Hızarcı, 2009

Güven, 2010 Zorbaz, 2007

(12)

114

Öncelikle araştırmaların yöntem olarak nasıl bir yol izlediği incelenmiştir. Bu inceleme ile hangi araştırmanın bir formül geliştirme çabası içinde olduğu hangisinin bir metnin veya kitabın okunabilirlik değerini ortaya koymaya çalıştığı belirlenmiştir. Metinlerin okunabilirlik değerlerini hesaplayan çalışmalar da kendi içerisinde Türkçe için geliştirilen bir formülü uygulayan çalışmalar ve yabancı diller için geliştirilen bir formülü uygulayan çalışmalar olmak üzere ikiye ayrılmıştır.

İkinci aşamada ise araştırmalarda ortaya çıkarılan okunabilirlik değerlerinin ortalamaları hesaplanmıştır. Örneğin bir kitapta 3 farklı metnin okunabilirlik değeri hesaplanmışsa bu araştırmada 3 metnin okunabilirlik ortalamaları alınarak değerlendirme yapılmıştır.

(13)
(14)

116

Tablo 3 incelendiğinde, okunabilirlik çalışmalarının fen bilimleri alanında fizik, kimya, biyoloji, fen ve teknoloji; sosyal bilimlerde ise Türkçe ve sosyal bilgiler derslerindeki araştırmaları kapsadığı görülmektedir. Sınıf seviyeleri dikkate alındığında ilköğretimden orta öğretime 10 ve 11. Sınıflar dışında hemen her sınıf düzeyinde bir ya da birkaç okunabilirlik çalışması yapılmıştır denebilir. Çalışmalar pek çok sınıf düzeyinde yapılsa da araştırmalar, aynı ders bazında bile birbirlerini takip eder nitelikte değildir her biri kendi içinde bağımsız çalışmalardır. Araştırmalarda elde edilen okunabilirlik değerlerinin ortalamaları dikkate alındığında ise aynı sınıf düzeyinde dahi farklı sonuçlara ulaşıldığı görülmektedir. Zorbaz (2007) ilköğretim birinci sınıf Türkçe ders kitabının okunabilirlik değerini = 88.72 bulurken aynı sınıf seviyesine ve aynı okunabilirlik formülü ile başka bir araştırmada (Tosunoğlu ave Özlük, 2010) Türkçe 1 ders kitabının okunabilirlik değerini = 85.87 olarak bulmuştur. Okunabilirlik ortalamaları arasındaki bu fark incelenen kitapların yazar kadrosunun farklılığı ile açıklanabilir. Günhan’ın (2004) kimya kitapları üzerindeki araştırmasında görüldüğü gibi bir formülün aynı sınıf seviyesindeki farklı kitaplara uygulanmasında da farklı sonuçlar elde edilebilmektedir. Araştırmacı Kimya B, Kimya C, Kimya D kitaplarını FOG indeks verilerine göre seviye altı olarak görürken Kimya A kitabını ise seviye üstü olarak değerlendirmektedir. Bu sonuç kitapların farklı dillerde olmasından da kaynaklanmış olabilir. Araştırmacının bulgusu formüllerin sınıf seviyesini tahmin etmedeki yeterlikleri veya ders kitaplarının aynı sınıf seviyesinde okutulmasına karar verenlerin değerlendirme sürecinin tartışılması açısından önemlidir.

Zorbaz’ın (2007) masallar üzerinde yaptığı okunabilirlik araştırmasında da benzer sonuçların elde edildiği söylenebilir. Masalların okunabilirlik ortalamaları dikkate alındığında 6 ( = 78.63), 7 ( = 78.01) ve 8. ( = 78.49) ortalamalar arasında önemli farklılıklar gözlemlenmemektedir. Sınıf düzeyi arttıkça yüzden uzaklaşması gereken okunabilirlik değerleri tutarlı bir yükselme göstermemektedir. Bu farklılık da kitapların veya masalların farklı yazar veya yazarlar tarafından kaleme alınmasından kaynaklanmış olabilir. İlköğretimin 1, 2, 3, 4 ve 5. sınıflar açısından bakıldığında da sınıf seviyesi yükseldikçe okunabilirlik değerlerinin düşmesi gerekirken ortalamalar arasında böyle bir basamaklı düşüş olmamıştır. Farklı okunabilirlik formüllerinin aynı metinler üzerinde uygulandığı araştırmalar da (Köse, 2009 ve Güven, 2010) tutarlı bir sonucun elde edildiğini

(15)

117

söylemek güçtür. Köse (2009) araştırmasında dokuzuncu sınıf düzeyinde biyoloji kitabında bulunan hücre ile ilgili metinlerin Flesch- Kincaid ve Gunning Fog Index’e göre değerlendirildiğinde düzey üstü çıktıklarını bulmuştur. Belli bir dil için geliştirilmiş okunabilirlik formülleri Türkçeye uygulandığında gerek dillerin kendi içlerindeki yapısal farklılıkları gerekse formülü geliştirenlerin matematiksel denklemindeki farklı katsayıları çok çeşitli sonuçların ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Örneğin Tablo 3’te görüldüğü gibi en sık kullanılan formüllerden biri olan Guning Fog Index ile yapılan değerlendirmelerde aynı sınıf düzeyindeki metinlerde dahi çok farklı sonuçlar elde edilebilmektedir.

Sonuç olarak başka bir dil için geliştirilen okunabilirlik formülü ile Türkçe metinleri değerlendirmek okunabilirlik açısından yanlış sonuçlar verebilir. Başka bir ifadeyle yanlış bir sonuç vermesi doğaldır. Çünkü formül başka bir dilin yapısal özellikleri kullanılarak geliştirilmiştir. Türkçe için geliştirilmiş veya Türkçeye uyarlanmış formüllerin ise okunabilirliğin değerlendirilmesi sürecinde daha işin başında olduğumuzu gösterir sonuçlar sunmaktadır. Ancak okunabilirlikle ilgili araştırmaların sayısı arttıkça, yeni formüllerin geliştirilmesi amacıyla alternatif değişkenler işe koşuldukça önemli adımların atılacağı anlamını taşıyacaktır. Okunabilirlik araştırmalarının tartışılması gereken bir yanı da ders kitaplarına yönelmiş olmalarıdır. Ders kitapları ülkemizde Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Talim ve Terbiye Kurulu tarafından seçilmektedir. Dolayısıyla ders kitapları söz konusu kurumda görev yapan öğretmenlerin yayınevlerine, yazarlara verdikleri dönütler çerçevesinde yeniden düzenlenmektedir. Bu düzenlemeler öğretmenlerin meslekle ilgili deneyimlerini kullanarak ders kitabının içeriğini sınıf seviyesine göre ayarlanması anlamını taşımaktadır. Yani araştırmacılar ders kitaplarını okunabilirlik açısından değerlendirmeden önce ders kitapları ön bir değerlendirmeye tabi tutulmaktadır. Bu ön değerlendirmeler bir ders kitabının zaten hangi sınıflar seviyesinde okutulabileceğine ilişkin yasal bir süreçtir.

Yukarıda tartışılan noktalardan hareketle bazı öneriler getirilebilir. Öncelikle araştırmacıların okunabilirlikle ilgili bir çalışma tasarlayacakları zaman Türkçe için geliştirilmiş bir formülü uygulamaları önerilir. Çalışmalar arasında bir sistematik oluşturulabilmesi açısından her defasında bir metnin veya kitabın okunabilirlik değerini hesaplamak yerine araştırmalar arasında bir sistematiğin geliştirilmesi yararlı olacaktır. Okunabilirlik formüllerinin genel olarak değişkenleri hece, kelime

(16)

118

ve cümledir. Ancak bu değişkenlerin daha çok nicel boyutlarlarıyla hesaplamalar yapılmaktadır. Oysa kelimelerin ve cümlelerin anlam yükleri bir metnin anlaşılabilirliğinin belirleyicisidir. Bu nedenle formül geliştirme çalışmalarında kelime ve cümlelerin anlam özelliklerini de dikkate alacak şekilde araştırmalar tasarlamak okunabilirlik ve anlaşılabilirlik düzeylerinin belirlenmesinde tutarlı sonuçların elde edilmesine katkı sağlayacaktır.

(17)

119 Kaynakça

Ateşman, E. “Türkçede okunabilirliğin Ölçülmesi”, A.Ü. Tömer Dil Dergisi, 58, 171-174, 1997.

Bezirci, B., & Yılmaz, A. E. “Metinlerin Okunabilirliğinin Ölçülmesi Üzerine Bir Yazılım Kütüphanesi ve Türkçe için Yeni Bir Okunabilirlik Ölçütü”, DEÜ Mühendislik Fakültesi Fen Bilimleri Dergisi, 12 (3) 49-62, 2010. Chall, J. S. “The Begining Years”. B. Zakaluk, & S. J. Samuels içinde,

Readability: Its Past, Present and Future, USA: International Reading Assocation Inc, 1988.

Çatinkaya, G. Türkçe Metinlerin okunabilirlik Düzeylerinin Tanımlanması ve Sınıflandırılması. (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türkçenin Eğitimi ve Öğretimi Anabilim Dalı , Ankara, 2010.

Çiftçi, Ö., Çeçen, A., & Melenlıoğlu, D. “Altıncı Sınıf Türkçe Ders Kitaplarını okunabilirlik Açısından Değerlendirilmesi”, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 6 (22) 206-219, 2007.

DuBay, W. H. The Principles of Readability Impact Information”, Costa Mesa, CA: Costa Mesa, 2004.

Edward, F. “Readability Versus Leveling”, The Reading Teacher, 56 (3) 286-291, 2002.

Geçit, Y. İlköğretim 5. Sınıf Sosyal Bilgiler Ders Kitabının Okunabilirlik Derecesinin Türkçeye Uyarlanmış Flesh Formülüne Göre Değerlendirilmesi. 9. Ulusal Sınıf Öğretmenliği Eğitimi Sempozyumu (s. 47-49), Elazığ, 2010.

Goldbord, R. “Readable Writing By Scientists and Researchers”, Journal of Environmental Healty, 63 (8) 40-42, 2001.

Güneş, F. Okuma-Yazma Öğretimi ve Beyin Teknolojisi, Ankara: Ocak Yayınları, 1997.

(18)

120

Günhan, E. Lise Düzeyi Kimya Kitaplarının Elektrokimya Kısımlarının, Fen Okur Yazarlığı, Yanlış Kavramlar ve Okunabilirlik Yönünden Analizi (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi), Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Ortaöğretim Fen ve Matematik Alanları Eğitimi Kimya Eğitimi Bölümü, Ankara, 2004.

Güven, S. İlköğretim 6.Sınıf Fen ve Teknoloji Ders Kitabının Okunabilirliği ve Hedef Yaş Düzeyine Uygunluğu (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü. Konya, 2010.

Güyer, T., Temur, T., & Solmaz, E. “Bilgisayar Destekli Metin Okunabilirliği Analizi”,. Türk Eğitim Bilimleri Dergisi, 7 (4) 751-766, 2009.

Hızarcı, S. H. İlköğretim 6. Sınıf Yeni Sosyal Bilgiler Ders Kitaplarının Okunabilirlik Düzeylerinin İncelenmesi (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Ensititüsü İlköğretim Anabilim Dalı Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Bilim Dalı, Ankara, 2009. Köse, E. Ö. “Biyoloji 9 Ders Kitabında Hücre ile İlgili Metinlerin Okunabilirlik

Düzeyleri”. Çankaya Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Journal of Arts and Sciences, 12, 141-150, 2009.

Rabin, A. T. “Determining Difficulty Levels of Text Written in Languages Other than English”. B. L. Zakluk, & S. J. Samuels içinde, Readability: Its Past, Present and Future. Delaware: International Reading Association, 1988.

Sönmez, V. “Metinlerin eğitselliğini saptamada matematiksel bir yaklaşım (Sönmez Modeli)”, Eğitim Araştırmaları Dergisi, 10, 24 – 39, 2003. Tekbıyık, A. “Lise 1 Fizik Ders Kitabının Okunabilirliği ve Hedef Yaş Düzeyine

Uygunlugu”, Kastamonu Egitim Fakültesi Dergisi, 14, 441-446, 2006. Temur, T. İlköğretim 5. Sınıf Türkçe Ders Kitabında Bulunan Metinler ile

Öğrenci Kompozisyonlarının Okunabilirlik Açısından Karşılaştırılması (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Gazi Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü İlköğretim Anabilim Dalı, Sınıf Öğretmenliği Bilim Dalı. Ankara, 2002.

(19)

121

Temur, T. “Okunabilirlik (readability) Kavramı”, Türklük Bilimi Araştırmaları (13), 169-180, 2003.

Tosunoğlu, M., & Özlük, Y. Ö. “Okunabilirlik ve İlköğretim 1. Sınıf Türkçe Ders Kitabındaki Düz Yazı Metinlerinin Okunabilirlik Açısından Değerlendirilmesi”, Milli Eğitim Dergisi, 189, 219-229, 2010.

Yazıcı, K., & Temur, T. “Okunabilirlik Formüllerinin Kullanımına İlişkin Yapılan Bazı Eleştiriler”, EKEV Akademi Dergisi, 11 (31) 317-324, 2007. Zakaluk, B. L. Readebility Its Past, Present, and Future, U.S.: International

Reading Association Newark, Delaware, 1988.

Zorbaz, K. Z. “Türkçe Ders Kitaplarındaki Masalların Kelime- Cümle Uzunlukları ve Okunabilirlik Düzeyleri Üzerine Bir Değerlendirme”, Eğitimde Kuram ve Uygulama, 3 (1) 87-101, 2007.

Şekil

Şekil 1: Ulusal çalışmalar
Tablo 1: Farklı Dillerde Okunabilirlik Çalışmaları
Tablo 2: Fen ve Sosyal Bilimlerden Seçilmiş Araştırmalar

Referanslar

Benzer Belgeler

Yabancılar için hazırlanmış A1 seviyesindeki Türkçe okuma kitaplarında yer alan metinlerin Çetinkaya-Uzun Okunabilirlik Formülü’ne (2010) göre okunabilirlik puanı

[r]

D) Martin Luther King was a great South African leader E) white people as well as black people participated in King's movement. 45- If Martin Luther King's movement had

Dil becerilerinin öğretimine ilişkin ise Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi YTÖ yüksek lisans programında sunulan beş seçmeli ders; Yabancı Dil Olarak

Derin Grup; Bacağın derin posterior (arka) kompartmanında dört kas vardır (m.popliteus, m.flexor hallucis longus, m.flexor digitorum longus, m.tibialis posterior)

sınıf Türkçe ders kitabında bulunan bazı metinlerin, metin seçiminde dikkat edilmesi gereken en önemli unsurlardan biri olan okunabilirlik açısından değerlendirmektir.. Bu

Bu kapsamda, dört farklı ekolojik bölgede (Tokat, Adana, Samsun ve Sakarya) tesadüf blokları deneme desenine göre üç tekerrürlü olarak yetiştirilen 15’er adet tek melez

مهأ نم ةماعلا ةطلسلا ةدحو تناك اذلو ،ةيمﻼسﻹا ةعيرشلا لحم يعضولا نوناقلا لحو ناكل ناطلسلا ﻻول ":ءاهقفلا لاق ىتح ،اهيف عيرشتلا دصاقم ىلع ةظفاحملل