Tercüman
y\j
Romanın kahramanı çok cephelidir.
Dinsiz,Osmanlı veya Osmanlı düşmanı,
Atatürkçü ve Türk'tür. Tezatlar içindedir
Bu arada, senaryoda birtakım
değişiklikler yapılmıştır.
Meselâ, Tevfik Hoca'nın malûm eve
dinf kıyafetle gitmesiyle
romanın metni tahrif edilmiştir
P r o f . D r . A y d ı n T AIMERİ
TV'cfe sona eren
«Üç İstanbul»
R
omandan filme veya tele vizyona aktarılan metin lerde, senarist veya rejisörle rin bazı değişiklikler yapma ları tabiîdir. Ancak, “ Üç İs- tanbul” da yapılan değişik likler dikkat çekicidir. Bir ör nek verelim: Tevfik Hoca’- nın, malûm eve dinî kıyafe tiyle gitmesi kamuoyumuz da tepki ile karşılanmıştır. Bu sahnede romamn metm, T V ’ye aktarılırken tahrifat yapılmıştır. Nitekim, roman cı Mithat Cemal Kuntay, açıkça hocamn sarığını çıkar dığım şöyle belirtiyor: “ A d nan, , Ûranya’ nın kulağına “ Hocaya eyi bir şey bulun. Fakat sakın içki vermeyin” dedi, gitti. Kadının aynı ku lağına Moiz: “ Kıyafetine bakma! Hocadır, sanğı bu akşam çıkardı. Büyük adam dır; zengindir; bol içki ver” demiş, odadan çıkmıştı” (s. 15).Romanda da, televizyonda da dikkatimizi çeken bazı ana hususlar hakkında, kül tür meseleleri ile uğraşan nâ çiz bir Türk tarihi mütehas sısı olarak, görüşlerimizi bil diriyoruz:
—
1
A B D Ü LH A M İD DÜŞ M A N L I Ğ I :Memleketimizde, “ ilerici” görünmenin ilk şartlarından biri, Abdülhamid’in aleyhin de bulunmak mecburiyetidir. Milliyetçilik aleyhindeki bel li görüşlerin, Türk milliyetçi si Abdülhamid’i hedef alma ları tabiîdir. Söğüt’de Oğuz- Kayı şenliklerini tesis eden, her vesileyle “ Ben Türk’üm” diyen Abdülhamid, aynı za manda Ermeniler’in de hede
fidir. Onlann uydurduğu “ Kızıl Sultan” , maalesef A h met Kabaklı Hoca’ nın güzel bir deyimi ile, “ sözde aydın lar” tarafından da “ içtenlik le” benimsenmiştir. Roman daki Abdülhamid korkusun dan pasajlar:
“ Hoca eğlendi: Yani Kan- bur Mahmud’ un torunun dan! Dağıstanlı Hoca Sultan Hamid’ e bu lâkabı veremedi ği zaman Deli İbrahim’ in to runu derdi” (s.35).
«
“ Abdülhamid’ in zalim ol duğu” (s. 37).
“ Abdülhamid’e pislik isimlerle sövmek” , (s. 67 ve 123).
“ Bu zalimi haklayacak bir fedai çıkmadı (s. 97).
“ Abdülhamid örfen deliy di” (s. 1071.
2
OSM A N LIYA SALDI- - R I TEŞEBBÜSÜ: Doğu Berlin’de ölen Hik met Kıvılcımlı, Osmanlı düş manlığını bir gazetede fıkra lar yazan bir zata aşıladı. Biz, bu sütunlarda, 1979’da, “ Yabancı ideolojileri benim semenin ruhî sebepleri” adlı yazımızda, A ta’ya sövmenin ailenin ahlakî zayıflığından ileri geldiğini yazdık. O ya zar, bir süre daha hücumları nı şiddetlendirdi ve içini dök tü. İlmî tesbitlerimiz elimiz dedir.Mithat Cemal de şunlan yazan “ Osmanlı İmparator luğu 600 senelik sakalıyla di leniyordu". (s. 41).
“ Osmanlı hanedanının içinde, dâhisi var, budalası var; sarhoşu, delisi var; katili bestekârı, şâiri var, ne arar san var” , (s. 106).
Bunlara karşılık, yazar Os
manlIyı medih de eder: “ Türk ırkının temiz kanı... Altıyüz yıldan beri aktığı halde solmayan kan” , (s. 1551
3
VAH D E TTİN MESE- -L E S İ:___________________ Yazar diyor ki: “ Vahdettin o kadar alçaldı ki, başını kal dırınca Venizelos’ un tabanı nı görüyor” (s. 397).Abdülhamid gibi, Vahdet tin de, “ hain, alçak, satılmış, namussuz” ithamı altında dır. Geçen günlerde bir Fran sız’a şunlan söyledim: “ Vah dettin gibi, sizin Mareşal Pe- tain’ iniz Almanlar ile işbirli ği yaptı” . Ben onun her ikisi ne de sövmesini bekledim. Muhatabım, başım yükseltti ve şu cevabı verdi: “ Sizinki ni bilmem, fakat Petain ken disi ve Fransa için talihsiz- liktir,”______________________
4
- DİN DÜ ŞM AN LIĞI:Günümüzde sözde aydın, Islâmın ruhunu ve temelini anlamadan konuşur. Yazann fikirleri: “ Adnan yatağına uzanmış dün geceki curcuna yı düşünüyordu. Tevfik Ho- ca’ nmki, o ne haldi? Bir ara lık Allah'a da galiba sövmüş- tü. Vakıa Adnan kendisi de dinsizdi” (s. 21).
“ Sofulardaki umumhane sini hükümet kapatmıştı, Çilli Mahmut “ Şeriat elden gitti” diye haykırıyordu (s.
unlan iktibas ederken bi zim yüzümüz kızanyor. Ne var ki, ilim, ibret içindir.
ATATÜRK:
Yazar diyor ki: “ Mustafa Kemal'in Samsun’ a ayak bastığı tarih yaprağında A d nan’ ın gözleri doldu” (s. 403). _____________________ f i . TÜRK OLMAK:________ Adnan şöyle konuşur: “ Ben taş devrinde de Türk, altın devrinde de Türk olmak isterdim. Türk, Türk doğ mak, Türk ölmek” (s. 83).
Bu sözler T V ’de tekrarlan- mıştır.______________________
7
İK T İD A R D A K İL E R İN -S E R V E T Y A P M A S I: Eserin en güçlü tarafında, günümüz iktidarlanna ders veriliyor: “ 10 Temmuz (hür riyetin ilâm), ne büyük rek lamdı; o günden beri Adnan’ ın her işi yolunda gidiyordu” (s. 297).Sonuçta Adnan servet sa hibi olmuş, her gaynmeşrû para gibi, bu, ona yarama m ı ş t a _____________________ ________ SONUÇ:___________ 1-Romanın kahramanı çok cephelidir. Dinsiz, Osmanlı veya Osmanlı düşmam, A ta türkçü ve Türk’tür. Tezatlar içindedir. Bu tipler günü müzde de vardır.
2-Abdülhamid düşmanlığı nın yeni bir tezâhürü. Bir ga zetede, köşe yazan diyor ki: “ Abdülhamid, milliyetçi de ğildi. Milliyetçilik de yıkıcı lık ve bölücülükle eş anlam lıydı; kavmiyetçilikti... A b dülhamid, Türk milliyetçili ğine düşmandı... Vatansever olamazdı.”
Bu yazısından bir gün son ra, 11 Mart 1984 günü ayn. pencereden şunlan söylüyor: “ Bizim toplumda ünlü kişile ri ya çok yüceltir, ya yerin di bine batım ız.” Biz 1 Eylül 1980’de bu sütunlarda, “ Türk solundaki fikir peri- şanlığı” nı yazarken bu tür lâflan teşhir etmiştik. “ Celâ- lü’ d-dîn Harizmşah ve Zama nı” (Ankara, 1976. Kültür Bakanlığı) adlı araştırma mızda bir Türk hükümdanm müsbet ve menfi taraflanyla ortaya koyduk. Aym şeyi Abdülhamid için yapmağa teşebbüs etsek başımıza taş yağar.
3-Romanda olmadığı halde senaryoda yapılan değişik likler müsbet ve menfi olarak iki grupta mütalâa edilebilir. Meselâ, Adnan’ın “ Mustafa Kemal’ e inanmak mecburi yeti” şeklindeki sözleri filmi pekiştirmiştir. Buna muka bil, Osmanhca konuşmaları arasında Rus kontunun “ Ha vamı bozuyorsun” şeklinde günümüz argosu ile konuş ması dikkati çekiyor. Hele son gece, Stalinvari bıyıklı adliye vekili diziye ayn bir çeşni verdi.