• Sonuç bulunamadı

Tan baskını ve devlet

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tan baskını ve devlet"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

oralcalislar@yahoo.com

S

t F I R N O K T A S I

/ O R A L Ç A L I Ş L A R

' r r - ‘T/5-‘gg¿/

Baskım ve Devlet

5

^

h - '

t \£>

o &

Sabiha ve Zekeriya Sertel’in çı­ kardığı Tan gazetesinin basılıp yıkıla­ rak yok edilmesinin üzerinden 55 yıl geçti. 4 Aralık 1945 yılında dönemin tek partisi olan CHP’nin örgütlediği kalabalık bir grup saldırgan, “komü­

nist Tan ’/ susturmak” amacıyla Cağa-

loğlu’nda dehşet saçmıştı.

Bu saldırının sonunda ne oldu sa­ nırsınız? Baskıncılar, yakalanıp yargı­ landılar mı? Hayır, saldırıya uğrayan Sertel ailesi tutuklandı ve saldırgan­ lar daha sonra Türk siyasi hayatının, basın hayatının etkili kişileri oldular. Yalnızca olaydan sonra değil, ömür boyu ödüllendirildiler.

Tan baskınından sonra Serteller’e Türkiye’de yaşam hakkı tanınmadı. Ülkenin en çok satan ikinci gazetesi­ nin, en etkili demokrat gazetesinin sa­ hipleri mallarını, mülklerini, anılarını bırakarak Türkiye'yi terk etmek zo­ runda kaldılar. Sabiha Sertel, bir da­ ha ülkesini ve topraklarını göremedi.

Tan

Zekeriya Sertel ise 80 yaşı civarında güçlükle gelebildiği ülkesinde dura­ madı ve Paris’te öldü.

Tan gazetesinin yıkılıp yok edilme­ sinin üzerinden geçen 55 yıl, bu ülke­ de neleri değiştirdi? Bu muhalif gaze­ teyi yok eden devlet iradesi, bugün daha farklı bir yere mi geldi? Bugü­ nün devleti o günden daha demok­ rat, insan haklarına daha saygılı bir tavır içine mi girdi?

★ ★★

Bu soruya doğru cevap verebilmek için devlet konusunu tartışmakta ya­ rar olduğunu düşünüyorum. Önce devlet nedir, o konuda anlaşmak ge­ rekiyor. Marksist teori devleti, “ege­

men sınıfların baskı aracı” olarak ta­

nımlar. Bu tanımın ilerisinde başka bir tanım bugüne kadar yapılmadı.

Devleti oluşturan kurumlan ise üç

ana başlık altında toplayabiliriz. Yar­ gı, yasama, yürütme. Anayasa Mah­ kemesi, Yargıtay, devlet güvenlik mahkemeleri, mahkemeler, TBMM, hükümet, Başbakanlık, ordu, polis de devletin temel kurumlan olarak kabul edilebilir. Milli Güvenlik Kurulu ise bü­ tün bu kurumların üst düzey temsil­ cilerinin yer aldığı bir kurum olarak devletin ana merkezi sayılabilir.

Tan Matbaası’nın yakılıp yıkıldığı dönemin devleti ile bugünün devleti açısından birçok fark olduğu söylene­ bilir.

Asıl olan öz. Bu devletin özünde bir değişiklik oldu mu? Tan Matba- ası'nı yıkan devlet anlayışı, muhalife tahammül edemeyen bir devlet an­ layışıydı. Demokrasiyi, özgürlükleri savunanlara düşman olan bir devlet anlayışıydı.

Bugün farklı mı? Demokrasiyi, öz­ gürlük istemeyi, insan haklarına vur­ gu yapmayı düşman gören bir anla­ yış hâlâ bu devlete egemen değil mi? Ölüm orucundaki çocuklarına destek olmak amacıyla gösteri yapan ailele­ ri sokaklarda sürükleyen, onları DGM’lik bir suç işlemiş kabul eden bu devlete yön veren anlayış değil mi?

"Kürtçeye hayır” diyen, afiş yapış­

tıran çocuğu “terörist” sayıp 15-20 yıl cezaevlerine kapatan, siyasi tutuk­ lu ve mahkûmların bulunduğu ceza­ evlerini basıp onlarca genci öldüren, bu olaylarda başrol oynayanlan terfi ettiren, F tipi cezaevlerini hukuka ay­ kırı bir mantıkla hücre şeklinde inşa e- den, muhalif gazetecileri tutuklatan, kendisi gibi düşünmeyenleri gazete­ lerinden attıran acaba başka bir dev­ let mi?

Tan gazetesi susturulalı 55 yıl oldu. O zaman muhalif gazeteciler Sertel- ler’di, bugün başkaları; kader çok da farklı değil. Devlet, “hâkim sınıfların

baskı aracı" olmaktan çıktı mı? Mark-

sizmin devlet tarifi eskidi mi? Tan Matbaası’nın kaderini 55 yıl sonra tartışırken, derin düşüncelere ve hüzne dalmaktan başka bir şey gelmiyor elimizden. O gün Almanya yakılıp yıkılmıştı. Yoksulluktan kıvra­ nıyordu. Ispanya, Franko baskısına düşmüştü. İtalya, Mussolini sonrası travmasını yaşıyordu. Bugün bu ülke­ ler çok başka bir noktaya geldiler.

Ya biz neredeyiz? Tan gazetesini yok eden anlayış değişti mi? O günün gençleri, bugün Türkiye’ye yön veri­ yorlar. Yeni Tan’ları yıkmak için iktidar­ larını kullanmayı sürdürüyorlar.

Ne garip kader değil mi?..

Ya da bizim bunda günahımız yok mu?

Referanslar

Benzer Belgeler

olarak birlikte çalıştığı Toker için "Cumhuriyetin yetiştirdiği en yetenekli basın görevlilerinden biri" ifadesini kullandı. C UMHURİ

Henri Lefebvre kentleşmenin, yalnız kapitalizmin yaşaması için merkezî önemde olduğunu ve bu nedenle de siyasi ve sınıf sava şımının önemli bir odağı olması

Faaliyetteki 20 nükleer reaktörün güvenli ğinin kontrolden geçirileceğini kaydeden Hindistan Başbakanı, ayr ıca Nükleer Denetleme Kurumu’nun, ancak katı güvenlik

Evlerini Millî Korunma Kanununa göre kiralayanlar, bunların arasında geçimlerini sadece bir iki parça gayrı menkulün gelirine bağlamış olan eski aileler, yetimler,

2015-2018 Bilgi Toplumu Stratejisi Eylem Planı ve 2016-2019 Ulusal E-Devlet Stratejisi Eylem Pla- nı dosyalarında çeşitli yerlerde mobil uygulama ve servislerin önemine

Çalışmamızda elde edilen gövde ekstansör kaslarının izometrik kasılması sırasında sporcu ve sedanter bireylerin agonist ve antagonist kaslarının MF değerlerinin

Sultan Murad’ın zât-ı şahaneye yazılmış bir tezkiresi olarak bilinen eser, Sultan Abdülhamid devrine ilişkin olayları, taşra memurları ve devlet adamlarının

Konuya İstanbul’daki esnaf özelinde baktığımızda; esnafın hareketliliğini kontrol altında tutmak hem devlet hem de İstanbul ve daha sonra taşraya doğru