• Sonuç bulunamadı

Okul öncesi öğretmen adaylarının temel ritim algılama ve şarkı söyleme becerilerinin incelenmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Okul öncesi öğretmen adaylarının temel ritim algılama ve şarkı söyleme becerilerinin incelenmesi"

Copied!
98
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI

MÜZİK ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI

OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMEN ADAYLARININ

TEMEL RİTİM ALGILAMA VE ŞARKI SÖYLEME

BECERİLERİNİN İNCELENMESİ

Hasan OĞUL

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Danışman

Yrd. Doç. Aycan ÖZÇİMEN

(2)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

BİLİMSEL ETİK SAYFASI

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

Hasan OĞUL

 

(3)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

YÜKSEK LİSANS TEZİ KABUL FORMU

Hasan OĞUL tarafından hazırlanan ‘‘OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMEN ADAYLARININ

TEMEL RİTİM ALGILAMA ve ŞARKI SÖYLEME BECERİLERİNİN İNCELENMESİ’’ başlıklı bu çalışma 03/03/2009 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği/oyçokluğu ile başarılı bulunarak, jürimiz tarafından yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

Prof. Yusuf AKBULUT Başkan:

Yrd. Doç.Aycan ÖZÇİMEN Üye:

Yrd. Doç.Dr. Serdar ÇAKIRER Üye:

 

(4)

TEŞEKKÜR

Bu araştırmanın her aşamasında, çok değerli zamanını benim için ayırıp, fikirleriyle ve yardımlarıyla bana destek olan danışmanım Yrd. Doç. Aycan Özçimen’e, ders aşamasında emeği geçen ‘‘Selçuk Üniversitesi Müzik Eğitimi Ana Bilim Dalı’’ öğretim üyelerine, anket ve uygulamalarda bana yardımcı olan öğrencilere ve aileme teşekkürü bir borç bilirim.

(5)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Ö

ğrencinin

Adı Soyadı HASAN OĞUL Numarası: 064217011002

Ana Bilim / Bilim Dalı

GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI MÜZİK ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI

Danışmanı Yrd.Doç. AYCAN ÖZÇİMEN

Tezin Adı OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMEN ADAYLARININ

TEMEL RİTİM ALGILAMA VE ŞARKI SÖYLEME BECERİLERİNİN İNCELENMESİ

ÖZET

Bu çalışmanın amacı, okul öncesi öğretmen adaylarının, lisans eğitimlerinde müzik dersi alıp almadıklarına göre ritim algılama ve şarkı söyleme becerilerinde bir farklılık olup olmadığını araştırmaktır. Ayrıca, genel ritim algılama becerileri arasındaki farklılıkları araştırmak için bu iki grubun içinden, okul öncesi dönemde anaokuluna giden ve gitmeyen öğrencilerden grup-içi örneklem grupları oluşturulmuştur. Örneklem gruplarını oluşturan öğrenciler, ‘‘Selçuk Üniversitesi, Mesleki Eğitim Fakültesi, Çocuk Gelişimi ve Okul Öncesi Eğitimi Bölümü’’ lisans birinci ve ikinci sınıf öğrencilerinden rastgele seçilmiştir.

Öğrencilerin ritim algılama ve şarkı söyleme becerilerinin belirlenmesi için aşağıdaki formlar kullanılmıştır:

1. Kişisel Bilgi Formu.

2. Ritim Kalıpları Değerlendirme Formu.

3.Ritim Algısı ve Şarkı Söyleme Becerilerini Değerlendirmede Kullanılan Şarkılar.

(6)

İstatistiksel anlamlılık değeri p=0.05 olarak seçilmiştir. Aritmetik ortalama ve standart sapmalara göre, genel ritim algılama becerileri açısından, lisans ikinci sınıf öğrencileri lisans birinci sınıf öğrencilerinden daha başarılı bulunmuştur. Fakat bu fark, uygulanan T-testine göre istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. Diğer taraftan, şarkı söyleme becerilerinde, lisans ikinci sınıf öğrencileri lisans birinci sınıf öğrencilerinden daha başarılı bulunmuştur. Uygulanan Ki-Kare testine göre bu fark aynı zamanda istatistiksel olarak da anlamlı bulunmuştur. Grup-içi örneklem gruplarında ise birinci sınıflardan okul öncesi dönemde anaokuluna gidenler grubu, anaokuluna gitmeyenlerin grubuna göre ritim algılama becerilerinde, aritmetik ortalamalar açısından daha başarılı bulunmuş fakat bu fark, T-testine göre istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. İkinci sınıflar için de benzer sonuçlar bulunmuştur.

Anahtar Kelimeler: Okul Öncesi Müzik Eğitimi, Ritim Algılama, Şarkı Söyleme.

(7)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Ö

ğrencinin

Adı Soyadı HASAN OĞUL Numarası: 064217011002

Ana Bilim / Bilim Dalı

GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI MÜZİK ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI

Danışmanı Yrd.Doç. AYCAN ÖZÇİMEN

Tezin İngilizce Adı INVESTIGATION of THE GENERAL RHYTHM

PERCEPTION and SINGING ABILITES of THE PRESCHOOL TEACHER CANDIDATES

SUMMARY

The purpose of the present study is to determine whether the rhythm perception and singing abilities of the candidates for preschool teachers differ according to the fact that if they took music lessons at university. Additionally, in order to investigate the difference between the levels of the abilities of general rhtym perception, we also determined the in-group samples according to the fact that whether they attended a kindergarten during their preschool time or not. The students forming the sample groups are randomly choosen from the first and second class students at Departments of Preschool Education and Children Evolution, Faculty of Vocational Education, Selçuk University.

In order to determine the rhythm perception and singing abilities of the students we have used the following forms:

1. Personal Information Form.

2. Evaluation Form of The Rhythm Patterns.

3. The Songs for Evaluation of Rhythm Perception and The Singing Abilities. 4. Evaluation Form of The Singing abilities.

The statistical significance value is choosen as p= 0.05. According to the arithmetic means and standard deviation, the second class students are found to be more successful than the first class students in terms of the ablities of the

(8)

rhythm perception. But, according to the T-test this difference was not found to be statistically significant. On the other hand, the second class students are found to be more successful than the first class students in terms of the abilities of singing and, according to the Chi-Square Test this difference was found to be statistically significant as well. As for the in-group samples, the group of first class students who attended preschool kindergarten was seen to be more successful in arithmetic means than the others in terms the ablities of the general rhythm perception and, according to the Independet Sample T-tests this difference has not been found to be statistically significant. Similar results for the second class students were obtained.

Key Words: Preschool Music Education, Rhythm Perception, Singing.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

(9)

İÇİNDEKİLER

Bilimsel Etik Sayfası ... I Tez Kabul Formu ... II Teşekkür ... III Özet ... IV Summary ... VI İçindekiler ... VIII 1.GİRİŞ ... 1 1.1.Problem Cümlesi... 1 1.2. Alt Problemler... 2 1.3.Amaç ... 2 1.4.Önem ... 2 1.5.Varsayımlar ... 3 1.6.Sınırlılıklar ... 3 1.7. Tanımlar ... 3

2.OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE MÜZİK EĞİTİMİ... 4

2.1. Okul Öncesi Dönemde Müzik Eğitiminin Önemi ... 4

2.2.Okul Öncesi Dönemde Müzik Eğitiminin Amacı... 5

2.2.1.İletişim, Farkında Olma ve Dil Gelişimi ile İlgili Amaçlar ... 7

2.2.2.Motor Gelişim ile İlgili Amaçlar ... 7

2.2.3.Zihinsel Gelişim ile İlgili Amaçlar ... 7

2.2.4.Yaratıcı ve Duygusal Amaçlar ... 8

2.3. Müziğin Çocuk Yaşamındaki Yeri ve Önemi ... 8

2.4. Müziğin Çocuğun Diğer Gelişim Alanlarına Etkileri ... 9

2.4.1.Dil Gelişimi... 9

2.4.2.Zihinsel Gelişim ... 10

2.4.3.Bedensel ve Psikomotor Gelişim ... 10

2.4.4.Duygusal ve Sosyal Gelişim ... 12

2.5. Algı ve Ritim ... 12

2.5.1.Algı. ... 12

2.5.2.Ritim ... 13

2.6. Ritim Eğitimi ... 14

2.6.1.Ritim Kalıpları ... 16

2.6.2.Okul Öncesi Dönemde Ritim Eğitimi ile İlgili Etkinlikler ... 17

2.6.3.Ritim Çalışmaları Sırasında Dikkat Edilecek Hususlar ... 19

2.6.4.Ritim Eğitiminde Öğretmenin Rolü ... 19

2.6.5.Okul Öncesi Dönemde Ritim Çalışmalarına Ait Uygulama Örnekleri ... 20

2.6.6.Okul Öncesi Dönemde Ritim Eğitiminde Kullanılan Araçlar ... 22

2.6.6.1.Ritim Çalışmalarında Araçların Kullanılışı ... 22

2.6.6.2.Ritim Çalışmalarında Ellerin Kullanılışı ... 23

(10)

2.6.6.4.Ritim Çalışmalarında Kelimelerin Kullanılışı ... 24

2.7.Okul Öncesi Dönemde Müzik Eğitimi Metotları ... 25

2.7.1.Orff Metodu ... 25

2.7.2. Dalcroze Metodu... 26

2.7.3. Kodaly Metodu ... 27

2.7.4.Suzuki Metodu ... 27

2.8.Okul Öncesinde Yaş Gruplarına Göre Müziksel Becerilerinin Gelişimi ... 28

2.8.1. Okul öncesi Dönem Olan 0–6 Yaş Grubu Çocukların Müziksel Becerileri ... 29

2.9. Okul Öncesi Dönemde Ses Eğitimi ... 31

2.9.1.Ses ... 31

2.9.1.1.Sesin Yükseklik (İncelik-kalınlık-Frekans)Özelliği ... 32

2.9.1.2.Sesin Gürlük(Şiddet) Özelliği ... 32

2.9.1.3.Sesin Tınısal(Pitch) Özelliği ... 32

2.9.1.4.Sesin Süre(Uzunluk-Kısalık) Özelliği ... 32

2.9.1.5.Sesin Ritim(Tartım)Özelliği ... 33

2.9.2.Sesin Oluşumu ve Sesi Meydana Getiren Sistemler ... 33

2.9.2.1.Jeneratör Sistem ... 33

2.9.2.2.Vibratör Sistem(Larenks) ... 33

2.9.2.3.Rezonatör Sistem ... 33

2.9.3. Ses Eğitimi ... 34

2.9.4.Çocukta Ses Gelişimi ... 35

2.9.4.1. 4 Yaş Çocuklarının Ses Gelişimi ... 35

2.9.4.2. 5 Yaş Çocuğunun Ses Gelişimi ... 36

2.9.4.3. 6 Yaş Çocuğun Ses Gelişimi ... 36

2.9.5.Çocukta Ses Sağlığı ve Korunması ... 36

2.10. Okul Öncesi Dönemde Şarkı Öğretimi ... 37

2.10.1.Şarkı Öğretimi Sırasında Kullanılan yöntemler ... 40

2.11.Okul Öncesi Eğitimde Müziğin Programdaki Yeri ... 41

3. YÖNTEM, BULGULAR ve YORUMLAR ... 43

3.1. Araştırma Modeli ... 43

3.2.Evren ve Örneklem ... 43

3.3.Verilerin Elde Edilmesi ... 43

3.3.1. Ölçme Araçları ... 43

3.3.2. Uygulama ... 44

3.4. Verilerin Çözümlenmesi ... 44

3.5. Ritim Algılama Becerisinin Örneklem Gruplarına Göre Farklılaşma Durumu ... 45

3.6. Şarkı Söyleme Becerisinin Örneklem Gruplarına Göre Farklılaşma Durumu ... 49

4. SONUÇLAR ve ÖNERİLER ... 68

4.1. Sonuçlar ... 68

(11)

KAYNAKLAR ... 73

EKLER ... 77

Ek:1 Kişisel Bilgi Formu: ... 78

Ek:2 Ritim Algısı Değerlendirme Formu ... 79

Ek: 3 Ritim Algısı ve Şarkı Söyleme Becerilerini Değerlendirmede Kullanılan Şarkılar ... 80

Ek:4Şarkı Söyleme Becerileri Değerlendirme Formu ... 86

(12)

1.GİRİŞ

Günümüzde, çocuklarda 0-6 yaş dönemi okul öncesi dönem olarak kabul edilmektedir. Bu dönemde, çocukları müziği sevmeye yöneltmek, müzik yeteneğini ortaya çıkartmak ve bireyi, yaşamı boyunca müziğin olumlu etkilerinden faydalanabilecek bir düzeye getirmek müzik eğitiminin en temel hedeflerinden biridir. Okul öncesi eğitiminin, çocuğun gelişim ve eğitimindeki rolü çok büyüktür. Çünkü okul öncesi dönem, bireyin yaşadığı çevreyi tanıması, algılaması ve öğrenme sürecinin en yoğun olduğu, alışkanlıklarının ve yeteneklerinin en hızlı geliştiği bir dönemdir. Bireyin yaşamında bu denli önemli bir yere sahip olan okul öncesi dönem en iyi şekilde değerlendirilmelidir. Bu dönemde, köklü ve düzenli bir eğitim yapılırsa, çocuk her yönden daha sağlıklı bir şekilde gelişir. Müziğin çocuğun dil gelişimine, duygusal ve sosyal gelişimine ve bedensel gelişimine önemli ölçüde etkileri olduğu bilimsel bir gerçektir. Çocukların müzik yeteneğinin doğru anlaşılıp doğru tanımlanması, müzik eğitiminin iyi planlanması ve belirlenen hedefler doğrultusunda sağlıklı yürütülebilme açısından büyük önem taşır(Uçan,2005:16). Bu nedenle okul öncesi dönemde müzik eğitimi bilimsel gerçeklerin ışığında çok iyi bir şekilde planlanmalıdır.

Bu çalışmada, okul öncesi dönemde en etkin müzik uygulamaları olan ritim ve şarkı söyleme becerileri üzerine bir araştırma yapılmıştır. Okul öncesi öğretmen adaylarının ritim algılama ve şarkı söyleme becerileri araştırılmıştır. 1. Bölümdeki girişten sonra, 2. bölüm’de literatürden faydalanarak okul öncesi dönemde müzik eğitiminin kuramsal temelleri sunulmuştur. Yapılan test uygulamaları ve analizleri 3. bölüm’de, sonuçlar ve öneriler ise 4. bölüm’de sunulmuştur.

1.1.Problem Cümlesi

Bu araştırmada,‘‘Selçuk Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi ve Okul Öncesi Eğitimi Bölümü’’ lisans 1. sınıf ve 2. sınıf öğrencilerinin ritim algılama ve şarkı söyleme becerilerini belirleyerek lisans eğitimlerinde 2. sınıfta müzik eğitimi dersi alan öğrencilerle 1. sınıfta henüz müzik eğitimi dersi almamış

(13)

öğrencilerin ritim algılama ve şarkı söyleme becerilerinde bir farklılık olup olmadığı sorusuna cevap aranacaktır.

1.2. Alt Problemler

1. Okul öncesi öğretmen adaylarının, okul öncesi dönemde anaokuluna gidip gitmediklerine göre ritim algılama becerileri arasında bir farklılık varmıdır?

2. Okul öncesi öğretmen adaylarının en başarısız oldukları şarkı söyleme ögeleri nelerdir?

1.3. Amaç

Bu araştırmanın amacı, okul öncesi eğitim kurumlarındaki öğrencilere müzik etkinlikleri sırasında ritim ve şarkı söyleme uygulamaları yaptıracak olan öğretmen adaylarının ritim algılama ve şarkı söyleme becerilerini incelemektir.

1.4.Önem

Okul öncesi eğitimin en önemli konularından biri de müzik eğitimidir. Müzik eğitimi çocuğa birçok davranışı kazandırmak, doğuştan getirdiği müzik yeteneğini keşfetmek ve geliştirmek açısından oldukça önemlidir. Okul öncesi dönemde müzik eğitimi, çocukların duygu ve düşüncelerini ritim ve melodi ile serbestçe ifade edebilmelerini sağlar. Ayrıca, çocuğa ritim algılama becerisini ve şarkı söyleme sevgisini kazandırır. Okul öncesi dönemde müzik eğitimcisinin müzik saatlerinde hangi ritim kalıplarını ve ne tür şarkıları seçeceğini sınıftaki öğrencilerin müzik yeteneklerine göre belirlemesi gerekir. Bu nedenle okul öncesi dönemde müzik uygulamaları yaptıracak olan öğretmen adaylarının bu konuda yeterli düzeyde olmaları gerekir. Bu öğretmen adaylarının müzik uygulamaları yaptırabilecek düzeyde olup olmadıklarını belirlemek, eğitim öğretim planlaması açısından da oldukça önemlidir.

(14)

1.5.Varsayımlar ( Sayıltılar )

1. Anketlerin ve uygulamaların yapılması sırasında öğrencilerin araştırmacıdan ve diğer öğrencilerden etkilenmediği,

2. Ankette yer alan soruların ve uygulamalarının öğrenciler tarafından samimi olarak cevaplandığı,

3. Ankete katılan gruplardaki her bir öğrencinin daha önce aynı düzeyde müzik eğitimi aldığı, varsayılmıştır.

1.6. Sınırlılıklar

Bu çalışma ‘‘Selçuk Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi ve Ev Yönetimi Eğitimi Bölümü Çocuk Gelişimi ve Okul Öncesi Eğitimi Ana Bilim Dalı’’ lisans 1. ve 2. sınıfa devam eden öğrencilerle sınırlı tutulmuştur.

1.7. Tanımlar

Okul Öncesi Eğitim: 0-72 ay arasındaki çocukların gelişim düzeylerine ve bireysel

özelliklerine uygun, zengin uyarıcı çevre olanakları sağlayan, onların bedensel, zihinsel, duygusal ve sosyal yönlerden gelişmelerini destekleyen, toplumun kültürel değerleri doğrultusunda en iyi biçimde yönlendiren ve ilköğretime hazırlayan, temel eğitim bütünlüğü içinde yer alan bir eğitim sürecidir.

Ritim: Müzikte seslerin zamana göre düzenli aralıklara bölünmesidir. Ritim Kalıbı: Birden çok ritimden oluşan ritimsel bütündür.

Ritim Eğitimi: Çocuklara bir ritim kalıbını (elleriyle, ayaklarıyla, bedeniyle,

araçlarla ya da sözlerle yinelenebilecek bir biçimde)öğretmektir.(Sun ve Seyrek,2000:57).

(15)

2.OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE MÜZİK EĞİTİMİ 2.1. Okul Öncesi Dönemde Müzik Eğitiminin Önemi

‘‘Okul öncesi eğitim, Türk Milli Eğitim sistemi içinde, onu düzenleyen temel ilkeler çerçevesinde ve Türk Milli Eğitiminin amaçları doğrultusunda her çocuğun kendi özellik ve yeteneklerine uygun olarak, her yönden gelişimini sağlayan düzenli bir eğitimdir’’(M.E.B.,1990:23).

Çocuğun gelişim özellikleri ve bu özelliklere uygun eğitimi arama çabaları ‘‘Antik Çağ’’a kadar uzanmaktadır. Bu çağda Platon ve Aristo bu arayışın öncülerindendir. Platon, çocukların farklı yeteneklere sahip olduklarını ve bu yeteneklerin dikkate alınarak eğitilmeleri gerektiğini savunmuştur(Tufan,2006:1).

Okul öncesi eğitimde verilen sanat eğitiminin içinde müzik eğitiminin de kuşkusuz önemi büyüktür. Okul öncesi müzik eğitiminin önemi; çocukların iyi, doğru ve zevkle müzik yapması, onlarda bazı müzikal becerilerin geliştirilmesi, şarkı söyleme ve enstrüman çalma gereksinimi ortaya çıkarması, onlara iyi bir kulak ve ses eğitimi vererek müzik zevki ve anlama kabiliyeti yaratmasıdır(Urfioğlu,1989:6).

Çocukların fiziksel olarak gelişmesi doğal bir süreç içerisinde gerçekleşmektedir fakat müziksel gelişim her çocukta var olan yeteneğinin üzerine bilinçli ve düzenli bir müzik eğitimi verildiği takdirde gelişir. Bu nedenle okul öncesi dönemde yapılan müzik çalışmaları oldukça önemlidir. Çünkü bu dönemde yapılan bilinçli ve düzenli bir müzik eğitimi çocuğun ileri yaşlarındaki müzikle ilgili bilgi ve becerilerini doğrudan etkiler. Öğrenmenin erken yaşlarda çok hızlı ve kalıcı olduğu düşünülürse, okul öncesi eğitimde verilecek iyi bir müzik eğitimi çocuğa doğru ve nitelikli müzik dinleme, söyleme ve çalma alışkanlığı kazandıracaktır.

Müzik kişisel disiplini geliştirir, müzik aktiviteleri sosyal beceri ve tutumların gelişimine katkı sağlar. Şarkı söylemek zihinsel aktiviteyi geliştirir, kişinin estetik güzelliklere karşı duyarlılığını arttırır, ruhsal ve bedensel yorgunlukları giderir, dinlendirir, neşelendirir. Müzik, okul öncesi dönemdeki normal ve özel eğitim

(16)

gereksinimi olan çocukların eğitiminde kullanılan ve gelişim alanlarını destekleyen en önemli etmenlerden biridir.

Sun ve Seyrek okul öncesi dönemde müziğin önemini şu sözlerle ifade ediyorlar:

‘‘Çocuklar küçük yaşlardan itibaren iyi müziklerle beslenirlerse büyüyünce müzikçi olmasalar bile iyi müziği seven, seçen ve ondan yararlanmasını bilen yetişkinler olacaklardır. Anaokulu, çocukta iyi müzik beğenisinin tohumlarının atılacağı, fidanlarının yetiştirileceği, özenli bir bahçe olmalıdır’’(Sun ve Seyrek,2000: 31).

2.2.Okul Öncesi Dönemde Müzik Eğitiminin Amacı

Okul öncesi müzik eğitiminin temel amacı; çocukların çevre farklılığından gelen ve ilköğretimde fırsat eşitsizliği yaratacak gelişme farklılıklarını azaltmak ve çocukların yaratıcılık, kişilik ve anadil gelişimini sağlayarak onları temel eğitime hazırlamaktır(Urfioğlu,1989:6). Buna ek olarak çocukların bilişsel, duyuşsal ve devinişsel gelişimlerine yardımcı olmak, ortak bir müzik kültürü oluşturmak ve anadilin gelişimini sağlayarak çocukları temel eğitime hazır duruma getirmektir.

İlk çağlarda çocuğun müziğe karşı olan doğal ilgisi ve yeteneği bilinçli ve sistemli bir şekilde incelenmeli ve işlenmelidir. Müzik etkinliği, tüm gelişim alanlarına paralel bir şekilde bütünleştirir. Bu dönemde, köklü ve düzenli bir eğitim yapılırsa, çocuğun gelişiminde boşluklar olmaz tam tersine çocuk her yönde daha sağlıklı ve problem yaşamadan gelişmiş olur(Kürklü,2003:39).

Okul öncesi eğitim kurumlarında müzik etkinliklerinin temel amaçlarından biri de çocukların müziğin doğasını anlamalarını sağlayacak geniş ve kapsamlı müzik deneyimleri yaşamalarını sağlamaktır(Mertoğlu,2002:29). Bu dönemdeki çocukların müziğe ilgisini yaratmak, bu ilgiyi beslemek, yeteneğini olabildiğince geliştirmek ve bu yoldan her çocuğun, müziğin olumlu etkilerinden yararlanmasını sağlamak, çocukların bilişsel duygusal ve devinimsel gelişimine yardımcı olmak, aile ve çevre farklılıklarını gidererek ortak bir müzik kültürü oluşturmak, ana dilin gelişmesini

(17)

sağlayarak onları temel eğitime hazırlamak okul öncesi dönemdeki müzik etkinliklerinin amaçlarındandır.

Akkaş, ilköğretim öncesi dönemde müzik eğitiminin amaçlarını şu şekilde açıklamıştır:

‘‘Okul öncesi müzik eğitiminde ana amaç: Çocukların devinimsel, duyuşsal ve bilişsel gelişimine yardımcı olacak, toplumsal çevre farklılıklarından gelen ve ilköğretimde fırsat eşitsizliği yaratacak gelişme farklılıklarını azaltmak, çocukları aynı gelişim çizgisine yaklaştırmak ve ana dilin gelişimini sağlayarak onları temel eğitime hazırlamaktır’’(Akkaş,1993:14,15).

Bir başka amacı da çocuğun duyduklarını ve düşündüklerini ritim ve melodiyle serbestçe ifade edebilmelerini sağlayarak, çocuğun ritim duygusunu ve müzik sevgisini geliştirmektir(Akkaş,1993:15).

Bu amacın gerçekleştirilebilmesi için çocukların etkinlik yoluyla neşelendirilmesi, günlük konularla ilgili onların seviyelerine uygun şarkı, şarkılı oyunlar, marşlar, türküler, ritmik hareketler ile çocukların yorgunluğunun giderilmesi ve boş zamanlarının neşeli bir şekilde değerlendirilmesi gerekir.

Okul öncesi müzik eğitimi, genelde bir toplumun müzik kültürüne büyük bir güç kattığı gibi, öncelikle, o ülkedeki çocukların gelişim, eğitim ve başarılarına da büyük güç katar(Egüz,1981:68).

Müzik, okul öncesi dönemdeki çocukların normal ve özel eğitim gereksinimi olan tüm çocukların eğitiminde kullanılan, tüm gelişim alanlarını destekleyen en etkili ve önemli tekniklerden biridir(Mertoğlu,2002:29).

(18)

Müzik eğitiminin amaçları, gelişim alanları göz önüne alınarak şu şekilde sınıflandırılabilir.

• İletişim, farkında olma ve dil gelişimi ile ilgili amaçlar. • Motor gelişim ile ilgili amaçlar.

• Zihinsel gelişim ile ilgili amaçlar. • Yaratıcı ve duygusal amaçlar.

2.2.1.İletişim, Farkında Olma ve Dil Gelişimi ile İlgili Amaçlar

Dikkatini müziğin ritmine yoğunlaştırabilme, şarkı dinleyebilme, çalgı çalındığı sırada veya şarkı söyleme sırasında göz kontağı kurabilme, isimlerin geçtiği şarkılar ile kendinin ve diğer kişilerin farkına varabilme, dili doğru kullanabilme yeteneğini geliştirme, yeni sözcükler kazanabilme, ritim aracılığıyla konuşmadaki ses iniş çıkışlarını doğru zamanda yapabilme, doğada var olan sesleri ayırt etme ve kendini ifade edebilme gibi amaçlardır.

2.2.2.Motor Gelişim ile İlgili Amaçlar

Çalgıları kullanarak el-göz koordinasyonu sağlayabilme, aynı anda iki elin birlikte koordinasyonunu sağlayabilme (örneğin, trampete aynı anda iki elindeki sopalarla vurabilme), müzik eşliğinde vücudu koordineli bir şekilde kullanabilme ve hareket gelişimini destekleyebilme gibi amaçları kapsamaktadır.

2.2.3.Zihinsel Gelişim ile İlgili Amaçlar

Dikkat süresini arttırabilme, dinleme becerisini geliştirme, vücudun farkına varabilme, vücut kısımlarını tanıyabilme, renk, sayı, şekil ve büyük-küçük, uzun-kısa gibi birçok kavramı kazanabilme çevredeki olayları, diğer insanları ve doğa olaylarını kavrayabilme gibi amaçlardır.

(19)

2.2.4.Yaratıcı ve Duygusal Amaçlar

Müzik sevgisini kazanabilme, duygularını müzik aracılığı ile ifade edebilme, bir gruba ait olma bilincini kazanabilme, güven duygusu geliştirebilme, sesini kullanma ve kontrol etme becerisini geliştirebilme gibi amaçlardır(Artan,1993:13). Bu amaçların tümü veya bir kısmı ulaşılmak istenen amaçlar olabilir. Çocukların seviyesine göre bu amaçlar ertelenebileceği gibi yeni amaçlar da eklenebilir.

2.3. Müziğin Çocuk Yaşamındaki Yeri ve Önemi

Çocuğun doğumundan ilköğretime kadar geçen süre okul öncesi dönem olarak adlandırılır. İster yeni doğmuş, ister daha büyük yaşta olsun, çocuklar müzikten güçlü bir şekilde etkilenmeye devam ederler. İnsanoğlu yaşamı boyunca müzik ile etkileşim halindedir. Üstelik doğumdan önce anne karnında bile, bebeklerin müziği işitebildikleri ve çeşitli hareketlerle müziğe tepki verebildikleri saptanmıştır. Bee ve Mitchell bebeğin müziksel gelişiminin anne karnında başladığını, bebeğin annesinin kalp atışlarını duyduğunu ifade etmektedir(Özgül,2002:41). Müzik, dinleyicide rahatlatıcı ve haz verici duyguları harekete geçiren, uyumlu ve ritmik sesler dizisi şeklinde algılanır. Bir başka deyimle müzik; duygu ve düşüncelerin seslerle anlatılmasıdır. Bu anlatım bilimsel yollarla sistemli bir şekilde yapılırsa çok daha değerli müzik eserleri ortaya çıkar. Bu doğrultuda müzik, bireyin kendi iç dünyası ve dış dünya ile etkileşmelerini seslerle ifade eden bir bilim dalıdır. Bazen bir melodinin, dilleri tamamen farklı olan ve sadece bir tek dil (Almanca, İngilizce, Türkçe veya bir başka dil) konuşabilen farklı kişilerce aynı şekilde algılanması ve benzer tepkiler alması müziğin evrensel bir dil olduğunu gösterir. Müziğin bu evrensel özelliği uluslararası ilişkilere sosyal, kültürel ve ekonomik bir boyut da kazandırmaktadır. Müzik, üzüntü ve gerilimleri ortadan kaldırır. Yeryüzünde bilimin ve araştırmaların en temel amacı, insanoğlunun merakını yenmek ve daha mutlu bir yaşamı sağlamak için gerekli araçları geliştirmektir. Bu mantıkla düşünüldüğünde, müzik aynı zamanda, mutluluk için çok kolayca ulaşılabilen bir araçtır. Müziğin bütün bu özelliklerinin ışığında, müzik eğitiminin önemi açıkça ortadadır. Bu nedenle günümüzde müzik eğitimi, planlı bir şekilde okul öncesi dönemde başlamaktadır. Ancak, ülkemizde hala okul öncesi dönemde müzik eğitimine

(20)

yeterince önem verilmediği için uygulamada temel sorunlar devam etmektedir. Bu sorunlardan birisi de okul öncesi eğitim veren kurumlarda müzik eğitimi veren öğretmenlerin bu konudaki eksikliklerinin giderilmesi yönünde bugüne kadar yeterli çalışma yapılmamış olmasıdır.

Okul öncesi yaştaki çocuklar, müziğe uyarak hareket edebilirler ve basit çalgıları, istekli ve düzenli bir şekilde çalabilirler. Dil hakimiyetleri ve akılda tutma yetenekleri arttıkça, çocuklar bazı şarkıların tamamını söyleyebilirler, hatta kendi şarkılarını kendileri yaratabilirler. Okul öncesi dönemde başlayacak olan müzik eğitimi doğru şekilde planlanmalı ve uygulanmalıdır. Bu anlamda aile büyüklerinden başlamak üzere okul ve müzik öğretmenine de çok önemli görevler düşmektedir. Çocukları öğrenmeye istekli duruma getirmek (güdülemek-motive etmek) öğretmenin en önemli görevlerindendir. Kuşkusuz, her çocuğun müzik yeteneği aynı düzeyde değildir, fakat bütün çocuklar müziği severler ve müziğe ilgi duyarlar.

Çocukların çoğunluğu orta yetenekli, çok azı da üstün yetenekli ya da az yeteneklidir.Bu konuda araştırma yapan bilim adamlarına göre çok yetenekli ya da az yetenekli olan çocuklar istisna olarak kabul edilmekte, bu istisnalar dışında kalan çocuklar müziğe yetenekli olduğu sayılmaktadır(Sun ve Seyrek,2000:30). Bu nedenle, ana sınıfından itibaren, öğretmene düşen temel görev öğrencisini müzik öğrenme yolunda güdülemektir ve sınıftaki bütün öğrencilere aynı ölçüde öğrenme fırsatı sağlamaktır. Özellikle müzik etkinliklerinde sürekli olarak sesi güzel ve daha yetenekli öğrencilere fırsat tanınırsa diğer öğrencilerin güdülenmesi olumsuz yönde etkilenebilir. Bütün öğrencilerinin güdülenmesini başarabilen öğretmen kuşkusuz mesleğinde daha başarılı bir öğretmen olacaktır. Bu nedenlerle, okul öncesi dönem öğretmen adaylarının eğitim ve öğretimi çok önemlidir.

2.4. Müziğin Çocuğun Diğer Gelişim Alanlarına Etkileri 2.4.1.Dil Gelişimi

Çocukların küçük yaşlarda kelime dağarcıkları zayıftır. Bu yüzden bazı kelimeleri telaffuz etmekte zorluk çekerler, duygu ve düşüncelerini tam olarak ifade edemezler. Müzik eğitimi yolu ile dil gelişimine büyük katkı sağlanabilir. Müzik

(21)

sayesinde çocuğun kelimeleri doğru telaffuz edebilmesi, doğru vurgulayabilmesi ve dağarcığına yeni sözler katması da kolay olmaktadır. Çocuk şarkılarının dil gelişimine etkisi büyüktür. Bilindiği gibi pek çok çocuk şarkısı anlamdan önce basit tekerlemelere dayanır. Çocuklarda anlama önem vermeden ritmik ve sözel örnekleri ezberleme eğilimi vardır. Çocukların oyunlarında bu tür tekerlemeler her zaman mevcuttur(Urfioğlu,1989:62). Eğitici çocuk şarkıları, tekerlemeler, saymacalar, ezgilendirilmiş atasözleri dilin gelişimine katkıda bulunmak için müzik eğitiminde kullanılırlar. Bu tekerleme ve saymacaları sık sık söylemekle, çocuk dil çevikliği kazanır, akıcı bir konuşma becerisi elde eder. Çocuk bunları söylerken hem zevk alır hem de doğru ve akıcı konuşma becerisi kazanarak dil gelişimine olumlu katkı sağlar.

2.4.2.Zihinsel Gelişim

Müzik çocukların zihinsel kapasite ve anlama becerilerinin gelişimi için çok önemlidir. Piaget’in bilişsel gelişim aşamaları ile müzik yeteneğinin gelişimi arasında bir ilişkinin olduğu, müziğin uygun ve doğru bir şekilde kullanılmasının çocuklar üzerinde olumlu bir etki yaratacağı düşünülmektedir(Sığıtmaç,2005:33). Öğrenmeyi ve algılamayı kolaylaştıran en etkin yollardan biride müziktir. Çocuk müzik yoluyla renk, sayı, uzun-kısa, uzak-yakın, alçak-yüksek, hızlı-yavaş, ince-kalın gibi kavramları öğrenir. Şarkılar yoluyla insan vücudunu tanıma, mevsimler, hayvanlar, doğa, trafik, yiyecek giyecek, çevremiz gibi pek çok konuyu kolay ve kalıcı şekilde öğrenebilirler.

Müzikli oyunlar yoluyla sağ-sol, ileri-geri, eğri-düz gibi kavramları öğretilebileceği gibi sevgi-saygı, doğru-yanlış, iyi-kötü gibi soyut kavramları da öğretmenin en kolay ve etkili yolu sözlü müziklerdir. Eğitimciler zihinsel gelişim alanında müziği bir pekiştireç olarak kullanabilirler.

2.4.3.Bedensel ve Psikomotor Gelişim

Psikomotor gelişim, fiziksel yapıda ve sinir kas işlevlerindeki değişim süreçlerini kapsar. Motor gelişim terimi ile psikomotor gelişim terimi sık sık bir birinin yerine kullanılır. Psikomotor gelişim, yaşam boyu devam eden bir süreç olup

(22)

motor becerilerde azalma ya da yeni becerilerin kazanılması gibi tüm fiziksel değişimlerle ilgilenir. Çocukların motor gelişimi, hareket yeteneklerinin gelişimi ve fiziksel yeteneklerin gelişimini kapsar. Motor gelişim, fiziksel büyüme ve merkezi sinir sisteminin gelişimine paralel olarak organizmanın isteme bağlı hareketlilik kazanmasıdır. Bir başka anlatımla, temelinde hareket olan becerilerin kazanılmasını içeren ve doğum öncesi dönemde başlayıp ömür boyu devam eden bir süreçtir(Özer ve Özer,2004:6,7).

Çocukta müzik yeteneği doğal olarak başlar. Çocuklar doğumdan itibaren seslere karşı duyarlıdır. Bebek daha gözleriyle bir yere sabit olarak bakmadan bile sesin geldiği yöne doğru bakarak sesin kaynağını araştırır. Daha sonra yaşlara göre müziğe farklı şekillerde tepki vermeye başlarlar. Okul öncesi dönemde ellerini sallama, başını sallama, eğilerek hareket etme, ayakların ucuna basma gibi pek çok figür oluşturmaya başlarlar. Çocuklar, müzik aracılığı ile hareketlerindeki ritimi ve dengelerini geliştirirler, müzik eşliğinde vücudunu koordineli bir biçimde kullanabilir ve ritimlere uygun hareketler yapabilirler.

Müzik, çocukların vücut koordinasyonları ve kas gelişiminde etkilidir. Çocukların bedenlerine hakim olmalarını sağlayarak, özgüvenlerinin gelişimine, iyi bir benlik imajı kazanmalarına yardımcı olur. Farklı türlerde müzik ile hareket etme, çocukların bedenlerini kullanarak yapabileceklerini anlamalarını sağlar(Aktaran:Sığırtmaç,2005:38).

Toplu ya da kendi başına bir çalgı çalmak, ses veren bir araçtan ses elde etmeye çalışmak, çalgının ya da aracın özelliklerine göre çocukta büyük ve küçük kas gelişimine yardımcı olur. Örneğin, çocuk trampet çalarken trampetten düzenli ses çıkarmak için ellerini kollarını denetimle kullanmak zorunda kalır. Bu işlem çocuğun hem büyük ve küçük kaslarının gelişimini hem de psikomotor gelişimini olumlu yönde etkiler(Sun ve Seyrek,2000:34).

Okul öncesi dönemde çocuklar müzikle, bedensel hareketleri birleştirerek, müziğin karakterine ve ritimine uygun olarak belli bir düzen içerisinde hareket etme becerisi kazanırlar. Basit vurmalı çalgılar kullanan bir çocuk el-göz koordinasyonu

(23)

ve iki elin birlikte koordinasyonunu sağlayabilme becerisi de kazanır. Bu da çocuğun bedensel ve psikomotor gelişimini sağlar.

2.4.4.Duygusal ve Sosyal Gelişim

Müzik etkinlikleri diğer alanlarda olduğu gibi çocuğun duygusal ve sosyal gelişimini de olumlu yönde etkiler. Burada okul öncesi dönemde müzik eğitimi veren öğretmene sorumluluklar düşmektedir. Bir çocuğu istemediği bir müzik etkinliği yapmaya zorlamak, müzik etkinliklerinden soğutabilir. Bu bakımdan anaokulu öğretmeni, her çocuğun özellikle ilgi duyduğu müzik etkinliğiyle uğraşmasını sağlamalıdır. Bunun için ortam hazırlayarak çocukların, müziksel yeteneğini geliştirmesine ve müziğe ilgi duymasına zemin hazırlamalıdır.

Okul öncesi eğitimde müzik çalışmaları çoğunlukla grup halinde yapılır. Örneğin tek başına şarkı söylemekten çekinen bir çocuk, küme içerisinde dikkati üzerine çekmeden şarkıyı daha rahat öğrenir ve öğrendiği şarkıyı söyler. Küme içerisinde şarkı söylerken, tartımsal açıdan çabuk ya da ağır söylemeyi, arkadaşlarıyla uyum içerisinde olmayı ve sesinin arkadaşlarından çok veya az çıkmamasına özen göstererek sesini kullanmayı ve denetlemeyi öğrenir. Grup içinde çocuk, kendini rahat ve güvende hissederek bireysel yeteneklerini ortaya koyma çabası içine girer ve özgüveni artar. Birlikte iş yapmanın gerektirdiği disiplin alışkanlığını kazanır. Bütün bunlar çocuğun duygusal ve sosyal yönden gelişimine katkı sağlar.

2.5. Algı ve Ritim 2.5.1.Algı

Algı, bir şeye dikkati yönelterek, o şeyin bilincine varmak, idrak etmektir(TDK Türkçe sözlük,1988:50). Bir başka tanıma göre algı, duyu organlarına gelen uyarımların anlamlı hale getirilme sürecidir. İnsan, yaşamı boyunca duyularını kullanarak çevresinde olup bitenleri anlamak ve yorumlamak için algıyı kullanır. Algının insan yaşamında en önemli olduğu ve duyuların en yoğun olarak kullandığı dönem çocukluk yıllarıdır. Algı, çocukların gelişiminde birçok alanda etkili

(24)

olmaktadır. Özellikle anlama ve kavramanın gelişiminde önemli bir temel oluşturur. Dikkati yönlendirir, bir noktaya toplar ve süresini uzatır. İşitsel algı, dinleme becerisinin artmasına; görsel algı, algılananların bellekte toplanmasına, dokunma algısı, çevresindekilere dokunarak tanımasına ve diğer duyuların kullanımı sırasında olanlara rehberlik etmesine yardımcı olur(Mertoğlu,2002:6,7).

Çocukluk yılları, duyuların en yoğun kullanıldığı araştırma ve keşfetmeye eğiliminin en yoğun olduğu dönemlerdir. Bu dönemde çocuklar görme işitme, tat alma, dokunma ve koklama duyularını kullanarak çevrelerini tanımaya ve etrafındaki olaylara anlam vermeye çalışırlar. Çocuklar dünyaya duyuların en gelişmiş olanı işitme duyusu ile donanmış olarak gelirler. Okul öncesi eğitimde yararlanılan duyu organlarının en önemlilerinden birisi de işitme olduğu söylenebilir. Çocuğun sesleri algılayabilmesi, çocuğun sesleri öğrenmesini ve farklılıklarını ayırt edebilmesini sağlamaktadır. Bu nedenle eğitim öğretim yolu ile de çocuğun algısı geliştirilebilir.

2.5.2.Ritim

Ritim kavramını tanımlayan kaynaklara baktığımızda, birbirine benzeyen birçok tanıma rastlayabiliriz. Türk Dil Kurumu’nun Türkçe sözlüğün de ritim, olayların düzenli aralıklarla tekrarlanması niteliği, düzenlilik(TDK Türkçe sözlük,1988:1226) şeklinde tanımlanmaktadır. Bu tanıma göre günlük hayatımızın her alanında ritimin olduğunu söyleyebiliriz. Kalbimizin düzenli şekilde atması, kıyılara vuran dalga sesleri, geceyle gündüzün birbirini izlemesi, gel git gibi doğa hareketlerinin hepsinde ritim olgusuna rastlamaktayız. Ritim bir temponun düzenli bir şekilde tekrarı, müziğin nabzını hissetme ya da zamanlama yapabilme yeteneği olarak da tanımlanabilir. Ritim zamanın seslerle düzenli aralıklara bölünmesidir. Daha kısa bir deyişle ritim, zamanın düzenli bölünmesidir(Sun ve Seyrek,2000:57).

Müziğin özü ritimdir. En az iki sesin arka arkaya gelmesi ile bir ritim doğar. Konuşmada da ritim vardır. İyi bir konuşmacı etkileyici olmak için ritime önem vermek zorundadır. Bu durum müzik için de geçerlidir. Çünkü müzik bir zaman sanatıdır. Müziğin zamanlamayla ilgili yönleri bulunur: Tempo, aksan, ölçü, nota

(25)

kümesi gibi zamanlamayla ilgili tüm işlevler müziğin ritmik özelliklerini belirler(Müzik Ans.,1985:1090).

Ritim bir melodiyi veya ses grubunu duyduktan bir süre sonra o melodinin veya sesin modellerini doğru olarak hatırlayabilme ve uygulayabilme yeteneğidir. Örneğin, saatin tik-taklarını veya bir trenin tekerlek seslerini demiryolu eklemlerinde devamlı bir ses dizisi meydana getirdiğini duyarız. Bu bir ‘‘ritim’’dir (Urfioğlu,1989:39).

Bütün sanatlarda kendi tanımı içinde bir ritim ögesi vardır. Özellikle şiir, dans ve müzikte ritim daha belirgindir.(Müzik sözlüğü,2002:452).

2.6. Ritim Eğitimi

Çocuklara bir ritim kalıbını (elleriyle, ayaklarıyla, bedeniyle, araçlarla ya da sözlerle yinelenebilecek biçimde) öğretmeye ‘‘Ritim Eğitimi’’ denir.(Sun ve Seyrek, 2000:57).

Müziğin en temel ögelerinden birisi ‘‘ritim’’ dir. Bu duygu çocukta çok erken dönemlerden itibaren görülür. Hatta bebeklik dönemlerinde müziğe verilen ilk tepki ritimdir. Moog, 1976 yılında yaptığı çalışmalarda 18-24 aylık bebeklerin çoğunun, kendilerine söylenen şarkıların ritimlerine kısa bir süre de olsa ritme uygun hareketlerle cevap verdiklerini ortaya koymuştur(Mertoğlu,2002:19).

Okul öncesi dönemdeki bir çocuk için ritim kavramı çok önemlidir. Çocuğa bu yolla bağımsızlık duygusu aşılanıp, kişilik kazanmasına yardımcı olunur. Ritim yoluyla çocuğa kendi kendini kontrol etme alışkanlığı kazandırılır. Montessori’ ye göre ‘‘her şey ritimle başlar’’. Çocuğa ilk müzikal yaklaşım ritimle olur. Çocuk sessizce oturup müzik dinlemez; müzikle birlikte hareket etmek ister. Bu konuda çevresindekilerden de destek görürse hareketleriyle müziğin birleşmesinden büyük zevk duyar(Urfioğlu,1989:39).

Ritim eğitiminde amaç, şarkı öğretiminde olduğu gibi, çocuğa yalnızca belirli ritim kalıplarını öğretmek değil bununla birlikte tartım duygusunu ve bedensel yeteneklerini geliştirmek, onun mutlu olmasına ve kendinde olumlu bir kişilik

(26)

geliştirmesine yardımcı olmaktır. Ritim eğitimiyle çocuğun duygusu gelişeceği gibi, denge, dikkat, tepki güven duyguları ile büyük ve küçük kasları da gelişir; el, kol, ayak, baş, göz ve beden gibi organları arasında eşgüdüm sağlanmasına, davranışlarında çeviklik ve incelik kazanmasına yardımcı olunur(Sun ve Seyrek, 2000:57).

Çocuklara ritim eğitimi verirken basitten zora doğru bir yol izlenmeli, hareket, ses, şarkıya eşlik, müzikte ritmik hareketler yoluyla verilmeye çalışılmalıdır.

Başlangıçta bazı çocuklar el çırpma veya enstrüman çalma deneyimlerinden hoşlanmalarına rağmen, ritimin farkında olmayabilirler. Öğretmen bu durumda kaygılanmamalıdır. İlk ritmik deneyimlerde öğretmenin rolü, ses ve ritimi keşfetme ve çocukların katılımlarını desteklemektir. Bu çalışmalarda bireysel farklılıkların da olabileceği unutulmamalıdır.(Aktaran: Sığırtmaç,2005:46).

Ritim, büyük ve küçük kas gelişimini sağlamanın yanı sıra duygusal gelişimi, yani ritim ve tempoyu algılamaya da yardımcı olmaktadır. Ayrıca, kavramsal gelişim, sosyal, duygusal gelişim gibi noktalarda, diğer çocuklarla etkileşim, yaratıcılık ve gerilimin giderilmesi konularındaki katkılarından dolayı ritim eğitiminin ilköğretim öncesi müzik eğitiminde önemli bir yeri vardır(Akkaş,1993:49).

Okul öncesi dönemde, ritimin müzikte kullanılan zaman işaretleri ve diğer sembollerle kavraması zor olabileceğinden çocuklara ritim eğitimi verilirken, basitten zora doğru bir yol izlenmeli, hareket, ses, şarkıya eşlik, müzikle ritmik hareketler yoluyla verilmelidir. Bu ritmik hareketler uygulanırsa, müzik eğitimi bir zevk haline dönüştürülebilir.

Ritmik becerilerin geliştirilmesi için zorunlu olan nokta, bedensel hareketler ve ritmik enstrümanların kullanımıdır. Örneğin; elleri ya da ayakları birbirine, bedenin çeşitli yerlerine ya da masa sandalye, sıra gibi bir eşyaya ses çıkaracak şekilde vurma, başın kolların veya bedenin öne arkaya, sağa sola eğilmesi, sallanması şeklinde yapılan bedensel hareketler, ritim aletleriyle yapılan ritim vuruşları gibi(Ömeroğlu vd.,2006:60).

(27)

Akkaş’a göre okul öncesi dönemde müzik eğitiminde ritim eğitiminin faydalarından bazıları şunlardır:

• Ritim hissi insanda bağımsızlık, yaratıcılık, serbestlik gibi kavramlar yaratır. • Ritim insana güçlülük duygusu verir.

• Ritim sesleri izlemeye yöneltir, heyecanlandırır.

• Ritim tüm organizmada titreşim yaratır. Ritim, olay ile imge arasında ilişki kurar. Müziğin ritimine uyarak geçmişe ve geleceğe dayanan veya tamamen imgesel olarak pek çok düşüncelere kapılmak mümkündür. Bu nedenle hayal gücünü geliştirmede ritim önemli bir etkendir(Akkaş,1993:64,65).

2.6.1.Ritim Kalıpları

Birden çok ritimden oluşan ritimsel bütüne ‘‘ritim kalıbı’’ denir. Çocuklara bir ritim kalıbını elleriyle, ayaklarıyla, bedeniyle, araçlarla ya da sözlerle yineleyebilecek biçimde öğretmeye de ‘‘ritim eğitimi’’ denir(Sun ve Seyrek,2000:57).

Okul öncesi müzik eğitiminde çocuklara en uygun ritim kalıpları ‘‘dörtlük ve sekizlik’’ ritim kalıplarıdır. Çocuklar, bu ritimleri öğrendikten sonra hiç uyarı almadan bunu hareketler ve çeşitli yollarla ifade edebilirler. Ritimde temel hareketler yürüme, koşma ve sıçramadır. Yürüme, koşma ve zıplama ritimleri doğal ritimlerdir. Taklit edilen ritimler ise çocuğun hayal gücünü kullanarak yaptığı hareketlerdir. Yürüme ve koşma birbirine zıt ritimler olmakla birlikte bu iki ritim başlangıçta birlikte verilmelidir. Ritim öğretiminde kalıplar çok önemlidir. Başlangıçta yapılacak şey bir müzik dinleterek, çocukların yürüme, koşma ve sıçrama hareketlerinden hangisini yapacağına karar vermelerini beklemektir. Dörtlük ve sekizlik kalıplar çocuklara bazı işaret ve sözcüklerle kavratılabilir. Ritim kalıplarını çocuklara kavratma yöntemleri, gelişim alanlarına bağlı olarak çocuğun bu ölçüleri daha bilinçli bir şekilde algılamasına yardımcı olur(Akkaş,1993:52).

(28)

Çocukların yaptıkları ilk ritmik hareketler düzensiz olabilir çünkü çocuklar hareketlerini kontrol etmede bir takım güçlükler yaşayabilirler. Fakat çocuklar, bedenini hareket ettirirken aynı anda müziği dinlemeyi öğrenirlerse, zamanla ritime verdiği tepkiler düzelmeye başlar.

Ritim kalıplarını okumayı doğru yaptırabilmek için öncelikle öğretilen şarkıların seçiminde titizlik gösterilmesi beklenen bir konu da prozodi konusudur. Çocuklar prozodi hatası içeren şarkıları çokça söylüyorlarsa onlara doğru ritim okuma becerisi kazandırmak oldukça zordur. Bu nedenle öğretmenin şarkı seçiminde ön bilgiye gereksinimi vardır(Morgül,2001:156).

2.6.2.Okul Öncesi Dönemde Ritim Eğitimi ile İlgili Etkinlikler

Ritim eğitimine başlangıçta yürüme, koşma ve zıplama gibi temel hareketlerden başlanmalıdır. Bunlar ‘‘doğal ritim’’ lerdir. Taklit edilen ritimler ise çocuğun hayal gücünü kullanarak yaptığı hareketlerdir. Bunlar ördek gibi yürüme, kurbağa gibi zıplama, at gibi koşma şeklindeki ritimlerdir. Ritimleri doğru kavratmak kolaydan zora doğru yapılan birçok çalışmayı gerektirir. Örneğin çalınan bir ritimin tekrarı istenebilir, söylenilen şarkının sadece ritimi vurdurulabilir. En sade ritim çalışması, iki eli birbirine vurarak yapılan çalışmadır. Ritim duygusunu geliştiren önemli bir çalışmada, vurmalı çalgılarla ritim çalışması yaptırmaktır.

Yürüme ve koşma ritimleri nota ifadesi olarak dörtlük ve sekizlik ritimlere bağlı olarak verilebilir.

: ‘‘Dörtlük nota’’,yürüme ritimi;

: ‘‘Sekizlik nota’’, koşma ritimi için kullanılabilir.

Sözlerle de ritim çalışmaları yaptırılabilir. Dörtlük ya da sekizlik notaların anlam taşımayan sözel karşılıkları kullanılabileceği gibi (Ta, ti-ti gibi), çocuklara bazı tek ve çift heceli sözcüklerle de ritim çalışması yaptırılabilir. Bu sözcükler, çocukların kendi isimlerinden, hayvan, meyve ya da birçok değişik nesneden

(29)

seçilebilir. Ancak burada önemli olan nokta, sözcükteki ritimin, sözcüğün söylenişine ve hece sayısına uygun olarak yapılmasıdır.(Ömeroğlu vd. ,2006:64).

Örneğin, tek heceli olan ‘‘Van’’ bir uzun vuruşla, İki eşit heceli olan ‘‘İzmir’’ iki eşit kısa vuruşla, Dört eşit heceli olan ‘‘Gelibolu’’ dört kısa eşit vuruşla,

Üç heceli ve heceleri eşit olmayan ‘‘Ankara’’ uzun, kısa, kısa vuruşla,

Üç heceli ve heceleri eşit olmayan ‘‘Terazi’’ kısa, uzun, kısa vuruşlarla vurulur(Uçan ve diğ.,2003:47).

Ritim çalışmaları, müziğe uygun yürüme, dans etme, hareket etme, taklit yapma gibi şekillerle müzik eşliğinde, çocukların, dinletilen bir müziğe veya söylenen bir şarkıya vücutlarıyla, el ve ayaklarıyla ya da ritim aletleriyle verilen ritim kalıbıyla eşlik ederek yaptırılabilinir. Ayrıca ritim çalışmaları, çocuklara verilen ritime ya da müzik eşliğinde müziğin ritimine göre hareket ettirilerek jimnastik çalışmalarıyla da yaptırılabilinir.

Ritim çalışmaları oyun eşliğinde de yaptırılabilinir. Bu tarz çalışmalarda öğretmen izleyici konumundadır. Her çocuk vurmalı çalgılardan birini alır ve onunla oynar. Çocuk ister öğretmenin daha önce öğretmiş olduğu bir ritim kalıbını, ister kendi bulacağı bir ritim kalıbını serbestçe seslendirebilir. Serbest ritim çalışmalarının oyun ile yapılmasının amacı, çocuklara belirli ritim kalıplarını öğretmek değildir. Onların çalgıları tanımalarına, bunlardan nasıl ses çıkarabileceğini deneyerek bulmalarına ve ritim duygularının özgürce gelişmesine olanak sağlamaktır. Bu tarz çalışmaların çok gürültülü olacağını göz önüne alarak, her uygulamayı beş dakikadan fazla sürdürmemekte yarar vardır(Uçan ve diğ.,2003:47). Ritim çalışmaları kelimelerle ve tekerlemelerle de yaptırılabilir. Öğretmen, kelimeleri tartımıyla söyler ve çocukların da tekrarlamasını ister ya da, söylettikten sonra tartımını vurmalarını ister.

(30)

2.6.3.Ritim Çalışmaları Sırasında Dikkat Edilecek Hususlar

1.Ritim çalışmaları çocukların yaş ve gelişim seviyelerine uygun olmalıdır. 2.Çocukların öncelikle kolayca kavrayıp yineleyebilecekleri ritim kalıpları kullanılmalıdır.

3.Kolay bir ritim kalıbı çocuklar tarafından tam olarak kavranmadan, daha güç bir ritim kalıbının öğretimine geçilmemelidir. Ritim çalışmaları kolaydan zora doğru düzenlenmelidir.

4.Ritim çalışmaları grup şeklinde yapılmalıdır.

5.Öğretmen, daha önceden belirlediği ritim kalıplarını çocuklarla birlikte yaparak onlara rehber olmalıdır.

6.Ritim çalışmalarını ilgi çekici hale getirmek için ritim aletlerinden yararlanılmalıdır.

7.Ritim çalışmalarında ritmik hareketler kullanılmalı ve bu çalışmalar için seçilen müziğin ritimi de canlı ve net olmalıdır.

8.Ritim çalışmaları kısa tutulmalıdır. Bu tarz çalışmalar gürültülü olduğundan beş dakikadan fazla sürdürülmemelidir.

2.6.4.Ritim Eğitiminde Öğretmenin Rolü

Okul öncesi dönemde müzik etkinlikleri yapılırken önemli olan nokta, öğretmenin çocukların seviyesine inebilmesi, eğlenmeye istekli olması ve kendi coşkusunu da onlarla paylaşarak etkinliklere aktif bir şekilde katılabilmesidir. Müzik etkinliğini yaptıracak olan öğretmen dikkatli ve aynı zamanda iyi bir dinleyici olmalıdır. Öğretmen müzik etkinliği için uygun zamanı ayarlayabilmeli, etkinlikleri planlarken çocukların gelişim özelliklerini göz önüne alarak, onların ihtiyaçlarına yönelik müzik aktiviteleri yaptırabilmek için önceden hazırlıklı olmalıdır. Müzik etkinlikleri, çocukların gelişim seviyelerinin altında veya üstünde hazırlanmamalı,

(31)

çocukların ortaya çıkardıklarını değerlendirirken mükemmeliyetçilikten kaçınılmalı, kendi istek ve beklentilerine göre eleştiriler yapılmamalıdır.

Müzik eğitim faaliyetlerinde öğretmenin en önde gelen görevi, çocuğa ritimi doğru vermek ve çalıştırmaktır(Yönetken,1952:30).

Ritim ve melodi, müziğin ayrılmaz iki ögesidir. Çocuk, duyduğu ya da söylediği ezginin tartımını içinde hissedemezse, ritim duygusu gelişemez. Burada öğretmene düşen görev, söylenen ya da dinlenen ezginin tartımının, el çırparak, ayak vurarak, müziğe uygun hareket ederek ve basit çalgılarla eşlik ederek ritim duygusunun öğrencilerce yaşanmasını sağlamaktır(Dinçer,2000:7).

Ritim duygusu çocukta çok erken yaşlardan itibaren görülür. Çocuğun ritim algısının geliştirilmesi için sistemli bir eğitim gereklidir. Ritim eğitimi yaptıracak olan öğretmen, içinde bulunduğu toplumun müzik kültürünü de bilmek zorundadır. Müziğin karakteristik özelliklerinden olan ses yüksekliği, ses rengi, ses niteliği ve ritim yapısı gibi özellikler, müziğin yapıldığı topluma göre değişiklik gösterir(Aktaran:Mertoğlu, 2002:24).

2.6.5.Okul Öncesi Dönemde Ritim Çalışmalarına Ait Uygulama Örnekleri Örnek:1

Programın Adı: Ritim Çalışması

Amaç: Çalınan herhangi bir müziği, çocuğun ritmik hareketlerle ifade edebilmesi.

Uygulama: Teyp veya radyodan herhangi bir müzik çocuklara dinletilir. -Çocukların serbest olarak bu müziğe göre hareketler yapması istenir. -Eğitimci, bir aletle ritim tutarak, çocukları yönlendirir.

-Yürüme, koşma, sıçrama, vals adımları kolları açıp kapama gibi hareketler kullanılabilinir.(Akkaş,1993:57).

(32)

Örnek:2

Programın Adı: Ritim çalışması

Amaç: Ritim aletlerinin seslerini keşfetmek ve çalmasını öğrenebilmek Uygulama: Aletler karışık bir şekilde sınıfın bir köşesine konulur. -Çocuklara bu aletleri birbirleriyle değişerek çalmaları söylenir. -Bir süre sonra bir müzik parçası (örneğin enstrümantal müzik) çalınır.

-Eğitimci ile birlikte her çocuk eline bir alet alır ve çalınan müziğe eğitimcinin yönlendirmesiyle ritim tutar.(Urfioğlu,1989:44).

Örnek:3

Programın Adı: Ritim Çalışması

Amaç: Çocuğun ritimi işiterek hareketlerle ifade etmesi. Gerekli Materyaller: Teyp veya Cd çalar dan çalınan bir parça.

Uygulama basamakları: Çocuklara bir müzik parçası önceden bir kere dinletilir. Bu melodinin tanıdık olması yararlıdır. Müzik ikinci kez dinletilmeden önce çocuklara ‘‘Müziği dinlerken, nasıl hareketler yapmak istiyorsun?’’ ‘‘Müziği dinlerken neler duyuyorsunuz, görüyorsunuz?’’ gibi sorularla bu gördüklerini hareketlerle yapması söylenir. Müzik tekrar çalınır ve çocuklar hareketleri yaparlar. Üçüncü defa başka bir müzik dinletilir. Çocukların yine bu müzikle değişik hareketler yapması sağlanır. Böylece değişik müzikler çalındığında, bu müziği nasıl hareketle ifade etmesi gerektiği anlatılmış olur(Akkaş,1993:66,67).

(33)

Örnek:4

Programın Adı: Ritim Çalışması

Amaç: Vücuda ait olan ritmik seslerin işitsel olarak ayırt edilebilmesi. Gerekli Materyaller: Ses kaydı yapabilen bir teyp.

Uygulama basamakları: Teybe çocukların vücutlarına ait bazı sesler kaydedilir. Örneğin, yürüme, koşma, sıçrama, el çırpma, nefes alma vb. Bu sesler çocuklara dinletilerek bu seslerin ne olduğunun ayırt edilebilmesi için zaman verilir(Akkaş,1993:68).

Örnek:5

Programın Adı: Ritim Çalışması

Amaç: Hayvan yürüyüşlerinin taklitleri.

Gerekli Materyaller: Teyp ten veya bir müzik aletiyle çalınan bir müzik.

Uygulama basamakları: Çocuklarla birlikte daire şeklinde oturulur. Hayvanlarla ilgili bir öykü anlatılarak öykü içinde geçen hayvanların yürüyüşleri gösterilir. Müzik çalınır ve bu müziğe göre ritmik olarak hayvan yürüyüşleri yaptırılır(Akkaş,1993:68).

2.6.6.Okul Öncesi Dönemde Ritim Eğitiminde Kullanılan Araçlar 2.6.6.1.Ritim Çalışmalarında Araçların Kullanılışı

Okul öncesi dönemde ritim eğitiminde, blok flüt, piyano, bağlama gibi ezgili müzik aletlerinin yanı sıra davul, trampet, tef, darbuka gibi vurmalı çalgılar, çevremizde bulunan masa, sıra, konserve kutusu, gazoz kapağı, kalorifer peteği gibi müzik dışı ses veren araçlar da kullanılabilinir.

Okul öncesi dönemde ritim çalışmaları yapmak için en ideal araçlar‘‘Orff Çalgıları’’ dır. Orff çalgıları, tek ses veren vurma çalgılarıyla tartım eğitiminde

(34)

kullanılabildiği gibi ksilefon, metelefon gibi çeşitli sesler veren çalgılarla hem ritim(tartım) eğitiminde hem de kulak eğitiminde kullanılabilir.

Orff çalgıları şarkı söylenirken eşik etme biçiminde kullanılabileceği gibi, ritim eğitimi yapılırken de çocuklara belirtilen ve onların uyguladıkları çeşitli el ve ayak vuruşlarına, beden devinimlerine eşlik etme biçiminde de kullanılır. Öğretmen flüt, gitar, bağlama, gibi bir çalgıyı çalarken çocuklar da öğretmenin istediği ritmik vuruşları ya da devinimleri müziğe uygun bir şekilde yaparlar.

Okul öncesi döneme en uygun ritim çalgılarına ritim sopaları, çelik üçgenler, marakas, kastaniyet, davul, tahta bloklar, zil, tef, zilli tef ve tahta kaşıklar örnek gösterilebilir. Ayrıca el çırpma da bir ritim aleti sayılabilir.

Yukarıda belirtilen vurmalı çalgılar ve (masa, sıra, konserve kutusu, gazoz kapağı, kalorifer peteği gibi) müzik dışı ses veren araçlar ise, hem tartım eğitimi çalışmalarında hem de belirli ritim kalıplarını yineleme ya da serbest ritim oyunları uygulama amacıyla çocuklar tarafından kullanılır.

2.6.6.2.Ritim Çalışmalarında Ellerin Kullanılışı

Ritim çalışmalarında eller, değişik biçimde vuruşlar yapmak için kullanılırlar. Çalışmalar ses çıkarmak amacıyla ellerin birbirine, bedenin çeşitli yerlerine ya da masa, sıra gibi bir nesneye vurularak gerçekleştirilir. Ellerin birbirine, bedenin çeşitli yerlerine ve masa, sıra gibi bir nesneye ses çıkaracak biçimde dokundurulmasına “vuruş” denir.

Ellerle yapılan vuruş biçimleri şunlardır: • Elin iç kısmı(avuç) ile yapılan vuruş.

• Parmakların (özellikle başparmak dışındakiler)bitişik ve düz tutularak yapılan vuruş.

• Parmakların (avuçta elma tutuluyormuş gibi) kıvrılarak, parmak uçlarıyla yapılan vuruşlar.

(35)

• El ayası( avucun bileğe yakın etli yeri) ile yapılan vuruşlar. • Parmak şıklatmayla yapılan vuruşlar.

• Alkışla yapılan vuruşlar. • Yarım alkış vuruşu.

2.6.6.3.Ritim Çalışmalarında Ayakların Kullanılışı

Ritim çalışmalarında ayakların kullanılması yere ya da bir nesneye ses çıkaracak biçimde vurulmasıyla gerçekleştirilir.

Ayakların ritim çalışmalarında kullanış biçimleri şunlardır.

• Ayağın ucu yere basılı iken, ayağın topuğuyla yere vurulması. • Topuk yere basılı iken, ayağın ucuyla yere vurulması.

• Ayak tabanının tümüyle yere vurulması.

El ve ayak vuruşlarından başka, çeşitli uzuvlarla da ritimsel devinimler yaptırılabilir.

Bu devinimler başın sağa-sola, öne arkaya, eğilmesi- sallanması ile iki kolun öne arkaya, sağa sola, aşağı yukarı götürülmesiyle yapılan devinimler, bedenin sağa-sola, öne-arkaya eğilmesi-sallanması ile yaptırılabilir.

2.6.6.4.Ritim Çalışmalarında Kelimelerin Kullanılışı

Okul öncesi dönemdeki çocuğun ritim eğitiminde, konuşma dilinin sözcüklerinden de yararlanılabilir. Bu çalışmaların çocuğun dil gelişimine de olumlu etkisi olacaktır. Söz ögesi kullanarak ritim eğitimi yapacak öğretmenin, her kelimenin tartım yapısını ve vurgusunu iyi bilmesi gerekir. Kelimedeki tartım, kelimenin söylenişine ve hece sayısına uygun olarak yapılır.

(36)

Örneğin:

-Tek heceli olan ‘‘Van’’, bir uzun vuruşla(-)okunur.

-İki eşit heceli olan ‘‘İzmir’’, iki eşit kısa vuruşla(..) okunur.

-Dört eşit heceli olan ‘‘Gelibolu’’, dört kısa eşit vuruşla(….)okunur. -Üç heceli ve heceleri eşit olmayan ‘‘Ankara’’, uzun, kısa, kısa vuruşla ( _ . .)okunur.

-Üç heceli ve heceleri eşit olmayan ‘‘Karaman’’, kısa, kısa, uzun vuruşla (.. _ )okunur.

-Üç heceli ve heceleri eşit olmayan ‘‘Terazi’’, kısa, uzun, kısa vuruşla(. _ .) okunur(Uçan ve diğ.,2003:47).

2.7.Okul Öncesi Dönemde Müzik Eğitimi Metotları 2.7.1.Orff Metodu

Alman besteci ve müzik eğitimcisi olan Carll Orff, 1924 yılından itibaren kendi bulduğu Orff Metodu’nu, kurmuş olduğu kendi okulunda uygulamaya başlamıştır. Carll Orff kendi müzik ve beste çalışmalarının yanı sıra uzun yıllar müzik pedagojisiyle yani, müzik eğitiminin çocuklara veriliş biçimi teknikleriyle ilgilenmiş, yaklaşımı Avrupa, Amerika, Avusturalya, ve birçok Asya ülkelerinde yankı bulmuş ve uygulamaya konulmuştur.

Bu yaklaşım günümüzde‘‘Müzik ve Hareket Eğitimi’’ olarak tanımlanmakta ve her insanda zaten var olan ritim oluşturma, ritime uyma, ritim ve müziğe bedenle ayak uydurma eğilimlerinin harekete geçirilmesine dayanmaktadır. Özellikle çocuklarla yapılan çalışmalarda bu yaklaşımın kullanıldığı temel araçlar görsel, işitsel, dokunsal duyular, bedenin duruşu ve dengesinin fark ettirilmesidir. Amaç ise birlikte üretmek, uyumun sağlanması, bireysel yaratıcılık ve estetik anlayışının geliştirilmesidir(Arı,2000:92).

(37)

Orff metodu müzik öğretiminde, çocukların kendiliğinden ortaya çıkardığı ve tekrarlamaktan hoşlandıkları şarkı söyleme, şiir, tekerleme, el çırpma, dans gibi çalışmaları temel almaktadır. Çocukların dans için müzik yaratması ve müziğe eşlik etmesi vücutlarını kontrol edebilme yeteneklerini sağlamakta, yürüme, koşma, hoplama, vücudun hareket kapasitesini geliştirmekte, parmak şıklatma, el çırpma, dizlere vurma ve ayak vurma çocukların ritim üretmelerine ve doğaçlama yapmalarına yardımcı olmaktadır.

Orff yaklaşımında, nota eğitimi ve enstrüman çalma ikinci plana alınarak doğaçlama, beste, ve müziksel yaratıcılığın gelişimini ön planda tutulmaktadır. Bu metot sadece yetenekli çocuklar için değil bütün çocuklar ve yaş grupları için geliştirilmiş bir müzik eğitimi tekniğidir. Bundan dolayı orff tekniği zihinsel ve fiziksel özürlü çocuklara da kolaylıkla uygulanabilmektedir.

Orff ‘un Temel Görüşleri Şunlardır:

• Dans ve müzik insanın bedensel, ruhsal ve zihinsel gücünün elementer biçimde dışa vurumudur.

• Dil, dans ve müzik çocuğun birbirinden ayırmadığı hareket alanıdır. • Başlangıçtan beri şarkıya çalgı eşlik eder. Kulaktan kulağa geçen veya nota yazımı yapılan müziği veya geleneksel dans formlarını uygularken yaratıcılık katılır.

• Her insan kendini (duygularını) müzik ve hareketle ifade etme potansiyeline sahiptir(Orff Merkezi,2008).

2.7.2. Dalcroze Metodu

Emile Jagues-Dalcroze(1865-1950) çocukların yaşamının ilk yıllarının özellikle temel becerilerin ve algının gelişmesinde çok önemli olduğunu savunur. Dalcroze, insanın sahip olduğu yeteneklerinin tümünü ya da mümkün olduğu kadar çoğunu aynı anda ortaya çıkaracak etkilerin gerekliliğine inanmaktadır. Geliştirdiği müzik eğitimi yöntemi üzerinde çalışırken doğal ritimlerin, çocukların el-kol

(38)

hareketlerinde, yürüyüşlerinde, koşmalarında var olduğunu hissetmiştir. Yaratılıştan varolan bu yeteneğin, doğal bir duyarlılık olarak geliştirilmesi düşüncesini benimsemiştir(Sığırtmaç,2005:75).

Dalcroze; dinleme, hareket ve yaratıcılığın kaynaştırılmış olduğu bir müzik yaklaşımını benimsemiştir. Dalcroze göre beden fiziksel bir enstrümandır.

2.7.3. Kodaly Metodu

Kodaly metodunun temeli, müzik okuma, yazma ve müziği düşünebilme becerisidir. Kodaly bu beceriyi tüm insanların kazanması gerektiğine inanır ve eğitimin erken yaşlarda başlamasının uygun olacağını savunur. Kodaly bir çocuğun en önemli enstrümanın çocuğun kendi sesi olduğuna inanmakta ve şarkılara çok önem vermektedir. Kodaly şarkı öğretiminde halk şarkılarının üstünde durmuştur. Çocuklara eğitim verilirken ritmik el çırpma ve notaları sembolize yapmak için el işaretleri kullanılmaktadır.

2.7.4. Suzuki Metodu

Shinchi Suzuki tarafından 1946 yılında Japonya’da geliştirilen ‘‘Suzuki Yetenek Eğitimi’’ küçük çocukların, yaylı enstrüman çalmasına dayanmaktadır. Suzuki metoduna göre çocuk doğumdan itibaren sürekli müzik ortamında bulunmalıdır. Suzuki, anneleri bebeklerine şarkı söylemelerini ve doğumdan itibaren onları müzikle iç içe olmaları için cesaretlendirir. Suzuki programı çocukların yanında ailelerin de katılımını içerir. Bu eğitimde ailelerde dersleri gözlemlerler, çocukların çalıştıkları çalgıların nasıl çalındığını öğrenerek evde çocuklarıyla bu çalgılar üzerinde çalışırlar. Suzuki, öğrencilerine kollarını hareket ettirme, yerinde dönme müzik aleti çalarken vücutlarını hareket ettirme gibi çalışmalar yaptırır. Suzuki metodu, önce ezbere öğrenmeyi ve yaklaşık iki-üç yıllık bir çalışmadan sonra notaları öğrenmeyi içerir. Suzuki bu metodun, bütün insanların kendilerini geliştirmesi için büyük bir potansiyele sahip olduğu varsayımına dayandığını ve kendisinin dehalar ile değil bütün insanların eğitimiyle ilgilendiğini belirtmektedir(Mertoğlu,2000:34). Suzuki Metodu, çocukların çalmayı öğrenecekleri

(39)

parçayı önce dinleyerek ve daha sonra çalma işlemine geçirerek uygulanan bir metot olup bu metot ile çocukların yaratıcılığına katkıda bulunmayı hedefler.

2.8. Okul Öncesi Dönemde Yaş Gruplarına Göre Müziksel Becerilerinin Gelişimi

Müzik eğitimi bir müziksel davranış kazandırma veya bir müziksel davranış oluşturma süreci olarak görülebilir. Çocukların müziksel gelişimi ve müzik yoluyla iletişim kurabilme becerileri, toplum üyelerinin müziğe değer verdikleri, müzikten zevk aldıkları kültür ve ortamlarda daha çabuk ve sağlıklı gelişir. Çocukların müzik becerileri yaşlarına göre aşağıdaki gibi sınıflandırılabilir: Müziğe karşı tepkinin anne karnında başladığı bilinmektedir. Doğumdan sonra da çocuklar anne ve babalarının ayak seslerini tanırlar, ağlayarak ya da gülerek mutluluğunu ve mutsuzluğunu belli ederler(Özgül,2002:41). Bebekler büyüdükçe seslere karşı duyarlılıklarını artırırlar. Bebeklere ninni söylendiğinde rahatladıkları ve aynı zamanda müziğin ritmiyle sallandığında daha kolay uyuduğu bilinen bir gerçektir. Çocukların dördüncü ve altıncı aylar arasında seslere verdikleri tepkilerde bir artış görülür, Müziğin geldiği yöne doğru döndükleri, bazen mutluluk ifade eden mimiklerde bulundukları görülür. Sekiz ve dokuzuncu aylarda ise müzikten hoşlanıp hoşlanmadığını belirten tepkiler ortaya koyarlar(Urfioğlu,1989:7).

Bir yaşından itibaren sözcük dağarcığı genişleyen ve kendini bu sözcüklerle ifade etmeye başlayan çocuğun müziğe karşı ilgisinde artış görülür.1–2 yaş çocukları farklı sesler arasında ilişki kurmaya başlarlar. 2–3 yaş arasında çok kısa şarkılar öğrenebilirler, çeşitli ses taklitleri yapabilirler.4 yaşına gelen bir çocuk sesleri bir hikaye içinde organize ederek dinleyebilir veya aynı sesleri, söylediği bir şarkıda kullanabilir. 5 yaş grubundaki çocuk bir müzik aleti çalınırken düzgün ritim vuruşları yapabilir. Müzik aletlerini tanır ve bir müzik aletini kafasında hayali olarak kullanmaya başlar. Kelime dağarcığı oldukça gelişmiş olan 6 yaş çocuğu sözleri uzun şarkılar söyleyebilir ve söylediği şarkıya düzgün ritim vuruşlarıyla eşlik edebilir. 6 yaş çocuğu bedensel olarak daha dayanıklı olduğu için vurmalı çalgıları diğer yaş gruplarına göre daha rahat çalarlar.

(40)

Çocuğun müziksel özellikleri, çocukluk döneminin ilk yıllarında kendini göstermeye başlar. Bu olgu, çocuklukta müziksel oluşum, gelişim ve biçimlenmenin erken başladığını gösterir. Çocukların hemen hemen yarısında daha 2-6 yaşları arasında görülmeye başlanan özel müziksel kımıldanmalar, hızlı bir gelişim içinde biçimlenen bireysel müziksel yetenekleri olarak ilk defa en yüksek noktasına onuncu ve onbirinci yaşlarda erişir. Diğer çocuklar ise müziksel eğilimlerini genellikle ergenlik döneminde belli etmeye başlarlar. Çocuklarda müziksel gelişim diğer sanatsal gelişimlerden farklı bir nitelik gösterir. Müzik, sanat dalları arasında, yeteneğin çocukluk dönemindeyken kendini en çok belli ettiği sanat dalı olarak kabul edilir(Uçan,2005:16).

2.8.1. Okul öncesi Dönem Olan 0–6 Yaş Grubu Çocukların Müziksel Becerileri

1–2 yaş grubundaki çocukların müziksel becerileri: —Oturma pozisyonuna gelebilirler.

—Ayakları üzerinde zıplamaya çalışırlar. —Oturup kalkma pozisyonuna gelebilirler. —Asker gibi yürümeye çalışabilirler.

—Öne doğru eğilme işlemini yapmaya çalışırlar. 2–3 yaş grubundaki çocukların müziksel becerileri:

— Müzik dinlerken öne, arkaya, yanlara ve aşağı yukarı doğru hareket edebilirler. — Müzik dinlerken belli bir yer ve pozisyon alma eğilimi gösterirler.

— Oyuncaklarını ritimli bir şekilde salladıkları görülür. — Kendi uydurdukları sözlerle şarkı söylemeye başlarlar. — Duydukları sesleri taklit edebilirler.

(41)

3–4 yaş grubundaki çocukların müziksel becerileri: —Müzik ve ritim aletleriyle oynamak isterler.

— Ritmik vuruşlar için ritim sopalarını kullanabilirler.

— Ritim vuruşlarını tam olarak tekrarlayamazlar. Genellikle yavaş vuruşlarda değil, hızlı vuruşlarda başarılıdırlar.

— Sesler tam doğru olmasa da basit melodileri tekrarlayabilirler. — Şarkıların dramatize edilmesinden hoşlanırlar.

— Ritim aletleri ile canlı, oyunlu, komik ve dramatizeli şarkılara eşlik etmeye çalışırlar.

— Şarkı söylerken birlikte başlayıp birlikte bitirme yetisini kazanmaya başlarlar. — Sesinde melodik yapılanma henüz oluşmamıştır.

4–5 yaş grubundaki çocukların müziksel becerileri:

—Yüksek-alçak, gürültülü-sessiz, uzun-kısa gibi ses özelliklerinin ayırımını yapabilir.

— Grup halinde şarkı söylemeye isteklidir. — Bedenini kullanarak çeşitli sesler oluşturabilir.

— Sesleri bir hikâye içinde düzenleyebilir veya aynı sesleri söylediği bir şarkıda kullanabilir.

—Şarkı söylerken basit ritimler vurabilir, basit ritimleri taklit edebilir.

Şekil

Tablo 3.5.1. Genel Ritim Algısı’nın her iki gruba göre farklılaşmasını gösteren varyans  analizi ve t-testi sonuçları
Tablo 3.5.2. Lisans 1. sınıfların oluşturduğu 77 kişilik grupta okul öncesi dönemde  anaokuluna giden 19 kişilik grupla anaokuluna gitmeyen 58 kişilik grubun ‘‘Genel  Ritim Algısı’’nın her iki gruba göre farklılaşmasını gösteren varyans analizi ve t-testi
Tablo 3.5.3.  Lisans 2. sınıfların oluşturduğu 103 kişilik grupta okul öncesi dönemde  anaokuluna giden 37 kişilik grupla anaokuluna gitmeyen 66 kişilik grubun ‘‘Genel  Ritim Algısının’’ her iki gruba göre farklılaşmasını gösteren varyans analizi ve t-test
Tablo 3.6.1. Şarkı söyleme becerisi testi sonuçlarının her iki gruba göre cevap dağılımı
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

4.5.2.3 Tema 3: Problemi Tek Başına Çözmeye Çalışma/ Problemin Nereden Kaynaklandığını Bulmaya Çalışma/ Problem Üzerinde Kafa Yorma İle İlgili Bulgular ... 74 4.5.3

Safranboiu- dan Istanbula ge erek Ayasofyada bir turşucu dük­ kânına sahip olan, daha sonra turşucularca kâhya seçilen İbrahim A ğ a isminde birinin oğlu olup

E) workers are denied the right to discuss proposals in detail.. 89-91 soruları, aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. The disease is caused by a virus and it affects many

[r]

YanlıĢ Arazi Kullanımına Bağlı Olarak Özellikle Bitki Örtüsünün Tahrip Edildiği Alanlar Erozyon Riskinin Fazla Olduğu Sahalara KarĢılık Gelmektedir..

Many of the intelligent building systems however, are derived from either building automation technologies such as Profibus(R), American Society of Heating, Refrigerating

bilim adamı ve mutasavvıf gelmiş, buralarda ayrıca bahsedilen bölgelerle kültürel ve ticârî ilişkiler de gelişmiştir. yüzyılın ortalarından itibaren Gazne’ye

b) 1-6 yaş arası yarı kentli alıcılar için farklı bitkisel gıda gruplarının bitkisel gıda tüketimiyle alınan toplam PCDD/F dozlarına katkısı ... 302 Şekil 5.41: