• Sonuç bulunamadı

Okullarda Yaşanan Yönetsel Sorunların İletişim Sorunları İle İlişkisinin Araştırılması

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Okullarda Yaşanan Yönetsel Sorunların İletişim Sorunları İle İlişkisinin Araştırılması"

Copied!
86
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

OKULLARDA YAŞANAN YÖNETSEL SORUNLARIN İLETİŞİM

SORUNLARI İLE İLİŞKİSİNİN ARAŞTIRILMASI

İnci Gencer

YÜKSEK LİSANS TEZİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ANA BİLİM DALI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTİÜSÜ

(3)

i

TELİF HAKKI VE TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU

Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN

Adı : İnci Soyadı :GENCER Bölümü :Eğitim Bilimleri İmza : Teslim Tarihi : 29.06.2018

TEZİN

Türkçe Adı : Okullarda Yaşanan Yönetsel Sorunların İletişim Sorunları İle İlişkisinin Araştırılması

İngilizce Adı : The Investigation of The Administrative Problems and Communication Problems Facing in The Primary Schools

(4)

ii

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim.

Yazar Adı Soyadı: İnci GENCER İmza:

(5)

iii

JURİ ONAY SAYFASI

İnci GENCER tarafından hazırlanan ‘Okullarda Yaşanan Yönetsel Sorunların İletişim Sorunları İle İlişkisinin Araştırılması’ adlı tez çalışması aşağıdaki juri tarafından oy birliği / oy çokluğu ile Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

Danışman: Prof. Dr. Ayşe OTTEKİN DEMİRBOLAT

Eğitim Yönetimi ABD, Gazi Üniversitesi ………

Başkan: Doç. Dr. Sabri ÇELİK

Eğitim Yönetimi ABD, Gazi Üniversitesi ………

Üye: Dr. Öğr. Üyesi Neslin İHTİYAROĞLU

Eğitim Yönetimi ABD, Kırıkkale Üniversitesi ………

Tez Savunma Tarihi: 29/06/2018

Bu tezin Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans tezi olması için ş artları yerine getirdiğini onaylıyorum.

Prof.Dr.Selma YEL

(6)

iv

(7)

v

TEŞEKKÜR

Araştırmanın her aşamasında, benden desteğini esirgemeyen ve çok değerli görüşlerinden yararlandığım danışman hocam Prof. Dr. Ayşe OTTEKİN DEMİRBOLAT’a sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

Ayrıca, yüksek lisans sürecinin başından sonuna kadar her zaman yanımda olan ve beni destekleyen aileme sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

(8)

vi

OKULLARDA YAŞANAN YÖNETSEL SORUNLARIN İLETİŞİM

SORUNLARI İLE İLİŞKİSİNİN ARAŞTIRILMASI

(Yüksek Lisans Tezi)

İnci Gencer

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Mayıs 2018

ÖZ

Araştırmanın amacı, yönetici-öğretmen arasında yaşanan yönetsel sorunların iletişim sorunları ile ilişkisini incelemektir. Araştırma 2017-2018 eğitim öğretim yılı 1. Döneminde Ankara ili Etimesgut ilçesinde görev yapan 407 sınıf öğretmeninin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırma genel tarama modellerinden ilişkisel tarama modeliyle hazırlanmıştır. Yönetici – öğretmen arasında yaşanan yönetsel sorunların iletişim sorunları ile ilişkisini incelemek için araştırmacı tarafından hazırlanan 31 maddelik yönetsel ve iletişim sorunları ölçeği kullanılmıştır. Veri analizi için SPSS programı kullanılmıştır. Verilerin analizinde istatistiki işlemlerden frekans (f), yüzde (%), aritmetik ortalama ( ), t testi, One-Way ANOVA, Pearson çift yönlü korelasyon analizi ve çoklu regresyon analizi tekniklerinden yararlanılmıştır. Sınıf öğretmenlerinin görüşlerine göre yönetsel sorun bağlamında; okul yönetiminin alınan kararların tartışılmasına izin vermemesi önemli bir sorun olarak değerlendirilirken iletişim sorunları bağlamında; okul yönetiminin olaylara kendi tarafından bakması önemli bir sorun olarak değerlendirilmiştir. Sınıf öğretmenlerinin yönetsel sorunlarının ve yönetsel süreçte karşılaştıkları iletişim sorunlarının cinsiyete ve kıdeme göre anlamlı bir farklılık göstermediği sonucuna ulaşılmıştır. Sınıf öğretmenlerinin yaşadıkları yönetsel sorunlar ile yönetsel süreçte yaşadıkları iletişim sorunları arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki bulunmuş ve sınıf öğretmenleri tarafından yönetsel süreçte yaşanan iletişim sorunlarının yönetim sorunlarının %71,6’sını yordadığı belirlenmiştir.

(9)

vii

Anahtar Kelimeler :yönetici, öğretmen, iletişim sorunu, yönetsel sorun Sayfa Adedi :86 sayfa

(10)

viii

THE INVESTIGATION OF THE ADMINISTRATIVE PROBLEMS

AND COMMUNICATION PROBLEMS FACING IN THE PRIMARY

SCHOOLS

(M.S. Thesis)

İnci Gencer

GAZI UNIVERSITY

GRADUATE SCHOOL OF EDUCATIONAL SCIENCES

May 2018

ABSTRACT

The aim of this research is to investigate the relationship between the administrative problems between manager and teacher and communication problems. The research was conducted with the participation of 407 primary school teachers who works at the city of Etimesgut in the province of Ankara in the first term of the 2017-2018 academic year. The research was prepared using the relational scan model that is the one of the general screening models. A 31-item managerial and communication problems questionnaire prepared by the researcher was used to examine the relationship between the administrative problems between manager and teacher and communication problems. The data was analysed with SSPS program. In the analysis of the data, frequency (f), percentage (%), arithmetic mean ( ), t test, One-Way ANOVA, Pearson bidirectional correlation analysis and multiple regression analysis techniques were used. According to the primary school teachers, the main problem for the administrative problems is that the school management do not let to discuss the decisions that have been taken and the main problem for the communication problems is that the school management consider the circumstances according to their perspective. It has been found that the administrative problems of the primary school teachers and the communication problems they encountered in the

(11)

ix

administrative process do not show any significant difference according to sex and seniority. There was a meaningful positive relationship between administrative problems experienced by primary school teachers and communication problems they experienced in administrative process and it was determined that the communication problems experienced by primary school teachers predict 71.6% of the administrative problems. Key Words :manager, teacher, communication problem, administrative problem Page Number :86

(12)

x

İÇİNDEKİLER

TELİF HAKKI VE TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU ... i

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI ... ii

JURİ ONAY SAYFASI ... iii

TEŞEKKÜR ... v

ÖZ ... vi

ABSTRACT ... viii

TABLOLAR LİSTESİ... xiii

ŞEKİLLER LİSTESİ ... xiv

SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ ... xv

BÖLÜM I ... 1 GİRİŞ ... 1 1.1. Problem Durumu... 1 1.2. Araştırmanın Amacı ... 3 1.3. Araştırmanın Önemi ... 4 1.4. Araştırmanın Varsayımları ... 4 1.5. Araştırmanın Sınırlılıkları ... 4 1.6. Tanımlar ... 4 BÖLÜM II ... 6

KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR ... 6

2.1 Yönetim ... 6

2.2 Yönetim Süreçleri ... 7

2.2.1 Karar Verme ... 8

2.2.1.1 Karar Verme Sürecinin Aşamaları ... 9

2.2.2 Planlama ... 9

2.2.3 Örgütleme ... 10

(13)

xi

2.2.5 Koordinasyon ... 11

2.2.6 Denetleme ... 12

2.2.7 İletişim ... 12

2.2.7.1 İletişim Süreci ve Öğeleri ... 13

2.2.7.1.1 Kaynak/Verici ... 14 2.2.7.1.2 Alıcı ... 15 2.2.7.1.3 Mesaj/İleti... 15 2.2.7.1.4 Kanal ... 15 2.2.7.1.5 Geribildirim ... 16 2.2.7.2 İletişim Türleri ... 16

2.2.7.2.1 Kullanılan Kanallara Göre İletişim Türleri ... 16

2.2.7.2.2 İletişim Bağlamına Göre İletişim Türleri ... 17

2.2.7.3 Örgütsel İletişim ... 18

2.2.7.3.1 Biçimsel (Resmi) İletişim Sistemleri ... 19

2.2.7.3.2 Biçimsel Olmayan (Doğal) İletişim Sistemleri ... 21

2.3 Okul Yönetimi ... 21

2.3.1 Okul Yönetiminin Önemi ... 22

2.3.2 Okul Yönetiminde İnsan İlişkileri... 22

2.3.3 Okul Kültürü ve İklimi ... 23

2.3.4 Okul Yönetiminde Rol Oynayan Öğeler ... 24

2.3.4.1 Okul Yönetiminde Rol Oynayan İç Öğeler ... 24

2.3.4.1.1 Yöneticiler ... 24

2.3.4.1.2 Öğretmenler ... 24

2.3.4.1.3 Öğrenciler ... 25

2.3.4.1.4 Eğitimci Olmayan Personel ... 25

2.3.4.2 Okul Yönetiminde Rol Oynayan Dış Öğeler ... 25

2.3.4.2.1 Ana-Baba ... 25 2.3.4.2.2 Baskı Grupları ... 25 2.3.4.2.3 Yönetim Yapısı ... 26 2.3.4.2.4 İş Piyasası ... 26 2.4 İlgili Araştırmalar ... 26 BÖLÜM III ... 37 YÖNTEM... 37

(14)

xii

3.1. Araştırma Modeli ... 37

3.2. Araştırmanın Evren ve Örneklemi ... 37

3.3. Veri Toplama Araçları... 41

3.3.1. Kişisel Bilgi Formu ... 41

3.3.2. Yönetsel ve İletişim Sorunları Ölçeği... 42

3.4. Verilerin Toplanması Ve Analizi ... 45

BÖLÜM IV ... 46

BULGULAR VE YORUMLAR ... 46

4.1 Alt Amaçlara İlişkin Bulgular ... 47

BÖLÜM V... 53 SONUÇ VE TARTIŞMA ... 53 5.1 Sonuçlar ve Tartışma ... 53 5.2 Öneriler ... 58 KAYNAKLAR ... 59 EKLER... 65 Ek 1. İzin Belgesi ... 66 Ek 2. Anket... 67

(15)

xiii

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1. Ankara İli Etimesgut İlçesindeki Resmi İlkokullarda Görev Yapan Sınıf Öğretmeni

Sayıları ... 38

Tablo 2. Toplanan Ölçek Sayılarının Okullara Göre Dağılımı ... 40

Tablo 3. Katılımcıların Cinsiyet ve Kıdem Değişkenlerine Göre Dağılımları ... 42

Tablo 4. Madde Faktör Yükleri ... 43

Tablo 5. Ölçekten Çıkarılan Maddeler ... 44

Tablo 6. Maddelerin Faktör Yükleri ... Error! Bookmark not defined. Tablo 7. Sınıf Öğretmenlerinin Algılarına Göre Yaşanan Yönetsel Sorunların Frekans, Yüzde ve Ortalamaya İlişkin Dağılımları ... 47

Tablo 8. Sınıf Öğretmenlerinin Algılarına Göre Yönetsel Sorunların Ortalama Değerler Sırası ... 48

Tablo 9. Sınıf Öğretmenlerinin Yönetsel Sorunlara Yönelik Algılarının Cinsiyet Değişkenine İlişkin t-Testi Sonuçları ... 49

Tablo 10. Sınıf Öğretmenlerinin Yönetsel Sorunlara Yönelik Algılarının Kıdem Değişkenine İlişkin Sonuçları ... 49

Tablo 11. Sınıf Öğretmenlerinin Algılarına Göre Yaşanan İletişim Sorunlarının Frekans, Yüzde ve Ortalamaya İlişkin Dağılımları ... 50

Tablo 12. Sınıf Öğretmenlerinin Algılarına Göre Yönetsel Süreçte Yaşanan İletişim Sorunlarının Ortalama Sırası ... 50

Tablo 13. Sınıf Öğretmenlerinin Yönetsel Süreçte Yaşadıkları İletişim Sorunlarının Cinsiyet Değişkeni ile İlişkisine Yönelik t-Testi Sonuçları ... 51

Tablo 14. Sınıf Öğretmenlerinin Yönetsel Süreçte Yaşadıkları İletişim Sorunlarının Kıdem Değişkeni ile İlişkisine Yönelik Anova Testi Sonuçları... 51

Tablo 15. Sınıf Öğretmenlerinin Yaşadıkları Yönetsel Sorunlar ile Yönetsel Süreçte Yaşadıkları İletişim Sorunları Arasındaki İlişki ... 52

Tablo 16. İletişim Sorunlarının Yönetsel Sorunları Yordamasına İlişkin Regresyon Analizi Sonuçları ... 52

(16)

xiv

ŞEKİLLER LİSTESİ

(17)

xv

SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ

KMO

Kaiyer – Meyer - Olkin

MEB

Milli Eğitim Bakanlığı

TDK

Türk Dil Kurumu

(18)

1

BÖLÜM I

GİRİŞ

Bu bölümde problem durumu, araştırmanın amacı, araştırmanın önemi, varsayımlar, sınırlılıklar ve tanımlara yer verilmiştir.

1.1. Problem Durumu

Toplumların geleceğini okullarda verilen eğitimin kalitesi şekillendirir. Eğitimin kalitesini belirleyen en önemli unsur öğretmendir. Öğretmenler okullarda sadece bireylerin öğretimleri ile değil; eğitimleri ve kişisel gelişimleri ile de ilgilenen kişilerdir. Öğretmenin etkililiği, kendisinin sahip olduğu mesleki yeterlilikle beraber; makro düzeyde öğretmenin toplumda edindiği yere, toplumda kendisine atfedilen değere; mikro düzeyde de görev aldığı okulun yönetsel süreç ve koşullarının iyilik derecesine bağlıdır. Öğretmenin görev aldığı okulda karşılaştığı yönetsel sorunların azlığı; sorunların çözülebilirliği ve yönetsel ortamın huzuru öğretmenin etkililiğini arttırma bağlamında önemli bir etki gücüne sahiptir. Öğretmenin toplumlardaki önemi çağlardan beri ortak bir yargı olarak kabul görmüştür. Öğretmenler, eğitim sisteminin en temel öğesidir. Bir ülkenin kalkınmışlık düzeyinin belirlenmesinde, nitelikli insan gücünün yetiştirilmesinde, toplumdaki huzur ve sosyal barışın sağlanmasında, bireylerin sosyalleşmesinde ve toplumsal hayata hazırlanmasında, toplumun kültür ve değerlerinin genç kuşaklara aktarılmasında başrol öğretmenlerdedir (Ataünal, 2003; Özden, 1999). Öğretmenlik mesleği; insan ve toplum mimarlığına odaklı olduğu için toplum kalkınmasında önemi tartışılmayan mesleklerin başında yer almaktadır (Alkan, 2000, s.11)

(19)

2

Ulu önder Mustafa Kemal ATATÜRK ‘Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.’ sözüyle de öğretmenlerin, ülkelerin geleceklerinde ne kadar önemli bir role sahip olduklarını ifade etmiştir.

Öğretmenler genel olarak mesleki saygınlık, mesleki sorunlara duyarlılık, öğretmen politikalarında tutarlık gibi konularla ilgili bir takım sorunlar yaşarlarken yönetsel bağlamda da eleştiri ve önerilerinin dikkate alınmaması, performans değerlendirmelerinde yanlılık, yönetsel ve kişisel sorunlara duyarsızlık gibi konularla ilgili olarak çeşitli sorunlarla karşılaşabilmektedirler. (Tekışık, 1986; Okçabol, 2004; Celep, 2004; Gedikoğlu, 2005; Çelikten, Şanal, Yeni, 2005; Sağlam, Sağlam, 2005; Özbek, Kahyaoğlu, Özgen, 2007 & Yazıcı, 2009). Ne var ki; okullarda yaşanan ve öğretmen etkililiğini belirleyen yönetsel sorunların ardındaki gerçek neden çoğu kez iletişim kaynaklı olabilmektedir. Toplumdaki her birey yaşamını devam ettirebilmek ve sorunlarını çözebilmek için diğer bireylerle iletişim kurmak ve işbirliği yapmak zorundadır (Ersoy, 2006, s.1). İletişim kişi ya da örgütlerin içinde yer aldıkları toplumsal sistemle ve bu sistem içinde yer alan diğer kişi ve örgütlerle uyum ve etkileşimi gerçekleştiren süreçtir (Dökmen, 1997, s.37).

Eğitim örgütlerinde yönetici-öğretmen, öğretmen, yönetici-öğrenci, öğretmen-öğrenci, yönetici-öğretmen ve veli arasındaki iletişim yönetsel açıdan önemlidir. Ancak özellikle iletişim ağının merkezinde bulunan yöneticinin iletişim konusunda gösterdiği özen öğretmen aracılığı ile tüm paydaşlarla iletişimi etkileyebileceğinden daha da önemlidir. Bu nedenle eğitim örgütünde demokratik bir havanın yaratılması ve amaçların etkili bir şekilde gerçekleşebilmesi öncelikle yönetici-öğretmen arasındaki iletişimin etkililiğine bağlıdır (Celep, 1992, s.302).

Yönetici-öğretmen iletişimi, eğitim sistemlerinin verimliliğini, amaçların gerçekleştirilme derecesini doğrudan veya dolaylı olarak etkilemektedir (Celep, 1992, s.301). Eğitim sisteminin daha verimli olabilmesi; yönetici ve öğretmenlerin görev ve rollerini gerektiği şekilde yerine getirmeleri etkili bir iletişim sürecinin varlığına bağlıdır (Batmaz, 2004, s.1). Yönetici ve öğretmen arasındaki iletişim amacına uygun bir şekilde gerçekleşiyor ise o okulda çalışan öğretmenlerin yönetsel olarak karşılaştıkları sorunlar daha az hissedilir ve daha hızlı çözülür. Sorun çözmek yönetimin en önemli işlevidir (Bıyık, 2014, s.i). Ancak sorunların çözülebilmesi öncelikle sorunların dile getirilmesine, ifade edilmesine ve etkili bir iletişim süreci sonunda anlaşılmasına bağlıdır.

(20)

3

Okulda eğitim-öğretim faaliyetini yürüten öğretmen ile bu okulun yönetiminden sorumlu yönetici arasındaki iletişimin etkililiği, okulun amaca ulaşma derecesini etkilediği gibi okuldaki tüm çalışmaların etkililiğini de belirlemektedir.

Eğitim örgütlerinde bilgi, duygu ve düşüncelerin paylaşılmasına izin veren sağlıklı iletişim ortamının oluşabilmesi, bunu sağlayabilmek için de yönetici tarafından karara katılım mekanizmalarının işletilmesi çok önemlidir. Yöneticiler karar verme sürecinde öğretmenlerin fikir ve görüşlerini dinlemeli ve öğretmenlerin de karara katılmalarını ve bu süreçte karşılaştıkları yönetsel sorunları dile getirmelerini, çözüm önerileri geliştirmelerini sağlamalıdır. Okullarda etkili iletişim süreçlerinin işletilmesi, iletişimde açıklığın ve netliğin sağlanması diğer yönetsel sorunların çoğu zaman ortaya çıkmadan önlenmesine ve çözümlenmesine katkı sağlayacak bir etki gücüne sahiptir. (Güçlüol, 1985, s.62).

1.2. Araştırmanın Amacı

Bu araştırmanın amacı yönetici-öğretmen arasında yaşanan yönetsel sorunların iletişim sorunları ile ilişkisini incelemektir. Bu kapsamda sorunların tespitine yönelik olarak aşağıdaki sorulara cevap aranacaktır.

1. Sınıf öğretmenlerinin algılarına göre yaşanan yönetsel sorunlar nelerdir? 2. Sınıf öğretmenlerinin algılarına göre yönetsel süreçte yaşanan iletişim sorunları nelerdir?

3. Sınıf öğretmenlerinin yönetsel sorunlarına yönelik algıları cinsiyet ve kıdem değişkenine göre anlamlı bir farklılık göstermekte midir?

4. Sınıf öğretmenlerinin yönetsel süreçte yaşadıkları iletişim sorunlarına yönelik algıları cinsiyet ve kıdem değişkenine göre anlamlı bir farklılık göstermekte midir? 5. Öğretmenlerin yaşadıkları yönetsel sorunlar ile yönetsel süreçte yaşadıkları iletişim sorunları arasında anlamlı bir ilişki var mıdır?

6. Yönetsel süreçte yaşanan iletişim sorunları yönetsel sorunları yordamakta mıdır?

(21)

4

1.3. Araştırmanın Önemi

Toplumların kalkınmasını sağlayan nitelikli insan gücünün yetiştirilmesinde görevli olan öğretmenlerin mesleklerinde karşılaştıkları birçok sorun bulunmaktadır. Eğitim sistemimizin başarıya ulaşması için öğretmenlerin karşılaştıkları bu sorunların tespit edilmesi ve çözümlenmesi gerekmektedir.

Yapılan literatür taramasında öğretmenler ve yöneticiler arasında yaşanan yönetsel sorunlar ile iletişim sorunları arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmalar oldukça sınırlıdır. Bu çalışmanın amacı sınıf öğretmenleri ve yöneticiler arasında yaşanan yönetsel sorunların iletişim sorunları ile ilişkisini araştırmak ve iletişim sorunlarının yönetsel sorunları yordama düzeyini saptamaktır. Araştırma bu iki sorun kümesini farklı bağlamlarda ele alması açısından önemli bulunmaktadır. Kuramsal bağlamda zaman zaman yönetim süreçlerinden birisi olarak değerlendirilen iletişim süreci bu çalışmada diğer yönetim süreçlerinden bağımsız bir süreç olarak ele alınmıştır. Çünkü iletişim sürecinin bir yönetsel süreç olmaktan çok her yönetsel sürecin etkililiğini belirleyen ve her yönetsel süreçte yaşanması kaçınılmaz olan bir eylemsel paylaşım süreci olduğu düşünülmektedir.

1.4. Araştırmanın Varsayımları

Bu araştırmada araştırmaya katılan öğretmenlerin, uygulanan ölçekleri içtenlikle ve doğru olarak cevaplandırdıkları varsayılmıştır.

1.5. Araştırmanın Sınırlılıkları

Bu araştırma,

• 2017-2018 eğitim öğretim yılı Ankara ili Etimesgut ilçesindeki resmi ilkokullarda görevli sınıf öğretmenlerinin görüşleri ile sınırlıdır.

• Veri toplama araçları olan ölçeklerden elde edilen verilerle sınırlıdır.

1.6. Tanımlar

Yönetici: Bir topluluğun yönetim işlerini çeviren ve uygulayan kişi (Türk Dil Kurumu

(22)

5

Öğretmen: Resmi ya da özel bir eğitim kurumunda çocukların, gençlerin ya da yetişkinlerin istenilen öğrenme yaşantıları kazanmalarına kılavuzluk etmek ve yön vermekle görevlendirilmiş kimse (TDK, 2016).

Yönetsel sorun: Sınıf öğretmeninin yönetsel süreçlerde karşılaştığı yönetim kaynaklı her

tür sorun.

İletişim sorunu: Duyguların, düşüncelerin ve olayların kişi ya da gruplara iletilmesi

(23)

6

BÖLÜM II

KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

Bu bölümde yönetim, eğitim yönetimi, okul yönetimi ve iletişim ile ilgili kuramsal bilgiler yer almaktadır.

2.1 Yönetim

Yönetim, örgütlenmiş toplumların yüzyıllar boyunca ilgi duydukları ve üzerinde çalıştıkları bir olgudur. İnsan, gücü ve kapasitesinin sınırlı olmasından dolayı amaçlarına ve gereksinimlerine ulaşabilmek için çevresindeki diğer insanlara, örgütlere ve toplumlara yönelmektedir. Amaç ve gereksinimlerin sınırlanamaması ise işbirliği çabalarının örgütlü bir şekilde gerçekleştirilmesini ve sürekli kılınmasını gerektirmektedir. Bu anlamıyla yönetim, insan doğasının ve yaşamını sürdürme itkisinin bir sonucudur (Gürel & Gürüz, 2006, s.16).

Yönetim, insan odaklı olmasından dolayı pek çok bilim dalının ilgi alanına girmektedir. Bu nedenle yönetimin birçok tanımı bulunmaktadır. Balcı (2005, s.201) yönetimi, örgütün amaçlarını gerçekleştirmek üzere örgütteki madde ve insan kaynaklarının örgütlenmesi, eş güdümlenmesi, rehberlik edilmesi ve değerlendirilmesi süreci olarak tanımlamaktadır. Eren’e (2009) göre yönetim, belirli bir takım amaçlara ulaşmak için başta insanlar olmak üzere parasal kaynakları, donanımı, demirbaşları, hammaddeleri, yardımcı malzemeleri ve zamanı birbiriyle uyumlu, verimli ve etkin kullanabilecek kararlar alma ve uygulatma süreçlerinin toplamıdır (s.3). Başaran (2000) ise yönetimi, bir örgütün amaçlarına ulaştıracak işleri yapmak için bir araya gelen insanları örgütleyip eşgüdümleyerek eyleme geçirme süreci olarak ifade etmektedir (s.14).

(24)

7

Yönetim ile ilgili yapılan farklı tanımlamaların ortak yönü, insan ve madde kaynaklarını etkin bir şekilde kullanarak örgütün amaçlarını gerçekleştirmek ve örgütü amaçlarına uygun biçimde yaşatmak vurgusudur (Aydemir, 2013, s.13).

Yönetimin varlığı insanlık tarihi kadar eski olsa da bir bilim olarak ele alınması ve sorunlarının incelenmesi son yüzyıllarda gerçekleşmiştir. Yönetime ilk kez bilimsel olarak yaklaşan yönetim bilimci Henri Fayol 1916 yılında ‘Administration Industrielle et Generale’ – ‘Genel ve Endüstriyel Yönetim’ isimli kitabı ile yönetim ilkelerini sistematize ederek genel yönetim akımının öncüsü olmuştur (Gürel & Gürüz, 2006, s.79). Luther Gulick, Lyndall Urwick ve James D. Mooney de bu yaklaşıma katkıda bulunan diğer isimlerdir (Başaran, 2000, s.55).

Bir Fransız maden mühendisi olan Fayol çeşitli düzeylerde yönetici olarak çalışırken örgütsel verimi artırmanın yollarını araştırıyordu ve çalışmaları sonucunda kapsamlı bir yönetim bilim literatürü geliştirmiştir. Örgütsel başarıda her düzeydeki yöneticilerin anahtar olduğunu kabul etmiş ve yönetimin ilkelerini geliştirmeye hiyerarşinin üst düzeylerinden başlamıştır (Kaya, 1979, s.52).

Fayol, Fransa‘da yayımladığı kitabı ile örgütlerin türüne bakılmaksızın bütün örgütlerde yönetimin aynı olduğunu savunmuştur ve yönetim faaliyetlerini beşe ayırmıştır (Eren, 2009, s.25). a) Öngörme ve planlama b) Örgütleme c) Emir-kumanda d) Koordinasyon e) Denetleme ve değerlendirme

Fayol, örgütsel verimliliğin sadece personelin çalışması ile gerçekleştirilemeyeceğini yönetimin geliştirilmesi ile de verimin arttırılabileceğini belirtmiştir ve yönetimi süreç olarak ele almıştır (Can, 2011).

2.2 Yönetim Süreçleri

Yönetim süreçleri, örgütün hedeflerini gerçekleştirme yolunda kullandığı yöntemler ve izlediği olay örgüsüdür. Olay örgüsü, birbirleriyle ilişkili ve belli yönleriyle birbirlerini

(25)

8

tamamlayan faaliyetler bütünüdür. Uzmanlar tarafından farklı yönetim süreçleri dile getirilse de yönetim bilimciler yönetim süreçlerini genellikle,

➢ Karar verme ➢ Planlama ➢ Örgütleme ➢ Etki ➢ Koordinasyon ➢ Değerlendirme

➢ İletişim olarak ifade etmişlerdir (Özdemir vd., 2013, s.13).

2.2.1 Karar Verme

Karar verme, örgütteki bütün süreç ve faaliyetlerin temelinde yer alan bir süreçtir. Yönetim bilimciler yönetim süreçlerini ifade ederken farklı sıralamalar yapsalar de genel olarak karar verme sürecini ilk sıraya koyarlar (Özdemir vd., 2013, s.14). Bursalıoğlu (2011) ‘Yönetim süreçleri temelde karar süreçleridir. Böylece karar yönetimin kalbi demektir’ şeklinde ifade etmiştir (s.80).

Örgütler işleyişleri boyunca küçük ya da büyük sorunlarla karşı karşıya kalırlar. Amaçlarına ulaşabilmeleri karşılaştıkları sorunları çözmeleri ile mümkün olur (Başaran, 1988, s.287). Ilgar (2005) karar verme sürecini, ‘bir sorunun çözümüne ilişkin olası yollardan en uygun olanının seçilmesi’ olarak ifade etmiştir (s.41). Ancak karar verme sadece sorunların çözümü için değil karşılaşılan fırsatların değerlendirmesinde de kullanılmaktadır (Özdemir vd., 2013, s.14).

Karar verme süreci süreçlerin hem başında hem de sonunda bulunmaktadır (Ilgar, 2005, s.42). Karar verme genelde geleceğe yöneliktir ki bu da karar verene bir risk yükler. Kararın uygulanmasından sonra kararın isabetli olup olmadığı ile ilgili tekrar karar verilir (Taymaz, 2011, s.28).

İyi bir kararın özellikleri şöyle sıralanabilir (Ilgar, 2005, s.43); • Karar mümkün olduğunca bilimsel olmalıdır.

• Karar örgütün amaçlarını gerçekleştirecek nitelikte olmalıdır.

• Karar; açık, kesin ve özellikle uygulayanların kolaylıkla anlayabilecekleri nitelikte olmalıdır.

• Kararlar, yapılabildiği ölçüde, kısa zamanda verilmelidir. • Karar mevzuata uygun olmalıdır.

(26)

9

• Karar verilirken örgütte çalışan diğer personelin görüşleri de önemsenmelidir.

2.2.1.1 Karar Verme Sürecinin Aşamaları

Bir fırsatın veya sorunun ortaya çıkışından kararın uygulanıp değerlendirilmesine kadar olan bütün faaliyetleri kapsayan bu sürecin aşamaları şunlardır (Taymaz, 2011, s.30);

a) Problemin anlaşılması, tanımlanması b) Gerekli bilgilerin sağlanması

c) Bilgilerin analizi ve yorumlanması d) Çözüm alternatiflerinin belirlenmesi e) Alternatiflerin karşılaştırılması f) En uygun alternatifin seçilmesi g) Uygulama ilkelerinin saptanması h) Uygulanması ve değerlendirilmesi

2.2.2 Planlama

Plan, örgütü amaçlarına ulaştıracak bir kılavuzdur. Örgütlerin etkililiklerini sağlaması için planlı olarak işletilmesi gerekmektedir. Çünkü plansız bir örgüt pusulasız bir gemi gibi oradan oraya sürüklenir. Plan örgütün önemli bir aracıdır ve örgütün amaçlarını gerçekleştirmede temel belgedir; planlama ise temel belgeye uygun olarak yapılan düzenli çalışmalardır (Başaran, 2000, s.216).

Örgütler hedeflerini belirledikten sonra ve uygulanması yönünde karar aldıktan sonra sıra bu kararların uygulanmasına yönelik olarak planlama aşamasına gelir. Planlamayı kararın uygulanmasına ya da hedefe ulaşmaya götüren yol haritası olarak tanımlayabiliriz (Özdemir vd., 2013, s.21). Ilgar (2005) da planlamayı ‘bir hedefe yönelmiş düzenli çalışmalar’ olarak tanımlamaktadır (s.48).

İyi bir planlama yöneticinin sorunlarla uğraşmasını azaltarak hedefe daha kolay ulaşmasını sağlar. Çağdaş yönetici işleri oluruna bırakmaz. İyi bir plan sayesinde sorunları azaltır veya oluşabilecek sorunları engeller. İyi bir planlama yapılacak işlerin kontrolünü de sağlar. Yönetici ileriyi görür, ne yapacağını ve ne yapmak istediğini önceden düşünerek analiz eder (Ilgar, 2005, s.48). İyi bir planlama yapılırken şu ilkelere uyulmalıdır (Başaran, 2000, s.217);

1. Hedefe Yöneliklik: Yapılan plan hedeflere yönelik olmalıdır. Hedef dışında yapılan planlar örgütlerin verimliliğini düşürür.

(27)

10

2. Öncelikler: Planda hedefler ve hedefe ulaştıracak eylemler öncelik sırasında olmalı ve öncelikler örgütsel amaçlara göre belirlenmelidir.

3. Kaynaklar: Planın uygulanması için gerekli kaynaklar belirtilmelidir.

4. Bütünlük: Örgütün bütün parçaları planda yer almalıdır. Hiçbir alt sistem plan dışında kalmamalıdır. Plan örgütün parçalarını birbirleriyle uyumlaştırmalıdır. 5. Ölçülebilirlik: Plandaki hedeflere ne derece ulaşıldığının tespiti için planı oluşturan

eylemlerin ölçülebilir olması gerekir.

6. Geliştirilebilirlik: Planlama süreci plan uygulanıncaya kadar sürer. Bu nedenle fark edilen eksikliklerin giderilebilmesi için plan geliştirilebilir olmalıdır.

7. Esneklik: Örgütün karşılaşabileceği durumlar önceden saptanmalı ve planlar karşılaşılabilecek bu durumlara için değişmeye uygun esneklikte yapılmalıdır. 8. Süreklilik: Plan, yönetimin sürekli kullanacağı bir araçtır.

9. Güvenilirlik: Plan, örgüte ve çevresine ilişkin gerçeği yansıtacak şekilde yapılmalıdır. Bilgiler bilimsel yöntemlerle toplanmalıdır.

10. Tutumluluk: Plan örgütün iş ve eylemlerinde tutumluluğu sağlamalıdır. Savurganlık örgütün verimliliğini düşürür.

11. Yalınlık: Yapılan planlar uygulayacak kişilerin anlayacağı şekilde hazırlanmalıdır. Karışıklığa yol açabilecek ifadeler ve bölümler planda yer almamalıdır.

12. Katılım: Plan, uygulayıcıların katılımı ile hazırlanmalıdır.

2.2.3 Örgütleme

Yapılan planların etkili ve verimli bir şekilde uygulanabilmesi için gerekli koşulların sağlanması ve devam ettirilmesi yolundaki çalışmaların tümüne örgütleme denilir. Örgütlemede amaçlara ulaşılması için özel faaliyetler tespit edilir, faaliyetler gruplandırılır ve kişilere dağıtılır (Ilgar, 2005, s.49). Yani bu süreçte yapı kurulur, kadrolama ve donatım eylemleri yapılır (Bursalıoğlu, 2011, s.109). Örgütleme, örgütün amacının gerçekleşmesi için dinamik bir yapının kurulmasını sağlayan araçtır (Aydın, 2014, s.118). Şimşek (2007) te örgütlemeyi ‘varılmak istenen bir amaç veya amaçlar dizisi, bu amaç ya da amaçları gerçekleştirmek için yapılacak işler ve bu işlerin çalışacak kişiler arasında bölünmesi ve bu kişiler arasındaki ilişkilerin belirlenmesi’ olarak tanımlamıştır (s.145). Bu sayede yetki ve sorumlulukların sınırları saptanır, emirlerin nasıl bir yol izleyeceği belirtilir, ast-üst yetkileri açıklık kazanır, yönetici yönetim işlerini daha kolay yerine getirir (Ilgar, 2005, s.50).

(28)

11

Örgütlemede formal ve informal olmak üzere iki yapı meydana gelmektedir. Örgütleme süreci sonucunda, belirli bir amaç için önceden belirlenen plana uygun olarak oluşturulmuş ilişkiler topluluğu formal (biçimsel-resmi) örgüt yapısı olarak ifade edilir. Biçimsel örgüt yapısındaki bölümler çalışanlar tarafından doldurulduktan sonra herhangi bir planlama olmadan bireylerarası ilişkiler sonucu ortaya çıkan yapı ise informal örgüt yapısı olarak adlandırılır (Şimşek, 2007, s.146).

2.2.4 Etki

Örgütte üyelerin davranışlarını yönlendirmek ve eşgüdümlemek için etkileme yolları kullanılır. En yaygın olan etkileme yöntemi yeki kullanımıdır. Ancak bu yol zamanla gücünü yitirmiştir. Grup süreci teknikleri etkileme yöntemi olarak daha önemli hale gelmeye başlamıştır. Örgüt üyeleri, örgütün amacını gerçekleştirme çabasına katkıda bulunabilecek biçimde etkilenmelidirler. Bunun için şu noktalar dikkat edilmelidir (Aydın, 2014, s.141);

• Örgüt üyeleri açısından çekici örgüt amaçlarının saptanması,

• İlgili personelinin tümünün kişiliklerinin ve liderlik becerilerinin vurgulanması, • Örgütle olan ilişkilerde doyumla sonuçlanan bireysel deneyimlerin sağlanması, • Kullanılabilecek herkese, gerekli enformasyonun sağlanması,

• Örgüte bağlılığın geliştirilmesi • Yararlı öneri ve öğütlerin verilmesi • Bireylerin gelişimlerinin sağlanması

• Yöneticiye ve diğer statü liderlerine verilmiş yetkilerin kullanılması.

2.2.5 Koordinasyon

Koordinasyon, bir örgütün çalışmalarını kolaylaştırmak için bütün eylemler ve bölümler arasında uyumun sağlanmasıdır. Örgütler büyüdükçe bölümlerin ve işlerin sayısı artar ve koordinasyon daha da önem kazanır. Çünkü koordinasyon, insanların çabalarını birleştirmeyi, zaman bakımından ayarlamayı, ortak amaca ulaşmak için faaliyetlerin birbirini izlemesini ve tamamlamasını hedef alır. Koordinasyon yönetimin diğer süreçleri ile yakından ilgilidir. Bu sebeple koordinasyonun başarısı diğer süreçlerin de eksiksiz yerine getirilmesini sağlar (Şimşek, 2007, s.236).

(29)

12

2.2.6 Denetleme

Denetleme, planlama süreciyle başlayıp diğer süreçlerle de bir bütün oluşturarak yönetim sürecinin amaçlara yönelik olarak etkili oluşmasını sağlayan yönetsel süreçtir. Denetleme sürecine yönetimin her alanında ihtiyaç duyulmaktadır (Başaran, 2000, s.284). Taymaz (2011) denetleme sürecini ‘Bir örgütte amaçlara uygun hazırlanan plan ile uygulamaları yerinde karşılaştırma, plandan ayrılma, hata ve eksiklikleri saptama, nedenlerini bulma, giderme, başarı sağlanması için yardımda bulunma’ olarak tanımlamaktadır (s.32). Denetleme yapılan çalışmaların sonucu hakkında dönüt verir. Bu sayede yapılan çalışmaların eksik ya da hatalı kısımları fark edilir (Gül, 2013, s.130).

Yönetim sürecinin hatasız işlemesi için yapılan her eylem ile ilgili bilgi toplanmalı ve dönüt alınmalıdır. Her eylem ile ilgili dönüt alınması örgütün amaçlarından sapmasını önleyerek, örgütün ürününün niceliğini ve niteliğini artırır. Denetleme süreci olmadan yönetim iyi çalışamaz (Başaran, 2000, s.284).

2.2.7 İletişim

İletişim kavramı Latince ‘communis’ kelimesinden türemiş ve batı dillerinin çoğunda ‘communication’ olarak kullanılmaktadır (Mısırlı, 2013, s.1). İletişim ile ilgili yayınlar ve araştırmalar incelendiğinde iletişimin birçok tanımı olduğu görülmüştür. Sillars (2003) iletişimi, iletilmek istenen materyalin, ilgili herkes tarafından tamamen anlaşılabilmesi amacıyla bilgi, kanaat ya da düşüncenin, yazı, konuşma ve görsel araçlarla veya bunların bir arada kullanımıyla iletilmesi, alınması veya değiştirilmesi olarak tanımlamıştır. Tutar ve Yılmaz (2005)’a göre ise iletişim, insanların duygu, düşünce, inanç, tutum ve davranışlarını sözlü, yazılı veya sözsüz olarak iletmektir. Oskay (2011) iletişimi, insanın varlık sürdürme biçiminin bir ürünü ve insanın varlık sürdürme biçimindeki gelişmelere göre değişimlere uğrayan insana özgü bir olgu olarak tanımlarken Mısırlı (2013) iletişimi en kısa tanımıyla bireyler arasında anlamları ortak kılma süreci olarak ifade etmiştir. Aziz (2013) ise farklı tanımlar sonucunda iletişimi; belirli araçlar, ortamlar kullanarak bilgi, düşünce ve tutumların insanlardan insanlara karşılıklı olarak aktarılması olarak tanımlamıştır.

İnsan, tek başına ya da toplumla birlikte yaşasa da amacına iletişim kurarak ulaşabilir. Çünkü insanda iletişim kurma ihtiyacı çevreyi etkileme isteğinden kaynaklanmaktadır. İletişimin amacı da anlaşılabilir mesajlar göndererek karşı tarafın tutum ve davranışlarında

(30)

13

değişiklik yapmaktır. Kısaca iletişimdeki asıl amaç bilgi verme ve karşıdakini etkilemektir. Örgütlerde insanların tek başlarına gerçekleştiremeyecekleri amaçları kolektif bir çaba sonucunda başarmak için kurulmaktadır. Örgütlerin belirli amaçlar etrafında toplanıp bu amaçları gerçekleştirmeleri de iletişim ile olmaktadır. Bu yönüyle iletişim sadece bir ileti alışverişi değil, insanın toplumsallaşma sürecinde ortak bir etkinlik aracıdır (Tutar&Yılmaz, 205, s.18).

Bir örgütte çalışanlar arasındaki etkileşimi sağlayan süreç iletişimdir. Bir insan için duyu organları, sinir sistemi ne ise bir örgüt içinde iletişim ağı odur. İletişim ağı, örgütün sistemlerine bilgileri ulaştırır (Başaran, 2000, s.262).

İletişim sürecinin amacı, insan davranışını değiştirmek, kişiler ve gruplar arasındaki ilişkileri geliştirmek, örgütte etkili bir koordinasyon ve haberleşme ağı kurmaktır (Taymaz, 2011, s.42). Karar yönetim açısından ne kadar önemli ise iletişim de örgüt için o derece önemlidir. Örgütlerde formal ve informal olmak üzere iki tür iletişim bulunmaktadır. Formal iletişim, hiyerarşideki makamlar arasında bilgi ve karar akışıdır. İnformal iletişim ise, kişiler ve gruplar arasındaki ilişkilerdir (Bursalıoğlu, 2011, s.110).

İletişimin dört önemli öğesi bulunmaktadır. Kaynak (Bilgi-mesaj göndereni), Kanal (Bilginin aktarılacağı ortam), Mesaj, Alıcı (Mesajı alacak olan). Bu öğelerden birisi eksik olursa iletişim gerçekleşmez. İletişim iki yönlü bir süreçtir. Bazen tek yönlü iletişimlerde olabilir. Radyo, televizyon vb. Tek yönlü iletişim daha hızlıdır, iki yönlü iletişim ise daha sağlıklı ve daha objektiftir (Kaya, 1996, s.107).

İletişim, insanlığın varoluşu ile başlayan insan ilişkilerinin sürdürülmesi için zorunlu bir olgu ve süreçtir (Aziz, 2013, s.23, Tutar&Yılmaz, 2005, s.13). İnsanlar sosyal varlıklardır ve kendilerini ifade edebilmeleri, yaşamlarını devam ettirebilmeleri için iletişime ihtiyaç duyarlar. Bireyler, gruplar, örgütler ve toplumların hepsinin kendilerine özgü bir iletişim yapıları bulunmaktadır (Akıncı Vural & Coşkun, 2007, s.52).

2.2.7.1 İletişim Süreci ve Öğeleri

İletişim, bir alıcı ve bir verici arasındaki düşünce, duygu alışverişi olması sebebi ile bir süreçtir (Tutar, 2003, s.46). İletişim bir anda olup bitmez, süreç içerisinde gerçekleşir (Aziz, 2013, s.29). İletişimde anlatmak ve anlamak çabası vardır. İletişimin tam olarak gerçekleştirilebilmesi için gönderilen mesajın alıcıyla ulaşması ve yanıtının alınması gerekmektedir. Yönetsel iletişimde de, kişiler arası iletişimde de iletişim sürecine katılan

(31)

14

bireylerin karşılıklı olarak anlam ve yanıt göndermesi gereklidir (Başaran, 2000, s.64). İletişim süreci; bir davranış değişikliği meydana getirmek için bireylerin fikir, bilgi, tutum, haber paylaşma sürecidir. Bu iletişim sürecinin gerçekleşmesi için bazı öğelerin bir araya gelmesi şarttır (Batmaz, 2004, s.10). İletişi sürecinde değişmez olarak kabul edilen beş öğe vardır. Bunları şöyle sıralayabiliriz;

Mesajı gönderen ya da başlatan (kaynak/verici) Mesajın hedefi (alıcı)

Aktarılan, verilen bilgi, tutum ve davranış (mesaj/ileti) Mesajı ileten ortam (kanal)

Mesajın alıcı tarafından alınıp alınmadığı (geribildirim) (Aziz, 2013, s.29).

Şekil 1 İletişim süreci. Başaran, A. (2013). İletişimin temel öğeleri.

http://kitleiletisimi.blogspot.com.tr/2013/06/iletisimin-temel-ogeleri.html sayfasından erişilmiştir.

2.2.7.1.1 Kaynak/Verici

İletişim sürecinde mutlaka iletiyi gönderen bir kişi, kurum, topluluk veya kuruluş bulunmaktadır. İletinin ilk çıktığı yer olması sebebi ile bu öğe iletişimi başlatan kaynaktır (Aziz, 2013, s.29). Kaynak bir insan olabileceği gibi bir makinede olabilir (Telman & Ünsal, 2005, s.29). Kaynak olmadan iletişim kurulamaz. Çünkü iletişimi başlatan ve mesajı gönderen kaynaktır. Dolayısı ile kaynak iletişimde en büyük sorumluluğa sahip olan öğedir (Tutar, 2003, s.48). Kaynak, mesajı iletirken anlaşılır nitelikte olmasına önem göstermelidir (Sabuncuoğlu & Tüz, 2002, s.68). Çünkü etkin iletişim, kaynak ve alıcının mesaja verdikleri anlam aynı olduğunda gerçekleşmektedir. Alıcının algılayamayacağı bir mesaj onun için sadece bir gürültü olacaktır (Mısırlı, 2013, s.3).

(32)

15

2.2.7.1.2 Alıcı

İletişim sürecinde kaynağın gönderdiği mesajın iletildiği kişi, grup ya da kitleye alıcı denir (Tutar, 2003, s.57). Alıcı olmadan iletişimden söz etmek mümkün değildir. Çünkü iletişimin gerçekleşebilmesi için kaynağın gönderdiği mesajın alıcıda tutum ve davranış değişikliği yapması gerekir (Aziz, 2013, s.30). Etkili iletişimde hem kaynak hem de alıcı mesaja aynı anlamı yüklemelidir. Alıcının ve kaynağın daha önceki deneyimleri, kültürleri mesaja aynı anlamı vermelerinde önemli rol oynamaktadır. Etkin iletişim için alıcının iyi bir dinleyici olması da önem arz etmektedir (Mısırlı, 2013, s.5).

2.2.7.1.3 Mesaj/İleti

Kaynak ve alıcı için aynı anlamı taşıyan, sembollerle ifade edilen duygu, düşünce ve tutumlara iletişim sürecinde mesaj denilir (Mısırlı, 2013, s.3). Mesaj yazılı, sözlü, görsel olarak çeşitli şekillerde verilebilir. İletişimin sonucunun beklenildiği şekilde olması için mesajın açık ve net olması önemlidir (Güngör, 2015, s.31). Mesaj alıcıya ait ne kadar çok duyu organına ulaşırsa mesajın gücü artar ve iletişimde o derece başarılı olur (Mısırlı, 2013, s.3). Mesaj, göndericinin düşünce ve isteğinin sembollere dönüşmüş halidir. Mesajın etkin iletişimi sağlayabilmesi için alıcının bilgisine, düşüncesine, deneyimine, tutumuna, inancına, değer yargılarına, ihtiyacına, isteğine, amacına, ilgi alanına, toplum içindeki rol ve konumuna uygun olması gerekir. İletişim, kaynağın gönderdiği mesajın alıcı tarafından algılanmasıdır. İletişimin ilk algılanan yönü mesajdır. Alıcının mesajın anlamını, amacını ve etkisini algılaması gerekir. Bu da mesajın, iletişimin türünü ve etkinliğini belirlemede önemli payı olduğunu göstermektedir (Tutar, 2003, s.50).

2.2.7.1.4 Kanal

İletişim sürecinde iletinin kaynaktan alıcıya ulaşmasını sağlayan ortam, yöntem ve teknikler kanal olarak ifade edilir (Mısırlı, 2013, s.3). Kanal, gönderici ve alıcı arasında ileti akışını sağlama yoludur. Kişilerarası iletişimde telefon, telgraf, mektup kanal işlevi görürken kitlesel iletişimde radyo, televizyon, gazete, internet gibi araçlar kanal işlevi görmektedirler. Gönderilen iletinin beklenilen etkiyi yaratması için kanalın doğru olarak seçilmesi çok önemlidir. Örneğin; başsağlığı iletisi için yüz yüze görüşmek daha iyi bir seçimken doğal afet ile ilgili yapılacak yardım kampanyasında gazete, televizyon, internet gibi kanallar daha doğru bir seçim olacaktır (Güngör, 2015, s.32). Etkin ve verimli bir

(33)

16

iletişim için kanalın iletiye uygun olması ve mesajın bozulmadan iletilmesi gerekir (Tutar, 2003, s.56). İletişimin gerçekleşebilmesi ve etkili olabilmesi için kanal seçiminde iletişimde ulaşılmak istenen amaç, alıcının özellikleri, zaman ve mekan sınırları dikkate alınmalıdır (Mısırlı, 2013, s.4).

2.2.7.1.5 Geribildirim

İletişim sürecinin son öğesi geribildirimdir. Geribildirim, alıcının kendisine iletilen mesajı algılaması sonucunda oluşturduğu tepkiyi kaynağa iletmesidir. Geribildirim iletinin alınmasından hemen sonra ortaya çıkabileceği gibi aradan zaman geçtikten sonra da ortaya çıkabilir. Örneğin; kişiler arası iletişimde geribildirim genellikle hemen gerçekleşir. Araya bir takım kanallar (e posta vb.) girerek gönderilen iletilerde ise geribildirimin gerçekleşmesi zaman alır (Güngör, 2015, s.34). Geribildirim, mesajın alınıp alınmadığını, alıcı tarafından nasıl yorumladığını gösterir. Alıcı, iletiyi yorumladıktan sonra verici durumuna dönüşür. Artık alıcı vereceği yanıtı kanal vasıtası ile ilk kaynağa ulaştıracaktır ve bu nedenle geribildirimde alıcı kaynağa dönüşür. Geribildirimin olmadığı iletişim ’tek yönlü iletişim’ geribildirimin olduğu iletişim ‘çift yönlü iletişim’ olarak ifade edilmektedir (Tutar, 2003, s.62).

2.2.7.2 İletişim Türleri

İletişim türlerini iletişimin çeşitli özelliklerine göre farklı başlıklar altında inceleyebiliriz.

2.2.7.2.1 Kullanılan Kanallara Göre İletişim Türleri

Sözlü İletişim: Duygu ve düşüncelerin sözle aktarıldığı en eski iletişim türüdür. Sözlü iletişim tarafların birbirlerini anlayacakları dil ile yapılır. Verici ve alıcının kullandıkları dilin ortak bir dil olması önemli ve gereklidir (Aziz, 2013, s.52). Sözlü iletişim, konuşma dili olarak da ifade edilir. Yüz yüze görüşmeler, telefonla yapılan toplantılar, halka hitaplar, sözlü sunum ve brifingler sözlü iletişimdir. Sözlü iletişimde ses önemli rol oynamaktadır. Çünkü ses, insanın duygularını, iç dünyasını yansıtır. Bu nedenle etkili bir sözlü iletişim için tonlamaya, lehçeye, konuşma hızına, ses hacmine dikkat edilmelidir (Tutar, 2003, s.68).

Sözsüz İletişim: Kelimeler iletişimin birincil araçlarıdır. İkincil araçlar ise sözsüz iletişim kanallarıdır. Jestler, hareketler, materyal kullanımı, zaman ve mekânın kullanımı sözsüz

(34)

17

iletişimde rol oynayan önemli öğelerdir. İnsanlığın tarihi ile başlayan sözsüz iletişim beden dili olarak da ifade edilmektedir. Yapılan araştırmalar sonucunda mesajın %35’inin sesli, %65’inin ise sessiz kanallarla iletildiği ortaya çıkmıştır. İletişim her zaman sözcüklerle ya da sadece sözcüklerle gerçekleşmez. İletişimin birincil aracı dildir ancak mesajın iletilmesinde ve alınmasında iletişime katkı sağlayan beden dili, kıyafet, göz teması, jest ve mimikler gibi sözsüz iletişim araçları da bulunmaktadır (Tutar, 2003, s.71).

Yazılı İletişim: İletinin yazılı olarak sembollerle aktarılmasına yazılı iletişim denir (Aziz, 2013, s.53). Kökeni mağara resimlerine dayanan yazılı iletişim, insanın zaman ve mekândaki iletişim sınırlılıklarını genişletmede en etkin iletişim biçimidir (Zıllıoğlu, 1996, s.174). Mektuplar, raporlar, özetler, makaleler, tutanaklar, basın bildirileri, elektronik ortamda gönderilen yazılar yazılı iletişim araçlarıdır. Yazılı iletişim, alıcının mesajı okuması, anlaması, yorumlaması ve yanıt vermesi süreci olarak sözlü iletişime göre daha gecikmeli olarak gerçekleşmektedir. Ancak bunun yanında yazılı iletişimde mesaj tekrar kontrol edilebilir, gözden geçirilebilir ve bilgiler özümsenerek cevap iletilebilir. Bu nedenle ayrıntıların önemli olduğu durumlarda yazılı iletişim tercih edilmektedir (Tutar, 2003, s.74). Aynı zamanda yazılı iletişim duygu, fikir ve düşüncelerin, bilimsel araştırmaların kalıcı hale gelmesini sağlayarak eğitim alanında önemli katkılar sağlamıştır (Çiftçi, 2008, s.19). Örgütsel iletişimde de kalıcı olarak verilmek istenen mesajlar yazılı olarak iletilmektedir. Yazılı iletişimin etkili olarak gerçekleşebilmesi için iletinin açık ve anlaşılır ifadelerle yazılması, mesajın niteliğini bozacak gereksiz sözcüklerden arındırılması ve anlatım bozukluğunun olmaması önemlidir (Ersoy, 2006, s.16).

2.2.7.2.2 İletişim Bağlamına Göre İletişim Türleri

İçsel İletişim: Düşüncelerini bir başkasına aktarmadan önce kişinin kendi kendine konuşması içsel iletişimdir. İletişim öğeleri bakımından tam bir iletişim olmasa da iletişimi başlatan ya da alan taraf olan kişinin içindeki iletişim olarak önem taşır. İçsel iletişimde kişi kendini bazen alıcı yerine koyarak iletişimi devam ettirir. Genel olarak sessiz gerçekleşen içsel iletişim bazen (kendimize kızdığımızda, bir şeyi yanlış yaptığımızda) sesli olarak da gerçekleşebilmektedir (Aziz, 2013, s.19).

Kişiler Arası İletişim: Alıcıyı ve göndericiyi insanların oluşturduğu iletişime kişiler arası iletişim denir. Kişiler arası iletişim, iki kişi arasında genellikle yüz yüze veya kişisel

(35)

18

araçlarla kurulan iletişim biçimidir. Kişiler arası iletişimde önemli olan göndericinin mesajı alıcıya doğru iletmesidir. Örgütsel iletişimde ve iş ortamında da insan ilişkilerinin kurulmasında ve sürmesinde kişiler arası iletişim etkili olmaktadır (Tutar, 2003, s.75).

Grup İletişimi: Bir hedefin bazı ortak amaçlarını gerçekleştirmek için bir araya gelen insan topluluğuna grup denilir. Grupta bulunan kişilerin birbirlerinden etkilenmesi ve birbirlerini etkilemeleri ise grup iletişimi olarak adlandırılmaktadır. Grup iletişimi formel ya da informel gruplar arasında gerçekleşebilir. Grup iletişimini arttırmak için bütün üyelerin konuşma ve diksiyonlarının doğru olması, iletişimin bütün gruba uygun olarak yapılması, mesajın açık ve net olması gerekmektedir (Mısırlı, 2013, s.21).

Örgütsel İletişim: Hizmet veya ürün üreten örgütler hedeflerine ulaşmak için hem örgüt içinde hem de örgüt dışında iletişimde bulunmak zorundadırlar. Bir örgütün devamını sağlayan en önemli unsurlardan birisi örgüt çevresindeki bilgilerin örgüte aktarılmasıdır. Bilgi aktarımı da iletişim sayesinde olmaktadır. Örgüt sistemlerini birbirine bağlama ve örgütlerin arasındaki uyumu sağlama süreci olan bu iletişim örgütsel iletişimdir (Mısırlı, 2013, s.15).

Kitlesel İletişim: Bazı hedefler tarafından üretilen bilgilerin ve sembollerin geniş insan topluluklarına iletilmesi ve iletinin bu kişiler tarafından alınıp yorumlanması kitle iletişimidir. Kitle iletişiminde gönderici ve alıcı arasındaki kanallar (radyo, televizyon, gazete, dergi, el ilanları, roman, tiyatro vb.) kitle iletişim araçlarıdır (Dökmen, 1999, s.38-39). İnsanlar sosyal varlıklardır ve yaşamlarını ancak bir topluluk içerisinde sürdürebilirler. Topluluk içerisinde ise ilişki kurabilmek için iletişime ihtiyaç vardır. Eski zamanlarda ağızdan ağza aktarılan bilgiler yazının icadı ile daha büyük topluluklara ulaşmıştır. Günümüzde ise teknolojinin gelişmesi ile bilgilerin kitlelere aktarımı olanaklı olmaktadır.

2.2.7.3 Örgütsel İletişim

Belirli amaçları gerçekleştirmek için bir araya gelen kişilerin oluşturduğu yapıya örgüt denir. Örgütlerin en temel yapı taşı insandır. Buna bağlı olarak da iletişim, örgütler üzerinde rol oynayan önemli bir süreci oluşturmaktadır (Çağlar vd., 2014, s.63). Bir

(36)

19

örgütün faaliyetlerini devam ettirmek ve amaçlarını gerçekleştirmek için örgütü meydana getiren bölümlerle, örgütün çevresi ile bilgi alış-verişi ya da ilişkiler kurulmasını sağlayan süreç ise örgütsel iletişim olarak ifade edilmektedir (Sabuncuoğlu & Tüz, 2003, s.74-75). Örgütsel iletişim, örgüt üyelerinin örgütsel amaçlarla örgüt içinde ve örgüt dışında kurdukları iletişimdir. Örgütler, işleyişlerini iletişim olmadan sürdüremezler. Çünkü çalışanlar arasındaki koordinasyon iletişimle mümkün olmaktadır. Örgütteki iletişim, planlama, örgütleme ve denetleme gibi temel yönetim fonksiyonlarının da başarılı işlemesine yardımcı olur. Yöneticiler zamanlarının çoğunu iletişim faaliyetlerine harcamaktadırlar. Bu nedenle bir örgütün amaçlarına ulaşabilmesi ve faaliyetlerini yürütebilmesi için etkili bir iletişim zorunludur. Örgütsel iletişim aynı zamanda örgüt üyelerini ve bölümlerini birbirine bağlayan bir eşgüdümleme aracıdır. Örgütsel iletişim sayesinde üyeler ve bölümler uyumlu çalışabilirler. Eğer bir örgütte çalışanlar arasındaki iletişim yeterli değilse verimlilik ve işin niteliği de düşük olacaktır (Tutar, 2003, s.116). Örgütlerdeki iletişim sistemleri, biçimsel (resmi) ve biçimsel olmayan (doğal) iki iletişim sistemi olarak sınıflandırılmaktadır (Çağlar vd., 2014, s.67).

2.2.7.3.1 Biçimsel (Resmi) İletişim Sistemleri

Biçimsel iletişim, örgütsel yapı doğrultusunda oluşan iletişim sistemidir. Bu iletişim sisteminde ast-üst arasındaki ilişki işlerlik kazanır. Örgütteki her türlü resmi bildiriler, talimatlar, raporlamalar biçimsel iletişim sistemi içerisinde yer almaktadır (Tutar, 2003, s.124). Kurum ya da örgütün hedeflediği amacı gerçekleştirmek için kullandığı iletişim sistemi olan biçimsel iletişim de kimin kiminle ne tür bir iletişim kuracağı baştan bellidir (Aziz, 2013, s.155). Biçimsel iletişimde genellikle bir örgüt şeması yer almaktadır ve iletişim bu şemada yer alan unsurlara göre olmaktadır. Bu iletişim üst yönetim tarafından örgütün etkililiğini arttırmak ve örgüt amacına ulaşmak için bilinçli olarak oluşturulmaktadır (Çağlar vd., 2014, s.68). Çünkü biçimsel iletişimin amacı, örgüt üyeleri arasında gerekli olan bilgi akışını sağlamak, çalışanların işten tatmin olması için istenen tutumu oluşturmak ve ilgililere gerektiğinde bilgi üretmektir (Tutar, 2003, s.124). Biçimsel iletişimlerde yukarıdan aşağıya, aşağıdan yukarıya, yatay ve çapraz olmak üzere 4 iletişim kanalı bulunmaktadır (Çağlar vd., 2014, s.68).

(37)

20

Yukarıdan Aşağıya Doğru İletişim: Bu iletişim, kural ve emirlerin yerine getirilmesi, üstlerden astlara doğru talimatların iletilmesinde kullanılır. Yukarıdan aşağıya doğru iletişimin beş temel amacı vardır. Bunlar; belli iş talimatları vermek, işin anlaşılmasını ve diğer görevlerle ilişkisini belirlemek, uygulama ve süreç hakkında bilgi sağlamak, astlara performansı ile ilgili bilgi sağlamak ve örgütün amaçları ile ilgili çalışanların sır saklaması gerektiğini vurgulayan bir anlayışı benimsetmektir. Bu amaçların gerçekleşebilmesi için yukarıdan aşağıya dikey iletişim kanalları düzenli işlemeli, kural ve emirlerden oluşan mesajlar açık ve anlaşılır olmalıdır. Bunun yanında çalışanın moralini bozan otoriter bir atmosfer, hiyerarşinin tepesinden aşağıya kadar bir çok çalışanın gereksiz bilgi ile donatılmasına ve yukarıdan aşağıya doğru iletişimin engellenmesine neden olur (Tutar, 2003, s.127, Çağlar vd., 2014, s.68).

Aşağıdan Yukarıya Doğru İletişim: Astların üstlerine rapor ya da görüşlerini ilettiği iletişim sistemi olan aşağıdan yukarıya doğru iletişimde örgütün amaçları doğrultusunda alınan kararların beklenen şekilde uygulanıp uygulanmadığı belirlenir. Örgüt yöneticilerinin verdiği emirlerin ne derece yerine getirildiği astlardan alınan geribildirimlerle anlaşılmaktadır. Gayri resmi tartışma ve öneriler, anket ve oylamalar, şikâyetlerle ilgili bilgiler aşağıdan yukarıya doğru iletilmektedir. Her ast, görevi ile bilgileri hiyerarşi doğrultusunda üstüne bildirir. Üstler de astlardan elde ettikleri bu bilgiler ışığında örgüt ile ilgili yeni karar ve politikaların belirlenmesini sağlarlar (Tutar, 2003, s.129).

Yatay İletişim: Örgütlerde aynı düzeyde çalışanlar arasındaki iletişim sistemidir. Yatay iletişim de benzer bölümlerde görev yapan çalışanlar işbirliği yaparak üst kademeye başvurmadan iletişim kurarlar. Dikey iletişimlerde hem zaman kaybı hem de mesajın net anlaşılamaması gibi sorunlarla karşılaşılmaktadır. Bu nedenle yatay iletişim, çalışanlar arasında bir köprü görevi görerek örgütsel etkinliği arttırmaktadır. Yatay iletişimin temel amacı, örgütsel koordinasyon ve problem çözme için kanal sağlayarak prosedürlerden uzak daha yalın ve etkin bir iletişim sağlamaktır (Tutar, 2003, s.130).

Çapraz İletişim: Örgüt hiyerarşisinin farklı düzeylerdeki bölümleri arasında basamaksal kanalları kullanmadan gerçekleşen iletişim sistemidir. Çapraz iletişim, karmaşık ve uzun olan dikey iletişim kanallarının olumsuzluklarını gidermek için olağanüstü durumlarda ve

(38)

21

kısa sürede gereken işbirliğinin sağlanması için kullanılmaktadır. Çapraz iletişimin olağan durumlarda da sık sık kullanılması yetki karmaşası yaratabilmektedir. Bu nedenle çapraz iletişim genellikle zorunlu durumlarda ve belli konularda bilgi alış-verişi amacı taşıyan durumlarda kullanılmalıdır (Tutar, 2003, s.131).

2.2.7.3.2 Biçimsel Olmayan (Doğal) İletişim Sistemleri

Örgütsel iletişim sadece resmi iletişimden değil, bilginin örgüt içinde dedikodu ya da söylenti şeklinde yayıldığı resmi olmayan iletişimden de oluşmaktadır (Çağlar vd., 2014, s.68). Örgütün önceden belirlenmiş kanallarından geçmeyen, belirli bir plan içerisinde gerçekleşmeyen, örgüt üyeleri arasında kendiliğinden oluşan iletişim doğal iletişimdir. İletişim sosyal bir ihtiyaçtır. Resmi iletişim ne kadar mükemmel işlerse işlesin örgütün amaçlarının gerçekleşebilmesi için doğal iletişimde kendiliğinden oluşmaktadır. Resmi iletişimin iyi işlemediği durumlarda ise doğal iletişim daha hızlı oluşup genişlemektedir. Doğal iletişim, örgüt içerisinde kendiliğinden oluştuğu için üyelerin sosyal tatminlerinde resmi iletişime göre daha etkili olmakta ve biçimsel iletişim ile aktarılan bilgilerin, mesajların grup amaçları doğrultusunda süzülmesini de sağlamaktadır (Tutar, 2003, s.133-134).

2.3 Okul Yönetimi

Eğitimle ilgili kuruluşların ve okulların amaçlarına ulaşabilmeleri için insan, para, araç ve gereçlerin etkili ve verimli şekilde gerçekleşip gerçekleşmediğini eğitim yönetimi incelemektedir (Ilgar, 2005, s.14). Eğitim yönetimi, eğitim alanında uygulanan bir yönetim türü olduğu için eğitim bilimleri, yönetim alanında elde edilen sistemli bilgilerin eğitme uygulanmasından dolayı yönetim bilimleri ile ilişkilidir (Başaran, 1988, s.39). Toplumlar varlıklarını sürdürebilmek, geliştirebilmek ve değişime uyum sağlayabilmek için vatandaşlarını kendi değerlerine, yapılarına ve amaçlarına uygun olarak yetiştirmek zorundadırlar. Bunun için her toplum kendi eğitim sistemini kurmuş ve kontrol altına almıştır. Bu durum eğitimin okul olarak kurumlaşmasına neden olmuştur (Çümen, 2014, s.18). Okul, ‘eğitimin temel sistemini oluşturan genel bir kavramdır’ (Başaran, 2000, s.11). Uluğ (1999) okulu ‘toplumun eğitim gereksinmelerini karşılamak üzere eğitim hizmeti üreten temel birim’ olarak tanımlamaktadır (s.169). Eğitim örgütleri, devletin eğitim politikaları çerçevesinde eğitim ve öğretim işlevini yerine getirirler. Eğitim faaliyetleri,

(39)

22

özel sektörlere bırakıldığında bile devletin denetim ve gözetimi altındadır (Kaya, 1979, s.37).

2.3.1 Okul Yönetiminin Önemi

Eğitim sisteminin temelini oluşturan okul, planlanan amaçlara ulaştığı ölçüde etkili ve verimli olur. Okulun planlanan amaçlarını gerçekleştirmesi okul yönetiminin görevidir. Okul yönetimi, eğitim yönetiminin sınırlı bir alanda uygulanmasıdır. Bu alanın sınırlarını eğitim sisteminin yapısı ve amaçları belirler. Yönetimin eğitime uygulanmasından eğitim yönetimi, eğitim yönetiminin okula uygulanmasından da okul yönetimi meydana gelmektedir (Bursalıoğlu, 2011, s.5).

Okul, hem eğitim sisteminin en önemli parçası olması hem de eğitim sisteminin içinde sayıca fazla olması sebebi ile önemlidir. Okul, aynı zamanda halk ile ilişkisi en fazla olan sosyal bir örgüt olması bakımından da önem arz etmektedir (Ilgar, 2005, s.91). Okul yönetiminin önemi ise yönetimin görevinden kaynaklanmaktadır. Yönetimin görevi, örgütü amaçlarına uygun olarak yaşatmaktır. Okul yönetiminin görevi de okulu amaçlarına uygun yaşatmaktır. Yönetimin farklı tanımları yöneticiye çok yönlü yetki ve sorumluluklar yüklemektedir. Okul yöneticisine de yüklenen bu yetki ve sorumluluklarda okul yönetiminin önemini belirtmektedir. Yetki ve sorumluluklar yönetimin değerini yükselttiği kadar önemini de arttırmaktadır (Bursalıoğlu, 2011, s.6).

2.3.2 Okul Yönetiminde İnsan İlişkileri

İnsan ilişkileri bir örgütteki bireylerin uyum içerisinde çalışmasını amaç edinen bir yönetim eylemidir (Bursalıoğlu, 2011, s.135). Yönetimde insan ilişkileri yaklaşımına ilk olarak Hawtorne araştırmaları ile değinilmiştir. Bu çalışmalar sonucunda üretimi etkileyen en önemli unsurun insan olduğu ve insan ile örgüt arasında sorunlar azaldığında verimin arttığı gözlemlenmiştir (Ilgar, 2005, s.115). Eğitim kurumlarının verimliliğinde en önemli etken idari davranışlarında insan ilişkilerini iyi bilen eğitim yöneticisinin varlığıdır. İnsan ilişkileri konusunda bilgi ve beceri sahibi olan yöneticilerin başarılı oldukları ve eğitim kurumundaki verimi arttırdıkları çağdaş yönetim kuramcıları tarafından kabul edilmektedir. Buna göre eğitim yöneticisinin insan ilişkileri konusunda dikkat etmesi gereken hususlar şunlardır (Ilgar, 2005, s.118);

(40)

23

- Eğitim yöneticisi, personeline önemli olduklarını hissettirmelidir. Birçok konuda onlara danışmalıdır.

- Eğitim yöneticisi kendine aşırı güven duyan biri olarak görünmemelidir.

- Eğitim yöneticisi kurumundaki herkesin kişiliğine saygı göstermeli ve eşit davranmalıdır.

- Eğitim yöneticisi iyi bir dinleyici olmalıdır.

- Eğitim yöneticisi mümkün olduğunca tartışmalardan kaçınmalı ve diğer iletişim yöntemlerini denemelidir.

- Eğitim yöneticisi personeli ile daima iletişim halinde bulunmalıdır.

- Eğitim yöneticisi başkalarının kendini öveceği ortamlar oluşturmaktan kaçınmalıdır, kendisini yaptığı işlerle ve kazandığı başarılarla tatmin etmelidir. - Eğitim yöneticisi personelinin kendisini rahatça ifade edebileceği ortamlar

hazırlamalıdır.

2.3.3 Okul Kültürü ve İklimi

Kültür, bir toplumda paylaşılan tutum, davranış, alışkanlık ve ilkelerin tümüdür (Gül, 2013, s.139). Okul kültürü, okul toplumunu oluşturan bütün üyelerin ortaklaşa paylaştıkları kültürdür. Kültür, büyük ölçüde semboller sistemi olarak görülmektedir. Okul ortamında yer alan mimari yapı, bir takım fiziki nesneler, flamalar, törenler, gösteriler, okulun geçmişine ilişkin anılar, hikayeler okulun kültürünü oluşturmaktadırlar ( Şişman ve Turan, 2005, s.136).

Okulların kültürleri çoğunlukla okul yöneticileri tarafından oluşturulup planlanır ve yönlendirilir (Aydın, 2014, s.239). Bu sebeple okul müdürü bulunduğu okulda herkesin birbirine saygı duyduğu, farklılıkların olumlu karşılandığı ve zenginlik sayıldığı, kıskançlıkların olmadığı, kazanılan başarıların okulun başarısı sayıldığı bir kültür oluşturmalı ve bunun devamını sağlamalıdır (Gül, 2013, s.139).

Okullarda çalışanların iş ilişkilerine yönelik algılarının davranışlar üzerinde etkili olan özellikleri okul iklimini oluşturmaktadır. Okullar fiziki olarak birbirlerine benzeseler de sosyal oluşum olarak kendilerine özgü bir iklimleri vardır. Bu durum, okulları birbirinden ayıran en belirgin ve görünen özelliktir. Sağlıklı bir okulun iklimi, öğretmenlerin birbirleriyle ve okul müdürü ile ilişkilerinin niteliğini belirler (Şişman ve Turan, 2005, s.140).

(41)

24

2.3.4 Okul Yönetiminde Rol Oynayan Öğeler

Bir okulun yönetiminde rol oynayan öğeler iç öğeler ve dış öğeler olmak üzere ikiye ayrılabilir (Bursalıoğlu, 2011, s.39).

2.3.4.1 Okul Yönetiminde Rol Oynayan İç Öğeler

İç öğeler okulu meydana getiren ve yapısında yer alan yöneticiler, öğretmenler, öğrenciler, eğitimci olmayan personeldir (Bursalıoğlu, 2011, s.39).

2.3.4.1.1 Yöneticiler

Okul yöneticileri okul müdürü, müdür yardımcıları ve okul müdür yetkililerinden oluşan okulun genel işleyişini sağlayan kişilerdir. Okul yöneticileri okul yönetimi için gerekli olan donanıma sahip oldukları düşünüldüğünden gösterdikleri davranış bakımından öğretmenlerden farklıdırlar. Eğitim yöneticileri eğitim sistemindeki eğitim politikaları oluştururken okul yöneticileri de oluşturulan bu politikaların uygulanmasına ve sonuçlanmasına çalışan kişilerdir. (Açıkalın, 1994, s.4).

Okul yöneticisi ifadesiyle aynı manada genelde okul müdürü ifadesi daha fazla tercih edilmektedir. Okul müdürü okulun yönetiminden sorumlu olan kişidir. Okul müdürü kanunlar çerçevesinde kendisinden beklenilenler doğrultusunda okulu etkili halde çalıştırmak için okulun tüm kaynakları gibi personel kaynağını da etkili ve verimli kullanma görevinde olan en önemli kişidir (Gülşen ve Gökyer, 2012, s.214).

2.3.4.1.2 Öğretmenler

Öğretmen, okul denilen sosyal sistemin en stratejik parçasıdır (Bursalıoğlu, 2011, s.42). Eğitimin niteliği ve kalitesi de büyük oranda öğretmenlerin niteliği ile doğru orantılı olduğundan eğitim sistemi içerisinde yer alacak öğretmenlerin, gerek hizmet öncesinde, gerekse hizmet içinde iyi bir biçimde yetişmesi ve yetiştirilmesi eğitim hizmetlerinin kalitesi yönünden önemlidir (Celep v.d., 2004).

Şekil

Şekil 1 İletişim süreci. Başaran, A. (2013). İletişimin temel öğeleri.
Tablo 1 Ankara İli Etimesgut İlçesindeki Resmi İlkokullarda Görev Yapan Sınıf Öğretmeni Sayıları
Tablo 2  Toplanan Ölçek Sayılarının Okullara Göre Dağılımı
Tablo 3  Katılımcıların Cinsiyet ve Kıdem Değişkenlerine Göre Dağılımları
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Taşıt yapım endüstrisinde kullanılan çelik sacların birleştirilmesinde, oldukça yaygın olarak uygulanan kaynak yöntemleri, elektrik direnç kaynak yöntemleri

Endüstri ilişkileri sisteminde barış ve istikrarın sürekliliğinin sağlanmasında, bu sistemin aktörleri olan işçi, işveren ve hükümet temsilcileri

2-Dr Simon Fradd, chairman of the Doctor Patient Partnership, said: "This survey just shows what a long way we have got to go to ____________ the public about

Öğretmenler girdi boyutunda genel olarak olumlu bir görüşe sahip olduğu nicel verilerden anlaşılmakla birlikte, en olumsuz görüş belirttikleri maddeler okul

Bir arada yaşama deneyiminin başarısızlığı ve karşılıklı dışlama temeline dayanması, Türklerin yaşadıkları topluma uyumlarının olumsuz

Araştırmada ana dili farklı olan öğrencilerin okul ortamında yaşadıkları sosyo kültürel sorunların endişe yaşama, ana dilini bilmeyen öğretmenlerine karşı sıcak ve

Incorporating Fluidized Bed Reactor in the Sewage treatment plant allows the micro organisms to attach with the media in the bed resulting in accelerating the growth of organism

At the end of this process called by Piaget as disequilibrium, the individual construct his/her present knowledge according to the new knowledge he has acquired and construct