• Sonuç bulunamadı

Devlet Korosu'na bonbardıman:Erol Sayan bir yazdı, pir yazdı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Devlet Korosu'na bonbardıman:Erol Sayan bir yazdı, pir yazdı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

2 1 2 2 ü PAZAR, 12 Mart 2000

^ / D E V L E T J

K O R O S U Ni

DM B A R D I M

Erol Sayan bir

yazdı, pir yazdı

ZAPTİYE

T

ürk Müziği’nin önemli isimlerinden olan

bestekâr Erol Sayan, Gösteri Dergisi’nde

yayınlanan yazısında Kültür Bakanlığı

İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği

Korosu'na veryansın etti. Sayan “Bu koro

müzik falan yapmıyor, sanki ezbere bant

dolduruyor” dedi.

EROL Sayan eserleri bir zamanların en çok okunan bestekârıydı. "Geçsin günler haftalar",

"Kalbe dolan o ilk bakış", "Bana bir aşk masalından şarkılar söyle" gibisinden çok güzel eserler yapmıştı. Radyolar senelerce Erol Sayan'ın şarkılarıyla açılır, o şarkılarla kapanırdı.

Sonra besteciliği bıraktı, hocalık yapmaya, konservatuvarda repertuvar dersleri vermeye başladı. Eserleri eskiden sahnelerden radyolara, ev fasıllarından mehtaplı yaz gecelerinin ıslıklı terennümlere kadar hemen heryerde okunan Erol

Sayan nedense bir suskunluğa büründü. Artık ne kendisi ortalardaydı, ne de şarkıları...

Erol Bey senelerdir devam eden suskunluğunu bu hafta bozdu, ama ne bozuş: Gösteri Dergisi'nin son sayısında yayınlanan yazısında milletin 'vergileriyle kurulup çalışan devlet destekli alaturka

korolara, özellikle de Kültür Bakanlığı İstanbul

Devlet Klasik Türk Müziği Korosu'na veryansın etti. Bu topluluklarda yapılan ve "Türk Müziği" olduğu iddia edilen icra Erol Bey'i öylesine çileden çıkartmıştı ki Gösteri'deki yazısında koronun şefine de, okuyucularına da, saz sanatçılarına da

i, söylemediğini bırakmıyordu. Ne koro şefinin yapılan müzikle uzaktan yakmdan bir ilgisinin bulunmadığı kalmıştı, ne okuyucularla saz sanatçılarının makam ve icradaki yeteneksizlikleri, " ne de koroda müzik adma yapılan disiplinsizlikler.

Erol Bey "Şefin konser ânında uygulamak istediği en ufak nüanslara bile vaktinde karşılık

veremeyen bir koro akıl ve dikkat birliği ile 'canlı' bir konser vermiyor, ezbere bir bant dolduruyor demektir" diyordu ve bir müzik topluluğunun müzik dişiliği hakkında kibarlığı elden bırakmadan bundan daha ağır bir söz herhalde edilemezdi.

Türk Müziği'ne meraklıysanız ve bu müziğin icrası konusunda Türkiye'deki en tecrübeli ve en yetkili isimlerin başmda gelen Erol Sayan'ın yerden göğe kadar haklı olduğu tenkidlerini merak ediyorsanız Gösteri'nin son sayısını mutlaka okuyun. Erol Bey'in yazdıklarından bendeniz hem büyük bir zevk hem de ilham aldım ve "Devlet Korosu" adını takman toplulukların "Klasik Türk

Müziği" olduğunu ileri sürdükleri icea garipliklerini sık sık gündeme getirmeye karar verdim. Vergilerimizle kurulan ama "amüzikal" yani "müzik dışı" fraklı şeflerin elinde kalan ritm ve müzik fakiri devlet korolarından, kendisini bestekâr zanneden şeflerin kakafonik eserlerini seslendirme işkencesine mahkum edilen topluluklardan ve "Klasik Türk Müziği" adı altında piyasa müziğinin en pespayesini yapan gruplardan yakında bol bol bahsedeceğim.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Endüstri çalışanlarını motive eden etmenlerin Maslow ve Herzberg’in kuramlarına göre incelenmesi (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Maltepe Üniversitesi

Basın Tarihimizde İlave, Seksen Yıllık Gazetecimiz Asaf Konselitçi, Basın Tarihine Dair Bilgiler ve Hatıralar, İdeal Gazeteci, Efendi Babamız Ahmet Mithat,

[r]

Jfat’ın, Yunan Antologyası’ndan yaptığı çevirilerden oluşan ‘Çok Eski Bir Günbatımı’, erken Bizans ve Bizans ortaçağı şiiri üstüne hazırlanmış bir

Ünlü balerin ve devlet sanatçısı Meriç Sümen (solda), Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü Başkoreograf vekili Fahrettin Güven (üst solda), Türk balesinin kurucusu

Bu makalede, uzun süre antimikrobiyal tedavi ile düzelmeyen kronik süpüratif otiti olan ve sonunda tüberküloza ba¤l› otitis media TOM tan›s› alan yirmi dört yafl›nda

Benim için ne büyük bir mutluluk ki İstanbul Hukuk Fakültesi’nin kürsülerinde 1955- 1960 döneminde öğrenci olarak dinlediğim hocamı, şimdi TBMM’nin

Zira, Saray’daki Enderun Meşkhânesi’nin meşk ve icrâ için tesis edilmiş kurumsal bir yapı olduğu; tekkelerdeki -bazı istisnaları olmakla birlikte- dinî