Guınmsozu
Eleştirileri okumayan
-lar, eleştirilmeye layık
değillerdir.
Disraeli
m
1DEBİYÂTIN en nankör dalların dan biri eleştirmenliktir... Ge nellikle eleştirinin, edebiyatın bir kolu olduğu unutulur...
Ama bunda doğrusu eleştirmen lerin de biraz kabahati vardır... Pek az eleştirmen, bir kitabı, bir resmi eleştirirken, aslında o kitabı ve o res mi aşan bir görüş, bir anlatış, bir kav rayış getirmek zorunda olduğunun bilincine varır.
Eleştiriler, geniş bakış açılarına yaslanmadığı, yalnız eleştirilen eser le sınırlı kaldığı için de sanatçı ya da düşünadamı düzeyine ulaşan eleştir men çok azdır.
Batıda, yüzyıl önce yazdıkları eleştiriler hâlâ aynı tadla okunan eleştirmenler var... Onlar yazılarına, kalıcı bir tad, kalıcı bir düşünce yer leştirmeyi başarmışlar çünkü.
Bizde ise yirmi otuz yıl <*ıce yaz dığı eleştiriler okunan kaç kişi var ki.. Çok fazla değil...
Belki bugünkü eleştirmenlerimiz arasından, daha sonraki kuşaklara kalacak eserler veren birkaç kişi çı kacak... Eleştiriyi, bir sanat düzeyine yükselten kalemlerin varlığını çok sık olmasa da görebiliyoruz.
Bizim eleştiri dünyamızda
kalıcı-HIŞŞŞT!...
Açıkyürekli
Çin lideri Deng açıkyü- reklilikle, “benim de hata larım oldu" demiş.
Şimdi bizim politikacılar da Deng'i örnek alıp açık- yürekli bir konuşma ya parlar:
“Evet, Deng in de hata
ları oldu doğrusu”. *
um
¡Ü
lığı kanıtlanmış en parlak isim hiç kuşkusuz Nurullah Ataç... Üstelik de Ataç, kalıcı bir yazar olduğunu dü şünmemişti. “öldüğüm gün yazı-larım da bütün önemini kaybe decek” diyordu.
Ataç, “sivri” bir insandı... Düşün celerini hiç çekinmeden söylerdi... Ama sivriliğinde, bir çekicilik vardı...
Ataç, doğu-batı çaprazı üzerinde de duran bir yazardı... Yeni baskısı yapılan Prospero ile Caliban isimli kitabında batıyla ilişkimizi şöyle anla tıyor.
“Görüyorum ki anlamıyoruz batı acununu (dünyasını), iyice, gerçek ten, içten anlamıyoruz. Bir yere de ğin gidebiliyoruz, geçemiyoruz öte sine. öğreniyoruz batı acununun bilgilerini, bilimlerini, gene de o bil giler, bilimler sanki dışımızda ka lıyor, sinmiyor içimize. O bilgileri, bilimleri ediniyoruz da onları bulan, geliştiren soluğu edinemiyoruz.”
Ataç'a göre, batının yalnızca “bu gününü” öğrenm eye kalktığımız, geçmişini, geleneğini hiç incelemedi ğimiz için batının ne olduğunu kavra yamıyoruz.
Nurullah Ataç'ın yalnızca batılılık konusunda değil, birçok konudaki sözleri, bugün hâlâ tartışmalarda bize yardımcı olabilecek tazelikte.
Biz, geçmişteki askeri kahraman larım ızla övünm eyi seven bir ulusuz... Halbuki, geçmişimizde baş ka değerler de var.
Geçmişteki edebiyatçılarımıza, eleştirmenlerimize biraz daha sıcak yaklaşmak, araştırmak, okumak Bize, yaşamın yalnızca “bugünle” sınırlanmamış, geçmişe ve geleceğe doğru uzanan çok geniş bir bahçe olduğunu gösterir
Tad almasını bilenler için de çok tadlı yemişler bulunur o bahçede.
«
I
Taha Toros Arşivi