Nâzım Hikmet'in
M
EHMET Nâzım’ın resimleri
Tem Sanat Galerisi’nde
sergileniyor. Uzun yıllardır
Fransa’da bulunan Mehmet
Nâzım’ı tanıtırken, Abidin Dino,
“Mehmet, geniş ufuklar peşinde
fırça sallıyor. Resimlerindeki
kişiler, kıpırtı halinde” diyor
NUR NİRVEN
i i T> ELKİ de onunla aynı derecede . D iyi ressam değilim” diyor, Abidin Dino’nun P aris’ten Tem Sanat Galerisi’ne uzanan sesi, Mehmet Nazım’ı tanıtırken. Mehmet Nazım, Nazım Hikmet'in "Anası bir oğlancık doğurdu bana; kaşsız, sarı bir oğlan, masmavi kundağında yatan/hir nur topu, Uç kilo ağırlığında”dizeleriyle an lattığı oğlu.
Mehmet Nazım’ın Tem Sanat G alerisin de 11 Haziran’a kadar sürecek dördüncü kişisel sergisinde yeralan yapıtları “ Kı- sas-ı Enbiya” nın çeşitli yorumları ve tü mü 1980 tarihini taşıyor. Sanatçının yeşil, kırmızı, kahverengi, mavi, sarı renklere bürünmüş insanları, hayvanları alışıldık anatominin dışında. Abidin Dino, galerinin isteği üzerine F'ransa’dan gönderdiği yo- rum-tanıtım konuşmasında Mehmet Na- zım’ın bu kendine özgü anatomiyle birta kım duyguları yansıttığını söylüyor. “ Bir renk, hareket cümbüşü gidiyor resimle rinde” diyor.
Mehmet Nazım, Nazım Hikmet ile Mü nevver Haııım’ın oğlu olmasının yanısıra ressam Celile Hanım'ın torunu, Oktay Hi la fın son günlerine kadar sık sık yazıştığı yakın akrabası. Ancak Abidin Dino, "Meh met'in gerçek ailesi resim, ressam lar ve resim sanatıdır. Ressam milleti biraz böy- ledir. Kendi kendine birtakım akrabalar uydurur. Mesela bence Mehmet’in büyük dedesi, dedesinin dedesi belki de Siyah Ka lem. Mehmet, ikide bir de Siyah Kalem’iıı resimlerine bakar ve hiç değilse manen eli ni öper” diyor. Dino, Mehmet Nazilli'm Seyyah-ı Alem M atraki'den, Siyyer'i Ne bi ressamı Mustafa’dan, Rönesans'tan ise
oğlu İstanbul'da
Ressam Mehmet Nazım.
Giotto’dan, Ucello’dan, Piero Delta Kraıı- cesco’dan da birçok şey öğrendiğini belir tiyor.
Mehmet Nazım’ın zaman zaman P aris’ in metropoliten havasından kaçarak Brö- tanya’da kiraladığı bir balıkçı kulübesin de çalışmasının nedenini geniş ufuk gerek sinmesine bağlayan ve “ Mehmet, geniş ufuklar peşinde fırça sallıyor" diyen Dino, sanatçıyı başta Karagöz figürlerinin etki lediğini belirtiyor. “ K e sim le rin d e b o y u t yok. Kişiler, soyut mekan içinde. Arka pla na, Türk minyatürünün özelliği olan bazı özellikler karışıyor kimi zaman. Kesimle rindeki kişiler, kıpırtı halinde” diyor.
1951’de Kadıköy’de doğan, Nazım llik- m efin “ Benim savaşımı bütün Memolar gibi o sürdürecek" dediği, 6 yaşındayken annesiyle birlikte Varşova’ya, 1970’de P a ris’e giden Mehmet Nazım’ın Klasik Türk Müziği’nden, özellikle Dede Efendi’den et kilendiğini, resimlerinde Türk geleneğin den gelme birçok özelliğin yeraldığını an latıyor Dino. Mehmet Nazım’ın iyi bir aş çı olduğunu söylüyor. "Resim de bir aşçı lık. Renk kotarıyorsunuz, birşeyler çıkıyor ortaya” diyor. Sanatçının yaşamının bir kesitini verirken de şunları söylüyor: “ İki de bir de, eğer lakerdalar gelmişse İstan bul’dan, bir şişe rakı peydahlamışsa, mut laka Dede Efendi’nin eşliği altında bu ra kılar içilir ve bu yemekler yenir."
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi