• Sonuç bulunamadı

Türk istiklalinin temelleri atıldığı gün:19 Mayıs 1919

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türk istiklalinin temelleri atıldığı gün:19 Mayıs 1919"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T '' 3 ^ i

m ııtak k at kabrini ziyaret etini} çiçek re bayrak kom utlardır. «Ortada» bi

zx

>9f

ı

Türle istiklâlinin

tem elleri atıldığı

gün: 19 Mayıs 1919

İngiltere ve Rusya hükümdarları VII. Edvard ve II. Nikola, 1907 yılında Baltık kıyılarındaki Reval şehrinde gö­ rüştüler, Osmaıılı İmparatorluğunun parçalanması lüzumu üzerinde anlaştılar ve kesin karara vardılar; kısa bir za­ man sonra, bu anlaşmaya Fransa hükümeti de katıldı ve yakın tehlikeyi sezen genç Türk münevverleri ve subayları bir ihtilâl çıkardılar, İkinci Abdülhamidi Meşrutiyet ilân et­ mek zorunda bıraktılar; bu hâdise, paylaşmayı biraz gecik­ tirdi.

1911 de İtalya, 1913 te Balkan devletleri Türkiyeye harp açtılar; hele bu ikinci savaş, Türk milleti için büyük felâket oldu; ilk silâhlar patladığı sırada Osmanlı Devletinin hudutlarının değişmemesi gerektiğini haykıran üç büyük

(2)

Turk istiklâlinin tem elleri atıldığı g\

(Bajtsrafj 1 İncide)

let, Balkanlıların kazandıklarını görünce, sözlerinden döndüler,

böylece Doğu Trakyadan baş­ ka bütün Rumeli elimizden çık mış oldu.

Osmanlı diplomatları, Rus-yanın Boğazlara inmesinin ba­ tı demokrasileri için felâket o- lacağını anlatmağa çalıştılar, bilhassa İngiltereye birkaç de­ fa ittifak teklif ettiler, fakat İngilizİer iki yüzlü bir siyaset takip ettiler; bu sebeple Os­ manlI devleti, varlığını koru­ yabilmek için, Almanya ile dost luk münasebetleri kurdu.

Avrupada iki büyük devlet­ ler grupu vardı: İngiltere, Rus ya ve Fransaya İtilâf Devlet­ leri, Almanya, Avusturya ve İtalyaya İttifak Devletleri de­ niliyordu; bu iki grup arasın­ daki rekabet 1914 Ağustosun­ da son haddini buldu ve Bi­ rinci Dünya Savaşı başladı.

Osmanlı Devleti, İtilâf Dev­ letleri arasında Türkiyenin paylaşılması için bir plân mev cut olduğunu biliyordu; bunun için Almanya ile ittifak yap­ tı ve 29 Ekim 1914 de savaşa katıldı; Türk askerleri Çanak- kalede İngilizlerle Fransızlan, Irakta İngilizlere, Romanyada ve Galiçyada Ruslara karşı zaferler kazandılar; 1917 de Rusyada Kızıl İhtilâl çıktı ve Türkler Kafkasyada Terek neh rine kadar ilerlediler.

Bu sırada İtalya ve Ame­ rika da İngilizlerle Fransızla­ rın saflarında yer almışlardı; harbin devamınca Amerikadan başka diğer üç devlet ve İn- gilizlerin enirinde döğüşen Yu­ nanlılar Türkiyeyi paylaşmak için yeni anlaşmalar yaptılar, bu anlaşmalara göre, Arabis­ tan ve Irak İngilizlere, Suri­ ye ve Lübnan Fıansızlara, Güney Anadolu İtalyanlara, batı Anadoluda İzmir ve ci­ varı Yunanlılara verilecekti; İstanbul ve Marmara civarı üç büyük devletin idaresinde kalacak, Anadoluııun hemen her tarafı da ayrıca bu dev­ letlerin- nüfuz bölgeleri olacak tı.

Amerikanın karşı tarafa yar dimi üzerine, Almanya zayıf­ ladı, Avusturya ezilmeğe baş­ ladı, Bulgaristanda bozgun a- lâmetleri belirdi; Türk ordu­ ları Suriye ve Irakta üstün düşman kuvvetleri karşısında çekilmek zorunda kaldı; niha­ yet Almanya, Avusturya ve Bulgaristan sulh istediler, Os­ manlI hükümeti de 23 Ekim 1918 de Linini adasının Mon­ dros limanına bir heyet gön­ derdi; bu heyet 30 Ekimde bir mütareke anlaşması imzaladı.

Anlaşmaya göre Suriye ve Irak ve Arabistan terkediliyor du ve anavatan hudutları i- çindeki Türk ülkelerine düş­

« ■ H liljflB ^ * y *

y - *

( i pır m fıi/irMıM

• .

Mayıs 1919

man girmiyecekti, yalnız bazı noktalarda küçük kontrol müf rezeleri veya heyetleri buluna­ caktı.

13 Kasım 1918 sabahı alt­ mış parçadan ibaret bir itilâf devletleri donanması, üç grup halinde İstanbula girerek Dol- mabahçe Sarayı önünde demir ledi; Yunanlıların Averof zırh­ lısı da bunlarla beraberdi ve Kadıköy kıyılarına yakın de­ mirlemişti.

Bütün Türkler, hele İstan­ bul Türkleri, son derece üzgün düler, çünkü bir buçuk mil­ yon kayıp vermiştik ve bütün o fedakârlıklar boşa gitmişti; İstanbuldaki azınlıkların düş­ manca hareketleri bu ıztırabı büsbütün arttırıyordu.

Başta İngiliz gemileri bu­ lunduğu halde İtilâf Devletle­ ri donanması İstanbul boğazı­ na demirlerken, Yıldırım Or­ duları Grupu Komutanlığından istifa etmiş olan Mustafa Ke­ mal Paşa da küçük bir motor le, Haydarpaşadan Sirkeci rıh­ tımına giderken renk renk bayraklarla donanmış olan düş­ man zırhlılarını gördü; hazin hazin baktı ve hınçla söylen­ di:

— Geldikleri gibi giderler!.. Mustafa Kemal Paşa, o za­ man otuz dokuz yaşında, genç,

ateşli bir generaldi; 1908 in­ kılâbını yapanlar arasında bu­ lunmuş, Çanakkalede, Kafkas cephesinde ve Suriyede par­ lak hizmetler etmişti; Türkün ancak kendi imanı ve gayreti

Ankarada inşa edilmekte olan Anıt -Kabir İnşaatından panoramit bir görünüş

--- Yazan :

---r

I

K o d i r c a n K A F L I

sayesinde kurtulacağına emin­ di.

İtilâf Devletleri Türk or­ dusu tarafından kurtarılmış o- lan Kars, Ardahan ve Artvi- nin boşaltılmasını istediler; bunun üzerine 4 Aralık 1918 de «Kars Millî Şûra Hükü­ meti» kuruldu ve bu vilâyet­ lerin tamamiyle Türk olan hal kı Ermeni çetelerine karşı sa­ vaşa başladılar; Türklerin ilk millî mukavemet hareketi bu oldu.

Mütareke anlaşmasına göre, İtilâf Devletleri İstanbula as­ ker çıkarmıyacaklardı, sadece donanmaları girecekti ve bun­ lar da kısa bir zaman, misa­ fir sıfatiyle kalacaklardı; fa­ kat İngiliz amirali Galtrop bu anlaşmaya aykırı olarak İstan bula karaya asker çıkardı, şeh­ ri işgale koyuldu; Fransa ve İtalya hükümetleri de İngiliz lere uydular; hele Fransız ge­ nerali Franşe Despere, büyük Türk kahramanı ve Doğu Ro­ ma İmparatorluğunu tarih sah nesinden silerek dünya tarihin de yeni bir devir açan Fatih Sultan Mehmedi taklide kalkış­ tı:

Fatih Sultan Mehmet, 29 Mayıs 1453 te beyaz bir at ü- zerinde, Topkapıdan İstanbula girmişti; general Franşe

Des-Reisicumhur, Başvekil ve diğer hükümet erkânı Anıt - Kabir inşaatını gezerlerken

pere bu beyaz ata binerek Bey oğlu caddelerinden geçti, bir kısım azınlıklar tarafından çil gınca alkışlandı; bu taşkınlık lar Türkleri son derece üzdü. Bu münasebetle cesur ve bü­ yük Türk edibi Süleyman Na­ zif, Hâdisat gazetesinde, «Ka­ ra Bir Gün» başlıklı bir yazı yayınladı: «Fransız generali­ nin dün şehrimize gelmesi ü- zerine bir kısım vatandaşları­ mızın icra ettikleri nümayiş, Türkün ve İslâmm kalbinde ve tarihte sonsuz olarak ka­ nayacak bir yara açtı. Ara­ dan asırlar geçse, bugünkü acıklı halimiz neş’e ve ikbale dönmüş olsa, yine bu acıyı hissedeceğiz; bu acıklı üzün­ tümüzü çocuklarımıza ve to­ runlarımıza nesilden nesle ağ­ layacak bir miras olarak bıra­ kacağız!»

İngilizİer imzaladıkları anlaş mayı bozmakta devam ettiler, Çanakkaleye, Eskişehir ve An­ kara gibi kilit noktalarına kuv vetler gönderdiler; 15 Ocak 1919 da Ayıntabı, daha sonra Toroslara kadar bütün Çukur ovayı işgal ettiler. Fransızlar da Ereğli ve Zonguldak gibi noktaları tuttular, İtalyanlar Antalyaya, Konyaya yerleşme­ ğe başladılar.

Türk milleti Birinci Dünya Savaşında bir buçuk milyon genç evlâdını kaybetmişti; a- sırlarca süren ölüm dirim mü­ cadelesinin de tesiriyle bakım­ sız ve yoksul kalmış olan A- nadoluda şimdi tam mânasiy- le ölüm havası esiyordu.

15 Ocak 1919 da Türk istik l â l hareketinin ilk siyasî te­ şekkülü olan «Müdafai Hukuk Cemiyeti» kuruldu.

İtilâf Devletleri kendi ara­ larındaki gizli kararların ta t­ bikine devam ediyorlardı; bu kararların son şekline göre Trabzon, Erzincan ve Van vi-

âyetlerinde bir Ermenistan kurulacak; Ayıntab, Urfa, Di­ yarbakır, Adana, Kayseri ve Sivas vilâyetleri Fransızlara yerilecek; Antalya, Muğla, Tonya, İsparta, Balıkesir ta- afları İtalyanların nüfuz mm takaları olacak, İzmir, Mani­ sa, Ayvalık ve Edremit Yu­ nanlılara bağışlanacak; Türk- lere yalnız Afyon, Eskişehir, Ankara, Kastamonu, Sinop ve Samsun vilâyetleri kalacaktı; hattâ Samsun ve havalisinde

bir Pontus Rum hükümeti ku­ rulması yolunda hareketler vardı; buradaki Rum çeteleri Türk köylerini yakıyorlar, Türk

halkını imha ediyorlardı. Mustafa Kemal Paşa hâdise leri dikkatle takip ediyordu; Erzurumda ise Kâzım Karabe- kir Paşa on beş bin kişilik bir kuvvetle Ermeni çetelerinin ve Ermenistan askerlerinin teca­ vüzlerine karşı koyuyordu.

Padişah Samsunda asayişi temin ve Doğu vilâyetlerinde asayişi sağlamak için oralara kabiliyetli bir adam göndermek istiyordu; bu iş için Mustafa Kemal Paşa seçildi ve hareke­ ti kararlaştı.

Mustafa Kemal Paşa aylar- danberi Türk milletinin bir başkana olan ihtiyacını sezi­ yor, millî hareketi teşkilâtlan­ dırmak için Anadoluya geç­ mek istiyordu; kendisine yapı­ lan teklifi fırsat bildi; İstan­ bul hükümetinin emrinde de­ ğil, milletin hizmetinde çalış­ mayı tasarladı.

İngilizİer 15 Mayıs 1919 da İzmirin Yunanlılar tarafından işgal edileceğini haber verdi­ ler; Yunanlılar şehrin rıhtı­ mına çıktılar, birçok askerleri­ mizi öldürdüler, pek çok Türk leri kurşuna dizdiler, Türk milletine ve Türkün şerefine hakaret ettiler.

İzmire ayak basan Yunan kuvvetlerine albay Safiryos ko­ muta ediyordu; yerli Rumlar, Yunan askerlerine katıldılar ve zulümde onları geçtiler.

Yunan askerleri Askerî otelin önüne geldikleri sırada Haşan Tahsin adında bir genç, bu taş kınlıklara tahammül edemedi, tabancasını çekti ve ateş etti; Yunanlılar bu cesur delikanlı yı derhal şehit ettiler.

Biraz sonra yağız bir deli­ kanlı ortaya fırladı; Yunan Efzun alayının bayrağını taşı­ yan bir askeri tek kurşunla ye­ re serdi; bunun üzerine orta­ lık karıştı; Yunan askerleri korktular ve gümrük dairesine kaçtılar.

Fakat çok geçmeden Yunan­ lılar kışlayı yarım saat kur­ şun yağmuruna tuttular.

Subaylarımız düşmana ateş etmemeleri için emir almışlar di; bir müddet sonra başta Ali Nadir Paşa olduğu halde, üç yüz elli Türk subayı kışla dan çıktılar; bir Yunan suba­ yı Ali Nadir Paşayı yakasın­

dan tu tara k :

— Zito Venizelos, diye ba­ ğır!...

Dedi. Gerek Paşayı ve ge­ rek subaylarımızı bu şekilde

bağırmağa mecbur ettiler; son

ra Kordon boyundan Punta’ya doğru götürdüler. Albay Sü­ leyman Fethi Beyin üzerinde­ ki kaputu almak istediler, o vermedi, ve derhal şehit edil­ di; bu arada birkaç subayımı zı da öldürerek denize attı­ lar. Yerli Rumlar bıçaklarla ve sopalarla bu silâhsız adam la ra saldırıyorlardı; böylece subaylarımızdan ve erlerimiz­ den kıı-k kadarı şehit oldular, altmış kadarı da yaralandılar.

Yunanlılar «ve yerli Rumlar şehrin çarşısını yağma ettiler, o gün İzmirde bin, köylerde ve kasabalarda beş bin Türk öldürdüler.

Bu haberler, Türk milleti fi­

yordu ve vapurun ne puslası, ne de parakostası vardı. Her­ kesi deniz tutmuştu ve kama ralarma çekilmişlerdi; yalnız Mustafa Kemal Paşa kaptanın yanında, ayakta duruyor, dağ gibi dalgalara, ejder ağızları gibi yükselen ve alçalan köpük lere bakıyor, bir an önce he­ define ulaşmayı istiyordu.

Nihayet 19 Mayıs 1919 Sa­ lı sabahı şafak sökerken Sam sun göründü, vapur limana gir di.

Mustafa Kemal Paşa karaya çıktı, iskelede iki taraflı top­ lanmış olan halk ve silâhları alınmış bir müfreze asker ta­ rafından karşılandı- Belediye ye gitti, durum hakkında iza­ hat aldı; Pontuscu Rum çe­ telerinin Türk köylerine taar­ ruz ettiklerini, Türk halkını imhaya çalıştıklarını, Türkle­ rin de silâhlanarak dağa çık tıklarını, onlarla çarpıştıklarını öğrendi.

Ayni gün İstanbulda Türk­ ler dükkânlarını kapadılar, Fa tihte bjiyük bir miting yaptı­ lar; siyah çarşaflı, siyah pe­ çeli Türk hanımları, beyaz ka­ rıklı ve siyah cübbeli Türk hv çaları da bu mitinge katıldı­ lar; hanımların göğüslerinde beyaz üzerine siyah yazı ile «İzmir Türk kalacaktır!» ya­ zılı rozetler vardı; birkaç ha tip ateşli nutuklar verdiler. Bu arada Halide Edip Adıvaı şöyle bağırdı:

— Türkler! Müslümanlar!... Türk Müslümanlar bugün en kara günlerini yaşıyorlar. Ge ce, karanlık bir gece... Fakat insan hayatında sabahı olma­ yan gece yoktur. Yarın belki parlak bir sabah doğacaktır. Tüfek ve top düşer, fakat hak hâkidir!

Hüseyin Ragıp Baydur de­ di ki:

— Vatandaşlar! Aydın efe­ si öyle bir usturadır ki onu yutmak istiyenlerin gırtlakla­ rını yırtar. Vatandaşlar, İz

Atatürk 1938 in 19 Mayısında Adana seyahatinde zerinde derin bir tesir yaptı;

millî duygu ve millî şeref bir denbiı-e şahlandı; İzmir civa­ rında Yunanlılara karşı silâh­ lı hareketler başladı; efeler di yarı Aydın, Manisa, Akhisar ve Alaşehirde miliî müfrezeler kuruldu.

İzmirin işgalinin ertesi gö­ nü, Mustafa Kemal Paşa kü­ çük ve köhne bir vapura bin­ di ; kendisine:

— Samsuna gitme, yolda vapuru batıracaklar!...

Diyen oldu; fakat o aldır­ madı, millet yolunda dalgala­ ra gömülmeyi de göze aldı; geminin kaptanına:

— Bütün sür’atinle Karade-t

ıııze:...

Emrini verdi.

Karadenizde fırtına kuduru

mir Yunanlılara verilemez. Yüz bin Türk, birden gürle­ di :

— İzmir bizimdir!... Mustafa Kemal Paşa, Erzu­ rum ve Sivas kongrelerini top ladı; Ankaraya gitti, millî is­ tiklâl hareketinin idaresini e- line aldı.

Uç sene sonra, Yunan ordu­ su, vatanın bağrında imha e- dildi.

Sonra Cumhuriyet kuruldu, inkılâplar birbirini kovaladı.

Genç Türkiyenin temel atma günü olan 19 Mayıs, Türk Gençliğinin Spor Bayramı ol­ du.

«Hakkıdır hür yaşamış bayra­ ğımın hürriyet, Hakkıdır Hakka tapan milleti­

min istiklâl...» İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi

Referanslar

Benzer Belgeler

İletişim bilimleri içinde yer alan evrensel değeri düşmeksizin gelişen sinemamızın bu eserlerinde Türk kadın sanatçılarının yer almaya başlaması, millî

19 Mayıs sabahı saat 8’de Samsun’da karaya çıkarak görevine başlayan Mustafa Kemal Paşa, aynı gün Dâhiliye Nazırı Ali Kemal Bey’e, Samsun’a ulaştığını ve

Şakir Paşa'dan sonra Harbiye Nezaretine getirilen Şevket Turgut Paşa, Cevat (Çobanlı) Paşa ve Fevzi (Çakmak) Paşa -Anado- lu'nun mütarekeden sonra mutlaka

6 Nedim İpek, “Kuruluşundan Cumhuriyete Canik Sancak Merkezi Samsun Şehri”, İlkçağdan Cumhuriyete Canik, Samsun 2012.. 7 Mihail Vasilyeviç Frunze, Frunze’nin

Katılımcılara duyurulduktan sonra kurul tanımlama ekranından oluşturmuş olduğunuz kurul/zümre ile ilgili gündem değiştirme, katılımcı ekleme çıkarma, tarih saat

Lee (1984), kanıtlara dayanan tarihsel hayal gücünün, tarihsel anlamanın bir ölçütü olduğunu savunur; çünkü so- mut ayrıntıların kullanılmasının, geçmişe dair somut

Her yıl 19 Mayıs günü Gençlik ve Spor Bayramımız yurdun her yanında spor gösterileri ve törenlerle kutlanır.1914'de.. başlayan Birinci Dünya Savaşı dört

İstanbul’un Boşaltılması: Lozan Antlaşması’nın TBMM tarafından onaylanmasından altı hafta sonra İstanbul İtilaf Devletleri tarafından boşaltılacaktı.(2 Ekim