• Sonuç bulunamadı

EXAMINATION OF FATAL CASES DUE TO NARCOTIC DRUGS.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "EXAMINATION OF FATAL CASES DUE TO NARCOTIC DRUGS."

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Olüm

Olgularının Incelenmesİ

BİLGE KmA?\GIL, ŞEI3l\'EM K FiNCAi'\CI, ÜMIT KARAKUŞ Adli Tıp Kurumu, İstanbul, Türkiye

EXAı\IINATION OF FATAL CASES DUE TO NARCOTIC DRUGS Suııııııary

Deaıh cases due LO narcotie drugs İn 1987 within the seopc of the Council of Forensic Medicine,

Istanbul have been examined and eompared with the results of a similar study inCıuding a period in 1980-81.

The frequency of deaths due to nareotie drugs has increased İn 1987; in 1980-81, barbiturates

were responsiblc for most deaths, and age range has been risen to 31-35, from 21-25. Ratio of

wom-en to men was found to ba 1/2, though it had be en 3/5 in 1980-81.

Kcy \\'ords : Narcoıic drugs - Dealhs

Özet

Bu çalışmada, 1987 yılında uyuştumeu madde alımına bağlı ölüm olgulanndan Adli Tıp Kurumu'na

ulaşanların değerlendirilmesi yapıldı. Elde edilen sonuçlar, 19801-81 dönemini kapsayan benzeri bir

çalışmanm sonuçları ile karşılaştırıldı.

1980-81'de ölüme neden olan uyuşturucu maddelc;in başmda barbitürik asit türevIeri yer alırken,

19STde narkotik maddelerin ilk sırayı aldığı belirlendi. Ölüm olgularının en fazla görüldüğü yaş grubunun 21-25'den 31-35'e kaydığı; kadın/erkek oranının 3/5 iken 1/2 olduğu saptandı.

GİRİŞ Ye AMAÇ

Bu çalışma, 1987 yılında uyuşturucu madde alnnına bağlı ölüm olgularından Adli

Tıp Kurumu'na ulaşanların değerlendirilmesi ve 1980-81 dönemini kapsayan benzeri bir

araşl!rmadan elde edilen sonuçlarla yeni bulguların karşılaştmlması amacıyla yapıldı.

İnsanoğlunun fiziksel ve ruhsal işlevlerinin kendisini rahatsız etmesi ve bu

rahatsızlıkların! gidermek istemesi, uyuşturucularla tanışmasına yol açmıştır. Uzak

Doğu'da yetişen esrar ve haşhaş bitkileri, Himalaya Dağları'nın eteklerinde yetişen

raulVolfia sarpenıina, Anel Dağları'nda bulunan koka ağaçları, Amazon'da yetişen

Banisıeria caapi ve Amanila muscarina, çöllerde bulunan çeşitli kaktüsler yapılarındaki

uyuşturucu özeııikleriyle bilinen ilk bitkilerdir (1).

(2)

34 B. KIRANGİL, Ş.K. FINCANCI, Ü. KARAKUŞ

İnsanlık t.arihi boyunca hastalıkların ortaya çıkması ve eldeki olanaklarla iyi

edile-memeleri, geniş tedavi çalışmalarına yol açmıştır. Bu çalışmalar, Tıp ve Eczacılık

San'atlarını gcliştirmiş, hastalıklara karşı droglar ve ilaçlar bulunarak uygulanmıştır (2). Bazı ilaçların amaç dışı ortaya çıkan ctkileri, insanoğlunun hoşuna gitmiş ve tıpkı ilkçağhırdan beri etkileri yüzünden kullandığı bitkiler gibi bunlara da alışmış, "müptela" olmuştur.

Uyuşturucu ve ilaç kullanımının ortaya çıkardığı toplumsal sorunlar giderek uluslararası boyutlara ulaşınıştır. Bu konuda birçok çalışma ve araşLırmalar yapılmış, savaş ve savunma yöntemleri gelişt.irilmiştir (3).

MATERY AL ve METOD

1980-8 j dönemini kapsayan daha önceki araştırmamız baz alınarak, 1987 yılı içinde Adli Tıp

Kurumu'na ulaşan uyuşııırucu madde alımına bağlı ölüm olgularını değerIcndinnek amacıyla yapılan bu

çalışmada, Kurum, yapılan otopsiler ilc İstanbul dışından göndcrilCJl organ parçaları ve ekleri ince

-lendi.

j- Anamnez bilgisi olarak savcılık ve varsa hastane evrakı,

2- Otopsi materyallerinin makroskopik, mikroskopik ve toksikolojik ınceleme sonuçları ilc

otopsi raporları değerlendirilerek,

3- Elde edilen sonuçların dökümü, oranlanması ve istatistiksel çalışmaların yapılması ilc olgular irdclcndi.

BULGULAR

Tablo I'de herhangi bir toksik madde etkisiyle ölen veya başka bir nedenle öldükleri halde, iç organ ya da vücut sıvılarında toksik madde saptanan olguların dökümü veril-miştir. Aynı tabloda "Toksik madde" başlığı altıncL.1. belirtilen bölümde ise, etkin

madde-si saptanamayan, ancak hastane ve savcılık evrakının inceJenmesi v'e ot.opsi bulgularının değerlendirilmesi ile herhangi bir toksik madde alınması sonucu ölmüş olabileceği

kanısına vanlan olgular değerlendirilmiştir. Tablo II, Tablo I'de belirtilen olgular içinde yer alan uyuşt.urucu madde türlerinin döküınünü göstermektedir. Tablo III, ölüm neden-leri dağılımını, Tablo IV ise uyuşturucu madde aldığı saptanan ancak, diğer nedenlerle öldüğü belirlenen olgulardaki ölüm nedenleri dökümünü vermektedir. Ölüm yeri dağılımı Tablo V'de gösterilmektedir [1980-81 dökümleri, Kırangil (3)' in 1983 yılında

yayınlanan Uzmanlık Tezi'nden değiştirilerek alınmıştır].

TARTIŞMA ve SONUÇ

1- Ölüme yol açan toksik maddeler:

(3)

OTol'sİ iSTANnUL DIŞI OTol'si MATERYALİ 1980 1981 1987 Toplam 1980 1981 1987 Toplam Karhonmonoksid 31 28 83 142 İnsektisid, 85 143 28 256 Tarun ilacı UYU~lUrucu 45 54 26 125 Toksik madde 73 73 Toksik madde 5 13 24 42 Uyuştunıcu 19 38 7 64 Gıda 10 13 19 42 Karbonmonoksid 20 19 19 58 İnsektisid,

Tarım ilacı 4 6 5 15 Gıda 12 3 3 18

Salisilik asid tür. 9 LO Salisilik asid tür. 6 8 4 IS

Diğer 2 7 2 11 Diğer 7 2 2 II

Toplam 97 ın 168 387 Toplam 149 213 136 498

Tablo II. Uyuşturucu madde türlerinin dağılımı.

BaT + Pir. BaT DSD Bill NarM Pir. MDK Esrar

1980 31 14 9 4 4

1981 46 13 16 8 6 2

1987 2 16 2 12

Toplam 77 29 41 14 13 10 3 2

BaT <+ Pir.= Barhitürik asid türevlcri+Piramidon, BaT=Barbitı:irik asid türevleri, DSD=Diğer sentetik droglar, BzD=Benzodiazcpin, NarM=Narkotik maddeler, l'ir.=Piramidon, MDK=Müşterek drog kullanımı.

Tablo III. Öıüm nedenlerinin dağılımı. Otopsi

UYu§turucu madde alımına bagtı ölümler Diger nedenlerle öldügü halde toksikolojik

analizde uyu§turucu saptanan olgu sayısı

1980 31 14 1981 49 5 1987 14 12 1980 1981 1987 Toplam

İstanbul dışından gönderilen

UyU§/urucu madde alımına baglı ölümler

15 37 146

otopsi materyali

Ihtisas Kurulu'na gönderilen olgu sayısı

4 1 7 43

(4)

36 B. KIRAl\GIL, Ş.K. fll\CAl\CI, Ü. KARAKU:;,

Tablo ıv. Uyuşturucu madde saptanan ve patolojık veya travmatik bır nedenle öldliğü anlaşılan olguların dağılımı.

Patolojik Kalp yetmezliği 9

ölümler Patolojik beyin kanaması 3

Irinli mcninjit i

Perilonit Pnömoni Larinks kanseri

Travmatik Ateşli silah yaralanması 3

ölümler Gencl beden travması 2

Suda boğulma 2

Karbonmonoksid zehirlenmesi 2 Kesici-batıcı alet yaralanması ı Ası

Gıda aspirasyonn

Belirlenemeyen 3

Toplam 31

Tablo V. Doğrudan uyuşturucu madde zehirlenmesine bağlı ölüm olgulannda ölüm yeri dağılımı.

Hastane 85

Diğer yerler Kendi evi 27

Başkasının evı 3

Otel veya pansiyon 9

Tuvalet, istasyon, lunapark,

mezarlık, açık arazi 14

IIastaneye getirilirken yolda 4

Bilinmeyen 4

(5)

maddeler yer almaktadır. İstanbul dışı olgularda, diğer yıllarda sıfır düzeyde olan toksik madde birimi 1987 yılındaki değeri ile toplamda ikinci sıraya yükselmiştir. Uyuşturucu

maddeler üçüncü sırada yer almaktadır. Genel değerlendirmede uyuşturucu madde veya ilaç alımının 1980-81 dönemine göre, 1987 yılında daha düşük bir seviyede bulunduğu gözlenmektedir.

2- Kullanılan uyuşturucu maddeler:

Kringsholm ve ark. (4), narkotik maddelerle meydana gelen 215 ölüm olgusu

üzerinde yaptıkları bir araştırmada, en çok kullanılan maddenin eroin olduğunu

saptamışlardır.

Voigt ve ark. (5)'nın yapmış oldukları bir araştırmada da, uyuşturucu kullanımında

narkotikz maddelerin ilk sırayı almakta olduğu anlaşılmıştır.

Hine ve ark. (6)'nın, narkotik maddeler ve diğer uyuşturucuları kullanan 427 olguyu kapsayan çalışmalarında, bunlardan 259'unun ölümünde morfin tipi narkotiklerin sorum-lu olduğu saptanmıştır (6).

Norton ve ark. (7), narkotik analjezikIer dışındaki ağrı dindiriciler, psikoaktif ilaçlar ve hipnotik-sedatiflerin saptandığı 247 olguyu kapsayan araştırmalarında, bunların %

60'ında psikoaktif ilaçların, % 13'ünde de diazepam grubu ilaçların ölüme neden olduğunu belirlemişlerdir (7).

Yaptığımız çalışmada, 1980-81 döneminde otopsi materyallerinde barbitürik asit ve piramidon kombinasyonu ile tek tek bu maddelerin saptandığı olguların en yüksek oranda bulunmasına karşın, 198Tda bunların yalnızca 2 olguda kullanıldığı

belirlen-miştir. Yine benzodiazepin grubunun alımındaki belirgin düşüş de dikkati çekmektedir. 1982 yılında amfetaminlerin 2313 sayılı kanun kapsamına alınmasıyla başlayan

denetim, SSYB'nın 1983 yılında yayınladığı 5672, 5679 ve 5711 sayılı ve 1984

yılındaki 5725 sayılı genelgeleriyle sıkı bir disiplin altında tutulmaya çalışılmıştır.

1985 ve 1986 yıllarında çeşitli kararnameler çıkarılmış ve yine 1986 yılında

flunitrazepam 2313 sayılı kanun kapsamına alınmıştır. Bu suretle getirilen reçete ile

satış zorunluluğunun doğurduğu yasaklama, bu maddeleri içeren ilaçların kolayelde edilebilirliklerini ortadan kaldırmış ve dolayısıyla yol açtıkları ölüm sayısında da dikkat çekici bir azalma ortaya çıkmıştır. Bu azalma genel dağıhmda da göze çarpmaktadır.

Buna karşın, 1980-81 dönemini kapsayan iki yıllık sürede tek olguda ortaya çıkan

narkotik maddelerin. 1987 yılında 12 sayısına ulaştığı da gözden kaçırılmamalıdır.

3- Olüm nedenleri·

Uyuşturucu madde almış olduğu belirlenen toplam 189 olgunun 146'sında ölüm,

(6)

uyuş-38 B. KIRANGIL, Ş.K. FINCANCI, Ü. KARAKUŞ

turucu alımına bağlı olarak ortaya çıkan komplikasyonlarla meydana gelmiştir. 43 olgu-da ise ölüm travmatik veya patolojik nedenlerle husule gelmiş; bu olgularda da öldürücü düzeyin altında uyuşturucu madde saptanmıştır. Bunların 28'inde ölüm nedeni, yapılan

otopsi sonucu anlaşılmıştır. 3 otopsi olgusu negatif sonuçlanmıştır (Tablo 4). Diğer 12 olgu ise İstanbul dışından gönderilen materyaller olup, daha geniş bir araştırma gerek-tiğinden 3 otopsi olgusu ile birlikte İhtisas Kurulları'na gönderilmiştir.

Travmatik nedenlerle meydana gelen ölüm olgularından 2'si suda boğulma, 2'si karbonmonoksid zehirlenmesi ve ı 'i de gıda aspirasyonuna bağlı mekanik asfiksi sonucu husule gelmiştir. Fatteh ve Gerlach' a göre (8,9) bunlar, uyuşturucu etkisi altında bulu-nan kişilerde görülen kaza türlerindendir ve dolayısı ile uyuşturucu alımına bağlı ölümlerdir.

4-Ölüm yeri:

Ölüm, çoğunlukla gözden uzak mekanlarda meydana gelir. Bunlar, kapalı odalar, koridor, banyo, genel tuvalatler olabilir (4,8).

Zimney ve ark. (lO), narkotik maddelerle meydana gelen 287 ölüm olgusu üzerinde

yaptıkları bir araştırmada, bunların % 4Tsinin kendi evlerinde ölmüş oldukları

saptanmıştır. Bu olgularda ölüm, ya yüksek doz uyuşturucunun bilerek alınması sonucu ya da alınan dozun ayarlanamamasına bağlı olarak meydana gelmiştir.

Zaman zaman bırakma tedavisi esnasında veya klinik tedavi süresi içinde bazı

komplikasyonlar ortaya çıkar. Tromboflebit, pulmoner embolizm ya da pnömoni gibi böyle ağırlaştıncı durumlar, genç bağımlılarda bile görülebilir (4-8). Bu durumlarda,

doğalolarak, ölüm yeri ve dekoru değişir.

çalışmamızda, uyuşturucu madde alımına bağlı toplam 146 ölüm olgusundan 85'inin hastanede ve tedavi sırasında; 4'ünün hastaneye getirilirken yolda ölmüş

olduk-ları belirlendi. Bunlardan bilgi edinilebilenlerinin tümünün evlerinde ilaç aldıklarını ve

yakınları tarafından hastaneye götürülmüş olduklarını saptadık. Diğer olguların tümü,belirlenemeyen 4'ü hariç, gözden uzak yerleri seçmişlerdi.

5- Cinsiyet:

Zimney ve ark. (10),287 olgunun % 8Tünün erkek olduğunu saptamışlardır.lrey ve

ark. (l I) tarafından 300 olguda yapılan bir araştırmada, intihar amacıyla aşırı doz

uyuşturucu alan kadın ve erkek sayısının eşit olduğu, buna karşın uyuşturucu etkisi altında iken kaza sonucu ölen erkeklerin kadınlara oranının 3/1 bulunduğu saptanmıştır.

1978-79 döneminde Danimarka'da üç üniversitenin Adli Tıp Enstitüleri'nin işbirliği ile

yapılan ve narkotik madde bağımlısı olduğu belirlenen 215 ölüm olgusunu içeren

araştırmada, ölen bağımlılarda kadın/erkek oranı 4/5 olarak bulunmuştur (4).

Bizim çalışmamızda, ölmeden önce uyuşturucu madde almış olduğu saptanan toplam

(7)

de-6- Yaş:

Hine ve ark. (6) tarafından yapılan araştırmada, narkotik maddelerle meydana gelen ölüm olgularının sıklıkla 29-33 yaşlar arasında görüldüğü, ancak yoğunluğun zenci er-keklyer arasında; beyaz kadın ve erkeklerde ise 30 yaş dolaylarında olduğl,l.8aptanmıştu.

Voigt ve ark. (4)'nın araştırmasında, ölüm olgularının 20-21 ile 26-30 yaş

gru-plarında en yoğun olduğu; Kringsholm ve ark. (5Ynın çalışmasında ise ölüm sıklığının

en çok 18-35 yaşlar arasında olduğu belirlenmiştir.

Yaptığımız çalışmada 1980-81 döneminde 21-25 ile 16-20 yaş grupları arasında en

yoğun uyuşturucu madde alımının 1987 yılında 31-35 yaş grubuna kaydığını saptadık.

Bu durumun, kullanılan uyuşturucu madde türünün değişmesi ile bağlantılı olduğu

kanısına vardık.

7-Uyuşturucu madde alımının aylarla ilişkisi:

Kringholm ve ark. (4)'nın araştırmasında uyuşturucu kullanımlarının Mart, Nisan, Temmuz ve Eylül aylarında arttığı bulunmuştur.

Çalışmamızda, uyuşturucu alımının Ocak, Mart, Haziran ve Aralık aylarında daha fazla olduğunu gözlendi.

Sonuç olarak, bu çalışmada, bazı ilaçlar üzerinde uygulanan yasal önlemlerin beli

r-gin yararları saptanmış, ancak narkotik madde kullanımının arttığı ve buna bağlı ölüm

olgularının daha ileri yaşlarda yoğunlaştığı dikkati çekmiştir.

KAYNAKLAR

Köknel, Ö. (1976) Insanlık Tarihi Boyunca Uyuşturucu Madde Sorunlan, Gelişim Yayınlan,

Çelikcilt Matbaast, IstanbuL.

2 Atabck, E.M. (1977) Ortaçag Tababeti, s.1O·66, tÜ. Cerrahpaşa Ttp Fakültesi Yaytnlan, Hilal Matbaast, IstanbuL.

Ktrangil, B.(l983) Uyuşturucu Madde Ölümlerinde Post-Mortem Incelemeler, Uzmanlık Tezi, Adli Tıp Kurumu, Istanbul.

4 Krigsholm, B., Voigt, J., Dalgaard, J.B., Simonsen, J. (1981) Forens. Sci. Int., 18, 19-30. 5 Voigt, J., Dalgaard, J.B., Simonsen, J. (1975) Sci. Law, 15, 265-269.

6 Hine, e.ıl., Wrighı, J.A., Allison, D.J., Stephans, B.G., Pasi, A. (1982) J. Forens.Sci., 27, 372-384.

(8)

40 KIRANGİL, Ş.K. l,tNCANCI, Ü.

8 (1973) in of Forensic Pathology, Pı,,2833 J.B.Lippincolt, Torontü.

9 Gerlach, D. (1980) Farensic Sci. Int., 15, 31-39.

LO Zimney, E.L., Luke, J.L. (1981) J. Forensic Sci., 26, 462-469. II Irey, N.S., Froede, R.C. (1974) Am. J. elin. Pa/hal., 61, 778-784.

haskı için

Kırangil

Adli Tıp Kumrnu 34246 İstanbul

Referanslar

Benzer Belgeler

We are presenting Suttonella indologenes (ancient name: Kingella indologenes) endocarditis complicated with splenic infarction and lethal intracranial hemorrhage in a patient

Üreterde Plazmasitoid Varyant Ürotelyal Karsinom Plasmacytoid Variant of Urothelial Carcinoma in Ureter.. Süleyman Bulut 1 , Binhan Kağan Aktaş 1 ,Cevdet Serkan Gökkaya 1 ,

Aynı hastalı- ğın olasılıkla birbirini izleyen iki klinik forması olarak kabul edilen Burkitt lenfoma ve lösemi, aynı blastik hücrenin kemik iliğindeki oranı için

Renal kolik, sıklıkla böbrek taş hastalığına bağlı olarak gelişen, acil servislerde tanı ve tedavisi yapılan, şiddetli ağrı ile kendini gösteren, sık karşılaşılan

(13-15 Aral~k 2007, Konya)— Bildiriler, Konya, Selçuk Üniversitesi Mevlana Ara~t~rma ve Uygulama Merkezi.. Burada ismi geçen Seyyid Ali R~za Çelebinin, iltizam i~ini üzerine alan

Mora sanca~~nad~r. Istanbul'dan yirmi be~~ günde vard~r. Cevânibi Trapoliçe ve Andurusa ve Fenar kazalar~d~r. Istanbul'dan on sekiz günde var~l~r. Cevânibi Pilevne ve ~vraca ve

Günümüzde, obezite, tüm yafl gruplar›nda h›zla artm›fl, geliflmifl ülkeler kadar geliflmekte olan ülkelerin de önemli bir sa¤l›k soru- nu haline

Eğer sayıda, değişecek rakam yoksa sayı tünelden aynı şekilde çıkar.. Eğer sayıda, değişecek rakam yoksa sayı tünelden aynı şekilde