• Sonuç bulunamadı

BASI YARALARI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "BASI YARALARI"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

BASI YARALARI

DECUBITUS ULCERS

Belgin Erhan*

* SB 70.Yýl Ýstanbul FTR Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi, 1.Klinik Yazýþma Adresi / Correspondence Address:

Doç.Dr.Belgin Erhan; SB 70.Yýl Ýstanbul FTR Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi, 1.Klinik

Basý yaralarý, korunma ve tedavilerdeki ilerlemelere raðmen, özellikle duyu bozukluðu olan, uzun süreli immobilize ve ileri yaþtaki hastalar için baþlýca mor-talite ve morbidite nedeni olma özelliðini korumak-tadýr.

Spinal kord lezyonu ( SKL ) olan hastalarda en sýk ve en ciddi komplikasyonlardan biri olan basý yarlarýný önlemek kolay olmasýna raðmen, tedavisi maliyetli ve zordur. Bu nedenle bu alanda çalýþanlar basý yaralarýnýn mekanizmasýný ve korunmasýný çok iyi bilmelidirler.

Klinik uygulamada basýnç ülseri, yatak yarasý ya da dekübitus ülseri biçiminde adlandýrýlan bu lez-yonlar risk altýndaki kiþilerde çeþitli konumlarda ge-liþebileceði için ve sürecin temel nedeni olan basýncýn vurgulanmasý nedeniyle bugün daha çok 'basýnç yara-sý' terimi kullanýlmaktadýr.

Basý yaralarýnýn önlenmesi, bakýmý, tedavisi ve araþtýrmaya yönelik bir organizasyon olarak 1987'de Amerikan Ulusal Basýnç Yarasý Danýþmanlýk Paneli ( NPUAP ) toplanmýþtýr. NPUAP tanýmýna göre ; " ba-sý yaraba-sý ba-sýklýkla bir kemik çýkýntý veya belirli bir alan üzerinde iskemi, hücre ölümü ve doku nekrozuna yol açan, giderilemeyen basýnç alaný olarak tanýmla-nýr. Lezyonlar genellikle derinliklerine göre makros-kopik ve morfolojik kriterlere dayalý olarak çeþitli bi-çimlerde tanýmlanýr.

Evre-1: Basýncýn kaldýrýlmasý ile 30 dakikada dü-zelmeyen eritemdir. Deride renk deðiþikliði, ýsý artýþý, ödem, endurasyon ya da sertlik biçiminde olabilir. Epidermis saðlamdýr, gerekli giriþim sonucu geriye dönebilir.

Evre-2: Epidermis, olasýlýkla dermisi içine alan kýsmi kalýnlýkta deri yitimidir; eritemli bül olarak gözlenebilir, yüzeyeldir.

Evre-3: Dermisten deri altý dokuya uzanan tam kalýnlýkta doku yitimidir.

Evre-4: Deri altý dokudan faysa, kas, kemik ya da ekleme uzanan derin doku yýkýmýdýr.

Evre 1 ülser çok yüzeyel olduðu gibi altta yatan derin bir ülserin göstergesi de olabilir. Bir ülserin üzerinde skar dokusu varsa bu skar kaldýrýlmadan tam bir deðerlendirilme yapýlamaz. Ayrýca siyah ýrk-ta da ýrk-tam deðerlendirilemez.

Basý yaralarýnýn iyileþmesini izlemede kullanýlan en sýk yöntem boyut ölçümü ve fotoðraflama olup, yarayý dolduracak serum fizyolojik miktarýný belirle-mek gibi yöntemlerde kullanýlabilir.

EPÝDEMÝYOLOJÝ

ABD de basý yarasý insidansý yýlda yaklaþýk 1.000.000 olarak bildirilmiþtir. Hastanede yatan hastalarda

(2)

insi-düðü yerler iskium % 28, sakrum % 17 -27, trokanter % 12 -19, topuk % 9 - 18 dir.

Yarkony ve arkadaþlarýnýn hastanede yatarak reha-bilitasyon gören SKL hastalarýnda yaptýklarý bir çalýþ-maya göre basý yarasý görülme sýklýðý sýrasýyla sakrum (%37,4), topuklar (% 15,9) , ischium ( % 9,2 ) dir. Ev-re 3 ve EvEv-re 4 ciddi ülserler daha çok sakrum (% 50,9), topuklar (%12,5) ve ischium (% 6,3) bölgesin-de görülmektedir.

Basý yaralarý nörolojik bozukluðu olan hastalarda flask dönemde daha çok sakrum, trokanter ve topuk-ta beklenirken, spastik dönemde daha çok diz medi-al yüzü, mmedi-alleoller, hasta oturuyorsa iskimedi-al tüberosi-tasta ortaya çýkmasý beklenir.

ETÝYOPATOLOJÝK ETKENLER Basý yaralarý çok sayýda farklý etkene baðlý olarak ge-liþir.

PATOMEKANÝK( PRÝMER) ETKENLER 1- Basýnç 2- Makaslama kuvvetleri 3- Sürtünme 4- Ýmmobilite PATOFÝZYOLOJÝK ETKENLER (SEKONDER)

1- Malnütrüsyon: Düþük yaðsýz vücut kitlesi, prote-in ve vitamprote-in eksikliði vb. 2- Ýleri yaþ 3- Nem, inkontinans 4- Ateþ 5- Sigara 6- Anemi

7- Eþlik eden hastalýklar 8- Enfeksiyon

9- Psikososyal etkenler 10- Biliþsel iþlev bozukluðu dans %2,7-29, prevelans %3,5-69 arasýnda deðiþirken,

yoðun bakýmlarda geliþme riski daha fazladýr. ( insi-dans: %33, prevalans: % 41)

SKL olan kiþiler artmýþ risk altýndadýr. Bu hasta-larda SKL sonrasý yaþamlarýnýn herhangi bir döne-minde % 50-80 oranýnda basý yarasý oluþmaktadýr. Bu risk yaralanmanýn seviyesi, komplet olup olmadý-ðý, SKL süresi, eski ülser, fonksiyonel baðýmsýzlýk de-recesi ile iliþkilidir. Ayrýca psikososyal etkenler, siga-ra ve alkol kullanýmý, kötü beslenme, genel yaþam ak-tivitelerine az katýlma da basý yarasý için risk faktör-leridir..

Basý yaralarýnýn yýllýk maliyeti 6 milyon dolar olarak bildirilmiþtir.

MORBÝDÝTE VE MORTALÝTE Basý yarasý olan kiþilerde ölüm riski, yarasý olmayan ve sadece risk etmenleri olan kiþilere göre 4,5 kat da-ha fazladýr. Yara ile iliþkili sepsiste, mortalite oraný % 50' ye kadar çýkabilir.

Basý yarasý ile ilgili baþlýca komplikasyon enfeksi-yondur. Sistemik sepsis ve bakteriyemi özellikle kötü beslenen debilize ve immün sistemi baskýlanmýþ yaþ-lý kiþide yaþamý tehdit eder. En sýk izole edilen mik-roorganizmalar proteus mirabilis, D grubu strepto-koklar, E. Coli, stafilokokus türleri, psöudomonas türleri ve korinebakteryumdur.

Ýyileþmeyen yaralarýn deðiþen oranlarda osteom-yelit ile ilþkili olduðu bildirilmektedir. Osteomosteom-yeliti saptamak için çeþitli yöntemler kullanýlmaktadýr. Bunlar direkt röntgen grafisi, kemik sintigrafisi ve en yüksek duyarlýlýðý olan kemik biyopsisidir.

Kronik basý yaralarý sonucunda sistemik amilo-idoz geliþebilir. Diðer komplikasyonlar arasýnda yayý-lan selülit, abse, septik artrit, endokardit, menenjit, periüretral fistül, heterotopik ossifikasyon, yarada yassý hücreli karsinom ( Marjolin yarasý) geliþebimek-tedir.

SIK GÖRÜLEN YERLER

Basýnç yaralarýnýn % 95 i vücudun alt yarýsýndaki ke-mik çýkýntýlarý üzerinde görülmektedir. En sýk

(3)

görül-luyla ya da parenteral destek verilmelidir. C vitamini 1 g/gün verilmesiyle kollajen sentezinin arttýðý görül-müþtür. Günde 1litre üzerinde su, 1,5 -2 g/kg prote-in verilmeli, eser element ve mprote-ineraller desteklenme-lidir.

Önleme çabalarý ve tedavi yöntemlerinin baþarýsý, deri bakýmý, vücudun uygun pozisyonlanmasý ve iyi programlanmýþ zaman aralýklarý içinde çevrilmesini içeren kapsamlý bir bakým planýna baðlýdýr. Hastanýn baþlangýçta 2 saat aralýklarla sýrtüstü, yan ve durumu elveriþliyse yüzüstü çevrilmesi gerekir. Hastalar yerin-de nazik hareketlerle yuvarlanarak ya da kaldýrýlarak ve hiçbir zaman yatak yüzeyi üzerinde çekilmeden pozisyonlanmalýdýr. Kemik çýkýntýlar ile dirsek tema-sý önlemek üzere yastýklar, köpük destekler gibi po-zisyonlama gereçleri kullanýlmalýdýr. Makaslama güç-lerini engeleyebilmek için yataðýn baþ bölümünün 45 º den daha az eðimde tutulmalýdýr. Yan yatýþ pozisyo-nunda trokanterdeki basýncýn en aza indirilmesi için en uygun pozisyon alttaki ekstremitenin kalça ve diz-den 20 º fleksiyona, üstteki alt ekstremitenin ise kal-çadan ekstansiyona dizden 35 º fleksiyona getirilme-si ayaðýn orta hattýn gerigetirilme-sinde tutulmasýyla saðlanýr. Tekerlekli sandalyeyle mobil olan kiþiler için köpük, jel, hava ya da bunlarýn kombinasyonundan oluþan basýnç azaltýcý yüzeyler kullanýlmalýdýr.

Deri rutin olarak günde 2 kez hasta ya da bakýmý-ný saðlayan kiþiler tarafýndan deðerlendirilmelidir. Bacaklarýn arkasý, gluteal bölge, kalçalar ve sýrt gibi görünmesi güç olan bölgeler için ayna kullanýlabilir. Deride 30 dakikadan uzun süreli alýþýlmadýk bir kýza-rýklýk ya da renk deðiþikliði gözlenirse normal rengi-ne dönünceye dek basýnçtan kurtarýlmalýdýr. Deri ba-kýmý ilkelerinin en önemlisi iyi kiþisel temizliktir. Deri temiz ve kuru tutulmalýdýr. Deri alerjik olma-yan bir sabun ile temizlenmeli, kuru çatlak ya da ke-pekli bir hal alýrsa etkilenen bölgelere nemlendirici bir losyon uygulanarak yüzeysel katmanlarýndan nem kaybý önlenmelidir. Sýcak su kullanmaktan ka-çýnmak çarþaflarýn kuru ve kýrýþýksýz tutulmasý önemlidir. Uygun olmayan sýkan ayakkabý, giyecek, cihaz, ortez, korse ya da bu gibi malzemeler yumuþak dokuya zarar verebileceðinden düzenli olarak kontrol edilmelidir.

Basý yarasý geliþiminde en önemli etken giderile-meyen basýnçtýr. Doku kapiller basýncýný aþan basýn-ca baðlý, uzamýþ doku iskemisi sonucu oluþur. Uzun süreli basýnç yükü iskemi ve hipoksi nedeniyle doku-ya oksijen ve temel besinlerden yoksun býrakýr. Vücut ile destek yüzey arasýnda birim alan baþýna düþen dik kuvvet basýncýn 32 mmHg üzerinde olmasý kapiller yataklarýn kapanmasýna yol açtýðý ve doku iskemisine neden olduðu düþünülür. Birçok klinisyen 32 mmHg altýndaki basýnçlarý güvenli kabul etmektedir.

Makaslama güçleri bir nesnenin düzlemleri bo-yunca ters yönlerde paralel kayma hareketlerine ne-den olan etkenlerdir. Bu güçlerin özellikle sakrum da basý yarasý geliþimine katkýda bulunur.

Sürtünme iki yüzeyin birbirlerine ters yönlerde hareketinin kuvvetidir. Hastalar yatak çarþaflarý ve diðer destek yüzeyleri üzerinde hareket ettirilirken çekme, mikroskopik ya da makroskopik doku trav-masýna neden olabilir.

Ýmmobilite basý yarasý olumu riski ile iliþkili baþ-lýca dýþ etkendir. Basý yarasý riski altýnda olan kiþiler-de gecekiþiler-de 20 kiþiler-den az hareket olmasý riski artýrýr.

Normal doku bütünlüðü, uygun kalori ve prote-in alýmýna baðlýdýr. Beslenme durumunu deðerlen-dirmek için indikatör, kýsa yarýlanma ömründen do-layý ( 2-3 gün) kan prealbümin düzeyidir. Prealbümin düzeyi basý yarasý olan hastalarda belirgin düzeyde düþüktür. Buna ek olarak total protein düzeyinin 6,4g /dl den ve albümin düzeyinin 3,5g/dl den az ol-masý da basý yarasý oluþumu ile iliþkili bulunmuþtur. Hemoglobülin düzeyi 10 mg/dl altýnda olanlarda ya-ra iyileþmesi yavaþtýr.Yaya-ra iyileþmesinde özellikle vita-min C, E ve çinko düzeyleri önemli rol oynar.

ÖNLEME

Basý yaralarý hiç oluþmamasý gereken önlenebilir lez-yonlar olmasýna karþý nörolojik ya da kas iskelet sis-temi bozukluðu olan hastalar için en karmaþýk ve yaygýn sorunlardan biridir. Hastalar ve bakýmlarýnda rol alan herkes basý yaralarýnýn oluþumunun önlen-mesi için gerekli bilgiye sahip olmalýdýr. Eðitime akut dönemde baþlanmalý, rehabilitasyon döneminde devam edilmelidir. Beslenme desteði saðlanmalý, ide-al vücut ölçüleri saptanmide-alýdýr. Gerektiðinde aðýz

(4)

yo-Nörolojik ya da kas iskelet sistemi bozukluðu olan hasta tekerlekli sandalye 90 º dik açýyý tolere et-tikten sonra çeþitli aktivitelere katýlma olanaðý bulur. Bu süreç içinde oturma süresi de giderek uzayabilir ve basý yarasý geliþme riski yüksektir. Özellikle yara-lanma düzeyi altýnda duyu bozukluðu olan omurilik yaralanmalý hastalarda basýncýn düzenli aralýklarla gi-derilmesini saðlamak için aðýrlýk kaydýrmalarý yapýl-masý çok önemlidir. Tekerlekli sandalye kullananlar-da basýncý gidermek üzere kendilerini üst ekstremite-lerinin gücüyle kaldýrma egzersizleri ve bir yandan diðer yana aðýrlýk kaydýrmalarý öðretilmelidir. Aðýrlýk kaydýrýlmasý 30 dakikada bir 15 saniye süreyle yapýl-malýdýr. Aðýrlýk kaydýrma için yardým gereken hasta-larda ise saat baþý 30 saniye olmak üzere de uygulana-bilir.

Özel koþullar gerektiðinde destek yüzeyleri ve özel yataklar kullanýlmalýdýr. Amaç kemik çýkýntýlar üzerindeki basýncý kapiller kapanma basýncý 32 mmHg' nýn altýna indirmektir.

Kullanýmda olan destek malzemeler þilte üzerinde kullanýlan yaygýlar, deðiþtirme þilteleri ve özel yatak-lar olmak üzere 3 gruba ayrýlmaktadýr. Her ana tip kendi içinde basýnç noktalarýný belli zaman aralýkla-rý içinde deðiþtiren, bir enerji kaynaðý gerektiren di-namik sistemler ve geniþ bir alan üzerinde basýncýn tekrar daðýlýmýný saðlayan, enerji kaynaðý gerektirme-yen statik sistemlere ayrýlýr. Hastalar lezyon üzerine aðýrlýk binmeksizin çeþitli pozisyonlarda yüzeyi ez-meden yapabiliyorsa bir statik destek yüzeyi kullanýl-malýdýr. Ancak eðer yara yüzeyine aðýrlýk binmeksi-zin çeþitli pozisyonlarda yatýrýlamýyor ve statik yüze-yi tamamen eziyorsa, ya da basýnç yarasý iyüze-yileþme be-lirtileri göstermiyorsa dinamik bir yüzey kullanýlma-lýdýr.

DEÐERLENDÝRME GEREÇLERÝ VE GÖSTERGELER

Basýnç yarasý için risk altýndaki kiþiler önceden sap-tanarak gerekli önlem ve tedavi giriþimleri planlan-masý için immobilizasyon, inkontinans, beslenme, mental durum, deri görünümü, vücut yapýsý gibi ba-sý yaraba-sý geliþimini etkileyen etkenlerin baþlangýçta ve hastanede kaldýklarý sürede belli aralýklarla

deðerlen-dirilmelidir. Northon, Braden, Gosnell Skalalarý bu amaçla geliþtirilmiþ, geçerlilik ve uygulanabilirlikleri araþtýrýlmýþ ama yararlýðý henüz kesin kanýtlanma-mýþtýr.

TEDAVÝ YÖNTEMLERÝ VE ÖNERÝLER Tedavi yöntemini seçerken, yaranýn evresi ve tedavi hedefleri göz önünde bulundurulmalýdýr.

Yara temizliðinde antimikrobik etkiye gerek du-yulmadýðýnda normal serum fizyolojik kullanýlýr. Ýyotlu solüsyonlar çeþitli mikroorganizmalara karþý yararlýdýr % 1 lik povidon - iyodinin invitro ortam-da fibroblastlara toksik olduðu gösterilmiþtir. Bu ne-denle yara iyileþmesine teorik olarak kötü olabileceði akýlda tutulmalýdýr. Asetik asit ( % 0,5 lik) uzun sü-reli ve mantar geliþen lezyonlarda sýk rastlanan ve te-davisi güç bir mikroorganizma olan pseudomonansa karþý özellikle etkilidir.

Yara debridmanýnýn amacý infeksiyona ortam ha-zýrlayan, granülasyonu geciktiren ve iyileþmeyi bozan nekrotik doku, skar ve yaradaki cansýz debridi orta-dan kaldýrmaktýr. Nekrotik doku ortaorta-dan kaldýrýlana kadar yaranýn ve gerçek ve kesin evrelemesi yapýla-maz. Sýk kullanýlan baþlýca 3 çeþit debridman yönte-mi vardýr.

Enzimatik debridman; granülasyon dokusuna za-rar vermeden kollajeni hedef alan, nekrotik yara deb-risini sývýlaþtýran, papain, kollagenaz gibi çeþitli kim-yasal ajanlar kullanýlarak yapýlýr.

Mekanik ve seçici olmayan debridman; nekrotik dokunun gevþetilip ortadan kaldýrýldýðý mekanik se-çici olmayan debridman genellikle girdap banyosu, kuvvetli irrigasyon ya da ýslak-kuru pansuman yoluy-la saðyoluy-lanýr.

Keskin debridman; skar ve her türlü cansýz doku-nun cerrahi olarak ortadan kaldýrýlmasýdýr. Nekrotik dokunun giderilmesinde en etkili yöntemdir. Anacak zamanla ve endikasyonlarý konusunda daha fazla araþtýrma gereklidir. Dolaþým bozukluðu olan, yaþlý ve diabetik hastalardaki siyah skarlar koruyucudur ve aktif bir enfeksiyon olmadýkça kendi kendine debri-de olmaya býrakýlmalýdýr.

(5)

Yara iyileþmesini hýzlandýrmak ve enfeksiyondan korumak amacýyla çok çeþitli yara örtüleri kullanýlýr

DÝÐER TEDAVÝ AJANLARI

Elektriksel Stümülasyon: Düþük yoðunlukta direkt akým, yüksek voltajlý monofazik pulse galvanik akým gibi stümülasyonlar ile yara iyileþmesinde hýzlanma , kan akýmýnda artma, oturma basýncýnda azalma, sak-ral transkutanöz oksijen basýncýnda azalma mevcut-tur. Kas kasýlmasýnýn kan ve lenfatik pompa etkisi mekanik doku hareketi endojen biyoelektirik devrele-rinin uyarýlmasý protein sentezinde artýþ, bakterisidal etki yoluyla etkili olduðu düþünülmektedir.

Ultrason: Yara iyileþmesinde enflamatuar evreyi hýzlandýrarak proliferasyon evresine daha önce gir-mesine yardým ettiði bulunmuþtur. Yüzeyel yaralar için 3 megaHerz, derin yaralar için 1 megaHerz fre-kanslý, 0,8watt/ cm2 uygulanmasý önerilir. Ýnfekte ya-ra ve osteomyelit þüphesi varsa kullanýlmamalýdýr. Yeni kapiller oluþumunu arttýrma, kollagen sentezini artýrma, kollagen paternini düzenleyerek esnekliði ar-týrma yönünde etkileri vardýr.

Ultraviyole: Ultraviyole uygulamasý ile iyileþme-yen yaralarda olumlu sonuçlar elde edilen araþtýrma-lar vardýr. Bakterisidal etki epitelizasyonu hýzlandýr-ma gibi etkileri olduðu ileri sürülmektedir.

Büyüme faktörleri: Trombosit ve makrofajlar-dan salýnan doðal proteinler olup, yara onarýmý süre-sincede organizasyonu üstlendikleri düþünülmekte-dir.

Hiperbarik Oksijen: Yara etyolojisinde geriye dönüþlü hipoksi olduðu durumlarda cerrahi onarým sonrasý doku canlýlýðýný artýrmaya yönelik olarak kul-lanýlabilir.

Cerrahi yöntemler: Cerrahi yöntemler arasýnda direkt kapatma, deri grefti, deri flepleri ve muskulo-kutanöz flepler sayýlabilir. Cerrahi tedavi deriyle bir-likte yumuþak dokunun da kapatýlmasýný saðlar. Kas içi flepler enfeksiyona fizyolojik bir bariyer oluþtu-rur, yara içindeki ölü boþluðu kapatýr ve damarlan-mayý artýrýr. Direkt kapatma fazla derin olmayan ba-sý yaralarýnýn onarýmý için kýsmi kalýnlýkta deri greft-leri kulanýlmaktadýr. Ancak bu iþlem dayanýklý ol-maz. Muskulokutanöz flepler genellikle SKL hastala-rý gibi iþlevsel olmayan kas gücünün yitimi

durumla-rýnda en iyi seçenektir. Ýyi kanlanma özelliði sayesin-de osteomiyelitin iyileþmesine yardýmcý olabilir. Ma-kaslama, sürtünme ve basýnca karþý orijinal deri ka-dar dirençli olabileceðinden hasarý sýnýrlandýrýr.

Cerrahi onarým sonrasý kapanma saðlanana dek skar dokusu üzerine aðýrlýk verilmemelidir. Bu süre genellikle 6 haftadýr.

KAYNAKLAR

1. Belgin Erhan Gençosmanoðlu, Merih Eryavuz. Basý Ül

-serleri. Sendrom 12:22-26, 1995.

2. Belgin Erhan Gençosmanoðlu, Ayþe Nur Bardak, Hür

-riyet Yýlmaz, Murat Hancý. Spinal Kord Lezyonlu Ol

-gulardaki Komplikasyonlara Farklý Bir Bakýþ. Romato

-loji & Týbbi Rehabilitasyon Dergisi 10:203-206, 1999. 3. Belgin Erhan Gençosmanoðlu, Mehtap Turfan, Ayþe

Nur Bardak, Hürriyet Yýlmaz, Selahattin Yaman, Mu

-rat Hancý. Spinal Kord Lezyonlarinda Basý Yaralarý Ve Bu Yaralarýn Aerobik Bakteriyel Kontaminasyonlarý. Ankara Týp Fakültesi Mecmuasý 54:31-34, 2001. 4. Golman R, Popescu A, Hess CT, Salcido R. Prevention

and manangement of Chronic Wounds. In Braddom RL. Ed. Physical Medicine and Rehabilitation., 3rd edi

-tion. Philadelphia Saunders Elsevier 685-708, 2007. 5. O'Connor KC, Salcido R. Pressure ulcers and spinal

cord injury. In: Kirshblum S, Campagnolo DI, DeLisa JA, editors. Spinal cord medicine. 1st ed. Philadelphia, Lippincott Williams Wilkins. p.207-220, 2002. 6. Byrne DW, Salzberg CA: Major risk factors for pressu

-re ulcers in the spinal cord disabled: a literatu-re -review. Spinal Cord 34:255-263,1996

7. Kosiak M: Etiology and pathology of ischemic ulcers. Arch Phsy Med Rehabil 40: 62-69,1988

8. Ferguson ACB, Keating JF, Delargy MA, et al: Reducti

-on of seating pressure using FES in patients with spi

-nal cord injury. a preliminary report. Paraplegia 30: 474-478,1992

9. Mawson AR , Siddiqui FH, Connoly BJ, et al: Effect of high voltage pulsed galvanic stimulation on sacral transcutaneous oxygen tension levels in the spinal cor injuryed. Paraplegia 31: 311-319,1993

10. Mulder GD: Treatment of open skin wounds with elec

-trical stimulation. Arch Phys Med Rehabil 72: 375-377,1991

11. Romero DV, Treston J Quosilliyan AL: Raising Awa

-reness of Pressure Ulcers Prevention and Treatment . Adv Skin Wound Care Sep;19(7): 398-405, 2006. 12. Niezzoda JA, Mendez Eastman S: The effective mana

-gement of pressure ulcers. Adv Skin Wound Care 19 Suppl 1:3-15, 2006.

13. Baba- Akbari SARÝ A, Flemming K, Culhm NA, Wol

-lina U: Therapeutic ultrasound for pressure ulcers. Cochrane Database Syst Rey. 2006 Jul 19;3: CD001275

Referanslar

Benzer Belgeler

Mide lezyonu tedavilerinde uygulanan uzun süreli ve genellikle istenen sonuçları tam olarak vermeyen ilaç tedavileri ve çoğunlukla geçici çözümler sağlayan riskli

Örneğin, bir öykü ya­ zarının basılmış yapıtından “ iki” öykü ile basıl­ mamış “ bir” öykü aday gösterilebilir.. Q - Öykü yazarları kendileri

Gereç ve Yöntem: Ocak 2007-Aralık 2011 tarihleri arasında İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Diyabetik Ayak Konseyine diyabetik ayak

Yine kontrol grubu ile karşılaştırıldığında Lepidium sativum L.’nin metanol ve su ekstrelerinde fibrozisin derecesinin anlamlı olarak yüksek olduğu (P<0.01) ancak bu

Ankara’da KR ve/veya PR hizmetleri- nin verildi¤i e¤itim-araflt›rma ve üniversite hastanelerinde sa¤l›k personeli aras›nda yap›lan bir anket çal›flmas›nda, anke-

Varlık ve olayların zorunlu bir sebep-sonuç ilişkisine bağlı olarak meydana geldiğini kabul etmek, Allah’ın sebeplere muhtaç olduğu anlamına geldiği gibi kudret

Süreğen hastalığı olan çocukların ailelerinin sosyal desteğe olan gereksinimleri sağlıklı çocuğu olan ailelere göre çok daha fazladır 30.. Anne-Baba

Sonuç olarak şişman Türk kadınlarında Hs-CRP düzeyleri ve kardiyovasküler risk göstergeleri arasındaki ilişkiyi irdeleyen 1 güzel bir çalışmada 34 kaynaktan