İSTİKLÂL
H A ZIR LA YA N
ÖMER SAMİ COŞAR
kuvveti yayılıyor
_
^mnmjııijiıııııij^üE£mBS&
nn
hihibîhih
^
übbbbsbh
^
LONDRA KABİNESİ, BATUM’U TAHLİYE
ETMEYE HE ORADAKİ KUVVETİNİ
İSTANBUL’ A GETİRMEYE KARAR VERDİ
Yunan yığınağı ve Fransız
baskısı karşısında başvuru
lan tek çare: İtilâf devletler-
lerinin dikkatini çekmek.
Ali Hiza Paşa Kabinesi, bir taraftan Yunanlıların İzmir bölgesine kuvvet yığmakta olduklarına ve diğer taraftan da Fransız baskısı karşısın, da bütün güney Anadolu'nun ayaklanma arifesinde bulun duğuna dair Genelkurmay Başkanlığından gönderilen ve bu vaziyette hükümet ka rar almasını isteyen yazıları ile- meşgul olmuş ve Dışişleri bakanlığından bu noktalara itilaf devletlerinin dikkati nin çekilmesine karar vermiş ğında« da bu tehlikeli durum lava karşı ne yapılabileceği sorulmuştur!
Kabine toplantısına intikal ettirilen en mühim yazı, Di- yarbeKu den 13 üncü kolordu Kumandanı Ahmet Cevdet Bey tarafından yollanan rapor ol muşun- Öğrendiğimize göre, 1 şubatta gönderilmiş olan bu raporda Maraş olayları sebe biyle de bütün güney bölge, sinde laikın galeyan halinde olduğu, heı taraftan kolordu, dan silah ve cephane istenil diği bildirilmekte ve şu nok talar da açıklanmaktadır.
— Millî reis Mahmut Bey, her taraftan vaki olan feryat nameler üzerine kolorduya başvurmuş, artık kendilerine mani olunmamasını, şimdiye kadar yaptıkları protestolar, darı, istirhamlardan bir netice çıkmadığından kendilerinin de hareketlerinde serbest bırakıl maşım istemiştir. Mahmut Bey «Bundan sonra da düşmanla rın protesto efmesi daha mü nasip olacaktır» demiştir.
Kolordu kumandanı, bugüne kadar aldığı talimata uygun halkı ve idarecileri teskin ve itidalli harekete davet ettiği ni artık duruma hakim olama dığını oiidirmekte ve veni ta limat ¡«temekte. Fransızlar ve silahlandırdıklar» Frm»nPer derhal tahliye -*•*- -„ı^
Enver Paşa, Cihan Harbinde Osmanlı Ordusu'nun eline geçen Batum’da kuvvetlerimizi teftiş ederken.
tirde kiyamın her tarafta baş layacağını da açıklamaktadır. Genelkurmay Başkanlığı da bu raporu: «Bu telgraftan da anlaşılıyor ki Kolordu ku mandam bütün didinmelerine rağmen yatıştırılamıyacak va him bir durumla karşı karşı yadır» kaydı ile ve bütün aşi. retleri de ayaklanmakta ol duklarını bildirerek kabineye intikal ettirmiş ve karar veril meşini talep etmiştir.
YUNAN TAKVİYELERİ
Genelkurmay ikinci Başka nı Kâzım Bey hükümete inti kal ettirdiği diğer yazısında ise, Yunanlıların İzmir bölge sine yeni takviye getirdikle rini, ağır topçu yığmakta ol duklarım ve bidayette 5 tü menden ibaret bulunan kuv vetlerini yedi tümene çıkar dıklarını, buna silâhlandırıl mış ve teşkilâtlandırılmış o- lan yerii Rumların sayısının dahil bulunmadığını duyurmuş tur.
Genelkurmay Başkanlığı, «daha biraz zaman var» diye rek «Yunan vahşeti altında ye niden yüzbinlerce vatandaşımı zm bıı kış mevsiminde de mahv olmamasını temin için» hükü metin acele karar almasını ri ca etmiştir.
Hükümet’in kararı ise, İtilaf devletlerinin dikkatinin bu noktalar üzerine çekilmesin den ibaret olmuştur.
Harbiye Bakanlığına
dün Mustafa Fevzi
Paşa tayin oluııdu
Hükümetin bugün Meclis
önüneçıkması bekleniyor,
bütün milletvekilleri
toplantıya çağrıldı
Ali Riza Paşa kabine
sini tamamlamış ve boş
bulunan Harbiye Bakan
lığına eski Genelkurmay
Başkanı Kavaklı Musta
fa Fevzi Paşa getirilmiş
tir.
Hükümetin bugün öğ-
Iden sonra Meclise ge
lerek beyannamesini oku
ması
beklenmektedir.
Dün akşam
geç vakit
Millet Meclisi
Başkatip-liğ tarafından bütün mil
letvekillerinin bugün öğ
leden evvel saat onda
Mecliste
bulunmaları
hakkında tebligat yapıl
mıştır.
Millet Meclisinde grup
lar teşkili
hususundaki
hususi toplantılarda ni
hayet bir uzlaşmaya va
rıldığından ve teşkil edi
len gruba dair yakında
açıklama yapılacağından
bahsedilmektedir.
LONDRA İngiliz kabinesinin önceki gün yaptığı toplantıda, Istan, buldaki İngiliz işgal kuvvetle, nin süratle tahliye edilerek Batum’daki İngiliz kuvvetleri- rinin takviyesi ile alakalı ba zı mühim kararlar aldığı ve Batum’daki İngiliz kuvvetleri, nin süratte tahliye edilerek bunların İstanbul’a getirilme, si için General Milne’ye emir yolladığı öğrenilmiştir.
Kabine salı sabahı yaptığı toplantıda İstanbul’daki işgal kuvvetleri kumandanlığının Ingilizierin elinde kalmasını da lüzumlu görmüş ve bu yol da da tekrar General Milne- ye talimat ulaştırmıştır.
Bu kararların «bazı asker! mülahazalarla» alındığı belir, tilmiştir. Ocak ayının sonları, na doğru Fransız generali Franşe Desperey’nin, General Milne’ye haber vermeksizin, Fransızların İstanbuldaki kuv vetlerinden bir kısmını alıp başka istikâmetlere sevkettiği de kaydedilmekte ve son ka, bine kararında bunun da ro- lü olduğu ilâve edilmektedir.
BÜYIİK HATÂ
Paristeki görüşmelerden son ra Fransız Riviyerasına din lenmeye gitmiş olan Dışişleri Bakanı Lord Curzon dün bu. raya dönmüş ve kabinenin bu mühim toplantısında buluna, mamışUr.
Dışişleri Bakanlığı çevrele ri, Batum’un tahliyesi ile a- lakalı olarak alman kararın «büyük bir hatâ» olduğunu be ürtmektedirler. Lord Curzon da derhal bu mesele ile ilgi lenmiştir. Bildirildiğine göre, Lord Curzon kabineye bir muh Ura ile başvurarak bu karar, dan dönülmesini talep edecek tir. Dışişleri Bakanlığı çevre leri daha yeni Kafkasya Cum. huriyetlerinin (Gürcistan, Azer beycan ve Ermenistan) res men tanındığını, bunlardan is tifade edilerek bolşeviklerin Kafkasyaya inmelerine mani olunmak istenildiğini, hattâ bunlara silâh şevki bile düşü nüldüğünü hatırlatarak şimdi Batum’dan İngiliz kuvvetleri nin ayrılmalarının bütün bu ümidleri söndürebileceğini söy İçmektedirler.
KUVVET YOK!
Maraş çarpışmaları ve bu a rada Akbaş silâh deposunun boşaltılması gibi milliyetçi ha reketlerin genişbği İngiliz ge nerali Mil neVî oldukça
2
İSTİK LÂ L HARBİ GAZETESİ, PERŞEM BE 5 ŞU BA T 1920
HÜKÜMET, INGİLTERE i
ALEYHİNDE BASINDA i
YAZILAR İSTEMİYOR ! j
Konya’da ÖĞÜD gazetesinin yazılan sebebiy- S
le ingilizlerin verdiği notaya hükümet boyun
eğdi
Sabahaddın Bey, eskiden
beri savunduğu bu görüşleri
son olayların da haklı çıkar
dığını ispat için tarihi delil
ler gösteriyor ve Balkan Har
binden önce kendi siyaseti
nin tatbikine gidilseydi Os
manlI Avrupası elimizden çık
mayacak ve bugün lüzumsuz
olarak toprağın altına geçir
diğimiz yüzbınlerce insan top
rağın üstünde faaliyet göste
receklerdi diyor.
Prens, Cihan Harbinden ön
ce dış sıyasetimibin temel ta
şının Fransa ve İngiltere ile
dostluk olması gerektiğini
söylediğini hatırlatıyor. Bun
dan sonra değişen ihtiyaçla
ra uymayan harp veya ihtilâl
doğuran atıl bir siyaset ye
rine değişen ihtiyaçlara uy
gun sulh taraflısı faal bir si
yaset takibi lüzumundan bah
sederken de diyor ki:
«Girid’i, elimize
geçmesi
gerekli olan menfaatlerle mü
badele etmek şartiyle Balkan
muharebesinin önüne geç
mekten kolay bir şey yoktu.
(Ya Girid, ya ölüm) düstu
ru gibi harp doğuran atıl bir
zihniyetle hareket eden İtti
hat ve Terakki den sonraki
bürokrat veya muhalif kabi
nelere
dehakikati anlatmak
mümükün olamadı.»
Sabaiıad dm bey bundan son ra- şimdiki vaziyet karşısında nasıl bir dış istikamet almak lığımız lâzım geleceği konu suna da değinerek diyor ki: • Balkan bozgunundan sonra umumi harbin çıkacağına da ir alametler belirince olaylara daima sergüzeşt arayan bir nazarla bakanlar Avrupa dev letlerinin çarpışmasından dün yada hasıl olacak kargaşalığı ve bunu arttırmayı varlığımı zı kuvvetlendirmek için bulun maz bir fırsat addettiler.
«Zannediyorlardı ki, bu çar pışmada, muharebeye uzun bir zamandan beri hazırlan mış olaıı Almanya galebe ede cek. Halbuki harp hususi ha yatı umumî hayatının tahak kümü alımda kalan Almanya tarafından değil fakat hususi hayatı umumî hayatına üstün olan cemiyetlerin tanzim ka biliyetleri ile kazanıldı. Bu tanzim kudreti ise yalnız ken di hududu dahilinde yeni bir ordu çıkarmakla kalmadı, Al- manyanın karşısına en geniş bir ittifak heyeti vücude ge tirmek suretiyle de meydana çıktı.
■ Demekki fürkiyenin dışarı dan kurtuluşu, erimeye yüz tutan Alman ve Rus cemiyet lerine dayanmağa değil, mu harebeden evvel olduğu gibi muharebeden sonra da yine müttefiklerle işbirliğine çalış mamızı gerekli kılar» dedik ten sonra Prens Sabahattin, kendi içtimai politikasının tat biki ile OsmanlI devleti dahi li istikrar sağlanmaya yürür ve dünya sulhunu yeniden teh did eden bolşevizm gibi dışa rının ihtilal yaratan cereyan ları aleyhinde kati bir vazi yet alırsa Türkivenin varlığı
nın dünya sullıune müspet bir tesir yapacak hakiki bir kıy met kazanacağından bahset mektedir.
HUSUSÎ TEŞEBBÜS! Prens Sabahattin, memleket içinde tâkip edilecek politi kayı savunurken eski görüşle* ri, «Hususî teşebbüs» ile «Ademi Merkeziyet» üzerinde durmakta ve şöyle demektedir,
«Türkiye’ye, ilerlemiş in sanlığın desteği ile çevrili ol mak hakkını kazandıracak en ciddî ve semereli teşebbüs hariçten değil ancak dahilden alınabilecektir. Çünkü Tür- kiye’nin dışarıda bir sulh ve intizam âmili olabilmesi evve lâ kendi içinde devamlı bir istikrar tesisine bağlılıdr. Böy le bir istikrar ise, yine İs lâhat merkezi sikletinin umu* mî hayat sahasından hususî hayat zeminine geçirilmesine
her zamandan ziyade lüzum gösterecektir. Zira bugün is tihsal ve tanzim kudretle! ini geliştirmeye en çok muvaffak olan milletlerin rekabetlerine doğrudan doğruya mâruz ol duğumuz için bu kabiliyetle ri her zamandan ziyade ge liştirebilecek bir yolda yürü meye kat’îyen mecburuz.
«Bu yol hayatı hususîyede şahsî teşebbüs, ziraatin ge* liştirilmesi, İktisadî yükselme ve ahlâkî yükselme; umumî hayatta ise. Ademi Merkeziyet yoludur.»
ADEMİ MERKEZİYET Prens Sabahattin, muhtelif unsurları siyaseten tatmin eden (Ademi Merkeziyet) üzerine de önemle durarak. Osmanlı hu dudunun daralmasına rağmen gene de bu yolda yürünmesi gerekli olduğunu kaydetmekte dir.
Anadolu'daki gazete
lerin Ingiltere aleyhinde
yayın yapmalarına engel
olunması için İngiliz Yük
sek Komiserliği tarafın
dan İstanbul hükümetine
gönderilen bir notaya Ali
Riza Paşa
kabinesinin
boyun eğdiği öğrenilmiş
tir.
Hükümet dünkü toplan
tısında, İngilizlerin şika
yetlerine sebep olan ve
Konya'da yayınlanan Çö
ğdü) gazetesi ile uzun
boylu meşgul olmuş ve
bundan böyle valilerin
sansüre daha fazla dikkat
ederek, Devlet ve millet
menfaatlerine aykırı ya
yınlara fırsat vermemele
rini kararlaştırmıştır.
Öğüd gazetesinin ne
ler yazdığına dair elinde
örnekler bulunmayan ve
yalnız Ingiliz notasında
sürülen
İddialara
gö
re hareket eden hüküme
tin dünkü kararında belir
tilen noktalar şunlardır:
— Konya'da evvelce
Öğüd adı ile yayınlanmak
ta iken dahili emniyeti İh
lâl edecek gibi neşriyatı
ihtiva eylediği sanılan ve
muvakkaten kapatılmış
olan
gazetenin yerine
(Halka Öğüd) namı'yle
çıkarılan gazetenin de
ayni mesleği takip ettiği
mahallinden bildirilmesi
üzerine İçişleri Bakanı u-
sulen
gazete hakkında
davâ açtırmış ve ayrıca
muhakeme
neticesinde
kadar gazetenin tatilini
de emretmişti.
— Konya vilâyetinin İç
işleri Bakanlığının bu em
ri tebliğ edilmiş olması-
rağmen bu
gazete, bu
emre aykırı olarak yayın
larına devam etmiş ve
neticede bizzat Ingiliz
temsilciliği matbaayı ka-
pattırmıştır.
si hususunda gösterilen ihmali teessüfle karşıla maktadır. Vazifeliler hak kında sorumluluğu mu cip haller bulunmaktadır, Bu yolda gereken kanu ni muamele ve takibat yapılmakla beraber, bu gazetenin neşriyatına meydan verilmemeli ve bundan sonra da gazete
lerde, devlet
ve milletmenfaatlerine
aykırı neşriyat menedilerek
sansüre İtina
gösterilmelidir.
Şayet sansürün çıkardığı
yazılar yine de yayınla
nırsa bu gazeteler hak
kında lâzım gelen işlem
ler yâpılmak üzere durum
İçişleri Bakanlığına der
hal bildirilmelidir.
■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■■ ■■ ■ei
Belediyece
suisfimal!
Maliye müfettişleri Beledi, ye’de mühim bir suistimali or taya çıkarmışlar ve Belediye Reis Muavini Raif, Varidat Mü dürü Sadık ve Fatih Şubesi Müdürü Süleyman Faik Bey’ - ler vazifeden alınmışlardır.
İçişleri Bakanlığından 3 şu* bat tarihi ile Belediye Başkan, lığı’na yollanan tezkerede, san dalbedesten’inde tesis edilmiş mezat idaresindeki suistimalleu hakkında şu bilgi verilmiştir:
— Sandalbedesten’i Muhana mini Mişon Efendi, şahsî çı karını sağlamak maksadiyle es nafla uyuşarak, esnafın mal larına değerinden fazla ve za ruret dolayısiyle mallarını pa raya çevirmek zorunda kalan ve kendisine menfaat gös* termeyen bir kısım ahalinin mallarına da hakikî değerin den pek düşük bir fiat takdir ederek bir taraftan Belediye’- nin gelirini düşürmüş diğer taraftan da satıcılara zarar vermiştir. Mezat idaresinin geliri böylece günden güne azalmıştır.
— Belediye Reisi Muavini Raif, Varidat Müdürü Sadık ve Fatih Şubesi Müdürü Sü leyman Faik Beylerin de me muriyet nüfuzunu kullanarak mezat’dan düşük fiatla mal alıp sonra da pahalı satmak suretiyle ticaret ettikleri ve böylece menfaat sağladıkları şahitlerin de ifadeleri ile kati yet kesbetmiştir. Bu şahıslara işten el çektirilmiştir.
Bir gazete
süresiz
kapatıldı
îstnbul I’ iUetveki] Ahmet Ferit Bey tarafından çıkarıl makta olan (İFHAM1 gaze tesi İtilâf Pevleterj sansür idaresi tarafından süresiz ola rak kaprlâmıstir.
,
mm.
W m m m
Şahsî teşebbüs ve Ademi Merkeziyet taraftarı Prens Sabahattin.
— Hükümet
verdiği
emirleri yerine
getirilme-Türkiye barış antlaşması
Londra'da hazırlanacak
PARİS .— Türkiye ile barış antlaş ması üzerindeki görüşmele
rin Paris’te mi, Londra’da mı, yapdacağı hususunda İngiltere ile Fransa Hükü* metleri arasında bir zaman, dan beri devam etmekte olan tartışmalar nihayet bir neticeye varmıştır.
Loyd, Corc, Türkiye ba rışı hazırlayacak konferan sın İngiliz başkentinde top
lanmasında İsrar etmiş bu na karşılık Fransız Başba- kan’ı Millerand da’ Türk Barış Heyeti’nin Paris’te dinlenmesinin ve ayrıca ol* masını istemiştir.
Nihayet İngütere buna ra zı olmuştur. Fransız Baş- bakanı’nın 12 şubatta Lond ra’ya geçeceği ve müzakere, lere başlanacağı bildirilmek
tedir.
Bu görüşmelerde Türki ye barışından başka
konu-lar da ele alınacaktır. Hol* landa’nm Kayzer’i iade et mek istememesi, Fiume ih tilâfı, Alman harp suçlula rının iadesi meselesi de bir neticeye bağlanacaktır.
İngiliz Hükümeti’ne yol- lanan bir Fransız muh* tıraşında, Londra, görüş melerinin Türkiye barışını «Hazırlayıcı» mahiyette ola cağını ve ancak kat’î anlaş manın Paris’te kaleme alı nacağını tekrarlamaktadır.
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi