• Sonuç bulunamadı

Anadolu'da yol notları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Anadolu'da yol notları"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

A N AD O LU D A — Yol Notlan —

Şimdiye kadar bize tarihî ve edebî tetkikler, hikâye, roman, ve piyes gibi muhtelif edebî neviler üzerinde bir çok değerli eserler vermiş olan Nahid Sırrı, bu defa, karşımıza seyahat intihalarından mürekkep yeni bir kitapla çıkmış bulunuyor. [* ]

Müellifin «A n adoluda» ismini verdiği bu kitap, daha önce mecmualarda intişar etmiş olan yolculuk not ve ihtisaslarını havi makaleleri bir arada top­ lamak suretiyle vücude getirilmiştir.

Nahid Sırrı seyahati seven, memleketin mütevazî ve bakımsız köşele­ rini ziyareti lüzumsuz bir külfet ve zahmet addetmeyen bir muharrirdir. Fır­ sat buldukça, tatillerini Anadoîunun bir tarafını hatta bir küçük kasaba ve­ ya nahiye merkezini ziyarete hasretmekten hoşlanır. V e intibalarım yalnız kendisi için saklamayarak daha tesirleri taze iken not ederek herkesin isti- fedesine arzetmeyi ihmal etmez.

Nahid Sırrının bu kitapda bize tasvir ettiği memleket köşeleri şunlar­ dır: Ankaranın üç nahiyesi (Küçük Yozgat, Gölbaşı, Bağlım) Çankırı ve Kayseriye giden yollar arası, Haymana ve Polatlı kazaları, Yozgat, Kayseri, Adapazarı, İzmit.

Gerçi alınan notlar acele ve kısa dolaşmaların intihalarına dayanmak­ tadır. Bir iki saatten azamî beş güne çıkan müddetler zarfında gezilen bu yerler hakkında verilen malûmatın ancak kuşbakışı bir ihtisas olması pek tabiidir. Esasen Nahit Sırrı, gezdiği yerler hakkında bize İlmî etüdler ver­ mek gayesini güdmediği gibi, şairane tesvirlerle edebî peyzajler vücude ge­ tirmek de istemiş değildir.

O, intihalarını tam bir safiyetle, adeta samimî bir ahbaba anlatır gibi, ve ekseriya ihmal edilmesi bir zarar vermeyecek en ufak teferruatı da ihmal etmeyerek anlatmaktadır. Muharririn kendine has nükteli ve ingénu uslubu burada en iyi bir tezahür sahası bulmuştur. Bu anlatışdaki samimiyet havası bizi o kadar sarıyorki lüzumsuz bulabileceğimiz bazı tefsiîât için bile «bun­ lardan bana n e ?» demek aklımızdan geçmiyor.

Muharrir, gezdiği yerlerde İçtimaî ve İktisadî mevzulardan ziyade es­ ki eserlere alâka gösteriyor ve bize onlar hakkında gerçekten faydalı malû­ mat veriyor. Bu itibarla memleketin tarihî eserler bakımından en zengin k ö ­ şelerini (meselâ Bursayı, Konyayı, Niğdeyi, Sıvasi) bize anlatacak eserle­ rinin çok daha alâkaya değer olacağını tahmin ediyoruz.

Memleketimizi tanımadığımızı, yurdu tanıtacak eserler bulamadığımı­ zı daima tekrarlıyoruz. Herhangi bir vesile ile memleket içinde seyahat eden muharrirlerin ve ediplerin bu yolculuklara ait ihtisaslarını tesbit etmelerin­ de daima fayda melhuzdur. Arkadaşımızı bu düşünce ile hareket ederek bize güzel bir eser ve takip edilmeğe değer bir örnek verdiği için tebrike lâyık buluruz.

-7439

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Ta h a To ro s Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Yenilen pehlivan döğüşe doymaz, YAZKO dev­ reden çıkınca BİLSAK’ı hayata geçirdi Ağaoğlu; tiyatro ve resim stüdyoları, paneller, sayısız et­ kinlik

Bizim olgumuzda ise uzun süreli çömelme sonucu peroneal sinir hasarına bağlı tek taraflı düşük ayak tablosu geliştiğini saptadık.. Aşırı kilo kaybı fibula başındaki

Tablo 1’de öğrencilerin izleme dönemindeki genel vücut hijyeni ile ilgili sorunlarına bakıldığında, saçta kepeklenme, saçların, burnun, kulakların, ellerin, ayakların

.Kendisi eve gitmek ıçuı çırpmı­ yor. Fakat elbiselerinin dahi bu­ rada olmadığını görünce deliye dö nüyor. Yoksa eşinin vefatını ve hacir altına

Tekstil sektöründe istatistiksel proses kontrol teknikleri; dokunmakta olan kumaş üzerinde tespit edilen hataların sınıflarına göre sayısal sonuçlarının

Bilgisayar programlamaya ilgi duyuyor ve bunu ile- ride kendiniz için ciddi bir kariyer alternatifi olarak düşünüyorsanız, en yaygın programlama dillerin- den biri olan C iyi

Although a high sensitivity is achieved, the method cannot be considered as specific unless a highly specific separation of

Buna örnek olarak Hasan Yâver Dîvânı’nın ilk şiiri olan “Münâcât-ı be-dergâh-ı Kâdîü’l-hâcât” isimli kaside de kafiye olmadığı için farsça ek olan