• Sonuç bulunamadı

Bir İlköğretim Okulu Öğrencilerinin Fiziksel Bakım Sorunlarının Çözümlenmesinde Toplum Sağlığı Hemşiresinin Etkinliği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir İlköğretim Okulu Öğrencilerinin Fiziksel Bakım Sorunlarının Çözümlenmesinde Toplum Sağlığı Hemşiresinin Etkinliği"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

BİR İLKÖĞRETİM OKULU ÖĞRENCİLERİNİN FİZİKSEL BAKIM SORUNLARININ

ÇÖZÜMLENMESİNDE TOPLUM SAĞLIĞI HEMŞİRESİNİN ETKİNLİĞİ

Güngör GÜLER

*

, Gülümser KUBİLAY

**

* Yrd.Doç.Dr., Cumhuriyet Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, Sivas ** Prof. Dr., Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, Ankara

Ö ÖZZEETT

Bu araştırma bir ilköğretim okulu öğrencilerinin fiziksel bakım sorunlarının çözümlenmesinde toplum sağlığı hemşiresinin etkinliğinin belirlenmesi amacı ile yarı deneysel olarak yapılmıştır. Araştırma Sivas ili sınırları içindeki bir ilköğretim okulunda yapılmıştır. Araştırma kapsamına okuldaki tüm öğrenciler alınmıştır(n=65). Araştırma Eylül 2002-Haziran 2003 tarihleri arasında yapılmıştır. Veriler, örgencilerin demografik bilgilerini ve fiziksel sağlık sorunlarını belirlemek için hazırlanmış bir form aracılığı ile toplanmıştır. Araştırmacı tarafından öğrencilerin fiziksel muayeneleri yapılmış, boy, kilo, kan basıncı ve hemoglobin düzeyleri ölçülmüş, görme ve işitme durumları değerlendirilmiştir. Bu muayeneler sonucunda belirlenen sorunları ve uygulanan hemşirelik girişimlerini kaydetmek için araştırmacı tarafından geliştirilen Hemşirelik Girişimleri Formu kullanılmıştır. Belirlenen sorunların izlenmesi amacı ile de “Sorun İzleme Formu” kullanılmıştır. Ayrıca araştırmacının okuldaki uygulamalarını planlamak için aylık çalışma çizelgesi geliştirilmiştir. Uygulama süresi içinde öğrencilerle toplam sekiz görüşme yapılarak, varolan fiziksel problemleri belirlenmiş ve her öğrenciye özgü hemşirelik girişimleri planlanarak uygulanmıştır. Uygulama 9 ay sürmüştür. Uygulamanın etkinliğini değerlendirmek için Mc Nemar önemlilik testi kullanılmıştır.

Araştırmada, öğrencilerde en fazla genel vücut hijyeniyle ilgili uygulamalarda yetersizlikler (% 73.8’inin kulakları, % 58.5’inin elleri, % 49.2’sinin burnu kirli), ağız ve diş sağlığına ilişkin sorunlar (% 92.2’sinde dişler kirli, % 75.4’ünde diş çürüğü, % 33.8’inde diş fırçalamama ve diş fırçasının olmaması), hemoglobin düşüklüğü (% 80) ve parazit bulgusu (% 47.7) saptanmıştır. Araştırma süresince araştırmacının öğretim, danışmanlık, öğrencilerin sağlık kuruluşlarına sevk ve izlemleri gibi girişimleri sonucunda, kulak kiri sorunu olan, diş fırçası olmayan/diş fırçalamayan ve yanlış yönde taharetlenen öğrenci kalmamış, elleri ve burnu kirli olanlar % 1.5’e, dişleri kirli olanlar % 16.9’a, hemoglobini 11.9 gramın altında olanlar % 40’a ve parazit bulgusu olanlar % 12.3’e düşmüştür. Dişlerinde şekil bozukluğu olan öğrencilerin ise bu sorunu çözümlenememiştir. Sonuç olarak, öğrencilerin sağlığının geliştirilmesinde okul sağlığı hemşireliği uygulamalarının önemli katkısının olduğu söylenebilir.

Anahtar Kelimeler: Okul Sağlığı, Okul Hemşiresi,

Toplum Sağlığı Hemşireliği, Sağlığı Geliştirme

A

ABBSSTTRRAACCTT

The Role Of Communıty Health Nurse In Solvıng Of Physıcal Care Problems Of Students In A Prımary School

This research was performed semi-experimentally on the role of community health nurse in solving of physical care problems of students in a primary school. Research was conducted in a primary school in the boundary of Sivas. All the students of the school were included in the study (n=65). Research was made among September 2002-June 2003. Data was collected via a form prepared for determination of the demographic information and physical health problems of the students. Physical examination of the students was made and, height, weight, hemoglobine, blood pressure, vision and hearing measurements were taken by researcher. As a result of this examination, Nursing Interference Form, developed by the researcher, was used to record the observed problems and the applied nursing interferences. Problem Observation Form was employed to follow these problems. In addition, Monthly Working Chart was developed to plan the works of researcher in the school. During the research, eight interviews were carried out with the students, existing physical problems were determined, and then nursing interferences were performed proper to each student. The research took nine months. Mc Nemar Test was applied in the evaluation of the effectiveness of interferences.

In the research, interviews and physical examinations stated that the most encountered problems were the lack of general body hygiene (lack of ear hygiene: 73.8 %; lack of hands hygiene: 58.5 %; lack of nose hygiene: 49.2 %), the problems related with mouth and teeth health (lack of teeth hygiene: 92.2 %; decayed teeth: 75.4 %; no brushing: 33.8 %; having no toothbrush: 33.8 %), lower hemoglobin level and signs of parasite infections. During the research, most of these problems (lack of ear hygiene, no brushing, having no toothbrush and incorrect perineal hygiene) were completely solved, and some of them (lack of hands and nose hygiene had been decreased to 1.5 %, lack of teeth hygiene had been decreased to 16.9 %, lower hemoglobin level had been decreased from 80 % to 40 %, and signs of parasite infections had been decreased from 47.7 % to 12.3 %) were decreased as a result of the interferences performed by the researcher such as teaching, counseling, sending students to the health center and following students. The deformity problem in teeth of students could not be solved. As a result, it can be said that practices of school health nurse has considerable importance for students.

Keywords: School Health, School Nurse, Community Health

(2)

GİRİŞ

Okul dönemi geleceğin sağlıklı toplumunu oluşturma bakımından çok önemli bir dönemdir (Avrupa Sosyal Pediatri Derneği 1999). Bu dönemde çocuklar sürekli büyüme ve gelişme içindedirler. Aynı zamanda çocukların bir arada bulunmaları ve sağlıkla ilgili bilgi, tutum ve davranışları daha çok burada kazanmaları bu dönemin önemini daha da artırmaktadır. Kötü beslenme, alkol, uyuşturucu kullanma gibi tehlikeli alışkanlıklar çoğunlukla okul döneminde başlamaktadır (Dünya Sağlık Örgütü 1998; Allender ve Spradley 2001).

Çocuğun sağlıklı olması okul başarısını da etkileyen önemli bir faktördür. Okul döneminde görülen çeşitli sağlık sorunları öğrenmeyi olumsuz yönde etkiler (WHO 1997). Kulak, burun ve solunum yolu enfeksiyonları, grip, pnömoni ve dişle ilgili hastalıklar okul yaş çocuklarında görülen başlıca problemlerdir (Igoe ve Speer 1996). Türkiye'de okul yaş grubunda yapılan taramalar sonucunda en fazla karşılaşılan sorunların diş çürükleri, boğaz hastalıkları, parazitozlar, anemi, allerji, deri hastalıkları, kulak hastalıkları ve görme bozuklukları, genel vücut ve ağız hijyenindeki yetersizlikler ve bunların yol açtığı sorunlar olduğu belirtilmektedir (Arslan 2001; Aydın 1996; Çekiç 2001; Dragas 1996; İnce ve ark. 1994; Kıran 1999; Koç 1997; May 1998; Pekcan 2001; Ulaş 1998; http://www.tdb.org.tr/istatis.html Aralık 2003).

Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2004-2005 yılı verilerine göre ilköğretimde okuyan öğrencilerin sayısı 10.565.398’dir (http://apk.meb.gov.tr/ Haziran 2005). İlkokul dönemi, çocukların nasıl yaşayacaklarını öğrendikleri, çeşitli alışkanlıkların oluştuğu ve sağlıkla ilgili girişimlerden yaşamları boyunca yararlanmaları için temel oluşturmada en uygun dönemdir (Nelson 1997; Sanford 2001). Bu nedenle sağlığı geliştirmek ve hastalığı önlemek amacıyla okul sağlığı hizmetleri mümkün olduğu kadar erken yaşlarda başlamalıdır (De Graw 1994).

Okul sağlığı hizmetleri özellikle sosyo-ekonomik farklılıkların belirgin olduğu toplumlarda sağlık hizmetlerinden yararlanamayan çocuklara ulaşma olanağı sağlayabilmesi bakımından çok önemlidir (Okul Sağlığı Kongresi Sonuç Bildirgesi 1999). Ülkemizde okul sağlığı hizmetleri 224 sayılı yasanın 154 sayılı yönergesinde sağlık ocaklarının görevleri arasında yer almaktadır. Ancak sağlık ocaklarının, bölgelerindeki ilkokullara yönelik hizmetleri yalnızca bağışıklama ve ilkokul birinci sınıf öğrencilerine yılda bir kez yapılan

sağlık taramaları ile sınırlıdır. Diğer taraftan tarama hizmetlerinin sürekliliği bulunmamakta, taramaların sevk ve izlemi de yapılmamaktadır (Aydın 1996; Durusu 1996). Oysa tüm çocukların sağlık sorunlarının belirlenerek çözüm bulunması, bu sorunların çocuğun gelişimine olumsuz etkisini azaltarak okul başarısını artıran önemli bir etkendir (Fitton ve Elliman 2001).

Okul sağlığı hemşiresi öğrenmeyi etkileyen sağlıkla ilgili engelleri belirlemede, çocukların sağlık problemleriyle baş etmelerine ve okul çağında ve yetişkin döneminde sağlıklı olabilmelerine yardım etmede çok önemli bir konumdadır. Ayrıca okul hemşiresi okul personeli ve öğrencilerin sağlık durumunu değerlendirme, görme, işitme taramaları yapma, ilk yardım, bulaşıcı hastalıkların kontrolü, sağlık eğitimi, okul personeli, ebeveynler ve öğrencilere sağlık konularında danışmanlık yapma ve özel gereksinimleri olan (ilaç kullanma gibi) çocukların bakımı gibi görevleri sayesinde okul sağlığının geliştirilmesine katkıda bulunacaktır.

Okul yaş grubu çocuklarda sağlık sorunlarının yaygın görülmesi ve bu sorunların erken dönemde tespit edilememesi sonucunda sorunlar ilerleyerek daha ciddi sağlık sorunlarına neden olabilmektedir. Ülkemizdeki sağlık sistemi içinde, okul sağlığına yönelik hizmetlerden sorumlu olan sağlık ocaklarının bu hizmetleri tarama ve bağışıklamadan öteye gidememektedir. Nitekim ülkemizde okul çağı çocuklarında yapılan bir çok çalışmada çocuklarda pek çok sağlık sorunu olduğu belirlenmiştir (Arslan 2001; Aydın 1996; Çekiç 2001; İnce ve ark. 1994; Kıran 1999; Koç 1997; Pekcan 2001; Ulaş 1998; http://www.tdb.org.tr/istatis.html Aralık 2003). Okul sağlığı hemşireliği gelişmiş ülkelerde kabul görmüş, yürürlükte olan bir uygulamadır. Ülkemizde özellikle devlet okullarında böyle bir uygulama bulunmamaktadır. Sınırlı sayıdaki özel okullarda zaman zaman hemşirelerin çalıştığı görülmektedir. Oysa okul çağındaki çocukların sağlığının geliştirilmesinde okul sağlığı hemşirelerinin sorumluluğu yüksektir. Buradan yola çıkarak bu alanlardaki boşlukları doldurmak ve hizmet planlamada yol gösterici olabilmek için böyle bir araştırma yapılmıştır.

Araştırmanın Amacı

Bu araştırma bir ilköğretim okulu öğrencilerinin fiziksel bakım sorunlarının çözümlenmesinde toplum sağlığı hemşireliğinin özel bir uygulama alanı olan okul sağlığı hemşiresinin etkinliğini belirlemek amacıyla yapılmıştır.

(3)

ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ

Araştırma yarı deneysel olarak yapılmıştır. Araştırmanın yapıldığı yer Sivas ili Alibaba Sağlık Ocağı'na bağlı Çayboyu mahallesinde yer alan Çayboyu İlköğretim Okulu'dur. Bu okulun seçilme nedeni, araştırmacının görev yaptığı kurumun eğitim ve hizmet alanı kapsamında olmasıdır. Çayboyu sosyoekonomik olanakları yetersiz bir mahalledir.

Araştırmanın evrenini Çayboyu İlköğretim

Okulu’nda öğrenim gören tüm öğrenciler oluşturmuştur.

Örnekleme evreni oluşturan 65 öğrencinin tamamı

alınmıştır.

Veriler Toplama Araçları

1- Öğrencilerin Ailelerine İlişkin Bilgi Formu: Bu formda aileyi tanıtıcı bilgiler (anne ve

babanın eğitim durumu, mesleği vb.) ve oturulan eve ilişkin özellikler (oda sayısı, banyo ve tuvalete ilişkin özellikler vb.) yer almaktadır.

2- Öğrencilerin Fiziksel Bakım Sorunlarını Belirlemeye İlişkin Form: (Hacettepe Üniversitesi

Toplum Sağlığı Hemşireliği Anabilim Dalı Değerlendirme Formu) Bu form üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde öğrenciyi tanıtıcı bilgiler (yaş, cinsiyet, öz geçmiş vb.), ikinci bölümde öğrencilerin hijyen alışkanlıkları vb. ilişkin bilgiler, üçüncü bölümde ise öğrencilerin sistemik muayene bulgularına ilişkin bilgiler yer almaktadır.

3- Hemşirelik Girişimleri Formu: Bu forma

öğrencilerde belirlenen her bir sorun ve bu sorunlara yönelik yapılan plan ve girişimler kaydedilmiştir.

4- Öğrencilerin Sorunlarını İzleme Formu:

Bu form, öğrencilerin ayda bir kez yapılan değerlendirme sonuçlarını içermektedir. Bu sonuçlara göre her bir sorun, “çözümlendi” ya da “devam ediyor” biçiminde kaydedilmiştir. Araştırma kapsamına alınan her öğrenci için ayrı bir dosya sağlanmış ve öğrenci ile ilgili bütün veriler bu dosyada saklanmıştır.

Araştırmanın uygulaması Eylül 2002–Haziran

2003 tarihleri arasında iki eğitim dönemini (9 ay) kapsamış, araştırıcı bu süre boyunca haftada iki tam gün araştırmanın yapıldığı okulda kalmıştır. Uygulamanın başlangıcında öğrencilerin araştırmacı tarafından boy, kilo, kan basıncı, hemoglobin ölçümü yapılmış, görme ve işitmeleri değerlendirilmiş ve baştan ayağa fizik muayeneleri yapılmıştır. Testis muayenesi

hemşirelik yüksekokulundan iki erkek öğrenciye yaptırılmıştır.

Muayene sonucunda sorun belirlenen öğrenciler her ay yapılan izlemede kontrol edilmiştir. Öğrencilerin hemoglobin değeri ise sık sık değişmeyeceği düşüncesiyle araştırmanın başlangıcında ve sonunda ölçülmüştür. Araştırmacı öğrencilerin sorunlarına yönelik, bire bir bilgi verme, sorunların takibi, sevk etme, tedavilerin izlenmesi, sınıf ortamında grup öğretimi yapma, öğretmen ve ailelerle görüşme, bazı öğrencilere ev ziyareti yapma gibi uygulamaları yerine getirmiştir. Uygulamanın sonunda, öğrencilerin sistemik muayeneleri tekrar yapılmış, sorun saptananlar sağlık ocağına sevk edilmiştir. Araştırmanın uygulama aşaması okulların kapanmasıyla birlikte tamamlanmıştır.

Verilerin Değerlendirilmesi

Öğrencilerin fizik muayene bulgularının değerlendirilmesinde, tıp fakültesi ve diş hekimliği fakültesi öğretim üyeleri ile işbirliği yapılmış ve literatür bilgilerinden yararlanılmıştır. Öğrencilerin boy ve ağırlıklarının değerlendirilmesinde, Dünya Sağlık Örgütü tarafından geliştirilen yaşa göre boy ve kilo standartları kullanılmıştır (WHO 1983). Hemoglobin ölçümlerinin değerlendirilmesinde; Dünya Sağlık Örgütü tarafından anemi kriteri olarak benimsenen 12 gram/100 mililitre değeri kullanılarak, hemoglobin değerine 11.9 gramın altında ya da üstünde olarak karar verilmiştir (DeMaeyer 1989). Yağlı, kepekli görünümlü saçlar kirli, dişlerdeki siyah lekeler, oyuklar çürük olarak değerlendirilmiştir. Normal sıvı akıntı dışında kurumuş müküs varsa, burun kirli, kulak kepçesinde ve arkasında kahverengi, siyah kabuklanmalar, dış kulak yolu kenarında buşon varsa kulak kirli olarak değerlendirilmiştir. Karın ağrısı, geceleri makat bölgesinde kaşıntı olması, ağızdan yastığa su akması gibi belirtilerin bulunması parazit bulgusu olarak değerlendirilmiştir.

Araştırmanın verileri SPSS 10.0 yazılım programında veri tabanı oluşturularak değerlendirilmiştir. Öğrencilerin fizik muayeneleri sonucunda ortaya çıkan sorunları “sorun var”, “sorun yok” ifadeleri ile sayı ve yüzdelik olarak değerlendirilmiştir. Bu sorunlara yönelik yapılan izlemlerde hemşirenin etkinliğinin değerlendirilmesinde (1. ve 8. izlem), Mc Nemar önemlilik testi kullanılmıştır (Aksayan 2002).

(4)

BULGULAR VE TARTIŞMA

Araştırmaya alınan öğrencilerin % 60’ı kız, % 41.5’i 5-7 yaş grubundadır. Öğrencilerin % 63.6’sının 3 ve daha fazla sayıda kardeşi olup, yarıdan fazlasının (% 59.1) aile yapısı çekirdektir. Babaların % 68.2’si ilkokul mezunu olup, % 34.1’i işçi, emekli veya memur % 29.5’i ise çiftçidir. Annelerin % 56.8’i ilkokul mezunu, % 22.7’sinin okuma yaması olmayıp tamamı ev hanımıdır.

Ailelerin çoğunluğunun (% 81.8) bir sosyal güvencesi vardır. Öğrencilerin yaşadıkları konutla ilgili özellikler incelendiğinde, % 22.7’sinin tuvaletinin evlerinin dışında olduğu, % 2.3’ünde tuvalette su olmadığı, dörtte birinin evinde banyo olmadığı, banyosu olmayanların çoğunluğunun tuvalette banyo yaptığı belirlenmiştir.

Tablo 1. Öğrencilerin Genel Vücut Hijyeni ile İlgili Sorunlarının İzlemler Boyunca Görülme Sıklıklarının Dağılımı

İzlem No 1 2 3 4 5 6 7 8 S Soorruunnllaarr S % S % S % S % S % S % S % S % 1-8. i zl em ara sı istatistikse l analiz Saçta kepeklenme 17 26.2 17 26.2 6 9.2 5 7.7 2 3.1 2 3.1 2 3.1 2 3.1 0.000 p<0.05 Saçlar kirli 10 15.4 10 15.4 4 6.2 3 4.6 1 1.5 1 1.5 1 1.5 1 1.5 0.004 p<0.05 Burun kirli 32 49.2 32 49.2 17 26.2 13 20.0 8 12.3 6 9.2 4 6.2 1 1.5 0.000 p<0.05 Kulaklar kirli 48 73.8 47 72.3 25 38.5 5 7.7 7 10.8 1 1.5 1 1.5 - - 0.000 p<0.05

Kulakları ucu sivri cisimle temizleme 29 44.6 29 44.6 14 21.5 2 3.1 - - - - 0.000 p<0.05

Y Yüüzzkkiirrllii 6 9.2 5 7.7 2 3.1 - - - - - 0.031 p<0.05 Eller kirli 38 58.5 37 56.9 13 20.0 6 9.2 6 9.2 3 4.6 1 1.5 1 1.5 0.000 p<0.05 E Ellttıırrnnaakkllaarrııuuzzuunn 14 21.5 13 20.0 5 7.7 4 6.2 5 7.7 1 1.5 1 1.5 1 1.5 0.000 p<0.05 Ayaklar kirli 7 10.8 7 10.8 3 4.6 2 3.1 1 1.5 1 1.5 1 1.5 1 1.5 0.031 p<0.05

Yanlış yönde taharetlenme 8 20.5 7 17.9 4 10.3 2 5.1 - - - - 0.008 p<0.05

İlk fiziksel değerlendirme sonucunda; öğrencilerin saçlarında % 26.2 sıklığında gözle görülür derecede kepek, % 15.4 sıklığında kirlilik olduğu, kulak muayenesinde % 73.8’inin kulaklarının kirli olduğu bulunmuştur. Genel vücut hijyeni ile ilgili sorunların başında el, yüz ve ayakların kirli, el tırnaklarının uzun olması gelmektedir. Öğrencilerin % 20.5’inin yanlış yönde (arkadan öne doğru) taharetlendiği belirlenmiştir (Tablo 1).

Tablo 1’de öğrencilerin izleme dönemindeki genel vücut hijyeni ile ilgili sorunlarına bakıldığında, saçta kepeklenme, saçların, burnun, kulakların, ellerin, ayakların kirli olması, kulakları ucu sivri cisimle temizleme, tırnakların uzun olması ve yanlış yönde taharetlenme gibi ilk izlemde yüksek oranda olan genel vücut hijyeni ile ilgili sorunların son izleme doğru azalarak bazı sorunların son izlemde tamamen ortadan kalktığı dikkati çekmektedir. Dördüncü izlemde yüzü kirli

olan, beşinci izlemde kulaklarını yanlış temizleyen, son izlemde ise kulakları kirli olan öğrenci kalmamıştır. Genel vücut hijyeni ile ilgili sorunlarda ilk ve son izlemler arasındaki fark istatistiksel olarak da önemli bulunmuştur (p<0.05).

Araştırmanın başlangıcında yanlış yönde taharetlendiği belirlenen kız öğrencilerin (% 20.5) tamamı beşinci izlemde doğru yönde taharetlenmeye başladığını ifade etmiştir. Yanlış yönde taharetlenme, kadınlarda idrar yolu enfeksiyonlarının önemli bir nedenidir. Demirbağ (2000) arkadan öne doğru taharetlenen kadınlarda idrar yolu enfeksiyonuna yakalanma riskinin 2.56 kat daha fazla olduğunu saptamıştır. Kadınlarda üretranın kısa, üretral meatus, vajina ve anüsün birbirine yakın olması mikroorganizmaların meatus ve vajinaya kolayca taşınmasına yol açar. Bu nedenle perine temizliğinde

(5)

temizlik işleminin yönü simfisis pubisten anüse doğru olmalıdır (Ulusoy ve Görgülü 2000).

Bireysel hijyen yalnızca sosyal olarak kabul görmek için önemli değil, aynı zamanda enfeksiyon kontrolünde de basit ve etkin bir yoldur. Hijyenik uygulamalarla ilgili sorunlardan özellikle yetersiz el hijyeni, okullarda enfeksiyon yayılımını artırabilir. Eskiden damlacık yoluyla yayıldığı düşünülen virüslerin bile günümüzde giysiler ve diğer yüzeylere yerleştiğine, kontamine eller aracılığı ile diğer çocuklara taşındığına inanılmaktadır (May 1998). Hijyenle ilgili konulardan bir diğeri olan kulak kiri, işitme sorununa yol açması bakımından önemli bir sağlık sorunudur. Bu araştırmada öğrencilerin % 73.8’inin kulaklarının kirli olduğu bulunmuştur. Aydın (1996) yaptığı çalışmada % 41.3, Örsal ve arkadaşları (2002) ise % 33.3 sıklığında kulak hijyeni yetersizliği saptamışlardır. Çalışmanın yapıldığı okulun bulunduğu bölge oldukça yoksul ve eğitim

düzeyi düşük bireylerden oluşmaktadır. Kirlilik oranının yüksek olması buna bağlanabilir.

Bireysel hijyen, ne kadar erken öğrenilirse o kadar etkin olmaktadır (May 1998). Araştırmanın uygulama süresi boyunca hem öğrencilere, hem de annelerine saç, kulak, burun, ağız, el, yüz, tırnak, ayak ve perine hijyeni konularında araştırıcı tarafından okulda grup öğretimleri yapılmıştır. Öğrencilerin aylık izlemleri sırasında bu konularda gözlemleri yapılmış, öğrenciye özgü sorunlara yönelik öğretimler bireysel olarak sürekli tekrarlanmıştır. Ayrıca okul idaresi ile konuşulmuş, okul tuvaletlerine sıvı sabun kutularının konulması ve doğru el yıkama tekniğini gösteren broşürlerin araştırmacı tarafından hazırlanarak tuvaletlere asılması sağlanmıştır. Bu uygulamalar sonucunda öğretmenlerden alınan geri bildirimler ve araştırıcının gözlemlerine göre öğrencilerde el yıkama sıklığının arttığı belirlenmiştir.

Tablo 2. Öğrencilerin İç Çamaşırı, Çorap ve Giysileri ile İlgili Sorunlarının İzlemler Boyunca Görülme Sıklıklarının Dağılımı

İzlem No 1 2 3 4 5 6 7 8 S Soorruunnllaarr S % S % S % S % S % S % S % S % 1-8. i zl em ara sı is tat is tik se l anal iz

İç çamaşırları haftada bir kez

değiştirme 49 75.4 49 75.4 46 70.8 43 66.2 41 63.1 35 58.8 32 49.2 32 49.2 0.000 p<0.05 Külot giymeme 16 24.6 16 24.6 12 18.5 10 15.4 8 12.3 7 10.8 8 12.3 8 12.3 0.008 p<0.05 Ç Çoorraappllaarrııhhaaffttaaddaabbiirrkkeezz d deeğğiişşttiirrmmee 23 35.4 23 35.4 21 32.3 18 27.7 15 23.1 13 20.0 10 15.4 10 15.4 0.000 p<0.05 Ç Çoorraappkkiirrllii 37 56.9 37 56.9 16 24.6 8 12.3 6 9.2 6 9.2 4 6.2 3 4.6 0.000 p<0.05 Giysi kirli 11 16.9 11 16.9 4 6.2 2 3.1 3 4.6 3 4.6 2 3.1 2 3.1 0.004 p<0.05

Tablo 2’de görüldüğü gibi öğrencilerin yaklaşık olarak dörtte birinin (% 24.6) külot giymediği, dörtte üçünün iç çamaşırlarını haftada bir kez değiştirdiği, % 35.4’ünün ise çoraplarını haftada bir kez değiştirdiği belirlenmiştir. Öğrencilerin iç çamaşırı ve çorapları ile ilgili sorunlarının 8 aylık izleme dönemindeki dağılımına bakıldığında, bu giysileri haftada bir kez değiştirenlerin sıklığında son izlemde anlamlı derecede azalmalar olduğu dikkati çekmektedir. Buna göre iç çamaşırlarını haftada bir kez değiştirenler % 75.4’den % 49.2’ye,

çoraplarını haftada bir kez değiştirenler ise % 35.4’den % 15.4’e düşmüştür. Yapılan istatistiksel değerlendirmede de aradaki farkın anlamlı olduğu belirlenmiştir (p<0.05).

Aynı tabloda çorap ve giysileri kirli olan öğrencilerin sıklığında son izleme doğru önemli düzeyde azalma görülmektedir. Çorapları kirli olan öğrenci yüzdesi birinci izlemde 56.9 iken son izlemde 4.6’ya, giysileri kirli olan öğrenci yüzdesi ise 16.9’dan 3.1’e düşmüştür. Tabloda dikkati çeken diğer bir bulgu, külot

(6)

giymeyen öğrencilerin sıklığının yarı yarıya azalmasıdır. Bu azalmada araştırıcının bu konuda öğrenci ve ailelere bilgi verme, öğrencileri bu yönden denetleme gibi girişimlerinin etkili olduğu düşünülmektedir. Son izlemde 8 öğrencinin (% 12.3) hala külot giymemesinin nedeni, ailelerin ekonomik güçlükleri, bu konudaki alışkanlıklarını değiştirmekte direnç göstermeleri ve kültürel alışkanlıkları olabilir. Bazı ailelerin çocuklarına külot giydirmeme alışkanlıklarının olması, sadece şehir

merkezine misafirliğe gitme ve benzer durumlarda çocuklarına külot giydirmeleri kültürel alışkanlıklarının bir sonucu olabilir. Bu sonuçlar dikkate alındığında toplum ile yakın temas halinde çalışması gereken okul sağlığı hemşirelerinin daha etkin hizmet verebilmeleri için çalıştıkları toplumun kültürel özelliklerini de tanımaları gereği ortaya çıkmaktadır.

Tablo 3. Öğrencilerin Ağız ve Diş Sağlığı ile İlgili Sorunlarının İzlemler Boyunca Görülme Sıklıklarının Dağılımı

İzlem No 1 2 3 4 5 6 7 8 S Soorruunnllaarr S % S % S % S % S % S % S % S % 1-8. i zl em ara sı istatist ikse l analiz Diş fırçalamama 22 33.8 22 33.8 10 15.4 3 4.6 2 3.1 - - - - - - 0.000 p<0.05

Diş fırçası yok 22 33.8 22 33.8 9 13.8 2 3.1 2 3.1 - - - - - - 0.000 p<0.05

Dişleri günde iki kezden daha

az fırçalama 27 41.5 27 41.5 20 30.8 14 21.5 13 20.0 13 20.0 9 13.8 9 13.8 0.000 p<0.05 Çürük diş 49 75.4 48 73.8 48 73.8 48 73.8 47 72.3 47 72.3 46 70.8 47 72.3 p>0.05 0.250

Dişlerde şekil bozukluğu* 12 18.5 - - - 12 18.5 - Dişler kirli 60 92.2 60 92.2 40 61.5 22 33.8 16 24.6 14 21.5 13 20.0 11 16.9 p<0.05 0.000

*Şekil bozukluğunun tedavisi uzun sürdüğü için yalnızca başlangıç ve son izlemi yapılmıştır

İlk muayene sırasında ağız ve diş sağlığı ile ilgili olarak öğrencilerde en fazla diş bakımı yetersizliği (% 92.2) ve diş çürüğü (% 75.4) sorunu saptanmıştır. Öğrencilerin % 41.5’inin dişlerini günde iki kereden daha az fırçaladığı, % 33.8’inin kendine ait bir diş fırçasının olmadığı ve aynı oranda öğrencinin dişlerini fırçalamadığı belirlenmiştir (Tablo 3).

Öğrencilerde ağız ve diş sağlığı ile ilgili saptanan sorunlara yönelik girişimler dikkate alındığında, araştırıcının en fazla başarılı olduğu alan ağız ve diş hijyeni konusunda olmuştur. Tablo 3’te görüldüğü gibi beşinci izlemden sonra diş fırçalamayan ve diş fırçası olmayan öğrenci kalmamış, günde iki kereden daha az sayıda diş fırçalayan ve dişleri kirli olan öğrenci sayısında ise son izlemde önemli ölçüde azalma olmuştur. Diş çürüğü olan öğrenciler ile ilgili izlemlere bakıldığında 8 aylık izleme dönemi boyunca çürüğü olan öğrenci sayısında dikkate değer bir azalma olmadığı görülmektedir. Öğrencilerdeki diş çürüğü sayısının çok

fazla olması, çürüklerin tedavi maliyetini karşılamada ailelerin ekonomik olanaklarının yetersiz olması, ağız ve diş sağlı sorunlarının toplum genelinde önemsenmemesi araştırıcının bu konuda etkin olamamasına neden olmuştur.

Ağız ve diş sağlığı ile ilgili tüm öğrencilere ve annelerine araştırıcı tarafından okulda uygulamalı grup eğitimi yapılmıştır. Ayrıca bu alanda sorunu olan her öğrenciye aylık izlemleri sırasında soruna yönelik eğitimler tekrarlanmıştır. Dişlerinde şekil bozukluğu olan öğrenciler ise gerekli tedavi için sağlık kuruluşlarına yönlendirilmelerine rağmen, sosyal güvencenin olmaması, sosyal güvenceleri olsa bile yapılan tedavinin maliyetinin yüksek olması ve tedavi harcamalarının önemli bir kısmını ailelerin karşılamak zorunda olması gibi engeller nedeni ile tedavi olamamışlardır. Uygulama sonunda öğrencilerin tümünde bu sorun devam etmektedir.

(7)

Dişle ilgili sorunlar çocukların sağlığını ve okula devamını etkileyen başlıca problemler arasındadır (Igoe ve Speer 1996). Diş çürükleri çocuklar arasında yapılan araştırmalarda en fazla görülen sorun olarak belirlenmiştir (Öncel 1999; Kubilay ve arkadaşları 2002; Pala ve arkadaşları 2003; Aydın 1996; Çekiç 2001; Çivi ve Koruk 2002). Ayrıca ağız ve diş sağlığı sorunları ülkemizde yaygın olarak görülen ve öldürücü olmadığı için genellikle önemsenmeyen sorunlar arasındadır. Oysa bu sorunlar önlenebilir sorunlardır ve tedavi

edilmediği sürece ilerleyerek çeşitli sistemik hastalıklara zemin hazırlarlar (Çekiç 2001). Ülkemizde 7-11 yaş grubundaki çocuklarda yaklaşık 38 milyon kavite olduğu ve sadece diş çürüklerinin tedavisi için 380 trilyon liraya ihtiyaç duyulduğu bildirilmektedir (Oktay 2001). Bu nedenlerle çocuklara ve ailelere diş sağlığı ile ilgili koruyucu alışkanlıklar kazandırılarak bu tür sorunların önlenmesi çok önemlidir.

Tablo 4. Öğrencilerin Hemoglobin ve Parazit ile İlgili Sorunlarının İzlemler Boyunca Görülme Sıklıklarının Dağılımı

İzlem No 1 2 3 4 5 6 7 8 S Soorruunnllaarr S % S % S % S % S % S % S % S % 1-8. i zl em ara sı is tat is tik se l anal iz Hemoglobin 11.9 gramın altında* 52 80.0 - - - 26 40.0 0.000 p<0.05 P Paarraazziittbbuullgguussuuvvaarr 31 47.7 29 44.6 23 35.4 16 24.6 13 20.0 11 16.9 7 10.8 8 12.3 p<0.05 0.000 *Hemoglobin değeri sık değişmediği için yalnızca uygulamanın başında ve son ayda ölçüm yapılmıştır

Boşaltım sistemi muayenesinde öğrencilerin %47.7’sinde parazit bulgusuna rastlanmıştır. Hemoglobinlerinin ölçülmesi sonucunda ise % 80’inin hemoglobininin 11.9 gramın altında olduğu belirlenmiştir (Tablo 4). Öğrencilerin hemoglobin ve parazitle ilgili sorunları ve bu sorunların 8 aylık izleme dönemindeki dağılımına bakıldığında, uygulamanın başında öğrencilerin % 80 gibi büyük bir çoğunluğunda 11.9 gramın altında olan hemoglobin düzeyinin son izlemde yarı yarıya azalarak % 40’a düştüğü görülmektedir. Dünya Sağlık Örgütü gelişmekte olan ülkelerdeki 5-14 yaş grubu çocuklarda demir eksikliği anemisini % 82 olarak bildirmektedir (DSÖ Raporu 1998). Ülkemizde demir eksikliği anemisi çok sık görülen bir sorundur. Konu ile ilgili literatürde, ülkemizde % 17-35 arasında değişen anemi oranlarına rastlanmıştır (Arslan 2001; Aydın 1996; Pekcan 2001).

İlk izlemde öğrencilerin yarıya yakınında (% 47.7) belirlenen parazit bulgusu sıklığı ise son izleme doğru azalarak % 12.3’e inmiştir. Arslan (2001) çocuklarda parazitoz görülme sıklığını % 30-50 olarak belirtmektedir. Hemoglobini düşük olan ve parazit bulgusu olan öğrencilerin tümü sağlık ocağına sevk edilerek gerekli tedavileri yaptırılmıştır. Ayrıca öğrenciler ve ailelerine beslenme, parazitler, tedavi ve korunma

yolları konularında bilgi verilmiş, bazı öğrencilere demir şurubu ve parazit ilacı sağlanmıştır.

Literatürde, beslenme yetersizliği ve helmint enfeksiyonlarının öğrenmeyi olumsuz etkilediği, çocuklarda yaygın olarak görülen parazitlerin demir eksikliği anemisi, büyüme gelişme geriliği gibi sorunlara yol açabildiği, bunların sonucunda ise çocuğun okul başarısının olumsuz etkilenebildiği ve çocuklardaki helmintlerin tedavisinin okul başarısını artırdığı belirtilmektedir (Allender ve Spradley 2001; DSÖ 1998; WHO 1997). Yine sağlıklı beslenme alışkanlıklarının temeli çocukluk döneminde atıldığı için bu dönemde verilen eğitimin çok önemli olduğu, okul hemşiresinin sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanmaları için öğrencilere beslenme konusunda eğitim verdiği ve öğrencilere model oluşturduğu bildirilmektedir (Allender ve Spradley 2001; Nelson 1997; Pekcan 2001).

Bunların yanında araştırmacının sağlık kuruluşuna sevk ettiği bir öğrenciye skabies (uyuz) tanısı konulmuş, ilk izlem sırasında aritmik nabız saptanan ve sevk edilen bir öğrenciye minimal düzeyde mitral prolapsus, eser düzeyde myokart yetmezliği tanısı ve düzenli ölçümler sonucunda tansiyonu sürekli yüksek bulunan bir öğrenciye yüksek tansiyon tanısı konulmuştur. Ayrıca aileden alınan bilgilere göre ileri

(8)

tetkikler yaptırması sağlanan bir öğrenciye epilepsi tanısı konmuş ve buna yönelik tedavisi başlamıştır. Araştırmacı tarafından bu öğrenciler ve aileleri hastalıkları konusunda bilgilendirilmiş ve gerekli tedavileri yaptırmaları sağlanmıştır.

SONUÇ VE ÖNERİLER

Çayboyu İlköğretim Okulu’ndaki öğrenciler üzerinde yapılan bu araştırmada aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir.

- Genel vücut hijyeni ile ilgili en fazla görülen sorunlar; kulak kiri (% 73.8), ellerin (% 58.5), burnun (% 49.2) kirli olması, saçlarda kepek (% 26.2), kulakları ucu sivri cisimle temizleme (% 44.6), yanlış yönde taharetlenme (% 20.5), iç çamaşırları ve çorapları haftada bir kez değiştirme (sırasıyla % 75.4 ve % 35.4), çorapların kirli olması (% 56.9) ve külot giymemedir (%24.6).

- Ağız ve diş sağlığı ile ilgili en fazla görülen sorunlar; dişlerin kirli olması (%92.2), diş çürüğü (%75.4), diş fırçalamama ve diş fırçasının olmamasıdır (%33.8).

- Öğrencilerin % 80’inin hemoglobini düşüktür ve % 47.7’sinde parazit bulgusu vardır.

Araştırma süresince okul sağlığı hemşireliği uygulamaları sonucunda; kulak kiri, kulakları ucu sivri cisimle temizleme, diş fırçasının olmaması/diş fırçalamama ve yanlış yönde taharetlenme sorunları tamamen giderilmiş, ellerin, burnun, dişlerin ve çorapların kirli, saçların kepekli olması, külot giymeme, iç çamaşırı ve çorapları haftada bir kez değiştirme, hemoglobin düşüklüğü ve parazit bulgusu sorunları ise büyük ölçüde giderilmiştir. Çürük dişi olanların yalnızca % 3.1’inin tedavisi sağlanırken, dişlerinde şekil bozukluğu olan öğrencilerin sorunu çözümlenememiştir. Bu sorunların çoğu öğrencilere ve ailelere yapılan öğretim, danışmanlık ve izlem gibi hemşirelik uygulamaları sonucunda giderildiği için, öğrencilerin fizik bakım sorunlarının çözümlenmesinde okul sağlığı hemşiresinin etkili olduğu söylenebilir.

Bu sonuçlar doğrultusunda;

- Genel vücut hijyeni, ağız ve diş sağlığı, beslenme ve parazitle ilgili sorunlar fazla oranda saptandığı için, aile, öğrenci ve öğretmenlerin bu konularda bilgilendirilmesi, öğretmenlerin öğrencileri bu konularda desteklemeleri ve denetlemeleri,

- Öğrencilerde yaygın görülen sorunlar doğrultusunda sağlık personeli tarafından okullarda yılda bir kez tarama muayeneleri yapılması, sorun saptanan öğrencilerin tedavilerinin yapılması ve sağlık güvencesi olmayan öğrencilerin ilaçlarının ücretsiz olarak sağlanması,

- Sağlık sorunu devam eden ve özel sağlık sorunu olan öğrencilerin izlenmesi için okul yönetiminin bilgilendirilmesi, gerektiğinde bu öğrencilerin evlerinde ziyaret edilerek daha yakından izlenmesi,

- Hemoglobini düşük olan öğrenciler fazla sayıda olduğu için, okuldaki beslenme saatlerinin daha etkin kullanılması, ailelerin, öğrencilerin ve öğretmenlerin bu konuda bilgilendirilmesi, fakir aileler için ilgili kaynaklardan özellikle demir içeren yiyecek yardımı sağlanması,

- Okul sağlığı hemşireliği uygulaması etkili olduğu için okullarda okul hemşiresi görevlendirilmesi ve

- Bu çalışmada sadece fiziksel sorunlara bakıldığı için, öğrencilerin psikososyal açıdan da değerlendirilmesi amacıyla bir çalışma yapılması önerilir.

KAYNAKLAR

Allender JA, Spradley BW (2001) Community Health

Nursing: Concept and Practice, Lippincott, s.557-569.

Aksayan S (2002) Araştırma tasarımı: Hemşirelikte Araştırma,

İ Erefe (Ed), İstanbul, Odak Ofset, s. 65-90.

Arslan P (2001) Okul sütü ve okul beslenme programlarının

önemi. Yeni Türkiye Sağlık Özel Sayısı: 596-601.

Avrupa Sosyal Pediatri Derneği (1999) Okul Sağlığı

Kongresi Kitabı, Sonuç Bildirgesi, İstanbul, s.53.

Aydın A (1996) Okul Çağı Çocuklarının Beslenme Ağız ve

Genel Vücut Hijyenine İlişkin Uygulamaları ve Var Olan Sağlık Sorunlarının Belirlenmesi. Bilim Uzmanlığı Tezi, Ankara, Hacettepe Üniversitesi.

Çekiç C (2001) Türkiye’de ağız-diş sağlığında mevcut durum,

sorunlar ve çözüm önerileri. Yeni Türkiye Sağlık Özel Sayısı:629-634.

Çivi S. Koruk İ. (2002) Konya ili 4 nolu sağlık ocağı

bölgesindeki ilköğretim okulu 1. sınıf öğrencilerinin genel sağlık düzeyleri. 8. Ulusal Halk Sağlığı Kongresi Kitabı, Diyarbakır, s.585.

De Graw, C (1994) A community-based school health system:

parameters for developing a comprehensive student health promotion program. Journal of School Health, 64(5):192-195.

(9)

DeMaeyer EM (1989) Preventing and Controlling İron

Defiency Anaemia Through Primary Healthcare, WHO, Geneva.

Demirbağ C (2000) Kadınlarda idrar yolu enfeksiyonlarında

hijyenik alışkanlıklarla ilgili risk faktörleri. Cumhuriyet Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, 4(2):52-58.

Dragas Z (1996) Hand-Washing and Disinfection: The

International Symposium and Workshop on Hospital Hygiene and Hospital Infection Control, E Tümbay, R İnci (Ed), İzmir, s.35-40.

Durusu K (1996) İlkokul Öğrencilerine Verilen Sağlık

Eğitiminin; Öğrencilerin Sağlıkla İlgili Bilgi, Tutum ve Davranışlarına Etkisi. Kayseri, Erciyes Üniversitesi.

Dünya Sağlık Örgütü (1998) Dünya Sağlık Raporu, Geneva. Fitton D, Elliman D (2001) The School Health Service.

Current Paediatrics, 11:109-112.

Igoe JB, Speer S (1996) Community Health Nurse in the

Schools: Community Health Nursing, M Stanhope, J Lancaster(Ed), Boston, Mosby, s.880-882.

İnce N. ve ark. (1994) Bir ilkokulda baş biti sorunu ve tedavi

seçeneklerinin değerlendirilmesi. IV. Ulusal Halk Sağlığı Kongresi Kitabı. Didim, s.602-603.

Kıran S. (1999) Okul Sağlığı Hizmetlerinde Ülke Deneyimleri

(Türkiye). Okul Sağlığı Kongresi Kitabı, İstanbul, s.18-20.

Koç S (1997) Okul Sağlığını Geliştirme Programlarında Öğretim

Araç ve Yöntemlerinin Etkinliği. Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, İstanbul Üniversitesi.

Kubilay G. ve ark. (2002) Bir İlköğretim Okulu Birinci Sınıf

Öğrencilerinin Sağlık Durumlarının Değerlendirilmesi. 8. Ulusal Halk Sağlığı Kongresi Kitabı. Diyarbakır.s.604.

May H (1998) Now wash your hands. Nursing Times,

94:63-66.

Nelson KE (1997) The needs of children and the role of

school nurses. Journal of School Health, 67(5):187-188.

Oktay İ (2001) Ülkemizde diş hekimliği açısından sağlık

sisteminin değerlendirilmesi. Yeni Türkiye Sağlık Özel Sayısı:616-628.

Öncel S (1999) Okul Sağlığı Hemşirelik Hizmetlerinin

Öğrencilerin Sağlık ve Başarı Durumuna Etkisinin İncelenmesi. Doktora Tezi, İzmir, Ege Üniversitesi.

Örsal Ö. ve ark. (2002) Öğrencilerin Kişisel Temizlik Bilgileri

ve Durumlarının Değerlendirilmesi. 8. Ulusal Halk Sağlığı Kongresi Kitabı, Diyarbakır, s.609.

Pala K. ve ark. (2003) Nilüfer Halk Sağlığı Eğitim ve Araştırma

Bölgesi’ndeki İlköğretim Okulu Öğrencilerinin Sağlık Durumlarının Değerlendirilmesi. 8. Halk Sağlığı Günleri Bildiri Özetleri Kitabı, Sivas, s.105.

Pekcan G (2001) Türkiye’de beslenme sorunları ve boyutları:

besin ve beslenme politikalarının önemi. Yeni Türkiye Sağlık Özel Sayısı:572-585.

Sanford CC (2001) Delivering health care to children on their

turf: an elementary school-based wellness center. Journal of Pediatric Health Care, 15(3):132-137.

Ulaş G (1998) Kastamonu İli Merkez İlçesindeki Lise

Öğrencilerinin Vücut Hijyenine İlişkin Alışkanlıklarının İncelenmesi. Bilim Uzmanlığı Tezi, Ankara, Hacettepe Üniversitesi.

Ulusoy MF, Görgülü RS (2000) Hemşirelik Esasları, Ankara. WHO (1983) Measuring Change İn Nutritional Status, Geneva. WHO (1997) Promoting Health Through Schools, Report of a

WHO Expert Committee on Comprehensive School Health Education and Promotion, Geneva.

http://apk.meb.gov.tr/ Haziran 2005. www.tdb.org.tr/istatis.html Aralık 2003.

Referanslar

Benzer Belgeler

Çalışmamıza katılan acil servislerin toplam alan ölçüleri, hasta sayıları, acil servisteki personel sayıları, acil servislerde çocuk ve erişkin acil

diğer özelliği ise belki de antik Yunan filozoflarının sürekli üzerinde durdukları evrendeki ahengi açık- lamaya çalışan bir sistem olmasıdır. Çünkü Ploti- nus’un

(1997) yapmıĢ oldukları araĢtırmada elde edilen sonuçlara göre, erken yaĢlarda fiziksel olarak aktif olanların ve sportif faaliyetlere katılanların, yetiĢkinlik

Bu araştırmada; fiziksel parametrelerinin (boy uzunluğu, vücut ağırlığı) değerlendirilmesinden elde edilen sonuçlara göre Türkiye Kara Harp Okulu öğrencilerinin (Grup

Therefore, we aimed to evaluate the relationship between Helicobacter pylori gastritis and vitamin B12 status as well as to determine prevalence of esophagitis in children

Bak bunlar ellerin senin bunlar ayakların Bunlar o kadar güzel ki artık o kadar olur Bunlar da saçların işte akşamdan çözülü Bak bu sensin çocuğum enine boyuna Bu da

Bu çalışmada, toplum ruh sağlığı merkezine kayıtlı olan şizofreni tanılı hastaların ba- kım verenlerinin; ruhsal hastalığa yönelik inançları ve bakım yüklerinin

Yani burada önemli olan nokta bizim başarılı olmak ve kazanmak için kadercilik oyunu oynamayıp bu kaderi oluşturabilmemiz için bir ön hazırlık.. yapmamız,